Vahy-i Gayr-i Metlüv’e Dair Getirilen Deliller -1

30 Ocak 2010 tarihinde yayınlandı. görüntülenme Mukayeseli Fıkıh Müzakereleri

(Abdülaziz Bayındır) Biliyorsunuz bir süredir Kuran-Sünnet bütünlüğü üzerinde çalışıyoruz. Zaten Kuran Sünnet bütünlüğü Kuran ı Kerim in emri, olmak zorunda hem de tarih boyunca meydana gelmiş dağınıklığı; sanki Kuran ve Sünnet arasında bir çelişki varmış biri diğerinin söylediğinin tersini söylüyormuş gibi anlayışları da ortadan kaldırma açısından çok önemli. Fakat bu tür şeylerin sözü çok güzel de uygulanması öyle o kadar kolay değil. İçinden çıkılamayan bir takım problemler var. O problemlerin de teker teker halledilmesi lazım. Fatih Orum bunlardan bir kısmını tespit etmiş. Şimdiye kadar yaptığımız çalışmalar oldu biliyorsunuz. En son; Cebrail AS ın dinin tebliği ve uygulaması aşamasındaki rolü üzerinde durmuştuk.  Onu kısaca bir özetlemek gerekirse; Cebrail AS ın Kuran ı Azimüşşan da bir Rasul olarak görevi var, bir de muallim olarak görevi var. İki tane ayet var ikisi de aynı metin ile:

Tekvir 81/19-21 “Kuran-ı Kerim değerli bir elçinin sözüdür. Güçlü, Arş ın sahibi yanında da sağlam bir yeri olan Cebrail in sözü. Orada kendisine itaat edilen ve güvenilir dir.” Ondan sonra Peygamberimize geçiş yapıyor diyor ki:

Tekvir 81/22 “Sizin arkadaşınız Cinlerin etkisi altında değildir.” Şimdi oradan çok net olarak anlıyoruz ki bu resul Cebrail AS dır. Zaten Cibril i Emin diye Ayetler de var. Yine aynı şekilde Tur Suresindeydi değil mi öbürü? Hakka 69/40 Suresinde… Yine aynı şekilde geçiyor. Şimdi burada da yine aynı ifade ile;

Hakka 69/41-43 “ Bir Şairin sözü değildir, ne kadar az inanıyorsunuz. Kahinin de sözü değildir,”  Öbür ayetteki sizin arkadaşınız Cinlerin etkisinde değildir sözünün yine başka şekli  “…Ne kadar az bilgilerinizi kullanıyorsunuz, Âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir.”

Oradan indirip de getirip peygamberimize ulaştıran ki Cebrail in adı Rasul. Aynı ismi bizim Peygamberimiz için de Cenab ı Hak kullanıyor. Peygamber Efendimiz de Rasul, Peygamber Efendimiz de Cebrail den aldığınız bize tebliğ etmiş olmak bakımından Rasul oluyor.

Nasıl iki ayet Cebrail AS ı Rasul olarak anlatıyor ise iki ayet de Muallim olarak anlatıyor. Diyor ki Necm Suresinde, şimdi Kuran ı Kerimi bir getirmek var bir de öğretmek var… değil mi? Rasul olarak geldin dedin ki Allah şöyle buyuruyor. Tamam okuduk tamam doğru ama bir de onu anlayıp kavramak ve uygulamak var. Şimdi sizin önünüze bir kitap koyalım bu kitap bu sene okuyacağımız kitaptır ama onu okutacak bir öğretmene de ihtiyaç var. O öğretmene Peygamberimiz de bir insan olarak muhtaç, biz de bir insan olarak muhtacız. Dolayısıyla Peygamberimiz önce o kendine gelmiş olan o kitabı öğrenme ihtiyacında, biz de bize tebliğ edilen Kitabı öğrenme ihtiyacındayız. Bu sebepten dolayı diyor ki:

Necm 53/5 “O’nu çok güçlü olan öğretti.”

Bir şeyi birisine okuyup geçmek öğretmek olur mu? Olmaz… Öğretmek dediğin uzunca bir süreçtir. Örneklerle imtihanlarla uzun uzun anlatırsınız öğretirsiniz, bakıyoruz bir de:

Rahman 55/1-2 “Rahman, Kuran ı öğretmiştir.”

Mesela Kuran ı Kerim in indirilmesi ile ilgili “Enzele” fiili doğrudan doğruya “Sana indirilmiş olan..” deniyor,  arada Cebrail atlanıyor.  Halbuki getiren Cebrail dir. Aynen onun gibi aradaki Cebrail atlanarak “Allemel Kuran”  ifadesi kullanılmış oluyor Aslında oradaki öğreten Allah u Teala bizzat kendisi değil Cebrail AS dir. Onun için şimdi “Rahman, Kuran ı öğretmiştir” ile “O’nu çok güçlü olan öğretti” aynı anlama geliyor. Peygamberimiz SAV de bizim için, İbrahim AS ın sözünde de var.

Bakara 2/151 “…Size Kitabı ve Hikmeti öğretiyor,” O da uzunca bir süreç. Şimdi biz bakıyoruz ki, Cebrail AS imtihana da geliyor. Peygamber efendimize soruyor? İman nedir? Diyor değil mi. İslam nedir? Diyor. Peygamberimiz de cevabı veriyor; cevabı verdikten sonra, tamam diyor yani not da veriyor. Güzel diyor. Sonra da Peygamberimiz ne diyor; diyorlar ki Ya Rasul Allah bu kim ki hem sana soru soruyor hem de verdiğin cevabı Tasdik ediyor… Öğrenmek isteyen bir insanın tavrı değil Cebrail in gelip te soru sorması… Ki insan kılığına girerek gelmiş oluyor.

Meleklerin insan kılığına girerek insanların arasında dolaştığını biz ayetlerden biliyoruz. Hatta öylesine ki Lut Kavmine gelen melekleri bir kısım erkekler zannederek ahlaksızlıklarını onunla gidermek isteyenler olmuştur. Aynı şekilde Peygamber efendimizin yanına da Cebrail AS insan kılığında geliyor.

Ömer RA anlatıyor; geliyor soru soruyor İman nedir? Peygamberimiz anlatıyor, teker teker İslam nedir? Anlatıyor her bir sorunun karşılığını tamam güzel yaptın diyor… Hiç alışılmış bir tavır değil Peygamberimiz öğretmen. O sadece öğretir Müslümanlar bunu böyle biliyor, bizim muallimimiz O, öğretmene birisi diyor ki “Tamam doğru” … Müfettiş gelmiş evet, şimdi bakıyorsunuz ki Cebrail AS Muallim olarak İmtihan da yapmış oluyor. Peki muallim ne yapar mesela okullarda bir başkasının yazmış olduğu kitabı bir de müfredat vardır ona göre anlatır. Ona ilave ya da çıkarma yapmaz, şimdi insanların yazdığı kitaplara siz beğenirsiniz beğenmezsiniz ilave çıkarma yapabilirsiniz ama bu başka… Burada Allah ın Kitabı var, Allah ın öğretmek ile görevlendirdiği melek var, dolayısıyla O Kitabın herhangi bir şekilde dışına çıkmadan orada ne varsa onu öğrettiği zaman Muallim olur. Zaten o sorduğu soruların tamamı da Kuran ı kerim de olan sorulardır.  O zaman bakıyoruz ki bu hakikaten çok önemli bir şey, Cebrail AS muallim olarak gelmiş. Peygamberimiz SAV e namaz kıldırmayı öğretmiş, iki gün bir kere de değil iki gün. Önce öğlen namazından başlıyor namaza; ikindiyi kılıyor, akşam, yatsı, sabah namazı ile bitiriyor. Ertesi gün yine öğlen namazı ile başlıyor ve sonra da diyor ki: “Bu senin ve senden önceki peygamberlerin namaz vakitleridir. Namaz vakitleri bu iki şeyin arasındandır.” bir başı bir de sonu olarak yapıyor. Bakıyorsunuz ki Cebrail AS orada bir mozaik gibi ortaya koymuş olduğu namazın bütün öğeleri Kuran ı Kerim de var. Ama onları hakikaten bir araya getirip de bir namaz şeklini oluşturmak o kadar kolay değil. Bir Muallime ihtiyaç duyuluyor. İndirilmiş kitapta var o ama onun uygulanması aynen tabiatta; hani demiş ya adam: Un var mı? Var Şeker var mı? Var yağ var mı? Var helva yapsana diyor.

Bunların birleştirildiği zaman helvanın yapılacağını bilecek bir adama da ihtiyaç var. Helva nın yapılmasını bilene de ihtiyaç var. İşte burada Cebrail AS bunları birleştiriyor Namaz vakitlerini falan ama onların hepsi Kuranı Kerim in içinde olan şeyler… O öğrettikte sonra Kuran ı Kerim de bulmak kolay, ama öğrenmeden bulmak o kadar kolay değil. Cebrail AS ın Muallimliğini, Resullük ile karıştırmamak lazım. Peygamberimizin de muallimliğini Resullük (Nebilik) ile karıştırmamak lazımdır. Peygamberimizin Muallimliği öğretmenliği bizim için örnektir.  Peygamberimizin Resullüğü (Nebiliği) bizim için örnek olur mu? Asla Resul (Nebi) olamayız, mesela sınıfta hocanın ders işleme tarzı öğrenci için örnek olur. Ama onun öğretmenliği örnek olmaz yarın öğrenci öğretmen olarak yetişirse büyürse o zaman onun tarzını kullanır. Ama Resullük (Nebilik)  böyle bir insanın istediği zaman Nebi olamıyor. Allah ın indirdiği ayeti gidip başka bir yerde anlatmak resullük olur Vahiy alma Allah tan Vahiy alma konusunda kimseyi örnek alamazsınız. O mümkün değildir. Peygamberimiz de zaten Cebrail’i o konuda örnek almıyor. Nebilik Konusu ayrı oradan; Allah tan aldığını Peygambere ulaştırıyor, az önce anlatılan manada resullük aynı zamanda Nebi lik anlamına geliyor. Şimdi Öyleyse bizim Peygamber efendimizin bize öğrettiği örnekliği işte o muallimliğinde bize örnek… Kuran ı Kerim i nasıl öğretiyor? Ayetler arası ilişkiyi nasıl kuruyor?  Nasıl uyguluyor? Tatbikatı nasıl yapıyor? O bize örnek… Ama nasıl Vahiy alıyor biz de alalım dersek o zaman bu aşırıya kaçmış olursun haddini aşmış olursun..

