“Kul euzubi rabbil felak,min şerri ma halak,ve min şerri gasikin iza ve kab,min şerti neffasati fil ukad,ve min şerri hasidin iza hased”.
Geçen hafta felak suresini okumuştuk,son ayet kalmıştı.Ama hatırlarsanız 4.ayete anlam veremediğimizi söylemiştim,yani uygun kelimeyi bulamadığımızı da söylemiştim.4.ayete anlam veremediğimizi söylemiştim.Zannediyorum ki onun uygun anlamını bulduk.İnşallah doğrudur.Şimdi şöyle bir mealini okuyayım size; “De ki yarılanın Rabbine sığınırım,yarattığının şerrinden,bastırdığı zaman karanlığın şerrinden,ilişkilere fesat karıştıranın şerrinden,çekemezlik ettiği zaman çekemeyenin şerrinden.”.Farkı anladınız mı?Hangisi? “İlişkilere fesat karıştırmak”.”Ve min şerri neffasati fil ukad”.’Ukad’ kelimesi ukde kelimesinin çoğulu,’ukde’ de ‘bağ’ demek,düğüm demek.Şimdi bağlara derseniz,bağlara fesat karıştırmak derseniz o zaman türkçe de yanlış anlaşılır.İnsanlar arasındaki bu sözleşmelerle açık yada gizli sözleşmelerle doğan şeye ilişkiler deniyor.İşte karı koca ilişkisi,aile ilişkisi,iş ilişkisi,siyasi ilişkiler,sosyal ilişkiler,ekonomik ilişkiler,dış ilişkiler değil mi? Bu bakımdan türkçe açısından o kelimeye en uygun mana ilişki oluyor.’Neffase’ kelimesi de böyle fısıldayarak bir takım şeyler söyleyip işi bozmaya uğraşanların yaptığı şeydir.İşişkilete fesat karıştırma dediğiniz zaman bize göre bu iş tam olmuş ama içinizden bu yanlıştır,olmadı,uygun değildir diyen varsa onu da dinleriz ama şimdi değil,arada.Şimdi olursa olmaz arada yada daha sonra yarın olur,hafta içinde olur ders esnasında olmaz.Yeni gelenlet içim bir daha tekrar edeyim; “De ki yarılanın rabbine sığınırım,yarattığının şerrinden,bastırdığı zaman karanlığın şerrinden,ilişkilere fesat karıştıranların şerrinden,çekemezlik ettiği zaman çekemeyenin şerrinden”.Yani hasedin türkçe karşılığı çekemezliktir.Yani sizin elinizde bulunan bir şeyi çekemiyor,çekemiyor.Bir arkadaşımız vardı maddi durumu gayet iyi yani yazlığı var kiraya verdiği apartman daireleri var,oturduğu gayet güzel evi var,parası var,her şeyi var.Komşusu evine şöyle üç kilo kadar portakal getirmiş onu görmüş ertesi gün bana anlatıyor,”göreceksin doldurmuş adam portakalları götürüyor..”.Ya kardeşim onun kamyonunu alsan sana hiç dokunmaz,adam bula bula işte üç kilo portakal parası bulmuş, fakir bir adam işte.Onu çekemiyor.Yani o portakalın o kişinin elinde olmasını çekemiyor.Böyle insanlar var.
