Tarihi, Amacı ve Ahkamı Yönüyle Kurban

5 Ekim 2013 tarihinde yayınlandı. görüntülenme Mukayeseli Fıkıh Müzakereleri

(Abdülaziz Bayındır) Kurban: Adem AS dan beri bütün Ümmetlerde olan bütün Ümmetlere Farz kılınmış olan bir ibadet…

Bunu biz Kuran ı Kerim den öğreniyoruz, öncelikle şunu tekrar anlatalım size; biliyorsunuz Allah u Teala Şura Suresinin 42 inci Surenin 13 üncü Ayetinde diyor ki:

Şura 42/13 “Allah u Teala bu dinde Nuh a neyi emretmiş ise size de onu Şeriat olarak koydu…” ondan sonra da diyor ki;

“… Sana yaptığımız Vahiy; İbrahim’e Musa’ya İsa’ya verdiğimiz emirler aynı; dini ayakta tutun onda ayrılığa düşmeyin.” Çünkü İlahımız tek bir İlah tabii ki İbadetler de Aynı olacaktır. Şimdi az önce okuduğumuz ayetler, Nuh AS dan itibaren acaba Kurban var da daha önce yok mu diye akla getirebilir. Hac Suresinin 34 üncü ayetine baktığımız zaman Nuh AS dan önce de Kurab ibadetinin olduğunu anlıyoruz. Burada diyor ki:

Hac 22/34 “Her Ümmet için bir Mensek oluşturmuşuzdur. Allah ın kendilerine rızık olarak verdiği Behimet-ül enam üzerine Allah ın adını ansınlar diye.” Biraz sonra Ayetlerde görürüz, Behimetül Enam ın ne olduğu Kuran üzerin de belirtiliyor yani hatta söyleyeyim Enam Suresinin 143 ve 144 üncü ayetlerine göre Behimet-ül Enam 8 cins tir. Daha doğrusu 4 cinsten erkek ve dişi olduğu için sekiz hayvan türü oluşturuyor. Bunlar:

Koyundan iki yani erkek ve dişi, keçiden iki, erkek ve dişi, deveden iki ve sığırdan iki… Yani koyun, keçi, sığır ve deve. Bunları Enam diye Kuranı Kerim’de isimleri belirtilen hayvanlardır. Yani hayvanlar içerisinde enam cinsinden olanlar bunlardır Behime’de bütün hayvanlar için kullanılan ortak bir addır Behimet-ül Enam; Behimetül Minel Enam demektir. Yani Enam cinsinden olan “Behime.” Buradan şu ortaya çıkıyor; demek ki bütün Ümmetlerde Behimet-ül Enam üzerine yani koyun, keçi, sığır ve deve bunların erkeği ve dişisi üzerine Allah ın adını ansınlar diye Allah ın kendilerine rızık olarak verdiği şeyler üzerine (O nun) Adını ansınlar diye Allah u Teala bir “Mensek” oluşturmuş. Yani bir Kurban görevi oluşturmuş. Bütün Ümmetler deyince Tabii ki Ümmeti olan Nebi ler Nuh AS ile başlamıyor değil mi? Adem AS ile başlıyor. Bütün Ümmetler dediği zaman da Adem AS dan itibaren Kurban görevinin olduğunu açıkça anlıyoruz. Şimdi burada bir şey daha var. “Menseken” kelimesi. Arapça bakımından Mensek; yani bir kere “Nüsük” Allah için kesilen Kurbana denir. Mensek de; ismi zaman, ismi mekan, mastar mimi olarak kullanılır. Bir kere ismi mekan olması mümkün değil. Bir yer ismi olması mümkün değil niye? Şöyle söyleyelim İsmi mekan ismi mekan mastarının anlamı şudur. Yani “Mensek” Kurban kesme zamanı, Kurban kesme yeri ve Kurban. Üç anlama da gelir. Kurban kesme zamanı; mümkün Dünya nın her yerinde aynı günlerde insanlar Kurban kesebilir. Ama Kurban kesme mekanı anlamına gelmesi mümkün değil; neden mümkün değil? Çünkü bütün Ümmetler dendiği zaman Allah u Teala Dünyada her topluma Nebi gönderdiğine göre; İnsanların bir araya gelerek tek bir noktada birleşip Kurban kesmeleri fiilen imkansız. Bir kere bütün Ümmetlerde Adem AS dan beri aynı hayvanlar üzerine Allah ın adını anmak için konmuş bir kurban görevinin olduğunu görüyoruz. Aynı hayvanlar değişen bir şey yok. Peki acaba aynı zamanda mı? Kurban kesiliyor? Zaman konusunda ne var. Şimdi zaman konusuna baktığımızda hemen aynı surenin 28 inci ayetine hatta 27 den başlarsak daha uygun olur… Bu Ayeti okumadan birkaç kelime söyleyeyim; şimdi Ayette az önce Şura 42 den hani;

