Elhamdülillâhi Rabbil-‘âlemîn. Vel-‘âkıbetü lil-müttekîn. Vessalâtü vesselâmü ‘alâ Rasûlinâ Muhammedin ve ‘alâ âlihî ve sahbihî ecma’în.
Biliyorsunuz kurban bayramının arefesindeyiz ve önümüzde kuraban bayramı var, o bayramda kesilen hayvan dolayasıyla kuraban bayramı diyoruz. Hanefi mezhebine göre kurban bayramında kurban kesmek vaciptir. Diğerlerşine göre sünnettir. Mezheplerin tamamına göre kurban bayramı kurabnı peygamberimize s.a.v. uygulamasıyla ortaya çıkmıştır. Kuranı kerimde onu gösteren ayet yoktur sonradan gelen bazı Hanefiler Kevser süresinin kurban bayramı ile ilgili olduğunu söylemişler ama oradanda tatminkar bir sonucaulaşma imkanı olmamaıştır. Zaten mümkün değil şimdi inş. Bu akşam hep beraber göreceğiz ki kuranı kerim kurban bayramı kurbanının cinsini yaşını hangi tarihlerde kesilmesi gerektiğini kimlere farz olduğunu çok açık ve net bir şekilde ortaya koymaktadır peygamber s.a.v. yaptığı kuranı kerimi uygulamaktan ibaretir. Her defasında dikkatimnizi çek tğimiz kuran sünnet arasındaki ilişkinin koparılması olayı buradada çok açık ve net olarak yaşanmaktadır. Yani bu kuranla irtibatın kesilmesini ki Abbasiler döenemini gösteriyor işaretler emeviler döneminde başlamıştır ama onunla ilgili elimizde hiçbir belge yok emevileride Abbasilerden öğreniyoruz onun içinde emevilerle ilgili hiçbir şey söylemiyorum emevileri koruduğum falan yok kimseyi koruma yetkimiz yoktur çünkü koruyacaksınız cenabu-ı hakka karşı korumuş olursunuz Allahu Teala dan da daha iyide hiç kimse bilemz onlar vefat etmiş gitmişler ama tarihi yargılamak gerekirse belgelere dayanmak lazım emevilerin kendilerine ait herhangi bir belge elimizde yok emevileri onların can düşmanı olan Abbasiler anlattığı için ben emeviler konusunda herhangi bir şey söylemiyorum ama Abbasiler döneminde dinin kuranla irtitbatının nihai olarak kesildiği çok açık ve net oalrak ortadadır işte onlardan bir örnekte bu akşam okuyacağımız anlamaya çalışacağımız kurban meselesidir. Hac süresini açıyoruz elimizdeki kuranı kerimlerin 334. Sayfası bu süre medinede inmiştir. Az önce sözü geçen Kevser süreside mekkede inmiştir. Kevser süresinde emredilen kurban kesmektir. Orda Allahu Teala şöyle buyuruyor estauzubillah
(108/ Kevser 1 -3)
“İnnâ a’taynâkel kevser”
“sana çok şeyler verdik çok nimetler verdik”
Gerçekten Allahu Teala peygamberimize çok şey vermiştir. Peygamberimizin anası yok babası yok zenginliği yok siyasi hakimeyti elinde bulunduran bir ailenin ferdi değil insanların arzu edip onun için hayatlarını feda ettiği hiç bişr şey yok ama Allahu Teala ona bir kuranı kerim veriyor, oda o kuraı kerime sıksı sıksıya sarılıp onun yolundan gittiği için bunların hepsine sahip olanların hiçbir zaman elde edemeyeceği çok büyük nimetlere ulaşıyor, Bu gün herkes onun gibi olmanın yolunda mümin olanlarda onun gibi olmak istiyor olmayanlarda onun gibi olamk istiyor. Mümin olmayanlar onun gibi dünya başarısı elde etmek istiyor olanlarda hem dünya hem ahret başarısı elde etmek istiyor. Dolayısıyla Allalahu teala peygamberimize çok şey verdik işte o çok şey kuranı kerimdir. O bizim elimizdede var ona sıksı sıkay sarılırsak aynı sonuçları bizde elede edebilriz.
“Fesalli rabbike venhar”
“ibadeti rabbin için yap namazı rabbin için kıl “
“Venhar” “li rabbik” demektir
“hayvanı rabbin için kes”
Rabbin için kesilen hayvan etlik hayvan değildir insan yemek için kestiği hayvanı kendisine keser ama Allah için kesilen hayvanlar onlar kurban edilen hayvanlardır,
“İnne şânieke huvel ebter”
“evet seni kötüleyenler sonu kesilecek olanlardır “
Arkasından gelecek kimsesi olmayanlardır peygamberimiz mekkeden medineye hicrete zorlayanlar sonrada mekkeyide kaybetmedilermi peygaberimiz s.a.v. e bakın dünyanın her yerinde uyan ona saygıla anan ona salatu selam getrien milyarlar var ama o mekkede ona karşı çıkan o günün şımarıklarından herhang birisi hatırlandığı zaman hiç güzellikle iyilikle hatırlanmıyor şimd bu ayetler namazın Allah için kılınması kurbanında Allah için kesilmesini emrediyor. Yalnız kuranı kerimin bir metodu vardır allahu Teala bir yerde konuyu kısa ve özlü oalrak anlatır şimdi “namazı Allah için kıl kurbanı Allah için kes” o kurban dediğin nedir bir kere o boğazlama olduğu kesin, ama hangi Hayvanlar ne zaman kimin tarafından nasıl kesilecek bu namaz hangi namaz bunların her brisinin açıklanmasına ihtiyaç var. Cenabı hak hut süresinin ilk ayetlerinde buyuruyor ki
(11/ Hut 1-2)
“Elif lâm râ kitâbun uhkimet âyâtuhu summe fussılet min ledun hakîmin habîr”
“bu bir kitptır ki ayetleri muhkem kılınmış, yani kısa özlü anlaşılır bir şekilde ortaya konmuş”
( namaz kıl kurban kes anlaşılmayacak bir tarafı varmı bunun ama açıklamaya ihtiyacı var)
“summe fussılet”
“sonra açıklanmıştır” yada aynı zamanada açıklanmıştır”
zaman farkı söz konusu değil sonrada olur öncede olur her zaman olur
“min ledun hakîmin habîr”
“hakim ve habir tarafından açıklanmıştır”
“Ellâ ta’budû illallâh”
“Allahtan başkasına kulluk etmeyesiniz diye “
Allahtan başkasına kulluk etmeyesşniz diye açıklamayı Allah yapmıştır. bir ayeti kerimedede cenabı Allah şöyle buyuruyor taha 114 olması lazım diyorki;
(20/ Taha 114)
ve lâ ta’cel bil kur’âni min kabli en yukdâ ileyke vahyuhu ve kul rabbi zidnî ılmâ(ılmen).
