Bugün kafirlik, müşriklik ve münafıklık üzerinde biraz duracağız. Geçen hafta Nisa Suresinin 136. Ayetini okumuştuk. Bu hafta da bu ayetin devamını okuyacağız.
Ey inanıp güvenenler! Allah’a, Elçisine, o Elçi’ye indirdiği Kitaba ve daha önce indirdiği Kitaplara inanıp güvenin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, elçilerini ve ahiret gününü görmezlik eder de kâfir olursa işte o, gerçekten iyice sapıtmış demektir.(Nisa 4/136)
Kafir, bir şeyin üzerini örten demektir. Çiftçi tohumu toprağa koyup, tohumun üzerini toprakla örttüğü için Araplar çiftçiye kafir derler.
Bilin ki dünya hayatı bir oyun, bir oyalanma, bir süs, mallar ve çocuklarla övünme yarışından ibarettir. Bu hayat, bitirdiği bitkilerle çiftçileri hayran bırakan bereketli yağmura benzer. Sonra bitki kurur; onu sararmış görürsün, arkasından da çer-çöpe dönüşür. Ama Ahirette (öbür dünyada) hem ağır bir azap hem de Allah’ın bağışlaması ve rızası vardır. Dünya hayatı, aldatıcı bir yararlanma dışında bir şey değildir. (Hadid 57/21)
Bu ayette küffar kelimesi çiftçiler anlamında kullanılmıştır.
Kafirlerin kalbinde mutlaka iman vardır. Ama üstünü örtmüşlerdir.
Kuran’da keffaret vardır. Keffaret, kişinin yaptığı gühanı örten şeydir. Mesela yemin keffareti vardır.
Allah’a dua ederken günahlarımızı ört deriz.
Küfür kelimesi, nankörlük anlamında da kullanılır.
O kitaptan bilgisi olan kişi dedi ki; “Sen gözünü açıp kapamadan onu sana getiririm.” Süleyman arşı yanı başında, sapasağlam görünce; “bu Sahibimin ikramıdır” dedi. Beni denemek içindir; şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü? Kim şükrederse şükrünün faydasını görür. Kim de nankörlük ederse bilsin ki, Sahibimin kimseye ihtiyacı yoktur, o, iyilik sahibidir.”(Neml 27/40)
(Elçi olarak gidince) Firavun (Musa’ya) dedi ki: “Yeni doğmuş bir çocukken seni biz yetiştirmedik mi? İçimizde yıllarca yaşadın. (Şuara 26/19)
Sonunda yapacağını yaptın; sen nankörün tekisin.” (Şuara 26/20)
Bu ayette, Kafir kelimesi nankör anlamına gelir.
Bizim bildiğimiz anlamdaki kafirler, kalplerindeki imanı örtüyorlar. Kalbinde imanı olmayan tek bir kafir yoktur.
Kalplerindeki iman ikinci sıraya inmiştir, birinci sıraya başka bir şey gelmiştir.
Bazı yüzlerin ak olduğu, bazı yüzlerin de karardığı hesap gününde, yüzleri kararanlara şöyle denir: “Siz inandıktan sonra kâfir oldunuz, değil mi? Kâfir olmanıza karşılık, tadın şu azabı!”
(Al-i İmran 3/106)
Bütün kafirler kendini mümin kabul eder, çünkü içlerinde o var. Her kafir kendini mümin sayar ama müslim saymaz.
Allah nasip etmez, emreder.
ELİF! LAM! RA! Bunlar, o Kitap’ın; açıklayan Kur’ân’ın ayetleridir.Ayetlerin görmezlikten gelenler (kafirler), zaman zaman “Keşke biz de tam teslim olanlardan (müslümanlardan) olsak” diye çok arzu ederler.(Hicr 15/1 ve 2)
İslam anksiklopedisinde küfür tanımı şöyledir:
Din adına tebliğ ettiği konularda, peygamberi tasdik etmemek, onaylamamak anlamında bir terim.
Yine İslam ansiklopedisinde;
Kafirlerin Allah’ı inkar etmelerinin bir küfür olduğundan bahseder.
O kimseler ki önce inanıp güvendiler, sonra ayetleri görmezden gelip kafir oldular, sonra tekrar inandılar, sonra yine kafir oldular, sonra da kafirlikte ileri gittiler; Allah böylelerini ne bağışlayacak ne de yola getirecektir.(Nisa 4/137)
Ölmeden önce tevbe etmezlerse Allah onları affetmez, Ölmeden önce tevbe ederlerse başka.
Kafir ile müşriğin farkı var mı?
İslam ansiklopedisinde;
Şirk, islam alimlerinin üzerinde en çok durduğu konulardan biridir. İslamiyette dini hayatın bütün yönleri kişiye vicdan özgürlüğü kazandıran tevhit inancına göre anlam ve değer kazanır. Şirk, bir tür küfür olması sebebiyle ferdi söz konusu anlam ve değerlerden uzaklaşlaştıran, inananları dini ve dünyevi bütün haklardan mahrum bırakan belirleyici bir etkendir. Şirk ile küfür birbirine yakın kavramlardır.
