Veylun lil humezetin lumezeh
Ellezi cemea malen ve adledeh
Yahsebu enne malehu ahledeh
Kella la yunbezenne fil hutameh
Vema edrake mel hutameh
Nasrullahi mukadeh
Elleti tettaliu alel ef’ideh
İnneha aleyhim mu’sadeh
Fi amedin mumeddedeh
Bugün dersimiz kuranı kerimin 104. Suresi olan Humeze suresidir.Surenin kısaca meali şöyledir:
Arkadan çekiştiren ve kusur arayan her kişinin çekeceği var.
Bu kişi malı biriktirir ve sayar durur.
Malının kendini sürekli yaşatacağını sanır
Hayır,o nasıl olsa hutameye atılacaktır.
Hutame nedir?Sen nereden bileceksin.
O Allah’ın kızdırılmış ateşidir.
Yüreklere kadar işler
Ateş bunların üzerine kapanacak
Uzun direkler içinde olacaktır
“Veylun lil humezetil lumezeh”;”humeze lumeze olan kişinin çekeceği var”. ‘Hems’ kelimesi arapçada avucun içerisinde bir şeyi sıkma anlamına gelir.İnsan ile ilgili kullanıldığı zaman da onu arkadan çekiştirme demektir.Yani gıybetini yapmak manasına gelir.Çünkü arkadan çekiştirdiğiniz zaman da onu aslında avucunuzun içerisinde sıkıyorsunuz.Yani onun değerini karşı tarafın gözünde küçültmeye çalışıyorsunuz.Bir insanı arkadan çekiştirmek öyledir.Lümeze de aynı manaya gelir,zaten birisi ha ile birisi lam ile humeze lumeze,sondaki iki kelime aynı humeze lumeze.O da bir kişiyi arkadan çekiştirme gıybetini yapmak.Farklı olarak kusurlarını araştırmak,o anlama gelir.Onun için biz ayete meal verirken arkadan çekiştiren ve kusur arayan her kişinin çekeceği var şeklinde meal verdik,arkadan çekiştiren ve kusur arayan her kişinin.Şimdi biliyorsunuz bazı insanlar yüzünüze karşı size dost görünürler ama arkanızdan hatta arkanızı dönseniz hemen o anda kaş göz işaretiyle birilerine birşeyler söylemeye çalışırlar.Bu çok rahatsız edici bir şey.Siz zannediyorsunuz ki o kişi size hep değer veriyor,ama arkanızdan öyle bir hateket yapıyor ki yada oradan çıktığınız zaman öyle bir şey söylüyor ki sizin orada bütün değeriniz kayboluyor.Adeta avucunun içersinde sizi sıkıp suyu çıkarılmış bir limon gibi çöp tenekesine atıyor.Bir şey söylüyorsan yüzüne karşı söyle ayıp ve kusur niye arıyorsun ki.Ayıbı ve kusuru olmayan insan varmı yeryüzünde?Herkesin kusuru var ,kusur ararsanız sayısız,hangimizde yokki?Onu için bizim görevimiz insanların kusurunu aramak değil.İyi taraflarına bakmaktır.C.Hakk Hucurat suresinde 49.sure 11 ve 12.ayetler bu konuda bizi uyarımakta. 11.ayette şöyle buyuruyor,diyor ki ; “ Ve la telmizu enfusekum ” ; ” kendi kendinizi çekiştirmeyin “.Yani o çekiştirdiğiniz mümin kardeşinizde sizden birisi,siz onu küçük düşürdüğünüz zaman bir kar elde etmiş olmayacaksınız ki,aynı zamanda sizde küçük düşmüş olacaksınız.Bir de bazıları gider müslümanları düşmanları karşısında küçük düşürürler,bu çok daha rahatsız edici birşey.” Ve la tenabezu bil elkab ” ; ” birbirinize lakab takarak da onları dışlamayın “.Yani bazı insanlar da lakaplar takarlar.Mesela birisi koministken müslüman olmuştur ona kominist diye hitap ederler.Birisi hıristiyanken müslüman olmuştur ona da hıristiyan derler.Öbürüne de putperest derler,adam müslüman olmuş! ” Bi’sel ismil fusuku ba’del imani “;” imana geldikten sonra fasıklık adı ne kötüdür “.Yada adam içkicidir günahtan tevbe etmiştir hala ona içkici derler.Bu ne kafar kötü ne kadar çirkindir.Çünkü o kişinin itibarını düşürüyorsunuz,zedeliyorsunu,dışlıyorsunuz.Yani lakaplar takarak birbirinizi de dışlamayın.” Ve men lemyetub fe ulaike humuz zalimin “;” kim bu yaptığından vazgeçmezse bunlar zalim insanlardır”.