Bunlar anlaşılmayınca diyorsunuz ki her şey birbirine karışıyor. Mesela birisine ben söyledim. Dedi ki: “Kuran Sünnet bütünlüğü diyorsun var mı Kuran ı Kerim de her konuda bunu söyleyebilir misin? Var mı Kuran ı Kerim de Namaz ın nasıl kılındığı?” Tabii ki var dedim. Ama uygulamasını gelmiş Cebrail AS Peygamberimize öğretmiş… “Hah işte O Vahiy” dedi.  … Şimdi O Vahiy mi? O Vahiy ise o zaman Rasul ne Muallim ne değil mi? Niye bu iki kelime Kuran ı Kerim de ayrı ayrı geçiyor? Sonra bir de Vahiy konusu tekrar üzerinde durmamız gereken bir şey ifade ediyor, Allah u Teala bize de Vahiy de bulunur. Arıya da Vahiy de bulunur, Müslüman olmayan insanlara da Vahiy de bulunur. Müslüman olmak şart değil, nedir mesela içine bir şey doğar gerçekten de doğru olduğunu anlarsın. Kuran ı Kerim de arıya Vahiy ettiğini Ayeti Kerime de bildiriyor. “Arıya Vahiy etmiştir”, diyor ona hareket tarzı bir takım şeyler yüklüyor. Mesela durup dururken Hah şu aklıma geldi, diyorsunuz. Bir takım noktalara kadar çıkıyorsunuz orada Cenabı Hak size başka bir şey gösteriyor. Ya da çok güzel rüyalar görüyorsunuz o da onun şeklidir. Bu gördükleriniz gerçekleşmiş oluyor. Ya da Peygamberimiz bir melek ile karşılaştığı zaman… Belki siz de bir melek ile karşılaşıyorsunuz da farkında değilsiniz, karşılaştığınızı bir insan zannedebilirsiniz. Bir yerde çok sıkışmışsınızdır, bir melek oradan tesadüfen geçen bir insan gibi yanınıza yaklaşır ve sizi oradan kurtarabilir. O da olabilir yani. Ama bizim bilmediğimiz için onu başka şekilde değerlendirebiliriz. O zaman Resullük başka Vahiy almak başka bir şeydir.

Musa AS ın annesi Vahiy aldı; ama git de falancaya bunu söyle şeklinde aldı mı? Almadı. Meryem Validemiz de Vahiy aldı ne oldu? Sadece onu ilgilendiriyor, kendisini ilgilendiriyor ikinci bir şahsı ilgilendirmiyor. Ama bunlar Kuran ı Kerim de yer alıyor.  Mesela sadece Musa AS ın annesini ilgilendirmesine rağmen Onu Cenabı Hak bize “Musa nın annesine Allah…” şöyle şöyle  vahiy etmiştir diyor. Sadece Meryem Validemizi ilgilendirmesine rağmen resullük; git insanlara şunu anlat manasında olmamasına rağmen o da oluyor… Bu tür Vahiy yok mu mesela Peygamberimiz SAV e? Hepimizin hayatında bir sürü Vahiyler yok mu? Mesela gördüğünüz rüyalar yok mu gerçekleşmiş olanlar. Hayatınız için son derece önemli olan rüyalar yok mu? Mesela geçen hafta anlatmıştım ben İstanbul diye bilmediğim bir isim olarak duyduğum, Erzurum da ilkokulda okurken buraları ben rüyamda görmüştüm yani. Süleymaniye’yi bu çevreleri o zaman buralarda hatta bir odamın olduğunu bile görmüştüm. Cenabı Hak nasip etti. Bakın şimdi  Allah u Teala onu önceden bildiriyor da sen onu iyiye kullanırsın kötüye kullanırsın bunlar verilmiş avanslar dır. Avansı alıp ta yatırım da yapabilirsin? Günahlarda da kullanabilirsin ayrı konu… O işin imtihan tarafı… Ama görüyorsun ve gerçekleşiyor. Yusuf AS ın rüyası gibi işte o da bir Vahiy dir. Allah u Teala nın Vahyi dir. Ama bunların hiçbirisi Resullük görevi değil. O zaman Peygamberimiz SAV e verilen Vahyi çok iyi anlamak lazım. Bunu iyi anlamayanlardan bazen Meryem Validemize Resul dür diyen yok mu? Allah ın Resulü dür diyen? Var.  Musa nın annesine de diyen var, e bunu anlamadın mı diyorsun işte. Değil kardeşim öyleyse Peygamberimiz SAV e bu şekilde Vahiy gelmiş mi?…

Mesela işte şimdi bunları teker teker okuyalım. Sen oku istersen oradan;

(İzleyici Sorusu) Hz. İbrahim in görmüş olduğu Rüya; O biraz diğer Gayri Metlu Rüyalardan farklı çok farklı olmuyor mu? Çocuğunu kesiyor, orada çocuğunu kesmek üzere, Normal bir Vahiy olamaz yani, normal bir rüya değil o. Çocuğunu kesmek bu Allah ın emri olmalı Emin ki bunu yapıyor yoksa bir insan rüyasında oğlumu kesiyorum diye görse de kesmeye kalkışacak değil. Üstelik bu Peygamber… Bu Rüya ne gereğidir? Bu rüya sonuçta insanın hayatını ilgilendiriyor örneklik diyebileceğimiz bir durum.

(Abdülaziz Bayındır) Mesela az önce söylediğimiz kapsamda; Allah u Teala Peygamberlere ne diyor?

Ankebut 29/18 de Yani öyle bir şey olmalı ki Resul bunu karşı tarafa bildirmiş olması lazım… “Allah şöyle şöyle emrediyor” diye. Mesela ondan sonra o Rasul de kendisi gibi diğer insanları da sorumluluk altına sokan bir söz söylemiş olması lazım. Ondan dolayı mesela Bakara Suresinin son ayetlerinde:

Bakara 2/285 “…O Rasul önce o inandı, Rabbinden kendisine indirilmiş olana ve bütün Müminler de inandılar, ”

Şimdi bu manada İbrahim AS ın rüyası; tebliğ edilecek bir Vahiy midir? Değildir. O zaman Resullük değil O. Ve Ondan sonra bak orada dikkat ederseniz şimdi o ayet Saffat 102 inci ayet; Şimdi bak burada diyor ki…

Saffat 37/102 “Onunla birlikte koşacak (çalışabilecek) duruma gelince, Ben orada seni kestiğimi görüyorum düşün; senin görüşün nedir?”… Bir Risalet gereği böyle bir tebliğ olur mu? Hangi peygamber Diyor ki: “Allah böyle böyle Allah buyurdu ki Namaz kıl ama bilmem sen ne düşünürsün.?” Böyle bir tebliğ olur mu? Olmaz yani… Der ki Allah senden şunu istedi, ister yap ister yapma değil mi ondan sonrası sana kalmış bir şey. Ama burada kendi açısından söylüyor bak ben diyor rüyamda seni kestiğimi görüyorum sen ne düşünüyorsun? Söyle bakalım… Bu bir (Risalet) Nebilik gereği midir? İşte burada bir İmtihan olduğu belli… İsmail AS ın özel bir konumu olduğu belli orada

“… Babacığım istediğini yap; beni inşallah sabredenlerden bulacaksın.” Diyor. Burada bir imtihan ile karşı karşıya olduğunu biliyor. Bu bir imtihan yoksa bu bir.

(Yahya Şenol) Rüya canım ne alakası var geç git falan der… Yok sana ne Emir olunmuş ise onu yap diyor. Emir geldiğini mi biliyor acaba?

(Abdülaziz Bayındır) Sana ne Emir olunmuşsa ise diyor değil mi? Risalet olduğu zaman ben az önce onu anlatmaya çalıştım iyi ki söyledin, biraz açılmasına sebep oldu…

Sana ne emir olunmuş ise; ama bir Peygamberlik gereği gelen emir, Peygamber ile beraber insanlara da verilen emir değil mi? Sadece Peygambere verilen emir olmaz O. Sadece Peygambere verilen emir değil. O Peygamber O emri alıyor ama aynı zamanda O emrin muhatabı… Hem tebliğ ediyor hem aynı zamanda O emrin Muhatabı. Hem kendisi yapmak zorunda hem de başkaları yapmak zorunda. Genel bir emir. Çünkü Tebliğ etmek için alınmış olan bir emir. Dolayısı ile O tebliğ etmek için alınan bir emir ise…. “mâ tû’meru”  denmez. “Ben” diyor, O genel bir emirdir, “Amener Resulü,” gibi bütün insanları içine alacak bir emirdir, O emri Peygamber de yerine getirir, mesela namaz kılmak gibi.  “Evladım Allah bana Namaz kılmayı emretti sen ne dersin?” Sen ne dersin değil. Sen de Mümin isen kılacaksın kardeşim sen de kılacaksın, ben de kılacağım bitti.  Bu Şey gibidir bak: Peygamberimiz SAV e gelen O eşleri ile alakalı “Tahrim Suresinde” var ya; onu yapmış olalım. Burada işte bak İbrahim AS a gelen bu şeyle yani, burada baba oğul ilişkisi açısından, burada da aynı şey:

Tahrim 66/01 “…Allah ın sana Helal kıldığını sen niye Haram kılıyorsun?,”

Bunun bize faydası var mı? Dini öğrenme açısından faydası var gerçekten. Demek ki Peygamber bir haram falan tespit edemez. 26:48 Peygamber haram koyamaz yani.

“Şöyle diyebilir miyiz bu ayet gelmemiş olsaydı Peygamber neyi yasaklamış olsaydı onu biz haram sayacaktık” yani Peygamberimiz balı yememiş ise biz de bal yemeyi haram sayacaktık.  Onu emir olarak alacaktık.

“Şu anda haram sayanlar var bal şimdi her çiçeğe gidiyor ya etrafa dağılabiliyor başkalarının bahçesinden çiçeklerine falan konuyor diye kul hakkı diyerek…”

Tam böyle vesvesecilere göre, Allah u Teala arıya haram koymuş mu? Kimsenin bahçesine girme bunun bahçesine girme demiş mi? Arı gitmiş Allah ın kendisine verdiği görevi yerine getirmiş gelmiş. Kimin bahçesindeki çiçekten alırsa alsın. Allah u Teala nın verdiği görevi yerine getirmiş orada.

