Prof.Dr. Abdülaziz Bayındır: Elhamdülillahirabbil alemin velagibetülilmuttakinvessalatüvesselamu ala rasulinaMuhammedin ve ala alihi ve sahbihiecmain.
Bugün yine Ali İmran suresine devam ediyoruz ama ağırlıklı olarak konumuz, cahilliğin ne demek olduğu şeklinde olacak yani Kur’an-ı Kerim’de geçen cahil kelimelerinin anlamı nedir?Ağırlıklı olarak onun üzerinde duracağız. Allah nasip ederse önce ayetimizi okuyalım. Ali İmran suresinin 90. ve 91. ayetleri burada Allahu Teala şöyle diyor(innellezinekefaru bade imanihimsümmezddadü küfran lentugbeletevbetühüm) inandıktan sonra kafir olanlar, sonra da kafirliklerini artıranlar, onların tevbeleri asla kabul edilmeyecektir.(veülaikehümüddallun)işte yoldan çıkmış olanlar onlardır.(İnnellezinekeferu) kafir olan ve (matü ve hümküffarun) kafir olarak ölmüş olanlar var ya (fe lenyugbeleminehadihim mil ül erdi zeheben ve leviftedabih) onların hiçbirisinden yer yüzü dolusu altın kabul edilmeyecektir.İsterse o altınla kendi canını kurtaracak olsun(Ülaikelehümazabun elim) onların payına düşen acıklı bir azaptır. (vemalehümmin nasirin) ve onlar için yardım edecek kimse de yoktur.Şimdi önce şu 2 ayeti anlayalım, yani 91. ayet anlayalım. Ondan sonra 90. ayet üzerinde biraz uzunca duracağız. Allah nasip ederse.Şimdi bu 2 ayette diyor ki 91. ayette (innellezinekeferu ve matu ve hümküffar) kafirlik eden ve kafir olarak ölenler(fe lenyugbeleminehadihim mil ül erdi zeheben) yeryüzü dolusu altın onlardan herhangi birisinden kabul edilecek değildir.Ölen bir kişinin bir şeyi kalır mı?Öldükten sonra neyi kalır?Yani dünyanın tamamıonun olsa, ölünce neyi kalır? Hiçbir şeyi kalmaz.Hiçbir şey kalmadığına göre cenab-ı hak burada bize ne söylüyor?Onların hiçbirinden yeryüzünü Dolduracak kadar altın fidye olarak verilse, kabul edilmeyecektir.Nedir bu?Yani bu kişilerin öldüğü zaman her şeyi geride bıraktıklarını zaten bize ayetlerden biliyoruz. Bakın şimdi Enam Suresi 94.ayeti açalım. 138.Sayfa.Orayı görelim bakalım Allahu Teala burada bize ne diyor? bak diyor ki Allah(velegadci’tümünafüradakemahalagnaküm evvele merrah)Sizi ilk yarattığımız gibi yanımıza tek tek geldiniz yeryüzüne Biz teker teker mi geliyoruz yoksa gruplar halinde mi? Yani bir batında ikiz Üçüz doğuran Hanımlar var, bunların ikisini üçünü aynı anda mı doğuruyorlar? teker teker Dolayısıyla bizim yeryüzüne gelişimiz teker tekerdir.Yeryüzüne gelirken üzerimize bir elbise de yok değil mi ?İşte ahirette yeniden dirilirken de aynı şekilde olacak Ondan sonra da diyor ki ve (ve teraktümmahavvelnaküm ve raezuhurüküm) sizi hayaline daldırdığımız şeyleri de arkanızda bıraktınız. Hani zengin olduğunuz,daha da zengin şunu yaparsam şu kadar kar ederim,bunu yaparsam bu kadar kar ederim.İşte işlerimiz çok iyi gidiyor, şimdi şu kadar işçi çalıştırıyorum, seneye şu kadar çalıştırmayı düşünüyorum .10 sene sonra artık dünyanın en zengin adamı olurum falan filan diye hayal ediyorsunuz.Bakın o hayallerinizin hepsi de arkada kaldı (vemanerameakümşüfeaekümellezinezeamtümennehüm fi küm şürekaa) size eşlik edeceklerini düşündüğünüz ortaklarınızı da yanınızda göremiyoruz.Şefaatçilerinizi yanınıza göremiyoruz bakın hiç araya girip de sizin yerinize konuşacak birisi deyok .(legadtegaddeabeyneküm) aranız iyice ayrıldı.(vedalleankümmaküntümtezumün) o hayalini kurduğunuz şeyler de kayboldu gitti.Şimdi insanların böyle olacağını Cenabı Hak bize bildirdiğine göre, peki burada ne diyor yani?Ahirette Yeniden dirilme sırasında hiç kimsenin yanında bir malı mülkü olmayacak, dünyaya geldiği gibi olacak.Yanında yani küçücük avret yerini örtecek bir elbisesi bile olmayacaksa, Cenabı Hak burada bize ne diyor?Ne diyor yani?Diyor ki,bakın tekrar ayeti okuyayım.Kafir olarak ölenlerden yeryüzünü dolduracak altın,fidye olarak ödenecek olsa kabul edilmeyecektir.Kendisi fidye olarak vermeye çalışıyor.Nasıl verir?(İfteda) diyor.Onunla canını kurtarmaya çalış.Dünyada şey var işte,bakın ben öldüğüm zaman işte şu kadar parayı falan, fakire şu kadar falan, şu kadar şuna, şu kadar şuna ödeyin. Ben de ahirette yırtayım diyenler yok mu?İşte bu O,Dünya’nın en zengin adamı da olsa, mallarının kendisini ahirette kurtarmak için fidye olarak verilmesini de istese,vasiyet etse kabul edilmez bir o mallar öldüğü andan itibaren zaten kendisinin değildir.Geleneksel manada vasiyet yok. Hayatta ne yaptıysan, o öldüğün andan itibaren mal senin değil çoluk çocuğunundur. Onun için eğer siz,yani herhangi bir kişi, işte burada anlatan kişi hala Cenabı hakkın bir takım emir ve yasaklarını görmezlikten geliyor, o şekilde ölmüşse bütün servetinin fakir fukaraya dağıtılmasını vasiyet etse de bunun hiçbir anlamı olmaz. Çünkü o servetin dağıtılması zaten kendisine sıkıntı vermeyecek ki, mirasçıların malını başkasına vermeye çalışıyor.