Şimdi haset dediğimiz şey,yani çekemezlik diye ki türkçesi tam oturuyor,arapçada hasetin karşılığı “temenni zevalin niğme min müstehikkihi” yani adam hak etmiş alnının terini silerek kazanmış haklı bir kazancı elde etmiş siz onun yada artık nasıl bir niğmet olursa olsun çalışarak kazanmış,okumuş ne yapmışsa yapmış bir başarı elde etmiş maddi yada manevi siz istiyorsunuz ki o onun elinden gitsin.İşte çekemezlik bu,Felak suresindeki hased bu.Evet.Şimdi bu haset hakikaten öyle bir şey ki,Peygamber(sav) hadisi şerifinde “amelleri yok eder bitirir” diye bildiriyor.İnsanın kendisini de bitirir.Yani o insanı böyle ateş gibi yakar haset ateşi.Ondan dolayı ne yapağı belli olmaz,herşey yapabilir,her şey yapabilir.Mesela ehli kitabın bize karşı bu kötü tavırlarının temel sebebi hasettir.Allahu Teala şöyle buyuruyor,Bakara suresi,2.sure 109. Ayeti lütfen açın,18.sayfa; “Vedde kesirun min ehlil kitabi lev yuriddunekum min badi imanikum kuffara” ; “Ehli kitaptan çoğu kimse,bir çoğu sizin mümin olmanızdan sonra hep şunu isterler; ah keşke imanınızdan sonra sizi kafirliğe bir çevirebilseler”.Sizi bir kafir yapabilseler keşke.Bunu niye böyle istiyorlar; “Haseden min indi enfusihim”;”kendilerinde olan hasedden dolayı”. Çünkü müslümanlığın büyük bir niğmet olduğunu gayet iyi biliyorlar.C.Hakk diyor ya “Ellezine ateynahumul kitabe yağrifunehu kema ya’rifune ebnaehum”;”Kendilerine kitab verdiklerimiz o peygamberi kendi öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar”.”Ve inne ferikan minhum leyektumunel hakk ve hum ya’lemun”;”Onlardan bir grup bile bile gerçeği gizler”(BAKARA 146). Şimdi bizim hak yolda olduğumuzu gayet iyi biliyorlar zaten bunu bilmemek mümkün değil,bilmemek mümkün değil.Bu nu çok net bir şekilde anlayıp kavrıyorlar ama biz hak yolda kendileri batıl yolda bunu bir türlü kabul edemiyorlar,illa kendilerine suç ortağı yapacaklar.Ondan dolayı “veddekefirun min ehlilkitab vefuddune bida kuffara”;”Ehli kitabın çoğusu ister ki ah keşke imanınızdan sonra sizi bir kafir yapabilseler”. Niye? “haseden..”;”kendilerinde olan hasedden, çekememezlikden dolayı”. “Min ba’di hakk”;”Gerçek kendileri için apaçık ortaya çıktıktan sonra”. Bunu çok iyi biliyorlar.Şimdi bundan dolayı kafirler müslümanlar ile savaşmadılar mı? Medinei Münevvere’ye Peygamber(sav) gelmeden önce oraya gelecek peygamberi beklemek için gelip yerleşen dört tane kabile vardı biliyorsunuz,sık sık anlatıyoruz burada.Beni Kaynuka,Beni Nadir,Beni Kurayza,Beni Urayd adında dört tane yahudi kabilesi vardı.Bunların Medine’ye gelmelerinin sebebi kendi kitaplarında bugün bile gelecek son peygamberin Mekke’de çıkacağı Medine’ye hicret edeceği ve oradan tebliğini yayacağı yazılıydı.Bunlarda gelmişlerdi ki o yeni peygamber geldiği zaman o dünyalara hakimiyet kuracak bizde onunla birlikte hakim oluruz.O peygambere inanmak değil maksatları.Maksatları dini değil siyasi,hakimiyet peşindeler.İman peşinde değiller.Bu çok önemli bir şey.Çünkü bir çok kimse mal sahibi,itibar sahibi olmanın yolu olarak dini görür.Bu çok yanlış birşeydir.Din insanı mal sahibi,itibar sahibi yapmak için değildir,Allaha kul etmek içindir.Allaha kul olduktan sonra onlar zaten olur.Ama kişinin hedefi o olamaz.Onu hedeflediğiniz zaman o hedefe ulaşmak için dinden taviz vermeniz gerekir.Bu olmaz.İşte bunlar o Peygamber(sav) geldiği zaman ona düşman kesildiler.Niye?; kıskandılar.Niye?; Peygamber bizim aileden değil de araplardan diye kıskandılar.