ABDÜLAZİZ BAYINDIR:
Bu gün bakara suresinin 196. Ayetinden devam ediyoruz. Burada Allah u Teala şöyle buyuruyor:
‘’ Ve etimmül hacce vel umrate lillah’’(bakara196)
‘’Haccı ve umreyi Allah için tamamlayın’’
‘’ fe in uhsırtüm femesteysera minel hedy’’(bakara196)
‘’eğer mahsur kalırsanız (hac veya umre yapmanız engellenirse) ihrama girdikten sonra kolayınıza gelen bir hedy gönderin’’
-Yani hazırda bir şey varsa bir kurban varsa gönderin.
‘’ ve la tahliku ruuseküm hatta yebluğal hedyü mehılleh’’(bakara196)
‘’hedy kesileceği yere varıncaya kadar saçlarınızı tıraş etmeyin’’
‘’ fe men kane minküm merıdan ev bihı ezem mir ra’sihı fe fidyetüm min sıyamin ev sadekatin ev nüsük’’(bakara196)
‘’sizden birinde (sizden biri hasta olur) ya da başında bir sıkıntı bulunur saçını tıraş etmek zorunda kalırsa yapacağı şey fidye vermektir. Ya oruç ile (ki üç gün oruç demiştir peygamber s.a.v.) ya da sadaka ile (altı tane fakire fitre miktarı sadaka demiştir peygamberimiz s.a.v.) ev nüsük, ya da bir hayvanı kurban etmek şeklinde bir fidye gerekir’’
-diyor.
‘‘fe iza emintüm’’(bakara196)
‘’güven içinde olur. (gider haccınızı umrenizi yaparsınız) güven içinde Mekke’ye vardığınızda’’
‘’ fe men temettea bil umrati ilel hacci’’(bakara196)
‘’kim hac zamanına kadar umreden yararlanırsa’’
‘’ fe mesteysera minel hedy’’(bakara196)
Kolayına gelen (hazırda olan) hedy kesmesi gerekir’’
‘’ fe mel lem yecid fe sıyamü selaseti eyyamin fil hacci ve seb’atin iza raca’tüm’’(bakara196)
‘’kim de bulamazsa üç gün hacda yedi gün de memleketine döndüğü zaman oruç tutar’’
‘’ tilke aşeratün kamileh’’(bakara196)
‘’bu tam on gün eder’’
‘’ zalike li mel lem yekün ehlühu hadıril mescidil haram’’(bakara196)
‘’bu ailesi Mescid i Haram’da olmayanlar içindir’’
‘’vettekullah’’(bakara196)
‘’Allah’tan çekinin’’
‘’va’lemu ennellahe şedıdül ıkab ‘’(bakara196)
‘’bilin ki Allah’ın ıkab’ı (cezası) şiddetlidir’’
-Şimdi bu ayet i kerimenin ilk cümleleri ‘haccı ve umreyi Allah için tamamlayın’. Tek başına okuduğumuz zaman içinden çıkmamız mümkün olmayan bir ifadedir. ‘haccı ve umreyi Allah için tamamlayın’. Bunun manası acaba hacca ve umreye başladıysanız tamamlayın demek midir? O zaman engellendiğiniz taktirde hac ve umre yapıncaya kadar engelin kalkmasını mı bekleyeceksiniz? Yoksa haccı ve umreyi tamamlayın demek hac ve umre yapın demek midir? Tefsirlerde bu iki görüş tartışılmıştır. Mezhepler de bu iki görüşe göre kendilerini konumlandırmışlardır. Fakat biliyor musunuz Kuran ı Kerim’in bir metodu var. O metodu uyguladığınız zaman bu ayette ne dendiği çok net bir biçimde ortaya çıkıyor. Metod şuydu diyorsunuz Hud suresinin ilk ayetleri. Bunları her defasında tekrarlıyoruz çünkü zihinlere iyice yerleşmesi lazım. Allah u Teala şöyle buyuruyor:
‘’ Elif lam ra* kitabün uhkimet ayatühu sümme füssılet’’(hud1)
‘’bu bir kitaptır ki ayetleri muhkem kılınmış, sonrada açıklanmıştır’’
‘’ mil ledün hakımin habır’’(hud1)
‘’hakim ve habir tarafından açıklanmıştır’’
-Yani Allah tarafından açıklanmıştır. Neden dolayı?