“Vahyi tamamlanmadan önce kuranla hükmetmede acele etme”
şimdi kuran kelimesinin anlamı ayetler kümesi demektir. indirilen bütün ayetleri içerisine aldığı için bu kitabın adı Kur’an olmuştur ama o Kur’anın içindede Kur’anlar vardır. Yani kümeler vardır. ilgili ayet kümeleri tamamlanmadan hüküm verme diyor. Dolayısıyla peygamber s.a.v. mekkede inmiş olan Kevser süresinden sonra kurban bayramı kurbanı kesmemiştir. Kurbanı Allah için kes mekkede putlar için kurbanlar kesiliyor ama Allah için kes ise bu kesmenin yeri ve zamanı varmı bunun açıklamaya ihtiyacı var işte hac süresi inince medineyi münevverede peygmaberimiz medinedeki hayatı boyunca 10 yıl boyunca yolculuklarındada kurban kesmiştir yani kurban bayramı kurbanını medinede her sene mutlaka kesmiştir çünkü medinede olay açıga kavuşmuştur. Olayı tümüyle aqçığa kavuşturan ayetler hac süresinde şimdi okuyacağımız ayetlerdir burada önce 34. Ayeti okuyalım burada diyorki allahu Teala
(22/ Hacc 34)
“Ve li kulli ummetin cealnâ menseken li yezkurûsmallâhi alâ mâ razakahum min behîmetil en’âm”,
“Her ümmet için bir mensek oluşturduk”
“Mensek” kurban kesmek manasına geliyor kurban kesme zamanı manasına geliyor kurban kesme yeri manasına geliyor her üç manayada gelyor şimdi bu manalarıdan her üçüde kastedilebilir, sadece birisi yada ikiside kastedilebilir, bunu bu ayeti açılayan diğer ayetlerden ancak ögrenebiliriz., Ama şu anda ilk önce anladığımız her ümmet için kuban kesme görevinin olduğudur yeryüzündeki ilk ümmet kim Adem aleyhiselamın ona tabi olan kişilerdir peki her ümmet için dendiği zaman kurban kesme görevi Adem aleyhiselama da verilmiş oluyormu oluyor.
iki tane oğlunun kurban kestiğinide biliyoruz birisininden kabul edildiğini birisinden kabul edilmediğini biliyoruz o kurban bayramı kurbanımı başka bir şeymi orda tartışma olabilir ama Adem aleyhiselama bize farz olan kurban bayramı kurbanın farz olduğu bu ayette kesin o kesinliği o kesinlği şimdi biraz sonra okuyacağım ayetlerle takviye etmiş olucağız. Peki ne yapıyordu Adem aleyhiselam bizim kestiğimiz hayvanlarımı kesiyordu diyorki işte Allahu Teala;
“li yezkurûsmallâhi alâ mâ razakahum min behîmetil en’âm “
“Allahın kendilerine rızık olarak verdiği behimetül enam üzerine Allahın adını ansınlar diye”
Peki “behîmetil en’âm “nedir? Onun için hemen aynı isimle yer alan enam süresinin 143. Ayetine bakıyoruz 146. Sayfa “en’âm” nedir? Burada allahu Teala bir önceki ayetle birlikte okuduğunuzda daha net görürsünüz
(6/ En’âm 143)
“Semâniyete ezvâc”
“Sekiz eş”
Hatta önceki ayetle birlikte okuyalım 142 ile eksik kalmasın
(6/ En’âm 142)
“Ve minel en’âmi hamûleten ve ferşâ”
“En’am dan yük taşıma ve birde giyim yaygı olmak üzere şeyler üretirsiniz”
“kulû mimmâ rezekakumullâhu “
“size rızık olarak verdiğinden yiyin”
“ve lâ tettebiû hutuvâtiş şeytân”
“ izine uymayın izinden gitmeyin”
“innehu lekum aduvvun mubîn”
“çünkü o sizin açık düşmanınızdır”
şimdi Enam dedi “Ve minel en’âmi” bu Enamın ne olduğunuda bu ayette açıklıyor
(6/ En’âm 143)
“Semâniyete ezvâc”
“Sekiz eş”
“minad da’nisneyni”
“Koyundan iki”
yani ne oluyor erkek ve dişi erkek ve dişi birbirinin eşi oluyor demi erkek bir eşdişi bir eş
“ve minel ma’zisneyn”
“Keçiden iki” etti dört
“kul âz zekereyni harreme emil unseyeyni”
bu Mekkelilerin yapmış oldukları bir takım yanlış uygulamaları belirtiyor
“emmeştemelet aleyhi erhâmul unseyeyn”