“Peygamberimizin sevdiği şeyi sevmiyorum yediği bir şeyi yemiyorum demek, ondan mesela büyük bir kelle…………. Mesela Harun Reşid bir gün ziyafet veriyor, ziyafette orada kabak tatlısı geliyor beraber orada bir vezir diyor ki ben bunu sevmiyorum diyor, Orada kadı imam Yusuf diyor ki o zaman bunun kafasını vurun! Diyor. Niye? Peygamberimiz severdi diye, o anda vezir açıklama yapıyor “ben o anlamda söylemedim hoşuma gitmediği için söyledim” diyor. Hatta kılıç bir de muşamba getiriyor oraya? Bu adamın kellesini uçurun niye? Peygamberimizin sevdiğini sevmedim dedi diyor…

İşte bunlar dinin ne hale geldiğini gösteriyor yani Allah ın İndirdiği din başka bir de uydurulmuş olan bir din var yani ortada. Allah ın Dini yok maalesef. Mesela Halid bin Velid, Peygamberimizin sevmediğini hem de Peygamberimizin yanında yemiş, Keller, Peygamberimiz ben bunu sevmem demiş o da oturmuş afiyetle yemiş… Hayır siz bir kere kafayı birisine takmış sanız bir bahane ararsınız ne olacak? En fazla da bu tür yanlışlar için Din kullanılır, en fazla İstismar edilen şeydir.

Bakın burada biz onu anlatmaya çalışıyoruz peygamber SAV in rolü ile Peygamber efendimizin bir insan olarak yaptığı ile bir Resul olarak yaptığı arasında fark var. İnsan olarak yaptığı örnek veriyorum: Ben mesela şimdi Üniversitede öğretim üyesiyim böyle bir vasfım var benim; ben uyurken de öğretim üyesiyim değil mi? Yemek yerken de öğretim üyesiyim sizinle normal konuşurken de ders verirken de öğretim üyesiyim. 24 saat ben öğretim üyesiyim…  Peki, şoförse 24 saat şofördür ama araba kullanırken araba sürdüğü anda görevini icra ediyor.

İşte Muhammet SAV 24 saat nebidir. Bütün Peygamberler Allah a Nebi olarak görevlendirildiği andan itibaren ölünceye kadar Nebi dir. Nebilik gereği aldıklarını, mesela ben şimdi öğretim üyesiyim şu anda ne yapıyorum ders veriyorum, şu anda verdiğim ders öğretim üyesi olduğum için değil tabi vakıfta veriyorum. Ama Üniversitede sınıfa girip ders veriyorsam öğretim üyesi vasfım yok ise değilsem Üniversitede o dersi veremem. Orada ders vermek deniyor içeride öğretim üyeliği yapıyor denir mi? Denmez. Burada öğretim üyesi sınıfta ders veriyorum. Muhammed AS Nebi;  peki Nebilik gereği aldıklarını… Niye beni öğretim üyesi yapmışlar bu adam burada ders verebilir dedikleri için öğretim üyesi yapmışlar değil mi? Aksi takdirde burada sekreterlik yapar deselerdi ne olurdu? Öğretim üyesi demezlerdi Memur derlerdi. Öğretim üyesi olduğum için sınıfa girip ders verebiliyorsam verdiğim şeye Ders deniyor. İşte Nebiler de Nebi olarak aldıkları Vahyi tebliğ ettikleri zaman onlara Nebi deniyor mu? Hayır, Resul deniyor. Onun için mesela hiçbir zaman Kuran ı Kerim de şöyle bir ayet var mı? “Nebi ye tebliğ den başka bir görev düşmez” diye bir ayette var mı? Nebi nin görevi tebliğ dir diye bir şey var mı?

“Resul ün görevi tebliğ dir.” Çünkü Resul aldıklarını tebliğ ederken onun adına Resul denir. Biri diğerinin yerine de zaman zaman kullanılabilir O ayrı bir konu. Resullük görevini yaparken SAV “Emin” dir. Çünkü kendisine geleni olduğu gibi tebliğ etmiştir burada bir yanlış yok.

Nisa 4/80 “Kim Resul e itaat ederse Allah a itaat etmiş olur,”  Nebi ye itaat eden değil…  Çünkü o nebi 24 saat nebilik vasfına sahiptir. Ama aldığı vahyi tebliğ ettiği zaman Rasul dür aldığı vahyi tebliğ ederken yanlışı yoktur. Ondan dolayı:

Hakka 69/44 “…Bize bir takım Rabler uydursaydı,” Vahiy etmediğimiz halde Allah şunu da demiştir deseydi,  ne olurdu o zaman? Görevini yerine getirmemiş olurdu… Onun için Hakka Suresinde; 40 tan sonraki ayetlerde “onu sıkı yakalar ve şah damarını koparırdık çünkü sana söylemediğimizi söyledin…” Peki bir de Bir de Peygamberin Muallimlik görevi var tebliğ tamam orada hata yok, Muallimlik te hata yapabiliyor mu? Muallimlikte hata yapıyor. İşte mesela bedir savaşında yapılan bir muallimliktir… Orada hata yapmıştır. Allah u Teala şah damarını falan kopardığı yok. Ama uyarmıştır bak hata yaptın diye. Öğretirken hata yapmıştır yani… Olur hata yaptığı zaman şimdi Nebi iken hata yaptığı olmuştur ondan dolayı Allah u Teala burada diyor ki:

Tahrim 66/01“…Allah ın sana helal kıldığını sen niye kendine haram kılıyorsun?,” ben Şahsen kendim haram kılıyorum millete değil, çünkü bu tebliğ edilmiş bir görev değil. Bu muallimlikte yapılan bir şeydir. Hata yaptığı zaman işte o muallimlik görevi gereği… Bunlar çok ince meseleler. Az önce ben kendimden örnek verdim ben Üniversite Öğretim Üyesiyim; birisi çıkar der ki;  “Sakallı Üniversite öğretim üyesi mi olur?” dese mesela bir ara diyorlardı şimdi artık demiyorlar. Türkiye de sakallı öğretim üyesi mi olur derler? Suudi Arabistan a gidiyorsun bizim sakalsız arkadaşlar, yahu sen Üniversite hocası mısın Allah Allah sakalın yok… Suudi Arabistan da da sakalsız öğretim üyesi olabileceğini düşünemiyorlar. Buna yakışmaz diyorsunuz… Adam diyor ki sen ne kılığıma kıyafetime karışıyorsun verdiğim derse bak kardeşim… Aynı şekilde Nebi olarak Peygamberimiz hata yapabiliyor. Ondan dolayı Allah u Teala Peygamberimizi Resullüğünden dolayı hiç ayıplamıyor. Ama nebi olarak ayıplıyor… “Ey Nebi; onlara neden izin verdin?…”    Bulunduğu konum itibariyle, “Ey Nebi; Eşlerine şunları söyle…” Çünkü Resullük olarak olmaz… “Ey  Nebi; neden sen haram kılıyorsun?…”

Orada da yine öğretirken ki hatalar. Tebliğdeki hata değil. Abese dede olduğu gibi 37:30 İşte bütün bunları ayıramadığınız zaman her şey birbirine karışıyor. Diyor ki:

Tahrim 66/01“…Allah ın sana helal kıldığını sen niye kendine haram kılıyorsun?,” Peygamberimiz bir şeye Haram diyorsa da o mutlaka Kuran-ı Kerim den çıkardığı bir hikmet gereğidir. Bir hüküm çıkarıyor da haram diyor. Ama burada ne yapıyor? “…Eşlerinin rızasını istiyorsun,” aynı zamanda bizim için bir tebliğdir de bu ne anlıyoruz? Peygamberimizin Haram kılma yetkisi olmadığını da anlıyoruz… Şimdi, şeyle birleştirdiğimiz zaman tutuyor bak, her zaman tekrarladığımız ayet.

Hud 11/1-2  “Bu bir kitaptır ki ayetleri Muhkem kılınmış, sonra da açıklanmıştır. Hakim ve Habir olan Allah tarafından açıklanmıştır, ” Niye Allah Tarafından açıklanmış? “…Allah tan başkasına Kul olmayasınız diye,”

Peki peygamber de Haram kılabilseydi Allah tan başkasına Kul olmuş olmayacak mıydık? Yani O dedi diye yapıyoruz. Bak Resul olduğu için itaat etmek Farz, çünkü Rasul kendi sözünü söylemiyor. Onu gönderenin sözünü söylüyor.

-Elçiye zeval olmaz diye bir söz var.

Elçiye zeval olmaz diye de bir sözümüz var. Resul olarak hata yaparsa da görevini yerine getirmemiş oluyor. Onun için Onu Allah asla kabul etmiyor. …

Şu ayeti önce bir tamamlayalım da ondan sonra ikincisine geçeriz ikisi üst üste gelmesin, diyor ki bak Allah u Teala açıklamıştır diyor, Allah tan başkasına Kul olmayasınız diye. Peki; Peygamberin görevi ne?

“…Ben sizin için ondan yana (Allah ın görevlendirdiği) uyarıcı ve müjdeleyiciyim.”  Çünkü Ayetlerin bir kısmı uyarıyor bir kısmı müjde veriyor. Yani Resulüm demek oluyor.

  • Resul hem de öğretmenlik görevi yapmış mı oluyor?

Uyarma ve Müjdeleme Resullük gereğidir, Muallimlik görevi gereği değildir.

  • Yasaklamak ile Haram lık aynı Şey mi?

Evet aynı şey yasaklamak ile haram olmak aynı şey. Bak burada ne diyor? Buraya dikkat edelim:

“…Bu bir Kitaptır ki Muhkem kılınmıştır,” neden Muhkem? Şu şöyledir şu da değildir neden?… Açıklama ihtiyacı var;

“…sonra da açıklanmıştır.”  41:25

  • Haz Ömer zamanında Hz. Ömer bir çok şeyi yasaklamıştır bu haramlık anlamına gelir mi?

Mesela neyi yasaklamış Hz. Ömer?

  • En başta Mut’a Nikahı

Mut’a Nikahını Kuran ı Kerim yasaklamış Ömer değil ki…

  • O sadece biri mesela Hz. Ali nin şöyle bir sözü var, ……………………..

Hayır O sözler uydurulmuş şeyler,  olamaz…

  • Ömer resul değil ki yasaklayabilir,

Yasaklamak ile haram kılmak  aynı şeydir yapamazsın yalnız O Muta Nikahı olması mümkün değil Kuran ı Kerim e asla uygun bir şey değil dolayısıyla onunla ilgili söylenmiş olanlar birilerinin uydurması olarak bu güne kadar gelmiş. Bu uydurmaların içinde en fazla Ömer ile Ali RA nın adları kullanılmıştır.  Çok değerli insanlar oldukları için. Müellefe i Kulub a Zekat vermemek diye Hz. Ömer in bunu kaldırma gibi bir yetkisi yoktur ama o andaki kişileri Zekat vermeye uygun görmemiş olabilir o Başka… Müellefe i Kulub u yasaklayamaz ama O anda Ona girecek kişiler yoktur. Diyebilir. O da içtihattır.

