“ElhamdülillâhiRabbil-‘âlemîn. Vel-‘âkıbetülil-müttekîn.Vessalâtüvesselâmü ‘alâRasûlinâ Muhammedin ve ‘alââlihî ve sahbihîecma’în”. İçeriden o müfredatı da bir getir de. Bugünkü ders konumuz cariyeler ve kölelerle ilgili. Biliyorsunuz Kuranı Kerim’de kölelik ve cariyeliğin olmadığını birçok dersimizde anlatmaya çalıştık. Ali Rıza DEMİRCAN da bu konuda şey yaptı: Bir kitap yayımladı. Ama bazı sorular kaldı tabi. O soruların cevaplandırılması lazım. Uzun süredir bugün üzerinde konuşacağımız konusoruluyordu fakat anlatabilecek bir vakit bulamamıştık. Bugün inşallah Mü’minun suresinin ilk ayetleri ve bu ayetlere paralel ayetler var. Burada bazı zihinlere soru işaretleri takılıyor. Bunları cevaplandıracağız ama derse girmeden önce şimdi aklımda olan bir şey var onu da söyleyeyim. Ramazan bayramı akşamı biliyorsunuz biz bir yazı yayınladık. Türkiye’de bayram,zamanında kutlanacak diye. Hâlbuki o gece Türkiye’de hilalin gözükmesi mümkün değildi. Ertesi gün de gözükmesi mümkün değildi. Ertesi gün neydi? Perşembe. Perşembe akşamı da gözükemezdi, Cuma akşamı da gözükmezdi. Hilal. Türkiye’de yani. Aslında işte Araplar için de aynı şey söz konusu. Araplarda da gözükmezdi.
Peki biz buna rağmen “Neden Türkiye’de bayram zamanında kutlanmıştır?” Sorusuna bana göre o bizim o kısa yazıda bütün cevaplar var. Ama işte yeteri kadar şeylerin izleyiciyi tatmin edecek kadar cevap vermemişiz demek ki birçok sorular geldi. Buna da cevaplar vermek lazım. Onu da İsterseniz önümüzdeki haftanın programına alalım. Tamam mı Yahya? (Yahya: Hilal tartışmaları mı?). Yanişey hilalle ilgili bir sürü sorular var ya. Çünkü bu da hem bizim için hem İslam alemi için yepyeni bir bilgi bu. Bunun oturması hemen kısa sürede zaten beklenemez. Şimdi onunla ilgili biz haftaya inşallah bir ders yapalım. Hem internette bekleyen sorular var. İyi de olur bir hafta içerisinde birçok kimse bak işte cevap veremediniz, hah işte sizi susturduk falan da diyebilir. Onları da biraz rahatlatmak lazım. (Seyirci: Bu Çarşamba günü sizi aradığımda baktınız mı hocam ayın tam ortadan kesikti yedinci günü). Çarşamba değil de Çarşamba ertesi baktım. (Seyirci: Yani ben çünkü Cuma günü mesela baktığımda bir gün sonra bir gece sonra baktığımda o dediğim gibi karnı şişmişti. Yani dolayısıyla). Demek ki senden küsmüş. (Seyirci: Efendim?). Belli sen onu üzmüşsün, ertesi gün karnı şişmişti. (Seyirci: Yani orada bir tam yedi günlükken bizim şeyimiz uyuyordu yani olaya). Tamam, ben şimdi yani inşallah burada neye dayanıyoruz şimdi internetten sık sık soruyorlar peki siz Brezilya dediniz Brezilyada gözlemlendi mi tespit ettiniz mi falan diye birtakım sorular soruluyor. Tabi o sorular konunun anlaşılmamasından kaynaklanan sorulardır. Bir müddet bu tür sorular sorulmaya devam edecek. Hatta Bazıları çok garip olarak işte siz imsak vakitleri konusunda diyanete karşı bir tavır koydunuz ama burada teslim oldunuz falan yani bunlar ne biçim bir mantık ürünüdür anlamak mümkün değil. Kardeşim doğruyu kim söylerse söylesin. Doğrulardan yana olmak lazım her zaman için. Diyanet o konuda doğru yapmışsa, diyanet diye karşı çıkılır mı? Bu ne kadar yani insanlar bu bazı kurum ve kuruluşlara ne kadar acayip düşmanlık taşıyorlar içlerinde? Ya da bir kuruluş bir konuda bir yanlış yaptıysa her konuda yanlış yapacak diye bir şey mi var? Ya da herkesin yanlışı olur. Bizim de bir sürü yanlışlarımız olur. Bir adamın bir konuda hatası varsa her konuda hatalı olacak diye bir şey yok. Dolayısıyla bizim burada herhangi bir kurum veya kuruluşu karşımıza alıp onunla mücadele etmemiz hiçbir zaman için söz konusu olamaz. Biz kişileri değil şeyleri, doğruları öne çıkarmaya çalışıyoruz. Doğruyu kim yaparsa yapsın onların yanında yer alırız. Yanlışı kim yaparsa yapsın onu da bilgimiz ve gücümüz ölçüsünde düzeltmeye çalışırız. O kadar başka bir şey yok. Neyse inşallah haftaya o şeyi alalım. Yahya! Yani şeyle “Hilal hesapla mı yoksa gözlemle mi tespit edilir?” diye bir başlık koyalım. Onu inşallah haftaya şey yapalım, anlatmaya çalışalım gücümüzün yettiği kadarıyla. Şimdi Bu sorunun sahibi esasen Enes Hocaydı değil mi Enes Hoca? (Enes Hoca: Evet). Neydi soru bir daha bir tekrarlar mısın soruyu?
(Enes Hoca: 06:00-06:17 arası anlaşılmıyor). Tamam, yani fercini. Ferç derken ne anlıyorsunuz? (Enes Hoca: Ferç ferçtir.) Tamam ferçferç de ne anlıyorsun? (6:30 anlaşılmıyor) Şimdi senin soruyu iyice netleştirmek için yani müminleri Allahu Teala burada ayırıyor değil mi?
Estauzübillah: “Kadeflehalmü’minun (23/1)” Müminler umduklarına kavuştular ki kavuşacaklar demektir kesin olarak.
Ellezinehüm fi salatihimhaşiun(23/2)” Bunlar namazlarında huşu içerisinde yani böyle tam huzur içerisinde, tatmin içerisinde namazlarını kılarlar.
“Vellezinehümanillağvimu’ridun (23/3)”Bunlar boş sözlerden kaçınırlar.
“Vellezinehümlizzekatifailun (23/4)”Zekat için çalışırlar. Almak için değil de vermek için çalışırlar. Şimdi buraya kadar kadın erkek müsavi değil mi?
“Vellezinehümlifürucihimhafizun (23/5)” Bir de ferçlerini korurlar. Şimdi bizim halk arasında ferç dediğiniz zaman kadının cinsel organı anlaşılır. Onun için ferç nedir diye sordum sana yani şimdi ama burada ferç o değil yani.
Ferç,el faracu: Çok. El farcuvelfurcetueşşekgubeyni şey eynikefurcetilhayitiin: Ferçfurca iki şey arasındaki yarık. Yani duvardaki yarık gibi. Duvarlarda bazen böyle yarılma olur ya. Bu ferçfurca ya ferç gene aynı zamanda ma beyne lijlini: iki ayak arası. Çünkü iki ayağın arası da bir duvardaki yarık gibi gözükür. Onun ters tarafından gözükmesidir. Ondan sonra ve künnibianissev’eti: Bu,sev’e’den kinaye kılındı. Kinaye kelimesinin bir anlamı var. Kinaye, hakikatinin de murat edilebileceği bir mecazdır. Yani kinayede kelimenin hakiki manası da kaybolmaz. Yani mesela sen Arslan gibisin dendiği zaman kelimenin hakkı manasını murat etme imkânı yoktur. Şimdi kinayeye bir örnek bakayım: Mesela sen baba adamsın denir mesela Enes Hocaya. E sen gerçekten babasın. Babanın hakiki manasına da uygunsun; baba adamsın derken de işte şefkatli güçlü falan filan ona da uygunsun. Dolayısıyla kelimenin hakiki manasını kastederken aynı zamanda mecaz manasını da yüklemiş oluyorsun. Ona da kinaye deniyor. Şimdi onun için bu ferç kelimesiyle ikisinin ön ve arkası kastedilirken, aynı zamanda bu ön ve arkasının bağlı olduğu o bacakların arasındaki açıklık da kastedilmiş oluyor. O zaman haklı olarak diz kapağıyla göbek arasına ferç kelimesinin kullanıldığı ifade ediliyor. Bu şeyde geçiyor:Burada değil de LisanülArapta geçiyor. Diz kapağıyla göbek arasıdır diye. Belki burada da var ama. Muhammed istersen bak orada Lisanül Arap var. EsSahah’da da olur. Orada Sahah da var Lisanül Arap da var ikisine de bir baksın. Cim harfinden, son harften sonra bakılıyor biliyorsunuz. Abdurrahman Hoca Sahah da oradaydı. Hah işte o. Az önce elini vurdun ya. Cim harfine bak orada da. Son harften bakılıyor ilk harften değil. Şimdi burada tabi siz onlara bakarken devam edelim:
“Vellezinehümlifürucihimhafizun(23/5)”Ferçlerini koruyanlar, ferçlerini koruyanlar dediğiniz zaman diz kapağı ile göbeğin arası yani sadece ön ve arka değil, onun çevresinin de korunması gerekiyor. Çünkü biliyorsunuz şey de zina bu orada bulunan organlarla yapılır. AllahuTeâlâ zinadan uzak durmamızı emrediyor.
“Ve la takrabuz zina (17/32)”diyor. Dolayısıyla ona yaklaşmamaya sebep olan şeylerden birisi de o organların da çevresini korumak olmuş oluyor. Bu bakımdan da sadece ön ve arka değil işte diz kapağıyla göbek arası bölge olarak bir ferç bölümü olmuş oluyor. Şimdi buradan yine mesele tamamlansın diye şimdi bu surenin yok Nur suresi, bir sonraki sure. Nur suresinin otuzuncu ayetine bir bakalım hatta yirmi dokuzuncu ayete. Bak:
“Kullilmü’minineyeğudduminebsarihim ve yahfezufürucehum (24/30)” diyor. Otuzuncu ayet. Yirmi dokuz değil otuzuncu ayet. Mümin erkeklere söyle gözlerini önlerine eğsinler.Yani kadınların gözlerinin içine bakmasınlar ve ferçlerini korusunlar. Ondan sonraki ayette de:
“Ve kullilmü’minatiyağdudneminebsarihinne ve yahfaznefürucehünne (24/31)” Mümin kadınlara söyle gözlerini önlerine eğsinler yani o seksi bakış falan dedikleri şeyi yapmasınlar ve
“Yahfaznefürucehünne (24/31)”Ferçlerini korusunlar. Şimdi bu emirde kadın erkek eşit. Onun için öbür tarafta “Vellezinehümlifürucihimhafizun (23/5)”da da kadın erkek eşit. Yani bu bir kere fercin korunması olmazsa olmaz bir şarttır. Yani diz kapağıyla göbeğin arasının kapalı olması. Bulamadınız mı kelimeyi? Ha buldun mu? Nerede geçiyor dediğim ifade? (Yardımcı: Öyle bir ifadeyi tam olarak bulamadım). E o ifadeyi bulmadan niye bana veriyorsun? Ben onunla iki saat uğraşamam. Onun için ben sana havale ettim.
Evet, şimdi işte bu fercinkorunması sadece eşlere karşı. Zaten bu biraz sonra bu dediğim şeyin doğruluğu ayetlerle de ortaya çıkacak. Yani sözlüklerde bu anlamı bulmasak bile Kuranı Kerimde o anlamı bulacağız biraz sonra. Ama sözlüklerde de var. Onu ben gördüm. O bakımdan şey yapalım. Onun için bu fercin ne olduğu anlaşılmazsa bu ayet de anlaşılmaz. Enes Hoca! Yani ferce cinsel ilişki falan filan derseniz olmaz yani. Bu mana yanlış ortaya çıkar. Şimdi bakalım burada ne mana vermişler? Bak mesela onlar iffetlerini korurlar.
