Adetli Kadının Orucu -1

22 Ağustos 2009 tarihinde yayınlandı. görüntülenme Mukayeseli Fıkıh Müzakereleri

Bu günkü dersimizin ilan edilmiş olan konusu, adetli kadının orucu. Tabi burada ister istemez namaz da devreye girer. Bu iş çok açık olmakla birlikte kapatılmaya çalışılıyor tabi. Konunun bir hikayesi var. Adetli kadınlara oruç tutmaları gerektiğini üç sene oldu mu söylemeye başlayalı Enes Hoca? Belki daha fazla oldu. Şimdi burada hangi fıkıh kitabına bakarsanız bakın orucu bozan şeyler yeme, içme ve cinsel ilişki yazar. Kuranı kerim de öyle söyler, hadisler de öyle söylerler. Hepsinde olan hüküm aynıdır. Bazen de derler ki oruç vücuda giren şeylerle bozulur. Fakat tutarlar adetli kadının oruç tutamayacağını söylerler. Yani tutamayacağını derken rahatsızlığından dolayı tutmaya gücü yetmez manasında değil. Tutarsa haram işler. Adetli kadının oruç tutması haramdır derler. Peki haram işlerken hangi yasağı işlemiş oluyor? Yani AllahTeala’nın koyduğu hangi yasak var adetli kadının oruç tutmasıyla alakalı. Peygamber efendimizin koyduğu hangi yasak. Peygamberimiz koydu ise o da zaten kuranı kerim kaynaklı olmak zorundadır. Neyse, vatandaş onu anlamayabilir. O normaldir vatandaş için. Bağlantılı olduğu ayetleri bilebilir. Bu gayet normaldir. Vatandqş durumunda olan hocalar da bilemeyebilir de bu şahıs hangi suçu işlemiş ki oruç tutması haramdır. Yani öyle bir şeye haram diyorsunuz ki Allah emretmil oruç tut diye, o Allah’ın emrini Allah’ın emrettiği zamanda yani ramazan içerisinde yerine getirmesi haram diyorsunuz. Ne diyor AllahTeala; “şehru ramadanellezi unzile fihil kur’an huden lin nasi : ramazan ayı..içinde kuranın indiği aydır, insanlar için hidayet kaynağı, doğruyu yanlıştan ayıran ve açıklayıcı belgelere sahip olan kuran”. Orada ne diyor; “fe men şehide minkumuş şehre fel yesumh: sizden kim o aya şahit olursa o ayı oruçlu geçirsin”(BAKARA 185). Yani oruç tutulması gereken ay ramazan ayı. Siz adetli kadına diyorsunuz ki; senin bu ayda oruç tutman haramdır. Allah diyor ki tutacaksın, sen diyorsun ki tutamazsın. Peki tamam tutmayayım. Sonra tutacaksın diyor. Güzel de zamanında yasaklıyorsun. Bir işi vaktinde yapmak bana yasak ise haram ise benim üzerime bir görev düşmüş değil ki bu görevi yapmadığımdan dolayı daha sonra o görevin kazasını yapayım. Böyle bir mantık olur mu? Zamanında diyorsun ki bunu yapamazsın yasaktır. Sonra da diyorsun ki tut. AllahAllah! Nasıl olacak bu iş! Neye dayanarak bunu söylüyorsun? Delilin ne?

Şimdi bu konuda delil olarak dayandıkları bir ayet yada bir hadis yok. Delil olarak dayandıkları şey Aişe validemizden rivayet edilen bir hadisi şerif. Bu konuda dayanılan tek dayanak Aişe validemizden rivayet edilen bir hadistir. Bu da Muazi hadisidir. Yahya şeyi bulsana Nevevi’nin Muslim şerhi var ya. Müslim şerhinde yaptığı bir şey var onun. Hadisi şerh ederken yaptığı bir takım hatalar var. Bu konuda tek dayanak Aişe validemizden rivayet edilen bir hadistir. O da Muaze hadisidir. Gelmiş demiş ki Muaze; neden kadın adetliyken oruç tutuyor da namaz kılmıyor? Demiş; “ma balul hayıd takdıs savme ve la takdıs salat”. Şimdi bakın ifade bu. “Ma balul hayıd: hayızlının hali nedir?”, “Takdıs savme: orucu kaza ediyor”,”ve la takdıs salate: namazı kaza etmiyor”. Bu soru kim ile ilgili sorulmuş Muhammed? “Ma balul hayıd”. Kime hayıd denir? Hayız kelimesi kime kullanılır?

Muhammed: Bayana.

A. Bayındır: Hangi haldeyken?

Muhammed: Adetli.

A. Bayındır: Adet gördüğü zaman için ifade değil mi? Adet görüyorken ona hayız denir.

Yahya: Baş örtüsü ile ilgili..

A.Bayındır: O başka. Mecazi. Hakiki manası bu. Bak şimdi. Bir hakiki manasına göre, bir mecaz manasına göre. Baş örtüsü ile ilgili hadiste hayızlı ifadesi adet görmeye başladıktan sonra manasınadır. O mecazendir. O çağdadır.

Enes Hoca: İlk defa adet gördükten sonra zaten baliğ sayılır o.

A.Bayındır: Buluğa ermiş olur. Dolayısıyla burada mecaz manasını verirseniz yani buluğa ermiş bir kadın derseniz hiç bir manası olmaz bu hadisin. Buluğa ermiş olan bir kadın namazı kaza ediyor, orucu kaza etmiyor. Ne manası olur?

Katılımcı: Sürekli olur.

A.Bayındır: Hiç bir zaman için. Kaza manasını onların dedikleri gibi alalım. Yani hayız kelimesini de senin dediğin gibi şey yapalım. Buluğa ermiş kadın. O hadisteki gibi alalım. Buluğa ermiş bir kadın neden orucu kaza ediyor da namazı kaza etmiyor. Ne diyeceğiz buna? Buluğa erdikten sonra onların dediği anlamda namaz kazası diye bir şey olmayacak. Orucu da sürekli kaza edecek, zamanında tutmayacak. Bu mümkün değil yani. Mana-ı hakikisi zaten mümkünse mecaza gidilmez. Burada mana-ı hakiki gerekir, başka bir şey olmaz. “Ma balul hayıd” ne demektir?

Muhammed: Mesela şey var Hocam. Bence o kadın hayızlı kadın, hayız dönemi geçtikten sonra yine o adla anılmış olabilir. “Yetama emvalehum”(NİSA 2). O zamandaki yetama değil yani önce yetimdi.

A.Bayındır: Orada bir başka delil var. O delile dayanarak o hükmü veriyorsunuz. AllahTeala diyor ki; “vebtelul yetama hatta belagun nikah”(NİSA 6) diyor tamam mı? Bu ayetten dolayı “yetama emvalehum” mana veriyorsunuz. Eğer onlar buluğa erdikten sonra mallarını verebilirsiniz, rüşte erdikten sonra verebilirsiniz ayeti olmasaydı “ve atul yetama emvalehum”(NİSA 2) o manayı veremezdin. Yani o bir delile dayalı olarak. Çünkü mana-ı hakiki üzerine hamletme imkanınız olmuyor. Tamam mı? Mecaza gitmenin bir sebebi: gerçek anlama hamletmenin mümkün olmaması. Orada mümkün olmuyor. Mümkün olmadığı için yani “ma yekun” olur. Hiç önemli değil. Yani gerçek anlamını verme imkanı olmadığı zaman mecaza gidilir. Yetimlere, yetim dediğimiz zaman buluğa ermemiş çocuklardır. Yetimlere mallarını verin ayeti öbür ayet ile çelişiyor. Ne zaman vereceğiz?

Enes Hoca: Hayız yetimliğe benzemiyor ki. Yetimlik insanın ömründe bir kere oluyor. Hayız teceddüd oluyor. O zaman önceki haline bakarak hayız dense, bir kadın hayat boyu hayız mı oluyor o zaman?

A.Bayındır: Yok. O an için demek istiyor. Diyor ki yani hayızını bitirdikten sonra bir ona mecazen denir ki olmaz yani. Yetime benzetilecek bir tarafı yok. Çünkü çocuğa malı verilmez. Ne zaman verilir? Buluğa erdikten sonra. O da olmaz, rüştüne erdikten sonra verilir. O da öbür ayetten dolayı. O da çatışma, bu tarafta bizi yetim kelimesi mecaz şeklinde anlamlandırma mecburiyetinde bırakıyor. Ama burada öyle bir şey yok.

Muhammed: Buna delil başka hadisler de var mesela. Peygamber(sav) bir hadiste cuma günü gusul yapmak ihtilam olana gusul yapmak vacip yani, orada gerçek manada ihtilam olan kişi değil yani buluğa ermiş olan kişiye. Önceki durumunu burada şey yapıyor. İhtilam olana gusul yapmak vacip.

A.Bayındır: Tamam, o kinayeli bir ifade. Mana-ı hakikiyi de kastedebilirsiniz, mana-ı mecaziyi de kastedersiniz. Herkes için dendiğinden dolayı orada da öyle bir delil var. Çünkü bak cuma günü ihtilam olan herkesin yerine koymak lazım. Çünkü bir şeyde küçücük bir kayma bütün sistemi alt üst eder. Mesela işte cuma günü ihtilam olan herkesin yıkansın diye bir emir var Peygamberimizden. Şimdi ihtilam olma yani cünüp ola kişinin yıkanmasının cuma ile alakası var mı? Namazla alakalı. AllahTeala “ve in kuntum cunuben fettahhara”(MAİDE 6) diyor değil mi? Peki cuma günü ihtilam olan yıkansın dendiğine göre burada hakiki manada ihtilamın kastedilmediği. Yani bu mecaz, hakiki manaya kastedilmediği zaman olur. Dolayısıyla onunla bunu karşılaştırırsan işte bu ulemanın düştüğü çukura düşersin, bir daha da çıkamazsın işin içinden. Yani orada bir mecaz manası var. Burada mecaz yok. Burada soruda mecaz yok zaten Muhammed. Yani soru açıktır. “Tahdi” kelimesinin bu günkü sözlüklerdeki anlamı ortada. Çıkardın mı sen sözlükten? “Kada” kelimesinin manası bu günkü sözlüklerde de eski sözlüklerde de bir ibadeti vaktinin dışında yapma manasında değil. Fakihler, kendileri bir terim oluşturmuşlar daha sonra. Bir ibadeti vaktinin dışında yapmaya kaza demişler. Ama bu 150 sene sonra olmuş bir hadisedir. Hala bugün elimizde bulunan sözlüklerde kaza kelimesi, ibadetin vaktin dışında yapılması manasına kullanılmıyor. Öyle bir sözlük yok bugün tamam mı?