  • Bu adam Müellefe-i Kulub değildir bundan sonra demiş olabilir. Bu andan sonra Müellefe- i Kulub u kaldırdık hiç kimseye verilmez diyemez.

Mesela Şimdi Hanefiler öyle yapıyorlar Muellefe-i Kulub ü mensuh sayıyorlar buna asla yetkileri yoktur olamaz böyle saçmalık olur mu?

  • Ehli Kitapla evlenmeme şeklinde de bir yasaklama olmuş…

Ehli Kitap ile evlenmeyi yasaklayabilri nedir çünkü Allah u Teala zaten tavsiye etmiyor ama haram da kılmıyor. Ama dinen haram kılamaz ha sen onu söylüyorsun. Evlenmeyin diyebilir ama evlenmiş olan bir kişinin de evliliğini geçersiz sayamaz. Çünkü Allah Helal kılmıştır. Onu…

  • Geçenlerde mesela şöyle bir şey söylendi, diyor ki; “bir hükümdarın yasaklama yetkisi olabilir, peygamberin yasaklama yetkisi olabilir ama haram kılma yetkisi olamaz” Siyasi açıdan olabilir belki, eşek etinin yenilmemesi haram nedeni ile değil de yasaklama nedeni ile olabilir. Ben bir komutan olarak bu eşeklerin etlerinin yenmesini yasaklıyorum demiştir.

Şu anda bunu yemeyin çünkü eşyayı taşıyacak bineğimiz yok. Böyle deniyor değişik rivayetler var…44:20 Aynı anda bir çok konulara birdenbire geçersek konu dağılır. Şimdi bak bu ayeti Kerime de diyor ki:

“…Peygamberin görevi Allah ın yaptığı açıklamaları ortaya koymak” ki biz onu Hikmet olarak biliyoruz. Dolayısıyla Peygamber yeni bir hüküm ortaya koyamaz; onun için diyor ki Allah u Teala:

Tahrim 66/01“…Allah ın sana helal kıldığını sen niye kendine haram kılıyorsun?,” işte biz buradan öğreniyoruz, Peygamberimiz bir şeye yasak demiş ise onun mutlaka Kuran dan bir kaynağı olmak zorunda. Kuran Sünnet dememizin sebebi de o zaten. Mesela ben burada size şunu da söyleyeyim inşallah bir gün anlatırız; konularımızdan bir tanesi de O. Uzun zamandır düşünüyorduk işte dün akşam şöyle yağmur altında biraz yürüyüş yapayım dedim, ben öyle inanıyorum ki:

Zekat nispetleri var ya onu bir türlü bulamıyorduk Kuran ı Kerim de. Öşür ile alakalı nispetleri de öşür ün onda birini. Bir de zekat ın neden kırk ta bir olduğunu ve bunların alakalarını dün akşam çözdüğüme inanıyorum inşallah bir gün Fatih in de burada olduğu bir günde İnşallah burada anlatacağız ki bizim için belki çözülmesi en zor olan problem oydu şu ana kadar. Hep söylüyorlar hani zekat 40 ta bir neye dayanarak peygamberimiz söylemiş? Ki şimdi ben onun Allah ın izni ile tam Ayetlerini bulduğum kanaatindeyim. Hatta onun (PP) sunumunu da yaptım anlaşılabilsin diye. İnşallah bir gün burada ortaya koyacağız, bir takım eksiklikler tabii ki var, o eksikleri de burada tartışma ile inşallah tamamlanacak.  Allah nasip ederse…

Peygamberimiz bir şey söylemiş ise O Kuran dışında asla konuşamaz, mutlaka Kuran ın bir hükmünü söylemiştir.  Peki, o hükmü Kuranda olan o hükmü Cebrail AS da öğretmiş olabilir. Bir şeyi getirmek başka öğretmek başka bir şeydir. Mesela siz eve bir sürü yiyecek getirirsiniz hanım ilk defa görmüş olur, bu ne? Dersin ki bununla şöyle bir şey pişiyor ben görmüştüm… Sen pişirebilir misin? Pişireyim de bir bak…

(Yeni bir şey getirmiyorsun getirileni yemek olarak pişiriyorsun. Rahmetli babam bir kere pişirmişti hiç birimiz yemedik… Annem demişti ki sen pişir o da pişirdi hiçbirimiz yemedik… Kendi de yemedi ama o da beğenmedi…) Ondan sonra devam edelim bak bu Ayet i Kerime yi. Allah u Teala da burada bir uyarı yapıyor ama;

Tahrim 66/01“… Allah bağışlar ve merhamet eder.”  Diyor mesela Peygamber SAV günah mı işledi tevbe mi etti diye soranlar oluyor geçen hafta bu günde bu saatlerden biraz önce idi. Malatya da Peygamberimizin masumluğu ile alakalı burada konuştuğumuz şeyler bazı gurupların hoşuna gitmemiş. Onlarla oturduk konuşurken: “Efendim peygamberimiz günah mı işledi tevbe mi etti?”  Tabii ki tevbe etti. Ayet i Kerime de Allah u Teala demiyor mu? Ya Muhammed;

Muhammed 47/19 “…Günahın için Tevbe et! Allah ın bağışlamasını iste” diyor. İstiğfar et.

“…mümin erkekler ve mümin kadınlar için de af dile” Biz de yapıyoruz her namazda “Rabbena firli veli-valideye…” okumuyor muyuz?

Hata yaptıysa o bir günahtır dolayısıyla istiğfar etmesi lazım.  Peygamberimiz de hata yapmış ve istiğfar etmiştir. Ondan sonra diyor ki, yemin etmiş demek peygamberimiz burada:

Tahrim 66/02 “…Sizin bu yeminlerinizi bozmanızı Allah size Farz kılmıştır,” Bu kısmı bizi ilgilendiriyor. Birinci kısmı da ilgilendiriyor. Peygamberin görevi açısından… Asıl söylemek istediğim kısım bu buraya kadar kimsenin bir problemi yok bundan sonra problem var…

Tahrim 66/03 “Eşlerinden bir kısmına bir söz söyledi Peygamber,” bu tıpkı İbrahim AS ın oğluna söylediği gibi değil mi? Orada bak bakalım ne düşünüyorsun diyor, gördüğü rüyasının anlatıyor. Peygamberimiz de burada bir söz söylüyor:

“…Allah onu Peygambere bildirdiği için peygamber bunun farkına vardı,” Eşi bunun söylediği zaman Allah ona bildirdi

“…Allah o sözü (tamamını) Peygambere bildirdi; Peygamber bir kısmını bildirmedi.” Bunun Peygamber olmasına bir mani var mı? Allah onun tamamını peygambere bildirmiş, Bakın Vahiy etti demiyor burada peygamber dikkat ediyorsanız.

  • Peygamber bir kısmını bildirmiş bir kısmından da vazgeçmiştir deniyor.

Peygamber olarak gözüküyor evet…Nebbe e in faili de Peygamber, şimdi;

 “…Eşlerinden bir tanesi (Ayşe validemiz) o sözü eşlerinden başkasına söylüyor,” Burada anlatılan; Peygamberimiz Zeynep in yanında biraz fazla kalıyor, Zeynep de bir bal şerbeti yapıyor, içiyor sonra Safiye ye galiba… Bir dakika şurada var, Hafza, Hz. Ömer in kızı, Safiye değil aslında zihnimde Hafza vardı… Ömer in kızı Hafza olarak tabi öyle yani çünkü rivayetler onunla alakalı da Zihnimde hazfa varken ağzımdan safiye çıktı.

Şimdi Zeynep in yanında Peygamber efendimiz bir şerbet içiyor, Onun yanında da biraz fazla kalınca bunlar kıskanıyorlar. O zaman Hafza ile anlaşıyor Şey diyor ki bak geldiği zaman ağzın “Megafir” kokuyor diyelim yani öyle pis kokulu bir ot, Heralde ben ondan başka bir şey yemedim heralde “Bal Şerbeti”nden dolayı kokuyordur diyecek ve bir daha da bal şerbeti içmemeye karar veriyor. İşte Nebbehet; burada Ayşe validemiz olması gerekiyor Bihi O olayı bildirdi ona haber verdi öbür eşine. Allah da bunun bu durumunu Peygambere (bildirdi, farkına vardı) bildirdi. Peygamberimiz duymuş da olabilir bir yerden biri biriyle konuşurken…53:30 Peygamberimiz duymuş ta olabilir.

“…Sözlerin bir kısmını Ayşe ye bildirdi, ama diğerini bildirmedi, O nun bu sözünü (Ayşe ye) bildirince: Sana bunu kim haber verdi?” dedi. Çünkü iki kişi arasında geçiyor,  herhalde Hafsa haber vermiş olabilir başka kim verecek? Halbuki İki kişi konuşuyorsunuz öbürü kapı arkasından da duysa duyar… Dolayısıyla ne diyor?

“…Her şeyi bilen, şeyden haberdar olan haber verdi.” Diyor. Allah bana haber verdi-diyor. Peki Allah bana haber verdi ile O Saffat suresindeki İbrahim A.S ın rüyasında gördüğü arasında bir fark var mı? Geliş şekli açısından değil. Bir peygamberlik görevi gereği mi bu?

  • Hayır Risalet i içermiyor…

O zaman Risaleti içermiyor ise bunu Gayri Metlu Vahye örnek vermenin bir anlamı yok… Nerede bildirdiyse bildirdi Allah sana da bildirmiştir, bakın ben size ne diyorum çocuklukta gördüğüm birçok rüya var ki bu hep hayatımda çıkıyor… Siz de de mutlaka vardır e bunu kim bildirdi? Allah u Teala bildiriyor… Rüya ile de bildirir, içine de doğurur, Meryem e nasıl bildirdiyse, Musa AS ın annesine nasıl bildirdiyse ya da İbrahim AS a nasıl bildirdiyse Peygamberimize de bildirmiştir. Şu ya da bu şekilde bildirdi bir melek de gelip söylemiş olabilir. Ama bu: “Git bunu falancaya söyle” manasında Risalet gereği olan bir vahiy değil.

  • Kuran dışı bir Vahiy ama bir hüküm ihtiva eden bir şey değil. Peşine düşülmesi gereken bir şey değil.

