Başka bir konu ilan edilmişti internette. Tabi bu konuya hazırlanan hocamızdı. Ben değildim. Bugün ani bir şey çıkınca biz de stoklardan tüketeceğiz bugün hazırlardan. Önümüz de malum bayram. Kurban bayramı.. Dilerseniz kurbanla ilgili ayetleri bir gözden geçirelim. Cenab-ı Hakkın
(Arapçası) Dikkat edin! Kalpler yalnızca Allah’ın zikriyle mutmain olur
Ayeti gereği bu konuda da yani kurban konusunda da kalplerimizi Allah2ın zikriyle yani Kuran’la; Kuran ayetleriyle mutmain kılmaya çalışalım. Malumunuz kurban bizim ümmetimize, yani ümmeti Muhammed’e has bir ibadet değil. Kendisine ümmet nitelemesi yapılabilecek bütün topluluklarda kurban ibadetinin var olduğunu bize Cenabı Hak öğretmiş Kuran’ı Kerim’de. Yani geriye doğru gittiğimiz zaman ümmet lafzını taşıyabilecek olan en erken dönem Adem (as)’ın dönemi. Adem (as), eşi ve doğacak ilk çocukları da kendileri birer topluluk oluşturdukları için ümmet vasfı onları da kapsıyor. Dolayısıyla her ümmette kurban bulunuyor iddiası ilk insandan beri kurban bulunuyor manasına geliyor. Peki Kuran’ı Kerim’de bunun yansımalarını nasıl görüyoruz? Onu ayetler ışığında dilerseniz okumaya çalışalım. Biliyorsunuz Hac suresi Kuran’ı Kerim’in 22. Suresi. O surenin 34. Ayetinden itibaren Cenabı Hak bize kurbanın hem tarihini, hem fıkhi hükümlerini, hem hikmetlerini bir bütün halinde zikretmiş zaten. Onları biz okuduğumuz zaman Allah’ın izniyle bu konuda zihinlerimizde kurbanla ilgili pek soru kalmayacak. Vaktimiz kalırsa eğer ayetleri çabuk okursak bayramla ilgili birkaç şeyi de söyleriz. Her zaman yaptığımız gibi ikinci yarı için ufak bir mola veririz. Dinleniriz. İkinci yarıda da hocamız yetişirse o devam eder. Olmazsa soru cevaplarla yine dersimizi tamamlarız. Benim elimdeki mushafta 335 sayfa. Yani Türkiye diyanet Vakfı mealinde 335. Sayfada hac suresinin 34. Ayeti var. Orada Cenabı hak buyuruyor ki;
(Arapçası) Meali şöyle, biraz önceki söylediğimiz cümlelerin aslında delili bu ayet. Bakın ümmet lafzı artık Türkçemizde de birebir kullanılıyor. ‘Her ümmet için kıldık’ kelime kelime mana vermeye çalışıyorum. Ne kıldık? ‘bir mensek kıldık’ bu mensek kelimesi Arapçada üç farklı manaya gelme ihtimali bulunan bir kalıpta kullanılmış. Bu birinci anlam olarak kurban ibadetinin bizatihi kendisi, kurban ibadeti, kurban kesme zamanı ve kurban kesme yeri. Yani Arapça ilmiyle az çok meşgul olanlar için ifade etmek gerekirse mensek kalıbı hem mastar mimi oluyor hem ism-i zaman hem de ism-i mekan. Yani kurban ibadetinin kendisi, kurban ibadetinin yapılacağı zaman ve kurban ibadetinin yerine getirileceği mekan. Peki bu ayette acaba hangisi kullanılmış? Ayetin bir sonraki cümlesi bunu açıklayacak bize. Biz bir mensek kıldık her ümmet için şimdi o mensekle ne kastedildiği açıklanıyor. Niçin? Sebebi neydi bunun? ‘O ümmet topluluğu altında yaşayan, ümmet çatısında yaşayan her bir birey Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği behimetül enam denilen biraz sonra açıklayacağımız özel birtakım vasıfları bünyesinde taşıyan hayvanların üzerine Allah’ın adını ansınlar diye onlara bir