Haşim: Şöyle geçiyor.

A.Bayındır: Sen şöyle haklaş da şuradan oku. Gel gel, şuraya gel.

Haşim: Bir kaç sözlükten okuyacaktım. El Mısbahul Munir. Oradan okuyacağım şimdi.

A.Bayındır:El Feyyumi’nin El Mısbahul Munir adlı..

Haşim:”Kadaytu el hacete kezalike ve kadaytul hacce, ved deyne eddeytuhu”.

A.Bayındır: “Kadaytu hacce” dediği zaman ne demektir? Haccı yaptım demektir. Hac ibadetini yaptım. Kazaya bırakyım falan değil. “Kadaytul deyne” dediğim zaman borcu ödedim demektir.

Haşim: “Kale dehale fe iza kadaytum menasikekum ezzeytumuha”.

A.Bayındır: Allah Teala, “fe iza kadaytum menasikekum” dediği zaman. Aslında o menasikinizi yerine getirdiğiniz zaman. Bitirdiğiniz zaman manası veriyor ama o yanlış. Çünkü hac menasikini yerine getirirken yapılacak işlemi bildiriyor. “Fe iza kadaytum menasikekum fezkurullahe zikrikum abaekum”(BAKARA 200).

Haşim: “Fel kadauhu bi manen eda ikrimen kavli iza kadeytumus salate ezzeytumuha”.

A.Bayındır: “Fe iza kadaytumus salate” de namazı kıldığınız zaman manasına gelir. “Fe iza kudiyetis salatu fenteşiru fil ard”.

Katılımcı: Kaza: eda, ifadesi geçiti orada.

A.Bayındır: Kada, tabi eda manasına. Yani bugün ulemanın dediği manada değil.

Haşim: “Vestemenel ulemaen kadae fil ibadetil leti tufalu harice vahdiha el muhadded şerhan”.

A.Bayındır: Diyor ki; ulema, kaza kelimesini sınırları çizilmiş olan vakti dışında yerine getirilen ibadet manasında kullandılar.

Haşim: “Vel edae iza fe fealet vaktil muhteli”.

A.Bayındır: Kendi vaktinde bir ibadet yapılırsa ona eda dediler, vaktin dışında yapılırsa kaza dediler.

Haşim: “Ve huve muhalifu lil ved’i lugavi”.

A.Bayındır: Hah! Önemli olan bu. Bu, “Ved’i lugaviye” muhaliftir. Yani bu kelimenin sözlük anlamına aykırı bir anlamdır. Bu kelimenin sözlük anlamı ibadetin vakti dışında yapılması manasında değildir. Bir ibadetin vaktinde yapılması manasındadır.

Haşim: “La tinnehu istilahiyyun li tirmizi beynel vakteyni”.

A.Bayındır: Bu bir ıstılahtır. Ulema kendisi böyle bir terim koymuş. Koyabilir ama ulemanın en büyük hatası, 100-150 sene sonra verdiği manayı tutup da sözlük manası gibi gösterip Aişe hadisini ona göre anlamlandırıp hüküm koyması.

F.Orum: Kendi koyduğu anlamdan hareketle hadisleri anlamaya çalışıyor.

A.Bayındır: Anlamaya çalışıyor ve hüküm koyuyor. Koyduğu hüküm de tümüyle sisteme ters düşen bir şey.

Serkan: Kaza diye bir şey var mı?

A.Bayındır: Nasıl yani?

Serkan: Namazın kazası.

A.Bayındır: Namazın kazası diye bir olay yok.

Serkan: Orucun da yok.

A.Bayındır: Orucun var. Ulemanın dediği manada var orucun kazası.

Serkan: Onu değil. Şöyle bir şey yani, eğer varsa isimlendirmeyi nasıl yapacağız?

NOT: Katılımcılar hep bir ağızdan konuşuyorlar, anlaşılmıyor. 20:30-20:36.

A.Bayındır: Serkan’ı bir dinleyelim hazırlık yapmış.

Serkan: Şimdi şöyle bir şey, eğer kaza ile eda müteradifler ise aynı şeyler ise o zaman oruç kazası diye bir şey varsa, biz farkı nasıl yapacağız?

A.Bayındır: Oruç kazası kelimesini, şu anda senin anladığın anlamda kullanımı 100-150 sene sonra oluyor.

Serkan: Onu demiyorum.

A.Bayındır: Şimdi diyorsun ki ayeti kerimede ne diyır; “ve iza kudiyetis salatu: o namaz kaza edildiği zaman”. Ne demek oluyor? O namazı kıldığınız zaman. Aslında kada kelimesi bir şeyi tam yapma manasındadır. Eda da gerçi aynı manadadır.

Yahya: Yanlış anlaşılma olursa edayı kullanmamak lazım. Arap için belki mantıklı da. Yapmak diyelim biz ona. Kılmak.

A.Bayındır: Yapmaktır tabi.

Yahya: Eda olunca mecburen kaza akla geliyor yani.

Enes Hoca: Aişe validemiz hacca gidiyor ya. Adet görüyor. O da ağlıyor, Peygamber(sav) tabistu diyor. Ondan sonra Peygamber(sav) diyor ki “iddi ma yakbihul haccu illel tavaf” diyor.

Serkan: Zaten kada kelimesine baktığımızda çok hatimin arasına giriyor, beyanın arasına giriyor..

A.Bayındır: Önemli değil. Şim bir ibadeti vakti dışında yapma manasına geliyor mu? Asıl konumuz o. Yoksa kada kelimesinin o kadar çok manası var ki.

Yahya: Ayetlerde buna imkan var mı, önce ona bakalım. Çünkü hadislere genelde bu işi yıkıyorlar.

A.Bayındır: Ayetlerde hiç böyle bir imkan yok.

Yahya: Hadislerde sen galiba baktın.

A.Bayındır: Bir dakika! Sözlükleri bitirelim.

Haşim: “Fil kitabi ey ahidina bi huve mana edai..

A.Bayındır: İsrailoğullarına kitapta şunu hükmü yazdık.

Haşim: “Bi mana edai vel ilhai”.

A.Bayındır: O da farklı bir şey. Yani İsrailoğulları için şu kararı verdik manasında. “Tetebna” gibidir o.

Haşim: Sonra demiş “ve kulu teale bi hacel kurani min kavli en yeftu ileyhe vahyuhu ey yukablu em yubeyyene leke beyanuhu”

A.Bayındır: “Ve la ta’cel bil kur’ani min kabli en yukda ileyke vahyuhu”(TAHA 114) sana vahiy tamamlanmadan önce kuranı acele etme. Şimdi burada kuran kelimesiyle farklı bir şey anlıyorlar. Kuran, anlam öbekleri falan denebilir. Yani kuranı kerimdeki anlam kümeleri. O kümeler tamamlanmadan o ayetleri anlamaya çalışma demiş oluyor AllahTeala.

Haşim: Sonra “fe lemma kadeyna aleyhil mevte etmenne aleyhil mevt”

A.Bayındır: Ölümüne karar verdiğimiz zaman. Bunların dedikleri anlamda bir şey yok. Asıl mesele o. Asıl o kısmı oku.

Haşim: “Ve kada gulamun salate ve faraga minha”

A.Bayındır: “Ve kada gulamun” sözü, namazını kıldı anlamına gelir.

Serkan: Zaten o “ve iza kudiyetis salat” de orada mesela İbni Kesir’de aynı manayı veriyor.

A.Bayındır: Aksi mana verme imkanı var mı? İbni Kesir falan değil yani, bir başka hangi tefsire bakarsan bak. Zaten ayetten anlaşılan odur. Başka bir mana anlama imkanı yok.

F.Orum: Cuma namazını kaza ettiğiniz zaman mı?

A.Bayındır: Neyse biz şimdi önce şu hadisi şerifi okuyalım. Önce doğrusunu anlatalım da sonra itirazlar üzerinde dururuz. Sen şimdi diyorsun ki biz şimdi kazayı ne ile ifade edeceğiz? Kardeşim, bu kaza kelimesini ortaya çıkaran ulema ortaya çıkarıncaya kadar ne ile ifade ediliyorsa onunla ifade ederiz.

Serkan: Ne ile ifade ediliyordu?

A.Bayındır: Zamanında tutamadığın orucu tutmak dersin. Mesela Peygamber efendimizin hadisinde de var. Itli kelimesiyle de şey yapabilirsin, kada kelimesiyle de olur. Mesela Aişe validemiz ile Hz. Hafsa oruçluymuşlar. Güzel bir yemek gelmiş, dayanamamış yemişler. Yani nafile oruç. Peygamberimiz’e bunu anlattıkları zaman “ıtliye metana yevmen ahar” demiş. Onun yerine bir başka gün oruç tutun.

Enes Hoca: “Eyyamun uhar” demesi “ıhtı” ifadesinden sonra.

A.Bayındır: “Yevmen ahar” demese “ıhtı”den bir şey anlaşılmaz.

F.Orum: Daha sonra yerine getir.

