ABDÜLAZİZ BAYINDIR:
‘’Elhaccü eşhürum ma’lumat* fe men ferada fıhinnel hacce fe la rafese ve la füsuka ve la cidale fil hacc* ve ma tef’alu min hayriy ya’lemhüllah* ve tezevvedu fe inne hayraz zadit takva vettekuni ya ülil elbab’’(bakara197)
-Bu günkü dersimiz bakara 197. Ayetle ilgilidir. Haccın ne zaman yapıldığı Kuran ı Kerim’de var mı yok mu? Şimdi ona bakacağız. Bazıları diyor ‘Senenin her ayı Hac yapılabilir, senenin her ayı gider haccınızı yapabilirsiniz’. Bir arkadaş diyor ki ‘Mekke’de bir gurup bana Arafat’ı sordu’.
-‘tamam işte araba tutun gidin’
-‘gidelim ama orada ne yapacağız?’ demiş.
-‘Ne yapacaksınız gezer gelirsiniz’
-‘hayır, biz hac yapacağız, hac yapmaya geldik’
-‘haccın mevsimi var’
-‘her zaman yapılıyormuş, biz şimdi yapacağız’
Nasıl olsa şeytan taşlama da boş. Arafat ta boş. Bazı kimseler bu tip şeylere kanarak ‘umreye gitmişken hazır bir de hac yapayım’ diyorlar. İşte ‘senenin her ayı hac yapılabilir’ ya da ‘senenin 3 ayında her zaman hac yapılabilir’ diyorlar. Şimdi bakalım bu iddaların bir dayanağı var mı? Allah u Teala burada diyor ki:
‘’Elhaccü eşhürum ma’lumat’’(bakara197)
‘’Hac bilinen aylarda yapılır’’ ‘’hac bilinen aylardadır’’
-Bilinen kelimesini söylüyor Allah u Teala, bu ayet nerede indi? Mekke’de Medine’de, yani o bölgede. Bu Sure Medine’de inmiştir. Ama Mekke ile Medine fark etmiyor. Haccın ne zaman yapıldığını Mekkeliler de Medineliler de gayet iyi biliyor. Çünkü İbrahim a.s. den beri Mekke’de hac yapılıyor. İbrahim a.s. Kabe’nin temellerini yükselttikten sonra Cenab ı Hak’a dua etmişti.
‘’ ve erine menesikene ve tüp ‘aleyne’’(bakara128)
‘’Ya Rabbi, hac yapabileceğimiz yerleri bize göster,bzim tevbemizi kabul et’’
-diye, Cenab ı Hak O’na göstermiş bize de demiştir ki:
‘’ vettehızu mim mekami ibrahıme müsalla’’(bakara125)
‘’İbrahim’in durduğu yerleri dua yerleri olarak kabul edin’’, ’’İbrahim’in durduğu yerlerde dua yapın’’
-Şimdi bu makam kelimesi Arapçada hem tekil hem de çoğul anlamındadır. ‘İbrahim’in durduğu yerleri musallah yapın’ yani dua yeri yapın. Burada çoğul anlamındadır. Bu bir emirdir. İbrahim a.s. ‘bize menasikimizi göster’ demiş, ve Allah u Teala’da böyle emrediyor. Çünkü İbrahin a.s. ın hac yaparken nerelerde dua ettiği tüm Mekke ve çevre tarafından biliniyor. Burada ‘El haccü eşhürum malumat’ denerek hac günlerinin bilinen günlerde olduğu, Mekke’nin Medine’nin bildiği, o çevrenin bildiği aylar olduğunu söylüyor. Burada aylar bilinen aylardır.
‘’ fe men ferada fıhinnel hacce’’(bakara197)
‘’kim bu aylarda hac ibadetine başlarsa’’
‘’fe la rafese ve la füsuka ve la cidale fil hacc’’(bakara197)
‘’bu kişi hac sırasında (yani ihramlıyken) ,
-Hac ibadetine başlamak namaza başlamak gibi bir şeydir. Niyet ediyorsunuz kıbleye dönüyorsunuz ‘Allahuekber’ diyorsunuz. Bu namaza başlamaktır. Allahuekber dedikten sonra harama girmiş oluyorsunuz. Onun için ona tahrime tekbiri denir. Haram ne demek? Allahuekber dedikten sonra konuşmak serbest mi? İşte haram. Bir yere gitmek, orada ‘susadım bir su içeyim’ diyebiliyor musunuz? Ya da yüzünüzü kıbleden çevirebiliyor musunuz?