mensek kıldık. Birtakım hayvanlar var ve onların üzerine Allah’ın adını ansınlar diye bir ifade olduğu için mensek kelimesinin bizatihi kurban ibadetinin kendisini işaret ettiğini çıkarabiliyoruz buradan. Yani bir zamandan veya bir mekandan ziyade bizatihi ibadetin kendisi. Yani birtakım hayvanların üzerine besmele çekilerek kesilsin diye o hayvanlar bir ibadet biz her ümmete var kıldık buyuruyor Allah. Ne dedik? Ümmet geriye gittiğiniz zaman Adem(as)’a kadar gidebiliyorsunuz. Yani bizim bilebildiğimiz Adem (as) daha öncesi var mı yok mu Cenabı Hak bilir. Ama insan cinsi olarak ümmet vasfını hak eden ilk topluluk onlardı. Demek ki o zamandan bu zamana bu kurban ibadeti hep var. Hep aynı cins havyanlar var bu kurban ibadetine konu olan ve kurban ibadetinin var kılınma gerekçesi de hep aynı. Hiç değişmemiş. İlk konulduğu günden bugüne kadar ve dünyanın son gününe kadar da böyle devam edecek. Burada kurban ibadetinin sebebi gibi görülen cümle (Arapçası) cümlesi. Yani kurban niye var? Birtakım hayvanların üzerine Allah’ın adı anılsın diye var. Şimdi bu ilk başta zihinlere biraz yabancı bir kavram gibi geliyor. Neden? Çünkü kurban niye var? Hikmetlerini anlatın deseler her birimiz farklı bir hikmetini ön plana çıkarabilirdik. Kurban işte kurban bayramı haricinde et yiyemeyen insanların da karnı bir et görsün diye bir açıklama yapılabilirdi veya bir başka şekilde bir açıklama yapılabilirdi. Ama Allah dedi ki özellikle Allah’ın adı zikredilsin diye birtakım hayvanlara kurban var kılındı. Bu ifade çok önemli. Neden? Çünkü bu insanlık tarihi kadar eski olan ibadeti konulduğu ilk günkü gibi bozulmadan gelmemiş maalesef bugünlere kadar. İnsanlık buna müdahale etmiş. Terim anlamıyla ifade edecek olursak bu ibadeti tahrif etmişler. Allah’tan başka ilahlar edinen insanoğlu zamanında sadece Allah’a kurban sunarken Allah’a ait birtakım özelliklerini verdiği o ilahlarına da zamanla kurban sunmaya başlamıştır. Bunu çok çeşitli vesilelerle ve çok çeşitli platformlarda zaten duymuşsunuzdur. Burada da çok zaman işlendi. Ama somut bir örnek olması açısından biz Mekke müşriklerinin uygulamasını hatırlayabiliriz. Ne yapıyordu Mekke müşrikleri? Mekke müşrikleri kendi ifadeleriyle söyleyecek olursak Zümer suresinin hemen ilk ayetlerinde Cenabı Hak bunu Kuran’ı Kerim’e nakşetmiş. Onlar Allah’la kendi aralarına biliyorsunuz putlarını yani birtakım varlıkların putlarını koymuşlardı ve gerekçeleri neydi? Çok masum ve kendilerince çok ulvi idi o gerekçeleri. Diyorlardı ki:
(Arapçası) Ne var ki sizin anlamadığınız? Neyi anlamıyorsunuz. Tamam biz bu putlara birtakım ibadetleri yapıyoruz. Kulluk yapıyoruz falan ama sizin zannettiğiniz gibi değil. Biz bu putlar bizi Allah’a daha çok yaklaştırsınlar diye biz onlara kulluk yapıyoruz. Yani amacımız Allah. Amacımız Allah’a daha yakın olmak. O yüzden biz Allah bize uzak, onların ifadesine göre, Allah’a da yakın olmamız için bizim araya birtakım vesileler koymamız gerekiyordu. Allah’ın kızları olarak nitelendirdiğimiz melekleri mücessem bir hale getirdik. Taştan, topraktan, demirden, bronzdan onların