A.Bayındır: Dolayısıyla “ıhtı”, tut demektir. Onu başka bir gün tut. Buna gerek yok. Efendim, buna ne mana vereceğiz? 150 sene kaza dememişlerde ne olmuş? Bunlar malesef çok ciddi kelimelerle oynama. AllahTeala kuranı kerimin bir kaç yerinde bizi uyatıyor. “Yuharrifunel kelime an mavadııhi”(NİSA 46) yani kelimelerin konduğu anlamlardan başka tarafa çekilmesi. İşte bu odur. Siz orada terimleştirdiğiniz zaman da dikkat etmeniz lazım kardeşim. Kada diye bir kelime kullanılıyor. O zaman kuranda olan bir kelime kullanın. Siz niye yeni bir terim koyuyorsunuz, islam alemini bu sıkıntılara sokuyorsunuz? AllahTeala “kuranu mubin” diyor. Peygamber efendimiz de geldi işte “hela el bellag” diyerek tebliğ etmedi mi? Herşeyi açık ve net bir şekilde anlatmadım mı diyor. Daha bu dine sen kendi kafana göre yeni terimler ne uyduruyorsun? Biz şimdi şeyde de gördük. İftida yerine “hul” kelimesini koymuşlar. “Hul” kelimesi ne kuranda var ne sünnette var. Kadınların boşama hakkını ellerinden almışlar. Yani hiç kusura bakma, bunlar C. Hakka hesap verebileceklerini hiç zannetmiyorum. Allah veriyor, Resulullah uyguluyor, bunlar kelimeyi değiştirerek ellerinden alıyorlar. Bu da öyle işte. Kaza kelimesinin anlamını sen hangi yetkiyle değiştiriyorsun? Şimdi bak o hadisi okuyalım. Bundan başka delilleri yok zaten. “Ma balul hayıd” yani bu hayızlıya ne oluyor diyor. “Ma balul hayıd”,Ne demek hayıd? Tekrar şey yapalım. Kadının adet gördüğü günlerde aldığı vasıftır. Adet görürkenki durumunu anlatır. Hamid gibi, hamd eden gibi. Kaim gibi, ayakta duran.

Enes Hoca: Şey var ya hamile kadın.

A.Bayındır: Hamil, tabi. Hamil denir. Hamile kadına hamil denir.

Serkan: İsmi failin bir kuralıda şu: Eğer bir karineden haali olduğu zaman ilk olarak hali tutarsa.

A.Bayındır: Öyle olması lazım. Onun için Muhammed’e şey yaptık ya. Mana-i hakikisini bulmak mümkün olmadığı zaman mecaza gidersiniz. Şimdi “ma balul hayıd”, hayızlının durumu nedir. Nesi var ki. Kadın hayız görüyor, adet görüyor. Adetli günlerini anlatıyor bu. Ne yapıyor? “Takdıs savme”, orucunu kaza ediyor hayızlı günlerinde. “Ve la takdıs salate: ama namazını kaza etmiyor”. Hayızlı gününde orucu kaza etmek ne demek? Bak, bu günkü türkçe açısından bile bu kadar değilmeye rağmen yine aynı mana. Hayızlı iken orucu kaza etmek deseniz bugün türkçede, yine orucu tutma anlaşılır değil mi?

M. Ruzi: Sonraya bırakmak.

A.Bayındır: Anlaşılmaz.

Enes Hoca: Kazaya bırakmak.

A.Bayındır: Kazaya bırakmak değil, kaza etmek. Hayızlı iken orucunu kaza ediyor dedim mi ne anlaşılır?

Yahya: Kaza namazı kılıyorum şu an mesela. Kazasını yapıyorum şu an.

A.Bayındır: Bak şimdi mesela ne denir; “kadaul fevaid” derler.

M.Ruzi: Çok güzel yerinde kullanmış dersin.

A.Bayındır: Yani geçmiş namazların kılınması. Kaza kelimesi, namazın kılınması. Onun için fevaid kelimesini kullanmak zorunda kalıyor. Geçmiş namazların şimdi kılınması. O zaman hayızlı kafının orucu kaza etmesi ne demek olur? Hayızlı iken oruç tutması demek olur. Yani ulemanın ıslahına göre de hayız tutması demek olur buraya göre de öyle olmuş olur. Hayızlıyken oruç tutması demek olur, başka bir anlamı olmaz.

F.Orum: Kaza kelimesini meşrulaştırma olur Hocam o şekilde olursa.

A.Bayındır: Nasıl yani?

F.Orum: Çünkü ötekinin anlama ihtimali daha yüksek. Hayızlıyken kaza ediyor. Herkes bunu nasıl anlar: hayızı bittiği zaman daha sonra kaza eder şeklinde anlar.

A.Bayındır: Yok. Bu ifade bile onları haklı çıkarmıyor.

Yahya: Bırakmak dedinmi, doğru.

A.Bayındır: Orucu bırakmak manasında değil. Çünkü kaza etme dediğimiz zaman kazaya bırakmak başka kaza etmek başka. Kaza etmek dediğiniz zaman ne anlıyorsunuz?

F.Orum: Genel ifade kullandınız ya o zaman yani hayızlı kaza eder orucu denildiği zaman daha sonra tutar anlamında anlaşılır herhalde.

A.Bayındır: Hayızlı gününde kaza ediyor. Hayıd ne demek? Hayız gören kadın, adetli kadın demektir değil mi? Adetli kadın neden orucunu kaza ediyor derseniz ne anlaşılır? Dersiniz ki adetliyken oruç tutamaz dersiniz.

Serkan: Adetliyken sanki kaza etmiş gibi.

A.Bayındır: Adetli ifadesini kullanıyor tamam mı? Kadın adet görüyor.

Serkan: Ama artık o bir isim şeklini almış. Yahya’nın başta söylediği.

A.Bayındır: Şimdi burada diyor ki yani zaten sözlük anlamında şunu söylemiş oluyor o Haruralı kadın. Diyor ki; neden kadın, adetli olduğu günlerde orucunu tutuyor da namazını kılmıyor. Soru bu. Adetli olduğu günlerde orucunu tutuyor da namaz kılmıyor. Yani adetli olduğu günlerde iki fiil var. Oruç ve namaz. Bunlardan birisini kaza edeck, birisini edemeyecek. Yani birisini yapacak diğerini yapamayacak. Neden diyor adetli olduğu günlerde orucunu kaza ediyor yani oruç tutuyor da namazını kılmıyor. Ne cevap veriyorlar? Aişe validemiz diyor ki; sen Haruralımısın? Diyor. “Haruriyetu enti” diyor. Bu Harura, tarihçilerin yazdığına göre Hariciler’in toplaştığı bir yermiş. Bunlar adetli kadının namaz kılması gerektiğini de söylüyorlarmış. Oruç tutmasında onlar da ittifak halinde de oruç tutacak zaten. Namaz kılması gerektiğini de söylüyorlarmış. O zaman niye namaz kılmıyoruz diye soruyor.

Yahya: Buhari not düşmüş. Demiş ki; “innel taifeten minel havariç yucibune alel haizi kada es salatil faiteti fi zemeni”.

A.Bayındır: “faite kelimesini koymak zorunda kalmış. Çünkü “faite”yi koymazsan “geçmiş” kelimesini koymazsan sözlük anlamına uymuyor. Bir daha oku o ibareyi.

Yahya: “İnne taifeten minel havariç yucibune alel haizi kada es salatil faiteti fi zemeni”.

A.Bayındır: “Faite” değil aslında. O hariciler, hayızlı günlerde namazın da kılınacağını söylüyorlar. Bugün de söyleyenler var değil mi?

Serkan: Hayizli zamanlarda demek ki sadece kaza namazı mı kılıyorlardı?

Yahya: Yok, hayızlı iken kaçırdıkları namazları sonra kılsınlar diyorlarmış diyor bu.

A.Bayındır: Bu “faite” kelimesini katmış oraya.

Yahya: “Faite” yi katmasa normal.

A.Bayındır: Şimdi bu hadisin metnini değiştiriyor o şerhi koyması.

Enes Hoca: Hocam bu hadisin manasını verdiğimiz zaman Hz.Aişe diyor ki; “kane yusibune zalike fe numuru kadais savm vela numuru kadais salat”. Şimdi bize hayız geliyordu Peygamberimiz zamanında, “numuru kadais savm”, savmı kadaya bırakmaya “numuru kadais salat” salatı o anda kılmaya olmuyor mu anlam?

A.Bayındır: Bravo bak. Şimdi çok güzel anlam yakaladın sen burada gerçekten.

Yahya: Bunu şeyden ama şey yaptık: tek bir hadis okuduk. Ben o yüzden bütün hadis kitaplarını dağıttım arkadaşlara ki farklı rivayetlerden o anlaşılıyor zaten. Enes Hoca’nın dediği şu an. Bir hadise takılıp kaldık. O yüzden acaba mı diyoruz.

A.Bayındır: Takılamadık da. Yani arkadaşlar sağolsunlar.

Yahya: Hepimizin önünde hadisler var. İsterseniz bir okuyalım sırayla, çok net çıkıyor ortaya yani.

A.Bayındır: Dur, şu Enes Hoca’nın dediğini şey yapayım da izleyiciler de belki tam olarak şey yapar. Şimdi kadın adetli. Bunlar diyorlar ki; adetliyken orucunu kazaya bırakması emredilirdi. Değil mi? Yani “nu’muru bi kadais savmi” ne demek? Şimdi tutma sonra tutarsın. Çünkü bu hayızlı, adetli bu kadın, adet görüyor. Peki. “Ve la nu’muru bi kadais savmi” ama namazı kazaya bırakmamız emredilmezdi. Namazı adetliyken kılmamız gerekli.

Serkan: Orası ıkrahtır. “Ve la nu’muru kadai bi salati: namazı kazaya bırakma, şimdi kıl. Yada namazı kazaya bırakma, hiç kılma da olabilir.

A.Bayındır: O “hiç kılma” meselesi..

Serkan: Hiç kılma derken, adetliyken.

A.Bayındır: Bak bir dakika. Kaza kelimesine lugattaki manayı verirsen öyle olur. Hiç kılma olur. Ama lugattaki manayı değil de ulemanın dediği manayı verirsen..

Serkan: Tamam, ulemanın verdiği manayı veriyorum zaten. “Ve la nu’muru bi kadais salati”.

Yahya: “Nu’muru bi kadais savmi: orucu terk etmemiz emredildi”, öyle diyelim.

A.Bayındır: Bak “nu’muru bi kadais savmi” ye ne mana veriyorsun?

Serkan: Ulemanın verdiği manayı verdiğim zaman, “nu’muru bi kadais savmi: orucu kazaya bırakmamız emredilirdi” yani şimdi tutma sonra tut. Öyle diyelim. “Ve la nu’muru bi kadais salati” dediğimiz zaman “namazı ise kazaya bırakmamız, öyle bir emir olunmadık”.

A.Bayındır: Namazları kazaya bırakmayacaksa?

Serkan: Olabilir, her ikisi de olabilir. Belki şu anda kılmayabilir.

A.Bayındır: Şimdi sen söyle bakalım, namazı kazaya bırakmamız emredilmedi. Ne anlıyorsun? Namaz zaten kılıyor müslüman.

Serkan: Ben diyorum, burada iki mana da çıkıyor.