Şöyle Allah rızası için verdiğinde biraz canın yansın.Elinle vereceksin. Vasiyet sadece birisine borcunuz varsa ödenmesi sorununda, çocuğuna çocuğunuza bildirirsiniz vasiyet odur.Başkası değil. Dolayısıyla ne yapılırsa yapılsın, bu insanlar sıkıntıdan kurtulacak değillerdir. Onun için burada diyor ki Allahu Teala(ülaikelehümazabun elim) onların payına düşen acıklı bir azaptır,(ve malehümmin nasirin)onlara yardım edecek kimse de olmayacaktır. Öyleyse birisi vefat ettikten sonra, gidin kabrinin başında suflörlük yapın. ” İşte birisi gelecek sana Rabbin kimdir diye soracak. Aman şöyle yap” onlar Allah’tan daha merhametli kişi rolünü oynuyorlar. Haşa Allah bir yamukluk yapar. Aman dikkat et bunu başka bir anlamı var mı?O Kabrin başında durup da “Ey falan Kadının oğlu ya da kızı işte hatırla bu dünyada şöyle şöyle diyordun.HaşaCenab-ı Hak orada bir insana haksızlık mı yapacak ki hadi o adam kurtuldu. Peki başında, başında böyle bir hoca olmayan adamın suçu ne?Onun için” Ne yaparsan elinle o gider seninle” derler ya.Kendi yaptığımızdan başkası bize fayda vermeyecektir. Ondan dolayı Allahu Teala diyor ki (ve en leyse lil insani illa maSe’a) kişinin kendi gayretiyle yaptığının dışındaki kendisinin olmayacaktır.Mesela bir de 63. sureyi açalım.Onun son ayetlerine bakalım. 554 sayfadiyor ki 10. ayette (Ve enfikumimmarezaknaküm)size rızık olarak verdiğimiz şeylerden harcayın, elinizden çıkarın.Ne zamana kadar?(minkabli en ye’tiyeehadekumul mevt)sizden birine ölüm gelinceye kadar.Ölüm geldiği zaman ne yapacak(veyegule) şöyle diyecek(rabbi lev la ahharteni ila ecelin garib ). Ya Rabbi belli bir süreye kadar bana bir müsaade etsen, şöyle bir 5 dakika müsaade etsen de, bir gidip gelsem olmaz mı? Şöyle bir gidip geleyim(fe assaddeka) ve sadaka versem(ve ekunminessalihin)ve iyilerden olsam.Bu mümin, öbürü kafirdi.Çünkü bak ondan önceki ayet diyor ki, (Ya eyyuhellezineamenu) Müminler (la tulhikumemvalukum ve la evladukum an zikrillah)mallarınız ve evladınız, Allah’ın zikrinden sizi alıkoymasın. Allah’ın zikri, Allah’ın kitabı yani Allah’ın kitabına göre hareket etmenizi engellemesin (ve men yef’alzalike fe ulaikehumulhasirun) kim bunu yaparsa,kaybedenler onlar olur.(Ve enfikumimmarezaknaküm) size rızık olarak verdiğimizden harcayın.Ne zamana?(minkabli en ye’tiyeehadekumul mevt) sizden birine,ölüm gelmeden yapın bunu. Bunlar Mümin (ve yegulerabbi lev la ahharteni) ölüm geldiği zaman der ki,ya Rabbi yakın bir süreye kadar, yani çok kısa 5-10 dakika müsaade etsen olmaz mı yani, bir gidip geleyim (fe assaddeka)sadaka vereyim de (ve ekunminessalihin)salihlerden olayım.İyilerden olayım.Bumümin zaten müminlerden olayım demiyor. Salih kişiler de olayım diyor.(Ve lenyuahhırallahu nefsen izacaeeceluha)eceli geldiği zaman, Allah hiç kimseye imkan ve mühlet tanımayacaktır.(vallahuhabirunbimata’melun) Allah yapmakta olduklarınızdan haberdardır.İşte burada Mümin de olsa öldükten sonra onun adına ne yaparsanız yapın bir şey yok.Görüyor musunuz?Kafir olduğu zaman da yok. Yani eşit. Mümin kafir arasında bir eşitsizlikte yok.Biri kendi yaptığı davranışlarda mümin olarak ahirete gitmiş,öbürü de kendi yaptığı davranışlarla kafir olarakahirete gitmiş. Siz şimdi çok iyi biliyorsunuz ki, kafir, bilmeyen görmeyen değil, bilmezlikten görmezlikten gelendir. Öyleyse ne yapacaksak hayatımızda yapalım.Bu ayetleri okuduğum zaman hep şu aklıma gelir.Size de birkaç kere anlatmışımdır.Kütahya’da oranın tarihi bir Camisi var.Adı aklıma gelmiyor.O camide, Cuma vaazı yaptım.Namazdan sonra bir adam geldi böyle uzun boylu, askılı pantolonu var.Askı kısmından böyle tutmuş.Hocam ben malımı mülkümü hep Kur’an kursuna bağışladım.” Ben ölene kadar benim ama ha! Hanım ölene kadar da! dedim senin mal falan bağışladığın yok. Sen mirasçıdan mal kaçırıyorsun” dedim.Onlara ben zırnık vermem.Benim çoluk çocuğum yok zaten,İşte kardeşimin oğulları bilmem ne falan filan.Dedim kusurabakma, sendebundan hiç sevap alamazsın!Bir kere sevap almak için canın yanacak. O parayı cebinden çıkarırken için yanacak.İşte orada malın sevgisi ile Allah’ın sevgisi karşı karşıya geldiği zaman, Allah’ın sevgisi baskın gelecek vereceksin ki sevap kazanasın.Yoksa bedava sevap yok.Tabii adamın hoşuna gitmedi, çekti gitti.Fakat millet o kadar akıllı ki, insanlar bu şekilde bağışı çok kolay yapıyorlar. Bir de mirasçısına kızmışsa tamam. E ona fetva mı lazım. Çok kolay. Ne var ki.Al sana fetva. Yeter ki malını ver.