Vahy i Gayri Metlüv derken insanların kastettiği şey değil yani. Çünkü Vahyi Gayri Metlüv derken insanlar O nun Resullük gereği yaptıklarını esas alıyorlar. 55:58

  • Yani Cebrail AS ile Peygamberimizin Kuran dışında da irtibatı var, ama bu onların arasında olan bir şey diğer Müslümanları bağlamıyor.

Bazen bağlayabilir, Mesela Namaz ı öğretmiştir bize de öğretmiştir. Peaygamberimiz nasıl Cebrail AS ın kıldığı gibi kılmıştır biz de Peygamberimizin kıldığı gibi kılmışız. Ama Cebrail onu Vahiy olarak getirmemiş gelen vahiyler den bir mozaik yaparak öğretmiş onu bu onun da dışında bir şey O anda Gayb olan bir şeyi bildiriyor.  O kadar, Sana da bildirir, Musa AS ın annesine de bildirir. Herkese bildirir, ama bu; git falancaya şunu söyle manasında olmadığı için Resullük gereği olan bir şey değil.  Onun için bunu böyle bir ayıklamak lazım.

  • Yani Haram Helal kılan bir Vahiy değil, Gayri Metlüv denilirken. Gayri Metlüv Vahiy söyleyenler Haram Helal kılar diyerek söylüyorlar. Hüküm koyar manasında söylüyorlar. 57:08
  • Deniyor ki bu tip basit şeyler için bile Cebrail gelip ona bir şeyler haber veriyorsa bunun dışında hani dini ilgilendiren hususlarda haydi haydi O na Cebrail söylemiştir, kafasına göre yapmamıştır onu. O yüzden Hadis ise uyacaksın diyor. Ne biliyorsun Vahiy olmadığını…

İşte Burada asıl mesele Hadislerin tamamı Vahiy kaynaklıdır, ama Vahiy değildir. Bunun anlamı şu: Şu alet (Cep Telefonu) insanların yaptığı bir şeydir. Ama tamamı Allah ın yarattığı tabiattan alınmadır. Fakat bu Allah ın yarattığı bir şey değildir. Bu şekliyle Allah bunu yaratmamıştır. İnsanlar yapmıştır. İnsanlar yaptığı için hatalı olabilir. Ama Allah ın yarattığında hata bulamazsın. İşte Peygamberimiz SAV. İn sözleri Peygamberimizin Kuran dan çıkarımları olduğu için hatalı çıkarımlar yapmış olabilir. Hatalı olduğu,  Kuran da da Allah u Teala bize bildiriyor. Hatalı çıkarımlar yapmış olabiliyor. Ama ne oluyor ki diğer insanlardan farkı onun hatalarını Cenabı Hak hemen bildirerek bize; biz de onun hata yaptığını öğrenmiş oluyoruz bir de bize doğrusu intikal ediyor. Çünkü bizim onu taklit etmemiz gerekiyor Bizim SAV den öğrenmemiz lazım. Ama şimdi Vahyi Gayri Metlüv diyenler diyorlar ki; “Kuran ile Sünnet arasında tek fark Sünnet Kuran gibi namazda okunmaz başka bir fark yok” diyorlar O zaman ikinci bir vahiy kaynağı ortaya çıkıyor bu defa işler tamamen karışıyor. İki tane Hadis okuyorsun ikisi birbirine taban tabana zıt. İkisi de mesela Buhari de birisi doğru ise birisi kesin yanlış. Ama bakıyorsunuz ki, Selefiler çıkıyor diyor ki ikisi de doğru. Nasıl oluyor kardeşim? İkisi de Vahiy dir diyor. Mesela

Gitmiş Peygamberimiz bir yerin çöplüğünde ayakta idrarını yapmış o da Vahiy dir… O tamam; Peygamberimizin ayak ta da idrar yapılacağı yönünde bize bir öğretisidir. Demek ki esas olan idrarın ayakta ya da oturarak yapılması değil pisliğin üzerinize sıçramamasıdır. Demek ki oradaki durum sıçramaya müsait değilmiş yapmış. Ama sıçrayabilecek yerde de oturarak yapmış. Şimdi Allah u Teala Ayeti kerimesinde demiyor mu?

Fussilet 41/03 “Bu bir kitaptır ki Ayetleri Arapça Kuran olarak açıklanmıştır, bilenler kavmi için” Biz şimdi kendi aramızda O kavmi oluşturunca Kuran Kerim in nasıl bize açıldığını her defasında görüyoruz  değil mi? Öylesine olağanüstü manalar ile karşılaşıyoruz ki hem şimdiye kadar söylenmemiş bir şey ortaya çıkıyor hem de kimse yanlış diyemiyor. Dolayısıyla burada Allah bilenler den oluşan bir kavim oluşturulmasını bize emrettiği için Peygamberimizin bu Kavmi hangisi? Bu emir Peygamberimize de aynı zamanda… Bana öyle geliyor ki: Peygamberimiz de Cebrail AS ile bunu anlama bakımından Kuran ı Kerim i demek ki onunla birlikte ilgili ayetleri toparlamak ve şimdi mesela Namaz konusunda Cebrail AS daha tecrübeli. Bütün peygamberlere Vahiy getiren O. Kuran ı Kerim deki emirler de tamamen ortaya çıktıktan sonra o zaman O nun şeklini Cebrail AS Peygamberimize öğretmiş oluyor. O Bilenler Kavmi de Peygamberimize destek verecek olan Cebrail AS. dır. İki kişi bir arada olduğu zaman üçüncüsü Allah tır diye ayet yok mu? Demek ki Cenab ı Hakkın Cebrail AS a da Peygamber efendimize de özel bir yakınlığı var oradan en doğru anlamlar çıkıyor. En doğru Hikmetler çıkıyor. Biz de Allah ın emrine uygun olarak bir kavim oluşturduk, dolayışıyla Cebrail AS ın Peygamber AS a yardımcı olması da zaten Ayetlerin de gereği olmuş oluyor. Ama o bir risalet görevi değil O ayetleri anlama Ayetler arasında kümeler oluşturma, aynı anlamları bir araya getirip sonuca varma. Evet şimdi oku o hadisi:

  • Buhari Hadisiymiş; diyor ki Enes bin Malik Abdullah bin Selam Peygamberimizin geldiğini işitti geldi ona dedi ki sana üç soru soracağım: “Nebilerden başkasının bilmediği üç soru soracağım sana” demiş. Abdullah bin Selam. Sorular şöyle: Kıyametin İlk Şartı nedir? İlk soru bu. Cennetlikler ilk önce ne yiyecekler? Çocuk anaya mı benzer babaya mı benzer? Hangi şey onu onlara benzetiyor? SAV:. “Biraz önce Cebrail geldi bana bunları söyledi ben de şimdi cevabını vereceğim”…Cebrail mi? Diye sormuş “Evet”… Cebrail ha? Melekler arasında Yahudilerin Düşmanıdır bu Cebrail… Arkasından Peygamber Efendimiz şu Ayeti okuyor; “Kim Cebrail e düşman ise düşmanlığını devam ettirsin O Allah ın Emri ile İndirmiştir.”
  • Kıyamet Alametlerinden birincisi şudur; İnsanları Doğu dan Batı ya kadar insanları bir araya getiren bir ateş. Bir ateş çıkacak insanlar kaçarak bir araya gelecekler.
  • Cennet Ehlinin yiyeceği ilk yiyecek te balığın ciğerinden artan kısım dır.
  • İlişkide erkeğin suyu erken gelir ise çocuk erkeğe benzer, kadınınki gelirse kadına benzer. Duyunca bunu ………..

Şimdi bak! Bunların üçü de bana hiç hadis olarak gelmiyor, Bunlar sonradan uydurulmuş sözlere benziyor. İster Buhari olsun kim olursa olsun kardeşim.

  • Abdullah bin hem Selam Yahudilerin büyük alimi hem de Cebrail Yahudilerin düşmanı diyor. Yani büyük alim niye söylesin Yahudilerin düşmanı diye?

Neyse onu diğer Yahudiler gibi söylemiş diyebiliriz. Bir kere Kuran ı Kerim de hiç balık etinden bahsediliyor mu? Cennet de balık etinden bahseden bir ayet var mı? Siz hiç balık ciğeri diye… Kuş eti olarak var, genel olarak etten bahsediliyor. İnsanların yiyeceği içerisinde hiç balık ciğeri diye duydunuz mu öyle bir şey?.

  • Bir çok kitaplarda var Kuada diye bir balık onun ciğerinden bahsediliyor. İlaç için kullanabilirler.

Balık ciğerinden artanı diyor ondan sonra Kuran ı Kerim de bu da yok, Cennetteki yiyecekler arasında herhangi bir şekilde yok… Ondan sonra Kıyamet in Şartları deniyor. Ansızın gelen şey ile ilgili…

  • Türkçe de Balık ciğerinin yemek tarifi var Balık Ciğeri Sote diye bir yemek tarifi varmış hocam. Malzeme bir ya da iki büyük balığın ciğeri diyor… Büyük balık olması lazım…

Bakın dikkat ederseniz, benim şu da dikkatimi çekiyor; mesela Cennet te nehirler anlatılıyor… Havuz anlatılıyor ama hiç Cennette deniz diye bir şey var mı? Yok tatlı su balığı… Olmaz değil olabilir ama ayetlerde böyle bir şey yok. Ondan sonra Erkeğin suyu kadının suyundan erken gelirse diyor. Erken gelme diye bir olay yok döllenme de kadın zaten her ay bir tane yumurtayı döl yatağına atıyor orada döllenme olup olmamasının kadının suyu ile bir alakası yok. Kadının suyu dediğimiz şeyin çocukla hiçbir uzaktan yakından bir alakası yok . Orada döl yatağına gelmiş olan bir yumurta var eğer orada döllenme olursa olur olmazsa onu vücut o ay atıyor; yeniden bir tane daha yumurta geliyor hem de ayın başında gelmediği ayın ortasına doğru geldiği için  01:07:50..

  • Onunla ilgili başka hadisler de var ama: Niye çocuk dayıya veya amcaya mı çeker diye öyle bir soru soruyorlar…

Şimdi Vaka o değil Ayeti Kerimelere baktığımız zaman döllenmiş yumurta ifadesi ayetlerde geçiyor.