A.Bayındır: Hangi ikinci mana?

Serkan: Şöyle bir şey. Şu anda kılma..

A.Bayındır: Kardeşim, sen birinci manaya ulemanın görüşüne göre sözlüğe göre değil, adetlisin orucunu kazaya bırak diye bize emredildi. Namazını kazaya bırakma diye emredildi.

Serkan: Namazını hiç kılma da olabilir.

A.Bayındır: Kazaya bırakma demek hiç kılma mı?

Serkan: Kazaya bırakma.

A.Bayındır: “Kılma” demek mi?

Serkan: Kaza da yapma şimdi de yapma olamaz mı?

A.Bayındır: Böyle bir mana akıla gelir mi? Namazı kazaya bırakma sözü ne demektir?

Enes Hoca: “Kadais savm” daki kada ne olursa, o da aynısı olacak.

A.Bayındır: Kaza, sonradan tutma ise bunu kazaya bırak sonra tutarsın demek ise bu da kazaya bırakma şimdi kıl demektir.

Muhammed: Kazaya bırakma kelimesi kazasını et, kılma manası versek.

Yahya: Şöyle mana Hocam; “kane nu’muru bi kadais savm: orucu daha sonra tutmamız, fakat namazı daha sonra da yapmamamız”.

A.Bayındır: Tamam güzel de adetli kadına söyleniyor. Adetten temizlenmiş kadın değil ki.

Yahya: Ön kabulle soruyor zaten soruyu. Yapmıyoruz, bizim durumunuz ne olacak? Onu temizlendikten sonra da yapma. Oruçtan farkı bu.

A.Bayındır: Ona bir sürü ilaveler katarak o manayı verirsiniz. O mana verilemez.

Katılımcı: Şöyle anlaşılabilir mi Hocam bu aişe hadisi: “ma balul haidu tahdi en fevaite mines siyam”.

A.Bayındır: Güzel de bak, “tahdi en fevaite mines siyam” dediğin zaman kadın hayızlı değil ki temiz oluyor. Hayızlı kadınla ilgili olması lazım bu emrin. Kadın adet görürken verilen emirdir. Diğer hadisleri okuyun, oradan anlayacağız meseleyi.

Yahya: Buhari’den başlayalım.

A.Bayındır: Tamam, başlayın.

F.Orum: Buhari’de şey var.

Yahya: “Takdis salat”

F.Orum: O var.

A.Bayındır: Onu okuyalım.

F.Orum: “Kale harece Resulullahi(sav) fi etha ve fıtri ilel musalla fe men alel nisai fe kal ya maşerel nisai fe saddakna fe inni uritukunne eksere ehlin nari fe kunne ya resulallah, fe ka le kuffinna lane ve tekfunel aşira ma eraeytum mina kısatı aklı ved dini be tebe..”

A.Bayındır: Ben, onun manasını okuyayım şuradan. Bak diyor ki. Ebu Said El Hudri’nin Buhari rivayeti değil mi. “Resulullah(sav) bir kurban veya ramazan bayramında namazgaha çıktı. Kadınlar tarafına geçti ve şöyle seslendi: ey kadınlar topluluğu, sadaka verin. Çünkü bana, cehennem halkının çoğunluğunun sizin oluşturduğunuz gösterildi”. Yani cehenneme gitmenin kadınlık ve erkeklik ile ne alakası olur? “Ondan sonra neden ya Resulullah dediler”. Bunlar da sormuşlar. “Dedi ki; çok lanet okursunuz. Hayatı paylaştığınız kişiye nankörlük edersiniz. Aklı ve dini eksik olanlar içinde kendine hakim bir erkeğin gönlünü sizden biri kadar kapıp götüren ne görüldü?”. Aklı ve dini eksik olanlar içeridinde erkeğin gönlünü kapan başka hangi mahluk var?

M.Ruzi: Çeşitli insanlar olduğu için o kastedilmiş olabilir.

A.Bayındır: Peki aklı ve dini noksan olanlar içerisinde diyor. Bak, öyle bir şey ki aklı ve dini noksan olanlar içerisinde diyor. “Ve aksatu aklı ved din”. Dişi. Nufus düşünülebilir, nefisler manasına da düşünülebilir. “Aklı ve dini noksan olanlar içinde kendine hakim bir erkeği gönlünü sizden biri kadar kapıp götürenini görmedim”. Ondan sonra asıl konumuz ile ilgili kısıma gelelim. “Dinimizin ve aklımızın noksan olması nedendir ya Resulallah diye sorduklarında dedi ki; kadının şahitliği, erkeğin şahitliği yarısı kadar değil mi? Evet dediler”. Değil! Kadının şahitliği erkeğin şahitliğinin yarısı kadar değil. Hatta Peygamberimiz(sav) bir kadının şahirliğini iki erkeğin şahitliğinin yerine bile kabul ettiği olmuştur. Bir köle kadının şahitliğini kabul etmiştir. Ayetlerde de öyle. Belki bir ders yapmak gerekirse yapıldığı zaman şey yaparız. Bir tek şey var , “fe in lem yekuna raculeyni fe reculun vemraetani”(BAKARA 282), iki erkek bulamazsanız bir erkek iki kadın olsun. Onu da “zalike akvemu liş şehade” diyor. Bu daha sağlam olur. Daha sağlam olur demek öyle şey demek manasına gelmez. Ve bu ticari konulardır. Diğer konularda da kadın erkek şahitliği eşitlenmiştir yani ayetlerde.

Serkan: Nikah konusunda yine eşit mi Hocam?

A.Bayındır: Hepsinde. Nikah konusunda şahitlik var mı ayetlerde? Bul bakayım bir tane. Yada hadislerde. Haftaya kadar bulun getirin. Bulun gelin haftaya. Bundan sonraki derste de onu yaparız, önemli değil. Öyle bir olay yok yani. Kadın-erkeğin şahitliği..

Serkan: 43:02-43:04 duyulmuyor.

A.Bayındır: O başka bir şey kardeşim. Bununla bir alakası yok. Nikah bir törende kıyılır. Öyle iki kişi ile kıyılmaz. AllahTeala “ve enkihu” diye bütün müminlere emir vermiştir. Nikahlayın! Nikah töreninde bulunmak, Allah’ın emridir. Şahitle değil. Öyle iki kişi ile diyeceksin kimseye söylemeyin, bugünkü yaptığı gibi, gizli nikah kıyacaksın. Olur mu öyle şey? Bir dakika kardeşim, sen şimdi konuyu değiştirme. Sen bu konularda daha yeni yeni bilgiler öğreniyorsun, sorduğun her bir soru günlerce konuşmayı gerektirir. Onun için sen konuyu değiştirme şunları anlamaya çalışalım. O konuda konuşmayalım değil ama hazırlığını yap, ondan sonra konuşalım. Daha önce yazdıklarımızı da oku, zihnine takılanlar varsa o zaman konuşalım.

Evet. İşte bu aklının noksanlığıdır diyor. İki kadın şahit bir erkek şahitliğe denk gelmesi, kadının aklının noksanlığı. Peki. “Adetliyken namaz kılmaz ve oruç tutmaz değil mi? Evet dediler. İşte bu da dinlerinin noksanlığıdır”. Peki güzel. Namazı anladık da oruç tutmama işi.. Şimdi namaz kılmaz oruç tutmaz neyin hükmüdür? Kadınların keyfine mi bırakılmış? Bunlar öyle diyorlar. Diyorlar ki; namaz da kılamazsın, oruç da tutamazsın. Bu Allah’ın emridir. Kadın, Allah’ın emrini yerine getirdi diye dini noksan mı olur? Bu dinin kemalidir, noksanlığı değil li. Herkes ramazanda oruç tutacak, ben ramazanda yiyeceksem bile dipte köşede korka korka ağızımı silerek falan hatta çoğu zaman yiyemeyeceğim. Sonra herkesin orucunu yediği gün bana oruç tutturacaksınız, ondan sonra bana diyeceksiniz ki; dinin noksan. Bunu Peygambemiz söyler mi?

Enes Hoca: Hangi bayramda olduğunu bilmiyor.

A.Bayındır: Fazla önemli değil. Orada şüphe edebilir. Kuraban bayramı mı, ramazan bayramı mı fazla önemli değil.

Bak mesela Peygamberimiz(sav), “fe bima rahmetin minallahi linte lehum”(ALİ İMRAN 159) diye hitaba mahsar olan bir zat değilmidir? C. Hakk’ın sana olan ikramı ile insanlara yumuşak davrandın, nazik davrandın. Şimdi, en nazik davranılması gereken kadınların karşısına çıkacaksın, ey aklı ve dini noksan olanlar diyeceksin. Vallaha orada kadın terliği çıkarır kafasına vurur. Bu gerçekten çok onur kırıcı bir şey. C. Hakk “ud’u ila sebili rabbike bik hikmeti vel mev’ızatıl hasene”(NAHL 125) diyecek yani hükümlerin güzelliklerini göster, güzel öğütle insanları çağır diyecek, sen onların kişiliğine hakaret ederek başlayacaksın. Olur mu böyle bir şey?

Enes Hoca: Orada “fe saddakna”diyor ya. O, sadaka ile telafi edilebilir mi?

A.Bayındır: Sadaka ile bunlar nasıl telafi edilecek. Oruç, nasıl sadaka ile telafi edilir? Namaz, nasıl sadaka ile telafi edilir? Tamamen baştan aşağı problemli bir hadis. Zaten ondan dolayı bu hadisi delil almamışlardır.

Serkan: Mecmu’da Burada diyor, eğer birinci hadisi önce delil gösteriyor o ilk olan var ya. Önce onu delil gösteriyor, sonra eğer diyor bununla tam anlaşılmaza ikinci olarak bunu gösteriyor.

A.Bayındır: Peki bak buradaki ifadede şey var. Tutmazsınız, kılmazsınız diyor. Sanki kendi fiilleri gibi gösteriyor.

Haşim: Mecmur’da şöyle ifadeler de var: yani bir oruç nasıl olur da yasaklanır, daha sonra onu kaza etmek eski anlamıyla, klasik anlamıyla farz olunur. Orada bir çelişki var oradaki çelişkiyi çözmeden geçiyor yani.

Enes Hoca: Sonra da diyor ki “hikmetuhu” diyor. O hadisi söylüyor, bu hadisi söylüyor, bunu söylüyor. Sonra icma var diyor. O da yetmiyor o zaman hikmeti..