‘’ Ella ta’büdu illellah’’(hud2)
‘’Allah’tan başkasına kul olmayasınız diye’’
-Bir yerde bir ayet i kerimeye baktığınız zaman hükmü açık yani ‘haccı ve umreyi tamamlayın’ burada anlaşılmayacak bir şey yok. Cümlede herhangi bir problem yok ama Cenab ı Hak burada ne demek istiyor? Burada hangi hüküm çıkacak derseniz, onu anlamanız mümkün değil. Onu anlamak için onu açıklayan ikinci bir ayetle hükme varmanız gerekiyor. Cenab ı Hak o şekilde yerleştirmiş Kuran ı Kerime. Böyle yapmış ki ‘ella ta’büdu illellah’ Allah’tan başkasına kulluk etmeyesiniz. Çünkü başkası açıklamayı yaparsa farklı sonuçlar ortaya çıkar. Siz o farklı sonuçları Allah’ın emri zannedersiniz ve Allah’tan başkasına kulluk etmiş olursunuz. Farkına varmazsınız. Allah’a kulluk ediyorum zannıyla başkasına kulluk etmiş olursunuz. Peygamber s.a.v in görevini de Cenab ı Hak burada anlatıyor:
‘’ innenı leküm minhü nezıruv ve beşır’’(hud2)
‘’ben de, sizin için Allah tarafından uyarıcı ve müjdeciyim’’
-Şimdi açıklayan ayetlerle açıklanan ayetleri nasıl bulacağız? Yani burada hac ve umreden bahseden bir ayet var. Ozaman açıklayan ayet ne’den bahsetmeli? Söyleyin bakayım. Yani burada ;
’ Ve etimmül hacce vel umrate’(bakara196) diyorsa bunu açıklayan ayette de bu iki kelime geçmesi gerekir mi? Geçmese zaten anlayamazsın mümkün değil. Ne olduğunu bilemezsin. Şimdi burada hac ve umre kelimesi geçiyor. Hac ve umre kelimesi geçen bir başka ayet arayacaksın, ya da ayetler arayacaksınız. O zaman içinde bu iki kelime geçen ayetler benzer ayetler olur mu? Buna ne deniyor şeyde müteşabih ayetler deniyor. Birbirine benzeyen ayetler deniyor. Üstelik bu benzeşmeden hareketle ayetlerin açıklanmasına, ayetlerin Allah tarafından yapılan açıklanmasına ulaşıyor ve sonuca ulaşıyorsunuz. Şimdi bu açıdan baktığınız zaman ‘Ve etimmül hacce vel umrate lillah’(bakara196) dediğimiz zaman Kuran ı Kerim’de bu iki kelimenin geçtiği bir başka ayet var mı biliyor musunuz? Evet, bakara. Aynı surenin 158. Ayeti şimdi orada Cenab ı Hak diyor ki:
‘’ İnnes safa vel mervete min şeairillah’’(bakara158)
‘’Safa ve Merve Allah’a kulluğun simgeleridir’’
‘’ fe min haccel beyte evı’temera’’(bakara158)
‘’kim o Beyt’i hacceder veya umre yaparsa’’
-Yani ‘Kabe’yi kim hac veya umre niyetiyle tavaf ederse’
‘’ fe la cünaha aleyhi’’(bakara158)
‘’ona bir günah yoktur’’
‘’ ey yettavvefe bihima’’(bakara158)
‘’Safa ile Merve’nin çevresinde tavaf etmesinde de bir günah yoktur’’
-Evet ‘Safa ile Merve’nin çevresinde dolaşmasında da bir günah yoktur’ ki biz ona Say diyoruz.
‘’ ve men tetavvea hayran fe innellahe şakirun alıym’’(bakara158)
‘’kim bir hayrı içten gelerek yaparsa Allah şakirdir. Aliymdir’’
-Yani Cenab ı Hak o kişinin yaptığının karşılığını verir. Ne yaptığını da bilir. İçten mi yapıyor, gösteriş için mi yapıyor Cenab ı Hak gayet iyi bilir.