“Allah Nuh a neyi emretti ise size de onu…” AYETİNDEN Hac görevinin de Nuh AS da olduğunu anlarız. Nuh AS zamanında bir Tufan oldu Yeryüzünde ilk yapılan bina da İnsanlar için yani Müslümanların müşterek yararlanmaları için Kurulan ilk bina ya da tüm insanlık için diyelim kurulan ilk kamu binası denebilir herkesin rahatlıkla yararlanabileceği bina olduğu için. “Elbette ki Mekke de olandır…” Bu; Ali İmran Suresinin 96 ıncı ayeti. İlk binayı ilk Nebi nin kurmuş olması gerekir. Bir Nuh Tufanı oldu, Nuh Tufanından sonra İbrahim AS Kabe nin temellerini yükselten kişi oldu şimdi İbrahim AS ın Kabe nin temellerini yükseltmesine ilk bina nın da Kabe olmasına baktığınız zaman arada Kuran ı Kerim de bir Nuh Tufanı geçtiğine göre bu Kabe nin binası ne zaman yıkılmış olabilir? Nuh Tufanında başka bir zamanda olamaz. O temeller üzerine yükseltiliyor. Şimdi Allah u Teala İbrahim As a Kabe nin Temellerini üzerinde o binayı yükseltme emri veriyor; Bakara 127 inci Ayette diyor ki:

Bakara 2/127 “…İbrahim O Beyt in temellerini yükselttiği zaman…” diyor.  Zaten herkesin bildiği bir yer olduğu için, O Beyt o bina diyor. O binanın temellerini yükselttiği zaman… Peki ve İsmail sadece kendisi değil İsmail ile birlikte yükseltiyorlar. 10:19 Tabi bir hizmet yapmış;

“…Ya Rabbi bizden kabul et, Sen işiten ve bilensin, ikimizi sana tam teslim olmuş kişilerden eyle,” Ya Rabbi bizi de eyle, biz de İbrahim AS ın duasına katılıyoruz bizi de sana tam teslim olanlardan eyle,

“…Soyumuzdan da sana Teslim olmuş bir Ümmet oluştur. Ya Rabbi…” Ondan sonra da diyor ki, şimdi bina nın Temellerini Yükseltti Kabe var, diyor ki;

“…Bir de bizim Menasik’imizi göster…” Menasik dediğimiz şey de İbadetin yapıldığı yerler oluyor. Madem bun binayı yükselttik bize bir ibadet türü ver demiyor… Diyemez zaten öyle bir şey olamaz Allah u Teala ne emrederse onu yapar kul. Ama demek ki İbrahim As Hac görevinin olduğunu biliyordu, ama Kabe yıkıldığı için nerede yapılacak belli değildi. Şimdi Kabe nin binası yükseltildi geriye kaldı Hac İbadetinin yapıldığı yer? Onun için Menasik’imizi bize göster diyor. Allah u Teala da tabii ki o ibadetlerin yapıldığı yerleri gösteriyor. Şimdi ben bu arada çok kısa bir şey söyleyeyim mesela efendim Safa ile Merve Hacer validemiz çocuğunu bilmem su bulamamış da bir oraya koşmuş bir buraya koşmuş onun için meşru kılmış böyle saçmalığın daniskası böyle şey olmaz. Çünkü Safa ile Merve arasında Say; Haccın da Ümrenin de temel Farzlarındandır. Yok efendim şunu şuradan şuraya koşmasından hatırası olarak bir ibadet iktas edilemez.