Çok dikkat etmek gerekir. Evet, şimdi bu, bu ayeti işte burada kısa bir şey yapmış olduk.Asıl ayetimize geçiyorum,bakalım kimler tövbe ettiği zaman, Cenabı Hak onun tövbesini kabul edecek. Evet, geçen hafta mürtedlerle ilgili ayeti kerimeleri okumuştuk.İnandıktan sonra kafir olanlar, Allah hiç oraya getirir mi diye.İşte diyor ki cenab-ı hak, Ali İmran 86’da (Keyfe yehdillahukavmenkeferuba’deimanihim) inanmalarından sonra kafir olan bir topluluğa, Allah nasıl yol gösterir, nasıl yola getirir onları (ve şehiduenner resule hakkun). Resulün hak olduğuna şahitlik etmiş,şahit olmuş (ve caehumulbeyyinat)ve yine onlara çok açık belgeler de gelmiş (vallahu layehdilkavmez zalimin) Allah Zalimler topluluğunu yola getirmez.Evet,demek ki inandıktan sonra kafir olan hiçkimseyi,Cenab-ı Hak yola getirmiyor değil mi?(ülaikecezauhum)Onların cezası şudur(enne aleyhim la’netallahivelmelaiketi ven nasiecmain) Allah’ın, meleklerin,tüm insanlığın laneti onların üzeredir.(halidine fi ha) sürekli bu lanet içerisinde kalırlar.(layuhaffefuanhumulazabu) bu azap onlardan hafifletilmez. (ve la hum yunzarun ) onların yüzlerine de bakılmaz. Öyleyse bunlar sürekli bu azap içerisinde kalacaklardır. Şimdi gelelim o şeye,hani bir ara kader konusunda sürekli dersler yapıyorduk.İşte az önce bir yanlışı anlattık.bir başka yanlış da Allahu Teala Ezelden insanların hangisinin cennete, hangisinin cehenneme gitmesi gerektiğine dair kararını vermişse, böyle ayetler olur mu Kur’an-ı Kerim’de?İnandıktan sonra kafir olan bir topluluğu Allah nasıl yola getirir. Bir kere bu insan inanmış olacak, sonra kafir olacak. Ezelden derseniz,ezelden bir hayat daha yaşamış olması lazım.İnanıp kafir olması lazım, ondan sonra şimdi tekrar öyle olması gerekiyor.Böyle bir şey var mı?Allah,zalimler topluluğunu yola getirmez!Bitti! Bu ayeti okuduğunuz zaman,hadi orayı bırakın, diyeceksiniz ki bunların artık bir daha yola gelme şansları yok, mümkün değil bitmiş artık bunlar.Ama arkasından ne diyor (İllellezine tabu minba’dizalike ve aslehu) bundan sonra tövbe edip kendini düzeltenler başka.O zaman önceden belli mi bunların tevbe edip etmeyeceği? Yok! Bakın Kur’ansız bir din,müslümanları akılsız bir varlık haline dönüştürüyor.Yani aklını çalıştıramayan bir varlık haline dönüşür.Tövbe edip ıslah olanlar Allah gafur ve Rahimdir.Peki sonra da diyor ki?Şmdi bugün okuduğumuz ayet (innellezinekefaru bade imanihim)inanmalarından sonra kafir olanlar (sümmezdadü küfran) sonra da kafirliğini artırıyor.Kafirliğini artırıyorsa,tövbesi var mı?Yok?(lentügbeletevbetuhüm) ne demek? bunların tövbeleri asla kabul edilmeyecektir” ne demek?Nerede tövbe edecek?Bu ahirette tövbe edecek.Tabi.bunlar ahirette tövbe edecekler. Bakınşimdi, Mümin olan kişinin ahirette öldükten sonra Ya Rabbi beni geri çevir dediğini okuduk ayeti kerime’de, değil mi?Yani ölmüş, öldükten sonra meselenin önemini anlamış, beni geri çevir de sadaka vereyim diyor.Bu Tövbe değil mi?Yani hatasını anlamış ve dönüş yapmak istiyor. Peki kafirle ilgili ne var? Sık sık okuduğumuz bir ayet var.Hatırlıyor musunuz bakayım?Hatırlayan var mı?Yok.Müminun Suresi347.sayfaMüminun suresinin 99 ve 100.Ayetleri.Yani o yukarıdan aşağıya kafirlerden bahsediyor. Bu ayeti kerimeler, Ondan sonra diyor ki (Hatta izacaeehadehumul mevt)onlardan birisine ölüm geldiği zaman,(gale rabbirciun)diyecektir ki, Ya Rabbi beni geri çeviriniz.Beni geri çevir. Öbürü de aynı şeyi söylemişti. Mümin de aynı şeyi söylemişti.(Leallia’melusalihan fi materaktü )belki terk ettiğim yerde iyi bir iş yaparım demişti.(kella) Hayır!!(innehakelimetunhuvekailuh) onun söylediği boş sözdür.(Ve minveraihimberzahun ila yevmi yub’asun) yeniden dirilecekleri güne kadar engelleri vardır.Şimdi bunlar tövbe edebilecekler mi? Demek ki tövbe etmek istiyorlar. Peki tövbeyi anlatan ayetler hangileri? işte şimdi Nisa Suresi 17-18’e bakarız.Az önce onu biraz yerinde söylemediniz! 79 sayfa. Şimdi burada Allah-u Teala tövbeyi anlatıyor.Diyor ki,(İnnemattevbetualallahilillezineya’melunessuebi cehaletin summeyetubuneminkaribin fe ulaikeyetubullahualeyhim )Allahutealanın kabul sözü verdiği tevbe cahilce bir kötülük yapan, sonra da vakit geçirmeden tövbe eden kişinin tövbesidir. Allah’ın kabul sözü vermiş olduğu tövbe cahilce, kötülük yapan sonra vakit geçirmeden dönüş yapan kişinin tövbesidir. (Fe ulaikeyetubullahualeyhim ) Allah onların tövbelerini kabul eder ve (Ve kanallahualimenhakima)Allahu TealaAlim ve Hakimdir.Bilir ve doğru karar verir.(Ve leysetittevbetulillezineya’melunesseyyiat ) kötülükleri yapıp duranın tövbesi, tövbe değildir.Tövbe dönüş yapmaktır. Adam günah işliyor, ya Rabbi beni affet diyor.Mesele, geçenlerde bir çocuk, camiden bir mal, bir hırsızlık yapıyor.O malı cebine koyduktan sonra ne almışsa, ondan sonra elini açıp Ya Rabbi beni affet diyor.Sonra o malla çekip gidiyor.Allah bunu affeder mi ? Tövbe ediyorsan götürür omalı yerine koyarsın.