O ibadetin bir takım haramları var. Bir takım yasakları var. O yasakları çiğnerseniz o ibadeti yapmış sayılmazsınız. Onun için şeyde de hac ibadetinde de, hacca başladığınız an ihrama girmiş oluyorsunuz. Hacdaki ihramla namazdaki ihram arasında fark yok aslında. Namazda da ihrama girilmiş oluyor. Namazın ihramının şartları başka. Orucun da ihramı var. Oruca başladığınız andan itibaren akşama kadar yeme, içme, cinsel ilişki yasak. Onun da haramları yasakları var. Nasıl niyet ederek, tekbir alarak namaza başlıyorsanız aynı şekilde niyet ederek telbiye getirerek hac ibadetine başlıyorsunuz. Yani onun tekbiri de telbiye.’ya Rabbi hac yapmaya niyet ettim’ deniyor biraz zor bir ibadet olduğu için ‘bunu bana kolaylaştır ve benden kabul et’ diye dua ediliyor. Sonra tıpkı namazın tekbiri gibi;
‘Lebbeyk, Allahümme lebbeyk, Lebbeyke lâ şerike leke lebbeyk’ diyorsunuz, sonra da iki rekat namaz kılıyorsunuz ya da öncesinde. Şimdi:
‘’kim bu aylarda hac ibadetine başlarsa’’ yani ‘’ihrama girerse’’
İhrama girdikten sonra
‘’fe la rafese’’(bakara197)
‘’rafes söz konusu olamaz’’
‘’ve la fusuka’’(bakara197)
‘’fusuk ta olamaz’’
‘’ve la cidale’’(bakara197)
‘’cidal de olamaz’’
‘’fil hacce’(bakara197)
‘’hac sırasında’’
-‘rafes’ cinsel içerikli söz demek. Ya da cinsel arzuları kabartıcı davranışlar yapmak, ya da cinsel ilişkide bulunmak. Bu kelime oruçta da geçiyor. Bakara 187 de Allah u Teala buyuruyor ki;
‘’Ühılle leküm leyletes sıyamir rafesü ila nisaiküm’’(bakara187)
‘’oruçlu bulunduğunuz günlerin gecesi eşlerinizle refes(yani, cinsel ilişkide bulunmak) size helal kılınmıştır’’
-Şimdi orada ‘Cinsel İlişki’ olduğuna göre, burada da öyle olması gerekir. O zaman ihrama girdiğin zaman cinsel ilişki yasak. ‘cidal’ ve ‘füsuk ta yasak. Füsuk ne demek? Füsuk; fasıklık yani günahı gerektiren davranışlar. İbadet sırasındasınız, başka zaman da yasak ama o zaman yasaklığı biraz daha ciddi boyutlarda oluyor. Bir de insanlarla mücadele etmek. İster dil kavgası olsun ister diğer kavgalar olsun yasak, çünkü ibadet sırasındasınız çok dikkatli olmak lazım.
‘’ ve ma tef’alu min hayriy ya’lemhüllah’’(bakara197)
‘’hayırdan ne yaparsanız Allah onu bilir’’
‘’ ve tezevvedu’’(bakara197)
‘’kendiniz için azık hazırlayın’’
‘fe inne hayraz zadit takva’’(bakara197)
‘’azığın en hayırlısı takvadır’’
-Yani kendinizi korumak Allah’a karşı saygılı olmak, Allah’tan çekinmektir.
‘’ vettekuni ya ülil elbab’’(bakara197)
‘’ey dik duruşlu kişiler, sağlam duruşlu insanlar benden çekinin’’
-Şimdi burada ‘hac bilinen aylardadır’ dedi Allah u Teala. Kitaplarda yazılan şu; bilinen ay dendiğine göre demek i o bölgede biliniyor. O bölgede bilinen ay olarak Şevval ki Ramazan’ın hemen peşinden başlayan aydır. Zilkade ve Zilhicce olarak kaynaklarda geçiyor Şafi mezhebine göre Zilhicce’nin 10. Günü bayramın birinci günü bu iş bitiyor. Hanefiler Zilhicce’nin tamamını hac ayı sayıyorlar. Şimdi bu aylar içinde bir tanesinin adı Zilhicce. Bu adı peygamberimiz koymuş değil, Araplardan peygamberimiz çağında yaşayanlar koymuş değil. Zilhicce öteden beri o aya verilen isimdir. Anlamı; içinde haccı barındıran ay demektir. ‘Zilhicce’, ‘hicce’ hac.