Şimdi ‘ Safa ile Merve Allah’a kulluğun simgelerindendir. Kim hac veya umre için Kabe’yi tavaf ederse bu ikisi arasında say etmesinde günah yoktur’ ifadesi bunların günah olarak algılandığını gösteriyor. Bu açıdan baktığınız zaman Safa tepesine İsaf adında bir put konduğunu, Merve tepesine de Naile adında bir put konduğunu, müşrikler hac ve umre yaparken bu ikisi arasında say ederek Safa tepesine geldiği zaman İsaf putunu, Merve tepesine geldikleri zaman da Naile putunu mesh ettikleri, yani ellerini ona sürdüklerini ve saygı duyduklarını öğreniyoruz. Şimdi diyorsunuz hac ve umre ibadeti İbrahim a.s. dan beri kesintisiz yapılıyor. Mekkeliler kendilerini İbrahim a.s. ın dininden kabul ettikleri için hac ve umre ibadetlerine çok dikkat ediyorlardı. Müşrik Mekkeliler de hac ve umreyi aksatmadan yapıyorlardı. Şimdi Mekkelilerden Müslüman olunca insanlar, Safa tepesine gelip İsaf putuna, Merve tepesine gelip Naile putuna saygı gösterilmesi bunları şüphelendirdi. Allah Allah dediler demek ki bu say, Safa ile Merve arasındaki bu gidiş gelişler bu putlar için yapılıyor. Bizde puta tapmak haram olduğuna göre, oraya gidince o puta tapıyorlar buraya gelince bu puta tapıyorlar. Haram olduğuna göre bunu günah saymışlar ve bırakmışlar. Bu defa hac yapan kişi, işte peygamberimiz s.a.v. den önce Ebubekir r.a. hicretin 9. Yılında ilk haccı yapmıştı bunlar say etmemişlerdi. Peygamberimiz s.a.v. kaza umresi yapmıştı say etmemişlerdi Safa ile Merve tepeleri arasında. Fakat bu ayet az önce az önce okuduğumuz bakara suresinin 196. Ayeti Hudeybiye senesi inmişti. Yani hicreti 6. Senesinde inmişti. Daha henüz Müslümanların Mekke’yi fethetmedikleri bir zaman inmişti. ‘haccı ve umreyi tamamlayın’ ama o eksiğin ne olduğunu bilmediği için peygamber s.a.v. bu ayeti uygulamamıştı. ‘haccı ve umreyi tamamlayın’ kısmını uygulamamıştı. Çünkü Cenab ı Hak taha suresi 114. Ayetinde diyor ki:
‘’ ve la ta’cel bil kur’ani min kabli ey yukda ileyke vahyühu’’(taha114)
‘’vahyi tamamlanıncaya kadar Ku’an’la hüküm vermekte acele etme’’
Kur’an ayetler kümesi anlamına geliyor. İlgili ayetler hepsi inmeden o konuda fetva verme, hüküm verme diyor peygamberimize çünkü Allah açıklamış olması lazım. İşte açıklayan bu bakara 158. Ayet veda haccında inmişti. Eksiğin ne olduğu ortaya çıkmıştı. Bu ortaya çıktı ki say o putlardan dolayı yapılmıyormuş. O zamana kadar putlardan dolayı yapıldığını düşünüyorlardı. Say putlardan dolayı değil Safa ve Merve tepelerinden dolayı yapılıyormuş. Safa ve Merve tepeleri Allah’a kulluğun simgeleriymiş kendisi. O zaman bunu günah sayıp ta terk etmenizin bir anlamı yok. Peki eksik olan belli olduktan sonra emrediyor Allah u Teala ‘Ve etimmül hacce vel umrate lillah’ (bakara196) ‘haccı ve umreyi Allah için tamamlayın’. O zaman ne yapmaları gerekiyor Müslümanların? Say etmeleri gerekiyor. İkinci ayette bu tam olarak ortaya çıkıyor. Peygamberimiz s.a.v. in Buharide geçen bir sözü bunu kelimesi kelimesine ifade ediyor. Diyor ki Resulallah s.a.v. ;
‘ma etemmallahu haccem ri in va la umretehu ma lem yetuf beyne safa vel merve’
‘ma etemmallahu’ şimdi bak siz Arapça bilmeyenler bile bakara196’yı açın şöyle bir bakın kelimelere. Etimmu, etemme. Benziyor mu birbirine? Arapça bilmeseniz bile sesten anlarsınız. Bu peygamberimizin sözü ‘ma etemmallahu’ , ‘haccem ri in va la umretehu’ işte ‘’el hacce vel umrete’’(bakara196) hac ve umre.
‘ma lem yetuf beyne safa vel merve’
‘safa ve merve arasında say etmediği sürece (say yapmadan) Allah bir kişinin haccını da tam saymaz umresini de’
Şimdi hadis ayete birebir uyuyor mu? ‘ma etemmallahu haccem ri in va la umretehu’ şimdi iki ayeti birleştirdiğiniz zaman siz de söylersiniz Hadisten haberiniz olmasa. Allah ‘etimmu’ ‘tamamlayın’ dediğine göre say yapmazsanız tamamlamamış olursunuz değil mi? Peygamberimiz öyle diyor zaten ’Allah bir kişinin safa ile merve arasında say etmemesi halinde haccını da tam saymaz umresini de’. Böylece Allah u Teala’nın ayetlerinin nasıl açıklandığı ortaya çıkıyor. Şimdi burada çok ilgin bir husus daha var o da şu; Müslim’de Ayşe validemizin ağzından bize geliyor. Aynı kelimeler. Ayşe validemiz peygamberimiz böyle buyurdu demiyor. Diyor ki:
‘ma etemmallahu haccem ri in va la umretehu ma lem yetuf beyne safa vel merve’
‘Allah bir kişinin ne haccını kabul eder ne umresini, safa ve merve arasında tavaf etmediği sürece’
Tam Safa-Merve deki geçen kelimelerle yani bakara 158’de geçen kelimelerle, bakara 196’da geçen kelimelerle birleştirerek bir sonuca ulaşıyor, bu bir hikmet oluyor. Bu tıpkı şurada 1 rakamı var, şurada da 1 rakamı var, baktığınızda ikisi de bir dersiniz değil mi? Yan yana getirdiniz mi ne dersiniz ona? 11 dersiniz. İki tane 1 işte. İşte o hikmettir. Peygamberimiz s.a.v. in hadislerinin tamamı birer hikmettir. Ama bu hikmet yalnız peygamberlere verilmiş bir şey değildir. Çünkü Allah u Teala metodu ortaya koymuş. Kim oradan giderse aynı sonuçlara ulaşır. Peygamberimiz de aynı cümleyi söylemiş. Ayşe validemiz de aynı cümleyi söylemiş. Çünkü ikisinin de olanakları bu ayetler. Şimdi ben bu peygamberimiz s.a.v sözü size söylemesem, size meseleyi tam olarak açıklasam siz de aynı cümleyi kullanacaksınız değil mi? Yani Safa ile Merve arasında say etmiyorlardı. Allah ta dedi ki ‘tamamlayın’. Say etmeyen kişi ne yapmış olur? Tamamlamış olmaz. İşte Onların söylediği de bu. Burada ilgili ayetleri birlikte okuduğunuz zaman artık şu hadis sahih midir değil midir? Bilmem ravi’si kimdir? Hangi kitapta yer alıyor? Yok efendim şu kadar zaman sonra gelmiş ben ne bileyim? Deme imkanı ortadan kalkıyor. Yani tamamen problem çözülüyor. Kitapla sünnet arasında tam bir bütünlük meydana geliyor. Aksi takdirde siz problemi bir türlü çözemezsiniz. Say’ı sadece bakara suresi 158. Ayete bağlarsanız ki hep öyle yapılmıştır. Geçen hafta arkadaşlarımız bir araştırma yaptılar. Bu şekilde yapan birisine henüz rastlayamadık, yani Allah u Teala’nın emrettiği şekilde iki ayeti birleştirerek Cenab ı Hak’ın yaptığı açıklamaya ulaşma işine şu ana kadar rastlayamadık. Şimdi öyle olmadığı zaman sadece bakara 158. Ayet say ile ilgilidir. ‘Safa ve Merve Allah’a kulluğun simgelerindendir. Kim hac ve umre için Kabe’yi tavaf ederse say etmesinde bir günah yoktur’ sözüne takılırsanız. Say etmeden de hac ve umre olur u? Sadece bu cümle ‘günah yoktur’ diyor. Peki o zaman peygamberimizin bu sözünü nereye koyacaksınız? ‘Allah bir kişinin safa ile merve arasında say etmedikçe haccını da kabul etmez, umresini de kabul etmez’. Kuran ı Kerim’de yerleştireceğiniz bir yer kalmaz. O zaman ne diyeceksiniz? Peygamberimiz bunu nereden bildi? Ya bu hadisi kabul etmeyip Say’a mübah diyeceksiniz, yapsan da olur yapmasan da olur diyeceksiniz. Ya da hadisi kabul edip ayeti bir kenara bırakacaksınız Say farzdır diyeceksiniz. Sırf hadisten dolayı. Ve yahut ta diyeceksiniz ki, ben ayetten de hadisten de bir şey çıkaramadım ama öteden beri hac ve umre yapan kişiler say ediyor. Say vacip diyeceksiniz. Ondan sonra da hadisi kabul ettiğiniz için size şu sorulacak, mecburen sorulacak diyeceksiniz ki; ‘ ayette yok madem öyle diyorsunuz, ayette günah yoktur diyor, hadiste de ‘’Allah tamam saymaz’’ diyor. Peygamberimiz bunu nereden biliyor’ diye soracaksınız değil mi? Ben böyle bir soru sorsam bana soracaksınız. Madem ayette yok bu. Ayette ‘günah yoktur’ diyorsa ‘safa ile merve arasında say etmek’. Hadiste diyor ki ‘Allah tam saymaz’ diyor. Peygamberimiz bunu nerden biliyor? Dediğiniz zaman ben de mecburen ne diyeceğim? Peygamberimize ikinci bir vahiy geliyor diyeceğim. O zaman sizin kafanız iyice karmakarışık olacak değil mi? Halbuki ayetleri ki Allah bunu emrediyor zaten, yani ondan sonra ne diyor bakın bu söylenenler ben kendi kafama göre söylediğim şeyler olacaklar. Buna delil arayacağım Kuran ı Kerim’de. Siz bana soracaksınız, peygambere nasıl oluyor ikinci bir vahiy nasıl geliyor Kur’an dışında vahiy mi var? Diye soracaksınız. O zaman ben de size diyeceğim ki ‘ Cenab ı Hak necm suresinde diyor ki;