İşte o zaman dönüş yapmış olursun.Tövbe dönüş yapmak demektir.Yani, günahı terk edeceksiniz Yanlış olduğu için anlayıp pişman olacaksınız.Bir daha yapmamaya karar vereceksiniz.Ondan sonra, Ya Rabbi Beni Affet diyeceksiniz. (Ve leysetittevbetulillezineya’melunes seyyiat hatta izahadaraehadehumulmevtu kale innitubtul’ane),kötülük yapıp duranların tövbesi tövbe değildir.Ölüm gelmiş çatmış. Ben şimdi tövbe ettim diyor. Şimdiye kadar neredeydin?Yani artık geriye dönme imkanın yok.Dönüşü olmayan yerde nasıl dönüş yapacaksınız?Bitti artık o. (ve lallezineyemutune ve hum kuffar) Kafir olarak ölenlerin tövbesi de tövbe değildir.Onların örneğini de az önce gördük.(Ulaikea’tednalehumazabenelima)onlar için acıklı bir azap hazırladık.Bunların örnekleri var.Yani Kur’an-ı Kerim’de Allahu Teala her şeye mutlaka örnek vermiştir.Örneksiz hiçbir şey yoktur Kur’an’da.Ama örneklerine geçmeden önce, şu ayeti anlamak lazım.Bakın buradamesela şu Nisa Suresi 17. ayetin mealini bir oku bakalım, Yahya, sende var.
Yahya Şenol: Allah’ın kabul edeceği tövbe ancak bilmeden kötülük edip de sonra tezelden tövbe edenlerin tövbesidir.
Prof.Dr. Abdülaziz Bayındır: “Bilmeden kötülük etmek” ne anlarsınız ondan?Bilmeden yapılan şeye günah denir mi?He? Yani kaza yaptığın zaman, sen bilmeden yapsan da karşı tarafa zarar verdiğin için zararı karşılarsın.Ama Cenab-ı Hakk’a karşı günahkâr olma!Bilmeden yapılmış olan şeyden dolayı insan günahkar olur mu? Mesela bir adam müslüman oldu. Ramazan günü yiyor, içiyor. Ramazan orucu diye bir orucun varlığından haberi yok.Bu adam Ramazan günü yemek yediği için günahkâr olur mu? Ya da namaz diye bir görevin olduğundan haberi yok.Günahkâr olur mu?Bilmeme meselesi var burada.Şimdi Bakara suresinin sonunda biliyorsunuz en son ayetinde Cenabı Hak ne diyor(la yükellufullahu nefsen illvüsaha)Allah hiç kimseyi gücünün üstünde bir şeyle sorumlu tutmaz.Yani bilmiyorsanız yapacağınız bir şey var mı? Peki madem Allah bizi böyle bir şeyler sorumlu tutmuyorsa, bilmeden ne demek?Şimdi,bu kelimenin anlamıyla ilgili bugün sözcüklere baktım. Daha önce de bakmıştım.Mekayisul Lügat dışında bu kelimeye doğru anlam vereni göremedim.Mekai’sülLugat diye bir sözlük var.Orada şunu söylemiş.Demiş ki,bu kelimenin iki tane anlamı vardır.Birisi bilmemektir, birisi de hafifliktir kendini tutamamaktır.Şimdi, bilmeme meselesi tamam. Zaten cehalet bilmeme anlamına geliyor.Peki burada “kendini tutamama” anlamı diğer sözcüklerde yok da sadece,Mekai’sülLugatda var.Diğer sözlükler, doğruyu bulamamışda sadeceMekai’sülLugatmı bulmuş diye birisi soru sorarsa,tabii buna söyleyeceğimiz bir söz yok.Bana göre dememiz gerekir. Bana göre bu daha doğrusunu söylemiş dememiz gerekir. Ama konu Kur’an ise o zaman bu anlamın doğru olup olmadığını Kur’an-ı Kerim’den araştırmamızı icat eder.İşte Kur’an-ı Kerim öyle bir kitap ki, onu çok kolay bir şekilde sözlük olarak kullanabiliyorsunuz. Yusuf Aleyhisselam’ın durumu anlatılıyor. Yusuf Aleyhisselamı biliyorsunuz.Evinde bulunan Hanım sahip olmak istedi.Onunla birlikte olmak istedi. Yusuf Aleyhisselam kendisini korudu.Sonra şehrin hanımları o kadını alaya alınca, onlar için güzel rahat oturacakları yerler hazırladıktan sonra Yusuf’un önlerine narenciyeler ve ellerine birer bıçak verdi. Yusuf Aleyhisselam yanlarına çıktığı zaman onun güzelliğinin karşısında hepsi büyülendi ve ellerini kestiler. Ondan sonra dedi ki:“İşte, beni bu erkekten dolayı ayıplıyorsunuz,bunun karşısında siz dayanabilir misiniz”demiş oldu.Yani onlara karşı.Ben onunla birlikte olmak istedim ama o kendisini korudu.Bak (feste asam) kendisini korudu.Kendisini korudu ne demek?Şimdi bakın bunu bir anlayalım. Kadın diyor ki ben onunla birlikte olmak istedim. Yusuf bekar bir adam.Zaten öbür ayeti kerimede de rabbinin burhanını görmeseydi, o da kadını arzuluyordu.Kadın da çirkin bir kadın değil ki.O da güzel, o da Yusuf’un çok ilgisini çeken bir kadın, bir de kapalı bir alanda “seninim” diyor. Bütün şartlar hazır!(Feste asam) diyor kendisini korudu.Kendisini korudu sözü,bu kadının zihinsel arka planında ne olduğunu gösteriyor mu?Neden korudu? Eğer bu kadının, onunla ilişkiye girmesini, bu kadın doğru bir davranış olarak kabul etse kendisini korudu der mi?“Aptallık etti”demesi lazım!“Benim gibi bir güzel kadın reddedilir mi” öyle bir şey demiyor çünkü yapılanın yanlış olduğunu, o da biliyor.O kendisini korudu diyerek ne yapıyor?Onun iyi bir insan olduğunu da söylemiş oluyor.Ama ondan sonra diyor ki “istediğimi yapmazsa hapse girecek “yani “ne yapıp yapıp ben onu elde edeceğim” diyor.Ya da alçaklardan olacak!