“Vellezinehümlifürucihimhafizun(23/5)”da iffetlerini korurlar. O senin elindeki mealde ne diyor? (Seyirci: Irzlarını). Irzlarını korurlar. Yani cinsel ilişkide bulunmazlar manası veriyor. O manayı verdiğiniz zaman bu ayetlerin içinden çıkma şansınız yok. Evet. Bulamadınız mı ya? Var mı? (Seyirci: 15:38 anlaşılmıyor) Ne diyor? (Seyirci: 15:40 anlaşılmıyor)Hah tamam işte.15:46 -16:36 arası Arapçaları anlayamadım.Sen şunu şurada bir bak da şey et. Ben şimdi onlarla vakit geçirmeyeyim burada. Ya bu manayı ayetlerden çıkaracağız biraz sonra da. Evet, şimdi bu arada şeyi de bir açın isterseniz bu Araf suresini. Altıncı sureyi. Baş tarafını. Şey yedinci sure evet. Mesela diyor ki burada:
“Ya beni ademekadenzelnaaleykümlibaseyyüvarisev’atiküm ve rişa (7/26)” Şimdi bak buradan orada sev’e manasına olur diye söyledi ya. Sev’e. Ey âdemoğullarıdiyor. Size bir elbise indirdik. Yani elbiseye sebep olacak işte şeyler: Hayvanların yünleri. Bunlar hep yağan yağmurlarla oluşuyor ya “yüvarisev’atiküm (7/26)” sizin sev’e’lerinizi örten elbise indirdik. Şimdi sev’e deneni kişinin ön ve arkası derseniz bunu örten bir elbise olur mu? Ancak oraya yapıştırılan şey olur; bant olur. Başka bir şey olmaz yani. Dolayısıyla orayı örtüyorsa onu çevresiyle birlikte örtmesi lazım değil mi? İşte ferç kelimesiyle bak burada sev’e kelimesi geçiyor. Orada ferç kelimesi geçiyor.İkisini birleştirdiğin zaman ferç kelimesinin bir anlamı olması lazım.Ferce sev’e dersen olmaz. O zaman iki bacak arasındaki açıklığı da örtmesi lazım. Tamam mı? Yani o bacakları da örtmesi lazım. Yani o ön ve arka ve onun çevresini de örtmesi lazım. İşte o çevresiyle birlikte dediğin zaman üst taraftaki göbeğe kadar, alt tarafta dize kadar gidiyor. Onun için bu şeyler bak:
“Yüvarisev’atiküm (7/26)” başka birşey. Ondan sonra
“Vellezinehümlifürucihimhafizun (23/5)”dan anlaşılan odur. Yani kişiler bir kere şu ön ve arkası ve onun çevresini mutlaka örtmeleri lazım. Bu elde bir. Kadın olsun erkek olsun. Orayı sadece eşlerine açabilirler. Bir de “Mameleketeymanühüm (23/6)” denen erkek yada kadın kölelerine açabilirler. Şimdi zevç ile “Mameleketeymanühüm (23/6)” arasındaki farkı, “Mameleketeymanühüm (23/6)”u bizim gelenekte sadece cariye diye tercüme ederlerdeğil mi? Bu olmadı işte. Mana bozuluyor orada. Çünkü oraya kadar kadın erkek eşit. Orada hemen birdenbire sayılanlar erkeğe dönüşüyor, “Mameleketeymanühüm (23/6)” da kadına dönüşüyor. Ezvaç da zevceye dönüşüyor. Anlatabildim mi? (Yahya Hoca: Çünkü şey olarak: İlişki olarak düşündüğü için.) İlişki olarak işte ya. (Yahya Hoca: Kadın kölesi erkek kölesi gibi olamaz.) İşte ayetlerin anlamında çok ciddi kaymalar meydana geliyor. (Seyirci: 20:03-20:06 arası anlaşılmıyor) Tabi. Biraz sonra diğer ayetleri okuyacağız. (Seyirci: 20:10-20:26 arası anlaşılmıyor) Şimdi o tabi orada “sev’etiahihi” kardeşinin bütün bedeni. Ama burada bütün bedeni diye anlamamıza engel bir delil var. Nedir mesela? İşte öbür ayeti kerime “yüvarisev’atiküm ve rişa (7/26)”orada sen bütün beden olarak anlayabilirsin. Ama “Vellezinehümlifürucihimhafizun (23/5)” dedikten sonra “riş”in karşılığı ziynet değil mi? “Ve la yubdinezinetehünne illa mazahera minha (24/31)” diyor. Ziynetlerini açmazlar. “velayubdinefürucehünne” demiyor bak. Bir kere ferç mutlaka kapalı olacak. Tamam? Dolayısıyla ferçle, ziynet arasında o “fürucihimhafizun (23/55)” ile ziynet bir fark olması lazım. Oferci koruma konusunda yani diz kapağıyla göbeklerin örtülmesi konusunda kadın erkek müsavi ama ziynete sıra geldiği zaman; bak erkekler için ziynetlerini açmazlar ifadesi yok. Öyle değil mi? (Seyirci: 21:35-21:45 arası anlaşılmıyor) Tamam? İyi ya yani bak şey o yani sev’eferç ile diğerleri arasındaki bu farkı yani belki biraz uzatıyorum ama çok vurgulamak lazım. Çünkü o ara kaybolduğu zaman bu ayetler anlamsızlaşıyor.(Yahya Hoca: Bunun sınırlandırılması birazcık kafama takıldı. Niye diz kapağıyla göbek diyoruz ki? Yukarı kadar niye gitmiyor?) Yukarı neresi? (Yahya Hoca: Çevre diyoruz ya yani ferçle beraber çevresini de diyoruz ya. Daha yukarısı niye olmasın mesela kadın için? Göbek diye sınırı nasıl çekebiliyoruz? Biraz kafamı karıştırdı) Şimdi tamam işte mesela ondan dolayı kadının göğsünü ve sırtını da şey yaparlar: İşin içerisine katarlar yani tarif sırasında. Çünkü o şeyden zinadan uzaklaşma açısından işi birleştirdiğin zaman kadında göğüs ve sırt devreye girer. Ama erkek için girmez. O ikisi devreye girmez. Yani erkeğin çalıştığı işlerle kadının çalıştığı işler arasında da fark vardır. Erkeğin konumuyla kadının konumu arasında da fark vardır. (Yahya Hoca: O yüzden ikisi için eşit olan bir sınırı nasıl çekebiliyoruz?) O eşitlik dediğim ferç kelimesiyle alakalı. O kelimenin kapsamı açısından belki farklılıklar olabilir. Onu işte bu farkı gözetmişler. Yani fıkıh kitaplarında var kadının (Yahya Hoca: Mesela bir kadın kölesine diz kapağıyla göbek arasını mı gösterebilir?) Tamam şimdi o ayetleri okuyacağız biraz sonra. Şimdi burada yine şunu izleyicilerimiziçerisinde tereddüdü olmasın. Tekrar ayeti okuyalım:
“Kadeflehalmü’minun (23/1)” Müminler umduklarına kavuştular. Siz o kelimeyi bulamadınız değil mi? Diz kapağıyla göbek arası? (23:42-23:45 arası anlaşılmıyor) Buldun mu sen? Ferci ne yapıyorsun okusana sen. Ben onunla mı uğraşacağım uzun uzun? Ben burada milletin karşısında canlı. Ver İsmaile İsmail okusun. Ben vakit kaybolmasın diye size verdim onu. (Seyirci: 24:02-24:15 arası anlaşılmıyor) Hevvalisine olur o zaman? (24:21-24:23 arası anlaşılmıyor).Sev’e dediğim bak şimdi “Bedet le humasev’atehüma” ne demek? “liyibdiyelehümaminsev’atihima” ne demek? (Seyirci: Bedenler) Bedenlerin tamamı mı? (Seyirci: Evratı galize) Hah. Evratı galizedediğimiz. Ayeti kerimede var. Neyse şeytan ne yaptı onlara? Hah buldun mu? (Seyirci: 24:46-24:51 arası arapça var) Diz kapağıyla göbek arası diye bir ifade var mı? O ibare var mı ona bakacaksın tamam mı? Onun için ben şey yaptım. Şimdi o şeyde Araf suresinde de diğerlerinde de şeytanın o ağaçtan yedirmesinin asıl sebebi:
“Liyübdiyelehümamavuriyeanhümaminsev’atihima (7/20)” diyor değil mi? Sev’e’lerinden onlara karşı örtülmüş olan kısmını onlara açmak için böyle yaptı. Ondan sonra
“Bedetlehümasev’atühüma ve tafikayahsifanialeyhimamiv verakılcenneh (7/22)” ön ve arkalarına cennetin bu bahçenin yapraklarını yapıştırmaya başladılar. Dolayısıyla bu bütün vücut manasına olmaz. Tamam mı? Onun için sev’a ve havalisi ön, arka ve çevresi demektir. İşte o çevreye Yahya’nın dediği gibi kadınlar için olay şeyden kaçınmak olduğuna göre zinadan kaçınmak olduğuna göre bütün herşeyde kadının göğsü, erkeği en fazla tahrik eden organlardan bir tanesidir. E sırt da havalisi. O da devreye girer. Dolayısıyla şimdi göğüsten diz kapağına kadar kadın için, diz kapağıyla göbek arası erkek için düşünülebilir. Buldun mu sen burada? (Seyirci: 26:18-26:28 arası arapça var) Atın iki ayağı arası. EvetİbnulKays’ınşiirinde geçiyor. (Seyirci: 26:40-26:50 arası anlaşılmıyor)
Soru mu geldi? Bak burada hadisi şerifte varmış bu benim az önce söylediğim. Peygamberimiz demiş ki:
“Bir adam kölesini evlendirirse iki rükbesinin arasına artık bakmasın demiş.”
“la yenzurracu ila avretülracul ve rermeratülavretülmerra” bunların hepsi. Ama esas sözlükten ben onu niye işaretlememişim ki? Ha “sevavelhafizinesevati ve mahavaliha” aynı şeyi söylemişler. Yani ön ve arka ve çevresi. Evet, ön ve arka ve çevresi. Tamam. Şimdi bu ayetleri okuyalım da o ayetlerden çıksın o mana. Şey yapmayalım yani.
Evet. Tekrar müminler işte kurtuldular. Burada kadın erkek müsavi. Bunlar namazlarında huşu içerisindedirler. Kadın da erkek de müsavi burada. Ondan sonra boş sözden sakınırlar. Kadın da erkek de aynı. Aynı hükme dahil. Zekat için çalışırlar. Kadın erkek ayrımı yok. Belki bazı kimseler çalışmayı sadece erkeklere mahsus kılar ama 29:50 ses bozuk çıkıyor anlaşılmıyorÇalışmada bir ayrım yok. İkisi de çalışır, ikisi de para kazanır, ikisi de zekat verir. Ondan sonra
“Vellezinehümlifürucihimhafizun (23/5)” ferçlerini korurlar. Yani ön, arka ve çevrelerini korurlar. Belki bu tarif daha güzel. Bu az önce Yahya’nın söylediği şeye göre ön, arka ve çevresi ifadesi daha güzel. Şeyden diz kapağı, göbek arası ifadesinden. Ondan sonra
“İlla ala ezvacihim (23/6)” ancak eşlerine karşı. Eş derken: Kadının kocası; kocanın karısı. Sadece karılarına karşı değil. Yani hep öyle anlaşılıyor şeyde. Öyle değil. Erkeğe göre düşünüyor olmaz yani bu mümkün değil. (Seyirci: 30:45 anlaşılmıyor)Efendim? Bir dakika
“Ev mameleketeymanühüm (23/6)” ya da ellerinin sahip olduğu ki ellerininsahip olduğu da erkek de olur kadın da olur yani hâkimiyetleri altına verilmiş olanesirler. Evet. (Seyirci: 30:59-31:17 arası anlaşılmıyor) Benzer manasına olamaz ki zevç kelimesi nerede benzermanasına geliyor? Zevç eş demektir. (Seyirci: 31:22-31:25 arası anlaşılmıyor) Ezvacenselasebirlikte yaşayanlar içinkullanılıyor. (Seyirci: 31:29-31:40 arası anlaşılmıyor)Yani size eş olan insanlar. Ya şeyler kelimeler yerine göre yani kelimenin hakiki manasını veremediği yerlerde mecaza gidersin gayet normal bir şeydir.(Seyirci: Şu yani: Mesela adam mümindir. Karısı şeydir, mümin değildir. Yani bunu karısı cennete giremediğine göre entüm ve ezvacüküm’den kasıt, sizlere ve size benzeyen müminler demektir. Ben araştırmadım.) (Seyirci: 32:08-32:16 arası anlaşılmıyor) Ya şimdi az önce de söylediğim gibi“Ve küntümezvacenselaseh” değil mi? (Seyirci: Envaenselaseh) “Envaenselaseh” yani kelimeler bulunduklarıyere göre anlam kazanır. Bu zevçbirşeyin teki. Mesela iki tane ayakkabının biri, diğerinin zevcidir. Eşi. Türkçede öyle diyoruz. Şu ayakkabının eşi var mı? Yani şu çorabın eşi nerede? (Seyirci: 32:43-32:46 arası arapça) Tabi. Ha orada bir de kendi eşlik edenler de var. Orada da zevçkelimesi kullanılıyor. Yani aynı mesela şurada biz hep bir arada birbirimize eşlikederek yani birbirimizle işbirliği yaparak çalışıyoruz. Bizden her birimiz içindiğerinin zevcihi ifadesi kullanılabilir. (Seyirci: Yolculukta bana eşlik etti). Ha yolculukta bana eşlik etti. Kullanılır yani. (Seyirci: Hiç aklımıza gelmez yani eş zevç.) Kimsenin aklına, arabın da aklına gelmez. O mümkün değil yani(Seyirci: Mesela kadınlar erkekten kaçınır ama kadınlar kendi aralarında, aynı ortamda elbise değiştirebiliyorlar yani değiştiriyorlar yani doğru olup olmadığını bilmiyorum da yani.)O tabi olarak birbirlerinekarşı şey oluyorlar evet. Rahat oluyorlar. (Yahya Hoca: Bir erkeğin erkeğe avreti, kadının kadına avreti, bir de erkeğin kadına, kadının erkeğe avreti üç dört farklı şey çıkıyor ortaya.) Farklı durumlar ortaya çıkıyor.Neyse şimdi esas konuyu şey yapmayalım da. Onu da daha sonra belki. Belki değil yanizaten yapmıştık bu konuda bir ders. Gerekirse bir ders daha yaparız. Şimdi buradayani eşlerine;
“Mameleketeymanühüm (23/6)” ellerinin hakim olduğu, eyman: yemin, güç değil mi?Güç. Yani güçle, zorla hâkimiyetleri altına soktukları kişiler demektir. Zorla hâkimiyet altına sokulan kişi kimdir? Savaş esiri alındığı zaman şey yapmıyorsunuzyani savaş esirleri biliyorsunuz şeyde İslamiyet’te bir esir kampına konmuyor. Ya karşılıksız serbest bırakılıyor, ya da fidyesi alınarak serbest bırakılıyor. E fidyesinivermemişse (Seyirci: Verene kadar bekletilecek.) Peygamber efendimizin mesela veremeyenlerden okuma yazma bilenlerdenon kişiyi okutun gidin diye yaptığı bir sözleşme var. İşte kitabet bu. Yani ya da adamın bir bilgisi olur, o bilgisinden belli bir ölçüde yararlanır, serbest bırakırsın.E kadınların serbest olabilmelerinin bir yolu, yani fidyelerini verebilmelerinin biryolu evlenmelerine imkân vermektir. Evlendikleri zaman aldıkları şeyle, mehirlefidyelerini verir, hürriyetine kavuşurlar. Peki, hürriyetlerine kavuşuncaya kadar dabunlar esir kampına değil, evlere dağıtılıyorlar. E peki evlere dağıtıldığı zamanbunlar için bir hukuk oluşması lazım. Bunlar şimdi yabancı kadın erkek mi? Yoksaailenin bir ferdi mi? Sorun bu değil mi? Şimdi eve verdiniz. Şimdi senin evine,benim evime bir tane kadın esire verildi. Ya da erkek esir verildi. Şimdi benim kadın esireyekarşı ben nasıl davranacağım? Erkekse eşim nasıl davranacak? Bunun evimizin içerisindekistatüsü ne olacak değil mi? Onun için (Yahya Hoca: Çocuktan yakın olur mu insana?) İşte bakacağız. Ayetlerebakacağız. Ayetler ne diyor? Şimdi burada tabi onlar orada ev içerisinde barınıyorlar,yiyorlar, içiyorlar, ailenin bir ferdi gibi aileyle kaynaşıyorlar. E buna karşılık dabir hizmet yapmaları lazım. Dolayısıyla bu karşılıklıyani hakları var, görevleri var.İşte bu ayette diyor ki:
Bunlar ferçlerini korurlar. Sadece eşlerine ve hâkimiyetlerialtında bulunan kişilere karşı değil. Bak burada “Meleketeymanühüm (23/6)” da çok önemli.Zorla hâkimiyet altında tutmak başka bir şey, bir adamı işçi olarak çalıştırmak başkabir şey. (Yahya Hoca: Yani normal ev hizmetçileri girmez bu kapsama.) Girmez tabi. Çünkü zorlatutamıyorsun sen onu. Sen bir sözleşmeyle geliyor evdeki hizmetçiler. İstediği ançekip gider. Ama bu istediği an gidemez ki. Fidyesini ödemedikten sonra gidemezbu. (Seyirci: Birisi çift taraflı akittir. Tek taraflı?)Tek taraflı akit. Onun için “Meleketeymanühüm (23/6)” başka.Niye bu sev’eler niye “Sava” deniyor? Daha kuvvetli olduğu için yemin kelimesikullanılıyor. Yoksa yemin “sa” manasına değil. (Yahya Hoca: Şimdi o zaman Enes Hoca. Yani benim de osoru daha önce kafama takılıyordu. İnternetten de sormuşlardı daha önce. Soru baştan bozuk gibime gidiyor. Yani burada hiç bir şekilde herhangi bir ilişkidenbahsedilmiyor zaten bu.) Cinsel ilişki söz konusu olamaz. (Yahya Hoca: Bu avret mahallini koruma-korumama meselesi.) Hah ama bak verilen meallerden onu anlayamıyorsun ki. Tefsirler buişi şey yapıyor, başka tarafa çekiyorlar. (Yahya Hoca: Yani şu bir sonraki ayeti de okuyalım mı? “Fe menibteğaveraezalike (23/7)” var ya). Hah gördün mü?
