Elhamdulillahirabilalemin velakibeti lil muttakin vesselatu vesselamu ala rasulina muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain
Bugün bakara suresinin 172. Ayetinden itibaren okuyacağız. Burada Allahu teala şöyle buyuruyor.
(2/ Bakara 171)
“Ve meselullezîne keferû kemeselillezî yen’ıgu bimâ lâ yesmeu illâ duâev ve nidââ, summum bukmun umyun fehum lâ yağgılûn.“
Birinci ayeti geçen hafta okumuştuk. 172. Ayette Allahu tala şöyle buyuruyor:
(2/ Bakara 172)
” ya eyyuhellezine amenu”
“ey müminler”
“kulu min tayyibati ma razegnakum”
“size rızık olarak verdiklerimizin temiz ve lezzetli olanlarından yiyin.”
Demek ki yani sevmediğiniz yemeklerden yemenize gerek yok. Birde bazen çocuklara sevmedikleri yemekleri zorla yedirirler. Hiç gerek yok. Tayyibat demek temiz ve lezzetli demektir. Şimdi birisine göre lezzetli olan yiyecek bir başkasına göre son derece kötü bir yiyecektir. Yani bu derler ya renkler ve zevkler tartışılmaz diye sevmiyorsa yemesi için herhangi bir şekilde insanlara ısrar da bulunmamak lazım. Bunun için Allahu teala ne diyor
“kulu min tayyibati ma razegnakum”
“ size rızık olarak verdiklerimizin temiz ve lezzetli olanlarından yiyin.”
Tabi temizlik çok önemli. Yiyeceklerimizin temiz olması lazım. Bir de lezzetlilik dedeğim gibi kişiye göre değişir.
“Veşkuru lillahi in kuntum iyyabu teabudun”
“yanlız Allaha kulluk ediyorsanız yani kulluğunuzu yanlız Allaha yapıyorsanız Allaha teşekkür edin” diye,
bütün bu yediklerinizin sahibi odur, yediğiniz vücudun sahibi de odur midenizin sahibi de herşeyin sahibi de o dur. Dolayısıyla asıl teşekkür edeceğiniz şükredeceğiniz zat Allahu tealadır. Her şeyinizi ona borçlusunuz. Yanlız ona kulluk ediyorsanız ona teşekkür edin. Başkasına da kulluk edenler de tabi olur başka varlıklara Allahu tealanın yerine koyan. İşte yağmuru falanca tanrı yağdırdı- bitkileri filancası bitirdi, şu şunun yüzü suyu hürmetine bu bunun yüzü suyu hürmetine derse o zaman birden fazla Tanrı oluşturmuş olur. O zaman yanlız Allaha teşekkür etmez. Gerçi insanlara da teşekkür etmek gerekir. Size yardımcı olanlara da teşekkür etmek gerekir de. Onları tanrılaştırmamak şartıyla.
(2/ Bakara 173)
“İnnemâ harrame aleykumul meytete”
“Allah size sadece ölmüş olan hayvanı haram kılmıştır.”
Ölü hayvan size haramdır.
“Ved deme “
“ve o kanı haram kılmıştır.”
O kan diye anlam vermemizin sebebi kelimenin başında ki elif lam dır. Kelimeye belirlilik anlamı veriyor. Yani bir yerde bunun tanımı yapılmış demektir. Onun tanımını Allahu teala Enam suresinin 145. Ayetinde yapmıştır. Enam suresi kuranı kerimin 6. Suresi 145. Ayette 146. Sayfada. Orda Allahu teala şöyle diyor:
(6/ Enam 145)
“Kul lâ ecidu fî mâ ûhiye ileyye”.
“deki bana yapılan vahiy de ben bulamıyorum,”
“muharremen alâ tâimin yat’amuhu”
“yiyen bir kimsenin yemesi haram herhangi birşey yok.” Bana gelen vahiyde.
“illâ en yekûne meyteten”
“Meyte olursa başka”. Meyte yani ölü hayvan olursa başka.
“ev demen mesfûhan”
“yada akan kan olursa başka.” İşte burda ki
“demen mesfûhan” hani bu ayetteki dem kelimesi gösteriyor yani kan mutlaka haram değil. Akan kan haram. Peki bunun faydası ne? Faydası şu: etin içerisinde kan kalmış olur, kesersiniz damarlarda kan kalmış olur. Damarlarda kalan kan haram değil. Ama damarlardan akmış olan kan onlar haram. Dolayısıyla etinizi aldığınız eti ayrıca yıkamanıza gerek yok.