Şimdi bu ortamda, şimdi Yusuf Aleyhisselam’ın psikolojisini düşünüyor. Yusuf Aleyhisselam insan.Bu defa sadece şeyin karısı değil o evinde bulunan kadın değil.Diğer kadınlar da Yusuf’u elde etmek için ellerinden geleni yapmaya başladılar.Nereden anlıyoruz?Ayetten anlıyoruz.Bak diyor ki ya (gale rabbissicnuehabbuileyyemimmayed’uneniileyh)Ya Rabbi bunların beni çağırdıkları şeydense hapis benim için daha iyidir diyor ondan sonra diyor ki (ve illa tasrif annikeydehunne), eğer bunların tuzaklarını benden savmazsan, bak (keyde ha) o kadının demiyor,(keydehünne) bu kadınların diyor.Çoğul artık burada. Yani bir taneyken, şimdi hepsi başınamusallat oluyor.Savmazsan,ne diyor? (as bu ileyhinne)asbu-sabii kelimesi onlara karşı çocukluk yaparım diyor ne demek çocukluk yaparım.Kendimi tutamam, yani kendimi tutamam, onlara meyil ederim. Onlara karşı ben de kendimehakim olamam.Peki kendine hakim olamayınca ne olursun?(ve ekün minel cahilin)ben de cahillerden olurum diyor. O zaman cahil bilmeyen mi?Ney?Kendini tutamayan gördünüz mü?Şimdi Kur’an-ı Kerim bakın bir örnekle, Kur’an’ın özelliği bu, bir örnekle kelimenin anlamını veriyor görüyor musunuz?Kendini tutamamak,kendine hakim olamamak. Peki şimdi ayete o manayı verelim.Yahya bir de o şekilde oku ayetin mealini.Yani Nisa 17.Bak şimdi burada dedi ben cahillerden olurum diyor. Demek ki cahillik, günah karşısındaki cahillik ne demekmiş? Bu günah karşısındaki bircahillikten bahsetti burada değil mi?Günah karşısındaki cahillik! Şimdi Yusuf Aleyhisselam o günahın, günah olduğunu gayet iyi biliyor.Unutacak değil ki o anda.Kendimi tutamam diyor.Yani çocukluk ederim ya da çok arzu dolu olurum cahillerden olurum. Öyleyse cahil ne demek oluyor, günah karşısında nedir kendisini tutamamaktır.Şimdi benim hayretimi celbeden şu,Ben şu ana kadar Kur’an-ı Kerim’deki cahillik kelimesine bu anlamı vereni göremedim. Öyle olunca Kur’an okurken birbiriyle çelişen bir sürü ayet ortaya çıkıyor. Halbuki Allah’ın ayetleri çelişir mi? Evet şimdi o şekilde Bir Mana ver bakalım,“kendini tutamamak” şeklinde.
Yahya Şenol:”Allah’ın kabul edeceği tövbe ancak kendini tutamayıp da , kötülük edip,sonra tezelden tövbe edenlerin tövbesidir.”
Prof.Dr.Abdülaziz Bayındır:Kendini tutamayarak kötü bir işi yapan (amelüsseyyiatibi cehaletin) diyor. (İnnemettevbeti al allahi)Allah’ın kabul sözü verdiği tövbe,( lillezineyamelünessu)o kötülüğü yapanlar içindir,onun kötülük olduğunu kendisi biliyor.Bakın Az önce, o vezirin karısı da biliyordu. Çünkü” kendini korudu” diyor. Yaptığının yanlış olduğunu gayet iyi biliyor. O kendine hakim olamıyor.Bakın ne yapmış oluyor.Bile bile günah işliyor değil mi?Bile bile yapınca günah olur, bilmeden yapınca günah olur mu?Bilmiyorsun ki birisi senin cebine bir elma koymuş,sen de elini atıp yiyorsun. O da diyor ki utanmıyor musun başkasının elması, ne başkası ya benim cebimdeydi, ben koymuştum. Ha hakikaten ben bu elmayı koymamıştım,bak gördün mü bilmeden yedim.Şimdi o adama haram denir mi? Ne Bilsin? Evet diyor ki (İnnemettevbeti al allah)Allah’ın kabul sözü verdiği tövbe, (lillezineyamelünesuebi cehaletin) kötülüğü,kendini tutamayarak yapan kişinin tövbesidir.Kendini tutamayarak yaptığı zaman,yaptığının günah olduğunu bilir.Kendi yaptığının günah olduğunu bilir.Şimdi, Yusuf aleyhisselama, o kadın sahip olmak istediği zaman, Yusuf Aleyhisselam kendisini tuttu değil mi? Bak orada ayeti kerimede bu açıkça var. 237 sayfanın ilk ayetine bakarsanız,(ve ravedethulletihuve fi beytiha an nefsihi) yani Yusuf’un evinde bulunduğu kadın ondan murad almak istedi.Ondan yararlanmak istedi (an nefsihi)onun vücudundan yararlanmak istedi (ve ğallekatilebvabe) kapıları iyice kapattı.Kimse öyle giremesin diye(ve galetheytelek) ve “seninim dedi”(gale meazallah) ben Allah’a sığınırım dedi Yusuf Aleyhisselam. Ne oldu kendisini tuttu değil mi? (innehu rabbi ahsene mesvay) “senin kocan benim efendimdir” manası da olabilir,“o benim rabbimdir bana çok güzel bir konum nasip etmiştir“şeklinde de olabilir.İki şekilde de anlam verilebilir.Bana iyi bakmıştır.(innehu la yuflihuzzalimun)şurası bir gerçek ki yanlış yapanlar, iflah olmazlar.O davranışın yanlış olduğunu Yusuf Aleyhisselam biliyor o kadın da biliyor. Ondan sonra devamına bakalım.(Ve le kadhemmetbihi ve hemmebihalevla en reaburhanerabbih) kadın onu elde etmek için kesin kararvermişti.Rabbinin bürhanını görmeseydi O da kadını elde edecekti.O da kadını çok istiyordu.Yani kadın reddedilecek bir tarafı yok.