Şimdi Allahu Teala ne diyor,diylr ki;”…Fa’fu vasfehu hatta ye’tiyallahu bi emrihi”;”Allah’ın emri gelinceye kadar onları görmezlikten gelin”.Yani onların suçlarını görmeyin ve onlara karşı sanki hiç görmemiş duymamış gibi davranın.Hiç görmemiş duymamış gibi davranın. “İnnallahe ala kulli şey in kadir”;”Allah herşeye ölçü koymuştur”(BAKARA 109)Hasedin de bir ölçüsü var,herşeyin bir ölçüsü var.Kadir kelimesi ölçü koyma manasınadır.Allah herşeye ölçü koymuştur.Şimdi hased o yahudileri öyle bir hale getirmişti ki Mekkeli müşrikleri Medine’ye hicret etmiş müslümanlara karşı kışkırtmak için yapmadıklarını bırakmadılar.Kaab b.Eşref,Hattab. Huyey Mekke’ye gelmişler,Mekke’de onlara diyorlar ki Mekkeliler Muhammed ile ilgili olarak bize doğrusunu söyleyin diyorlar.Siz ehli kitapsınız ehli ilimsiniz,yani sizin kitabınız var işte tevrat var.Siz biliyorsunuz ama biz bilmiyoruz hangimiz doğru yoldayız,hangimizin yolu doğru? Siz ne yapıyorsunuz? Biz işte hacıları karşılarız,kabeye hizmet ederiz,fakirleri doyururuz,işte insanlara,hacılara yemek yediririz falan..Peki Muhammed ne yaptı? Akrabalık bağlarına,kendi atalarına ihanet etti,çünkü atalarının dinini bıraktı.Aileleri birbirine kattı,çünkü aile içerisinde biri inanıyor biri inanmıyor,akrabalık bağlarını koparttı.Diyorlar ki bakın ayette AllahubTeala ne diyor, Nisa suresi 4.sure 51.ayetten itibaren 87.sayfa; “E lem tera ilallezine utu nasiben minel kitabi yu’minune bil cibti vet tağuti ve yekulune keferu haulai ehda minellezine amenu sebila”;”Kendilerine kitaptan bir pay verilmiş olan şu kimseleri gördünmü” diyor.Ehli kitap işte bunlar,”bunlar sihire inanıyor ve tağuta inanıyor”.Yani hatta şöyle bir rivayet hatırlıyorum,putların karşısında eğiliyor onlara da diyorlar sizin yolunuz doğrudur diyerek putlarına da inandıklarını söylüyorlar.Ve kafirler diyorlar ki,kafirler için diyorlar ki bunlar;bunların yolu müminlerin yolundan daha doğrudur diyorlar.Yani sizin yolunuz müminlerin yolundan daha doğrudur.Halbuki bunlar çok iyi biliyorlar ki Muhammed(as) Allah’ın peygamberi,O’nun getirdiği din doğru dindir.Ve çok iyi biliyorlar ki Mekkeliler şirk içerisindedir.Ve tevratta şu var Allah’ın asla affetmeyeceği günah şirktir diye.Bunu gayet iyi bildikleri halde sırf hasetlerinden,müslümanlara karşı güç ve kuvvet toplasınlar hep beraber müslümanları Medine’de ezip yok etsinler diye.Halbuki bunlar bu peygamberi karşılamak için ülkelerinden çıkıp Medine’ye yerleşmiş insanlardı.Burada arkadaşlar şuna tekrar dikkatlerinizi çekeyim,herhangi bir kimse dini bir kısım amellerine ulaşmak için kullanırsa ister zengin olmak,ister hakimiyet kurmak,ister siyaset,ister ne olursa olsun bunun dinden alacağı birşey yoktur.Çünkü onun için din bir malzemedir.Din hiçbirşey için kullanılmaz.Hiçbir menfaat beklemeden C.Hakka kul olacaksınız.Bir takım dinden menfaat sağlamaya kalktığınız an işte aynen bu yahudilerin durumuna düşeriz.Onu bırakmamız lazım.Burada C.Hakk nediyor; “Ulaikekellezine leanehumullah”;”İşte Allah onlara lanet etmiştir”. Allah onları rahmetinden uzaklaştırmıştır. “Ve men yel’anillahu fe len tecide lehu nasira”;”Allah kime lanet ederse ona bir yardımcı bulamayacaksındır”.”Ulaikellezine leanehumullah ve men yel’anillahu fe len tecide le hu nasira”;”Allah işte onlara lanet etmiştir,Allah kime lanet ederse onlara yardımcı bulamayacaksın”. Zaten ondan sonra Kaab b. Eşref’in kabilesi Beni Kaynuka,sonra Beni Nadir,sonra Beni Kurayza bunların hepsi Medine’den kısa sürede sürüldü gittiler.Halbuki hiç kimse böyle bir neticenin olacağını hayal bile edemiyordu.Şimdi,hased insanı öyle kötü şeylere tevessül ettirirki insanlar kardeşini öldürebilir,en yakınını öldürebilir.Hasedden dolayı zaten dikkat ederseniz kardeşler arasındaki kavgalar kolay kolay bitmez.Hatta bir şiir vardır:
Görmedim akrabanın akrabaya iyilik ettiğini
Akrabanın akrabaya akrep etmez ettiğini.