A.Bayındır: Anlaşılamaz diyor.

F.Orum: Nevevi’de de var. Tartışıyor, tartışıyor, en sonunda evet diyor bu akılla bilinebilecek bir şey değil diyor.

A.Bayındır: Yani gerçekten çok ilginç şeyler yapılıyor. Zaten yoldan çıktıkları oradan anlaşılıyor. İşin içinden bir türlü çıkamıyorlar.

Serkan: Bazıları delillendirme yapıyor. Delillendirme yaptığı zaman da çok basit. Akli delil gösterdiği zaman da basit delil gösteriyor. Yani neymiş, bilmem senede bir kere yapıldığındanmış.

A.Bayındır: Lafa bak Allahını seversen. Namaz her zaman tekrarlanıyormuş da oruç yılda bir kereymiş de! Böyle saçmalık olur mu?

Muhammed: Bu kaza kelimesini şu an anladığımız kaza gibi kullanılmış olan hadisler de var. (48:45-49:01 arası anlaşılmıyor.

A.Bayındır: Ne demektir o?

Muhammed: Yani bir insan..

Yahya: Kendi kendine kusarsa

Muhammed: Kusarsa onun kazası yok. Kaza yapması gerekmez.

A.Bayındır: Nerede geçiyor hadis?

Muhammed: Rivael Hamse İlel Nesai

A.Bayındır: Ne demek o? Şey de var yani.”fel yakdi mekanehu fi yevmin ahar”.

Muhammed: Öyle yok.

A.Bayındır: Tamam tutsun. Ne demektir tutsun?

Muhammed: Eğer bunu tutsun eda etsin anlamı verse, tutsa. Eda etmesi gerekmez. Eğer o kendisi isteyetek kussa, onun da edası.

A.Bayındır: Tamam tutsun ifadesi yani o ibadeti zamanı dışında yapsın manasına gelmez. Şimdi bir kere şu kesin değil mi? Bak ben sana o şekilde ona şey yapayım. Onunla ilgili diğer hadisleri de oku, hepsine birlikte cevap verelim. Bak mesela şimdi şeyde ben sana söyleyeyim bak.

Yahya: Ona benzer şu var onu okusana. Aynı senin dediğine benzer Ebu Davud’da geçiyor.

Enes Hoca: “İn kane le yekunu aleyye savmun min ramazane fe ma hevme hatta yetiye şaban” diyor.

A.Bayındır: Bir de manasını ver.

Yahya: Ramazanda bir müslünanın borç oruçları vardır diyor. Gider Şabana kadar..

A.Bayındır: Tutamamaktır.

Muhammed: Kada kelimesini eğer kaza anlamında geçtiği yerde tutma anlamında geliyor burada.

Yahya: Tamam, ramazandan bıraktığı oruç var. Onu tutmak anlamında yani.

Muhammed: Burada Hz.Aişe’deki o adetliyken oruç olduğu başka hadisler, açıklayan hadisler de var gibi geliyor bana.

Yahya: Yani niye bırakmış? Hasta, yolcu olabilir.

A.Bayındır: Bir kere orucu bıraktığına dair bir ifade var mı?

Muhammed: Başka hadislerde var gibi geliyor ama onu bulamadım.

A.Bayındır: Yok, yok.

Muhammed: Hatta burada Peygamberimiz her sene de bu iş tekrarlanıyor. Her sene demesi Hz.Aişe’nin hasta olama mesela başka hasta olma şeysi.

A.Bayındır: Hasta değil eziyet. Ya şimdi hastalıktan dolayı oruç tutmamak belli zaten, ayeti kerimede var. Ona kimse bir şey diyemez.

Yahya: Çünkü Peygamberimiz’in de kasten oruç bozduğu da var yolcuyken.

Muhammed: Ramazan da yapamazsa şaban da yapacak.

A.Bayındır: Kada kelimesi işte edadır. Yani gene o manada değil de. O gün tutmadığım orucu, mesul oldum şimdi tutacağım.

Muhammed: Ramazanda kada olsun yani.

Yahya: Ramazanın kazası vardır, eda eder diyor. Ramaza ‘da bıraktım, şimdi kaza ediyorum.

Muhammed: Yani oradaki kada..

Yahya: Yapmak olur.

Muhammed: Zamanı geçmiş olan yani vakti geçmiş olan bir şeyi yapma manasına geliyor kada kelimesi.

A.Bayındır: Tamam kardeşim, bak burada iki şey var. Bir, nir ibadeti zamanının dışına bırakma olayı kazaya bırakmaktır. Peki ister zamanında ister zamanın dışında olsun kılmaya kaza kelimesi. Bak buradan ben sana okuyayım şimdi. Peygamber efendimiz(sav), “na mean rekateil fecr fe kadahuma bade ma teleati şems” değil mi, öyle bir şey var. Peygamberimiz şey yapmış. İbni Mace’de geçen hadis. Peygamberimiz uyuya kaldı diyor. İki rekatlık sabah namazının farzını kılamadı. Kazaya bıraktı ifadesi yok, “na mean”. Bizimkiler olsa kazaya bıraktı der. Öyle değil, kazaya kaldı değil. Uyudu, iki rekatlık sabah namaz namazının farzını kılamadı. “Fe kadahuma” ne demek? Namazı kıldı. Kada kelimesiyle ifade ediyor. O iki namazı kıldı. “Bade ma teleatil şems: güneş doğduktan sonra”. Aynı rivayeti

Enes Hoca: “Bade teleatil şems”i demese de ifade etmesi gerekiyordu.

A.Bayındır: Tabi. Güneş doğduktan sonra kıldı. Aynı rivayeti Tahavi, şu şekilde ifade ediyor: “sallahuma ila teleati şems”, kadahuma-sallahuma. Sallahuma o iki namazı kıldı. Aslında Peygamberimiz o iki rekatı güneş doğmadan da kılsaydı kada kelimesiyle ifade edecekti. “Kadaytu rekateyn fecr” diyecekti. Yani güneş doğmadan kıldığını “el kadayte salateke” diye sorsaydı birisi; namazını kıldın mı? Ne diyecekti? “Kadaytu” diyecekti yani vaktinin dışında değil. Vaktinde. Şimdi burada bütün mesele şu: kada kelinesinin bir ibadeti yapma manasına geldiğidir. İbadeti vaktinde yapsan da kada denir vaktinin dışında yapsan da kada denir. Denebilir yani. Yapmak demektir. Yani o ibadeti yerine gerirmektir. Onun için bu sözlük anlamından kurtulamadıklatından dolayı bu günkü anlamda kaza anlamı verenler de fait kelimesini katmak zorunda kalıyorlar. Kaçan namazı kılmak anlamında kullanıyor. Kaçan oruçları tutmak şeklinde ifade ediyorlar. Çünkü sözlük anlamından büsbütün kurtulma imkanı yok. Sözlük anlamı, bütün sözlüklerde öyle yani. Eski yeni bütün sözlüklerde.

Yahya: Sahih mi senet açısından?

A.Bayındır: Sahih olsun farketmez. Burada sahih bir rivayet var.

Yahya: Açıklarken nasıl açıklayacağız onu? Kendi kendine kusan, ne diyordu?

A.Bayındır: O hadisi diyorsun.

Yahya: Orucu tutmasın ama zorla kusan tutsun. Ters mana çıkıyor yani.

A.Bayındır: Şimdi bir de bak ben burada bir cümle eksik kaldı. Şimdi şu hadislerin hepsi anlam olarak rivayet edilir. O anlama, raviler kendi zihinlerindeki kelimelerle o anlamı ifade ederler. Tahavi mesela aynı şeyi “salla” kelimesiyle namazını kıldı manasıyla ifade etmiş, öbürü kada kelimesiyle. Şimdi orada da o şahıs da duyduğuna göre, en az iki üç sene sonra yazılmıştır onlar. Peygamber efendimizden iki üç sene sonra yazılmıştır. O Peygamberimiz’in ağızından çıkan kelimeler değildir onların hiç bir tanesi. Ama bu kaza meselesi de Peygamberimiz’den 100-150 sene sonra kaza kelimesi üzerinde deşiklikler olmuş. Onun için o rivayeti yapan insanların zihnine bunun yerleşmedi gayet normaldir. Bunu da düşünmek zorundayız.

Yahya: Müslim’deki rivayetlerde diyor ki; kunne resulillahi yahızna e fe emrahunne en yeczine”.

Bayındır: “Kunne ibdehu resulullahi”.

Yahya: Yok yok, baştan alayım. “Semitu Muazete Aişete e takdil hayızı salate”.

A.Bayındır: Müslim mi dedin onu? Adetli kadın namaz kılar mı diye sorduk.

Yahta: “Fe kalet Aişete eharuniyetul enti”.

A.Bayındır: Sen Haruralımısın demiş Aişe validemiz.

Yahya: “Kunne nisai resulillahi yehızna”

A.Bayındır: Peygamber efendimizin eşleri hayız görürdü

A.Yahya: “E fe emerehunne en yeczine”.

Enes Hoca: “En yeczine” diyor, sonra (58:01 bir kelime anlaşılmıyor) diyor.

A.Bayındır: Bir de “e fe emerehunne”.

Yahya: Haşim nerede? Ceza kelimesiyle ilgili bir iki bakmıştık. Sen hatırlıyormusun?

A.Bayındır: Yok ceza kelimesine mana vermek kolay. Çünkü onun yerine başka bir zaman tutmak manasınadır. Daha sonra kılma manasına da bu günkü kaza anlamındadır. “E fe emerehunne”?

Yahya: “En yeczine”.

A.Bayındır: “En yeczine”. Yani o kılmadıkları namazları daha sonra kılmasınlar demek istiyor. O istifhami inkari. Yahya, o istifhami inkari. Peygamberimiz zamanında eşleri adet olurdu, daha sonra onların kılmasını emretti mi ki? Emretmedi. “E fe emerehunne” onlara emretti mi ki sen bana böyle bir şey yapıyorsun? Oradaki istifami inkaridir. O geliyor diyor ki; kadınlar adetliyken namaz kılarlar mı? O ibarede de bir acayiplik var yani.

Enes Hoca: “Aişete takdis salate fe kalet Aişetu eharuriyetu enti kunne nisau resulillahi yahızna e fe emerehunne en yeczine”.