‘’ Ve ma yentıku anil heva * İn huve illa vahyuy yuha’’(necm3-4)
‘’Peygamber kendi kafasından konuşmaz’’
Söylediği her şey vahiydir’ diyeceğim. O anda sizi ikna etmiş gibi olacağım ama biraz sonra geri geleceksiniz. Diyeceksiniz ki, ‘O’nun söylediği her şey vahiyse yani Ya Ayşe! Gel şurada bana bir bardak su ver, dediği zaman da vahiy midir?’ diye soracaksınız. Bu defa dinle ilgili olan kısımları diyeceğim. Bazıları da diyecek ki ‘o da vahiydir’. Peki ayetin devamını okumaya başladığınız zaman:
‘’ Allemehu şedidul kuva’’(necm5)
‘’onu çok güçlü olan öğretmiştir’’
Peki bunu birincisiyle nasıl bağdaştırırsınız dediniz mi? İşler karışacak orada. Orayı karıştırma diyeceksin. Sen anlamazsın. Bunu bilmek için yirmi tane ilim lazım sen ne Arapça biliyorsun ne tefsir biliyorsun? Ne kelam biliyorsun ne beyan biliyorsun? Artık sıralayacağız. Adamı işte dövmediğin kalacak. İşte o da diyecek ki herhalde doğrudur söylediği. Ondan sonra peş peşe sıkıntılar. Zihin allak bullak olacak sonra tatmin olmayacaksın. ‘ama herhalde böyledir koskoca hoca yalan mı söylemiyor ya’ diyeceksiniz.
İşte Cenab ı Hak’ın gösterdiği yoldan gittiğiniz zaman bu sıkıntıların tamamı ne yapıyor? Bitiyor. Hiçbir sıkıntı yok. Allah bir taraftan insanların, hac ve umre yapanların Safa ile Merve arasında Say’ı günah görmelerinin yanlış olduğunu söylüyor ki onların ne yapmadıkları hac ve umrenin ortak iki şeyi var, rüknü var ortak olan, birisi Kabe’yi tavaf, birisi de Safa ile Merve arasında say etmek. Kabe’yi tavaf ettikleri zaten ayette belli. Bakara 158’de her ikisinin de. Eksik olan bir tek şey kalıyor. O da bakara 158’de bunun say olduğu ortaya çıkıyor. O zaman Allah tamamlayın emriyle ne yapmış oluyor burada? Say’ı emretmiş oluyor. O zaman hac ve umre yapan kişinin say etmesi ne olur? Farz olur. Bu konuda itilafa ihtiyaç var mı? Bana göre sana göresi olur mu bunun? Olmaz bitti işte o kadar. Evet şimdi tekrar bakara 196 dan devam ediyoruz.
‘’ fe in uhsırtüm femesteysera minel hedy’’(bakara196)
Bu ayet i kerime peygamber s.a.v ın hicretin 6. Yılında hacca gitmek için yaklaşık 1500 kişi ile birlikte Mekke’ye gelmesi üzerine, gelmişler ve orada Hudeybiye’den içeri sokmamışlar ki Hudeybiye bu gün Mekke’nin ortalarında kalan bir yerdir. Yani o zaman Mekke’nin dışıymış ama bu gün ortalarında kalan bir yerdir. Gerçi Harem hariç, evet dahil değil. Şimdi oraya kadar gelmişler. Burada peygamberimiz s.a.v. in umreye geldiği hep kitaplarda yazılır. Zilkade ayında yola çıktığı ifade edilir. Ben şahsen bunun umre olduğu kanaatinde değilim. Zilkade hac ayıdır. Dolayısıyla hac ayında da hac yapılır umre değil. Çünkü Allah u Teala ‘’el haccü eş hurum malumat’’ diyor. Ondan sonraki ayette gelecek. Zilkade zilhicce bunlar hac aylarıdır öteden beri. Ta Adem a.s. dan beri hac ayı olarak bilinen aylardır. Hac ayında oraya gelen peygamberimiz s.a.v. umre için gelmez. Bir de yanlarında hedy dediğimiz kurbanlıklar vardı. O kurbanlıklar da hacda getirilir. Umrede getirilmesi gerekmez. Onun inşallah detaylarını biraz sonra ayetin ilgili bölümüne geldiğimiz zaman anlatmaya çalışırız.
‘’ fe in uhsırtüm femesteysera minel hedy’’(bakara196)
‘’mahsur kalırsanız,
Ne demek mahsur kalmak? İşte Hudeybiye’ye kadar geldiniz, Mekkeliler önünüze çıktı, içeri giremezsiniz dediler ve giremediniz. Geri dönmek zorunda kaldınız, ihrama da girmişsiniz. Peki ne yapacaksınız?
‘’ femesteysera minel hedy’’(bakara196)
‘’kolayınıza gelen hedy gönderin’’
Diyor. Kolayımıza gelen nedir? Yanına almışsan kurban gönderirsin. Almamışsan yapacağın bir şey yok. Kurbanın varsa. Kurbanın yoksa bir şey yok.