Diye bir şiir söylerler.Şimdi niye?;Burada aslıda akrabalar birbirlerine daha fazla destek olmaları gerekirken kıskanşlıktan dolayı.Halbuki insan hasedini kıskançlığını biraz dizginleyebilse en büyük yardımı akrabadan görecektir,en büyük desteği onlardan görecektir.Başı ağrısa onları yanında bulacaktır.Bakarsınız ki sıkıntılı zamanlarda hepsini yanında görmek ister eline bir niğmet geçtiği an sizi hiç görmez.Sizi semtine bile uğratmak istemez.Bu çok yanlış birşey tabi.Hased ayetini okumadım değil mi?Peki,Yahya Şenol haklı olarak itiraz etti Nisa daki ayetleri tamamlayalım ondan sonra öbür konuya geçelim.”Emlehum nasinun minel mülki fe izen la yu’tunen nase nakira”;”Yoksa bunların mülkten bir payımı var”.Yani C.Hakk yönetimde onlara ortaklık mı vermiş? Ne oluyor kendi kafalarına göre mümin kafir mi belirliyorlar.Kimin mümin kimin kafir olduğunu belirleyecek olan Allahu Teala’dır,siz değilsiniz ne oluyor size? Mesela işte o şey yahudiler öyle yapıyor.Eğer bunlarda mülkten bir pay olsa insanlara bir çekirdeğin içerisindeki o küçücük şeyler kadar ,o iplik taneleri kadar bir şey vermezlerdi.O hurma çekirdeğinin ortasındaki o ince iplik kadar şey olan kadarını bile vermezlerdi.İnsanlara o derece hased..”Em yahsudunen nase ala ma atahumullahu mim fadlihi”;”Allah’tan kendi ikramından verdiklerine karşı insanları kıskanıyorlarmı,çekemezlik mi ediyorlar?”.”Fe kad ateyna ibrahimel kitab”;”Siz niye şey yapıyorsunuz ey yahudiler ve hıtistiyanlar İbrahim ailesine kitab verdik”.Bakın siz İbrahim(az)’in torunlarısınız.Yahudiler İsrailoğulları.İbrahim(as)’ın iki tane oğlu vardı: birisi İsmail(as) birisi İshak(as).İsmail(as)’ın soyundan Peygamber(sav) geldi.İshak(as)’ın soyundan işte İsrailoğulları geldi.Bütün peygamberler o soydan geldi. İşte Yakup(as),Yusuf(as),Musa(as),Harun(as),İsa(as), Davut(as),Süleyman(as),Yahya(as),Zekeriya(as) hepsi ordan geldi.İşte bakın siz niye kıskanıyorsunuz ki Allah size de bir kitap verdi bak o kitabın içindr yazıyor bu gelen peygamberin Allah’ın peygamberi olduğu,Ona uysanıza.Yani Allah size vermedi değil ki size de verdi.Kitap verdi ve hikmet verdi.Doğru hükümler var orada onlara uysanıza “Vel hikmete ateynahum mülken azima”;”İbrahim(as)’ın soyundan gelenlere muazzam bir hakimiyette verdi”. Yani ciddi manada insanlar üzerinde hakimiyet de sağladılar.Ee niye böyle yapıyorsunuz?Niye kıskançlık ediyorsunuz?İşte İbrahim(as)’ın torunu olmak birşey ise işte Muhammed(as) da onun torunu niye kıskanıyorsunuz?
Evet,dedik ya Adem(as)’ın iki oğlu da birbirine hasedden dolayı işte Kabil Habil’i hasedden dolayı öldürmüştür.Bu da Maide suresinin 27. Ayeti 113.sayfada.Yani hasedin nelere malolduğunu kurandan öğrenmiş oluyoruz. “Vetlu aleyhim nebeebney ademe”;”Onlara Adem’in iki oğlunun haberini oku”. “Bil hakkı”;”Gerçek haberi”. Bunlar olmuş olaylardır demiş oluyor C.Hakk . “İz kerrebe kurbanen fe tukubbile min ahadihima”;”Bir kurban ettiler”. Yani C.Hakka yaklaşmak için bir ibadet yaptılar ikiside. “Birisininki kabul edildi”. Demekki kabul edildiği belli oluyormuş.