‘’velillehi alel nasi haccil beyt’’ mesela diyor.
‘’Allah’ın insanlar üzerinde hakkıdır o beyti haccetmek’’
Zilhicce hac ayı anlamına geliyor. O zaman şimdi aylardan neye döndü? Ay’a aylardan aya döndü. Hac ayı. O zaman her ay hac yapılabiliyor muymuş? Allah ‘bilinen’ dediği için ismini söylemedi. Bu çevrenin bildiği, insanların bildiği. İnsanların bildiği de bu, Zilhicce. Hac suresinin 28. Ayetini açarsak orada güne kadar indiğini göreceğiz. Hatta 27. Ayetine bakalım. İbrahim a.s. Kabe i Şerif’i bina ettikten sonra Allah u Teala O’na bir emir verdi. Şöyle dedi;
‘’ Ve ezzin fin nasi bil hacci’’(hac27)
‘’insanlar arasında haccı ilan et’’
-dedi. Niye dedi? Çünkü Kabe yapılmış, hac ibadetinin yapılacağı yerler de belli. İbrahim a.s. Kabe’yi ilk yapan kişi değil. Bu Adem a.s. ın yaptığı bir bina ama Nuh tufanında yıkıldığı için İbrahim a.s. temellerini yükseltmiş. Çünkü Ayet i Kerime’de diyor ki Allah u Teala
‘’ Ve iz yerfeu ibrahımül kavaıde minel beyti ve ismaıyl’’(bakara127)
‘’İbrahim o beytin temellerini yükselttiği zaman İsmail’le beraber şöyle dua etti’’
Diyor. Temellerini yükseltiyordu vardı zaten, o temeller üzerine bina yapıyor.
Şimdi diyor ki Allah u Teala İbrahim a.s. a:
‘’ Ve ezzin fin nasi bil hacci’’(hac27)
‘’insanlar içerisinde haccı ilan et’’
‘’ ye’tuke ricalev ve ala külli damiriy’’(hac27)
‘’insanlar sana yürüyerek ya da bitkin binekler üzerinde gelirler’’
‘’ ye’tıne min külli feccin amıyk’’(hac27)
‘’her derin vadilerden geçerek gelirler’’
-‘gelsinler de’
‘’Li yeşhedu menafia lehüm’’(hac28)
‘’kendileri için bir takım menfaatlere şahit olsunlar’’
-Bu menfaatler nelerdir? Ticarettir. Gelsin orada ticaret yapsınlar. Bak önce ticaret yapacaklar geldikleri zaman. Çünkü Allah u Teala dünyayı yarattığı günden itibaren dört ayı haram ay olarak ilan etmiştir. O da Tevbe 36. Ayette var:
‘’ İnne ıddeş şühuri ındellahisna aşera şehran’’(tevbe36)
‘’ayların sayısı Allah katında oniki aydır’’
‘’ fı kitabillahi’’(tevbe36)
‘’Allah’ın kitabında böyledir’’
‘’ yevme halekas semavati vel erda’’(tevbe36)
‘’bu yerleri ve gökleri yarattığı günde böyle olmuştur(o günden beri böyledir)’’
‘’ miha erbeatüm hurum’’(tevbe36)
‘’bunlardan dördü haram aydır’’
-Bunları bize açıklamıyor. Öteden beri Adem a.s. dan beri bütün toplumlar bunu bildiği için, bunlar; Zilkade, Zilhicce, Muharrem bir de Recep ayı, Bu haram ayda, diyor ki Cenab ı Hak burada:
‘’ zaliked dınül kayyimü’’(tevbe36)
‘’sağlam din, sağlam hesap budur’’
‘’ fe la tazlimu fıhinne enfüseküm’’(tevbe36)
‘’bu aylarda kendinize yazık etmeyin’’(kendinize kötülük etmeyin)
-Yani ‘yanlış iş yaparsanız günaha girmiş olursunuz’ diyor.