“…Binayı ilk yaptığı zaman,” İbrahim As. ve O ibadet yerlerini de Allah u Teala ona gösteriyor. Şimdi ona gösterdikten sonra da İbrahim As…  İlk Haccı kabenin ikinci kez binasının yükseltilmesinden sonra ilk Haccı yapan kişi olmalı burada; artık Hac ibadeti yapılacak noktaya gelince Cenabı Hak İbrahim As a diyor ki

Hac 22/27 “İnsanların içinde Haccı ilan et…” diyor. “Eddin” kelimesi size neyi hatırlatıyor ses olarak? Ezan değil mi. Ezan okur müezzin; vaktine göre mesela biraz  sohbetimizin sonuna doğru ezan okunursa siz ne anlarsınız? Öğlen vakti oldu dersiniz, o ezandan sonra ne yapacağınızı siz biliyorsunuz. Sadece Vaktin geldiğini anlatmak için Müezzin ezanı okur, ondan sonra öğlen Namazının vakti gelmiş… Öğlen Namazı ne demek sizin zihninizde var? O Namazı nasıl kılacağınızı da biliyorsunuz. Orada elif lam lı hac… Ziyaret ama öyle her ziyaret değil Hac ziyareti bilinen bir ziyaret.

“İnsanlar arasında bu Haccı ilan et…” diyor.

Beyler: Camimizin tamir edildiğini düşünün ezanlar okunmuyor cami de çünkü insanlar oraya namaza gidemeyecekleri için Ezan okunmuyor. Bir gün bakıyorsunuz ki Süleymaniye Camisinin minaresinde Ezan okundu. Aklınıza ne gelir? Camideki tamirat bitmiş orada Namaz kılabiliriz. İbrahim As da Allah u Teala diyor ki: Haccı insanlar arasında ilan et Hac Suresinin 27 inci Ayeti. “İnsanlar içerisinde Haccı ilan et…” Artık burada artık her şey tamam gelip Haccı yapabilirler. Haccın ne olduğunu anlat demiyor bakın…

Ezan oku herkes biliyor zaten:

“… Sana gelsinler (gelirler), yürüyerek ve bitkin binekler üzerinde,” Bitkin binekler;  neyi hatırlatıyor? Çok uzaktan gelecekler. Yürüyerek olanlar da yakından gelecekler. Yani uzaktan yakından insanlar gelir. Peki;

“… Bütün derin vadilerden gelirler (gelsinler).” İbrahim As Filistin den Mekke ye gitti, kaç tane derin vadiden geçti? Mekke ye gelen kaç tane derin vadiden geçmiş olur? Mekke yi şöyle Ana Kent olarak düşünün… Çevresinden ona gelen bir sürü Vadi vardır. İbrahim As bunların kaç tanesinden geçmiş olur? Sadece bir tanesinden geçer iki tanesinden geçmez yani Mekke ye gidiyorsa tek bir yoldan geçip gelecek… Bütün Vadiler derken Mekke nin 360 derece çevresinden her tarafından gelecek kişiler Demek ki Hindistan tarafsından gelecek olur, Hint okyanusu tarafından gelecek olur, Afrika dan gelecek olur, Avrupa dan gelecek, Amerika dan Dünyanın her yerinden insanlar gelir uzaktan yakından herkes oraya geliyor. O insanların tek ihtiyacı neymiş? Haccın İlan edilmesi, beklenen artık Hac ne tarihini bildiriyorsunuz ne de yerini çünkü insanlar yerini biliyor orada ama İbadet yapacakları bina kaybolmuş ve Menasik dediğimiz o Hac fiillerini yapıldığı yerler kaybolmuş. Şimdi Diyor ki Burada:

Hac 22/28 “Niye gelsinler? Kendileri için bir takım menfaatlere şahit olsunlar,” çünkü o günler Hac günleri insanların can ve Mal güvenliğinin sağlandığı günlerdir. Allah u Teala Dünya yı kurduğu günden itibaren 4 ayı haram ay ilan etmiştir. Bunlardan üçü Hac zamanına denk geliyor. Zilkade, Zilhice ve Muharrem. Zilhicce de içinde Haccı bulunduran Ay anlamına geliyor. Zilkade onun baş tarafı, Zilhice  ortası Muharrem de sonu olmuş oluyor. Bu üç ayı da can ve Mal güvenliği olduğu için Dünya nın her tarafından insanlar oraya Mal getiriyor. Mallarını satıyorlar Kar ediyorlar Mal Alıyorlar Memleketlerine götürecekler onun için “… Önce şu menfaatlerine bir şahit olsunlar,” Hac da ticaret yapılır mıymış? Yapılır mı diye sormaya gerek yok mutlaka yapılır. Dünyanın en büyük Panayırı orada kurulur ama oraya giriş ve çıkışların tam bğr hürriyet içerisinde olması gererkir. Şimdiki gibi gümrükler şunlar bunlarla engellenmesinin bir anlamı yok. Bilmiyorum engelliyorlar mı onu da bilmiyorum yanlış bir şey söylemiş olmayayım… Şimdi Ondan sonra diyor ki,