İşte deniyor ki ateş gelip kabul edileninkini yakıyor,diğerininkini yakmıyor. “Ve lem yutakabbel minel ahar”;”Diğerinin ki kabul edilmedi”. Senin ibadetini Allah kabul etti benimkini etmedi diye onu kıskanıyor.Kime karşı kıskanıyorsun?Kendini düzelt tevbe et Allah kullarının birini diğerinden ayırırmı?Doğru dürüst kul ol seninkinide kabul etsin.Yok hased farklı bir yola sürüklüyor onu,aklı başından gidiyor. “Kale aktulennek”;”Seni muhakkak öldüreceğim dedi”. Ee öldürünce ne elde edeceksin?Düşünmüyor işte hasedden dolayı.Hasedin sebebide Allah ibadetini kabul etmiş.Peki sen yani burada kimi,kabul eden Allaha karşı mı bir harekete girişiyorsun yoksa kardeşine karşı mı?Kime karşı yapıyorsun?Allah niye benimkini kabul etmedi diyorsan Allaha karşı hareket yapıyorsun.Ama burada kıskanıyor kardeşini.Seni mutlaka öldüreceğim diyor. “Kale innema yetekabbelullahu minel muttakin”;”Kardeşi diyor ki Allah muttakilerden kabul eder”. Sende takvalı ol seninkini de kabul etsin. “Le in besadte ileyye yedeke li taktuleni ma ene bi basitin yediye ileykeli aktulek”;”Beni öldürmek için sen eğer elini bana doğru uzatırsan,ben seni öldürmek için elimi uzatmam diyor”. “İnni ehafuallahe rabbel alemin”;”Ben alemlerin rabbi Allah’tan korkarım”(MAİDE 28). ” İnni uridu en tebue bi ismi ve ismike”;”Ben isterim ki benim günahımı da üstlenesin”. “Fe tekune min ashabin nar”;”Ve cehennemlik omasın”. “Ve zalike cezaüz alemin”;”Zalimlerin cezası budur”. Çünkü sen çok yanlış davranış içerisindesin. “Fe tavveat lehu nefsuhu katle ahihi”;”İçinden kardeşini öldürmek kendisi için çok hoş geldi”. Canı isteyerek kardeşini öldürdü. “Fe katelehu”;”Onu öldürdü”. “Fe asbaha minel hasirin”;”Ve kaybedenlerden oldu”. Herşeyini kaybetti. “Fe beasallahu guraben yebhasu fil ardı li yuriyehu keyfe yuvari sev’ete ahih”. Şimdi öldürdü ama kardeşinin cesedini ne yapacak,nasıl gömecek çünkü ilk defa ölen insan yeryüzünde daha önce ölmüş birisi yok.Bu defa Allahu Teala bir karga gönderdi,işte yeri kazıyor kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini öğretiyor karga. “Kale ya leyleta e aceztu en ekune misle hazel gurabi”;”Yazık bana dedi,şu karga kadar bile olamadım”. “Fe uvariye sev’ete ahi”;”kardeşinin cesedini örteyim diye”. “Fe ashaba minen nedimin”(MAİDE 31);”Ve pişman olanlardan oldu”. Şimdi görüyormusunuz bakın ilk cinayet hasedden dolayı işleniyor.Onun için “ve min şerrin hasidin iza hased” diye C.Hakkın bize öğrettiği bu dua son derece önemli.
Bir de göz deymesi denen bir olay vardır.Peygambet(sav)’in hadisinde “el aynul hakkun” diyor.Yani gözdeymesi haktır.Şimdi bilimin gelişmesiyle biz çok iyi öğreniyoruz ki bir takım ışınlarla şey yapıyorlar,mesela Nevres Bey’in şeyi ışinlarla yapıyorsunuz değil mi?O,suylamı yapıyorsunuz,ama ışınlarla da yapıyorlar mı?Işınlarla taşı kesiyorlar değil mi? Bugün bazı kimselerin gözünde biriken ışınlarda karşı tarafta o şekilde etki meydana getiriyor.Işınlarla adam öldürüyorlar öyle değil mi?İşte bu da onon gibi birşeydir.Yani Peygamber(sav)’in bu konuda bize yaptığı uyarılar var.Peki,bunun da kuranı kerimde yine bir örneği var.Bu örneği de Yusuf suresinin 67.ayetini açalım orada görelim.O da hasedden kaynaklanıyor.Yani karşısındakinin elinde olanı istemediğinden dolayı vücutta biriken o enerjiyi anında boşaltıyor ve bir takım şeylere sebep oluyor.244. Sayfa Yakub(as) oğullarını buğday için Mısır’a gönderdiği zaman oğullarına bir tembihte bulunuyor. “Ve kale ya ya beniyye la tedhulu min babin vahidin vedhulu min ebvabin müteferrikah”. Yani bunun 12 tane oğlu var biliyorsunuz Yakub(as)’ın. “Ya beniyye”;”Ey oğullarım”. Diyor,bir kapıdan girmeyin diyor farklı kapılardan girin şehire,çünkü Yakup(as)’ın 12 tane oğlu var 12 oğlundan bir tanesi Yusuf(as), o zaten çocukken kaybolmuş,oğullarının Yusuf’un yanına gittiğini de kimse bilmiyor.