“Fe menibteğaveraezalike (23/7)” kim bunun ötesine gitmeye çalışırsa, “Fe ülaikehümüladun (23/7)” bunlar sınırları aşmış olan kimselerdir. (Yahya Hoca: Biz buradan şeyi anladık yaniüçüncü bir kişiye karşı hani bir şey duyarsa. Bu sadece avreti açma meselesi.) Tabiavretin açılması meselesi. (Yahya Hoca: Hani nikâhlısı olmayan bir kadına veya erkeğe gitmekyani zina olarak anlıyoruz ya o anlamda.) O ayrı bir konu. Zinadan uzak kalın diye emrediyor AllahuTeâla. Biz daha önce burada o ayetleri yapmıştık tekrar aynı şeyiyapmaya lüzum yok.
Bir erkek elinin altındaki yani sahip olduğu, sahip olduğu demeyelim de yani zorla emri altında tuttuğu bir kadın esirle cinsel ilişkiye girmekistiyorsa yapacağı tek şey o esirin de onayıyla, onun kabul etmesi şartıyla ve o esirinhürriyetine kavuşması karşılığında onunla nikâhlanması. Nikâhlandığı andan itibaren, gerdeğe girdiği andan itibaren o esir olan hanım hür bir hanıma dönüşecek ve bu adamıneşi olacak, zevcesi olacak. Zevcesi olduğu zaman ancak cinsel ilişki mümkün. Başkaşekilde olmaz. Şey de öyle: Başkasının elinin altındaki cariyeyle, kendi cariyesideğil. Başkasının cariyesiyle ondan cinsel olarak yararlanmak isteyen kişi de mehrini vererek evlenir. Orada hürriyetine kavuşturma şartı yok. Çünkü onun bir hür kadınla evlenme gücü olmayanlar için verilmiş olan bir ruhsattır o. Tabi o kadın da o mehri alır, başka kocasıyla birlikte birleştirir, artan kısmını da tamamlar verir hürriyetine kavuşur. Şimdi burada bu böyle. Tamam mı? Burada cinselilişki söz konusu değildir.
“Vellezinehümlifürucihimhafizun illa ala ezvacihim ev mameleketeymanühüm (23/5)” şimdi buradan bu “ezvacihim ev mameleketeymanühüm (23/5)”un manası ne?Şimdi esas ona geçeceğiz. Onun için bakın: Nur suresinin elli sekizinci ayetini açalım. HattaNur suresinin önce otuzuncu ayetini açalım. Şey otuz birinci ayetini açalım önce. Önce otuz birinci ayeti açalım. Otuz-otuzbir. Bak otuzuncu ayette diyor ki:
Mümin erkeklere söyle gözlerini önlerine alsınlar, ferçlerini korusunlar. Bir kerebu olmazsa olmaz bir şart. Ferçlerini korumakla, zina etmesinler aynı manaya mı geliyorEnes hoca? (Enes Hoca: Öyle geliyor şu anda.) Öyle mi geliyor? Öyle mi anlıyorsun sen şimdi? (Enes Hoca: Evetöyle anlıyorum.) Zina etmesinler. (Enes Hoca: İlişkiye girmesinler.)Şimdi fercini korusunlar, cinsel ilişkiye girmesinler demek midir? (Enes Hoca: Fercini korusun gene ilişki başka yani namahremle ilişkiyegirmesinler.) Yok. Bak o zaman,
“Kadenzelnaaleykümlibaseyyüvarisev’atiküm ve rişa (7/26)”.AllahuTealaiki tane elbiseden bahsediyor: Bir: Kişinin iç elbisesi.Edep yerlerini veçevresini örten elbiselerdir. Bir de kişiyi dışarıya karşı güzel gösteren elbisedir.Mesela hangimiz biz buraya yataktaki giydiğimiz pijamalarla gelmek isteriz ya da dışarıçıkmak isteriz? İki ayrı elbise var yani. “Yüvarisev’atiküm (7/26)” denen elbise işte şeyiferci kapatan elbisedir. Yani ön arka ve çevresini kapatan elbisedir. (Seyirci: İç çamaşırı dediğimiz).İç çamaşırı evet iç çamaşırı dediğimiz. (Seyirci: 41:50 ilk cümle anlaşılmıyor. biraz fikir veriyor yani böyle yapmaları daha uygundur).Onlar içinnezih olan budur. “innallahehabirunbimayasneun (24/30)”bak şimdi sen öyle olmadığı birazsonra çok net anlaşılacak az sonra da yani adım adım. Tabi benim bu sıkıntıya girmeminsebebi, işte siz de biliyorsunuz burada Kuranı Kerim sözlük maalesef, sözlükler Kuran vesünnet temelinde oluşturulmamış. Kuran sünnet temelinde sözlükler oluşturulsaydı, hiç bu sıkıntılara girmezdik biz. (Seyirci: 42:28-42:48 arası anlaşılmıyor) Canım sen elbiseyle kapattıktan sonra zaten o senino dediğin ilişkinin önü de kapalı olur. Şeyde de var ya Yusuf As. ile Züleyha olayında.Elbisesi önden yırtılmışsa şu; arkadan yırtılmışsa bu. Niye? (Seyirci: Öbür ayette “illa alaezvacihim (23/5)“demesela kendi hanımımızı böyle mesela korumak. Eğer böyle korumazsa 43:16-43:22 arası anlaşılmıyor).“illa ala ezvacihim (23/5)” diyor. Eş hariç. (Seyirci: 43:27-43:32 arası anlaşılmıyor)Neyse bir dakika o zaman ben hiç bir şey yapmayayım. Önce elli sekizinci ayeti okuyayım çünkü mesela kelimeanlaşılmadan bu söylediklerimizin tamamı boş sözler. Niye boş sözler? Şeyi okuduğumuzelli sekizinci ayeti okuduğumuz zaman boş olduğu ortaya çıkacak sözler. Elli sekizinci ayeti okuyalım. Gereksizyere zaman harcamış olmayalım. Sonra tekrar bu ayetlere döneriz tamam mı? Nur suresielli sekizinci ayet:
“Ya eyyühellezineamenuliyeste’dinkümüllezinemeleketeymanükümvellezinelemyeblüğulhulümeminkümselasemerrati (24/58)” yani zorla hâkimiyetiniz altında tuttuğunuz ki bazılarının zannettiği gibi öyle maalesef geçenlerde birisinden duydumçok fena halde rahatsız oldum. Bunu sekreterleri için bile “Mameleketeymanühüm (23/5)” u düşünenler varmış. Elimizin altında, hakimiyetimizin altında haaşaa. Yani bu işte bu diniçığırından çıkarmaktan başka bir şey değil. (Seyirci: Skandalların hepsi sosyeteden çıkıyor).Terbiyesizliğin daniskası bu. Canımcehenneme gitme hürriyeti herkes için vardır. İlahiyatçılar için öncelikle vardır.Zaten biz onlardan çekmiyor muyuz sıkıntıları? Tarih boyunca şu ayeti kerimeninmanalarını başkası saptırabilir mi? Sıkıntıyı onlardan çekiyoruz. Bak diyor ki:
“Ya eyyühellezineamenuliyeste’dinkümüllezinemeleketeymanükümvellezinelemyeblüğulhulümeminkümselasemerrati (24/58)” sizden buluğa ermemiş olanlarla, hâkimiyetinizin altındakiesirler, üç kere sizden izin alsınlar. Bak: Buluğa ermemiş çocuklarla esirleri ne yaptı?Aynı kategoriye soktu. Bak kadın erkek ayrımı yok bunların. Erkek olsun, kadın olsun.Minküm dediği zaman da muhatap evin hanımı için de aynı şey söz konusu, erkeği için deaynı şey söz konusu. Bunlar evin içerisinde küçük çocuklar gibi oldular. Tamam mı?Peki ne zaman olacak bu? “Minkablisalatil fecri (24/58)” sabah namazından önce,“Vehiynetedahunesiyabekümminezzahirati (24/58)” öğlende elbisenizi çıkardığınızda, öğlen uykusuvardır Araplarda biliyorsunuz. Bizde de bazı kimselerde vardır ki yapabilsek çok güzel bir şey. “Ve minba’disalatilişa (24/58)” ve yatsı namazından sonra. Tabi bu yatsı namazından sonra meselesine bir daha dikkat çekelim yani bizde ayeti kerimelere göre veya hadisişeriflere göre Peygamber efendimizin uygulamasına göre hava karardığı zaman, yanigökyüzü en karanlık noktasına geldiği zaman yatsının vakti biter. Tan yeri ağarana kadar sürer ki gecenin en uzun dönemidir. Buna gecenin ortası denir, gecenin yarısıdenir. Türkçede de aynı kelime, gece yarısı kelimesi kullanılıyor. Türkçede de gece ortası kelimesi kullanılıyor,Arapçada da aynı kelimeler kullanılıyor: “Vasatülleyl, mısfülleyl” kelimesi kullanılıyor. Gecenin en uzun dönemi. Onun için yatsı namazındansonra ve sabah namazından önce bir vakit var. Bu gecenin en uzun vakti. (Seyirci: 47:12-47:14 arası anlaşılmıyor) Hm?(Seyirci: 47:15-47:19 arası arapça var) Ha gece yarısına geldi ben daha namaz kılmadım diyor. Evet.Şimdi “Selasemerrati (24/58)” üç kere. “Minkablisalatilfecr (24/58)” sabah namazından önce. Mesela bizde sabah namazını ne kadar yatsı namazı ulaştır şey yapar bizim fıkıh kitaplarında. Tan yeri ağardı mı yatsının vakti biter derler. Ne alakası var? Öyle olsa bu ayet böyle mi olur?Sabah namazından önce, öğlende elbisenizi çıkardığınız zaman ve yatsı namazından sonra.