“Yada disilerin rahimlerinde olanımı”
çünkü onlar bazı hayvanları kadınlara haram kılıyorlardı bazı hayvanları her ikisinede yapıyorlardı daha önceside var o konulara şimdi girmiyoruz çünkü bundan önceki sohbetlerde girdik
“nebbiûnî bi ilmin in kuntum sâdıkîn”
“biliyorsanız bilgiyle bize cevzp verin diyor” Mekkelilere
(6/ En’âm 144)
Ve minel ibilisneyni
“Deveden iki” devenin erkeği ve dişisi etti altı
“ve minel bakarisneyn “
“sığırdan iki “ sığırın erkeği ve dişisi etti sekiz
şimdi En’am bunlar behime hayvan demek “behimetül enam” En’am cinsi hayvanlar manasına geliyor dolayasıyla ilk peygamber ve ona tabi olan ilk ümmet adem aleyhiselam ve adem aleyhiselamın ümmeti olduğu için onlarada kurban kesme görevi yüklenmiş ve onlarda bu “behimetül enam” üzerine Allahın adını ansınlar diye böyle bir görevle sorumlu olmuşlar onlar hangi hayvanları kesiyorlarmış bizim kestiğimizden farklımı aynı bizde koyun keçi sığır deve bunları kesiyoruz. şimdi gördünüzmü ittifakla Kuranı Kerimde kurban ilgili ayetleri olmadığı söylenir, sonraki Hanefiler işte zar zor bi Kevser süresini sokuşturmuşlar araya onlanda problem çözülemediği için tartışma devam edip gidiyor, Bakın hangi hayvanların kurban edileceği belli çok net ondan sonra;
(22/ Hacc 34)
“li yezkurûsmallâhi alâ mâ razakahum min behîmetil en’âm”
“bu behimetül enam Allahın kendilerine rızık olarak verdiği behimetül enam üzerine Allahın adını ansınlar diye”
Allah ın adının anılmasının farz olduğu sadece kurbanlık hayvanlardır.şimdi kurbanla ilgili hükümler görmezlikten geliniyor hiç alakası olmayan konulara bu hükümler taşınıyor. Besmelesiz kesilen hayvan yenmez hükmüne varılıyor, ondan sonrada dünyanın çeşitli yerlerindeki Müslümanlar etsiz bırakılıyor, Bunla ilgili detaylı sohbeti bundan zannedersem iki hafta önce iki yada üç hafta önce yapmıştık onu internetten bulursunuz. Niye her ümmete
“fe ilâhukum ilâhun vâhıdun”
“sizin ilahınız bir tek ilahtır”
yani ademin ilahı Muhammed s.a.v. in ilahı birbirinden farklı değilki tabiî ki aynı emirler olucak.
“fe lehû eslimû”
“yalnız ona teslim olun”
(108/ Kevser 2 )
işte “li rabbike venhar.” o oluyor
“Fe salli li rabbike”
“Rabbin için namaz kıl”
“Venhar”
“ve rabbin için hayvanı kes”
insanın rabbi için kestiği hayvan işte bu sekiz cins hayvandır ve kurban olandır. çünkü öbürünü sen kendin için kesersin, dostun için kesersin, satmak için kesersin. işte ordaki Kevser süresindeki kapalı ifadeleri bu ayetler açıklıyor şimdi ondan sonra diyorki;
(22/ Hacc 34)
“ve beşşiril muhbitîn”
“samimi olanlara müjde ver”
içten cenabı hakka boyun eğenlere müjde ver.
(22/ Hacc 35)
“Ellezîne izâ zukirallâhu vecilet kulûbuhum”
“Bunlar cenabı hakka boyun eğen kimseler Allah anıldığı zaman yada Allahın emirleri söylendiği zaman içleri titrer”
“vas sâbirîne alâ mâ esâbehum”
“başlarına gelen olaylara karsi sabrederler”
çünki Allah on imtahını olduğunu bilirler imtihanı kazanmak zorunda olduğunu bilirler başlarına geleni şundan bundan değil Allahtan bilir ve imtihanı mutlaka kazanmak zorunda olduğunu eğer kazanacak güçte olmasa cenabu hakkın onu öyle bir imtihnala imtihan etmeyeceğini bilir ve dim dik olur. Ve mutlaka başariri. imtihan ne olursa olsun Allahu tela hiç kimseye gücünün üstünde yük yüklemez, Dolayisiile orda gevşemek yok, geri adim atmak yok, dik durmak var, sürekli ileri gitmek var.