(2/ Bakara 173)
“ve lahmel hınzîri”
“ve domuz eti size haram kılınmıştır”. Domuz eti.
“ve mâ uhille bihî li gayrillâh”
“kendisiyle Allahtan başkasının adı yükseltilen”
yani kendisi sebebiyle Allahtan başkasıyla yükseltilen hayvan. Ne demektir? Allahtan başkası adına kesilen hayvan demektir. Şimdi Allatan başkası adına kesilen hayvan derken, işte bir yere bir büyük geliyor onun gelmesi dolayısıyla bir hayvan kesiliyor. Bu Allahtan başkası adına kesilen hayvan değil. Çünkü o hayvanı o kişi adına diye kesmiyor kesen. Bismillah diyerek kesiyor. Allah adına kesiyor. Ama onun gelişini vesile ediyor. Onda problem yok. Sizde gidersiniz her hangi bir köyde bir dostunuza oda sizin gelmeniz vesile ederek bir hayvan keser. Onun hayvan kesmesiyle tarlasındaki güzel sebzelerden yemek pişirmesi arasında birşey yok. Çünki şu kişi adına diye kesmez şu kişi geldiği için keser. İkisi arasında fark var. Yani keserken besmele çekerek keser. Yada Allahtan başkası adına kesmez. Biz bundan iki hafta önceki dersimizde anlatmıştık. Hayvan keserken bismillah çekmek tabi ki güzeldir. Peygamberimiz s.a.v.
kulle emrin li velin bismillahi ve ebter buyurmuştur.
Allahın adıyla başlamayan işlerin sonu iyi gelmez diye.
Ama besmeleyle kesilmemiş olan hayvanın eti haram değil. Bunu burada iki hafta önce geniş geniş anlatmıştık. Ayrıca hayvanı kesen kişinin müslüman olması da şart değil. Bunu da geniş geniş anlatmıştık iki hafta önce. Hani o konuları merak edenler olursa ordan dinleyebilirler sitemiyde yayınlanıyor. Ama Allahtan başkası adına kesilmişse o yenmez. Allahtan başkası adına kesilen de putlara kesilendir. Tanrılara kesilendir. Mesela insanlar gider de herhangi bir yatıra şu yatır adına kurban kesiyorum derse o yenmez o haram olur. Ama oraya gitmiş de gene bismillah Allahu ekber diye yani onun adına kesmemişse gene yenir. Yani orda kesmiş olması o hayvanı haram kılmaz.
“fe menidturra gayra bâgin ve lâ âdin”
“kim zor durumda kalırsa.”
Yani aç kalmış yemeğe ihtiyacı var. Sınırları çiğnememek ve aşırıya kaçmamak şartıyla yani yoldan çıkmamamak ne demek yoldan çıkmamak? Cenabı hak bunları haram kılmıştır. Haram bu. Canım nesi varmış demeden ve ihtiyacından da fazlasını yemeden. Yani ne kadar ihtiyacı varsa o kadar yer. Mecbur kalmıştır ister ölü hayvan eti olsun, ister domuz olsun, ister Allahtan başkası adına kesilmiş olsun. Aç kalırsa bunları helal saymamak aşırıya kaçmamak şartıyla
“fe lâ isme aleyh”
“bunları yemesinde bir günah yoktur”.
Çünkü o durumda zaruret söz konusu. Kişinin sağlığı herşeyden daha önemlidir. Eğer yaşayamazsanız zaten helalın haramın da anlamı kalmaz.
“İnnellahe ğafurun rahim. “
“Bu durumda Allah ğafurdur.”
Yani sizin yaptığınız bu günahınızı görmezlikten gelir. Rahimdir size merhamet eder ve ikramda bulunur. Yani bu yiyeceklerin sizin vücudunuzda doğuracağı zararları da cenabı hak sizin vücudunuzda yaratacağı bir takım şeylerle giderir.
(2/ Bakara 174)
“İnnellezîne yektumûne mâ enzelallâhu minel kitâbî “
“Allahın bu kitapta indirdiklerini gizleyenler.”
“İnnellezine yektumune ma enzelellahu minel kitab”
“Allahın bu kitapta indirdiği ayetleri gizleyenler.”
“ve yeşterûne bihî semenen kalîlen,”
“ve bunun karşılığında da az bir bedel alanlar var ya”
“ulâike mâ ye’kulûne fî butûnihim illen nâre”
“bunlar karınlarını sadece ateşle dolduruyorlardır.”