“Selaseavratilleküm (24/58)” sizin için üç avret vaktidir. Utanabileceğiniz üç vakittir. Ne demek bu? (Yahya Hoca: Şimdi Mü’minun suresindeki şeye göre bundan sonrası 48:20 ye kadar anlaşılmıyor) Hah demek ki bak burada eş yok burada. Eş yok. Küçük çocuklar, küçük çocuk ile (bu arada çok cızırtı var ses kesilmiş) genel anlayışla söyleyelim. Yani kadın erkek esirler var. Üç vakit de kişinin tamamen çıplak olabileceği vakitlerdir. Mesela eş bu vakitlerde karı koca beraber olabilir. Aynı odada yatar problem yok. Kim giremiyor odaya? Buluğa ermemiş çocuklar ve hizmetçiler. Eğer “Vellezinehümlifürucihimhafizun (23/5)”da bizim bu iddia edildiği gibi cinsel ilişki olsa ve hadi sadece cariyeler olsun öyle kabul edelim genel anlayışı doğru kabul edelim. Şimdi cariyeyle erkek cinsel ilişkide bulunuyorsa giremez diye bir şey olur mu odasına? Öyle bir şey olur mu Enes hoca? (Seyirci: O zaman yasak olmaması lazım 49:38 anlaşılmıyor) Cinsel ilişki serbestse odaya giremezsin diye bir şey olur mu? Girmesinler diye bir yasak konur mu? (Seyirci: 49:52-49:58 arası anlaşılmıyor) Canım kendi odanda sen yani eşini odana almıyor musun? (Seyirci: Yani eşim yanımda olmayabilir de.) Ha eşin yanında olur da olmaz da fark etmez. Tabi yani eşin olmayabilir de, olur da. O senin artık tamamen bu üç vakitte senin elbisen o oda. İstersen çıplak yatarsın, istersen yarı çıplak yatarsın, istersen başka şekil yatarsın. (Seyirci: 50:27-50:45 arası anlaşılmıyor)Orada çocuk zikretmesine gerek yok canım. Kimsenin aklına çocuk gelmez ki. Yani şimdi her noktayı bir ayete bütün hükümler konmaz ki. (Yahya Hoca: Yok yani çocuğa zaten gösteremez bir insan onu biliyor.) Tabi bu zaten herkesin bildiği bir şeydir. (Yahya Hoca: Çocuktan da öte biri bu. Bu görebiliyor kendi çocuğun göremiyor.)Buluğa ermemiş çocukla (Yahya Hoca: Ondan daha ileri bir seviyede mi bu?) Yok ileri değil. Buluğa ermiş çocukla bunlar aynı. (Yahya Hoca: Üç vakitte aynı, üç vaktin dışında ona gösterebiliyor ama.) Gelecek.Ayet gelecek. Önce burayı bir anlayalım, ondan sonra gelecek. Üç vaktin dışındaki durum da ayrıca gelecek. Şimdi o zaman demek ki sizin anlayışınızda bir yanlışlık var. Onu düzeltmeniz lazım. (Seyirci: Şimdi Nur suresindeki,“Mameleketeymanühüm (23/5)”Mü’minun suresindeki “Mameleketeymanühüm (23/5)” ikisi aynı grupsa)Aynı. (Seyirci: Orada göremez diyor, burada görebilir diyor.)(Seyirci: Burada göremez diyor. Orada görebilir diyor.)Tamaaam. O zaman devamını da okumak zorundayız öyleyse dur. Tamam, ayetin tamamını şey yapmadım. Ben şimdi şey yapmadım. Ben şimdi benim zihnimden okuyorum size ayetlerin tamamını okumam lazım ki siz o sorunun cevabını şey yapmış olasınız. Doğru. Bazen bu hataları yapıyoruz. Bizim zihnimizdeki sizin zihninizde de vardır zannederek konuşuyoruz. Şimdi,
“Leyse aleykümvela aleyhim cünahumba’dehünne (24/58)”aleyhim derken kim giriyor? (Seyirci: Meleketeymanühüm’daki çocuklar) Çocukları giriyor ve esirleri giriyor. Bu üç vaktin dışında kapıyı çalmadan içeri girebilirler. Odaya girebilirler. Esirler kadın erkek ayrımı yok ve buluğa ermemiş çocuklar. Peki devam edelim. Neden bu böyle? “Tavvaffunealeykümba’duküm ala ba’d (24/58)” siz onların yanına girmek durumunda olursunuz, onlar sizin. Sürekli çevrenizde dolaşıyorlar.Birisi hizmete bakıyor. Bir de çocuk da sizden sürekli destek alması gerekiyor. Küçük olduğu için.
“Kezalikeyübeyyunullahulekümülayat (24/58)” Allah işte ayetlerini size böyle açıklar. Böyle bir animasyonla, bir resim çizerek açıklıyor.
“Vallahualimunhakim (24/58)” Allah bilir ve doğru karar verir. Şimdi bak:
“Ve izabeleğalatfaliminkümulhulüme (24/59)” o çocuklar yukarıda üç vakitte yanınıza girmesi yasak olan çocuklar buluğa erdi mi “Felyeste’dinu (24/59)” izin istesinler. Ne zaman? Her girdiklerinde. Üç vakitle sınırlı değil.Odanıza her girdiğinde izin isteyecek. Peki, o “Mameleketeymanühüm (23/5)” izin isteyecek mi? Esir olanlar? (Seyirci: Üç vakit hariç izin istemeyecekler.) Hah.Üç vakit hariç izin istemeyecekler buluğa eren kendi çocuğumuz ama buluğa ermiş. Her zaman izin isteyecekler. (Yahya Hoca: O bu manada “Mameleketeymanühüm (23/5)” bu çocuklardan daha yakın oluyor.) Daha yakın oluyor aileye evet. (Yahya Hoca: Buluğa ersin ermesin önemli değil.) Evet evin küçük çocuğu gibi oluyor şey esir olan kadın ve erkekler. (Yahya Hoca: İşte öbür ayete göre küçük çocuktan da öte oluyor çünkü küçük çocuğa şeyi gösteremiyorsun.) Yok olmayacak şimdi başka ayetleri göstereceğiz. Şimdi mesele iyice tavazuh edecek. Öyle olmadığını göreceğiz. (Seyirci: Hocam küçük çocuklar için de mi geçerli? Buluğa ermeyen. Yani kaç yaşındaki çocuk mesela izin isteyecek mi?)Ya o şey o çocuğun daha iyiyi kötüyü ayıramayacak yaşta olması farklı. Ama birazcık izin istemeyi öğrendiği çağda izinsiz girmeyecek üç vakitte. (Seyirci: Yani 7-8 yaşı geçmiş olması mı lazım?) Ya o belli olmaz. Orada yaş olmaz çünkü çocukların gelişmeleri çok farklıdır birbirinden. Bütün çocuklar aynı değil.
“Kezalikeyübeyyunullahulekümülayat (24/58)” Allah ayetlerini size böylece açıklar. Bak ikisinde de söylüyor.
“Vallahualimunhakim (24/58)” ikisinde de aynı şeyi söylüyor. (Yahya Hoca: Sırf bu ayetler çerçevesinde ufak bir soru bütünüyle alakalı değil:
“Vellezinelemyembluğülhulümemin küm (24/58)”bir de “İzabeleğalatfalüminküm (24/59”) bizim çocuğumuz mu bu?Yoksa o evde bulunan herhangi bir çocuk da olabilir mi? atfaliküm demiyor da atfaliminküm.)E aynı manaya gelir. (Yahya Hoca: Sanki hani o evdeki çocuklara hitap ediyor.) Yani atfaliküm de (Yahya Hoca: Çocuklar böyle yapsın. O hizmetçilerin çocukları da olabilir mi?) Hayır. Onların çocukları da hizmetçidir de. Atfaliküm dediğin zaman el atfaliminküm ile atfaliküm arasında bir fark yok ki. (Yahya Hoca: Ya yok olur. Atfaliminküm: Bizim içerimizdeki çocuklara hitaben Allah diyor bak çocuklar siz de izin alın gibi.)Değil değil. Bu bak şimdi atfalikümde zaten muzafınleyh bazen mim manasına olur, bazen lam manasına olur, bazen şey bu mim sizden olan çocuklar demektir. (Seyirci: 56:15-56:26 arası anlaşılmıyor) “Selaseavratilleküm (24/58)” diyor. (Seyirci: 56:28-56:40 arası anlaşılmıyor) İşte incelik bu. Biz bunun için bu dersi yaptık bugün. O incelik anlaşılsın diye yaptık. Baştan beri şu sözlükler de işimizi görmedi değil mi? Ondan dolayı şey yapıyoruz şimdi bu incelik anlaşılsın. Bakın diyor ki ferçlerini açmasınlar.Eşleri ve “Mameleketeymanühum (23/6)” hariç. O zaman ferçlerinden maksat ön ve arkaysa, ön ve arkayı kadın erkek köleye, erkek de kadın köleye gösterebilir demektir. Öyle bir durum söz konusu olduğu zaman üç vakitte odanıza girmesinlerin bir anlamı var mıdır? Bir anlamı yok. Öyleyse ferç ön ve arka değildir. Ön ve arka ve çevresi (Seyirci: Yani aynı mana çıkıyor mu?) Şimdi bir dakika ben niye öyle dedim? Şimdi onu söyleyeyim de. Ön ve arka ve çevresi. Şimdi bu üç vakitte kadın da erkek de elbisesini tamamen çıkarmış olabilir. Ön ve arka açık olabilir. Onun için kapıyı tıklayacak ki o şeyin, fercin tamamını değilse de bir kısmını kapatsın. Ama bu üç vaktin dışında normalde ön ve arka kapalı olur ama kadının dizi gözükebilir, oziynet dediğimiz mesela kolları açık olur, başı açık olur, ayakları açık olabilir ve o fercin de bir kısmı açık olabilir. Dizi açık olabilir. Tamam mı? (Yahya Hoca: O zaman şey oluyor işte o : “İlla ala ezvacihim (23/6)”e bir ilave de “Vellezinelemyebluğülhulüme (24/58)” gelmiş oluyor öyle mi?) Hah tamam. Hah işte o. (Yahya Hoca: Buradaki istisnada geçmiyor.) Ama aslında burada bir resim çizmek lazımdı ki tam olarak anlaşılsın. Ya siz şöyle düşünün de: Anlaşılması için yani sadece ben anlatmak için söylüyorum. Şimdi diz kapağıyla göbek arası düşün. Kadın için de diz kapağıyla göğsünün üst kısmına kadar düşün. Tamam mı? Şimdi bu üç vakitte kadın(Yahya Hoca: Yo önce normal durum. Sırayla gelelim. Normal durumda oraları kimlere gösterebiliyorlar?)Hah. Normal durumda oraları hiç kimseye gösteremiyor. (Yahya Hoca: Yok şimdi Mü’minun’dan başladık ya. Ha şey istisna gelecek tamam.) Hiç kimseye gösteremiyor. “Vellezinehümlifürucihimhafizun (23/5)” diyor ya buralar ferç. Yani cinsel organ ve çevresi. Bunu hiç kimseye gösteremiyor. Bir tek eşi ve zorla hâkimiyeti altına almış oldukları yani esir ettikleri kadın ve erkekler. (Yahya Hoca: O bölgeleri görebiliyor.) Ha o bölgelerin hepsini göremiyor. O bölgelerin hepsini karı koca birbiri görebiliyor. Çünkü karı kocaya yasak olan hiç bir an yok. Aynı odada yatabiliyorlar. Bu üç (Yahya Hoca: O zaman onu Mü’minun suresinden değil, Nur’dan çıkaracağız yani?) Hepsini birleştirerek çıkaracağız. Birdenbire değil. O ondan dolayı dedim hepsini okuyalım ayetlerin tamam mı? Şimdi o fercin bir kısmını şey görebiliyor:O esirler görebiliyor. Köle ve cariye. Ama tamamını karı koca görebiliyor. (Yahya Hoca: Ufak çocuklar?) Ha buluğa ermemiş olan çocuklar da bir kısmını görebiliyor. (Yahya Hoca: Yani köleyle eşit mi aynı mı?) Köleyle eşit. (Yahya Hoca: O zaman Mü’minun’a bir ilave gelmiş oluyor Nur suresinde. illa istisnasına?). Nur suresi oradaki Mü’minun’daki kapalılığı açıyor. Yani Mü’minun’daki o ferçlerinikorusunların orada ikiye ayrılması gerekiyor o ferç:
1- Bu küçük çocuklara ve esirlere karşı korunması gereken ferç.