O kimseleri eziyorlar belki o insanlar ses çıkarmıyor ama eziliyorlar.Son derece kötü birşeydir.İnsanlara lakap takacaksanız güzel lakaplar takın.Onları özendirici daha iyiye yönlendirici lakaplar takın.Kominist diyeceğine mücahid desin,yada Hz.Ömet gibi adamsın desin.İleriye doğru ona hedef gösteren,umut veren,güç veren ifafeler kullansın. “Ya eyyuhellezine amenu”;”müminler”.” İçtenibu kesiran minez zanni”;”zannın çoğundan kaçınınız”. “İnne ba’daz zann ismun”;”çünkü bir takım zanlar vardır ki günahtır”.Yani tahminlefinize göre konuşmayın,birisi bir başkası ile ilgili bir şey söylediği zaman araştırın. “in caekum fasikun bi nebein fe tebeyyenu” ( HUCURAT 6);bir fasık size bir haber getirirse yani birisinin aleyhine bir şey duyduğunuz zaman hemen böyleymiş diye o şeye yapışmayın,araştırın.”En tusibu kavmen bi cehaletin fe tusbihu ala ma fealtum nadimin”;”sonra bilmeden bir topluluğa çatar yaptığınıza pişman olursunuz”.Ne gerek var?Araştırın. “Vela yagteb ba’bada”diyor Allahu Teala.”Ya eyyuhellezine amenuctenibu kesiran minez zann”;”zannın bir çoğundan kaçının”.Ya böyle demiş ateş olmayan yerden duman çıkmaz böyle diyorsa vardır.Eee iftira denen bir olay da var?”İnne ba’daz zann ismun”;”çünkü zannın bir kısmı günahtır”.Günaha girmiş olursunuz.Yani ‘ism’ kelimesinin anlamı şu; kişiyi hayırdan uzaklaştıran şerre yaklaştıran şey,’ism’ o demek.Hayırdan uzaklaştırıp şerre yaklaştıran.Bazı zanlar sizi hayırdan uzaklaştırır ve kötülüğe yaklaştırır.”Ve la tecessesu”;”insanları ayıbını kusurunu araştırmayın”Bazılarının işi gücü ayıp kusur araştırmaktır.Şimdi,mesela bir şey yapmışsınız orada yüz taneden doksan tanesi doğru on tanesi yanlış,yani on tane hata yapmışsınız hatta yüz taneden doksandokuz tanesi doğru bir tane yanlışın var.Bakarsınız ki o yanlışı görürler doğrulara hiç bakmazlar.Hemen onlar suçlayacak ya,hemen onu görürler.Suçlamak için değil de hani uyarmak için olsa olabilir.Gidersin sadece o kişinin kendisiyle konuşursun,dersiniz ki bak bunların doksan dokuzu doğru tebrik ederim güzel yapmışsın ama şu birtaneyide şöyle yapsan yüzde yüz güzel olur.Onu kendisine söylersiniz,arkasından değil.