Şimdi 11 taneniz aynı kapıdan girerseniz nazara gelirsiniz demiş oluyor,biraz sonra ayetten anlayacağız onu.Onun için farklı kapılardan girin ayrı ayrı girin.Yani insanların kıskançlığını celbetmeyin,bu da bizim için çok önemli insanların kıskançlığını celbetmemek lazım,insanları kıskandırmamak lazım.Bazıları kıskandırmayı özellikle ister ve bundan zevk alır.Bu da çok kötü bir şey.Diyor ki “Ya beniyye”;”Oğullarım”. “La tedhulu min babin vahidin vedhulu min ebvabin müteferrika”;”Tek bir kapıdan girmeyin farklı kapılardan girin”. “Ve ma ugni ankum minallahi min şey’in inil hukmu illa lillahi aleyhi tevekkeltü ve aleyhi fel yetevekkelil mutevekkilun “. Yani ben bunu söylerken eğer Allahu Teala sizinle ilgili bir karar vermişse,başınıza bir şey gelecekse ben bunu engelleyemem ki,böyle bir şey yok.Ben O’na güvenip dayanıyorum.Karar Allah’ın dır,tevekkül edenler dayananlar Allaha dayansın onu vekil edinsinler. “Ve lemma dehalu min haysu emerehum ebuhum”;”Babalarının emrettiği yerden girince”. “Ma kane yugni anhum min şey in illa haceten fi nefsi yakube”;” bunun farklı kapılardan girmeleri C.Haktan gelecek herhangi bir şeye mani olamazdı”. Ama bu Yakub’un içinden gelen bir istekti onu yerine getirdi.Peki niye böyle yaptı? Yakup(as).Asıl konu burada ortaya çıkıyor.Niye böyle yaptı? Sanki buraya kadar çok gereksiz bir şey yapmış gibi gözüküyor ama öyle değil.Allahu Teala diyor ki “Munihu”;”Kendisine öğrettiğimiz şey sebebiyle gerçekten bir bilgi sahibidir” diyor.Yani bunu bir bilgiye dayanarak yapmış değil mi? Yakup(as) öyle olmuyor mu? “innehu allemna”;”ona verdiğimiz bir bilgi sebebiyle gerçekten bilgi sahibidir,onun için öyle bir tedbir aldı.Siz ne kadar hani derler ya tedbir takdire mani olmaz,ama siz tedbirinizi her zaman alacaksınız.Şimdi Allahu Teala Yakub(as)’ın almış olduğu bu tedbiri ayıplamıyor,bu tedbirin yerinde olduğunu bildirmiş oluyor.”Yedu ilmin ala” Yani şimdi bize de öğretiyor Allahu Teala hasedçinin şerrinden Allaha sığının.Ee ama tabi sığınırken de bir takım işlemler yapmak lazım. “Ve lakinne ekseren nasi la ya’lemun”;”Ama insanların çoğu bilmezler”(YUSUF68). Evet insanların çoğu bunu bilmezler.
Şimdi bir arkadaşımız bu Kalem suresinin sonundaki ayeti göndermiş bu da olmaz mı diyor.567.sayfa “Ve in yekadullezine keferu le yuzlikuneke bi ebsarihim lemma semiuz zikra”;”O zikri işittikleri zaman o kafirler neredeyse gözleriyle seni kaydıracaklardı”. Öylesine seni kıskandılar ki,işin farkına varıyorlar bakıyorlar ki bu muhteşem birşey Ebu Cehil’e diyorlar ki neden Muhammed’e inanmıyorsun?Muhammed yalan söylemez diyor.Fakat diyor;”öteden beri Mekke’nin reisliği bir bizim aileye geçer bir onların aileye geçer,reislik tam bizim aileye geçmişken onlardan bir peygamber çıktı.Onlara karşı bizim bir peygamber çıkarma şansımız yok,vallahi Haşimoğullarının peygamberine inanmam”.Sadece Haşimoğullarının peygamberi olduğu için inanmıyor,kendi ailesinden olsa demek ki inanacakmış.Bu nedir,bir kıskançlık değil mi?Yani gerçeği kavramışlar.Şimdi o zaman bir de şunu söylüyorlar.Hani afedersiniz bir söz vardır kedi ete ulaşamamış pis kokuyor demiş aynen onun gibi “Ve yekulune innehu le mecnun”;”Ya o mecnun”(KALEM 51). Mecnun ne demek? Mecnun deli demek değil,o cinlerin hakimiyetinde.