(levla en reaburhanerabbih) Rabbinin burhanını görmeseydi! Rabbinin burhanı ne demek? Bak bunu çok iyi anlayalımlütfen.Çocukluk eder, cahillerden olurum.Kendisini tutamamakla,tutmak arasındaki farktır.Kişinin kendisini tutması ya da tutamaması denen olayın olması için, yaptığının günah olup olmadığını bilmesi lazım kesin olarak.Diyebilir ki, Ya Rabbi ben o zaman öyle bir duyguya kapıldım ki ne yaptığımı bilmiyordum,birden birekadına sahip oldum “diyemeyecektir. Neden? Çünkü Şems suresinde Allah-u Teala diyor ki (feelhamahafucuraha ve takvaha) Allah kişiye günahını da takvasını da ilham eder. 91. sure 8.Ayet kişiye, Allah günahını da takvasında ilham eder. Yani tam o sırada Yusuf Aleyhisselam gibi, o kadında yaptığının, bu işin günah olduğunu gayet iyi biliyorlardı.Çünkü bu bu ilhamı sadece Yusuf Aleyhisselam’a değil kadına da yapmış olacaktır. Neden? Çünkü o ayette (ve nefsin vemasevvaha) diyor Şems suresinde.Nefse ve onun dengelerini kurana yemin olsun(feelhamahafucuraha ve takvaha) nefse günahını da takvasında ilham etmiştir.Yani o kişi yaptığı işin günah olduğunu bilecek ki,kendini tutup tutamadığı ortaya çıksın değil mi? Günah olduğunu bilmezse kendisini tutup tutamamaktan bahsedilebilir mi?Yaptığının günah olduğunu, o kadın da biliyor.(Kezalikelinasrifeanhussuevelfahşa)işte böyle,ondan o kötülüğü ve fuhuşu giderelim diye böyle yaptık. Yani ona
uyarıda bulunduk.Kadına da uyarıda bulunduğunu biraz sonra ayetten anlayacağız. (innehuminibadinelmuhlesin)Çünkü o ihlasa erdirilmiş kullarımızdandır.Yani Çok samimi bir kul.Yani Allah rızasına kendisini odaklamış başka bir şeye değil. Öyle olunca Allah ne emrederse o.onun dışında her şeyi çok rahatlıkla elinin tersiyle itebiliyor.Bakın şimdi (Vestebekal bab) ikisi birlikte kapıya doğru koştular.Zaten Yusuf ile ikisinin de kalbine Cenabı Hak o ilhamı verir. Her günahkarın kalbine verir. Allah bunu, onun için takip edin, mesela adam günah işlemek için, mesela fuhuş için kalkar bir fuhuş yuvasına gider, bakarsın ki kapısından geri döndü. Çünkü Allahu Teala ona bu yaptığın yanlıştır der ve döner oradan gelir.Bakarsınız ki bir adam birisini öldürmeye karar verir aylarca peşinde dolaşır, tam namlusunun ucuna geldiği zaman bırakır,” Allah’ından bulasın” der çünkü o anda Cenab-ı Hak yaptığın yanlıştır diye ona uyarıda bulundur. O uyarıyı dinler veya dinlemez.Dinlemeyenlere bakın şöyle ne pahasına olursa olsun bunu yapacağım dediklerini duyarsınız.O cevabı Cenabı hakkın uyarısına karşı veriyor o. Allah’ın yaptığı son uyarıya karşı veriyor şimdi şurada, o kadının da durumunu dikkatle dinleyin.O kadın içinde yapıldığını göreceksiniz o uyarının.Şimdi kapıya doğru birlikte koştular. Yusuf kadından kaçıyor.Kadın Yusuf’u yakalamaya çalışıyor(ve elfeyaseyyidehaledel bab)kapıya doğru gidince demek içeriden açıyor Yusuf Aleyhisselam bir de bakıyor ki kapının dibinde kadının beyi.(kaletmacezau men eradebiehlikesuen) ailene kötülük yapmak isteyenin cezası nedir?” dedi.Yaptığının kötülük olduğu kendi hücrelerine kadar işlemiş hemen kendisi için düşündüğü kötülüğü Yusuf’a ne yaptı?Aktardı, yani o anda yaptığının kötülük olduğunu bilmese aklına bu kelime gelmez.Çünkü ona da Cenabı Hak.Bak ordada(su) kelimesi geçti yukarıda da geçti. Kötülükzaten az önceki ayette de su kelimesi geçti.O kötülüğü kendini tutamayarak İşleyen(İlla en yüszceneev azabün elim)hapsedilmesi ya da acıklı birazap. Yusuf Aleyhisselam da tabii kendisini savunuyor.(Kale hiyeravedetni an nefsi)yani o benden muradalmak istedi diyor.Sonra (ve şehide şahidunminehliha )kadının alesinden bir bilirkişi görüşünü bildirdi.Burdaki şahit “bilirkişi” demek.İşte bu bir kriminolojik tespittir.İşte bu suç bilimi öyle deniyor değil mi suç bilimi deniyor.Şimdi diyor ki o burada şahit kelimesini kullanıyor. Niye? Çünkü adam olayı görmüş gibi anlatıyor yani olayın bütün ayrıntılarını söylüyor.Şöyle olursa söyle, böyle olursa böyle, matematik gibi.Diyor ki(in kanekamisuhukuddeminkubulin fe sadekat)bakın bakalım gömleği ne taraftan yırtılmış? Çünkü Yusuf’un gömleği yırtılmış.Suç işareti ortada.Eğer diyor, gömleği önden yırtılmışsa kadın haklıdır. Çünkü Yusuf ona sahip olmak isterken, kadın gömleğini çekerek, Yusuf’un ona sahip olmasını engellemiştir. O zaman da önden yırtılır,başka olmaz. Ondan sonra ne diyor, Yusuf yalan söylüyor diyor ve(Ve in kanekamisuhukuddeminduburin ) ama gömleği arkadan yırtılmışsa, yani Yusuf kaçıyor, kadın da Yusuf’u çekiyor kendisini, o zaman (fekezebet) Kadın yalan söylüyor.(vehuveminessadikin) Yusuf doğru söylüyor.(Fe lemmareakamisahukuddeminduburin).Baktılar kiYusuf’un gömleği arkadan yırtılmış(gale innehuminkeydikun) kocası ona, ”busizin kurduğunuz tuzaklardandır” diyor.