“vel mukîmis salâti “
“ve namazı sürekli ve tam kılan insanlardır “
“ve mimmâ razaknâhum yunfikûn”
“kendilerine rızık olarak verdiklerimizdende harcayan kimselerdir”
yani boğazından keser. Allah için birisine verir ondan sonra bütün ümmetler ümmeti muhammede de varmı böyle bir görev tabi bütün kelimesinin içersine Muhammed peygamber de girer ama ona özelliklede bir şey gerekir sizde bunu yapın diye bir emir beklenir burada diyorki allahu Teala ;
“Vel budne cealnâhâ lekum min şeâirillâhi”
“Budn” de size Allahın sairinden yaptik yani allaha kulugun simgelerinden yaptık”
şimdi budun ne demek şimdi burada söyle bir meal var elimizdeki diyanet vakfı tarafından yapılan mealde şöyle anlam verilmiş ki tefsirlerde hatırladığım kadarıyla çok az bunun dışında anlam verenler; büyük baş hayvanlarda sizin için Allahın dininin işaretlerinden kurban kıldık. Büyük baş hayvanları büyük baş hayvanlar derken anlaşılan nedir sığır ve deve ama bu “Budn” kelimesini bedenenin çoğulu saydıkları için bedene Arapçada sığır değil sadece deve için kullanılır. çünkü iri gövdeli hayvandır ama sığırıda onun içersine katanlar vardır. O zaman o manayı verirseniz bizim hangi hayvanı kurban etmemiz gerekir, deveyi kesmemiz gerekir. şimdi önce kelimelere yanlış anlam veriyorlar işin içinden çıkmayıncada Kuranı Kerimin üstünü kapatiyorlar başka tarafa gidiyorlar. Yani burası böyleyse bakın ne diyor biz büyük baş hayvanlarıda hadi büyükbaş kabul edelim deve demeyelimde büyük baş hadi öyle olsun sizin için Allahın dininin işaretlerinden parentez içerisinde kurabn kıldık onlarda sizin için hayır vardır şu halde onlar ayakları üzerinde dururken üzerlerine Allahın ismini anın ve kurban edin. tamam yan üstü yer düştüklerinde ise artık canı çıktığında onlardan hem kendiniz yiyin kurbanlık hayvanlardan biz yiyebiliyoruz demi kurban bayramında kendiniz yiyin hemde ihtiyacını gizleyen ve gizlemeyen fakirlere yedirin. şimdi bu kani kanatkar kişilerde oluyor eşe dosta manasınada gelebiliyor o zaman peygamberimiz kurban etini üçe ayırıyor, bir kısmını siz yiyeceksiniz bir kısmını eşe dosta, bir kısmınıda fukaraya. işte bu ayettede bölmüş peki tamam aşağıdaki kısımlarda problem yok ama ilk kısım ne? biz sadece devemi keseceğiz yada Peygamberimiz s.a.v. sadece devemi kesmiş yada büyük baş hayvan mı kesmiş Peygamberimizin küçük baş hayvan kestiğine dair çok sayıda rivayetler var, O zaman“Budn” kelimensin manasını iyi kavramak lazım. “Budn” şimdi bedeni iri yarı bir adamada bedin denir, Arapçada, yani bedeni kelimesini bedeni gelişmiş demek bedeni en çok gelişmiş olanda deve dir onada bedene denebilir, ondada problem yok. yani deveye bedene denebilir ama bedene dendiği zaman sadece deve anlaşılmaz bunun anlamı yaşını tamalamış hayvan demektir. ona Araplar müsin yada feniğ derler ki peygmaberimizde bu iki kelimeyi kullanmıştır feniğ dendiği zaman süt dişlerini dökmüş olan hayvan demektirki süt dişlerini döktüyse artık süt hayvan olaktan çıkmış artık bedeni gelişimini tamamlamış demektir. şimdi burada bu kelimeye doğru anlam verdiğiniz zaman kurbanlık hayvanın yaşıylada ilgili bilgiyi almış oluyorsunuz peygamberimiz s.a.v. o süt dişlerini bırakmış ifadesininde bir kaynağı oluyor yani onuda bu ayetlerden çıkardığını anlamış oluyoruz şimdi bakın gördünüzmü hangi hayvanlar kurban edilir hangi özellikte olmalıdır belli bedeni gelişimini tamamlamış dediğin zaman gösterişli hayvan dediğiniz zamanda böyle çok zayıf çelimsiz kuyruğu kopmuş kulağı kopmuş bunlardan olmayacağını anlarsınız bunda değimli ozaman ayıplı kusurlunun kaynağı buradan ortaya çıkıyor. her defasında tekrarlıyoruz peygamber s.a.v. verilen görev Kuranı Kerimi uygulamaktır. Kur’anı Kerimde bir kitap işte Kur’anın gözüken kısmı var, birde hikmet var. yani Kur’andan çıkarılan hükümler yani şimdi;
“fesalli rabbike venhar “
tek başına onunla şey yaparsanız hiçbir hüküm çıkaramazsınız onu bağlantılı olan ayetlerle bir bütünlük halinde işte mesela Arapçayı çok iyi bilmezseniz “budn” kelimesine bakarsınız şaşırır kalırsınız. Allah Allah Kur’anı Kerim deve kesmememizi emrediyor yada büyük baş hayvan. Bu hocalara ne oluyor kardeşim tutuyorlar küçük baş hayvanda kesersiniz diyorlar dersiniz yani orda haklı olarak dolyasıyla burada yani her konuda bu işin ilmini yapmış olan kişilerin yapması gereken cenabı hakkın Kur’an da o konuyu nasıl açıkladığını detaylı olarak oratya koymalarıdır bu vatandaşın işi değildir. Bunun ilmini yapan ekiplerin işidir çünkü onun ekip çalışması olmasıda Allahın emridir, diyorki fussilet süresinde
(41/ Fussilet 3)
“Kitâbun fussilet âyâtuhu kur’ânen arabiyyen li kavmin ya’lemûn”
“bu bir kitaptır ki ayetleri açıklanmıştır Arapça kuran olarak”
Arapça kuran olarak demek yani bir ayetler bütünü o ayetleri br araya getirmezsen,z o açıklama olmaz ama o Arapça kuralına göre bir araya getirilmiş olması lazım işte o arapça üzeride durmasaydık burdaki “budn” kelimesi içinden çıkamazdık Arapça üzerinde durmasaydık “behîmetil en’âm”ne demek derdik şaşarı kalırdık. bakın şurdaki elimdeki meale okuyun okuyalım bakalım siz buradaki “behîmetil en’âm” in anlaşıldığı kanatine varıyormusunuz. hac 34. Ayet “behîmetil en’âm”dan bu gün kurban kestiğimiz o sekiz çift hayvanı anlıyormusunuz? buraya bir dip not koymuşlarmı?