“…Malum günlerde Allah ın adını ansınlar,” diyor. Malum günler bakın onlara Haccı ilan etti başka bir şey söylemedi… Falanca günde gelsin kessinler demedi, malum günlerde kessinler… dedi. BU Ümmetler dünyanın her tarafında çünkü Allah u Teala biliyorsunuz her topluma bir Nebi göndermiş ya, Dünyanın her tarafında olan insanlar bu Nebiler aynı şeyi anlatmışlar o insanlara Allah ın aynı nimetini tebliğ etmişler. O zaman Allah ın Kendilerine rızık olarak verdiği “Behimet ül Enam” üzerine (Koyun keçi sığır ve deve…) Allah ın adını ansınlar. Ne zaman? Belli günlerde. Bilinen günlerde. Kim biliyor bunu? O Ümmetlerin hepsi biliyor. Dolayısıyla falanca gün demiyor. 20:30 O zaman Allah u Teala bütün Ümmetlere Kurban vazifesini yüklediği zaman bütün Ümmetlerin Kurban kesme günüleri neymiş? Aynı günmüş. O günler; aynı zamanda da Hac günleri imiş. Baştan beri Hac da demek ki bütün Ümmetlerde varmış…. İlk binayı Adem As yaptığına göre ilk haccı da onun yapmış olması gerekir. Kuran ı Kerim den bu Kuran ın metodu ile hareket edilirse burada tarihi de var her şey var yani Kuran da yok yok.

Ondan sonra diyor ki:

“…Ondan siz yiyin,” demek ki o kesilen kurbanlardan kesenler olarak biz kendimiz yiyebileceğiz.

“…Böyle geçim darlığı içerisinde bulunan fakirleri de doyurun.” Diyor… Demek ki Hacca gelenler burada her zaman memleketlerinde kestikleri Kurbanlarını aynı günde nerede kesecekler? Mekke de kesecekler. Peki Hacca gelenler yolcu olmuyorlar mı?

Hanefi Mezhebinde şu vardır, O insanlar yolcu olduğu için Kurban kesmeleri gerekmez diye, Halbuki Allah ın açık emri bu… <Hacca gelenler gelsin burada kessin.> Peki neden bu böyle oluyor?  Çünkü Kuran ile ilgili hükümlerde Kuran Ayetleri maalesef temele konmaz, sen baktın mı Yahya Hanefilere? Hanginiz bakıyordu? Mesela Hanefi Mezhebinin Kurban ile ilgili hangi Ayeti delil aldığını… “Fe Salli li Rabbike vanhar” çok sonra delil olarak alınmıştır. İlk Hanefi kitaplarında istersen sen oradan şeye bir bak Mebsuda bir bak ki “Fe sallili Rabbike Venhar” var mı? Başka da bir Ayet yoktur. Maalesef Hadisler de yeteri kadar delil alınmamıştır… Çünkü Rasulullah SAV veda Haccında Kurban bayramı kurbanını kesmiştir. Bu; Allah ın bir emrini yerine getiriyorsa onun yapılması lazım değil mi? Bak burada Buhari de Kurban bayramı kurbanları ile ilgili bölümün üçüncü Hadisi olarak Ayşe validemiz diyor ki: “Biz Mina’daydık, bana bir sığır eti getirildi, bu nedir? Diye sorsum deliler ki Rasulullah SAV eşlerine bir sığırı Kurban Bayramı Kurbanı olarak kesti…” Bakın O ayet ve Rasulullah ın bu uygulaması…

Bir de ben size az önce unuttum onu da söyleyeyim “Bilinen günlerde” diyor ya Mekkeliler de O günü biliyor ve Kurban kesiyorlar ama Mekkeliler O Kurbanlardan putlarına da kesiyorlardı, Allah için de kesiyorlardı orada yoldan çıktıkları için Cenabı Hak bunların yaptıkları yanlıştır diye Enam Suresinde ortaya koyuyor.