“Ve a yagteb ba’dukum ala ba’da”;”biriniz diğerinin hoşlanmayacağı bir şekilde arkasından çekiştirmeyin”.Yani arkasından hoşlanmayacağı şekilde konuşmayın.”E yuhibbu ehadekum en ye’kule lahme ahihi meyten”;”hanginiz isterki kardeşinin ölü etini yemiş olsun”.Biriniz şurada ölmüşsünüz öbürü gelmiş bunun etini yiyor.Yani bu kişinin olmadığı yerde o aslnda ölüdür orada olsa kendini koruyacak değil mi?Siz orada onu değersiz hale getirmeye çalışıyorsunuz,ufalamaya çalışıyorsunuz,küçültmeye çalışıyorsunuz.İşte bu ölünün etini yemek gibidir,hanginiz istersiniz bunu? “Fe kerihtumuh”;”bakın bundan tiksindiniz”.Ölü eti yemekten tiksiniyorsanız,bir kimseyi bulunmadığı bir yerde hükmen ölü gibi olduğu bir yerde çekiştirmeyin değersiz hale düşürmeye çalışmayın.”Vettekullah”;”Allah’tan korkun”. “İnnallahe tevvabun rahim”.Peki böyle bir şey yaparsak ne olacak diye sorarsanız hemen C.Hakk arkasından ilacını da gödteriyor “Allah tevbeleri kabul eder”.Yani bunu yaptıysanız hemen vazgeçersiniz,tevbeleri kabul eder kabul etmekle de kalmaz bir de ikramda bulunur.Ama şunu hepimiz kafamıza koyalım günahların tamamı alışkanlık yapar,bir kere yaparsınız rahatsız olursunuz,ikincisinde rahatsız olursunuz,üçüncüsünde alışkanlık yapar.Dedikodu da çok alışkanlık yapan şeydir,insana zevk verir.Sigara gibi zevk verir,hadi bir sigara yak bir tane daha yak,bir tane daha yak..Sigara tiryakisi sigarayı yaktığını bile farkedemez,bakar ki yakmışım içiyorum.Dedikodu da öyledir,onon için kendinizi sürekli kontrol etmeniz lazım.Bütün günahlar böyledir alışkanlık yapar,günahları terketmek kolay değildir.Onun içinC.Hakk tevbe edenlere ayrıca ikramiyede bulunuyor,yani günahları affettiği gibi o günahları sevaba çevirme sözü de veriyor.O zaman kendimizi sürekli kontrol etmemiz lazım.Mesela her gün akşam yatmadan önce şöyle kendimize not verelim;bu gün kaç kişinin gıybetini yaptım,arkasındsn konuştum.Haa beş kişi ,ertesi gün yine beş:zarardasın!Hiç olmazsa dörde düşür,daha sonra üçe,ikiye.Birden bire sıfırlayabiliyorsanız çok güzel olur ama dediğim gibi sigara tiryakiliği gibi tiryakilik yapar.Sigaradan daha kötüdür çünkü hadi sigarayı almazsınız ,cebinizde yoktur elinizi atarsınız yok,içmezsiniz ama bu dedikodu dükkandan alınmıyor ki.Hiç farkına varmadan bakarsınız ki birisinin dedikodusunu yapmışsınız.O zaman en iyisi kendimizi kontrol etmektir.Kendimizi kontrol ederiz, haa bugün kaç kişinin dedikodusunu yaptın 5. yarın o zaman hiç olmazsa 4 e düşüreyim,ertesi.gün 3 olsun,sonra 2 ,1 artık.Ama uzun süre kendinizi takip etmezseniz bundan kurtulamazsınız çünkü tekrar nükseder alışkanlık yaptığı için.