2- O kadar. Oraya kadar. Karı kocanın birbirine karşı koruması gereken bir ferç söz konusu değil. Mesela burada şu şey bir daha tekrar ortaya çıkmış oluyor. Hani AllahuTeala diyor ya ben ayetleri ben açıklarım diyor:
“Kitabunuhkimetayatuhusummefussilet (11/1)” ayetleri ayetlerle açıkladığınız zaman bakın herşey ortaya çıkıyor. Ama ayeti ayet ile açıklamazsan her şey altüst oluyor, berbat oluyor. Şimdi isterseniz şey yapalım Nur suresine de geçelim. Eğer tam anlaşılmazsa tekrar ederiz. Şey Nur otuz birHah. Bak diyor ki burada:
“Ve kul lilmü’minatiyağdudneminebsarihinne ve yehfaznefürucehünne (24/31)” mümin kadınlara söyle gözlerini kapatsın, ferçlerini korusunlar. Şimdi ortaya çıktı mı Enes Hoca ferci korumak, vücudu örtmek manası olduğu anlaşıldı mı şimdi? (Enes Hoca: Anlaşılmadı.) Ne? Şüphe ne? Zihinde oluşan şüphe ne? (Enes Hoca. Bitirelim de sonra.) (Yahya Hoca: Ha bittikten sonra çıkar. Bitirelim de belki.)Tamam peki. (Enes Hoca: Yarısına yaklaştığına göre bittikten sonra.) Bitince. Bak:
“Ve la yübdineziynetehünne (24/31)” şimdi bu “Yuvarisev’atikümverişa (7/26)” var. Bir iç çamaşırdan bahsediyor. Kişinin edep yerlerini örten,bir de kişiyi güzel gösteren. Şimdi burada onun için bir kere “Kul lilmü’minatiyağdudneminebsarihinne ve yehfaznefürucehünne (24/31)”ferçlerini korusunlar. “Ve la yübdineziynetehünne (24/31)” kadınlar süslerini açmasınlar. “İlla mazahareminha (24/31)” gözüken hariç. Dedi mi? “Velyedribnebihumurihünneala cühubihinne (24/31)” başörtülerini yakalarını kapatacak şekilde vursunlar başlarına. “Ve la yübdineziynetehünne (24/31)” ziynetlerini açmasınlar. “İlla libuuletihinne (24/31)”kocalarına karşı açabilirler. “Ev abaihinne (24/31)” ya da babalarına karşı. Şimdi babaları buluğa ermiş erkekler mi? Babaları bir baba kızının odasına izinsiz herhangi bir zamanda girebilir mi? Hm? Hiçbir zaman giremez. Hangi günün hangi saatinde olursa olsun kızının odasına izin almadan giremez. Şimdi az önce okuduğumuz ayeti kerimeye göre öyleyse bakın. Eğer biz burada o “Ve yehfaznefürucehünne (24/31)”ye belli bir noktaları mutlaka örtsünler diye mana vermezsek, oraya efendim burada “Ve la yübdineziynetehünne illa (24/31)” (Yahya Hoca: Tam ziynetin tam o İlla mazahera (24/31)” nereler giriyor?) Sınırı kalmaz ki o zaman ziynetin. Yani bir kadın vücudunun tamamını babalarına da açabilir bu cümleye göre. O ayete yanlış mana verirsek. (Yahya Hoca: Yanlış mana verdiğimiz taktirde o furucun dışında kalan bölgeler mi?) Hah. Furucundışında kalan bölgeler tabi. Furucun dışında kalan bölgeler. (Yahya Hoca: Yani saçlar, kollar.) Saçtır, koldur, ayaktır falan tamam mı? (Yahya Hoca: “İlla mazahera minha (24/31)” oradan çıkıyor yani?) Bak mesela Süleyman ATEŞ’in meali var mı burada? Senin önündeki meal galiba ya. Değil mi? Şimdi birileri söyledi doğru mu yanlış mı bilmiyorum onun için bir bakalım. Şimdi siz bu ayeti yanlış anladığınız zaman tutup diyorsunuz ki baba kızının bütün vücuduna bakabilir. Kız da babasının bütün vücuduna bakabilir diyorsunuz. Kayınpeder için de aynı şeyi söylüyorsunuz. Şimdi anlaşıldı mı Enes Hoca? Yavaş yavaş. (Yahya Hoca: Yani furucun dışında kalan bölgelerini açabilir sadece.) Yarıyı geçti mi? (Seyirci: 1:04:47-1:04:50 arası anlaşılmıyor) (Yahya Hoca: Tamam bunu bitirelim mi Enes Hoca.) Tamam sen de bu arada ona bak. (Yahya Hoca: Şu durumdayız şu an: Kadın o furuç dediğimiz bölge neresiyse onu daha sonra bir daha tekrarlayalım. Oranın dışında kalan bölgelerini şimdi sayılacaklara gösterebilir.) Hah gösterebilir. (Yahya Hoca: Koca bir, baba iki). Ondan sonra, (Yahya Hoca: “Abaibuuletihinne (24/31)”.) kocalarının babası, (Yahya Hoca: Kayınpeder.) kardeşleri, (Yahya Hoca: 1:05:12 anlaşılmıyor) kendi oğulları, (Yahya Hoca: “Ebinaibuuletihinne (24/31)”.) şey kocasının oğlu, (Yahya Hoca: Kardeş.) kardeşi, yeğenleri ve kadınlar. Kadın kadına o furucu da gösteremiyor. Yani o ferç dediğimiz yeri kadın kadına gösteremiyor tamam mı? (Yahya Hoca: Sonra ev?) Hah “Ev mameleketeymanühünne (24/31)” şimdi o bak işte o. Şimdi burada dikkat edersen, bak yukarıda kocayı da saydı yukarıda. Oziyneti göstereceği kişiler arasına, “Mameleketeymanühünne (24/31)”yi de saydı. Yani bir kadın, sahip olduğu şey, hâkimiyet altında olduğu bir kölenin yanına kolları, başı, diz kapağından aşağı ayakları açık çıkarsa herhangi bir problem yok. (Yahya Hoca: O daha da aşağısını zaten görebilecek.) Hah öbür ayetten anladık onu hah tamam? Şimdi
“Evittabiiyneğayriulilirbetiminel rical (24/31)” artık ricaldenirvet sahibi olmayın. Yani kadınlara karşı arzusu gitmiş artık bu adamda erkeklik merkeklik kalmamış denen, kadınların peşine takılıyor. Şuradan bir parça ekmek verseniz de yesem falan sadece şey ne denir? Ele ayağa düşmüş ifadesi kullanılıyor ya öyle erkekler. Ondan sonra
“Evittıflillezinelemyazheru ala avretinnisa (24/31)” kadınların avretlerinin henüz farkına varmamış çocuklar. Demek ki çocuklar buluğa yaklaştığı zaman da o fercin dışındaki kısımlarda da gösterilmemesi gerekiyor. Evet, (Yahya Hoca: Şimdi kadının hani ferç dediğimiz bölgelerinin sınırlarını tespit etmek gerekiyor.) Bir kere bunu anlayalım da. Bu şimdi tamam mı evet Enes Hoca? Oldu mu şimdi? (Enes Hoca: Oldu.) Tamam iyi şimdi o zaman olan ne? O zaman demek ki
“Ve yehfaznefürucehünne (24/31)” ne demekmiş? Ön ve arka ve onun çevresini örterler demekmiş. Göstermezlerdemekmiş. Zaten onu göstermemek, ister istemez cinsel ilişkiyi de engellemek demektir. O zaten öyledir. (Yahya Hoca: Daha evla.) Daha evla. Zaten işte orada şey de ortaya çıkıyor. Şeyden kaçınırlar. Neydi? Ayette? (Yahya Hoca: Tevenivteğa mı?) Yok yok. (Yahya Hoca: “Tekrabuzzinna (17/32)mı?)“Ve la tekrabuzzinna (17/32)” zinaya yaklaşmayın diyor. Çünkü zina ile arada bir mesafe kalması lazım. İşte o mesafe yani sadece ön ve arkanın kapatılması değil, onun çevresinin kapatılması da, örtülmesi de bir mesafeyi, bir arada engel oluşturmuş oluyor tamam mı? Dolayısıyla bu şey yani fercin kapatılması, babaya, kayınpedere, kardeşe, yeğene bir de (Yahya Hoca: Diğer kadınlara.) ve o zaman şey oluyor. Aileden olmayan çocuklar da buluğa erinceye kadar demek ki kadının yani buluğa yaklaşıncaya kadar kadının şeylerini görebilir. Kolunu, başını, ayağını falan görebilir. Ama buluğa erdi mi artık ona da kusura bakma denecek. Aileden ise farklı olacak tabi. Fercin dışındaki yerleri görebilecek. Kadın ya da erkek.(Seyirci: 1:08:52-1:08:08 arası anlaşılmıyor)Buul de var “Mameleketeymanühüm (24/31)” da var. Baal ve “Mameleketeymanühüm (24/31)”un hükmünü (Seyirci: Ama burada mesela “Fürucehünne (24/31)”de hiç kimse yok.) Hiçkimse yok. (Seyirci: Ama Mü’minun suresinde sadece kendi kocasına gösterebilecek bölgeye “Mameleketeymanühüm (24/31)”ü gösterebilir diyor.) Tamamını değil işte. Bak sadece kendi kocasına gösterebileceği ya da furuç denen yer ikiye ayrılmış oluyor orada ayeti kerimeye göre tamam mı? Yani o ferci örten ister kadın olsun ister erkek olsun. Erkeğin yalnız karısına gösterebileceği bir ferç var ön ve arkadan. Kadının yalnız kocasına gösterebileceği bir ferç var. Bir de kadının da erkeğin de kocasının dışında, küçük çocuklara ve evdeki o esir olan kadın ve erkeğe gösterebileceği bir ferç var. Ondan dolayı bak o mesela ferç sürekli, sürekli o ferç denen yer kapalı olsa, evde buluğa eren kişilerin her defasında izin almalarına ihtiyaç olur mu? Niye izin alıyorlar? (Seyirci: Görmemesi için.) Görmemesi için. (Seyirci: Ama burada görebilir diyor.) Nerede? (Seyirci: Mü’minun suresi).İyi ya işte o ikisini birleştirdiğin zaman bileceksin ki o fercin bir kısmını sadece koca görebilir. Çünkü Nur suresi elli sekizinci ayete göre karı ve koca birbirini görebilir. Bir kısmını da küçük çocuklar ve evdeki köle ve cariyeler görebilir. (Yahya Hoca: Evdeki buluğa ermiş çocuklar?) Yok. Buluğa ermiş ferci göremez. Fercin dışındakilerini görebilir. (Yahya Hoca: Hiçbir vakitte göremez.) Hiçbir vakitte göremez. Dolayısıyla ferç ne? İşte cinsel ilişkiye en fazla işte kadının mesela göğüsleri, sırtı, diz kapağına kadar bacak kısımları, şey için.(Yahya Hoca: Peki onu neye göre sınırlandıracağız? Vakaya göre mi?)Fıtrata göre işte sıralandıracaksın. Bak bugün en şey bölgelerde bile yani kadının göğsünün açılması çok ciddi bir mesele olarak ortaya çıkar. (Yahya Hoca: Şeyi örnek veriyordunuz ya 1:11:30 iki kelime anlaşılmıyor karşılaşmışsınız yani Afrika’da öyle değil.) Ama o kadın artık iyice ihtiyarlamıştı. (Yahya Hoca: Gençleri de aynı o şeylerde televizyon programlarında falan görünüyor bazen. Balta girmemiş ormanlar diye tabir ediliyor ya.) Belki onların kendi bölgeleri için belki düşünülebilir. Mesela burada niye AllahuTeâla açıkça ifade etmiyor? Onlar akla gelebilir. (Yahya Hoca: Kadının hani kadın kadına avret meselesi de o zaman fıkıh kitaplarında dendiği gibi göbek ve diz kapağı arası değil yani mi diyeceğiz kesin?) Öyle anlaşılıyor. İşte bütün buralarda bizim anladıklarımızın doğru olup olmadığını test edeceğimiz tek kaynak var: Hadisi şerifler. (Seyirci :1:12:22-1:12:25arası anlaşılmıyortahrik etme konusunda şey yaparsak, yola çıkarsak, bir erkeğin göğsü bir kadını da tahrik edebilir yani.) Tahrikten değil canım ne alakası var. Sen tahrike bakma tahrik. Şeyde. Sen bir tane değneği bir çuvalın içerisine koy. Altına da dört tane teker koy yürüt. Bir erkeğe de ki: Bak bu kadın. Öyle bazı erkekler sağından solundan bir şeyler görmeye çalışırlar. Onun sınırı yok. Onun sınırı yok. (Seyirci: Bazı toplumlarda da tahrik diye bir şey yok.) Ha bazılarında da hiç öyle bir şey yok. Ya ona bakılmaz o değil. Çünkü o duygusal o şey yok. Onun bir sınırı olmaz.Ama şimdi burada bilinen birşey var. Yani fıtri bir şey var. Yani sev’e ve çevreleri. Onun için ferç kelimesi kullanılıyor. (Seyirci: Çevrelerine bakıp da ilişkiden sakındığı zaman 1:13:24-1:13:26 arası anlaşılmıyor) Evet. (Seyirci: 1:13:29-1:13:48 arası anlaşılmıyor) Bir daha. (Seyirci: 1:13:53-1:13:58 arası anlaşılmıyor) Tamam yasaklandığınız günahların büyüklerinden kaçınırsanız, diğerlerini örteriz. (“Ve la tekrabuzzinna (17/32)” diyor.) Zinaya yaklaşmayın diyor. (Seyirci: Şimdi ilişkiye girmeden bu ilişkiden önceki 1:14:07-1:14:27 arası anlaşılmıyor)Niye melum olmasın? Yasaklandığınız şey diyor. Yasak levm edilmez mi? Bak şu şeye bak. Senin bu soruna cevap: Yasak, yasakları işlemek levm edilecek bir şeydir. Ama nedir Allah diyor ki büyüğünden kaçınırsanız ben onun üstünü yine levm edilen bir şeydir ama üstünü örterim diyor. Temiz bir şey olsa niye örtsün üstünü? (Seyirci: 1:14:51-1:14:58 arası anlaşılmıyor) Güzel. Ama ne zaman cezalandırılır? Eğer büyük günahlardan kaçınırsa Allah onun üstünü örteceğini söylüyor. Kaçınmazsa o da hesaba girecek. (Seyirci: 1:15:091:15:13 arası anlaşılmıyor) Güzel. Tamam, güzel de şimdi ayet öyle diyor. Bak diyor ki örteriz diyor. Bak şurada mesela birisi pislik yaptığı zaman şunun üstünü örtün de gözümüz görmesin diyoruz. Üstünü örttüğün zaman alttaki pislik olmaktan çıkmıyor ki. (Seyirci: 1:15:29-1:15:37 arası anlaşılmıyor) Yani levm etmek ne demek?Yani Allah yasakladığı bir şeyi aferin iyi yapmışsın mı diyecek?