‘’ ve la tahliku ruuseküm hatta yebluğal hedyü mehılleh’’(bakara196)
‘’Bu hedy mehilleh’e varıncaya kadar saçlarınızı kesmeyin’’
Şimdi ‘mahil’ neresidir? Hac suresinde
‘’ sümme mehıllüha ilel beytil atiyk’’(hac33) ifadesi geçiyor. ‘sonra onun mahili beyt i atiktir’. Yani Harem’dir. Kabe i Şerif’in çevresidir. Feth suresinin şahitliği ile Müslümanlar kurbanlarını Mekke’ye göndermişlerdir kesilsin diye. Peygamberimizin beraberinde olanlar. Nedir o? O sure söyler;
‘’ Hümüllezıne keferu ve sadduküm anil mescidil harami vel hedye ma’kufen ey yeblüğa mehılleh’’(feth25)
Ben de açayım da ‘Hümüllezıne keferu’’, çünkü bu fetih suresi hudeybiye dönüşünde inmiştir bu sure. Peygamberimiz s.a.v. Hudeybiye’den dönerken inmiştir.
‘’ Hümüllezıne keferu’’(feth25)
‘’kafir olanlar onlar’’
‘’ ve sadduküm anil mescidil harami’’(feth25)
‘’sizi Mescid i Haram’dan engellediler’’
‘’vel hedy’’(feth25)
‘’hedy de engellediler’’
‘’ma’kufen’’(feth25)
‘’üstelik te belliydi’’
-İşareti yani hedy olarak. Kurban demek hedy.
Kurbanlarını engellediler.
‘’ ey yeblüğa mehılleh’’(feth25)
‘’mehil’ine ulaşmasını engellediler’’
-Ulaşmadı. Ulaşmadı mehiline. Peki o zaman ne yapacağız? Bakın bu da çok ince bir husustur. Belki sizi değilse bile fıkıhla meşgul olan adamları daha çok ilgilendirir. Burada bunu söylememiz lazım. Bir daha fırsat olmayabilir. Peygamberimiz s.a.v. işte oraya kurbanıyla beraber gelmişti. Feth suresinin bu ayetine göre kurban mahiline ulaşamadı. Yani kesileceği yere. Bakara 196 da ne dedi?
‘’ ve la tahliku ruuseküm hatta yebluğal hedyü mehılleh’’(bakara196)
‘’o hedy mahil’ine varıncaya kadar saçlarınızı tıraş etmeyin’’
Dedi. Şimdi dış görünüşe bakarsak peygamber s.a.v. kurbanlıklar Mekke’ye varıncaya kadar orada beklemesi gerekirdi değil mi? Ama beklemedi. Kurbanlarını kesti, tıraş oldu ihramdan çıktı ve geri döndü. Peki bunlar nasıl oluyor. Bu da mutlaka Kuran ı Kerim’den bir ayete dayanması lazım şimdi az önce dedik ya, Safa-Merve meselesini anlattık ya. Şimdi burada hac suresini açarsak, burada mahile kelimesi geçiyor. Mesela burada diyor ki;
‘’ Leküm fıha menafiu ila ecelim müsemmen’’(hac33)
‘’bu hayvanlarda sizin için bir takım menfaatler vardır bir süreye kadar’’
-Bu hayvanlar hangileri? Bu hayvanlar kurban bayramında kurban edilen hayvanlardır. Nereden biliyoruz? Onu bu surenin 28. Ayetinden biliyoruz. İbrahim a.s. a emrediyor Cenab ı Hak 27. Ayette;
‘Haccı insanlar arasında ilan et yürüyerek ya da yorgun binekler üzerinde sana gelirler, derin vadilerden geçerek gelirler(gelsinler), kendileri için bir takım menfaatlere şahit olsunlar’’
Çünkü hac ayları ticaretin yapıldığı aylardır. İnşallah onu bundan sonraki hafta anlatırız. Hacca ticaret için gidilmez falan filan deniyor. Hacca ticaret için gidilir kardeşim. Ticaret için gidilmez değil, ticaret için gidilir. Hem dünyevi ticaret için hem manevi ticaret için. Yani hacca ticaret için gidilir. Ticaret için gidilmez diye bir şey yok. Onu inşallah haftaya anlatmaya çalışacağız Allah nasip ederse.