Bir de Kalem suresinde bu konuda okuyacağımız ayetler var.Kamer suresi 68. Sure 565.sayfa 8. ayetten itibaren okuyacağız.C.Hakk diyorki; “Fe la tutiil mukezzibin”;” yalan söyleyip duranlara boyun eğme”. Çünkü suç işleyenler suç ortağı ararlar.Geçende birisi diyor ki ‘ya ben işte gençliğimde içki içtim,kumar oynadım falan ama bunların en az yüzde seksen beşi arkadaşlarımı kıramadığım için olmuştur’.Ee C.Hakkı kırıyorsun çünkü herkes kendisine suç ottağı arar,yaptığı şeyin yanlış olduğunu bildiği için birlikte yapılırsa kendini tatmin eder orada.Ondan sonrada bir kaç tane yalan söyler orada,sizi oraya celbetmek için.Onun için Allahu Teala diyor ki;”fe la tutiil mukezzibin”;”yalancılara boyun eğme”. Tabiki psikolojik baskı yapacaklardır,tabiki her şeyi söyleyeceklerdir,onlara boyun eğme.“Veddu lev tudhinu fe yudhinun”;”onların istediği şudur sen ona yağcılık yaparsan o da sana yağcılık yapar”(KALEM 9).Yani birbirinize karşı senin söylediğin de yalan onun söylediği de yalan,sen ona yağcılık yapıyorsun sen onu yalan sözlerle övüyorsun O seni yalan sözlerle övüyor.Karşılıklı olarak hoş vakit geçiriyorsunuz.Biliyorsun ki dediği sende yok ama hoşuna gidiyor.Sen onu methediyorsun oda biliyor ki senin dediğin insan değil onunda hoşuna gidiyor.Böyle isterler bunlar.“Ve la tuti’kulle lellafin mehin”;”böyle zayıf karakterli yemin edip duran kişilere de boyun eğme”(KALEM 10).Zayıf karakterlidir o zayıflığını yemin ile kapatır.Alçak bir kişidir yemin ile kapatır onu.”Hemmazin“;”arkadan insanların değerini düşürmek için gayret gösterir”.Arkadan çekişir,işi budur bunu meslek yapmıştır,insanların aleyhine konuşmayı meslek yapmıştır.Böyle işi gücü dedikodudur.“Meşşain bi nemim”;”hep oradan oraya,ordan oraya gider”(KALEM 11).Onu ona,onu ona kötüler.”Mennain lil hayri”;”hayra da engel olur”.’Ya işte falanca adam,sıkıntıda olan şu kişi var ona biraz yardımcı olalım’.’Yok ya boşver sen bakma aslında onlar şöyledir,böyledir’ diye hayra engel olur.“Mu’tedin”;”saldırgandır”.” esim”;”günahkardır”.(KALEM12) Hayra engel olur,saldırganlık yapar ve günaha dalar.“Utullin ba’de zalike zenim”;”sonra da böyle hep üstlerde tepelerde geçinmek ister”(KALEM 13).Ve öyle zorbadır da baskıcıdır da ve onun bunun da arkalarında takılmak ister.Bu ‘zenin’ neydi hatırlayamadım,soysuzdu değil mi?Evet “En kane za malin ve benin”;”Malı var çoluk çocuğu var diye milletin tepesine biner soysuz kişi”(KALEM 14).Ama bunun bir başka manası vardı o şimdi aklıma gelmedi,çok güzel bir anlamı vardı zenim in.Kulağı kesik falan da deniyor ama şimdi şu anda aklıma gelmedi,yani orada çok güzel bir anlamı vardı ama bir türlü aklıma getiremedim.Neyse,evet. Peki şimdi tekrar sureye dönüyoruz.