“İn tectenibukebairamatünhevneanhü (4/31)” “Matünhevneanhü (4/31)” Ne demek? (Seyirci: Yasaklandığınız çok şey var ama kebirinden sakınırsanız.) Haa e yasaklanılan şeylerin hepsine seyyiat denmiyor mu? Seyyia ne demek? Kötülük demek değil mi? (Seyirci: Evet.) E kötülük tabi ki levm edilecek. (Seyirci: 1:16:00-1:16:07 arası anlaşılmıyor.) Yani tamam güzel de yani şimdi bak bir de şu ayetlere bak. Yani az önce Nur suresindeki,
“Kul lilmü’minineyeğudduminebsarihim ve yahfezufürucehum(24/31)”dan sonra “Zalikeezkalehüm (24/30)” kelimesi geçiyor değil mi? Onlar için temiz olan budur. Öbürü pistir. (Seyirci: Pistir ama örteriz diyor. Yani 1:16:28-1:16:30 arası anlaşılmıyor)Ya onu o anda örtmüyor. Bir takım şartlara bağlı örtülmesi. Büyük günahlardan kaçınması şartına bağlı. Ondan sonra şu otuz birinci ayetin sonuna bakın:
“Ve tubuilallahicemianeyyühelmü’minineleallekümtüflihun (24/31)” diyor. Niye böyle bitiyor bu ayetler? (Seyirci: 1:16:50-1:17:05 arası anlaşılmıyor) Yok değil mi öyle birşey? (Seyirci: Tefsirde de baktık öyle bir şey yok.) Yok değil mi? Haiyi tamam o zaman şey yapıyor. Bazıları böyle uyduruyorlar bazı kimselerle ilgili olarak. Tamam iyi güzel. Hayır, şimdi ben zaten vardır diye değil öyle iddia edenler var. Bir görelim dedim Allah razı olsun bir görmüş olduk. Tamam, yani şimdi tabi Süleyman ATEŞ böyle bir hatayı yapacak bir adam değil de. Ama yapanlar çıkabilir. Şimdi siz bu ayeti kerimeye
“Vellezinehümlifürucihimhafizun(23/5)”a zina etmezler manası verirsen, öbür ayetten de başka bir mana çıkmaz. Evet, burada anlaşılmayan yer kaldı mı? O senin sorun cevap buldu mu? (Seyirci: Vallaha tereddütteyim.) Nedir o tereddüt? (Seyirci: Şimdi bu şu ayette 1:18:00-1:18:06 arası anlaşılmıyor sadece kocasına gösterebileceği bölgeye “Mameleketeymanühüm (23/6)” görebilir diyor. Başkaları göremez diyor.)Göremez. (Seyirci: Burada yasaklıyor, burada izin veriyor.) Ya kardeşim bak. Şimdi sen bunu şimdi o zaman tekrar aynı noktaya gelmek zorundayız. Şimdi sen odandasın. Senin emrin altında köle ve cariye var. Bu şimdi köleyi bırak cariye var öyle diyelim. Sen de erkeksin. Gelenekte yazıldığı gibi cariyenle cinsel ilişkide bulunabiliyorsan, cariyenin senin odana girmesini yasaklayan ne olur? (Seyirci: Hiçbir şey olmaz.) Hiç bir şey olmaz. Hiçbir şey olmaz. Ama şimdi ayet diyor ki üç vakitte girmesin diyor. Niye girmesin? “Selasüavratilleküm (24/58)” diyor. Sizin açık olabileceğiniz üç vakittir. Peki, o üç vakitte eşinin girmesine yasak var mı? Yok. O zaman ne demek? Demek ki ofuruç dediğimiz şeyi ikiye ayırmak zorundayız. Bir kısmı bir tümüyle açabileceğin bir kişi, eşindir. Bir de kısmen açabileceğin bir kişi şeydir. Onun içinferç kelimesine küçük bir anlam veremezsin. Ondan dolayı diz kapağından göbeğe kadar erkekler için, diz kapağından göğüslerin üstüne kadar kadınlar için ifadesi kullanmanın sebebi o. Ondan dolayı bunlar bu üç vakit içerisinde, o üç vakit dışında her zaman girip çıkabilir. “Tavvafunaaleyküm (24/58)” diyor. Etrafında dolaşır. E peki şimdi her zaman girip çıktığı o her zaman çıkıyor da niye baban ya da kızın buluğa ermişse mutlaka her defasında izin almak zorunda? Çünkü o senin fercin bir bölümünü görebilir ama senin kızının babanın fercinden hiçbirşey görmeye hakkı yok. (Seyirci: O zaman Mü’minun suresinin bu birkaç ayetlerinden şöyle birşey mi anlamam lazım hocam? Şimdi “Kadeflehalmü’minun (23/1)” dediğine göre burada Müslümanlara riayet etmeleri gereken bazı özelliklerden bahsediyor mesela namazlarını kılma şekilleri ya da boş işleri terk etmeleri, zekât konusunda çalışmaları. Bir de kadın erkek ihtilaf dediğimiz olay var ya yani o konuda dikkat etmeleri gereken hususları, çerçeveyi çiziyor. Yoksa cinsel açıdan falan.)Cinsel ilişki değil. İşte orada cinsel ilişki manası verdikleri için (Yahya Hoca: Kılık kıyafet dersi mi acaba?) Kılık kıyafet ile alakalı bir olay. Ama işte o meallerin hiçbirinde olay kılık kıyafete indirgenmiyor. Tefsirlerde de öyle. Öyle olunca ayetleri anlamak imkânsızlaşıyor.(Seyirci: Yani burada eşinle kadın ve kocanın gerçekten birbiriyle karı koca olan kişilerin durumlarına odaklanmaya gerek yok anlamında bir şey.) Ama işte odaklattırılmışşeylerde, bütün tefsir ve meallerde. “Vellezinehümlifürucihimhafizun (23/5)” dedin mi yani eşi ve (Seyirci: Yani o kabulle başladığınız zaman Enes Hocanın dediği noktaya geliyorsunuz. Nereden dolaşırsanız oraya geliyor?)Şimdi bak burada büyük bir sıkıntı da şu: Şimdi o yirmi üçüncü sureyi şey yapalım. Tabi ki öyle mana verirsen o tarafa geliyor ama o manayı vermeye hiçbirimizin hakkı yok. Bak tekrar oraya gelelim. O manayı zaten bu ayet (Yahya Hoca: O manayı verme hakkı falan değil de öyleymiş gibibiliyoruz yani bilgiden dolayı öyle yani. Şimdiye kadar hani o “Fe menibteğa (23/7)” dan aslında daha çok çıkıyor “Fe menibteğaveraezalike (23/7)” başka bir kadına veya başka bir adama giderse.) Bak mesela bak “Veraezalike (23/7)” derken yukarıdan itibaren hepsi girmiyor mu? (Yahya Hoca: Nasıl?) Namazını huşu içerisinde kılmayan (Yahya Hoca: “Vellezinehümlizzekatifailun (23/4)” başka bir şey için çalışan sınırı aşmış mı oluyor? Mağdur olmayacak mı?)Hepsinin girmesi lazım.Hepsinin girmesi lazım.(Seyirci: O zaman bu Nur suresi elli sekizinci ayet1:22:22-1:22:29 arası anlaşılmıyor) Hah. (Seyirci: O zaman bu ferç kelimesi evrat’tan daha geniş mi oluyor?) Evet. (Seyirci: Evrat sadece karı koca arasında gözükme 1:22:37-1:22:38 arası anlaşılmıyor) Ha işte o zaman o zaman bak bu da güzel oldu. Öyle bir kelime kullanmak lazım orada evet. Avret diye bir kelime kullanmak karı kocaya (Seyirci: Ferçleri göremez.) Ferçleri göremez. (Seyirci: “Mameleket (23/6)”lerini göremezolan bir bölge o avret bir de biraz geniş kısmı ferç.) Ferç o ferci (Seyirci: O fercin içerisinde avret de var.) O ferci baba göremez. Yani buluğa ermiş hiçbir yakın göremez. (Yahya Hoca: Enes Hoca sen o klasik şeyi yap: Küllü avratin) (Seyirci: Küllü fercin avratin mi?) Yok. Küllü avratinfercünveleyse küllü fercünavratü. (Yahya Hoca: Hah öyle olacak.) Tamam doğru.(Seyirci: Ferç daha büyük yani.) Ferç daha geniş. O ferci şey göremiyor. Ailenin buluğa ermiş hiçbir ferdi göremiyor ama ferci buluğa ermeyen çocuklar ile “Mameleketeymanühüm (23/6)” görüyor. (Yahya Hoca: OMü’minun suresinde niye çocuk zikredilmiyor. O zaman benim kafama o takılıyor yani.)Orada çocuk zikretmesine gerek yok. Onu herkes zaten bilir. (Yahya Hoca: Nasıl yani yazmasaydı bilir miydi?) Allah Allah ya çocuklar ya kim (Yahya Hoca: Allah sadece eşi demiş. A buna çocuk da girer diye 1:23:46-1:23:47 arası anlaşılmıyor)Ya ben geçende şeyde bir yerde bir şey gördüm. İnternette bir haber gördüm. Adam şey yapmış. Yani kadın ve erkek çocuklarının yanında soyunmuş diye çocuk bu psikolojik bunalıma girmiş ve onu suçluyorlardı. (Yahya Hoca: Tamam orası öyle de.) Yani bu fıtrat. Fıtrat bunu gerektiriyor. Yani adama bunu söylemeye lüzum yok. (Yahya Hoca: Ferç deyince onu anlamıyoruz ki daha dar kapsamlı yani.) Şu anda öyle anlıyorsun. Derse başlarken öyle miydi? Derse başlarken öyle değildi ki (Yahya Hoca: Soru şimdisi için geçerli o. Çocuğu zikretmemiş Allahu Teala.) Ya kardeşim siz bunu gayet iyi biliyorsunuz ki Allahu Teala bir ayette bir şeyi zikreder, bir başka ayette başka bir şeyi zikreder ve bunların hepsini birleştirdiğiniz zaman bir (Yahya Hoca: Tamam sadece takıldığım istisna formundan sonra geliyor. İlla dedi mi başka bir şey yok demektir. 1:24:37 deki kelime Arapça etmez mi burada? Başka bir ayette bir tane daha geliyor.)Ya zaten ferçlerini korurlar kelimesinde senin hiç çocuk aklına gelmez ki senin normalde insan kendi çocuğu. (Seyirci: O biraz cinselliği hatırlatıyor ya ferçderken.) (Yahya Hoca: Hatırlatmıyor olarak bakacaksın.) Hatırlatmıyor olur mu? Cinselliği hatırlatıyor tabi ferç. (Seyirci: Çocuklar ne kadar büyük çocuk olursa bile kendi annesine babasına öyle cinsellik gözüyle bakmaz.) Fıtrattan kaynaklanıyor o. Ha şimdi az önce söylediğimiz söz şeysiz kaldı bunu tekrar edelim de. Şimdi mesela bu, şu meal. Bak şuradaki mealden ben okuyayım da meale göre bir mana verelim. Diyor ki bak. Ya Rabbi gerçekten müminler kurtuluşa ermiştir. Onlar ki namazlarında huşu içindedirler. Burada kadın erkek dahil. Onlar ki boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler. Burada da kadın erkek dâhil. Zekâtı verirler. Yanlış çünkü vermek ita zekah tır. Bu zekât için çalışmaktır. Onlar ki iffetlerini korurlar demiş. Burada kadın ve erkek dâhil. Ancak eşleri ve ellerinin sahip olduğu cariyeler hariç. Niye sen parantez içerisine cariyeleri koyuyorsun? Bunlarla ilişkilerinden dolayı kınanmış değillerdir. O hangisi o da açık renk Abdullah YÜCEL. Bak hâlbuki ayette ne diyor? “illa ala ezvacihim (23/6)” eşleri ve sahip oldukları hariç. Şimdi sahip oldukları kadın ve erkek o zaman eğer cinsel ilişki diyorsan, o zaman kadın da elinin altındaki köleyle ilişkiye girmesi lazım bu metne göre. Niye sen hemen buradan hemen bir çark ediyor; şuraya kadar anlatılmış olanı hemen erkeğe çeviriyorsun? “Mameleketeymanühüm (23/6)”u da hemen cariyeye döndürüyorsun? Delilin ne? (Seyirci: 1:26:42-1:27:02 arası anlaşılmıyor) Ama yanlış işte. Yanlış. (Seyirci: 1:27:04-1:27:22 arası anlaşılmıyor) Tamam çok güzel. O soruya cevap verelim verelim.