‘’ ve yezkürüsmellahi fı eyyamim ma’lumatin ala ma razekahüm mim behımetil en’am’’(hac28)
‘’bir de Allah’ın adını Allah’ın onlara rızık olarak verdiği behimetul en’am (ki yani, koyun keçi sığır deve) onların üzerine ansınlar’’
-Ne zaman anacaklar. Hac günlerinde anacaklar. Ne zaman? İşte;
‘’ fı eyyamim ma’lumatin’’(hac28)
‘’malum günlerde ansınlar’’
-Bunlar da Kurban bayramının 1.2.3. işte değişik rivayetlere göre 4. Günü. Şimdi bu hayvanlarla hacca giden insanlara bu hayvanların kesilmesi gereken yer Harem’dir. Ama kurban bayramında kurban mutlaka Harem’de kesilmesi gerekmiyor. Bakın üç tane ayet oldu. 1- bakara suresi 196, 2- feth suresi 25, 3-hac suresi 33. Üç ayetle sonuca varamazsınız. Ya iki ayet olacak ya dört ayet olacak. Üç ayette kalırsanız ne yapacağınızı şaşırırsınız. O zaman 4. Ayet hangisi? Diyor ki Allah u Teala :
‘’ Ve li külli ümmetin cealna mensekel li yezkürüsmellahi ala ma razekahüm mim behımetil en’am’’(hac34)
‘’her ümmete bir kurban kesme zamanı belirledik’’
-O zaman belli, ayette belirtiliyor. Tüm ümmetler kurbanlarını kurban bayramında kesiyorlar.
‘’ yezkürüsmellahi ala ma razekahüm mim behımetil en’am’’(hac34)
‘’Allah’ın onlara rızık olarak verdiği behimetil en’am üzerine Allah’ın adını ansınlar diye’’
-Yani koyun keçi sığır deve. Başka bir hayvan kurban olmaz. Bu da En’am suresi 142-143’te bu cinsler belirtiliyor. Başka bir hayvan kurban olmaz. Behimetil en’am olur.
‘’ fe ilahüküm ilahüv vahıdün’’(hac34)
‘’tabii ki böyle olacak( çünkü ilahımız tek bir ilah olduğuna göre aynı emirle hepsi, bütün ümmetler verecektir)
‘’ fe lehu eslimu’’(hac34)
‘’O’na teslim olun’’
-Şimdi hacca gelen hacda kesecek kurbanını çünkü hangi kurbanı kesecek? Hac kurbanı değil kurban bayramı kurbanını kesecek. Şimdi bizde bir yanlış anlayış vardır. Hacca gidenler kurban bayramı kurbanı kesmezler. Böyle değil. Bu ayet hacda kurban bayramı kurbanı kesilmesini emrediyor. Peygamberimiz s.a.v de kurban bayramı kurbanı kesmiştir. Oraya götürdüğü kurbanlıklar kurban bayramı kurbanıdır. Başka kurban değil. E peki oraya götürmeyenler kurban bayramı kurbanını nerede kesiyorlar? Siz nerede kesiyorsunuz? Kabe’ye mi gönderiyorsunuz? E burada kesiyorsunuz. O zaman burada da olur. Peki orada gitmeniz engellendi, kurbanı oraya gönderemediniz de, ne yapacaksınız? Orada vakti geldi mi, yani kurban bayramı günleri geldi mi orada keseceksiniz. İhramdan çıkacaksınız. Peygamberimiz de öyle yapmış. Yine kendi kafasından yaptığı yok ayetler gereği yapmış. İşte hikmet bu. Peygamberimizin bütün davranışları mutlaka Kuran ı Azimüşşan’da vardır. Ama onu bulabilmemiz için ilgili bütün ayetleri bulmamız lazım çok güzel bir şekilde bunları birlikte okumamız lazım. Peygamberimiz de orada engellenmesine rağmen, bulunduğu yerde kurbanını kesmiş, tıraş olmuş ve oradan Medine’ye dönmüştür. Yolda Feth suresi inmiş. Evet, Feth suresi inmeden önce de yani ya iki ayetten çıkarılır, ya 4 ayetten çıkarılır, ya 6 ayetten, ya 8 ayetten, ikişerli gider. Dolayısıyla o inmeden önce de peygamberimiz s.a.v. diğer ayetlerden bunun hükmünü çıkarmış.