“ve lâ yukellimuhumullâhu yevmel kıyâmeti”
“kıyamet günü Allah onlarla konuşmayacaktır “
“ve lâ yuzekkîhim,”
“onları tezkiye etmeyecek temize çıkarmayacaktır.”
“ve lehum azâbun elîm”
“ onlar için acıklı bir azap vardır. “ Şimdi bu ayet size neyi hatırlatıyor?
“İnnellezine yektumune ma enzelellahu minel kitab”
“Allahın bu kitapta indirdiğini gizleyenler”.
Şimdi mesela bu kitapta Allahu teala az önce okuduğum ayette ne dedi enam suresi 145. Ayette
( 6/ En’am 145)
“Kul lâ ecidu fî mâ ûhiye ileyye muharremen alâ tâimin yat’amuhu”
“deki yiyen kişinin yemesi haram olan birşeyi bana yapılan vahiyde bulamıyorum”.
Yani Kuranı Kerimde yok. Yiyen kişinin yemesi haram.
“illâ en yekûne meyteten”
“ölü olursa”
“ev demem mesfûhan”
“akan kan olursa”
“ev lâhme hinzîrin”
“domuz eti olursa”
“fe innehu ricsun”
“çünki o pisliktir”
“ev fıskan uhille li gayrillâhi bih”
“yada yoldan çıkmak için Allahtan başkası adına kesilmiş olursa başka.”
Şimdi bu ayeti kerimede yiyene yemesi haram derken insanlar için bir haramlık söz konusu. Ama bakıyoruz ki o haramlığı hayvanlarada taşıyorlar. Mesela nedir bir helal sertifikası furyası başladı ki evlere şenlik. Suya bile helal damgası vuruyorlar. Bari ona da haram deseydiniz. Ondan sonra bir takım hayvanlar ölüyor, ölen hayvanları yem için gönderiyorlar fabrikalara. Bu yemden yiyen hayvanlarada haram diyorlar. Kardeşim ölü eti insanlara haram hayvanlara değil. Bak ayet ne diyor
“ alâ tâimin yat’amuhu”
“yiyen kişinin yemesi haram.”
peygamberimiz (s.a.v) bir oğlağın ölüsünün çöplüğe atıldığını görüyor, diyorki Bu niye burda? Eşlerinden zannedersem sevdeydi? Meymunemiydi? Diyor ki: Bunu niye buraya attınız? Ya Rasulullah öldü. Derisini alsaydınız ya. Allahu Teala ölüyü haram kıldığını söylüyor ama orda peygamberimiz o kadar güzel bir kelime söylüyor ki. Gerçekten bir sözün peygambere ait olup olmadığını o sözün kelimelerinden bile anlaşılıyor. Diyor ki
inne ma hurrime ekluhu
sadece bunu yemek haram.
Deriyi alığınız zaman deriyi yiyecek değilsiniz ki. Deri yenirmı? Ondan sonra diyor ki
eyyuma yuhe mi duha
hangi deri tabaklanırsa temizlenir.
Yani kullanılabilir. Şimdi burda asıl önemli olan peygamberimizin sözü. bakın ayette meyte haram kılınmıştır diyor. Öyle derisi eti bacağı felan filan değil meyte yani ölü hayvan haram kılınmıştır. Tamamı haram. Ama yenmesi haram bunun. Kimin yemesi haram? İnsanların yemesi haram. Peki siz şimdi onu hayvanlara atsanız haram olurmu? Hayvan için böyle birşey yok. Onu yem fabrikasına götürdünüz yem oldu. Niye haram olsun? Şimdi bu tür şeyler para kazanmanın vesilesi haline getirildi. Tabi çok büyük bir Pazar oluşuyor. İnsanlar 3-4 tane haram diyecek olursanız o zaman para kazanamazsınız ki. Haramlara damga vurmak değil helallara damga vuruyorsunuz. Helaller saymakla bitmez ki. Allahu teala ne diyor? İşte şu dört tane şeyi size haram kılınmıştır.
(2 / Bakara 173)
“İnnemâ harrame aleykumul meytete”
“ölü hayvan”
“ved deme”
“ akan kan” o akan kısmını enam suresinde söylüyor.
” ve lahmel hınzîri”
“domuz eti”
mesela domuzun derisinden ayakkabı yapılıyor giyecek yapılıyor eldiven yapılıyor bunda birşey yok. Çünki bu yenmiyorki. Ama birisi onu kızartıp yerse o ayrı o zaman haram olur.
“ve mâ uhille bihî li gayrillâh”
“Allahtan başkasının adına kesilenler haram.”