‘’ ve katilül müşrikıne kaffeten kema yükatiluneküm kaffeh’’(tevbe36)
‘’O müşrikler sizinle top yekün savaştığı gibi siz de onlarla savaşın’’
Diyor. Şimdi bu haram aylarında yanlış yapmak yok. Şimdi bu Mekkeli Araplar haram aylarda babasının katilini görse elini kaldırmazmış. Haram ayları hala geçerlidir. Geçerliliğini devam ettiriyor. Kıyamete kadar öyledir. Şimdi diyor ki ‘gelsinler menfaatlerine şahit olsunlar’. Şimdi bu aylarda insanlar güven içerisinde oraya kadar geliyorlar, mal getiriyorlar satıyorlar. Aldıkları malları memleketine götürüyorlar derken çok büyük bir ticari hareket oluyor. Hem memleketlerinden mal getiriyorlar oraya hem oradan alıp götürüyorlar. Çok büyük bir Pazar. Mesela Türkiye’de bakarsanız pazarlar hala arapların ellerindedir. Semt pazarlarına bakın. Çünkü oradan gelmiştir bu pazarcılık bizim. Kaynağı orasıdır.
-Bu hac aylarında bir Ukas panayırı kurulurdu Taif’te. Mecenne pazarı kurulurdu Medine yolu üzerinde. Zülmecaz panayırı kurulurdu El Muhammes denen bölgede. Orada büyük panayırlarda insanlar mallarını satarlar.
‘’ yezkürüsmellahi fı eyyamim ma’lumatin’’(hac28)
‘’malum günlerde Allah’ın adını ansınlar’’
-Bak şimdi malum aylardan nereye indi? Malum günlere. Kim bilecek bunu? O bölgenin insanları bilecek değil mi? O bölgenin insanları malum günler dediğin zaman, işte Zilhicce’nin 9. Günü Arafat’a çıkıyorlar. 10. Günü geceyi Müzdelife’de geçirip Mina’ya iniyorlar.
Burada diyor ki:
‘’ala ma razekahüm mim behımetil en’am’’(hac28)
‘’Allah’ın kendilerine verdiği behimetil enam üzerine Allah’ın adını ansınlar’’
-Yani ‘Kurban bayramı kurbanını kessinler’. Kurban bayramı kurbanının günleri de belli değil mi? Çünkü kurban bayramı da ilk peygamberden son peygambere kadar aynı günde aynı hayvanlar üzerine, aynı hayvanların kesilmesiyle ifa edilen bir ibadet.
‘’ fe külu minha’’(hac28)
‘’siz ondan yiyin’’
-Kurban bayramı kurbanı olduğu için.
‘’ ve at’ımül baisel fekıyr’’(hac28)
‘’darlık içerisinde olan fakirlere de yedirin’’
‘’ Sümmelyakdu tefesehüm’’(hac29)
-Burada ‘sümme’ ‘aynı zamanda’ demek, sonra manasında değil. Arapçada ‘sememtah ı seye’ ‘cemahatuhu’ anlamında da kullanılır. Birleştirme manasında da kullanılır, sonra manasında da kullanılır. Türkçemizde de öyle, Sonra kelimesi bazen ‘bununla birlikte’ anlamında da kullanırız. ‘sonra bir de şu oldu bak ha’ diye. Aynı anda olan şeylerden bahsedilir.
‘’ Sümmelyakdu tefesehüm’’(hac29)
‘’aynı zamanda tefeslerini tamamlasınlar’’
‘’ velyufu nüzurahüm’’(hac29)
‘’ve nezirlerini yerine getirsinler’’
‘’ velyettavvefu bil beytil atiyk’’(hac29)
‘’Beyt i Atik’de de tavaf etsinler’’
-Beyt i Atik neresi? Kabe i Şerif, yani en eski ev. Çünkü yeryüzünde ilk bina edilen yer orasıdır.
‘’ İnne evvele beytiv vüdıa linnasi lellezı bi bekkete mübarakev ve hüdel lil alemın’’(ali imran96)
-İnsanlar için yani ilk kamu binası herkesin rahatlıkla girebileceği ilk bina.