“Veylun lil humezetin lumezeh”;”arkadan çekiştiren ve kusur arayan her kişinin çekeceği var”. “Ellezi cemea malen ve addedeh”;”Böylesi malı biriktirir ve sayar durur”. “Yahsebu enne malehu ahledeh”;”malının kendini sürekli yaşatacağını da sanır”(HÜMEZE 1-3). Ali imran suresi 180. Ayeti, 3.surenin 180.ayetini açarsanız.Yani” Yahsebu enne malehu ahledeh”;”malının kendisini sürekli yaşatacağını sanan kimse”(HÜMEZE 3)”Vela yahsebennellezi yebhalune bi ma atahumullahu min fadlihi huve hayran lehum”;”C.hakkın kendi fazlından (yani ikram olarak)verdiği mallarda cimrilik yapan insanlar bunun kendi hayırlarına olduğunu zannetmesinler”.”bel huve şerran lehum”;”hayır bu onlar için şerdir,kötüdür”.”se yutavvekune mabahilu”;”bu cimrilik yaptıkları mal yakında onları boyunlarına bir gerdanlık gibi takılacak”.”yevmel kıyameh”;”kıyamet günü onun cezasını göreceklerdir”.”Ve lillahi mirasu semavati vel ard”;”göklerin ve yerin mirası C.Hakka mahsustur”.”vallahu bima ta’melune habir”;”Allah yaptıklarınızdan haberdardır”. Yani şimdi,dünya için uğraşmışlar herşeylerini vermişler ama dünya kendilerine bir şey vermemiş.Düşünün şöyle mal sahibi olmakla mutluluk arasında bir noktaya kadar paralel bir ilişki vardır ama bir noktadan sonra ters ilişki başlar.Yani malınız ne kadar artarsa sıkıntınız o kadar artar.Belli bir noktadan sonra artık geceleri de uyuyamaz olursun.Bir çok yerde şey alırsınız,mesela falan yerde bir yazlığım olsun filan yerde bir şuyum olsun,buyum olsun..hayatta bir kere bile gidemezsiniz gitseniz de zaten rahat duramazsınız.Ne kadar çok malınız olursa sıkıntınız o kadar fazla artar.Eee insanlarda mal sevgisi var,o zaman onu bir noktada sınırlamak lazım,çünkü ömür kısa.Bu kısa ömürde bu ömrü o malın peşinde koşarak değil yani malı sırtımıza alarak değil malın sırtına binerek geçirmek lazım.Bu dünyayı hiç birimiz taşıyamayız sırtında ama hepimizi bu dünya sırtında taşıyabilir.Dünyayı sırtlamak için gayret göstermemek lazım,dünyanın sırtına binmek için gayret göstermek lazım.Yani Allah’ın verdiği imkanları Allah’ın yolunda hacamak lazım.Hadi daha fazla malım olsun,daha fazla malım olsun..nereye kadar,bir gün bitecek.Peki, asıl yatırım öbür dünyada da işinize yarayacak olan yatırımdır.Hani bunun anlamı bir lokma bir hırka meselesi değil.Elbetteki çalışacağız geçen hafta okuduğumuz ayeti kerimeyi biliyorsunuz; “Fe inne maal usri yusran,inne maal usri yusra fe iza feratan fensab”;”bir sıkıntıyla beraber bir kolaylık vardır,evet o sıkıntıyla beraber başka bir kolaylık vardır”.(İNŞİRAH )Yani her sıkıntıyla beraber iki kolaylık vardır.Demek ki sıkıntılara karşı göğüs gererseniz mutlaka bir adım ilerlersiniz.“Fe iza ferate fensab ve ila rabbuke fergab”;”boş kaldığın zaman kalk yorul “(İNŞİRAH ). Yani iş değişikliğiyle dinleneceksin,iş değişikliği adamı dinlendirir.“Fe iza rabbike fergab”;”Rabbine giden yola doğrul”(İNŞİRAH ).Çalışacağız o ayrı bir konu ama,çalışmada hedef bu malı-mülkü yaradanı razı etmek olacak.Dünyayı sırtlanmak değil dünyanın sırtına binmek olacak.Çünkü C.Hakk gökleri ve yeri bizim hizmetimize yaratmıştır,biz işi tersine çeviriyor onların hizmetine giriyoruz.