Ebu hanifeye göre küfrün kapsamı daha geniş olup, her şirk küfürdür fakat her küfür şirk değildir.
Bizim bu ulemaya göre, Ehli kitap müşrik midir kafir midir?
Bunlar ehli kitaba kafir, diğerlerine müşrik derler.
Allah, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun altında olanı, şirkten uzak kalmayı tercih eden kişi için bağışlar. Kim Allah’a ortak koşarsa derin bir sapıklığa düşmüş olur. (Nisa 4/116)
Rabbinizden size indirilene uyun; Allah’a daha yakındır diye evliyaya uymayın. Bilgilerinizi ne kadar az kullanıyorsunuz!(Araf 7/3)
Allah bir kesimin doğru yolda olduğunu onaylar. Bir kesim de sapık sayılmayı hak eder. Onlar şeytanları Allah’tan yakın konumda tutar, üstelik doğru yolda olduklarını sanırlar.(Araf 7/30)
Allah ile kendi aralarına birisini koydular mı? Şirke girmiş olurlar.
Hiçbir nebi, Allah’ın varlığını ispatla meşgul olmamıştır. Kuran’da Allah’ın varlığını ispatla ilgili ayet yoktur. Buna kimsenin ihtiyacı yoktur. Herkes yaratıcının kim olduğunu bilir.
Kâfirlerin kalplerine korku salacağız. Çünkü onlar, Allah’ın indirdiği bir delile dayanmadan O’na ortaklar koşmuşlardır. Varıp kalacakları yer cehennemdir. Bu yanlışı yapanların yerleşecekleri yer ne kötüdür!(Al-i İmran 3/151)
Şirk koşmayan kafir yoktur. Bugün İslam aleminde çok büyük bir çıkmaz vardır.
Muhammed, Bize karşı bir takım sözler uydursaydı,onu kıskıvrak yakalar,şah damarını koparırdık.(Hakka 69/44-46)
Bu kitapta indirilen açıklayıcı ve ana âyetleri insanlara açıkça bildirdikten sonra gizleyenleri, Allah dışlar; dışlayacak durumda olanlar da dışlarlar.(Bakara 2/159)
Tevbe eden (hatasından tam olarak dönen), kendini düzelten ve gizlediklerini açıklayanlar başka; onların tevbesini kabul ederim. Tevbeleri kabul eden ve iyiliği bol olan Benim. (Bakara 2/160)
Âyetleri gizleyen ve gizlemişken ölenleri; Allah, melekleri ve bütün insanlar dışlayacaktır.(Bakara 2/161)
Onlar sürekli dışlanmış olarak kalacaklardır. Ne azapları hafifletilecek ne de göz açtırılacaktır. (Bakara 2/162)
Sizin ilâhınız, bir tek ilâhtır. Ondan başka ilâh yoktur. İyiliği sonsuz, ikramı bol olan O’dur. (Bakara 2/163)
Diğerleriyle kıyaslandığında ehli sünnet biraz daha iyi ama, ehli sünnetin de Kuran’la alakası yoktur.
Bugün Müslümanlar neden bu halde?
Biz hiç bir kenti belli bir kitabı olmadan etkisizleştirmedik.(Hicr 15/4)
Yeryüzünde şu anda Allah’ın kitabı tümüyle elinde olan grup Müslümanlardır. Peki o kitaba uyuyorlar mı?
Allah önce kitap gönderir, insanların ona uymasını emreder. İnsanlar o kitaba uymazlarsa Allah onları cezalandırır.
Müslümanlar dine uymayıp dini kendilerine uyduruyorlar.
ELİF! LAM! RA! Bu, insanları Rablerinin izniyle karanlıklardan aydınlığa çıkarman için indirilmiş bir kitaptır. Daima üstün olanın ve her şeyi güzel yapanın yoluna.(İbrahim 14/1)
Allah’ın yoluna çıkarman için. Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi onundur. Kafirlerin, suçlarıyla bağlantılı azaptan çekecekleri var.(İbrahim 14/2)
Onlar, dünya hayatını Âhiretten çok seven, çarpıtma yaparak Allah’ın yolundan uzaklaşma/uzaklaştırma peşinde olan kimselerdir. Onlar derin bir sapkınlık içindedirler.(İbrahim 14/3)
Mezhepleri okuyup da faizin ne olduğunu anlayamazsınız ve hiç ayet kullanmazlar.
Mezheplerin tamamına göre faizli olmayan, ama yüzde yüz faizli olan bir banka kurarım. Çok da iyi çalıştırırım.
Resulullah, çok kısa bir tanım yapmış. Faiz, borçtan elde edilen gelirdir demiş. Bundan daha kısa ve özlü bir tanım olamaz.
Kuran da öyle yapmış. Ama mezheplerin bundan haberi yoktur.