‘’ilk yapılan ev elbette ki Mekke’de olandır’’
‘’mubarakev’’(ali imran96)
‘’bereketli binadır’’
‘’ ve hüdel lil alemın’’(ali imran96)
‘’bir yol gösterici merkez’’
-Yani Kıble, ilk günden kıbledir orası. Bir ara işte bu şey olmuş, Kudüs’teki Zeytin Dağı olmuş ama sonra tekrar Kabe i Şerif’e kıble dönmüş.
-Şimdi ‘tefeslerini gidersinlerin’ manası nedir? Burada 29. Ayette diyor ki ‘sonra kirlerini gidersinler’. Kirlerini gidermek için insanlar Mekke’ye gider mi? Bu o kadar mühim bir şey mi? Memleketinde de yaparsın bunu. Bu tefes kelimesinin anlamını peygamberimiz s.a.v. sahih hadisinde bildirmiştir. İsmini hatırlayamadığım bir zat Taif’ten kalkmış, sahih bir hadistir, hiç dinlenmeden durmadan hacca yetişmek için gelmiş, fakat Müslümanlar Arafat’tan Müzdelife’ye gelmişler. Müzdelife’de peygamberimiz s.a.v’ e yetişmiş demiş ki; ‘ya Resulallah birazcık dağ tepelerinde dinlendim ama onun dışında hep yürüdüm fakat size şu anda, yetiştim. Benim haccım olur mu? Arafat’tan geçerek gelmiş oraya. Demiş ki, ‘kim bu gün ya da bu gecede Arafat’ta bulunur (kısa bir süre de olsa fark etmez), geceyi burada bizimle beraber geçirirse;
‘’fekat kada tefesehu’’
Aynen buradaki
‘’Sümmelyakdu tefesehüm’’(hac29) ifadesiyle birebir. Arafat’ta vakfe yapar, Müzdelife’de vakfe yaparsa ki Tefes, Arafat ve Müzdelife vakfesidir.
ASİSTAN:
Urvetüblü Müderris
ABDÜLAZİZ BAYINDIR:
Nerede geçiyor? Hadisin kaynağı?
ASİSTAN:
İbn i Maci’de
ABDÜLAZİZ BAYINDIR:
Başka?
ASİSTAN:
Hüsn el Ahmet bin Hambel’de
ABDÜLAZİZ BAYINDIR:
Sahih bir hadistir bu. Evet ‘urvetüblü müderris’ adında bir sahabe.
ASİSTAN uyarıyor:
Tay kabilesinden
ABDÜLAZİZ BAYINDIR:
Tay kabilesinden ha!.. ben Taif’le karıştırdım. Tay kabilesi diye büyük bir kabile var.
‘’ Sümmelyakdu tefesehüm’’(hac29)
Yani peygamberimizin belirttiği gibi, kirlerini gidersinler değil. Kir giderme kelimesi Arapçada Kad’a fiiliyle ifade edilmez, İzale fiiliyle ifade edilir. Kad’a, bir şeyi yerine getirmektir.’ Tefeslerini yerine getirsinler’ yani ‘Arafat’ta vakfeyle Müzdelife’de vakfeyi yapsınlar’.
Şimdi siz ayeti anlarken peygamberimizin hadisinden hareket etmeyeceksiniz, ilk dönem sözlüklerinde de bu tefes kelimesiyle ilgili bir bilgi yok. Mesela Ebu Ubeyde vardır ilk Lügatçılardan diyor ki; Arap dilinde ben bunun karşılığını bulamadım.
Bulamayabilirsin, peygamberimiz söylemiş ya!. Peki bulamadıysanız neden bir anlam veriyorsunuz buna? Bulamadıysanız bırakın öyle bari, birisi gelir bulur. Kir manasını nereden çıkarıp veriyorsunuz?
ASİSTAN konuşuyor:
Tirmizi’de var Hasen ve Sahih
ABDÜLAZİZ BAYINDIR:
Tirmizi’de var ha!.. Hasen ve Sahih. Tamam çünkü bir çok hadis kitabında var o hadis i şerif.