Yahya: O, ona soruyor. O, ona niye soruyor ki.

A.Bayındır: Namazı kılmalarını mı emretmiş?

Yahya: Kadın da onu soruyor zaten. Emretti mi diye.

A.Bayındır: Emretmedi. Soruya soru ile cevap veriyor. Böyle mi olacaktı? Vay başıma gelenler gibi bir cevap. Onun daha açık olanları var, ondan okuyalım.

Yahya: Müslim’de üç tane var, üçü de Muazi hadisi. Birincisi: “ennen vaset aişete kalet e tahdi ihdane salate eyyame ma hayıda”.

A.Bayındır: Gördün mü bak bu daha açık. “E tahdi ihdane salate” namaz kılar mı? Ne zaman?

Yahya: Hayız kelimesini açıkmıyor işte.

Haşim: “E tahdi ihdane salateha bade uhdahılet” ifadeleri de var.

Yahya: Tamam işte o yüzden dedim ben, hepsini bir okuyalım ki.

A.Bayındır: Ama soru bu yani.

Yahya: Bak burada ne diyor; “e tahdi ihdane salate eyyame hayıda”.

A.Bayındır: Bizden biri adetli olduğu günlerde namaz kılar mı?

Yahya: Açıkça bu günleri soruyor. “Fe kalet aişetu eharuriyetun enti”

A.Bayındır: Sen Haruralımısın?

Yahya: “Kanet ihlana tehızu ahde resulillahi “.

A.Bayındır: Peygamberimiz zamanında bizden biri adet görürdü.

Yahya: “Summe la tu’muru bil kada”.

A.Bayındır: “Summe” her zaman sonra manasına gelmez. Soruyla cevap mutabık olması lazım. Hayızlı günlerde, bununla birlikte manasına gelir. Yani adet ile birlikte namaz kılması emredilmezdi manasına. “minellezine amenu ve tevasav bil hakkı ve tevasav bil merhame”(BELED 17) var ya. Orada, bir çok ayette de summe her zaman bizim nahiv kitaplarında gördüğümüz anlamda kullanılmaz.

Yahya: İkincisi, biraz önce okuduğumuz “yeczine” idi. Üçüncüsü de “ma balul hayıdı takdıs savme ve la takdıs salate”

A.Bayındır: Adetlinin nesi var ki. Az önce benim okuduğum hadis.

Yahya: “Eharureti enti kutu esmi haruriy kalet kane yusibune zalike fe nu’muru bi kadais savm ve la nu’muru bi kadais salat”.

A.Bayındır: Tamam. Biz de aynı bak “yusibune zalike” diyor bak. Bu da çok önemli Muhammed.