Rasulullah SAV Mina’da yaptığı konuşmada “Bugün hangi gün,?” Diye soruyor. Dedik ki “Allah ve Rasulu daha iyi bilir.” Oraya gelen bütün insanlara soruyor. Hangi gün… Niye soruyor? Allah ve Rasulu daha iyi bilir diyince Rasulullah sustu, zannettik ki O günü başka bir adla adlandıracak. O günün hangi gün olduğunuz biliyoruz demiş oluyor. SAV: “Kurban kesme günü (Nahr) değil mi?” Evet dedik. Bakın Rasulullah bu gün hangi gündür diye soruyor ve onların bilgisini ortaya çıkarmaya çalışıyor. Mekkeliler de bunu biliyor, Oraya gelmiş olan çevreden gelmiş olan Araplar da bunu biliyor. Ayrıca öğretmesine gerek yok. Tarihle müthiş bir ilişki kuruluyor Adem As dan beri gelen Dini tarihle müthiş bir ilişki kuruluyor. Kuran kesme gününün aynı zamanda Arafat’tan indikten sonraki Mina’nın birinci günü ile başladığını da ona “Yevmül Nahr” deniyor öbürlerine de “Yevmül Teşrik” adı veriliyor O da zaten konumuz Hac olduğu zaman onları biraz ayrıntılı olarak açıklarız. Ben burada sadece Hac ile kurban arasında ilişki açısında kısaca konuya değinmek istedim.

Mebsudda var mı “Fe salli li Rabbike Venhar” ; ne yazmış? BU Ayetten Kurban kesme görevini çıkarmak son derece zor bir şey. Diğer Ayetlerle birleştirirseniz çıkar ama böyle bir anlayış biliyorsunuz Bu Mezheplerin hiç birisinde yok. En azından bize intikal eden bir şey yok, zaten verdikleri Fetvalardan onu bulamıyorsunuz. “Fe Salli,” Namaz kıl “Lİ Rabbike,” Rabbin için “Venhar Kurban kes.” Nahr kelimesi: Hayvanları ayakta iken göğüs kafesinin üstündeki o ilk boşluğa bıçak saplayarak kalpten çıkan damarları kesmek sureti ile hayvan boğazlamaktır ki, biraz sonra okuyacağımız Hac Suresi 36 ıncı Ayette O bize bildiriliyor. Onunla birleştirirseniz tamam o zaman Farz görevi olduğu ortaya çıkar. Fakat onunla birleştiremedikleri için diyorlar ki: Subuti Kat’i ama Delaleti zanni olduğu için biz bundan Vacip hükmü çıkarıyoruz diyorlar. Yani Hanefilerin Farz ile Sünnet arasındaki bir terimleri olarak Hanefilere mahsus bir terim olarak ortaya çıkıyor. Başka delilleri “Men vecere sahatim…” Hadisi mi?

  • Burada şey demiş elimdeki doktora tezinde: Hanefilerin Fe Salli li Rabbike Vanhar dan yola çıkarak Farz demeleri gerekirken Farz dememelerinin sebebi şu hadis: “Üç şey bana (Size Farz kılınmadı bana farz kılındı) Farz kılındı, Nedir onlar? Vitir, Kuşluk Namazı ve Kurban.”Peygamberimizin bu açıklamasından dolayı Farz olmaktan düşüyor, Peygamberimizin bu açıklamasından dolayı… Ayetten yola çıkacak olsak Farz diyecektik.

Ayetten Ven har da Nahr den açıkça bir şey çıkarmaları mümkün değil oradan böyle bir şey çıkarabiliyorlar mı?

  • Tabii diyor ki: Bu Ayetteki talep emirdir, Mutlak emir de …. Gerektirir.

Güzel de Venhar’ın Kurban manasında olduğunu mu çıkarıyor yani? Kurban kes… Onu Nasıl çıkarıyorlar? Nerede O hangi kaynaktan naklediliyor.

  • ……………………….7 Değil 12 pardon Mebsud 12 inci cilt 8 inci sayfa.