biz her ümmete hayvan cinsinden kendilerine rızık olarak verdilerimz üzerine allahına adını ansınlar diye kurban kesmyei gerekli kıldık
hayvan cinsinden dendiği zaman havada uçan kuşa hayvan dermisiniz ya onuda kesersen ne olur oda rızık değimli balıkta işte canlı hayvan hayvan canlı demektir tavukta kurban olur diyen kişiye niye kızıyorlar ki horozda olur diyene niye kzılıyor ki yani şimdi siz buna bu manayı verirseniz öbürüne kızmaya hakkınız yok. şimdi görüyormusunuz ayetleri birleştirince neler oluyor parça parça aldığınızda neler oluyor ayetleri birleştirdiğin zaman hikmet ortaya çıkıyor peygamberims.a.v. 10 yıl boyunca neden bir kere olsun kurban görevini terk etmediğini anlıyorsunuz çünkü Allaha kulluğun simgesi her ümmete böyle bir görev yükledik diyor şimdi ümmetin başı olan Muhammed a.s. kesmezse ne olur işte hayvanın cinsi var, yaşı var, kesildikten sonra 3 parçaya ayrılmasıda yine bu 36. Ayette belirlendi
(22/ Hacc 36)
“kezâlike sahharnâhâ lekum leallekum teşkurûn”
“işte böylece onu sizin emrinize verdik. belki Allaha teşekkür edersiniz şükredersiniz”
ondan sonra 37. Ayet
(22/ Hacc 37)
“Len yenâlellâhe luhûmuhâ”
“bunların etleri Allaha ulaşacak değil”
yani aklınıza gelir ben kurban kesiyorum hemde ben yiyorum nasıl oluyor tamam sende yiyeceksin muhtaçlara yedireceksin
“ve lâ dimâuhâ”
“kanı da ulaşmayacak”
“ve lâkin yenâluhut takvâ minkum”
“sizin takva nız Allaha ulaşacak”
Allahın emrini yerine getiriyormusunuz getirmiyormusunuz, Cenabu Hakka sayginiz varmi yokmu? Mesele o.
“kezâlike sahharahâ lekum”
“işte böylece bu hayvanları sizin emriniz altına vermiştir”
“li tukebbirûllâhe alâ mâ hedâkum”
“size böyle bir yolu gösterdiği için allahı tekbir edesiniz diye”
Allahı tekbir etmek ne demek Allahın büyüklüğünü ilan etmek “Allahu ekber Allahu ekber, Lâ ilâhe illallahu vallahu ekber. Allahu ekber ve lillahi’l-hamd” bunu nerde söylüyoruz namazda söylüyoruz kurban bayramı namazında işte bu ayet bu tekbiri emrediyor bu tekbirinde bir zamanda yapılması gerekiyor onu kim peygamberimiz adetli kadınları dahi bayram namazına çağırmışıtr. Gelin demiştir şimdi bazıları diyorki kadınları kalabalık olsun diye çağırdı canım şimdi siyasi bir gösteri gövde gösterisi yapmıyorki Allahın emrini yerine getiriyor ne demiş arkada durun tekbir getirin çünkü asıl emir tekbir olduğu için namaz kılmasada tekbir getiremezmi arkada duruyor ve tekbir getiriyor ama bakın aynı şey aynı ifade ramazan bayramı için de var bakara süresinin 185 ci ayetini açarsanız orda görürüz 27. Sayfa ayetin sonuna doğru
(2/ bakara 185)
“ve li tukmilûl iddete”
“sayıyı tamamlayasınız”
yani o yolcu ve hasta olanların oruç tutmaması ile ilgili ruhsattan sonra daha sonra tutmanız sayıyı tamamlamanız içindir
“ve li tukebbirûllâhe alâ mâ hedâkum” bide bütün bu ibadet görevini yaptıktan sonra
“size yolu göstermesine karşılık allahı tekbir edesiniz”
şimdi Arapça bilenler yada sizin kulağınızdaki Arapça bilmeseniz bile aynı sesi algılarsınız burdada
“ve li tukebbirûllâhe alâ mâ hedâkum” var öbüründe de
(22/ Hacc 37)
“li tukebbirûllâhe alâ mâ hedâkum,” var
birisi ramazan bayramı birisi kurban bayramıyla ilgili aynı kelime
“allahı tekbir edesiniz diye”
şimdi peygamberimiz neden hem ramazan hem kurban bayramında adetli kadınları bile çağırmış gelin arkada durun bizimle beraber tekbir alırsanız demiş çünkü niye burada emir var bu emri yerine getirsinler diye demekki bayram namazıda varmış şimdi hemen anlıyorsunuz
(108/ kevser 2)
“fesalli rabbike venhar”
niye önce salat sonra kurban peygamberimiz s.a.v. o gün namazdan önce kurban kesenlerin kurbanlarını iade ettirmiştir hemen şeye intikal edin Kevser suresine işin temeli orda kurulmuş ama detaylar öbür tarafta verilmiş peki bu kurban bayramı günleri mi onu nerden çıkarıyorsunuz geçenlerde televizyonlarda ihsan Eli açık ve Yaşar nuri Öztürkün televizyon programına katılmış demişki kurbanı sadece hacılar keser demiş onun dışındakiler kesmez şimdi sadece hacılar keser ne demek bakalım doğrumu onun dediği şimdi hac süresinin 26. Ayetinden başlayalım konunun daha iyi anlaşılması için
(22/ Hacc 26)
“Ve iz bevve’nâ li ibrâhîme mekânel beyti “
“ o beytin bulunduğu yerde ibrahime bir yerleşme yeri oluşturduk”
İbrahim için yani bir yer hazırladık İbrahim için şimdi İbrahim a.s biliyorsunuz Kabeyi şerifin eski temellerini buldu ve yükseltti. O zaman temelleri kaybolmuştu yeri bilinmiyordu yani evet orayı Adem a.s yapmıştı ama Nuh tufanı nda kaybolmuş gitmiş sonra cenabı hakkın emri ile İbrahim aleyhiselam geldi ve onu yükseltti. orda İbrahim peygmaber bi mekan oluşturdu ve o Mekkeliler o İbrahim a.s. soyundan gelmişlerdir. işte İsmail a.s. oraya yerleşti.