-Şimdi buradan belli günlere geldi. Aynı günlerde kurban kesiliyor, aynı günlerde haccın ibadetleri yapılıyor, burada diyor ki; ‘tefeslerini yerine getirsinler’ . ‘Tefes’ kurban bayramı günleri değil, Zilhicce’nin 9. Günü Arafat’a çıkmak ve Müzdelife’ye doğru inmektir. Burada bir başka önemli husus var, gün şeyi itibarıyla ama ben onu genel anlayışa göre söylüyorum. Onu inşallah daha sonra, çünkü o konuya girdiğimiz zaman çok konuşmak gerekir. Gün Kuran ı Kerim’e göre gün doğmasıyla başlar, gün doğmasıyla biter. Dolayısıyla ertesi gün, gün doğana kadar 9. Gündür. Eğer öyle olmasaydı peygamberimiz bu sözü söylemezdi. Arafat vakfesi gün batımıyla biterdi. Artık o kişinin güneş battıktan sonra Arafat’tan gelmiş olmasının bir anlamı kalmazdı. Bu kısa bilgiyi verip daha fazla ayrıntıya girmeyelim. İnşallah namaz vakitleriyle ilgili çalışmamız bittiği zaman onun Kuran ı Kerim’deki ayetlerini görürsünüz.
‘’ velyufu nüzurahüm’’(hac29) ne demek?
‘’Adaklarını yerine getirsinler’’
-Şimdi Türkçede adak dediniz mi akla ne gelir? Kurban gelir değil mi? Bu kurban falan değil, kurbanı zaten söyledi. Adak şu; hacca başlayan kişinin Cenab ı Hak’a verdiği birtakım sözler var. Nezir o demek. Nezir ‘verdikleri sözü yerine getirsin’. O nedir? Hac ibadetine başlayan kişinin yapmak zorunda olduğu üç şeydir:
-fe la rafese
-ve la füsuka
-ve la cidale fil hacc.
Hac sırasında eşiyle ilişkiye girmeyecek
Günah işlemekten uzak kalacak
Kimseyle tartışmayacak
-Nezirleri bu. Bunları yerine getirsinler. Ondan sonra peki bunları yerine getirdi. ‘beytil atik’i tavaf etsinler’.
Şimdi bu Ayet i Kerimedeki sıraya bakın, peygamberimizin hadis i şerif’i işte. Arafat’ta vakfe, Müzdelife’de vakfe, şeytan taşlamayla ilgili ayetler sonra gelecek. Onu da yapıyorsunuz ve yapmasanız da olur, inersin daha sonra gelip şeytan taşlayabilirsiniz. Gidiyorsunuz Kabe’yi tavaf ediyorsunuz. Bunlar peş peşe olması gereken görevler.
-Şimdi aylardan günlere, günlerden neye indi? Güne . İstediğiniz zaman hac yapabiliyor muymuşsunuz?..
Şimdi insanlar Kuran ı Kerim’in kendi iç ilişkilerine dikkat etmedikleri için Allah u Teala’nın açıklaması gereken ayetleri bunlar kendileri açıklıyor. Çünkü Allah u Teala açıklamayı hiç kimseye bırakmıyor. Ama bu insanlar kendileri açıklıyorlar ayetleri. Kendileri açıklayınca bu defa her şey birbirine karışıyor. Ondan sonra da deniyor ki işte ‘Kuran ı Kerim’de şu var mı? Bu var mı?’ E! Var kardeşim. Var da sen görmezsen ben ne yapayım? Ona ulaşmanın bir usulü var, o usulü uygularsan en ayrıntılı bilgileri Kuran ı Kerim’de bulursun. Kur’an’da bulacağın ayrıntı hiçbir kitapta olmaz. Ama o usulü bilmezsen hiçbir şey göremezsin, hiçbir şey bulamazsın. Şimdi tekrar ilk ayetimize dönüyoruz. Şimdi diyor ki burada Allah u Teala:
‘’ Elhaccü eşhürum ma’lumat’’(bakara197)