heykellerini, putlarını yaptık ve onlara birtakım ibadetler sunuyoruz ki bu ibadetlerle biz Allah’a daha çok yaklaşalım. Onların ifadeleri böyleydi. Ama bu masum gerekçeyi Allah asla kabul etmedi biliyorsunuz. Şirkin daniskası olarak nitelendirdi bunu. İşte bu Mekke müşriklerinin putları için yaptıkları ibadetlerin bir tanesi de neydi? Onlara özel kurbanlar kesmekti. Mekke müşrikleri böyle adetler çıkarmışlardı. Tabi bu da eski zamanlardan ama tevaruz ettikleri bir adet. Onların kendi başlarına peydah ettikleri bir şey değil. Gördüler, duydular, öğrendiler. Dediler ki aracı olarak kendisine taptığımız varlıklara da kurban kesmemiz lazım. Ne yaptılar? Lat putunu yapan ve ona tapanlar yılın bazı mevsiminde, bazı zamanlarında dediler ki bu lata kurban kesmemiz lazım. Ama buna kurban keserken normalde yaptığımız gibi Allah’ın adını anarsak olmaz. Ayıp olur. Niye? Kime kurban ediliyor bu? Lat putuna kurban ediliyor. O zaman onun adını anmamız lazım. Ve lata kurban kesecekleri zaman bismillati, latın adıyla diyip o kurbanı keser ve onun önüne koyarlardı. Menat putunu yapıp ona kulluk yapanlar da aynı şey bismilmenati, menatın adıyla diyerek kurban keser ona sunarlardı. Uzza için yapanlar Bismiluzza vesaire vesaire. Yani hangi puta kurban kesiyorlarsa o putun adını anıyorlardı. Nerde anlatılıyor bunlar? Enam suresinin 6. Surenin 138. Ayetinde. Eğer açarsanız oradan okuyalım hep birlikte. Buyuruyor ki Allah Teala orada: sayfasını da söyleyelim. Şimdi bu konularda doktora yapınca ister istemez yani hangi konu olursa olsun ben buraya bağlıyorum bir şekilde konuyu. O yüzden yani mazur görün. Şimdi burada, 138. Ayette Mekke müşriklerinin hayvanlarla ve bazı ekinlerle ilgili tasarrufları anlatılıyor. Buyuruyor ki Allah burada. Mekke müşrikleri şöyle yaptılar. Dediler ki: Şu gördüğünüz belli başlı, yani şöyle birtakım enam var ki enamı da şimdi söyleyeyim. Daha sonra da ayetle açıklarız. Enam dediği Cenabı Hakk’ın 4 cins hayvan. Bu elimizdeki sayfa açık 142, 143 ve 144. Ayetlerde anlatılıyor. Deve, sığır, koyun ve keçi cinsi. Bu dört cins hayvanı dişili erkekli olarak, 8 eş olarak kabul ediliyor. Bunlara enam deniliyor. Yani enam denilince bunların dışındaki hayvanlar anlaşılmaz. Yani koyun, keçi, sığı, deve. Tavuk enam mıdır bu ibareye göre? Değildir. Geyik enam mıdır? Değildir. Ama helal midir? Helaldir o ayrı mesele. Ama kurban edilecek hayvan sadece bu dört cins hayvandır. Şimdi bunlar dediler ki hazihi enamun bu belli başlı enam ve bir de bu ekinler, bunlar dokunulmazdır. Bunların özel bir statüsü var. Bakın diğer hayvanlardan ayırıyorlar bunları. Bunların ayrı bir statüsü var. Ne olacak bunlar? Kendi kuruntularına göre diyorlar ki biz kimin yiyeceğini söylersek ancak onlar yiyebilir bunlardan. Öyle herkes yiyemez. Kutsal bu hayvanlar. Birtakım özel hayvanlar. Başka? Bir enam cinsi daha var. Yani bir koyun, keçi, sığır, deve var. Onlar ayrıldı. İkinci bir enam cinsi geldi. Onların da sırtları haram kılınmıştır diyorlar. Ne demek sırtı haram kılınmış? Yani o hayvanın üzerine binilemez. O hayvanın üzerine yük