-Peki şimdi başka bir şey var. Oraya kurban götürmeden giderseniz, kurban götürdünüz mü saçınızı tıraş edemiyorsunuz. Türkiye’den gidenler kurban götürüyorlar mı? Yok şu anda. Eskiden götürüyorlarmış. Kurban götürürseniz vakti gelinceye kadar saçınızı tıraş edemiyorsunuz. Zaten peygamberimiz s.a.v kurban bayramı kurbanı kesenlere de aynı şeyi söylemiyor mu? ‘zilhicce’nin başı gelir de bir kişinin keseceği kurban hazır olursa kurban bayramına kadar saçını ve tırnağını kesmesin’ diyor. Yani bu hacılara mahsus bir olay değil. Kurban hazırsa kesmeyeceksin. Şimdi oraya kadar götürdün kurban kesme zamanına kadar saçlarını tıraş etmeyeceksin. Peki götürmediysen, kesebilirsin. Onun için veda haccında peygamberimiz s.a.v. kurban götürmüş yanında işte 70 kadar galiba, 30 kadar Hz Ali r.a. getirmiş. Ya da tam tersi. Toplam 100 tane kesmiş peygamberimiz s.a.v. ama hepsi kurban bayramı kurbanı. Şimdi onun yanında kurban olunca ihrama girmiş, ihramdan çıkmanın şartı tıraş olmak, tıraş olabilir mi bu ayetlere göre, olamaz. Yanında kurban olmayan olur. Demiş ki peygamberimiz s.a.v. ‘yanında kurbanı olmayanlar tıraş olsunlar, haclarını umreye çevirsinler’ çünkü tıraş olduğu zaman ihramdan çıkıyor bir rahatlama oluyor. Ben şu durumu daha önce bilseydim diyor. Şu sıkıntıları daha önce bilseydim buraya kurbanla gelmezdim diyor. Ben de şey yapardım, ihramdan çıkardım diyor. Peygamberimiz s.a.v.
Tüm bunların sonucunda şu anlaşılıyor. Hac kurbanı diye bir kurban yok. Orada peygamberimizin kestiği kurbanlar tamamen kurban bayramı kurbanıdır. Şimdi ayet i kerime’nin devamını okuyalım onu göreceksiniz zaten.
‘’ fe in uhsırtüm femesteysera minel hedy’’(bakara196)
‘ eğer sokulmazsanız oraya kolayınıza gelen (yani hazırda olan) hedy kesmek gerekir’
‘’ ve la tahliku ruuseküm hatta yebluğal hedyü mehılleh’’(bakara196)
‘’hedy mahil’e ulaşıncaya kadar saçlarınızı tıraş etmeyin’’
-Bu hem mahsur kalanlarla ilgili hükümdür hem diğerleriyle ilgili hükümdür.
‘’ fe men kane minküm merıdan ev bihı ezem mir ra’sihı’’(bakara196)
‘’içinizde hasta olur ya da başında hastalık bulunur, rahatsız edici bir durum olur tıraş olması gerekirse vaktinden önce’’
‘’ fe fidyetüm min sıyamin ev sadekatin ev nüsük’’(bakara196)
‘’bir fidye vermesi gerekir’’ (oruç olur. Üç gün demiş peygamberimiz s.a.v. sadaka olur işte altı tane fakiri doyuracak kadar. Ondan sonra ya da bir kurban kesmek şeklinde olur)
‘’ fe iza emintüm’’(bakara196)
‘’güvenlik içinde olursanız’’
-niyet ettiniz gittiniz haccınızı yaptınız.
‘’ fe men temettea bil umrati ilel hacci’’(bakara196)
‘’hac zamanına kadar kim umreden yararlanırsa’’
-Peygamberimiz s.a.v. dışardan gelenlere ‘kurbanı olmayanlar ihramdan çıksınlar’ demiş ya! Onlar umreden yararlanmış. Umreden yararlanmak ne demek? Umreyi yapınca tıraş oluyor rahatlıyor oh! İhramdan çıkıyor. Hac günlerine kadar rahat rahat kalıyor. Ama yanında kurbanı varsa çıkamıyor. Onun için kim hacca kadar umreden yararlanırsa.
‘’ fe mesteysera minel hedy’’(bakara196)
‘’kolayına gelen(hazır olan) bir hedy kessin (kurban kessin)’’
-Hac kurbanı sadece burada var başka yerde yok. Hac zamanına kadar umreden yararlanan kişi, bu da şart değil. Mutlaka kurban kesecek değil. Çünkü:
‘’ fe mel lem yecid’’(bakara196)
‘’kim kurbanı bulamazsa’’
‘’ fe sıyamü selaseti eyyamin fil hacci’’(bakara196)
‘’onun yapacağı şey üç gün hacda oruç tutmasıdır’’
-Son gün arefe günü
‘’ ve seb’atin iza raca’tüm’’(bakara196)
‘’yedi gün de memlekete döndüğünüz zaman tutarsınız’’
Hac kurbanı da olmazsa olmaz şey değildir.
‘’ tilke aşeratün kamileh’’(bakara196)
‘’bu tam on gün eder’’
‘’ zalike li mel lem yekün ehlühu hadıril mescidil haram’’(bakara196)
‘’(bu ailesi mescid i haram’da olmayanlarla ilgili) Aileniz mescid i haramdaysa kurban da yok oruş ta yok’’
-Yani oranın halkıysanız ikisi de yok.
‘’vettekullahe’’(bakra196)
‘’Allah’tan çekinin’’
‘’ va’lemu ennellahe şedıdül ıkab’’(bakara196’’
‘’Allah, cezası şiddetli olandır’’
-Evet şimdi bitiriyoruz.