Ey kadınlar diyor(innekeydekunne azim)sizin tuzağınız pek büyüktür diyor.Şimdi buradan anladık mı bakın Suçu hemen ne yaptı? Yusuf’a attı. Öyleyse şimdi bütün bu ayetlerden ve tekrar Yusuf Aleyhisselam’ın Cenabı Hakk’a dua ederek “Ya Rabbi diyor hapishane benim için bunların çağırdıkları şeyden çok daha güzeldir. Hiç olmazsa günah işlemeyeceğim, orada korkuyorum ki bir çocukluk ederim”.Yani bizim Türkçede bu kelime kullanılır.Gerçi Arapçasıda aynı (asbu)kelimesi,sabilik yapmak demek. Arapçası da öyle ama ona (emilü) diye mana veriyorlar.Yanlış değil ama çocukluk etmek diye bir anlam verseler çok daha kolay öbür tarafa intikal edecekler.Kendimi tutamam çoçuklukederim ve cahillerden olurum.O zaman demek ki cahillerden olmak ne demekmiş? Kendini tutamayarak bir günah işlemek.İşte Türkçede de aynı şeyi kullanılır” ya bir cahillik ettik” der.Adam bir cahillik ettik” diyen adam “bilmeden yaptık“mı demiş olur.Demez.İşte aynı şey, ya bir çocukluk ettik de der di mi?Aynı şekilde,aynı tam karşılığı, Türkçe de de var.”Bir çocukluk ettik” der.Şimdi, işte imtihan burada.Önceden konuşsanız mesela,Siz dersiniz ki ya böyle bir durumda ben kendimi kesinlikle korurum ya öyle şey mi olur” dersin. Hele bir yüz yüze gel de bir göreyim bakayım.Yüz yüze gel de bir göreyim!İşte ondan dolayı Allahu Teala imtihanı ne imtihanını yapmıştı? Neydi imtihan?Sabır ve Cihat imtihanıydı. İmtihan o.İşte “çocukluk ederim” dediği zaman ne demek istiyor? sabredemem demek istiyor değil mi?Çocukluk etmekle, sabır birbirine tam böyle zıt iki kelime değil mi?Cihat da aynı şekilde o zorluğa karşı koyacaksın işte. Yusuf Aleyhisselam’ın orada kendini kurtarmak için yaptığı şey cihat, işte o cihattır.Ne demek yani?Bütün var gücüyle o günahı işlememek için gayret gösteriyor.Bütün var gücüyle o günah işlememek için gayret gösteriyor.İşte cihat bu işte.İmtihan burada. Dolayısıyla günah işleyen hiç kimse, bilmeden işledim dese bile kendi kendine bildiğini bilir.Yani yalan söylersiniz, karşı tarafı inandırabilirsiniz.Kendinizi inandırabilir misiniz?İnandıramazsınız.Bütün dünya inansa,siz yine inanmazsınız.Yaptığınızın yalan olduğunu gayet iyi bilirsiniz.Onun için ahirette de günahkarların hepsi(fa terahübizenbihim)Tebareke suresinde yani mülk suresinde, mülk suresinin 11. ayeti Hatta ondan öncesi de var .Orada diyor ki bakın 6 .ayet (ve lillezinekeferubiRabbihimazabu cehennem) rablerine karşı kafirlik yapanlar,geçen hafta ayetlerden okumuştuk hatırlarsanız,Allahü Teala’nın bir ayetini bir yerde söylemek gerekirken, özellikle gizleyen kişiye cenab-ı Hak ne demişti?Kafir demişti di mi? Bakara 159, 160, 161’de öyle demiş. Yani kafirlik Allah’ın bir ayetini gizlemekle de oluyor. Efendim” zamanı değil, ne diyor(min badi mabeyyennahülinnasi fil kitab) biz onu kur’an-ı Kerim’e koyduktan sonra gizlerseniz Kur’an’da varsa zamanı gelmiş demektir.Henüz inmemişse zamanı değildir.İnmişse ki bütün ayetler indi o zaman, zamanı var bazıları tutuyor diyor ki biz şimdi Mekke döneminde yaşıyoruz.O Medine de inen bir ayet İyi valla ahirette hesabını verirsin sen bunun.Nereden çıkardın Sen bu işi? Evet işte şey de o kafir gizleyen örten Allah’ın ayetlerinden bir tanesini de örten kişi kafir oluyor. Niye çünkü iblis’te bir tek emri örttü görmezlikten geldik kafir oldu.O zaman İblisin de suçu var?Ya Rabbi beni yarattın dediyse yarattı (İnneehafullah)ben senden korkarım da demişti. Peki niye örtüyor yaptığını yanlış olduğunu bilmiyor mu?Kendinehakim olamıyor. Çünkü ortada bir menfaati var bunu söylersem hoş olmayacak. E canım şimdi bu adamın yanında da şey yapmamak lazım ya koskoca adam. 83 senesi olarak hatırlıyorum 1983 Turgut Özal yeni iktidara gelmiş, işte konuşuyor diyor ki, Türkiye en az 70 milyon olmalı diyor.O zaman nüfus azdı bugüne göre.O sırada Vehbi Koç Aile planlaması Vakfı kurmuş bizi de çağırmıştı.Herkes lehte konuşma yaptı ben dedim ki,tamam bize yardımcı olun dedi. Dedim senin başarılı olmaman için elimizden geleni yaparız dedim.Her şeyi konuştuk.Neyse şimdi insanlar beklerken,hani bir daha bu adam bizimle irtibat kurmaz.Sonra evine çağırdı evine gittik baktım ki şey gelmiş. Şimdi ben masanın burasında oturuyorum, kendisi burada oturuyor yani yan yanayız.Aramızda kimse yok orada İstanbul’un önünde gelen hocalarından bir tek masa ikinci bir masa yok.Kendi evinde, baktım Kaşıklar geldi arkasına baktım 900 ayar Gümüş diye damgası var dedim bunlar gümüş mü. Evet.Hakiki gümüş mü?