Çünkü kendileri için cinler çok önemli,Mekkeliler için.Kahinlete haberleri getiriyorlar,kahinlerden bir takım bilgiler alıyorlar ya orda,bu cinlerin hakimiyeti altına girmiş,onun için önemli haberler veriyor diyorlar.Peygamber olduğunun söylemek istemiyorlar. “Ve ma huve illa zikrun lil alemin”;”Bu bütün alem için zikirden başka bir şey değildir”(KALEM 52 ).Yani Allah’ın doğru bilgisidir.Tabi bu da onunla alakalı.Mekkeliler işte bu ayeti kerimede olduğu gibi,Mekkelilerin Peygamber(sav)’e karşı çıkmaları tamamen kıskançlıktan,Mekke’nin önde gelenlerinin karşı çıkmasıda tamamen kıskançlıktan.Ve kıskançlıktan dolayı onları,bir kısmını Habeşistana göçe zorlanmışlar,bir kısmını Medine’ye göçe zorlamışlar hatta normal bir göç değil aslında kaçma şeklinde olan kaçıp kurtulma şeklinde olan bir göçe zorlamışlar,hicrete zorlamışlar.İbni kesir tefsitinde şöyle bir ifade var,Şibli dedi ki;Bedir savaşına giderken Mekke müşrikleri gittiler kabenin örtüsüne yapıştılar ve Allah’tan yardım istediler.Kabenin örtüsüne yapıştı Allah’tan yardım istediler.Putlardan değil Allah’tan,dediler ki; Allahım şu iki ordudan en üstün olan,en iyi durumda olanına yardı eyle.Bu iki guruptan en değerli olanını zafere ulaştır.Bu iki kabileden en hayırlısını başarıya ulaştır.Böyle dua ettiler.Bunun altında şu var,kendilerinin doğru olduğundan ciddi şüpheleri var.Ayeti kerimede bu dualarına karşılık Allahu Teala şöyle diyor.Enfal suresi 19.ayet 180.sayfa “İn testeftihu fe kad caekumul fethu”;” hani gerçeğin ortaya çıkmasını herşeyin açık ve seçik ortaya çıkmasını açılmasını istiyordunuz ya işte fetih geldi”. Bakın hayırlı olan galip geldi Bedir de siz mağlup oldunuz,eğer istediğiniz buysa oldu “Ve in tentehu fe huve hayrun lekum”;”Bu inadınızdan vazgeçerseniz hayrınıza olur”. “Ve in teudu naud”;”Ama tekrar şirke dönerseniz bizde döner tekrar ceza veririz”. Netekim döndüler Uhud’da da ağızlarının payını aldılar,sonrada Hendek’te. “Ve len tuğniye ankum fietukum şey’en”;”Sizin toplumunuz sizin hiçbirşeyinizi gidermez,hiçbir işinize yaramaz”. “Ve lev kesuret”;”İsterse sayısı çok olsun”. “Ve ennallahe meal mu’minin”;”Ve Allah elbetteki müminlerle beraberdir”.
İşte bu “Kul euzu bi rabbil felak”,”Kul euzu bi rabbin nas”;Peygamber(sav) bu sureler ininceye kadar başka sureler okuyarak akşam yatar uyurmuş ama bu sureler inince artık bunları okumaya başlamış.Akşam yatmadan önce Buhari’de geçen rivayete göre sureler de var dualar da var,Haşim sureler de bulmuş.Başka surrler de bulmuştun değil mi? Akşam yatmadan önce Ayetel Kursi var,terketmiyor,Tebareke var ondan sonra Amenarrasulü var.Evet,onları okumaya devam ediyor mu? Okuduğuna dair rivayet var,devam ettiğine dair değil ama sürekli okuduğu bunlar.Muavizatin sürekli yaptığına dair,öyle değil mi?(Hoca salona soruyor,gelen cevaplar anlaşılmadı). Tamam.Şimdi Peygamberimiz(sav) akşam yatmadan önce “Kulhu vallah”,”Kul euzu bi rabbinnas”,”Kul euzu bi rabbil felak” okur avuçlarına üfler ellerinin yetiştiği yerlere sürermiş ve bunu üç kere yaparmış.Bu şekilde hem göze karşı hem hasede karşı hem cinlerin tasallutuna karşı,işte orada belirtilen şeytan vesvesesine karşı bir koruma meydana gelmiş oluyor.Evet İhlas okuyor,Felak okuyor,Nas okuyor.Tabi burada okurken anlamınıda kavramak lazım.Anlamını kavramazsanız onun farkına varamazsınız. “Kul hu vallahu ahed”;”O Allah’tır,bir