yükletilemez. O hayvanlar serbest bırakılmalı. Onların sırtı haramdır, kutsaldır. Onlar da ayrıldı. Üçüncü bir grup geliyor. Bir üçüncü grup daha var. O enamın üzerine de özellikle Allah’ın adını anmıyorlardı keserken onları. Bakın enam cinsi koyun, keçi, sığır ve deve demiştik. Şimdi onlar bu hayvanları gruplara böldüler. Dediler ki bundan herkes yiyemez. Biz kimi istersek onlar yiyebilir. İki, bunların sırtları haramdır. Üzerlerine binilemez, yük yükletilemez. Üç, bunların özellikle kesimi esnasında Allah’ın adı anılmaz bu hayvanlara. Bunların dışında kalan hayvanlar ne olacak peki? Bunların dışında hayvan yok mu? Var.. Bu adamlar Allah’ı var biliyor. Allah’ı bir biliyor. Allah’a daha çok yaklaşmak istiyorlar. Dolayısıyla Allah için kurban ettikleri hayvanlar da var bu adamların. Yemek ihtiyaçlarını, et ihtiyaçlarını gidermek için kestikleri hayvanlar da var. Ve onları keserlerken zaten bu adamlar Allah’ın adını anıyorlar. Onlarda problem yok. Ama şu üçüncü dedikleri, özellikle Allah’ın adını anmadıkları hayvanlar putlarına kurban ettikleri hayvanlardı işte. Ne demiştik? Lat putuna mı kurban edilecek bu? O yüzden diyordu işte bismillati, Latin adıyla. Menata kesilecek, Bismilmenati, menatın adıyla. Uzaya kesliecek bilmil uzza, uzanın adıyla dedikleri için Allah’ın adını anmıyorlardı bu adamlar bu hayvanların üzerine. Yoksa diğer zamanlarda bu adamların besmeleyle, bismillahla, Allah’la falan bir problemleri yok. Ama işte bakın Allah’a yaklaşmanın vasıtalarından biri olan kurban ibadeti ne oldu? Bozuldu, tahrif edildi. Allah’ın yarattığı hayvanlar Allah’tan başka ilahlık iddiasında bulunan varlıklara tahsis edildi, onlara kurban edilmeye başlandı. İşte kurban ibadetinin özü aslında bu tip savrulmalara, bu tip tahriflere bir cevaptır. Hac suresinin 34. Ayetine dönelim. Hac suresinin 34. Ayetinde aslında Cenabı Hak önce bu yanlışı düzeltiyor işte. Diyor ki: Öyle Mekke müşriklerinin veya onların dışında kalan birtakım gayrimüslimlerin, putperestlerin vesaire vesaire onların Allah’tan başkasının adını anarak kestikleri hayvanlar var ya, onları biz siz Allah’ın adını anarak kesesiniz diye aslında kurbanlık olarak koyduk. Başka bir şey için değil. O yüzden biraz sonra da göreceğiz kurban ibadeti, yani kurban bayramı gününde kesilen kurbanın üzerine kesim esnasında besmele çekilmesi farzdır. Neden? Çünkü ibadet dediğimiz şey çerçevesi, sınırları Allah tarafından belirlenen bir mefhumdur. İbadeti biz kendimiz ortaya çıkaramayız. Nedir kurbanın sınırları? 1) belli bir zamanı var değil mi? Kurban bayramı günlerinde. Bugün biz kurban bayramı kurbanı kesebilir miyiz? Hayvan keseriz ama ibadet yerine geçmez. Bir zamanı var. 2) her hayvan değil. Enam cinsini taşıyan hayvanlar kurban olur. Dolayısıyla bir tavuktan kurban olmaz. Bir geyikten kurban olmaz. Bakın hayvanla ilgili sınır da belirlendi. 