-Önce aylarla başlıyor. Şimdi kaynakların benim gördüğüm kadarıyla tamamında hac ayları Şevval, Zilkade ve Zilhicce olarak geçiyor. Ben şahsen bunun doğru olduğu kanaatinde değilim. Niye değilsin derseniz, şundan dolayı değilim; bir kere Allah ‘gelsinler menfaatlerine şahit olsunlar’ diyorsa, bu insanlar memleketlerinden mal getirecek, oradakinden geri götürecek. Dolayısıyla burada yol güvenliği olmazsa olmaz şarttır. Yol güvenliği haram aylarında sağlanabiliyor. Haram ayları Zilkade, Zilhicce, Muharrem’dir. Hac da haram ayların tam ortasına rastlıyor. Dolayısıyla malınızı getirir alır satarsınız ve tekrar geri gidersiniz. Tam ortasına rastlıyor çünkü geri giderken de güvenlik gerekiyor, gelirken de. Çünkü güvenliğin olmadığı yerde ticaret olmaz. İnsan malını götüremez. Parasını da götüremez. Hatta kendisi de gidemez. Güvenlik çok temel bir problemdir. Onun için Allah u Teala yeryüzünü yarattığı günden itibaren dört ayı haram ay yapmış bunun üçü peş peşe. Şimdi devam ediyoruz Ayet i kerime’ye . Yani o nezir demem ‘sorumluluk altına girdiğiniz şeyleri yerine getiriniz’
‘’ velyufu nüzurahüm’’(hac29)
‘’nezirleri yerine getirsin’’ lerin şeyi bu ayette belirtilen
-fe la rafese
-ve la fusüka
-ve la cidale
İhrama girmekle yüklendikleri görevler demektir. Aksi taktirde hacca giden birinin adakta bulunması gerekiyor mu? O zaman hiç dayanaksız ifade olur.
‘’ Leyse aleyküm cünahun en tebteğu fadlem mir rabbiküm’’(bakara198)
-Bakın öbür ayette dedi ki; ‘gelsin de menfaatlerine şahit olsunlar’. Bu menfaat maddi menfaat mi? Manevi menfaat mi? Onu burası açıklıyor.
‘’Size bir günah yoktur’’ diyor ‘’Rabbinizin fazlını aramanızda’’
-Yani ‘’ticaret yapmanızda, kar etmenizde günah yoktur’’ diyor hacla ilgili ayetler. Bizde gelenek nedir?
-Kardeşim hacca mı gittin ticarete mi gittin
-Evet, ticarete gittim, ikisine de gittim.
Allah onun için gelsinler diyor. İkisine de gittim kardeşim. Böyle hac mı olur? Hac böyle olur…
Başka şekilde olmaz ki, Peki sen hacca gidiyorsun da alış veriş yapmıyor musun? Bir şey almak ticaret yapmak değil midir? Sadece satmak mıdır ticaret? Sen alıyorsan birisi de satması lazım.
‘’Leyse aleyküm cünahun en tebteğu fadlem mir rabbiküm’’(bakara198)
‘’Rabbinizin ikramını aramanızda size bir günah yoktur’’
-Yani bir kar peşinde olabilirsiniz. Ondan sonra diyor ki;
‘’fe iza efadtüm min arafatin’’(bakara198)
-Bak orada ‘tefeslerini tamamlasınlar’ dedi burada biraz daha ayrıntı veriyor.
‘’Arafat’tan sel gibi aktığınız zaman’’
-Yani şöyle dereleri dolduran şekilde, Arafat’tan aşağı iniliyor ya.
‘’vadiyi dolduran sel gibi aktığınız zaman’’
-Şimdi senenin çok değişik zamanlarında insanlar gitseler öyle sel gibi akma olur mu? Bak oradan aktığınız zaman.
‘’ fezkürullahe ındel meş’aril haram’’(bakara198)
‘’Meşaril haramda Allah’ı anın’’
-Meşaril haram neresi? Meşaril haram müzdelifedir. Yani Arafat’la Mina’nın arasında bulunan, Arafat’tan çıkıyorsunuz işte, ya 7 ya 10 km. orada geçtikten sonra müzdelife başlıyor. Müzdelifenin alt tarafı ile Minanın arasında bir boşluk var. Fil vakasının geçtiği yerin alt ucu, orası en alt bölgesi. Fil vakasının meydana geldiği yer çok büyük bir saha. Fil vakasının meydana geldiği yerin çok büyük bir bölümü de Müzdelifede oluyor. İnşallah çalışmalar biterse o konuda ayrıntılı bilgi vereceğiz.