Bak şimdi bir kelimede cümle kelimeye bir mana vermeyi mecbur eder ama burada öyle bir şey yok. (Seyirci: Orada hitap erkeklere).Orada hitap erkeklere ne diyor orada bak Nisa suresinin dördüncü ayetini açalım: Çünkü burada bizi internetten de dinleyenler var onun için soruları kapalı bırakamayız. Şimdi burada ne diyorbak.Üçüncü ayetmiş:
“Ve in hıftümilla tuksitu fil yetama (4/3)”Nisa Hm? “Fenkihumatabelekümminen nisai (4/3)” hoşunuza giden kadınla nikâhlayın. Nikâhlayan kim burada? Erkek. Nikâh erkekle yapılır mı? Nikâh kadına yapılır. Yani erkek kadınla nikâhlanır. Erkek erkeğe nikâh olmaz. (Seyirci: Bunu yapan erkek oluyor.) Kadınla nikâhlanan erkek oluyor. Tabi erkek nikâhlanıyor. Şimdi ikişer üçer dörder nikâhlanın.
“Fe in hıftümellata’dilu (4/3)” eşlerinizin arasında adaleti gözetemeyeceğinizden korkarsanız. “Fe vahideten (4/3)” bir kadını nikâhlayın diyor. “Fenkihuvahideten” “evin kuhumameleketeymanüküm” ya da elinizin, hâkimiyetinizin altında bulunan köleyle nikâhlanın. Erkek köleyle nikâhlanılır mı? (Bu başka bir ayette “Fe minmâmeleketeymânukum (4/25)” a işaret ediyor değil mi?) Nerede o ?(Yahya Hoca: Karşı ayette mi?) (Seyirci: Başka bir ayette.) (Yahya Hoca: “Van mor salatu” da.) O“İllâ mâmeleketeymânukum (4/24)” (Yahya Hoca: Bir altında, bir altında) “Fe minmâmeleketeymânukum (4/25)” yirmi beşinci ayet. Bununla aynı. Aynısıvar. İkisi aynı. Dolayısıyla orada erkek diye mana vermek imkansız. Ondan dolayı mecburen (Yahya Hoca: Yani hikmet sorgulaması mı diyelim ne diyelim? Şimdi o ezvaç ve “Mameleketeymanühüm (23/6)”görebildiği bir furuç var ya şimdi orada kafama takılıyor gerçekten de. Kadının çocuğundan daha yakın nasıl el alemin yabancısı oluyor yani pek anlayamıyorum. Evde bulunan erkek kendi oğlundan daha yakın yani kendi oğlunun göremediği yerleri o görebilecek.) Onun için senin bu soruyu ben baştan soracağını düşünüyordum. Ama şimdi sordun. Ondan dolayı bak ben senin dikkatini çekmiştim şimdi gene söyleyeyim sana bak bu itiraz olabilir diye bak elli sekizinci ayette:
“Kezâlikeyubeyyinullâhulekumulâyât, vallâhualîmun hakîm (24/58)” Allah bilir, doğru karar verir siz buna itiraz etmeyin demiş oluyor. Siz anlamayabilirsiniz demiş oluyor. Öbüründe de:
“Kezâlikeyubeyyinullâhulekumulâyâti, vallâhualîmun hakîm (24/58)” ile bitiyor. Sen bunu hemen anlamayabilirsin diyor. (Yahya Hoca: Yani zinaya yaklaşmayı bile suç sayan bir dinde evin içinde yabancı bir adam var ve kadın oğluna gösteremediği yerleri buna gösteriyor.) (Seyirci: Yani kozmik odaya girebiliyor.) Bir de kozmik oda. (Yahya Hoca: Bu işin hanizina) “Vallahualimunhakim (24/58)” işte (Yahya Hoca: O adam o evde duruyor diye bir şey yapmayacak mı yani?) İşte “vallahualimun hakim (24/58)” onun iç durumunu herşeyini Cenabı hak biliyor ve hükmü de o koyuyor. Dolayısıyla bu hüküm doğru hükümdür diyen Allah. (Seyirci: Tamam da 1:30:49-1:30:50 arasında bir kelime anlaşılmıyor yabana atılacak bir şey değil.) E tamam yabana atma. Ne güzel bak Allah orada seni şey kıskandırıyor ki bir an önce adamı hürriyetine kavuşturasın. (Yahya Hoca: Hah işte düşünülebilir.) Orada kadını da kıskandırıyor ki cariyeyi bir an önce evlendirsin. Tabi (Seyirci: O düşünülebilir.) Tabi. Tabi yani. (Yahya Hoca: O düşünülür yani oğlunun göremediği yerleri adam görebiliyor yani.) Niye çünkü Cenabı Hak kölelik ve cariyeliği kabul etmiyor ki. Bir an önce bu insanlar hürriyetine kavuşsun. (Seyirci: Ben bu soruyu sormazdan orada aklımdan geçti de.) (Seyirci: Hadi hadi.) (Seyirci: Vallaha geçti.) (Seyirci: Yok patent hakkı şeye ait.) (Seyirci: Şimdi toparlarsak bu Nur suresi elli sekizinci ayetin de bu Mü’minun altıncı ayetini anlamış gibi olmak lazım.) Hala gibi diyorsun. (Seyirci: Buluğa ermemiş çocukların “Mameleketeymanühüm (23/6)”un da göremeyeceği yer evrat.) Hah. (Yahya Hoca: Sadece karı koca.) (Seyirci: O evrat zaten.) Demek ki ferç ikiye ayrılıyor. Bir bölümü avrattır. Bunu sadece karı koca görebilir. Bir bölümü de küçük çocukların ve evdeki köle ve cariyelerin görebileceklerdir. Ama fercin hiçbir bölümünü evdeki buluğa ermiş olan kadın ve erkekler göremez. (Yahya Hoca: Kayınpeder?) Hiçbirisi yani kadın olsun erkek olsun. Evet.(Seyirci: Dörde bölündü şu anda yani avret olan yer var. Bir de ferç olan yer var. Bir de anne babalarına ziynet olan yer var. Bir de tüm namahreme kapanması gereken yer var.)Hah tamam. Bak ne kadar görüyor musun. (Yahya Hoca: Tek geriye işte şey kalıyor. Sınır neyle belirleniyor? İşte fıtrat mı hadis mi?)Ya işte o zinaya yaklaşmayın meselesi var ya (Yahya Hoca: Mesela kadın kadına işte ne kadar avret gösterebilir?) Ferçleri gösteremiyor bir kere. (Yahya Hoca: Onların haricinde? İşte ferç ne yani neresi dedik ya? Buraya kadar biz çektik. Kadın kadına da çekilir mi yani?)İyi ya işte bütün bu konularda yapılacak tek şey hadislere bakmaktır. Tamam mı? (Yahya Hoca: Hadiste kadının kadınla avreti açıklanmamış ki. Erkeğinkinde bile problem var. İşte diz kapağı, işte göbeğin kendisi dâhil mi değil mi? Sürekli tartışılmış yani 1:33:00-1:33:05 arası anlaşılmıyor)Ama mesela bak burada dikkat ediyorsanız erkeğin köle ve cariyenin odasına girmesi, kadının köle ve cariyenin odasına girmesinden bahsedilmiyor. Onlar evin içerisinde örtülü olmaları lazım. (Seyirci: Hocam Mü’minun suresindeki “Mameleketeymanühüm (23/6)” burada şöyle bir sonuç mu çıkıyor hocam? Yani burada elinizle sahip olduğunuz kölelerle eşlerin illaki her konuda aynı konumda olmaları gerekmiyor. Bir konumlarından dolayı aynı 1:33:32-1:33:35 arası anlaşılmıyor) Olamıyorlar zaten. Aynı konumda olamıyor. Çünkü köle ve cariyelerle cinsel ilişki nikâhsız mümkün değil. (Seyirci: Sadece bir konumlarından dolayı 1:33:40 anlaşılmıyor) Sadece işte “tavaffunaaleyküm” diyor ya sürekli hizmet için girip çıkıyorlar. Dolayısıyla evin efendisinin köle cariyenin odasına girmesi de gene kurallara bağlı. (Seyirci: Yani Enes Hocanın başlangıçta takıldığı nokta öyle çözülmüş oluyor.) (Yahya Hoca: Bir erkeğin, diğer erkeklere olan avretiyle kadınlara olan avreti aynı. Hani diz kapağı ve göbek arası dediğimiz zaman bu diğer erkeklere de aynı kadınlara da aynı.) Tabi. Bu da işin bir başka tarafı. Yani sen otuzuncu ayeti şey yaparak diyorsun değil mi ? Tabi doğru. (Yahya Hoca: Erkeğin avreti kadınla erkeğe aynı.) Fark etmiyor. Yahut daziynet kelimesi geçmiyor. (Yahya Hoca: Kadının ki sadece farklı ev içerisinde.)Kadında, erkekte sadece furucun kapatılması var; Ama tabi öbür ayeti kerimede bize ziyneti şart koşuyor:
“Huzûzînetekum inde kulli mescidin (7/31)”ondan sonra “Yuvarisev’atikümverişa (7/26)” o da hep tavsiye ediliyor vücudun elbisenin örtülmesi ama farziyet noktasından erkeğin ferci var ama kadının da ayrıca ziyneti var. Örtmesi gereken ziyneti var fercin dışında. (Seyirci: 1:34:48-1:34:54 arası anlaşılmıyor) Bu ayetlerdeki sevai seve kelimesi ya da Ademaleyhi selamdakisev’e kelimesi bedenin tamamı değil. (Seyirci: Avret.) Avret bölümü oluyor evet. (Seyirci: 1:35:05-1:35:15 arası anlaşılmıyor) (Yahya Hoca: 1:35:15:1:35:19 arası anlaşılmıyor) Sen şimdi sadece erkek mi diyorsun? Ver bakim mana verebiliyor musun? (Seyirci: Mü’minun diye bahsetti ya burada? El Mü’minun.)O zaman yani Mü’minun içerisine kadınlar girmiyor mu? (Seyirci: Burada çünkü yapılacak şeylerden birçoğu erkeklerin1:35:30-1:35:32 arası anlaşılmıyor) Ne alakası var ya öyle şey olur mu? “Ya eyyuhellezineamenu (2/254)” dediğiniz zaman ne giriyor? Kadın yok mu? (Yahya Hoca: Kadının yapamayacağı şey hangisi burada?) (Seyirci: Mesela kadınların yapamayacağı mesela zekât için mesela ticareti eski zamanlarda çoğu erkekler yapıyordu.) Çoğu hayır kadın zekât için çalışamaz mı? (Seyirci: Ya çalışıyor ama.) E bitti. (Seyirci: Ama buradaki genel mesela durumla şey). Ya kardeşim peki“Ellezinehüm fi salatihimhaşiun (23/2)”da kadın namaz kılarken şu huşu içerisinde olmayacak mı? (Seyirci: 1:35:57-1:35:10 arası çok fazla katılım var anlaşılmıyor) Olur mu kadına nasıl emanet verilmez? Sen bütün evinde ne var ne yok kadına emanet ederek gelmedin mi buraya? (Seyirci: Herşeyin ona emanet.) Herşeyin ona emanet. (Seyirci: 1:36:19 daki bir kelime anlaşılmıyor dışında herşey.) Öyle şey mi olur? Kadın erkek ayrımı olur mu? (Seyirci: Ben çocuklarımı bile emanet ediyorum.) Bak “Vellezinehüm ala salavatihimyuhafizun. Ulaikehümülvarisun (23/9-10)”ve ahdihimulaikehumulvarisun sen cennete sadece erkekler mi girecek? (Seyirci: Hayır burada burada demek ki burada ortak noktalar da var.) Ortak olmayan nokta var mı sen onu söyle. (Seyirci: Mesela genelde toplumda ticaret yapanların çoğu erkekler böyle bir emanet şey yaparlar mı mesela o artık emanete 1:36:56 daki kelime anlaşılmıyor) Kadının ticaret yapmasına mani var mı? Peygamber efendimizin eşi (Yahya Hoca: Erkek de olsa kadın da yapsa çalışmadaki amaç zekât veriyor olmak orada şey yapan bu yani.) Zekât vermek için çalışacaksın. (Seyirci: Öyle bir şey yok. Lakin genel böyle durumda 1:37:09-1:37:11arası iki kelime anlaşılmıyor) Ya genel durum niye olsun kardeşim. Peygamberimizin eşi Zeynep deri işlemesi yapıp gidip satıyordu. Pazardan da bal alıp getirip peygamber efendimize ikram ediyordu. Bu da diğer eşlerini kıskandırdı. Yasak olan nesi var ki? (Seyirci: Yani şu andaki mesela durumları şey yaparsak mesela pazarda ticaret yapanların birçoğu çoğu erkek yani kadınlar da var ama.) Ya tamam da yasak mı asıl mesele o. (Seyirci: Yasak değil.) Bitti o zaman öyleyse hepsi için çalışan zekât vermek için çalışmalı kadın olsun erkek olsun. (Seyirci: Türkiye’nin en büyük 1:37:41 de bir kelime anlaşılmıyor başında kadın var şimdi.) (1:37:43-1:37:46 arası anlaşılmıyor).Ya niye bak şimdi bak Kuranı kerimden sana Sevan melikesi kadın Allah onu yeriyor mu orada ayıplıyor mu? Hatta övüyor. Kadın çok son derece başarılı bir yönetici. (Yahya Hoca: Bak son zamanlarda bilim adamı lafı bile kullanılmıyor. Bilim insanı deniyor. Niye?)Bilim kadını dememek için. (Yahya Hoca: Ortak olsun diye.) Hayır burada özel bir şey yok. Bir tek zekâta takılırsan takılırsın o da şey değil yani. (Seyirci: Yahya hocam idealist dedi ki: Bu Müslüman olmayan kadınlar, Müslüman kadınlara bakma şeyi var ya burada 1:38:25-1:38:33 arası anlaşılmıyor)Ya tamam huyunu suyunu bildiğin kadınlar yani Müslüman kadın olması şart değil ki.(Seyirci: Yani orada bir ayrım huyu suyu) (Yahya Hoca: Orada şeyi söyleyen de var hani ayetteki insicam bozulmasın diyeevin nisai diye dese yani ev buulletihinne, abaihinne, falan inneinne gidiyor ya).O da olabilir tabi. (Yahya Hoca: Ev nisaihinne.) (Seyirci: Müslüman olabilir ama nisaihinne olmayabilir.) Tabi Müslüman olabilir ama kötü bir kadın da olabilir. Tabi. (Yahya Hoca: Orada illaki şimdi deniyor ya gayri Müslim kadınların yanında da Müslüman kadının avreti erkek gibi düşünülecek yani başını açamaz bilmem ne yapamaz falan.) Neyse şimdi sorulara geçelim isterseniz. Burada anlaşılmayan bir şey kaldı mı? (Seyirci: 1:39:21-1:39:25 arası anlaşılmıyor) Tamam. İyi az önce tam değildi şimdi son noktaya geldiğimize göre iyi. Peki, Muhammed sende var mı bir soru? (Muhammed: 1:39:31-1:39:34 arası anlaşılmıyor) Şu anda var mı bir soru zihninde? Şu anda yok sonra çıkarsa sorarsın önemli değil. Seninle zaten daha önce yapmıştık bu dersi. (Seyirci: Ben bunu hocam anladım da Peygamber As.dönemindeki uygulama onu bir araştırmak lazım).Tamam araştır. Haftaya getirirsin buraya. (Seyirci: Şimdi aklıma geldi şey varya Peygamber As. “innemel1:39:56 daki bir kelime anlaşılmıyoravrati”).Hah.Az önce avretkelimesini sen kullandın kardeşim. Yani oraya başka bir kelime kullanmak açısındandır. Yani o avret kelimesini biz kullandık ama şu manada doğru senin dediğin: O erkeğin görebileceği, karı kocanın birbirini görebileceği yer için ayrı bir kelime kullanmak lazım. Tamam mı ona sen avretkelimesini kullanabilirsin. (Seyirci: 1:40:20 deki bir kelime anlaşılmıyor avreti diyor ya ayette onun için.) Tabi yani oradan hareketle gidiyorsun.