Birde Kasas suresinde örnek var:28.sure 76.ayetten itibaren 84’e kadar.Karun biliyorsunuz,işte dünyada malı en fazla olan kişilerden birisi.Burada Allahu Teala şöyle buyuruyor.Evvela bu olayı kısaca hatırlayalım.Karun Musa(as)’ın kavminden idi.Musa(as) hangi kavimdendi?İsrailoğullarından değil mi?Şimdi,Karun israiloğullarından ama çok zengin.Kiminle iş birliği yapmıştı?Firavun ile,kendi adamlarını dışlamıştı.Karun-Haman-Firavun.Şimdi olayı başka tarafa,iktisadi tarafa şey yapmadan kısaca söyleyeyim üzerine siz düşünürsünüz.Birisi sermaye,Haman askerin başı,Karun sermayeyi temsil ediyor,Firavun da siyaseti temsil ediyor.Bunların üçü birlik olarak Musa(as) ve ons inananları hizaya getirmeye çalışıyorlar.Sonında kazanan Musa(as) oldu biliyorsunuz ve inananlar.Bu gün de öyle olur yarın da öyle olur.Yani siz bu dünyada gerçekten dünyalık elde etmek istiyorsanız,hakimiyet kurmsk istiyorsanız bunun en kestirme yolu Allah’ın dediği yoldan gitmektir.Ama hedefiniz asla dünyalık elde etmek olmamalı,Allah rızasını elde etmek olmalı o C.Hakkın ikrsmı olarak gelir.Peygamberimize de öyle olmuştu,bütün peygamberlere öyle olmuştu.Onların yolundan gidersek C.Hakk dünyalığıda hayal edemeyeceğimiz ölçüde verir.
Şimdi oradan Firavun ile ilgili çok ayetler okuyoruz.Bir de Karunu okuyalım.Diyor ki C.Hakk burada;” inne karune kane min kavmi musa fe bega aleyhim“;”Karun Musa kavmimden idi(yani israiloğullarındandı)ama onlara karşı zalimlik yaptı”.Yani ‘bega’ aramaktır.”aleyhim”;”onların aleyhine”.Yani hep onların zararına olan şeyleri yaptı.Onun için işte zulmetti diyoruz,haksızlık yaptı diyoruz.“Ve ateynahu minel kunuzi ma inne mafatihahu le tenuu bil usbeti”;”halbuki biz ona öyle hazineler vermiştik ki o hazinelerin anahtarları” “le tenuu bil usbeti ulil kuvve”;”güçlü bir topluluğa ağır gelirdi”.Sırf anahtarları.Şimdi İsrailoğulları ne yapılıyor,eziliyor,erkekleri kesiliyor kadınları serbest bırakılıyor,köleleştirilmiş ağır işlerde çalıştırılıyor.Bunlar hep kuranı kerimde olan şeyler.
Şimdi bunun hem parası var hem mevcut idare de itibarı var,yani O son derece güçlü bir insan.Aynı kavimden olanlar bundan tabiki destek bekliyorlar,gayet normal birşey.”İz kale lehu kavmehu”;”birgün onun kavmi ona şöyle demişti”,”la tafrah”;”şımarma”.Demek ki şımarık hareketler yapıyormuş.“İnnallahe la yuhibbul ferihin”;”Allah şımaranları sevmez”(KASAS76). “Vebtegi fi ma atakellahu darel ahirete”;”Allahu Teala’nın sana verdiği şu mallar içerisinde ahiret yurdunu ara”.Bak sana Allah bunları vermiş ya,yani şu mallarda başka bir şey arama bu mallarla ahiret yurdunu ara.Yani yatıtımını büyük yap öldüğün zaman burada kalan yatırım değil,ahirete de şey yapsın.Onun lehine söylüyorlar değil mi?Onun iyiliğine.“Ve la tense nasibeke mined dünya”;”dünyadan da nasibini unutma”.Biz sana yeme içme demiyoruz ki dünyadan da istifade et ama asıl yatırımını ahiret için yap.Yani şu malları şey yapma bu malların içinde ahireti ara.Demiyorlar ki gel de malından mülkünden ol.Doğru davranış yap.“Ve ahsin”;”sen de iyilik yap”.”Kema ahsenallahu ileyke”;”Allah sana nasıl iyilik yaptıysa sen de iyilik yap.”Bak Allah sana ne mal mülk vermiş ne imkanlar vermiş.