tekdir”. “Allahussamed”;”Varlıkların tek sığınağıdır”. “Lem yelid ve lem yuled”;” Baba değildir,oğul da değildir”. “Ve lrm yekullehu küfüven ahad”;”Ona denk hiçbir şey yoktur”. İşte “Kul euzu bi rabbil felak” da da anlamlarını düşünmek lazım, “Kul euzu bi rabbin nas” da da anlamlarını düşüneceksiniz ki orada Allahu Teala’dan ne istediğinizi,C.Hakka hangi şeyden sığındığınızı bilesiniz.Yapılan her türlü ibadetin şuurlu yapılması lazım.Yani bir çok kimse yanlış yapıyor ama farkında değil.Mekke’de kabenin etrafında tavaf ediyorum umre sırasında,geçen senemiydi daha öncemiydi ama yani ykın zamanlarda.Bir genç kız yanında yaşlı annesi.Kıyafetlerinden ikisinin Mısırlı olduğu anlaşılyo.Benim yanımdan geçerken kız okuyor annesi tekrarlıyor.Kız diyor ki “Allahumme ecirna minen nar”;”Ya Rabbi beni ateşten koru” annesi de tekrarlıyor,diyor ki ; “Allahumme edhinli minen nar”;” Ya Rabbi beni ateşe sok”. İkiside olup bitenin farkında değiller.Kız okurken ezberden okuyor,manasını düşünmeden okuyor,evet Mısırlı dır bilir anlamını,kadında kafa başka yerde öyle hiç düşünmeden okuyor.Düşünse,bunun manasının yanlış olduğunu bilir.Şimdi C.Hakka ibadet ediyorsak ,sığınıyorsak,yalvarıyorsak neden sığındığımızı,neler istediğimizi neler yaptığımızı bilmemiz lazım.Yani anlamlarıyla birlikte Allahu Teala’ya dua etmek lazım.İşte Peygamber(sav)’in yaptığı bu.Kul hu vallah,Kul euzu bi rabbin nas,Kul euzu bi rabbil felak okuyarak sığınıyor.Peygambet(sav)’in bir hadisi şerifini de okuyalım ve dersi bitirelim.Peygamberimiz demiş ki; ” İki şeyde insan birbirine hased eder”.Bu ama asıl hased değil gıptadır yani onda olmasın değil,onda olsun ama bende de olsun der.Burada hased kelimesi mecazen geçmiş. ” Bir kişi ki Allah ona kurandandan bir şey öğrenme fırsatı vetmiştir,öğretmiştir, O onu gece gündüz okur ve komşusu da bunu duyar ve şöyle der ‘ah keşke, keşke sana verilmiş olan ben de de olsa”.Onun gibi bende olsam diye ona gıpta, yani ondan,onun elinden gitsin değil onun olsun ama bende de olsun keşke der.Bu birincisi yani bende onun gibi öğrensem ve onun gibi davransam der.İkincisi de “Allahın kendisine mal verdiği ve malını hak yolunda harcadığı kişidir.Der ki Yarabbi keşke bu adamın malı gibi benimde malım olsaydı da bu adamın davrandığı gibi davransaydım,bende fskir fukaraya verseydim”.Yani kuran öğrenmiş,onu bende öğrenseydim ona göre yaşasaydım,insanlara anlatsaydım.Malı var hak yolunda harcıyor keşke benimde malım olsaydı,ben de onu bunun yaptığı gibi harcasaydım diye iki şeyde sadece kıskançlık olabilir,ki bu kıskançlık gıptadır onun da olmasın değil.Böylece dersi tamamlamış olduk.
Peygamber(sav)’in bir de şöylebir hadisi şerfi var: “İyyakum ve zanne”;”sizi zandan sakındırırım”,sakın ha kesin bilgi olmadan kimseyle ilgili konuşma yapmayınız,öyleymiş şöyleymiş değil. “Fe inne zanne eksebul hadis;”çünkü zan en yalan sözdür”.Kesin bilgi olmadan kimsenin hakkında konuşma yapmayın diyor Allahu Teala. “Ve la tehassesü”;”kimsenin ayıplarını araştırmayın”. “Ve la tecessesü”;O da aynı anlamda yani casusluk yapmayın,gizli şeyler… “Ve la tehasedu”;”birbirinizi kıskanmayın”. Yani onda olmasın demeyin. “Ve la tedaberu”;”birbirinize sırtınızı çevirmeyin”.Birbirinize sırtınızı dönmeyin. “Ve kanu ibadallahi ihvana vela tebagadu”;”birbirinize kin beslemeyin”.”Ve kanu ibadillahi ihvana”;”Ey Allah’ın kulları kardeşler olun”. Diyor.