Tüm Mukayeseli Fıkıh Müzakereleri
# İçerik Adı Yayınladığı Tarih Görüntülenme
1 Kitaba Çağrı 16 Eylül 2017
2 Kurban İbadeti 24 Ağustos 2017
3 Hadislerin Derlenmesinde İran Etkisi 19 Ağustos 2017
4 Diyanetin Fetö Raporu: Bu din bu hale nasıl geldi? 14 Ağustos 2017
5 Hilal, Fitre ve Bayram 28 Haziran 2017
6 Nebi’mizin Ramazan Hayatı 12 Haziran 2017
7 İmsak Ölçüleri 27 Mayıs 2017
8 Dini Siyasete Alet Etmek 20 Mayıs 2017
9 Nebilere Yüklenen Olağanüstü Özellikler 13 Mayıs 2017
10 Tarih Boyunca Nebilere Gösterilen Tepkiler 6 Mayıs 2017
11 Yanlış Şeriat Algısı Suç ve Ceza 29 Nisan 2017
12 Kapitalizmin Sonu 15 Nisan 2017
13 Faiz Bağlamında Modern Finansal Ürünler 8 Nisan 2017
14 Hadislere Bakışımız Nasıl Olmalı 1 Nisan 2017
15 Haram Aylar 25 Mart 2017
16 Kur’an’cılık Tehlikesi 1.Bölüm 20 Mart 2017
17 Din ve Devlet İlişkileri 1.Bölüm 11 Mart 2017
18 Cuma Namazı ve Hutbe’si 4 Mart 2017
19 Kur’an’a Göre Sihir Kavramı 25 Şubat 2017
20 Abese Suresi Bağlamında Nebi’mizin Korunmuşluğu 18 Şubat 2017
21 Ev İçi Mahremiyet Kuralları 11 Şubat 2017
22 Örtünme İle İlgili Hükümler 4 Şubat 2017
23 Baş Örtüsü ve Örtünme 28 Ocak 2017
24 Kur’an’nın Çözüm Üretmedeki Yeri 21 Ocak 2017
25 Yahudileri Gölgede Bırakan Hileler 16 Ocak 2017
26 Müslümanlar’da Allah’a Güven Krizi 31 Aralık 2016
27 Müslümanlığımızı Gözden Geçirme İhtiyacı 24 Aralık 2016
28 Ümmet Olamamanın Ağır Bedeli 17 Aralık 2016
29 Tarihsellik İddialarında Cezalar Örneği 10 Aralık 2016
30 Mezhepçiliğin Doğurduğu Acı Sonuçlar 3 Aralık 2016
31 Kur’an’nın Tarihselliği İddiası ve Miras Konusu 26 Kasım 2016
32 Takiye (Kimliği Gizleme) 19 Kasım 2016
33 Faiz ve Güncel Meseleler 12 Kasım 2016
34 Mehdi Gelicek mi ? 7 Kasım 2016
35 Hz. İsa Gelecek mi? 31 Ekim 2016
36 Çağdaş Ulemanın Usulsüzlüğü 22 Ekim 2016
37 Dinsel Çoğulculuk 15 Ekim 2016
38 Son Kitabı Devre Dışı Bırakma Projesi, Dialog 8 Ekim 2016
39 Fıtrat Zemininde Buluşma 1 Ekim 2016
40 Nisa 34. Ayet Bağlamında Kadına Şiddet 24 Eylül 2016
41 Kurban İbadeti 10 Eylül 2016
42 Kadının Dövülmesi 3 Eylül 2016
43 Kur’an’a Göre Hükmetmek 27 Ağustos 2016
44 15 Temmuz Darbe Gecesine Kurani Bir Bakış 20 Ağustos 2016
45 Paralel Dinin Olmazsa Olmazı Aracılık – 1 13 Ağustos 2016
46 Müslüman Gayrimüslim İlişkileri 2 Temmuz 2016
47 Zekat 25 Haziran 2016
48 Oruçla İlgili Hükümler 18 Haziran 2016
49 Uydurulan Dinde Yatsı Sonu, Seher ve İmsak Vakti 4 Haziran 2016
50 Uydurulan Dinde Mut’a Nikahı 28 Mayıs 2016
51 Uydurulan Dinde Şartlı Talak 21 Mayıs 2016
52 Uydurulan Dinin Dayatması Olarak Çocukların Evlendirilmesi 7 Mayıs 2016
53 Kölelik ve Cariyelik Mezheplerin Dayatması mı? 30 Nisan 2016
54 Musa Hızır Kıssasının Evrensel Mesajı 23 Nisan 2016
55 Sünnetin Delil Değeri 16 Nisan 2016
56 Kira Sertifikaları Faizsiz Ürün mü? 9 Nisan 2016
57 Suç-Ceza Dengesi Açısından Cinsel İstismar 2 Nisan 2016
58 Boşanma Konusunda Allah’ın Koyduğu Sınırlar 26 Mart 2016
59 Allah’ın Koyduğu Sınırlar Nasıl Aşıldı 19 Mart 2016
60 Muhsana, Kadına Pozitif Ayrımcılık 13 Mart 2016
61 İnsanlar ile Cinlerin Ortak Özellikleri 5 Mart 2016
62 Nebiler Günahtan Korunmuş mudur? 27 Şubat 2016
63 Bedir Savaşı Örneğinde Nebi ve Resul Farkı 20 Şubat 2016
64 Dinde Haram-Helal Koyma Yetkisi 13 Şubat 2016
65 Cinler 6 Şubat 2016
66 İlk İnsanın Yaratılışı 30 Ocak 2016
67 İnsanı İnsan Yapan Özellikler 23 Ocak 2016
68 Allah’ı İkinci Sıraya Koymak 16 Ocak 2016
69 Şirkle İman Arasındaki Kararsızlık 9 Ocak 2016
70 Mehdi Beklentisi 2 Ocak 2016
71 Her İnsan Allah’ı Bilir 26 Aralık 2015
72 Fıkıh Müzakereleri | Her İnsan Allah’ı Bilir 26 Aralık 2015
73 Bir Sömürü Aracı Olarak Halifelik – 2 19 Aralık 2015
74 Bir Sömürü Aracı Olarak Halifelik 12 Aralık 2015
75 Kur’ân’da Dindarlık 5 Aralık 2015
76 Tarih Boyunca Bir Siyasi Baskı ve Ötekileştirme Aracı Olarak Zındıklık 28 Kasım 2015
77 Geleneğe Göre Dinden Dönmenin Hükmü (Bölüm 2) 21 Kasım 2015
78 Geleneğe Göre Dinden Dönmenin Hükmü (Bölüm 1) 21 Kasım 2015
79 Kur’an’a Göre Dinden Dönmenin Hükmü 16 Kasım 2015
80 Kur’an’da Zina Suçu Ve Cezası 7 Kasım 2015
81 Tağut Doğru Yolun Üstünde Oturur 31 Ekim 2015
82 Hadis Uydurma Faaliyetleri 24 Ekim 2015
83 Kader İnancı Ve Nesih 17 Ekim 2015
84 Resulullah Sonrası Siyasi Gelişmeler 10 Ekim 2015
85 Nesih 3 Ekim 2015
86 Hac Ve Kurban 19 Eylül 2015
87 Terör Olayları Karşısında Nebevi Siyaset 12 Eylül 2015
88 Dinde Özgürlük 5 Eylül 2015
89 Dine Uyma Yerine Dini Kendine Uydurma 4 “Cariyelik” 29 Ağustos 2015
90 Dine Uyma Yerine Dini Kendine Uydurma 3 “Cariyelik” 22 Ağustos 2015
91 Dine Uyma Yerine Dini Kendine Uydurma 2 “Kitap Algısı” 15 Ağustos 2015
92 Dine Uyma Yerine Dini Kendine Uydurma 8 Ağustos 2015
93 Nebimizin Yürüttüğü Dış Politika 1 Ağustos 2015
94 Kadir Gecesi ve İmsak Vaktine Tavırlar 11 Temmuz 2015
95 Zekat 4 Temmuz 2015
96 Oruç İbadeti 2 27 Haziran 2015
97 Oruç İbadeti 20 Haziran 2015
98 Kutup Bölgelerinde İftar ve İmsak Vakitleri 13 Haziran 2015
99 Emtia Borsalarındaki İşlemlerin Fıkhi Hükmü 6 Haziran 2015
100 Kur’ân’a Göre Gece-Gündüz 30 Mayıs 2015
101 Prof. V. A. Yefimov’la Yapılan Toplantının Değerlendirilmesi 23 Mayıs 2015
102 İsra ve Mirac 16 Mayıs 2015
103 Berzah Alemi 2 9 Mayıs 2015
104 Berzah Alemi 2 Mayıs 2015
105 Enflasyon ve Faiz 25 Nisan 2015
106 İşsizlik Probleminin Kaynağı 18 Nisan 2015
107 Peygamberimizin Öldürülmesini Emrettiği Kişiler Hakkındaki Rivayetler 4 Nisan 2015
108 Faizsiz Sistemin İlkeleri (Zekat-Faiz Karşılaştırması) 28 Mart 2015
109 Faizsiz Sistemin İlkeleri – Faizsiz Bankacılık 28 Mart 2015
110 Faizsiz Sistemin İlkeleri (Enflasyon) 21 Mart 2015
111 Faizsiz Sistemin İlkeleri (Bankacılık) 14 Mart 2015
112 Faizsiz Sistemin İlkeleri 7 Mart 2015
113 Tecavüz Suçunun Cezası 28 Şubat 2015
114 İdam Cezası ve Kıssas Tartışmaları 21 Şubat 2015
115 Ceza Hukukunun Genel Prensipleri 14 Şubat 2015
116 Kur’ân’da Ruh Kavramı 7 Şubat 2015
117 İcmanın Delilleri ve Değerlendirilmesi 24 Ocak 2015
118 Fıkıh Müzakereleri | Ceza Hukukunun Genel Prensipleri 17 Ocak 2015
119 Nebiye Hakaretin Cezası 10 Ocak 2015
120 Noel ve Mevlid Kandili Kutlamalari 3 Ocak 2015
121 Kelime Oyunları ve Şeb-i Arus 27 Aralık 2014
122 Evlilik Nedeniyle Ortaya Çıkan Haramlık 20 Aralık 2014
123 Talak’ın Şarta Bağlanması 13 Aralık 2014
124 Kadının Boşanma Hakkı 6 Aralık 2014
125 Boşanmanın Hükümleri 29 Kasım 2014
126 Küçüklerin Evlendirilmesi 22 Kasım 2014
127 İslam Hukuku-Roma Hukuku Karşılaştırması 15 Kasım 2014
128 Beni Kureyza Yahudileri ve Esirlerin Öldürülmesi 8 Kasım 2014
129 İslâm Miras Hukukunda Kelâle 3 Kasım 2014
130 Batı Güdümlü İslam Anlayışında Kur’an Sünnet Algısı – 2 25 Ekim 2014
131 Batı Güdümlü İslam Anlayışında Kur’an Sünnet Algısı 18 Ekim 2014
132 İslam Alimlerinin Işid’e Gönderdikleri Mektubun Eleştirisi 11 Ekim 2014
133 Kurban İbadeti 27 Eylül 2014
134 Birbirimizden yardım istemek şirk midir? 9 Ağustos 2014
135 Nafile Oruç 2 Ağustos 2014
136 Zekat ve Fitre 26 Temmuz 2014
137 Kadir Gecesi 19 Temmuz 2014
138 Tarihi gelişimi ve Hükümleri Açısından İtikaf 12 Temmuz 2014
139 Yatsının Son Vakti 5 Temmuz 2014
140 Vakti Dışında Namaz, Süresinden Fazla Oruç 28 Haziran 2014
141 Bakara 187. Ayet Işığında Oruç İbadeti 21 Haziran 2014
142 Kimler Oruç Tutabilir 14 Haziran 2014
143 Orucun Tarihi ve Meşruiyeti 7 Haziran 2014
144 Ecel ve Şehitlik – Sorular ve Cevaplar 24 Mayıs 2014
145 Ecel ve Şehitlik 17 Mayıs 2014
146 Seferilik Mesafesi ve Müddeti 10 Mayıs 2014
147 Yolculukta Namaz – 2 26 Nisan 2014
148 Dinden Dönmek 19 Nisan 2014
149 Yolculukta Namaz 5 Nisan 2014
150 Namazı Terketmenin Hükmü 29 Mart 2014
151 Namazda Zikir 8 Mart 2014
152 Kadınların Cemaate Katılması 1 Mart 2014
153 Cemaatle Namaz – 2 22 Şubat 2014
154 Cemaatle Namaz 15 Şubat 2014
155 Sehiv Secdesi 8 Şubat 2014
156 Namazı Bozan Haller – 2 1 Şubat 2014
157 Namazı Bozan Haller 18 Ocak 2014
158 Cumanın Farzından Önceki ve Sonraki Sünnetler 11 Ocak 2014
159 Cuma Hutbesi 4 Ocak 2014
160 Cuma Namazı 28 Aralık 2013
161 Sünnet Namazları 21 Aralık 2013
162 Vitir Namazı 14 Aralık 2013
163 Teheccüd Namazı 7 Aralık 2013
164 Kur’an’da Melek ve Cin Kavramları – Sorular 23 Kasım 2013
165 Kur’an’da Melek ve Cin Kavramları – 2 18 Kasım 2013
166 Kur’an’da Melek ve Cin Kavramları 2 Kasım 2013
167 Cezanın Amacı Açısından Mağdur Hakları 26 Ekim 2013
168 Bayram Namazı ve Teşrik Tekbirleri 12 Ekim 2013
169 Tarihi, Amacı ve Ahkamı Yönüyle Kurban 5 Ekim 2013
170 Kur’an’da Münafıkların Durumu – 2 28 Eylül 2013
171 Kur’an’da Münafıkların Durumu 21 Eylül 2013
172 Günümüz İslam Dünyasının Problemleri 14 Eylül 2013
173 Bedel Hac – Doç.Dr. Servet Bayındır 7 Eylül 2013
174 Allah’ın Bilgisi ve Kader 24 Ağustos 2013
175 Mısırdaki Müslümanların Durumu 17 Ağustos 2013
176 Kadir Gecesi 3 Ağustos 2013
177 İmsak Tartışmaları 27 Temmuz 2013
178 Kutup Bölgelerinde İbadet Vakitleri 20 Temmuz 2013