Peki şimdi şu sorulara geçiyorum: Mehmet YAPICI İsviçre’den sormuş: Aleviler müşrik midir? Diyor.
Şimdi bu aleviler kelimesine cevap vermek mümkün değil. Niye mümkün değil? (Yahya Hoca: Aleviliği tanımlayacak bir şey yok ortada. Tanımı yok.)Aleviliğin tanımı yok. Tanımı yok. Yani şöyle:Her zaman anlatıyorum size: Şeyde, Ümraniye Belediyesinde ellinin üzerinde alevi dedesi bir de Abidin ÖZGÜNAY diye onların en önde gelen dedelerinden birisi vardı ve öldü. Çorum milletvekiliydi. Alevilikten Sünni’ye döndüğü söylenen bir zat vardı. Bir de Marmara ilahiyat fakültesinde alevilik konusunda çalışma yapmış. Ne Oğuzdu? Ne Oğuzdu hocanın adı neydi Oğuz soyadı? Neyse şimdi aklıma geldiği zaman söylerim. Şimdi dördümüz vardık. Bir panel var orada işte alevilik nedir diye bir soru soruldu. Şey dedi ki: Abidin ÖZGÜNAY dedi ki: Alevi:Eline, diline, beline sahip olan kişidir dedi. Ben de dedim ki: Böyle bir tarif olmaz. (Seyirci: Bir sürü alevi çıkar karşına.) Hayır, böyle bir tarif, bunu herkes kendisi için tanımlar. Herkesin söyleyebileceği bir şeydir. Mesela alevi su içen insandır diyemezsin yani. Suyu herkes içer. Öyle bir tanım yap ki dedim. Sadece sizde olsun, başkasında olmasın. Tabi o zaman ses çıkarmadı. Ben size bir şey söyleyeyim dedim. Bak ben sizin işte cem dergisi o zaman bana geliyordu onların yayınladıkları. Ben dedim mesela Abidin Beye ben cem dergisinde senin bir makaleni okuyorum o makalede baştan sona kadar her bir cümlede bir başka çeşit aleviyle karşılaşıyorum dedim. Şu ana kadar da çok sayıda aleviyle görüştüm. Ben size bir şey söyleyeyim mi dedim: Aleviliğin bir tanımı yoktur. Her aleviye göre farklı bir alevilik vardır ne diyorsun? Tamam, doğrusun dedi. Orada da ellinin üzerinde alevi dedesi var kendi orada yaptığımız şeyde. Şimdi Aleviliği hakikaten tanımlamak mümkün değil. Onun için aleviler Müslüman mıdır? Müşrik midir? Kardeşim böyle bir tanım yok ki ben sana bunu söyleyeyim. O zaman şu adam şu şuşu inançlara sahip. Bu nedir diye sorulabilir. Ha bunların çoğusu büyük bir bölümü Müslümanlığı kabul etmiyor. Her ne kadar Hak, Muhammed, Ali diyorsa da bu aslında üçlü bir tanrı anlayışıdır. Hak ile AllahuTeâlâ’yı, Muhammed ile bir başka tanrıyı, aliyle bir başka tanrıyı kastediyor. Ama Müslüman toplumunda olduğu için o tanrıların adı Muhammed ve aliye dönüşüyor. Eski inançların bir şeyi, bir yansıması. Ama birçokları var ki işte bizim buraya da bir ara çok sık gelirlerdi. Şimdi çok nadir yani o kadar eski sıklıkta gelmiyorlar. Gene geliyorlar. Adamlar dört dörtlük Müslüman.İbadetlerinde, taatlarında, inançlarında,her şeylerinde yani. Hatta onlardan bir tanesi gitmiş bir camide bir müftünün vaazını dinlemiş, müftüyü hesaba çekmişti yani. Müftü de bayağı sıkıntı içine girmişti sorular karşısında. Şimdi dolayısıyla burada böyle bir soruya cevap vermek maalesef mümkün değil. Kişinin kendi durumuna göre (Seyirci: İnsanları, insanların yani bütün insanları kapsayacak vaziyette 1:44:14 deki bir kelime anlaşılmıyor meşhurdur.) hah işte.
Şimdi burada diyor ki abdest alırken neden azalarımızı üç kere yıkıyoruz? Bu üç sayısının bir anlamı var mıdır?
Üç sayısının elbette bir anlamı vardır. Üç zaten insanlarda çokluğun işaretidir. Sen elin kirlendiği zaman suya şöyle bir kere şey et yıka gel. Bir kere suyla, insanlar buna yıkanmış der mi? (Seyirci: Yıkamış değil, bulaştırmış der.) Der mi? Derler mi yani ? Sen şimdi elini bir şeye bulaştır. Ya da elini yıkamaya gittin. Su bir kere dokundu geldin. (Seyirci: 1:44:52 -1:44:55 arası anlaşılmıyor) Bak sen bir kere yıkadıysa derken elini üç kere sıvazlıyorsun. Beyefendi ona dikkat et. Ona elini ıslattın kardeşim ne yaa böyle? Yıkadım denmez yani örfte. Demek için bir kere bir, iki, üç en azından üç bir kere örfen bu gerekli bir şeydir. Şeyde de Peygamber efendimizin hadislerinde de var işte. Bir kere yıkadığınız zaman farz yerine gelir ama iki kere yıkarsanız işte bütün peygamberlerin abdesti budur. Üçüncü kere yıkarsanız işte bu benim sünnetimdir diyor.
Yasin AYAN İzmir’den soruyor: Her cuma namazı ev ve dükkân gibi mekanlarda kılınabilir mi? Ha Hocam cuma namazı ev ve dükkan gibi mekanlarda kılınabilir mi?
Şimdi ayette AllahuTeâlâ ayette diyor ki: Cuma günü namaza çağırıldığınız zaman Allahı zikre, yani namaza koşun diyor. Evinde, dükkânda kılarsan nereye koşacaksın? O zaman bu olmaz. Bir kere birisi bir yerden bir namaz için çağırılacak. Sen de dükkânını kapatacaksın, evinden çıkacaksın, oraya koşacaksın. Bu olmaz yani.
Evet, bir de İzmir’e gelmeyi ve konferans vermeyi düşünüyor musunuz? Böyle şeyler düşünmekle olmaz.
Evet, Hazin ÇATALBAŞLI İstanbul. Ben her yere gitmeyi düşünürüm de o ayrı bir şey.Şimdi Hazin ÇATALBAŞLI İstanbul: Hocam kendine güvenmek ve enaniyet günah mıdır?
Kendine güvenmek günah değildir yani elbette ki insan ayaklarının üzerinde duracak. Enaniyet dediğimiz, yani ben diye kişinin kendini bir şey zannetmesi günahtır. (Seyirci: Yusuf As. var ya 1:46:40-1:46:42 arası anlaşılmıyor) Evet Yusuf As. ben bu iş yapabilirim diyor. Yani kendine güvenmek çünkü çok önemli bir şeydir ama enaniyet demek yani sadece kendisini, kendisini başkalarından üstün görmek kendisini bir şey zannetmek, bir takım hayaller içerisinde, kendisine bir takım hayali makamlar (Seyirci: 1:47:00-1:47:02 arası anlaşılmıyor) ha bendeki bilgiden dolayı bu bana verildi diyor şey Karun. Tabi o günahtır. Zaten bir çok ayeti kerimede:
“İnnallahe la yuhibbukülle muhtalin fahur (31/18)”muhtal ne demek? Kendisini bir şey hayal eden, bir şey zanneden. Kendini ne zannediyorsun derler ya. Kendini bir şey zanneden ve bu olmayan şeylerle iftihar eden kişi. Allah bunları sevmez.
Mert TETİK Eskişehir’den sormuş: Köle kavramına veya köleliğe zaten İslamiyet karşı değil midir? Cariye konusunu günümüze uyarlayarak cariye, köle ve esirden kasıt nedir? Evde çalışan hizmetçiler, çocuk bakıcıları falan mı kastediliyor?
Herhalde bu arkadaşımız baştan dersi dinlememiş. Bu köle ve cariye harp esiridir. “Ev mameleketeymanühüm (23/6)” diyor. Eyman yemin yani zorla hâkimiyet altına sokulan kişilerdir. Bunlar harp esirleridir. Harp esirleriyle ilgili yapılacak işlem Muhammed suresinin dördüncü ayetinde bellidir. Bunlar bir kısmı karşılıksız serbest bırakılır, bir kısmından da fidye alınır. Fidye alınmak istenen kişilerin fidyesi ödeninceye kadar tutulur. Tutulurken esir kampında tutulmaz, evlerde tutulur. İşte evlerde de az önce söylediğimiz şeylerde de öyle bir noktalara getiriyor ki cenabı hak aile bunu bir an önce evinden çıkarmanın yollarını arayacak ve adamı hürriyetine kavuşturacak. (Seyirci: Öyle köleliğe can kurban.) E tabi canım öyle köleliğe can kurban elbette. Ailenin bir ferdi olarak yaşıyorsun orada. Yediklerinden yiyorsun, giydiklerinden giyiyorsun. Yattıkları yerde yatıyorsun. (Seyirci: Peygamberimizin de talimatı var.) Peygamberimizin de talimatı var. Sonra kölem, cariyem diyemiyorsun yasak. Senin kardeşindir diyor Müslümanolmamasına rağmen. (Seyirci: Köle efendisinin yerine bile geçer.) Tabi efendisinin yerine de geçer. Zaten öyle olmamış mı? O esirler ilim sahasını işgal etmemiş mi? Mevali denen (Seyirci: Memalukler) Memlukler devleti var evet. Memlukler devleti var.
Şener Nusret ER: Kadınlara danışın tam tersini yapın diye bir hadis gördüm. Bu hadisin sıhhat derecesi nasıldır?
Bu hadisin sıhhat derecesi Kuranı kerime aykırıdır. Çünkü o şey neydi o Belkıs topluyor onların görüşlerini ortaya koyuyor ve Belkıs’a diyorlar ki sen nasıl istiyorsan öyle yap diyor ve Belkıs’ın sözü Kuranı kerimin bir ayeti o diyor. O kadar akıllıca bir söz söylüyor ki: Ne diyor:
“İnnelmülukeizadehalukaryetenefseduha ve cealueizzeteehlihaezilleh ve kezalikeyefalun (27/34)”(Seyirci: Gerçek nebi olup olmadığını denemek için de hediye gönderiyor.) hediye gönderiyor. (Seyirci: Çünkü krallar hediyeyi kabul eder.) (Seyirci: Batıl söyleyen her erkek ve kadının tam tersini yapmak lazım.) Ha söylediği batılsa zaten kabul edemezsin. Ama falan söyledi diye reddedilirse o olmaz. Ha bu var maalesef bütün bunlar var.