“en lâ tuşrik bî şey’en “
“bana hiçbir şeyi ortak koşma”
“ve tahhir beytiye “
“beytimi tertemiz tut”
“lit tâifîne “
“tavaf edenler için” çünkü beyti tavaf edecekeler
“vel kâimîne ver rukkais sucûd”
“kıyam ruku ve secdede bulunanlar için temizle”
kıyam rükü ve secdede bulunanlar kimler namaz kılanlar zaten İbrahim a.s. kabeyi yaptığı zaman bina ettiği zaman cenabu Hakka dua etmişti;
(14/ ibrahim 40)
“Rabbic’alnî mukîmas salâti ve min zurriyyetî”
“ya rabbi beni bu namazı tam olarak kılan eyle soyumdan gelenlerde öyle Olsun.”
Bu beş vakit namazda adem peygamberden beri bütün toplumlarada sürekli kılınan bir ibadettir ilk defa bizim peygamberimizle ortaya çıkmış değildir İbrahim a.s. o duasını cenabı hak kabul ettiği için mekkede bu namazları kılanların olmaması mümkün değil peygamberimiz zamanında ondan sonra cenabı hak İbrahim a.s. emrediyor. şöyle kendinizi bir an için İbrahima.s. dönemine götürün o dönemde istanbulda yaşayan bir insansınız dönem İbrahim a.s. dönemi siz istanbulda yaşıyorsunuz sizin kitabınızda hac’dan bahsetmesi umre’den bahsetmesi efendim Kabe den bahsetmesi gerekiyor biraz sonra göreceğiz ama kabenin yeri belli değil sonra duyuyorsunuz ki İbrahim peygamber gitmiş onu bulmuş bak nasıl bir ilan var buraya dikkat edin;
(22/ Hacc 27)
“Ve ezzin fîn nâsi bil hacci”
“ insanlar içinde o haccı ilan et”
“el hacc” elif lam lı hac ne demek herkesin bildiği hac bilinen
“ye’tûke ricâlen ve alâ kulli dâmirin”
“sana yürüyerek gelirler ( yakindakiler) ve her çeşit binek, bitkin binek üzerinde gelsinler.”
“ye’tîne min kulli feccin amîk”
“Bütün derin vadilerden aşsın gelsinler”
dünyanın neresinde olursa olsun şimdi hac diye bir ibadet var beyler gelin şunu şöyle yapın bunu böyle yapın demiyor ayet zaten biliyorlar gelsin yapsınlar şimdiye kadar mekean yoktu mekanı oluştu artık hac yapabilirler peki her ümmet için az önce ilk okuduğumuz ayetlerden biri neydi her ümmet için hac görevi varki Adem a.s. buna dahil kurban görevi var peki bu kurban ne olucak
(22/ Hacc 28)
“Li yeşhedû menâfia lehum”
“kendileri için bir takım menfaatlere şahit olsunlar”
çünkü kendileri için bir ticaret başlıyor orda bu üç ay büyük panayırlar kuruluyor gelsinler işlerini güçlerini görsünler ondan sonra
“ve yezkurusmallâhi “
“Allahın adını ansınlar”
“fî eyyâmin ma’lûmâtin “
“bilinen günlerde”
şu günlerde demiyor ilk önce okurken ne dedik “Mensek” kelimesi kurban kesmek kurban zamanı ve kurban mekanı 3 anlamada gelebilir şimdi bilinen günlerde gelsin burada kesinler dendiğine göre bu insanlar kurban kesmiyorlardıysa onun gününü bilebilirlermi o zaman kurban kesmenin mekanı yok kurban kesmenin zamanı var ve kurban kesme görevi var. çünkü mekanı olsaydı o kurban kesme mekanı olmadığı için kurban kesmezdik yani mekan kabe olsaydı eğer
“ve yezkurusmallâhi fî eyyâmin ma’lûmâtin”
“malum günlerde (şu günlerde demiyor siz zaten biliyorsunuz işte o günler şimdi) o günlerde kurban kessinler “
“alâ mâ rezakahum min behîmetil en’âm”
“Allahın onlara rızık olarak verdiği”
“behîmetil en’âm” üzerine gene “behîmetil en’âm” behime cinsi o sekiz hayvan kessinler
“fe kulû minhâ”
“ondan yiyin” Kurban Bayramı Kurbanı çünkü bu
“ve at’ımul bâisel fakîr”
“Çok zor durumda olan fakirede yedirin”