  • Tarifleri yapılıyor ya niye kız oluyor niye erkek oluyor rastgele değil yani o bağlı olabilir yani…
  • Bir şey sormak istiyorum madem konuştuk konu biraz dağıldı ama; Cebrail niye Yahudilere düşman olsun?
  • Vahiyi kendi içlerinden bir Yahudi ye getirmemiş ya O yüzden sevmiyorlar yani… Onun uydurma olduğunu ortaya koymaz mı? Uydurma olduğunu söylemek için…
  • Niye Uydurma olsun Ayet var hakkında, Onlar onu Düşman belliyorlar diye, hadisin uydurma olduğunu göstermez yani. Hadisin uydurma olduğunu göstermez o ifade…

Hayır, senin dediğin ile Fegani nin dediği aynı şey değil… Fegani nin dediği başka bir şey… Senin söylediğin başka Fegani, nin dediği başka bir şey, neden düşman bunun arka planında bir olay olması lazım… Yani O, Olay nedir biliyor musunuz siz? Peygamberliği Muhammed AS a getirmesinden olabilir de Mekkeliler söylüyor Onu.  Musa AS a O kitabı getiren Cebrail AS değil mi? Orada başka bir olay var neyse ben şahsen bilmiyorum O meseleyi bilen varsa söylesin…

  • Balık ciğeri ile ilgili eğer o; şu anda balık ciğeri diye insanlar bilmiyor yani o ortamda o dönemde yok öyle bir şey. Eğer o bildirilmemiş bir şey olsa o sahabe nasıl onunla ilgili adını biliyor da ortamda var olan yayılmış bir şey olsa herkesin bildiği bir şey olsa tamam ona uydurma diyebiliriz ama yok böyle bir şey aslında. Onu Vahiy ile bildirilmemiş bir şey olsa nasıl onun adını bildirdi?

Sen diyorsun ki Peygamberimizden bu hadisi rivayet eden sahabe; balık ciğeri ikincisi çocuğun ana babaya benzemesi ile ilgili konu, bu oldukça yaygın söyleniyor bu söylem hadislere mahsus değil bir çok yerde söyleniyor çocuğun ana babaya benzemesi konusu ile alakalı.. Ondan sonra üçüncüsü de kıyamet şartları bunlar en azından birincisi balık ciğeri Arapların bildiği bir şey olmadığında göre niye bu uydurma olsun? Diyorsun bu güzel… Peki şimdi bunlar olayın bir başka tarafından bakacaksın Kuran ı Kerim: Tevrat ı ve İncil i tasdik için gelmiş bir kitap değil mi? O halde Kuran ı Kerim Tevrat ta da olması lazım Kuran da da olması lazım ki Kuran ı Kerim bunu tespit etmiş olsun… Burada öyle bir şey söyleniyor ki Tevrat ta da yok Kuran da da yok. O zaman bu balık ciğeri nereden çıktı? Yani şimdi Tevrat ta var Kuran da onu tasdik ettiyse bu Kuran ı Kerim in Hükmüdür. Allah u Teala bütün Ehli Kitabı davet ederken demiyor mu?

“Sizde olanı Tasdik eden bir elçi geldi…” Kitap için de Kuran ı Kerim için de aynı şeyi söylüyor değil mi? Onlarda olan bir şeyi tasdik ediyor, Tasdik etmek ne ile olur? Risalet ile olur. O Resulün de getirdiğini bu kitap tasdik etmesi lazım var mı bu kitapta onun tasdik? Ama bu Kitapta Tevrat ta ve İncil de olan birçok hükmü tasdik ettiğine dair pek çok ayet var… biliyoruz onu… Hani Tasdik? Eğer değiştirecekse ya misliyle ya daha hayırlısıyla değiştirecek bunun hepsi ortada ve objektif.