“Ve la tebgil fesade fil ard”;”bu topraklarda sen de o fesadı arama”.Bak işte Firavun ortalığı kasıp kavuruyor,sende gelmiş ona destek veriyorsun sen de o fesada ortak oluyorsun. “İnnellahe la yuhibbul mufsidin”;”şurası bir gerçektir Allah fesadçıları savmez”.Şimdi Karunun cevabı şu;”Ka le innema utituhu ala ilmin”;”bu mal bana bendeki bilgiden dolayı verilmiştir”.Biz öyle malı boşuna kazanmadık kardeşim!Biz bilgimizle kazandık falan diyor.“E ve lem ya’lem”;”Bu adam bilmiyormuydu?”.”Ennallahe kad ehleke min kablihi minel karuni”;”Kendinden önce nice Karunları Allah’ın yok ettiğini bilmiyormu”.”Men huve eşeddu min hu kuvveten”;”öyle Karunlar ki bundan daha güçlü”.”Ve ekseru cem’a”;”ve daha fazla mal mülk toplamış”.” Ve la yus’elu an zunubihimul mucrimun”;”bütün günahkarlara günahları sorulmaz”.(KASAS 78).Çünkü her şeh ortada verilen imkanları kötü kullanıyor nesini soracaksın.”Fe harace ala kavmihi fi zinetih”;”süsleri içerisinde kavminin karşısına çıktı”.İsrailoğullarının.Ezilmiş,herkes eziliyor bu böyle büyük bir şımarıklıkla karşılarına çıkıyor.”Kalellezine yuridunel hayated dünya ya leyte lena misle ma utiye karunu”;”dünyalığı arzu edenler şöyle dediler;ah keşke Karuna verilmiş olanlar bize de verilseydi”.Bizim de olsaydı,Karunda olmasın da demiyorlar bizim de olsaydı diyorlar.“İnnehu le zu hazzın azim”;”gerçekten muazzam bir pay muhteşem bir serveti var.” (KASAS 79).
“Ve kalellezine utul ilme”;”kendilerine ilim verilenler şöyle dediler”.Bilgililer de şöyle dediler;“veylekum”;”yazık size”.Gelmiş neyi arzu ediyorsunuz.Bakın bunu öyle bir zamanda söylüyorlar ki çocukları öldürülüyor,kesiliyor,baskı altındalar,kendileri köleleştirilmiş.“Sevabullahi hayrun li men amene ve amile salihan”;”inanan ve iyi bir iş yapan için Allah’ın vereceği sevap daha hayırlıdır”.Siz kendi imkanlarınızla doğru şeyler yapın Allah’ın vereceği karşılğı bekleyin.“Ve la yulekkaha iles sabirun”;”ama ona sabredenlerden başkası kavuşamaz”.”Fe hasefna bihi ve bi darihil arda”;”arkasından Karun’u yurduyla birlikte(eviyle barkıyla birlikte) yere batırdık”. Mesela bir deprem oluyor bakıyorsunuz ki adam eviyle barkıyla birlikte toprağın içine batmış gitmiş. “Fe ve ma kane lehu min fietin yensurunehu min dunillahi”.Şimdi böyle bir noktada depremi hatırlayın bir sarsıntı oluyor ki kimse kimseye yardım edemiyor herkes başının derdinde. “Allah’ın dışında ona yardım edecek bir grupta çıkmadı. “Ve ma kane minel muntasirin”;”yardım görenlerden de olmadı”(KASAS 80).Kimsenin de yardımını görmedi battı gitti.
“Ve ashabullezine temenneu mekanetu bil emsi”;”dün onun yerinde olmak isteyenler bu defa şu duruma geldiler “.”yekulune”;”şöyle diyorlar”. “vey keennallahe yebsuturrzka li men yeşau min ibadihi ve yakdir”;”vay be! demek ki Allah rızkı kulları içerisinde belirlediği bazı kimselere bol miktarda veriyor bazılarına da ölçülü veriyor”. “Lev la en menallahu aleyna le hasefe bina”;”eğer bizeAllah’ın ikramı olmasaydı bizi de batırırdı biz de şu anda yok olur giderdik”. “Vey keennehu la yuflihul kafirin”;”vay demek ki kafirler umduklarına kavuşamıyorlarmış”.