179 Kader 19 Ocak 2013
180 Kıyamet Alametleri 22 Aralık 2012
181 Kur’an Sünnet Bütünlüğünde Kurban İbadeti 20 Ekim 2012
182 Kur’an Sünnet Bütünlüğünde Hac İbadeti 13 Ekim 2012
183 Faiz-Zekat İlişkisi 6 Ekim 2012
184 Namazların Birleştirilmesi 29 Eylül 2012
185 İslama Yönelik Saldırılar 22 Eylül 2012
186 Alternatif Bir Finansal Ürün Olarak Kira Sertifikaları(SUKUK) 15 Eylül 2012
187 Öğle ve İkindi Namazlarının Vakitleri 8 Eylül 2012
188 Yatsı Namazı Vaktinin Bitişi 1 Eylül 2012
189 Kur’an’a Göre Gelenek 25 Ağustos 2012
190 Bayram Namazı ve Fitre 18 Ağustos 2012
191 Televizyondan Kabe İmamına Uyulabilir mi? 11 Ağustos 2012
192 Ramazan Ayının İnsana Sunduğu Fırsatlar 4 Ağustos 2012
193 İmsak Vakti ve Seher – 2 28 Temmuz 2012
194 İmsak Vakti ve Seher 21 Temmuz 2012
195 Nesih, Kıblenin Değişmesi Örneği 23 Haziran 2012
196 İsra ve Miraç 16 Haziran 2012
197 Uydurma Hadisler – Harun Ünal 9 Haziran 2012
198 Sezaryen Doğum 2 Haziran 2012
199 Vahiy – Sünnet İlişkisi 26 Mayıs 2012
200 Nesih Kavramı 19 Mayıs 2012
201 Din ve Tıp Açısından Sünnet 14 Mayıs 2012
202 Din ve Müzik 5 Mayıs 2012
203 Hadislerin Kur’an’a Arzı 28 Nisan 2012
204 Türkiye’de Kutlu Doğum Etkinlikleri 21 Nisan 2012
205 Allah’ın Elçisini Doğru Anlamak 14 Nisan 2012
206 Kur’an Öncesi Mekke Toplumu 7 Nisan 2012
207 Faizsiz Bankacılğın Problemleri 31 Mart 2012
208 Hz.Muhammed’in(S.A.V.) Tebyin Görevi 24 Mart 2012
209 İslam ve Türk Medeni Kanunu(TMK) Miras Sistemlerinin Mukayesesi 17 Mart 2012
210 Kur’an’a Göre Tağut Kavramı 10 Mart 2012
211 Farklı İnançların Birlikte Yaşamasının Doğal Kuralları 3 Mart 2012
212 Kur’an’a Göre Resule İman, İtaat ve İttiba 25 Şubat 2012
213 Organ Nakli 18 Şubat 2012
214 Sebeb-i Nüzul Meselesi 11 Şubat 2012
215 Daru’l-Harbde Faiz 4 Şubat 2012
216 İftida 28 Ocak 2012
217 Talak (Boşanma) 21 Ocak 2012
218 Gayrimüslimlerle Evlilik 14 Ocak 2012
219 A’raf Ehli 7 Ocak 2012
220 Müminler Cehenneme Girecekler Mi? – 2 31 Aralık 2011
221 Müminler Cehenneme Girecekler Mi? 24 Aralık 2011
222 Çocukların Evlendirilmesi 17 Aralık 2011
223 İnanç Özgürlüğü 10 Aralık 2011
224 Evliliğin Denetlenmesi 3 Aralık 2011
225 Adetli Kadın Kur’an’a Dokunabilir mi? 26 Kasım 2011
226 Hz.İsa’yı(a.s.) Geri Getirmek İsteyenlerin Hedefi 19 Kasım 2011
227 Nebi ve Resul Kavramları 12 Kasım 2011
228 Kurban Bayramına Nasıl Hazırlanmalıyız? 5 Kasım 2011
229 İcma Delili ve Değerlendirilmesi 22 Ekim 2011
230 Vekaletle(Bedel) Hac 15 Ekim 2011
231 İhram Yasakları 8 Ekim 2011
232 Kadınların Yolcuğu 1 Ekim 2011
233 Kur’an ve Sünnet Işığında Hac İbadeti 24 Eylül 2011
234 Faiz Anlayışı 10 Eylül 2011
235 Bayram Namazı 27 Ağustos 2011
236 İmsak Vakti 20 Ağustos 2011
237 Teravih Namazı Konusunda Diyanet’e Cevap 13 Ağustos 2011
238 Oruç Tutamayanlar Ne Yapmalı? 6 Ağustos 2011
239 Güneşin Batmadığı Yerlerde Namaz Vakitleri 2 Temmuz 2011
240 Yatsı Namazının Vakti 7 Mayıs 2011
241 Allah’ın İndirdikleri İle Hükmetmeyenler – 2 30 Nisan 2011
242 Allah’ın İndirdikleri İle Hükmetmeyenler 23 Nisan 2011
243 Günahlarla İlgili Kavramlar – 2 2 Nisan 2011
244 Günahlarla İlgili Kavramlar 26 Mart 2011
245 Büyük Günahlar – 3 19 Mart 2011
246 Büyük Günahlar Nelerdir? 12 Mart 2011
247 Büyük Günah İşleyenlerin Durumu 5 Mart 2011
248 Ye’cüc ve Me’cüc 26 Şubat 2011
249 Dabbetü’l-Arz 19 Şubat 2011
250 Tarikatlarda Vesile ve Tevessül 12 Şubat 2011
251 Evliyanın Yardımı İle İlgili İddialar – 2 5 Şubat 2011
252 Kutuplarda Namaz Vaktinin Tespiti 29 Ocak 2011
253 Evliyanın Yardımı İle İlgili İddialar 22 Ocak 2011
254 Kâlû Belâ Olayı Hakkında Sorulan Sorular – 2 1 Ocak 2011
255 Kâlû Belâ Olayı Hakkında Sorulan Sorular 25 Aralık 2010
256 Mehdi İnancı 18 Aralık 2010
257 Kur’an’a Göre Zekat Oranları 4 Aralık 2010
258 Artan Malı İnfak Etme 27 Kasım 2010
259 Vitr Namazı 13 Kasım 2010
260 Bayram Namazları 6 Kasım 2010
261 Sehiv Secdesi – Mukayeseli Fıkıh Dersleri 30 Ekim 2010
262 Kurban İle Alakalı Sorular 23 Ekim 2010
263 Hac Farklı Aylarda Yapılabilir mi? – Fıkıh Dersi 9 Ekim 2010
264 Başkasının Yerine Hacc Yapmak 2 Ekim 2010
265 Hilal İle İlgili Sorulan Sorular 25 Eylül 2010
266 Cariyeler İle İlgili Sorulan Sorular 18 Eylül 2010
267 ORUÇ BOZMANIN CEZASI 4 Eylül 2010
268 Zekat 28 Ağustos 2010
269 İmsak ve Yatsı Vakitleri – 2 21 Ağustos 2010
270 İmsak ve Yatsı Vakitleri 14 Ağustos 2010
271 İsra ve Miraç -2 10 Temmuz 2010
272 İsra ve Miraç -1 3 Temmuz 2010
273 İcma’a Delil Getirilen Hadisler 26 Haziran 2010
274 İcma 19 Haziran 2010
275 Başörtüsü ve Örtünme 12 Haziran 2010
276 Mezheplerin Tutarlılığı 29 Mayıs 2010
277 Asabe Siyaset İlişkisi (Kızın Çocuklarının Mirasçılığı Örneği) 22 Mayıs 2010
278 Kur’an’ı Açıklama Usulü 15 Mayıs 2010
279 Kartepe Programı Değerlendirme 5 Mayıs 2010
280 Abdestte Ayakların Mesh Edilmesi 24 Nisan 2010
281 Hudeybiye’den Geri Kalanlar 13 Nisan 2010
282 Peygamberimizin Zeynep (ranha) ile Evliliği 3 Nisan 2010
283 Bedir Savaşı 20 Mart 2010
284 Kur’an Sünnet Bütünlüğü: Allah’ın İzni Meselesi 13 Mart 2010
285 Vahiy Çeşitleri 6 Mart 2010
286 Kadınların Özel Halleri 11 Şubat 2010
287 Kur’an’a Göre Zekat Nispeti 6 Şubat 2010
288 Vahy-i Gayr-i Metlüv’e Dair Getirilen Deliller -1 30 Ocak 2010
289 Iskat (Ölen Kimseyi İbadet Borçlarından Kurtarmak) 16 Ocak 2010
290 Dini Tebliğ ve Uygulamada Cebrailin Rolü -2 2 Ocak 2010
291 Dini Tebliğ ve Uygulamada Cebrail’in Rolü 26 Aralık 2009
292 Kuran ve Sünnet Bütünlüğü – Kurban 21 Kasım 2009
293 Kuran ve Sünnet Bütünlüğü – Kıble Meselesi -2 14 Kasım 2009
294 Kuran ve Sünnet Bütünlüğü – Kıble Meselesi -1 7 Kasım 2009
295 Kuran ve Sünnet Bütünlüğü – Kur’anı Anlama 31 Ekim 2009
296 Kuran ve Sünnet Bütünlüğü – Yolculukta Namazin Kısaltılması Örneği 24 Ekim 2009
297 İsa Aleyhisselam Tekrar Gelecek mi? -2 17 Ekim 2009
298 İsa Aleyhisselam Tekrar Gelecek mi? 1-1 10 Ekim 2009
299 İsa Aleyhisselam Tekrar Gelecek mi? 1-2 10 Ekim 2009
300 Hanefi Mezhebinin İçki ile İlgili Görüşleri -1 3 Ekim 2009
301 Hanefi Mezhebinin İçki ile İlgili Görüşleri -2 3 Ekim 2009
302 Mirasta Avliye Meselesi -1 26 Eylül 2009
303 Mirasta Avliye Meselesi -2 26 Eylül 2009
304 Kasten Orucu Bozanın Cezası -1 12 Eylül 2009
305 Kasten Orucu Bozanın Cezası -2 12 Eylül 2009
306 Oruç Keffareti -1 29 Ağustos 2009
307 Oruç Keffareti -2 29 Ağustos 2009
308 Adetli Kadının Orucu -1 22 Ağustos 2009
309 Adetli Kadının Orucu -2 22 Ağustos 2009
310 Hastaların Orucu -1 15 Ağustos 2009
311 Hastaların Orucu -2 15 Ağustos 2009
312 Namazda Örtünme / 2-1 8 Ağustos 2009
313 Namazda Örtünme / 2-2 8 Ağustos 2009
314 Namazda Örtünme / 1-1 1 Ağustos 2009
315 Namazda Örtünme / 1-2 1 Ağustos 2009
316 Kur’an’da Örtünme -1 18 Temmuz 2009
317 Kur’an’da Örtünme -2 18 Temmuz 2009
318 Gayrimüslimlerle Evlilik -1 11 Temmuz 2009
319 Gayrimüslimlerle Evlilik -2 11 Temmuz 2009
320 Müşriklerle Evlilik -1 4 Temmuz 2009
321 Müşriklerle Evlilik -2 4 Temmuz 2009
322 Ehli Kitap ve Müşrikler -1 27 Haziran 2009
323 Ehli Kitap ve Müşrikler -2 27 Haziran 2009
324 Hayvan Kesimi / 2-1 20 Haziran 2009
325 Hayvan Kesimi / 2-2 20 Haziran 2009
326 Hayvan Kesimi -1 13 Haziran 2009
327 Hayvan Kesimi -2 13 Haziran 2009
328 Helal Gıda ve Jelatin Konusu -1 6 Haziran 2009
329 Helal Gıda ve Jelatin Konusu -2 6 Haziran 2009
330 Nafile Namazlar -1 9 Mayıs 2009
331 Nafile Namazlar -2 9 Mayıs 2009
332 Vitir Namazı -1 2 Mayıs 2009
333 Vitir Namazı -2 2 Mayıs 2009
334 Kur’an’ın Genel Açıklaması -1 25 Nisan 2009
335 Kur’an’ın Genel Açıklaması -2 25 Nisan 2009
336 Namazın Mekruhları -1 11 Nisan 2009
337 Namazın Mekruhları -2 11 Nisan 2009
338 Namazı Bozan Şeyler -1 4 Nisan 2009
339 Namazı Bozan Şeyler -2 4 Nisan 2009
340 Namazda Konuşmak -1 28 Mart 2009
341 Namazda Konuşmak -2 28 Mart 2009
342 Namazda Abdestin Bozulması / 2-1 21 Mart 2009
343 Namazda Abdestin Bozulması / 2-2 21 Mart 2009
344 Namazda Abdestin Bozulması / 1-1 14 Mart 2009
345 Namazda Abdestin Bozulması / 1-2 14 Mart 2009
346 Namazda İmamlık / 3-1 28 Şubat 2009
347 Namazda İmamlık / 3-2 28 Şubat 2009
348 Namazda Saf Düzeni -1 21 Şubat 2009
349 Namazda Saf Düzeni -2 21 Şubat 2009
350 Namazda İmamlık / 2-1 14 Şubat 2009
351 Namazda İmamlık / 2-2 14 Şubat 2009
352 Namazda İmamlık / 1-1 7 Şubat 2009
353 Namazda İmamlık / 1-2 7 Şubat 2009
354 İmamın Arkasında Kıraat -1 24 Ocak 2009
355 İmamın Arkasında Kıraat -2 24 Ocak 2009
356 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 4-1 17 Ocak 2009
357 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 4-2 17 Ocak 2009
358 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 3-1 10 Ocak 2009
359 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 3-2 10 Ocak 2009
360 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 2-1 3 Ocak 2009
361 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 2-2 3 Ocak 2009
Kuran Dersi Canlı Yayın