Şüphen mi var dedi. O zaman ben bunlarla yemem dedim.Niye yemiyorsun? Resulullah yasaklamış dedim?Ya Allah Allah şaşırdı.Ondan sonra araştırdılar mutfakta bir tane, bir odun saplı bıçakla bir tane de sapını elleriyle düzelttikleri bir kaşık getirdiler. Ben onunla yedim, çatal falan bulamadılar. Hani şimdi derler ki bu adam Bir daha bunu çağırmaz derler değil mi?Ertesi sene hem telefon hem de yazılı davetle bir daha çağırdı.Gittim.Merdivenlerden çıkarken aşçısı koşa koşa geldi, sizin çatal bıçaklarınız hazır efendim dedi.Şimdi o sıra mesela ben şeyi o bakımdan Tayyar Altıkulaç’ı hep saygıyla anıyorum.O zaman Tayyar Altıkulaç, Diyanet İşleriBaşkanı, Vehbi Koç da onasormuş ya sizin fetvacı başı geldi işte böyleböyle yaptı. O da demiş ki “biz onun bilgisine güveniriz” Hani satabilirdi de değil mi?Biz onun bilgisine güveniriz demiş. Şimdi ölümünden iki ay öncesine kadar öyle herhalde en az 15 sene,belki daha fazla, yani başlangıcı seksen üç olduğunu biliyorum ama ölümü ne zamandır onu hatırlamıyorum.En son geldi,şöyle iki yakamdan tuttu.En son görüşmemizde dedim” Sağ ol benim iki yakamı bir araya getirirdin” dedim.Hoca dedi “Senin iki yakan çoktan bir araya gelmiş” dedi “Şu ana kadar Söylediklerinin hepsi doğru idi” şimdi bunu şunun için söylüyorum.Bir yerde,mesela ben şahsen onun yanına her davet edildiğimde, girmeden önce şöyle derdim kendime “Allah bundan daha zengin ha dikkat et“. Şimdi mesela karşı taraf bizimlehiç görüşmeyebilirdi de,ama görüştü sonuna kadar. En sonunda da onu söyledi. Sonra da ama şunu şunu da söylemişti. Ben sana karşı çok bir üzüntümü söylemek isterim dedi. Buyurun dedim.Ya Hep ben mi davet edeceğim? Ne olur bir günde telefon et deki çay içmeye geliyorum ama sonra nasip olmadı.Şimdi burada,orada iki şeyle karşı karşıya kalıyorsunuz. Mesela bu konularda çok anlatacağım hikayelerim vardır da çok fazla doğruyu söylüyorsunuz bakıyorsunuz ki birçok siyasi, eskiden beri yani birçok etkili insanlar rahatsız oluyorlar.Olsunlar. Sen karşılığını kimden bekliyorsun?Ama karşı taraf senin yaptığının doğru olduğunu bildiği için sana saygı duyuyor.Mesela biz sohbet yaparken ki derdi ki, ben sadece siz geldiğiniz zaman geç vakte kadar oturuyorum.İkimiz sohbet yapardık. Diğerleri de dinlerdi. Yani değer veriliyor. Şimdi önemli olan Allah katında değerli olmaktır.Şunu iyi bilelim ki günah işleme mantığı tamamen, kişinin ne yaptığını bildiği mantıktır.Tutamadığı için insan günah işler.Yanlış olduğunu bildiği için değil.Bütün kafirliklerde böyledir. Onun için her kafir, kafir olduğunu çok iyi bilir.Çok iyi bilir.Hiç şüphesi yoktur.Zaten Ali İmran suresinin 106 ayetinde Cenab-ı Hak ne diyordu(Yevmetebyadduvucûhun ve tesvedduvucûhun) o gün bazı yüzler Ak bazı yüzler Kara çıkacaktır. (Fe emmellezînesveddetvucûhuhum) yüzleri kara çıkanlara (e kefertüm badiimanüküm)inandıktan sonra kafir mi oldunuz denecek. Çünkü Allahu Teala her insana kendi varlığını ve birliğini A’raf 172’de belirttiği gibi çok kesin bir şekilde bildirir, şahit tutar. Ondan sonra da kimse Ya Rabbi ben bunu bilmiyordum diyemez.Kafir de bilerek kafir olur,günahkâr da bilerek günahkâr olur.İşte tövbe, ölmeden önce, küfürden de günahtan da ölmeden öncedir. Günah işlememek de direnç gerektirir.İbadet direnç gerektirir. Cihat gerektirir. Allah’ı başkasına tercih etmeyi gerektirir.İşte imtihan da budur.Cenab-ı hak cümlemizi imtihanını kazananlardan eylesin.