Şimdi sonuçta ne oldu?Sonuçta sabredenler hem Karun’dan kalanlara hem hem diğer zenginlerden kalanlara hem Firavun’dan kalanlara,bütün mala mülke kondular.İşte onlar suda boğulduktan sonra denizi geçerken.Şimdi neticede,demek ki elimizde bulunan şartlar şöyle düşünün birimiz doğuyoruz zengin bir ailenin çocuğu yada büyük bir ailenin çocuğu yada büyük bir ilin merkezinde,birimiz de bir dsğ başında zar zor geçinen,işte bağlayacak bez bulamadığı için topraktan höllük yaparak çocuğunu büyütmeye çalışan bir aile içerisinde doğuyoruz.Bunların het birisi kendi elindeki imkanlardan sorumlu olarak büyüyor.O zaman bize düşen Allah’ın bize verdiklerini en iyi kullanmaktır.Onu en iyi kullanmaktır.Ondan sonrası Allah kerim.Ama en iyisini yapacağız tembellik yok.Elimizde imkanlar ne ise,çünkü biz bunları hazır bulduk biz kendimiz hazırlamadık.O şartlar ile imtihana tabi tutulmuşuz,bizim yapabileceğimiz tek şey şartlar ne olursa olsun imtihanı kazanmaktır.İşte İsrailoğulları şartlar ne olursa olsun imtihanı kazandıkları için onlardan münin olanlar hem dünyada büyük bir imkana kavuştular hemde ahiretlerini kurtarmış oldular.
Şimdi tekrar sureyi baştan alalım. “Veylun lil humezetin lumezeh”;”arkadan çekiştiren ve kusur arayan her kişinin çekeceği var”. “Ellezi cemea malen ve adledeh”;”bu kişi malı biriktirir durur”.Yani bir kendisi bir de malı başkalarına sıra gelince kusur arıyor,çekiştiriyor.Onda bir hata,bunda bir kusur,bunda bir eksiklik..işi gücü o. “Yahsebu enne maleha ahledeh”;”malının sürekli kendini yaşatacağını sanır”.Sanki hiç ölmeyecek hep bu dünyada kalacakmış gibi.“Kella la yunbezenne fil hutameh”;”hayır,o nasıl olsa hutameye atılacaktır”.Yani bunun atılacağı yer hutame. “Ve ma edrake mel hutameh”;”hutame nedir,sen nereden bileceksin”.Gitmedin görmedin,öyleyse dinle “Nasrallahi mukadeh”;”Allah’ın kızdırılmış ateşidir”. Tutuşturulmuş,alevlendirilmiş,alevler böyle yükselmiş ve kızdırılmış vaziyetteki ateştir. “Elleti tettalin alel ef’ideh”;”öyle bir ateş ki yüreklere kadar işler”.Kişinin yüreğine kadar işler. “İnneha aleyhim mu’sadeh”;”ateş bunların üzerine kapanacaktır”. Yani alevlerin altında kalacalar bunlar.Peki kaçıp kurtulma imkanı varmı? “Fi amedin mumeddedeh”;”hayır,uzayıp giden direklerin arasında”.Yüksek yüksek direkler çevrelemiş etrafını ateş ortada,nereye kaçacaksın?Kaçma imkanı yok.Ee insan oradaki o ateşi bu dünyada hazırlıyor,bu dünyada mallarıyla çevrelenmiş hayatı orada da ateş ile çevrelenmiş bir hayat.Demek ki çalışacağız ama bu dünyayı sırtlanmak için değil bu dünyanın sırtına binmek için.Allah’ın verdiği nimetlerden de yararlanacağız ama Allah’ın verdiği her türlü nimeti Allah’ın emrettiği şekilde kullanacağız.