Peki burda” İnnemâ “var arapça bilenler bilir yanlızca demektir. Buna hasır derler. Yani sınırları çiziliyor. Şunlarla sınırlıdır diyor Allahu Teala. Allahu Teala şunlarla sınırlıdır derken yiyene yemesi haram ifadesiyle de ne yapıyor? İnsanın dışındaki varlıkları da bu işin dışına çıkarıyor. Şimdi bir hayvan o ölü hayvandan yapılmış olan yemi yediği zaman o yem ne olur? O hayvanın midesinde öyle olduğu gibi kalırmı? O yem olduğu gibi hayvanın vücuduna mı geçer? Yoksa o midede ki kimyasal bir takım işlemlerden geçtikten sonra mı vücuda dağılır? Ne olur? Kimyasal işlemlerden geçmiyor mu? Kimyasal işlemle bir maddenin yapısı değişmezmi? Maddenin yapısını değiştirir kimyasal işlemler. Maddenin yapısını değiştirdiği zaman yepyeni bir yapı ortaya çıkmış olur. Şimdi bakın gübreyi götürüp tarlaya döküyorsunuz. Hayvan gübresi. O orda bir kimyasal değişiklişlikten geçiyor. Toprak karıştıktan sonra o ordan domates oluyor. Sonra Pazara götürüp diyorsunuz ki bu hakiki gübreden elde edilmiştir. Orada kim gübreyi düşünerek ben onu yemem mi diyorsunuz? Yoksa bak organikmiş diyerek mi alıyorsunuz? Şimdi güzel bir et aldınız. Bozuldu. Bozulması nedir etin? Onun kimyasındaki değişme değilmi? Canım bu eti en iyi yerinden almıştım yiyin diyebilirmisiniz? Denmez. Kimyasal değişiklikten geçmiş bitmiştir artık. O artık bozulmuştur. Hatta onu atarkende böyle sarıp sarmalarsınız ki kokusu etrafa yayılmasın. Üzümü sıkarsınız güzel bir şıra olur. O şırayı oda sıcaklığında üç gün bekletirseniz şaraba döner. O şırayı içmek helal o şarabı içmek nedir? Haramdır. O şarabın içerisine sirke özü sirke mayası katarsanız. O sirke mayası ne yapar? Sirke mayasını Allah öyle bir şekilde yaratmışki. O etil akolle besleniyor. Yani o şarabın içerisindeki alkolleri yer ve onu sirkeye çevirir. Ne kadar alkol varsa alır sirkeye çevirir. Eğer bir madde önce şaraba çevrilmezse sirke olması mümkün değil. Önce şarap arkasından sirke. Bakın üzüm suyuydu helaldı şaraba dönüştü ne oldu? Haram oldu. Sirkeye dönüştü ne oldu? Helal oldu. Değişen ne? Kimyasındaki değişmedir. O kimyasındaki değişme sebebiyle mesela bir domuz öldü. Parçaladınız götürdünüz tarlanıza toprağın altına gömdünüz ki orda gübre olsun. Peki oraya ekeceğiniz yiyecekler size haram olur mu? Kimyası değişmiş artık. Kimyasal değiişiklik maddenin yapısının değiştirilmesidir. Kimya değişikliği o demek yani yapı değişiliği. Maddenin yapısı değiştiği zaman o maddenin isimlendirilmesi de değişir hükmü de değişir. Bütün bunlar çok açık bir şekilde ortadayken tutuyorlar efendim diyorlar işte bu ölü hayvanların yem yapılması, yem yapılıyorsa ondan da hayvan yiyorsa biz o hayvanın yenmesine haram diyoruz onlara sertifika vermiyoruz. Sen kimsin? Sen tanrımısın be adam? İslam adına konuşuyorsun. Yetki ele alıyorsun. İnsan Allahtan korkar. Dün bir arkadaşımız diyor ki: şampuanlara haramdır diye şey vermiyormuş. Jelatin varmış. Jelatinin haram olduğunu sana kim söyledi? Kimyasal değişiklikten geçmeyen bir madde jelatin mi olur? Yahya ne diyor geçse bile olmaz. Sen Tanrımısın? Allahtan korkmuyormusun? Üç beş kuruş para alacaksın diye Allahtan korkmuyormusun? Çok iğrenç şeyler var. Ondan sonrada büyük bir şeyle helal gıda fuarı açıyorlar. Lafı çok güzel içeriği ne? İçlerinden bunu bilenler olsa gam yemeyeceğim. Bundan üç sene evvel uludağda bir toplantı olmuştu. Jelatin konusu üzerine. İttifakla bunda yapılan araştırmalar kimyasal değişikliğin olduğu yeni bir madde oluştuğu konusunda görüş birliği oldu. Ondan sonra yok efendim kimyasal değişiklik olsa bile olmaz. Nerden çıkarıyorsun bunu? Size bu yetkiyi kim veriyor? Tabi büyük bir sömürü organzasyonu kurulmuş alan razı satan razı tamam. Bakın cenabı hak burda ne diyor.