3) bu ibadetin ifası yani şekli, şemali de Allah tarafından belirleniyor. Diyor ki Allah özellikle Allah’ın adını anacaksın. Yoksa olmaz. Bunun dışında normal zamanlarda hayvan kesimi için besmele emredilmiyor. Ama ibadet olarak kesilen, kurban bayramında besmele özellikle var. Niçin? Çünkü bu bir ibadet olduğu için. Sınırları Allah tarafından belirlendiği için. Ama diğer zamanlarda yapılan hayvan kesimi ibadet değildir. Niye? Yemek için kesersiniz. İkram etmek için kesersiniz. Ticaretini yapmak için kesersiniz. Kesersiniz de kesersiniz. Sebebini siz bilirsiniz. Yeter ki Allah’tan başkasına adamayın. Onu istediğiniz şekilde de kesebilirsiniz. Ama kurbanı zamanı gelmeden kesemeyeceğiniz gibi zamanı çıktıktan sonra da kesemeyeceksiniz. Her istediğiniz hayvanı değil sadece enam cinsi hayvanı kesebileceksiniz. Ve istediğiniz şekilde değil besmelesini çekerek kesebileceksiniz. İşte kurbanı kurban yapan özellikler bunlar. Ve bakınız bu ayette, 34. Ayette Cenabı Hak ne buyurdu? Niçin kurban vardı her ümmette? ‘birtakım enamın üzerine Allah’ın adını ansınlar diye’ vardı. İşte siz bunu yaptığınız zaman neleri elde ediyorsunuz? Birincisi biliyorsunuz ki kurban ancak Allah için olur. Allah’tan başka bir varlık için kurban olmaz. Neden? Çünkü Allah’tan başka bir varlık için kurban kesmek demek Allah’tan başka bir ilahın varlığını kabul etmek demek. O yüzden. Kurban birebir dinin tevhit ilkesiyle alakalı bir ibadettir. Tabi ki diğer ibadetler de öyle ama kurbanda tevhid ilkesi bir adım önde. Araya başka bir şey girdiği an… çünkü bu kişiyi dinden çıkarıp müşrik yapıyor. İşte Mekke müşrikleri, Allah’a daha çok yaklaşsınlar diye Allah’ın kızları saydıkları meleklerin putunu yaptılar ve kurban sunmaya başladılar onlara. Allah bunu kabul etti mi? Etmedi ve onlara be dedi? Müşrik dedi yani Allah’a ortak koştunuz dedi. Yoksa zannetmeyelim ki Mekke müşrikleri Allah 2’dir dediler, Allah 3’tür dediler. Hayır. Asla böyle bir iddiada bulunmadılar. Onlar Allah’ın varlığında, birliğinde, yaratıcılığında, yaşatıcılığında, rızık vericiliğinde, yağmur yağdırışında, çocuk verişinde, hiçbir şeyinde şüpheye düşmediler. Birçok ayet var bununla alakalı. Sorsan onlara sizi kim yarattı? Elbette ki Allah diyecekler. Sorsan onlara size gökten yağmuru kim indiriyor? Elbette ki Allah diyecekler. Sorsan onlara yerlerin ve göklerin tek hakimi kim? Allah’tır diyecekler. Neydi bunların problemi? İşte araya birtakım aracılar koyup onlara Allah’ın bazı vasıflarını vermek, sadece Allah’a yapılacak olan birtakım ibadetleri onlara da yapmaktı. İşte onlar bundan dolayı müşrik oldular. Başka bir şeyden dolayı değil. Yani iyi niyetler asla yapılanların doğru olduğunu göstermez. İbadet Allah derse olur. Allah demezse olmaz. Biz bugün kendi başımıza bir ibadet çıkarsak desek ki her gün öğleden sonra saat 3’te tek ayak üstünde duralım. Allah rızası için hep beraber. Allah’ı memnun etmek için, Allah’ı razı etmek için. Böyle bir ibadet olur mu? Ama niyetim iyi… olmaz. Niye? Öyle bir ibadet bize bildirilmedi çünkü. Öyle sınırları belli bir ibadet yok. Bunu kurbana taşıyalım. Ne dedi Allah? Belli hayvanların üzerine Allah’ın adı anılsın diye kurban kesilecek. Yani şeklini şemalini Allah ben belirlerim buyuruyor. Peki devamında ne diyor Allah? Bakın tevhidle yakından alakası var dedik.