Tüm Mukayeseli Fıkıh Müzakereleri
# İçerik Adı Yayınladığı Tarih Görüntülenme
1 Kitaba Çağrı 16 Eylül 2017
2 Kurban İbadeti 24 Ağustos 2017
3 Hadislerin Derlenmesinde İran Etkisi 19 Ağustos 2017
4 Diyanetin Fetö Raporu: Bu din bu hale nasıl geldi? 14 Ağustos 2017
5 Hilal, Fitre ve Bayram 28 Haziran 2017
6 Nebi’mizin Ramazan Hayatı 12 Haziran 2017
7 İmsak Ölçüleri 27 Mayıs 2017
8 Dini Siyasete Alet Etmek 20 Mayıs 2017
9 Nebilere Yüklenen Olağanüstü Özellikler 13 Mayıs 2017
10 Tarih Boyunca Nebilere Gösterilen Tepkiler 6 Mayıs 2017
11 Yanlış Şeriat Algısı Suç ve Ceza 29 Nisan 2017
12 Kapitalizmin Sonu 15 Nisan 2017
13 Faiz Bağlamında Modern Finansal Ürünler 8 Nisan 2017
14 Hadislere Bakışımız Nasıl Olmalı 1 Nisan 2017
15 Haram Aylar 25 Mart 2017
16 Kur’an’cılık Tehlikesi 1.Bölüm 20 Mart 2017
17 Din ve Devlet İlişkileri 1.Bölüm 11 Mart 2017
18 Cuma Namazı ve Hutbe’si 4 Mart 2017
19 Kur’an’a Göre Sihir Kavramı 25 Şubat 2017
20 Abese Suresi Bağlamında Nebi’mizin Korunmuşluğu 18 Şubat 2017
21 Ev İçi Mahremiyet Kuralları 11 Şubat 2017
22 Örtünme İle İlgili Hükümler 4 Şubat 2017
23 Baş Örtüsü ve Örtünme 28 Ocak 2017
24 Kur’an’nın Çözüm Üretmedeki Yeri 21 Ocak 2017
25 Yahudileri Gölgede Bırakan Hileler 16 Ocak 2017
26 Müslümanlar’da Allah’a Güven Krizi 31 Aralık 2016
27 Müslümanlığımızı Gözden Geçirme İhtiyacı 24 Aralık 2016
28 Ümmet Olamamanın Ağır Bedeli 17 Aralık 2016
29 Tarihsellik İddialarında Cezalar Örneği 10 Aralık 2016
30 Mezhepçiliğin Doğurduğu Acı Sonuçlar 3 Aralık 2016
31 Kur’an’nın Tarihselliği İddiası ve Miras Konusu 26 Kasım 2016
32 Takiye (Kimliği Gizleme) 19 Kasım 2016
33 Faiz ve Güncel Meseleler 12 Kasım 2016
34 Mehdi Gelicek mi ? 7 Kasım 2016
35 Hz. İsa Gelecek mi? 31 Ekim 2016
36 Çağdaş Ulemanın Usulsüzlüğü 22 Ekim 2016
37 Dinsel Çoğulculuk 15 Ekim 2016
38 Son Kitabı Devre Dışı Bırakma Projesi, Dialog 8 Ekim 2016
39 Fıtrat Zemininde Buluşma 1 Ekim 2016
40 Nisa 34. Ayet Bağlamında Kadına Şiddet 24 Eylül 2016
41 Kurban İbadeti 10 Eylül 2016
42 Kadının Dövülmesi 3 Eylül 2016
43 Kur’an’a Göre Hükmetmek 27 Ağustos 2016
44 15 Temmuz Darbe Gecesine Kurani Bir Bakış 20 Ağustos 2016
45 Paralel Dinin Olmazsa Olmazı Aracılık – 1 13 Ağustos 2016
46 Müslüman Gayrimüslim İlişkileri 2 Temmuz 2016
47 Zekat 25 Haziran 2016
48 Oruçla İlgili Hükümler 18 Haziran 2016
49 Uydurulan Dinde Yatsı Sonu, Seher ve İmsak Vakti 4 Haziran 2016
50 Uydurulan Dinde Mut’a Nikahı 28 Mayıs 2016
51 Uydurulan Dinde Şartlı Talak 21 Mayıs 2016
52 Uydurulan Dinin Dayatması Olarak Çocukların Evlendirilmesi 7 Mayıs 2016
53 Kölelik ve Cariyelik Mezheplerin Dayatması mı? 30 Nisan 2016
54 Musa Hızır Kıssasının Evrensel Mesajı 23 Nisan 2016
55 Sünnetin Delil Değeri 16 Nisan 2016
56 Kira Sertifikaları Faizsiz Ürün mü? 9 Nisan 2016
57 Suç-Ceza Dengesi Açısından Cinsel İstismar 2 Nisan 2016
58 Boşanma Konusunda Allah’ın Koyduğu Sınırlar 26 Mart 2016
59 Allah’ın Koyduğu Sınırlar Nasıl Aşıldı 19 Mart 2016
60 Muhsana, Kadına Pozitif Ayrımcılık 13 Mart 2016
61 İnsanlar ile Cinlerin Ortak Özellikleri 5 Mart 2016
62 Nebiler Günahtan Korunmuş mudur? 27 Şubat 2016
63 Bedir Savaşı Örneğinde Nebi ve Resul Farkı 20 Şubat 2016
64 Dinde Haram-Helal Koyma Yetkisi 13 Şubat 2016
65 Cinler 6 Şubat 2016
66 İlk İnsanın Yaratılışı 30 Ocak 2016
67 İnsanı İnsan Yapan Özellikler 23 Ocak 2016
68 Allah’ı İkinci Sıraya Koymak 16 Ocak 2016
69 Şirkle İman Arasındaki Kararsızlık 9 Ocak 2016
70 Mehdi Beklentisi 2 Ocak 2016
71 Her İnsan Allah’ı Bilir 26 Aralık 2015
72 Fıkıh Müzakereleri | Her İnsan Allah’ı Bilir 26 Aralık 2015
73 Bir Sömürü Aracı Olarak Halifelik – 2 19 Aralık 2015
74 Bir Sömürü Aracı Olarak Halifelik 12 Aralık 2015
75 Kur’ân’da Dindarlık 5 Aralık 2015
76 Tarih Boyunca Bir Siyasi Baskı ve Ötekileştirme Aracı Olarak Zındıklık 28 Kasım 2015
77 Geleneğe Göre Dinden Dönmenin Hükmü (Bölüm 2) 21 Kasım 2015
78 Geleneğe Göre Dinden Dönmenin Hükmü (Bölüm 1) 21 Kasım 2015
79 Kur’an’a Göre Dinden Dönmenin Hükmü 16 Kasım 2015
80 Kur’an’da Zina Suçu Ve Cezası 7 Kasım 2015
81 Tağut Doğru Yolun Üstünde Oturur 31 Ekim 2015
82 Hadis Uydurma Faaliyetleri 24 Ekim 2015
83 Kader İnancı Ve Nesih 17 Ekim 2015
84 Resulullah Sonrası Siyasi Gelişmeler 10 Ekim 2015
85 Nesih 3 Ekim 2015
86 Hac Ve Kurban 19 Eylül 2015
87 Terör Olayları Karşısında Nebevi Siyaset 12 Eylül 2015
88 Dinde Özgürlük 5 Eylül 2015
89 Dine Uyma Yerine Dini Kendine Uydurma 4 “Cariyelik” 29 Ağustos 2015
90 Dine Uyma Yerine Dini Kendine Uydurma 3 “Cariyelik” 22 Ağustos 2015
91 Dine Uyma Yerine Dini Kendine Uydurma 2 “Kitap Algısı” 15 Ağustos 2015
92 Dine Uyma Yerine Dini Kendine Uydurma 8 Ağustos 2015
93 Nebimizin Yürüttüğü Dış Politika 1 Ağustos 2015
94 Kadir Gecesi ve İmsak Vaktine Tavırlar 11 Temmuz 2015
95 Zekat 4 Temmuz 2015
96 Oruç İbadeti 2 27 Haziran 2015
97 Oruç İbadeti 20 Haziran 2015
98 Kutup Bölgelerinde İftar ve İmsak Vakitleri 13 Haziran 2015
99 Emtia Borsalarındaki İşlemlerin Fıkhi Hükmü 6 Haziran 2015
100 Kur’ân’a Göre Gece-Gündüz 30 Mayıs 2015
101 Prof. V. A. Yefimov’la Yapılan Toplantının Değerlendirilmesi 23 Mayıs 2015
102 İsra ve Mirac 16 Mayıs 2015
103 Berzah Alemi 2 9 Mayıs 2015
104 Berzah Alemi 2 Mayıs 2015
105 Enflasyon ve Faiz 25 Nisan 2015
106 İşsizlik Probleminin Kaynağı 18 Nisan 2015
107 Peygamberimizin Öldürülmesini Emrettiği Kişiler Hakkındaki Rivayetler 4 Nisan 2015
108 Faizsiz Sistemin İlkeleri (Zekat-Faiz Karşılaştırması) 28 Mart 2015
109 Faizsiz Sistemin İlkeleri – Faizsiz Bankacılık 28 Mart 2015
110 Faizsiz Sistemin İlkeleri (Enflasyon) 21 Mart 2015
111 Faizsiz Sistemin İlkeleri (Bankacılık) 14 Mart 2015
112 Faizsiz Sistemin İlkeleri 7 Mart 2015
113 Tecavüz Suçunun Cezası 28 Şubat 2015
114 İdam Cezası ve Kıssas Tartışmaları 21 Şubat 2015
115 Ceza Hukukunun Genel Prensipleri 14 Şubat 2015
116 Kur’ân’da Ruh Kavramı 7 Şubat 2015
117 İcmanın Delilleri ve Değerlendirilmesi 24 Ocak 2015
118 Fıkıh Müzakereleri | Ceza Hukukunun Genel Prensipleri 17 Ocak 2015
119 Nebiye Hakaretin Cezası 10 Ocak 2015
120 Noel ve Mevlid Kandili Kutlamalari 3 Ocak 2015
121 Kelime Oyunları ve Şeb-i Arus 27 Aralık 2014
122 Evlilik Nedeniyle Ortaya Çıkan Haramlık 20 Aralık 2014
123 Talak’ın Şarta Bağlanması 13 Aralık 2014
124 Kadının Boşanma Hakkı 6 Aralık 2014
125 Boşanmanın Hükümleri 29 Kasım 2014
126 Küçüklerin Evlendirilmesi 22 Kasım 2014
127 İslam Hukuku-Roma Hukuku Karşılaştırması 15 Kasım 2014
128 Beni Kureyza Yahudileri ve Esirlerin Öldürülmesi 8 Kasım 2014
129 İslâm Miras Hukukunda Kelâle 3 Kasım 2014
130 Batı Güdümlü İslam Anlayışında Kur’an Sünnet Algısı – 2 25 Ekim 2014
131 Batı Güdümlü İslam Anlayışında Kur’an Sünnet Algısı 18 Ekim 2014
132 İslam Alimlerinin Işid’e Gönderdikleri Mektubun Eleştirisi 11 Ekim 2014
133 Kurban İbadeti 27 Eylül 2014
134 Birbirimizden yardım istemek şirk midir? 9 Ağustos 2014
135 Nafile Oruç 2 Ağustos 2014
136 Zekat ve Fitre 26 Temmuz 2014
137 Kadir Gecesi 19 Temmuz 2014
138 Tarihi gelişimi ve Hükümleri Açısından İtikaf 12 Temmuz 2014
139 Yatsının Son Vakti 5 Temmuz 2014
140 Vakti Dışında Namaz, Süresinden Fazla Oruç 28 Haziran 2014
141 Bakara 187. Ayet Işığında Oruç İbadeti 21 Haziran 2014
142 Kimler Oruç Tutabilir 14 Haziran 2014
143 Orucun Tarihi ve Meşruiyeti 7 Haziran 2014
144 Ecel ve Şehitlik – Sorular ve Cevaplar 24 Mayıs 2014
145 Ecel ve Şehitlik 17 Mayıs 2014
146 Seferilik Mesafesi ve Müddeti 10 Mayıs 2014
147 Yolculukta Namaz – 2 26 Nisan 2014
148 Dinden Dönmek 19 Nisan 2014
149 Yolculukta Namaz 5 Nisan 2014
150 Namazı Terketmenin Hükmü 29 Mart 2014
151 Namazda Zikir 8 Mart 2014
152 Kadınların Cemaate Katılması 1 Mart 2014
153 Cemaatle Namaz – 2 22 Şubat 2014
154 Cemaatle Namaz 15 Şubat 2014
155 Sehiv Secdesi 8 Şubat 2014
156 Namazı Bozan Haller – 2 1 Şubat 2014
157 Namazı Bozan Haller 18 Ocak 2014
158 Cumanın Farzından Önceki ve Sonraki Sünnetler 11 Ocak 2014
159 Cuma Hutbesi 4 Ocak 2014
160 Cuma Namazı 28 Aralık 2013
161 Sünnet Namazları 21 Aralık 2013
162 Vitir Namazı 14 Aralık 2013
163 Teheccüd Namazı 7 Aralık 2013
164 Kur’an’da Melek ve Cin Kavramları – Sorular 23 Kasım 2013
165 Kur’an’da Melek ve Cin Kavramları – 2 18 Kasım 2013
166 Kur’an’da Melek ve Cin Kavramları 2 Kasım 2013
167 Cezanın Amacı Açısından Mağdur Hakları 26 Ekim 2013
168 Bayram Namazı ve Teşrik Tekbirleri 12 Ekim 2013
169 Tarihi, Amacı ve Ahkamı Yönüyle Kurban 5 Ekim 2013
170 Kur’an’da Münafıkların Durumu – 2 28 Eylül 2013
171 Kur’an’da Münafıkların Durumu 21 Eylül 2013
172 Günümüz İslam Dünyasının Problemleri 14 Eylül 2013
173 Bedel Hac – Doç.Dr. Servet Bayındır 7 Eylül 2013
174 Allah’ın Bilgisi ve Kader 24 Ağustos 2013
175 Mısırdaki Müslümanların Durumu 17 Ağustos 2013
176 Kadir Gecesi 3 Ağustos 2013
177 İmsak Tartışmaları 27 Temmuz 2013
178 Kutup Bölgelerinde İbadet Vakitleri 20 Temmuz 2013