şimdi bizde bir nesih meydana gelmiş eskiler kendileri yiyebiliyor ve sadece fakirlere yedirebiliyor ama biz napıyoruz üce ayırıyoruz onlar ikiye ayırıyor kendileri yiyor ve çok zor durumdaki fakirlere yediriyor ama biz napıyoruz kendimiz yiyoruz fakirlere yediriyoruz ve olmasada olur diyenlere yediriyoruz ve peygamberimiz onun için üc e ayırın diyor bizde üc orda iki burda bir nesih olmuş neshin bir kuralı vardır ya misliyle nesihdir önceki hüküm neyse öyledir önceki hükmün aynısımı bizde değil yada daha hayırlısıyla şimdi eşe dosta yedirmekmi daha hayırlıdır yedirmemekmi yedirmek işte burada hayırlısıyla bir nesih var cenabı hak bize biraz daha kolaylaştırmış hükmü.Cenabu Hakkin koymus oldugu kurala uygun olarak şimdi bu kurban mekkeye mahsus bir olaymı hacılara mahsus bir olaymı öyle bir şey çıktımı buradan hacca geliyorsun kurbanını burada kes peki biz bunu acaba dorumu anladık peygamberimiz s.a.v. hudeybiyede yani hac için bir kere Medinenen çıktı kaynaklar bu konuda kesin değil birisi umreye gitti birisi hacca gitti diyor halbuki hac mevsiminde peygamberimiz yola çıkmış yani zilkade zil hicre muharrem hac bilinen aylardadır diyor cenabı hak o bilinen aylarda bunlar. Peygaberimizin zilkadede yola çıktığı medinede herkes tarafından kabul ediliyor zilkadede yola çıkan umreye gitmez hacca gider ve yanına kurbanlık alarak gitmiş o kurban hangi kurban kurban bayramı kurbanı çünkü hac kurbanı diye bir kurban yok kurban bayramı kurbanı var hacca gidenler hac umreyi birleştirdiği zaman kurban keserler sadece hac ve umreyi birleştirenler keser hac yapanlar kesmezler oda herkes değil Mekkeliler hac ve umrayi birleştirselerde o kurbanı kesmezler Mekkeli olmayanlar keser hac ve umreyi birleştiren kişi kurban bulamazsa 3 gün orda yedi günde memeleketinde oruç tutmalıdır ama kurban bayramı kurbanının aleternatifi yok. Bak bunarlın hepsinin alternatifi var. Mekkeliler kesmezler hac ve umreyi birleştirdikleri halde olmayanda yerine oruç tutabilir ama kurban bayram kurbanının yerine şu olur bu olur diye bir şey yok bu günlerde hep soruyorlar kurban kesme yerine paramızı vana göndersek olurmu paranı vana gönderirsin o her zaman olurda kurban olmaz o yeryüzünün bütün fakirlerin etle doyur kurban bayramının birinci günü kurban kesmiş olmazsın çünkü kurban bir ibadettir onun şekli şemali belli belli zamanında belli hayvanı Allah rızası için kesmek gerekir. Onu yapmadınmı kurban görevini yapmış olmazsın. şimdi burada devam ediyor;
(22/ Hacc 29)
“Summel yakdû tefesehum”
“aynı zamanda bunlar” buradaki summe sonra anlamında değil
“aynı zamanda tefeslerini yerine getirsinler”
tefes peygamberimizin hadisiyle burada yazılan manada değil bu sonderece yanlış bir mana bakın okuyayım sonra kirlerini gidersinler insan kirlerini gidermek içinmi hacca gider ya memelekette kirleneceksin kirleneceksin oraya yıkanmayamı gideceksin yani inanılır gibi değil şunlara bu manaları nasıl veriyorlar insanın aklı almıyor gerçekten peygamberimiz s.a.v. bunu açıklamış taiften tay kabilesinden birisi gece gündüz yürümüş gelmiş arafata bakmışki müslümanlar arafattan müzdelifeye gitmişler gitmiş müzdelifede yetişmiş ya resluallah sadece tepelerde dinlene bildim hayvanımıda helak ettim, ama benim haccım oldumu diyorki kimki diyor bügün yada bu gece arafatta bulunur müsdelifedede bizim bu namazımıza yetişirse tefesini yerine getirmiş olur, yani Arafat vakfesini ve müzdelife vakfesini yapmış olur, bu sahih bi hadis bu hadis orda varken bide kada kelimesi kir gidermek için kullanılmaz bir şeyi tamalamak için kullanılır yani böyle bir alam verilemez ama bizim şakınlığımız herhalde devam edicek öyle anlaşılıyor,
Summel yakdû tefesehum
“aynı zamanda bunlar müzdelife ve Arafat vakfesini yapsınlar”
“vel yûfû nuzûrahum”
“nezirlerini yerine getirsinler”
bunada zaten hiç kimse anlam veremiyor halbuki insanlar ihrama girerken cenabı hakka söz veriyor hac sırasında cinsel ilişki yok hac sırasında yani ihramlıyken başka zamanlara göre daha dikkatli oluncak günah işlemyeceksin kimseylede mücadele etmeyeceksin. işte bu sözü vererek ihrama giriyor onu yer,ne getirsinler ondan sonra peki ..