(Arapçası) Neden bu böyle? Neden her ümmette kurban ibadeti var? Allah diyor bunda şaşılacak bir şey yok. Çünkü hepinizin ilahı tek bir ilahtır da ondan. Onların ilahı da bendim. Onlara resul olarak gönderilen kişiyi de ben göndermiştim. Aynı emri size de veriyorum diyor Allah. Ne yapacaksınız peki? (Arapçası) Siz sadece ona teslim olacaksınız. Sadece ona teslim olacaksınız. Peki siz Mekke müşriklerinin yaptığı gibi kurban ibadetini bir başkasına adadığınız zaman, bir başkasının adını andığınız zaman ona teslim olmuş oluyorsunuz. İster bunu lafzen itiraf edin ister etmeyin. Kurban sadece Allah için olur. Kurbanı Allah için kestiğinde ona teslim olmuş olursun. Başka bir şey yaptığın an o aracı varlık her kimse, adı her neyse, vasfı her neyse ona teslim olmuş olursunuz. Cenabı Hak diyor ki hepinizin ilahı tek bir ilah, öyleyse sadece O’na yani Allah’a teslim olacaksınız. Allah’a teslim olmak neyle olur? İddiayla olmaz. Ben Müslüman’ım demekle olmaz. İspat etmekle olur. Değil mi? Bu bir iddiadır. İspat etmen gerekir. Sadece Allah’a teslim oldum diyen kişinin o zaman yaşantısında bunu göstermesi lazım. İşte kurban ibadeti bunun vesilelerinden bir tanesi. Bütün ibadetleri buna uygulayabilirsiniz. Devamında Cenabı Allah (Arapçası) Samimi olan, ihlaslı olan kullarımı müjdele. Kim onlar? (Arapçası) Onlar ki Allah anıldığı zaman onların kalpleri ürperir. Kalpleri titrer. Başlarına gelen şeylere bunlar sabrederler. Ve namazı tam kılarlar. Ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de hayır için harcarlar.’ Şimdi kurbanla ilgili şey bir sonraki ayetten devam ediyor. 36. Ayet. Cenabı Hak 34.’te kurban ibadetinin tarihine atıfta bulundu. Her ümmette vardı dedi. Her ümmette vardı kurban ibadeti ve behimetül enam. Dedi ki Allah sizde bir farklılık var mı? Ona bakalım. (Arapçası) Budun dediği Cenabı Hakkın burada genelde mesela elimizdeki meallere bakalım. Benim elimdeki meal büyükbaş hayvan diye tercüme etmiş. Bilmiyorum farklı meal çıkacak mı içinizde? Bu evet develere, deve cinsi hayvanlara ilk etapta verilen bir isim. O da iri cüsseli olmasından dolayı. Ama bu sadece deve cinsini kapsayan bir kelime değil. Yapısı itibariyle akranlarından daha derli toplu, yaşı itibariyle de kemale ermiş, öyle söyleyeyim. Yani yaşını doldurmuş hayvanlara verilecek bir isim. Şimdi sadece büyükbaş derseniz o zaman büyükbaş hayvanları da sizin için Allah’a kulluğun sembollerinden yaptık. O zaman bizim küçükbaş havan kurban etmemiz mümkün olmaz. Öyle değil mi? Önceki ümmetlere enam cinsi, yani koyun, keçi, sığır, deve hepsi kurban edilebilir. Ama bu meali esas aldığımız zaman size sadece büyük başları kurban… e küçükbaşlar ne oldu o zaman? Koyun, keçi? Dolayısıyla eksik bir meal oluyor bu. Gösterişli, dolgun, yaşını doldurmuş hayvanlar… işte birtakım hadislerde koyun ve keçiler için bir yaşını doldurma. 29.48