179 Kader 19 Ocak 2013
180 Kıyamet Alametleri 22 Aralık 2012
181 Kur’an Sünnet Bütünlüğünde Kurban İbadeti 20 Ekim 2012
182 Kur’an Sünnet Bütünlüğünde Hac İbadeti 13 Ekim 2012
183 Faiz-Zekat İlişkisi 6 Ekim 2012
184 Namazların Birleştirilmesi 29 Eylül 2012
185 İslama Yönelik Saldırılar 22 Eylül 2012
186 Alternatif Bir Finansal Ürün Olarak Kira Sertifikaları(SUKUK) 15 Eylül 2012
187 Öğle ve İkindi Namazlarının Vakitleri 8 Eylül 2012
188 Yatsı Namazı Vaktinin Bitişi 1 Eylül 2012
189 Kur’an’a Göre Gelenek 25 Ağustos 2012
190 Bayram Namazı ve Fitre 18 Ağustos 2012
191 Televizyondan Kabe İmamına Uyulabilir mi? 11 Ağustos 2012
192 Ramazan Ayının İnsana Sunduğu Fırsatlar 4 Ağustos 2012
193 İmsak Vakti ve Seher – 2 28 Temmuz 2012
194 İmsak Vakti ve Seher 21 Temmuz 2012
195 Nesih, Kıblenin Değişmesi Örneği 23 Haziran 2012
196 İsra ve Miraç 16 Haziran 2012
197 Uydurma Hadisler – Harun Ünal 9 Haziran 2012
198 Sezaryen Doğum 2 Haziran 2012
199 Vahiy – Sünnet İlişkisi 26 Mayıs 2012
200 Nesih Kavramı 19 Mayıs 2012
201 Din ve Tıp Açısından Sünnet 14 Mayıs 2012
202 Din ve Müzik 5 Mayıs 2012
203 Hadislerin Kur’an’a Arzı 28 Nisan 2012
204 Türkiye’de Kutlu Doğum Etkinlikleri 21 Nisan 2012
205 Allah’ın Elçisini Doğru Anlamak 14 Nisan 2012
206 Kur’an Öncesi Mekke Toplumu 7 Nisan 2012
207 Faizsiz Bankacılğın Problemleri 31 Mart 2012
208 Hz.Muhammed’in(S.A.V.) Tebyin Görevi 24 Mart 2012
209 İslam ve Türk Medeni Kanunu(TMK) Miras Sistemlerinin Mukayesesi 17 Mart 2012
210 Kur’an’a Göre Tağut Kavramı 10 Mart 2012
211 Farklı İnançların Birlikte Yaşamasının Doğal Kuralları 3 Mart 2012
212 Kur’an’a Göre Resule İman, İtaat ve İttiba 25 Şubat 2012
213 Organ Nakli 18 Şubat 2012
214 Sebeb-i Nüzul Meselesi 11 Şubat 2012
215 Daru’l-Harbde Faiz 4 Şubat 2012
216 İftida 28 Ocak 2012
217 Talak (Boşanma) 21 Ocak 2012
218 Gayrimüslimlerle Evlilik 14 Ocak 2012
219 A’raf Ehli 7 Ocak 2012
220 Müminler Cehenneme Girecekler Mi? – 2 31 Aralık 2011
221 Müminler Cehenneme Girecekler Mi? 24 Aralık 2011
222 Çocukların Evlendirilmesi 17 Aralık 2011
223 İnanç Özgürlüğü 10 Aralık 2011
224 Evliliğin Denetlenmesi 3 Aralık 2011
225 Adetli Kadın Kur’an’a Dokunabilir mi? 26 Kasım 2011
226 Hz.İsa’yı(a.s.) Geri Getirmek İsteyenlerin Hedefi 19 Kasım 2011
227 Nebi ve Resul Kavramları 12 Kasım 2011
228 Kurban Bayramına Nasıl Hazırlanmalıyız? 5 Kasım 2011
229 İcma Delili ve Değerlendirilmesi 22 Ekim 2011
230 Vekaletle(Bedel) Hac 15 Ekim 2011
231 İhram Yasakları 8 Ekim 2011
232 Kadınların Yolcuğu 1 Ekim 2011
233 Kur’an ve Sünnet Işığında Hac İbadeti 24 Eylül 2011
234 Faiz Anlayışı 10 Eylül 2011
235 Bayram Namazı 27 Ağustos 2011
236 İmsak Vakti 20 Ağustos 2011
237 Teravih Namazı Konusunda Diyanet’e Cevap 13 Ağustos 2011
238 Oruç Tutamayanlar Ne Yapmalı? 6 Ağustos 2011
239 Güneşin Batmadığı Yerlerde Namaz Vakitleri 2 Temmuz 2011
240 Yatsı Namazının Vakti 7 Mayıs 2011
241 Allah’ın İndirdikleri İle Hükmetmeyenler – 2 30 Nisan 2011
242 Allah’ın İndirdikleri İle Hükmetmeyenler 23 Nisan 2011
243 Günahlarla İlgili Kavramlar – 2 2 Nisan 2011
244 Günahlarla İlgili Kavramlar 26 Mart 2011
245 Büyük Günahlar – 3 19 Mart 2011
246 Büyük Günahlar Nelerdir? 12 Mart 2011
247 Büyük Günah İşleyenlerin Durumu 5 Mart 2011
248 Ye’cüc ve Me’cüc 26 Şubat 2011
249 Dabbetü’l-Arz 19 Şubat 2011
250 Tarikatlarda Vesile ve Tevessül 12 Şubat 2011
251 Evliyanın Yardımı İle İlgili İddialar – 2 5 Şubat 2011
252 Kutuplarda Namaz Vaktinin Tespiti 29 Ocak 2011
253 Evliyanın Yardımı İle İlgili İddialar 22 Ocak 2011
254 Kâlû Belâ Olayı Hakkında Sorulan Sorular – 2 1 Ocak 2011
255 Kâlû Belâ Olayı Hakkında Sorulan Sorular 25 Aralık 2010
256 Mehdi İnancı 18 Aralık 2010
257 Kur’an’a Göre Zekat Oranları 4 Aralık 2010
258 Artan Malı İnfak Etme 27 Kasım 2010
259 Vitr Namazı 13 Kasım 2010
260 Bayram Namazları 6 Kasım 2010
261 Sehiv Secdesi – Mukayeseli Fıkıh Dersleri 30 Ekim 2010
262 Kurban İle Alakalı Sorular 23 Ekim 2010
263 Hac Farklı Aylarda Yapılabilir mi? – Fıkıh Dersi 9 Ekim 2010
264 Başkasının Yerine Hacc Yapmak 2 Ekim 2010
265 Hilal İle İlgili Sorulan Sorular 25 Eylül 2010
266 Cariyeler İle İlgili Sorulan Sorular 18 Eylül 2010
267 ORUÇ BOZMANIN CEZASI 4 Eylül 2010
268 Zekat 28 Ağustos 2010
269 İmsak ve Yatsı Vakitleri – 2 21 Ağustos 2010
270 İmsak ve Yatsı Vakitleri 14 Ağustos 2010
271 İsra ve Miraç -2 10 Temmuz 2010
272 İsra ve Miraç -1 3 Temmuz 2010
273 İcma’a Delil Getirilen Hadisler 26 Haziran 2010
274 İcma 19 Haziran 2010
275 Başörtüsü ve Örtünme 12 Haziran 2010
276 Mezheplerin Tutarlılığı 29 Mayıs 2010
277 Asabe Siyaset İlişkisi (Kızın Çocuklarının Mirasçılığı Örneği) 22 Mayıs 2010
278 Kur’an’ı Açıklama Usulü 15 Mayıs 2010
279 Kartepe Programı Değerlendirme 5 Mayıs 2010
280 Abdestte Ayakların Mesh Edilmesi 24 Nisan 2010
281 Hudeybiye’den Geri Kalanlar 13 Nisan 2010
282 Peygamberimizin Zeynep (ranha) ile Evliliği 3 Nisan 2010
283 Bedir Savaşı 20 Mart 2010
284 Kur’an Sünnet Bütünlüğü: Allah’ın İzni Meselesi 13 Mart 2010
285 Vahiy Çeşitleri 6 Mart 2010
286 Kadınların Özel Halleri 11 Şubat 2010
287 Kur’an’a Göre Zekat Nispeti 6 Şubat 2010
288 Vahy-i Gayr-i Metlüv’e Dair Getirilen Deliller -1 30 Ocak 2010
289 Iskat (Ölen Kimseyi İbadet Borçlarından Kurtarmak) 16 Ocak 2010
290 Dini Tebliğ ve Uygulamada Cebrailin Rolü -2 2 Ocak 2010
291 Dini Tebliğ ve Uygulamada Cebrail’in Rolü 26 Aralık 2009
292 Kuran ve Sünnet Bütünlüğü – Kurban 21 Kasım 2009
293 Kuran ve Sünnet Bütünlüğü – Kıble Meselesi -2 14 Kasım 2009
294 Kuran ve Sünnet Bütünlüğü – Kıble Meselesi -1 7 Kasım 2009
295 Kuran ve Sünnet Bütünlüğü – Kur’anı Anlama 31 Ekim 2009
296 Kuran ve Sünnet Bütünlüğü – Yolculukta Namazin Kısaltılması Örneği 24 Ekim 2009
297 İsa Aleyhisselam Tekrar Gelecek mi? -2 17 Ekim 2009
298 İsa Aleyhisselam Tekrar Gelecek mi? 1-1 10 Ekim 2009
299 İsa Aleyhisselam Tekrar Gelecek mi? 1-2 10 Ekim 2009
300 Hanefi Mezhebinin İçki ile İlgili Görüşleri -1 3 Ekim 2009
301 Hanefi Mezhebinin İçki ile İlgili Görüşleri -2 3 Ekim 2009
302 Mirasta Avliye Meselesi -1 26 Eylül 2009
303 Mirasta Avliye Meselesi -2 26 Eylül 2009
304 Kasten Orucu Bozanın Cezası -1 12 Eylül 2009
305 Kasten Orucu Bozanın Cezası -2 12 Eylül 2009
306 Oruç Keffareti -1 29 Ağustos 2009
307 Oruç Keffareti -2 29 Ağustos 2009
308 Adetli Kadının Orucu -1 22 Ağustos 2009
309 Adetli Kadının Orucu -2 22 Ağustos 2009
310 Hastaların Orucu -1 15 Ağustos 2009
311 Hastaların Orucu -2 15 Ağustos 2009
312 Namazda Örtünme / 2-1 8 Ağustos 2009
313 Namazda Örtünme / 2-2 8 Ağustos 2009
314 Namazda Örtünme / 1-1 1 Ağustos 2009
315 Namazda Örtünme / 1-2 1 Ağustos 2009
316 Kur’an’da Örtünme -1 18 Temmuz 2009
317 Kur’an’da Örtünme -2 18 Temmuz 2009
318 Gayrimüslimlerle Evlilik -1 11 Temmuz 2009
319 Gayrimüslimlerle Evlilik -2 11 Temmuz 2009
320 Müşriklerle Evlilik -1 4 Temmuz 2009
321 Müşriklerle Evlilik -2 4 Temmuz 2009
322 Ehli Kitap ve Müşrikler -1 27 Haziran 2009
323 Ehli Kitap ve Müşrikler -2 27 Haziran 2009
324 Hayvan Kesimi / 2-1 20 Haziran 2009
325 Hayvan Kesimi / 2-2 20 Haziran 2009
326 Hayvan Kesimi -1 13 Haziran 2009
327 Hayvan Kesimi -2 13 Haziran 2009
328 Helal Gıda ve Jelatin Konusu -1 6 Haziran 2009
329 Helal Gıda ve Jelatin Konusu -2 6 Haziran 2009
330 Nafile Namazlar -1 9 Mayıs 2009
331 Nafile Namazlar -2 9 Mayıs 2009
332 Vitir Namazı -1 2 Mayıs 2009
333 Vitir Namazı -2 2 Mayıs 2009
334 Kur’an’ın Genel Açıklaması -1 25 Nisan 2009
335 Kur’an’ın Genel Açıklaması -2 25 Nisan 2009
336 Namazın Mekruhları -1 11 Nisan 2009
337 Namazın Mekruhları -2 11 Nisan 2009
338 Namazı Bozan Şeyler -1 4 Nisan 2009
339 Namazı Bozan Şeyler -2 4 Nisan 2009
340 Namazda Konuşmak -1 28 Mart 2009
341 Namazda Konuşmak -2 28 Mart 2009
342 Namazda Abdestin Bozulması / 2-1 21 Mart 2009
343 Namazda Abdestin Bozulması / 2-2 21 Mart 2009
344 Namazda Abdestin Bozulması / 1-1 14 Mart 2009
345 Namazda Abdestin Bozulması / 1-2 14 Mart 2009
346 Namazda İmamlık / 3-1 28 Şubat 2009
347 Namazda İmamlık / 3-2 28 Şubat 2009
348 Namazda Saf Düzeni -1 21 Şubat 2009
349 Namazda Saf Düzeni -2 21 Şubat 2009
350 Namazda İmamlık / 2-1 14 Şubat 2009
351 Namazda İmamlık / 2-2 14 Şubat 2009
352 Namazda İmamlık / 1-1 7 Şubat 2009
353 Namazda İmamlık / 1-2 7 Şubat 2009
354 İmamın Arkasında Kıraat -1 24 Ocak 2009
355 İmamın Arkasında Kıraat -2 24 Ocak 2009
356 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 4-1 17 Ocak 2009
357 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 4-2 17 Ocak 2009
358 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 3-1 10 Ocak 2009
359 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 3-2 10 Ocak 2009
360 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 2-1 3 Ocak 2009
361 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 2-2 3 Ocak 2009
Kuran Dersi Canlı Yayın