(2/ Bakara 174)
“İnnellezîne yektumûne mâ enzelallâhu minel kitâbî “
“Allahın bu kitapta indirdiklerini gizleyenler.”
“ve yeşterûne bihî semenen kalîlen,”
“ve o gizlemeye karşılıkta az bir bedel alanlar.”
Bu neyi hatırlatıyor size? Helal sertifikasına karşı alınan paralari dimi? Birşey yapılacaksa usulüne uygun yapılır. Gel hamidiye suyunada helal diye damga vur. Temiz ve sağlıklı gıda diyebilirsin o ayrı birşey ama helal kelimesi Cenabı Hakkın ancak yetkili olduğu bir sahadır. Ki Allahu Teala helalları saymıyor sadece haramları sayıyor. Helalları saymakla bitirebilirmisn?
“ulâike mâ ye’kulûne fî butûnihim illen nâre”
“Onlar karınlarını ateşten başka hiçbirşey doldurmuyor”
Bak bu ayetin hemen burda gelmesi de ilginç değilmi? Hemen onun arkası.
“ve lâ yukellimuhumullâhu”
“Allah onlarla konuşmayacak”
“yevmel kıyâmeti”
“kıyamet gününde”
“ve la yuzekkihim”
“onları temize çıkarmayacaktır “
“ve lehum azâbun elîm”
“onlar için acıklı bir azap vardır.”
Kuranı Kerimden kimyasal değişime örnek. Nahl suresi 66 diyorki Allahu Teala burda:
(16 / Nahl 66)
“Ve inne lekum fîl en’âmi le ibreh”
“ sizin için bu koyun keçi sığır ve devede gerçekten bir ibret vardır.”
İbret ne demek biliyormusunuz? Birşey göreceksiniz ordan ders alıp bir başka şeye geçireceksiniz. Zaten Türkçemizde de öyledir. İbret almak ders almaktır. Orda o meseleyi anlayacaksınız benzer bir olaya geçeceksiniz. Buna kıyasta denilir.
“nuskîkum mimmâ fî butûnihî”
“onların karınlarında olandan sizi sularız”
“min beyni fersin ve demin”
“Fers”hazmedilmiş gıda yedikleri hazmedildikten sonra damarın içerisinde geliyor karaciğere. Karaciğerde işleniyor. İşlendikten sonra tekrar damardan geriye. O kan onu o şekliyle alıp içmek nedir? Haram deyilmi, ayeti kerimde böyle. Aldığın zaman akan kan. Damardaki akmakta olan kandır. Bu haram,
“min beyni fersin ve demin”
onun içerisindeki o hazmedilmiş kanın adı fers ama kanın içinde. Yani o hazmedeilmiş gıdayı kan taşıyor. Kan geliyor hazmedilmiş gıdayı bağırsaktan alıyor getiriyor karaciğere karaciğer de işleniyor. Ondan sonra getiriyor doğum yapmış hayvanın memesine. Orda fersle dem ayrışıyor
“min beyni fersin ve demin” de ayrışıyor. Neyle ayrışıyor? Orda bir kimyasal madde atıyor onun adı var. Neyse. Memeden kimyasal madde. O kanla fersi birbirinden ayrıştırarak süt yapıyor. Şimdi orda ne oluyor? Az önce haram olan madde ne oluyor ayeti kerimeye göre?
“lebenen hâlisen sâigan liş şâribîn”
’Saf içenlerin boğazından rahatlıkla geçen bir süt oluyor”.
Şimdi bundan ibret alarak biraz önce haram olan şey kimyasal işlemden geçtikten sonra halis bir süte dönüşüyor. Buna bakıp ibret alacaksın. Yani şimdi birirsi diyebilirki bunun delili nedir diye. Delil bu da var iste.
(5/ Meide 90)
“innemel hamru vel meysiru”.
İşte ayeti kerimeyi söyledik. Şimdi bir ara verelim. Sorular gelecektir sonra cevap veririz inşall