“vel yettavvefû bil beytil atîk “
“beyti atiğide tavaf etsinler”
Şimdi arafattan indi buraya geldi müzdelifeye zaten o şeytan taşlama ilgili ayetlerde var konumuz hac olmadığı için hac konusuna girdiğimiz zaman onları anlatmıştık şimdi burada ne oluyor hacla kurban bayramı aynı zaman rastladımı bu neyin hükmü kurbanın işte kuranı kerimin hükmü kuranı kerimde kurban la ilgili hiç bir ayet yokmuş değimli ve maalesef dört mezhebin ittifakı budur bırakın dört mezhebi tefsirelere bakın ki bulabiliyormusunuz hadi bi bakın lütfen! bi bakın tefsirlere elinizdeki tefsirlere bir bakın! burada anlayamadım şu tefsire bir bakayım anlayayım diyin bakalım ne göreceksiniz orda hepsi ittifakla bu ayetlere hac ayetleri der hacda kurban yok bu kurbanlar hep hac kurbanı derler hacda kurban yok e ne olucak ozaman cenabı hak boşunamı indirdi bu kadar ayeti ondan sonrada olayın kuranla irtibatını kesince hadislere göre hüküm veremiyorsun birisi diyor vacib birisi diyor sünnet sanki peygamberimiz haşa kendi kafasından hüküm koymuş sonrada tabi gelen hadislere göre değerlendirmeye başlarsan sırf hadiselere hüküm vermek ne dir biliyormusun hadisler yani kuranı kerim bir gövde hadisler dallar gibidir dalları gövdeden ayırdığımız zaman dallara göre hiçbir şey yapamazsınız tüm güzellik kaybolur bütün güzellikler öyle zaten meyvede alamazsınız onun için bakıyorsunuz ki haşa sanki Allah bir başka şey söylüyor peygamber bir başka şey söylüyor Allah eksiklerini peygamber tamamlıyor haşa e şimdi bu yaptıklarının yanlış olduğunu anladıkları için daha büyük bir yanlış yapıyorlar peygambere ikinci bir vahiy geldi kuran dışında e peki cenabı hak çelişkili bir şeymi oluşturdu yani ne oluyor sonra danmı aklına geldi bunlar haşa.. Hani allahu Teala bir kitap ve hikmet indirmişti bizim kaynaklarımızda herhangi bir bilgi yoktur. Halbuki peygamberimiz bütün ümmete kitpa ve hikmeti ögretmistir. evet şimdi sonuca gelelim peygamberimiz s.a.v. bazen bir tek kurban kesmiş yarabbi bunu benden benim ailemden ümmetimden kurban kesmiyenlerden kabul et demis bir küçük baş hayvan bazende işte veda haccında 100 tane kurban kesmiş 63 tanesini bizzat kendisi kesmiş ve veda haccında eşleri için ayrıca bir sığır kesmiş kurban bayramı kurbanı olarak “Uthiye” olarak şimdi bize hacca gidenlerden kurban düşer denir demi yolculardan kurban düşer peygamberimiz işte kesmiş işte ayet yolcu değimli memleketinden Kabeye geldiğinde yolcu namazı kılmadımı? Allah açıkça diyor ki gelsinler kurbanlarını burada kessinler yolcular kesilmezi nerden cikariyorsunuz?ondan sonra vatandas soruyor bayramda Memlekete gidiyoruz kurban kessek olurmu`? yok kesemezsin. Neden? Yolcusun. Tövbe estafurullah şimdi kuransız dini görüyormusunuz? peygamberimizin şöyle bir hadisi var Her bir aileye bir uthiyye gerekir.” Aileye, tabi gücü yetmeyenlere değil çünkü biz gayet iyi biliyoruz ki hudeybiyede bir çok kimsenin yanında kurbanı yoktu hac sırasındada kurban kesmeyen dünya kadar müslümna vardı. Peki nerden kaynaklanıyor bunun kuran da delili nedir derseniz “ve li küllü ümmetin” diyor Allah “her ümmete diyor” namazda li küllü ümmetin yoktur her insana dır namazda akime salate der namaz kıl diye ikinci tekil şahısta emir verilir ama burada“ve li küllü ümmetin” deniyor. Herkes için değil onun içinde peygamberimiz bütün ümmeti içinde bir tene kestiğinde bu emir yerine gelmiş oluyor ozaman sonuç ne sonuç şu kim kurban keserse farz görevini yerine getirmiş olur vacib sünnet falan değil zaten sunnet kelimeside ciddi problemli bir kelimedir sünnet farz manasınadır o kelimede zamanla başka manalara çekilmiş maalesef hamdolsun ki cenabı hak bunları görmeyi nasib etti şimdi yeniden inşaa ediliyorda vatandaşlar haklı olarak şunu söylüyor kardeşim şimdiye kadar kimse görmedide senmi gördün kardeşim bu kuranı kerim şimdi inmedi Arapçada bügün ortaya çıkmadı peygamberin hadisleride şimdi ortada değil kuran ayetlerinin metodolojisinide Allah yeni bildirmedi, e ne yapalim yani baskalari görmedi ise biz sucmu isliyoruz. Öyle bir sey söylemesinlerde her defasinda söylüyoruz Muhattaplarimizdan sunu rica ediyoruz, duygusal olmasinlarda bilimsel cevap versinler çıksınlar ortaya her ortamda hazırız istedikleri ortamda konuşalım çıksınlar ortaya oturup konuşalım evet böylece biraz uzadı bu bölüm ama demekki kurban kesmek Farzmış herkesin kesmesi gerekmiyormuş bir aileye bir kurban yetiyormuş ama kurbanın bizzat başında olmak lazım şimdi birde bir kurban furyası başladı bir müddet sonra kurban kesme yerine para vermeye dönüşeceğinden ciddi manada korkuyorum. O toplananları nasıl şey yapacaksınız efendim ben gösterecem tabi bende gösteririm 10 binkişiden para toplarım bin kişiye kurban keserim hepimiz gelin dediğim zaman 500 gelmez onların görüdüm bizzat başında bulundum der yeter propaganda için yardımla kurbanı bir birine karıştırmayın birde peygamberimiz için kurban kesioyrlar milletten para topluyorlar kardeşim yani bir dinmi geldi Allahtan korkmuyormusunuz bana diyorlar niye sinirleniyorsun ya böyle durumlarda ayetleri okuyayım bakın cenabı hak bunlara yumuşak davranıyorsa bize yumuşak davranalım nerden çıkarıyorsunuz bu dinleri Allahın dinin kendi keyfinize nasıl uyduruyorsunuz.