Diyor ki; ‘meşaril haramda Allah’ı anın’, şimdi ‘fezkürullahe’ kelimesinin Kuran ı Kerim’de özel bir anlamı var. Mesela bakara 239 da:
‘’fe iza emintüm fezkürullahe ke ma allemeküm’’(bakara239)
‘’Eğer korkarsanız namazı yürüyerek ya da binili olarak kılın, güvene kavuştuğunuz zaman Allah’ı Allah’ın size öğrettiği gibi anın’’
-‘fezkürullahe’ kelimesinin ilk anlamı namaz kılmaktır, ondan dolayı peygamberimiz s.a.v. Arafat’tan çıkmış meşaril harama kadar akşamı da yatsıyı da kılmamıştır. Gelip orada kılmıştır. Ama geç kalınıyorsa, vakit çıkıyorsa yolda kılabilirsiniz. Fakat zamanında gelirseniz Akşamı da yatsıyı da orada kılarsınız. Peygamberimizin hiçbir davranışı Kuran ı Kerim’in dışında olması mümkün değil. Şimdi meşaril haramda bu zikrinizi yaptınız mı? Mesele tamam. Pergamberimiz s.a.v geceyi orada geçirmiş. Normaldir elbette ki geceyi orada geçirir çünkü bir gün öncesinden Mina’dan çıkmışsınız Arafat’a, Arafat’ta ibadet yapmışsınız ve orada yorulmuşsunuz. Gece de yürürse o hacı perişan olur. Mümkün değil bir yerde yatması lazım. Ama bazı kimseleri peygamberimiz oradan göndermiş. Deniyor ki bu bir istisna, hayır. Orada zikrini yaptıktan sonra bu bir dinlenmedir? Orada dinlenirsiniz bunda herhangi bir problem yok.
‘’vezküruhü kema hedaküm’’(bakara198)
‘’Allah’ı size öğrettiği şekilde O’nu anın’’
-Yani,
‘’Cenab ı Hak’ın gösterdiği şekilde namazınızı kılın’’
-Ne demek bu? ‘Şartları belli vakti belli onun dışına çıkmayın’ demektir.
‘’ ve in küntüm min kablihı le mined dallın’’(bakara198)
‘’bundan önce her ne kadar yanılmışsanız’’
-Şimdi burada şu da olur:
‘’ ve in küntüm min kablihı le mined dallın’’(bakara198) meselesinde şunu söylemek te mümkündür. Mekkeliler Fil vakasından sonra kendilerini çok kutsal saymaya başlamışlar. Çünkü Ebrehe ordusu Kbe’yi yıkmak için gelirken işte Müzdelife’den başlayıp Mina’da biten bir vadi var. Vadi cehennem ya da Vadinnar diyorlar orada başlarına gelen olay gelmiş, Kabe’yi yıkmaya muvaffak olamayınca Mekkeliler bunlar Kabe’den kutsallığı almıyorlar, Kabe kutsallığı bunlardan alıyor, biz buradayız diye yani. Diyorlar ki; ‘Arafat harem sınırlarının dışında biz oraya çıkarsak orayı da kutsallaştırmış oluruz. Onun için çıkmıyorlar oraya, onun için Allah u Teala burada diyor ki:
‘’ Sümme efıdu min haysü efadan nasü’’(bakara199)
-‘efadan nas’ denmesi şu; diğer insanlar Mekkeli olmayan herkes Arafat’a çıkıyor ve iniyor. ‘Siz de olar gibi yapın’diyor Allah u Teala. Peygamberimiz Arafat’a çıkınca herkes şaşırıyor ‘Allah Allah sen nasıl çıkıyorsun’ diyorlar ‘Mekkelisin’ Halbuki Allah’ın emri bu.
‘Bundan önce her ne kadar yanlış yoldaysanız da Cenab ı Hak’ın gösterdiği şekilde yapın’ diyor. ‘Bundan sonra böyle yapın’ Artık ondan sonra Mekke’li ya da başka ayrımı olmaksızın herkes Arafat’a çıkıyordu.
‘’ vestağfirullah’’(bakara199)
‘’Allah’tan bağışlanmayı dileyin’’
‘innellahe ğafurur rahıym’’ (bakara199)
‘Allah gafur ve rahimdir’
-Evet bunu böylece burada bırakalaım.