Ne diyor orada “Venhar” dan vücup çıkar diyor mu? Venhar kelimesi “Kurban Kesme” manasına değil ki diğer ayetlerle birleştirse tamam… Neyse bunu devam ettireyim de sonra bakalım…

Hac Suresinin 34 üncü ayetine, tekrar gelelim. Peki diğer Ayetler var mı? Sen burada anlattığını aynı şekilde yani; istersen sen bir daha oku…

Anlatayım; “… Bir adam bir fırsat bulur da kesmezse bizim mescidimize yaklaşmasın,” bu Hadis zaten problemli bir hadistir. Venhar dan; evet bu “Yevmül NAhr” deniyor ama Venhar kelimesi hayvanın ayakta kesilmesi.  Salat ile birleştirdi, şöyle düşünülebilir: Namaz ibadeti Allah için yaptığını;  “Fe SAlli” de.  Kurbanı da Allah için kes anlamında olur. Şimdi şeyler olsa bu Rasulullah SAV in diğer Yevmül Nahr ile ilgili hadisleri birleştirilmiş olsa oradan gene bir şey anlaşılırdı. Yani şu var bizim diğer Mezhepler zaten O ayeti almıyorlar. Hiçbir Ayeti Almıyorlar.

  • Mesela Hanbeli Mezhebinde (El Muhid e baktım: Kitap Sünnet ve İcma ile sabittir diyorlar. Kurbanın kitap olarak “Fe Salli Li Rabbike Venhar” bunu baştan söylüyor. Daha sonra Hadis zikrediyor Hocam; SAV “İki tane koç kurban etti,” Hadisini, daha sonradanda Ümmet Kurbanın Meşruiyetini İcma etmiştir. Diyor. Ama Sünnettir diyor. Terk edilmesi Müsteab değildir güç yetirenin, Hoş bir şey değil, güzel değildir. Sünnet olmasının delilini de biraz önce Yahya hocanın okuduğu Hadisi Peygamber Efendimizin: “Üç şey bize (bana) Farz kılındı fakat size nafiledir,” şeklindeki rivayet… “Vitir, Kurban ve İki rekat Sabah Namazının sünneti,” bir de “Kim On gün girerse Zilhicce Ayında, saçını alması tıraş etmesi doğru değildir.” Bu İradeye (Men arade den hareketle) muallak bir durumdur diyerek Vacip olmadığını buradan çıkarıyoruz diyorlar. Peygamber Efendimiz burada iradeye bağlı kıldı, “Vacip olan bir şey ise İradeli olan bir şeye bağlı kılınmaz…” yine O hadis biraz önceki “Kim bir genişlik bulursa Kurban kessin…” onu da Hadis Alimlerinin zayıf bulduğunu söylüyorlar. Müstehab olmayı tenkit olarak da anlayabiliriz diyorlar. Nasıl ki Cuma günü Gusletmek gerektiği gibi onu sünnet olması gibi delil olarak bunlar ama diğer Kurbanla ilgili Ayetleri mesela Kurban ın Enam hayvanları ile ilgili olacağı bölümde “…Behimet-ül Enam” orada delil alıyor.

Enam ın ne olduğuna dair Enam Suresinin Ayetlerini alıyorlar mı?

  • Evet … Yok onu delil almıyor, sadece bunu… Bir de Kurbanın etinden kimin yiyip yemeyeceği meselesinde böyle ayetleri diğer bölümlerde serpiştiriyorlar yoksa Meşruiyetine dair bölümde sadece “Fe Salli li Rabbike Venhar” var…

Bu tabii dikkat ettiyseniz bölük pörçük bir delillendirme, “Fe Salli Li Rabbike Venhar” ki bu sadece Şafii Mezhebinde yok, Malikilerde de yok, Burada “Fe Salli Lİ Rabbike Venhar” Ayeti Kerimesinden hareketle Kurban kesme görevini çıkarmak mümkün değil ancak bir sürü kendi kafanızdan yorumlar katarak bunu söyleyebilirsiniz. Neden? Çünkü “Venhar,” evet “…Hayvanı Rabbin için kes,” dendiği zaman peki bu ne zaman dır.? Bunu başka bir şeyle başka bir Ayet ile ortaya çıkarmanız lazım. 36:36 Bu Nahr ne demektir? Sadece Nahr den hareketle Kurban kesme görevi ortaya çıkarılabilir mi çıkarılamaz mı? Hal bu ki öbür taraftan Kuran ı Kerim de açıkça her Ümmete bir “Mensek” bir ibadet;

“Kurban kesme zamanı ve Kurban görevi yükledik…” diyor. O Ayeti Kerime alınmıyor, O Ayet alınmadığı zaman da Rasulullah SAV Hadisleri doğru anlaşılamıyor. Biraz sonra göreceğiz, bundan dolayı Hanefi Mezhebinin bulunduğu bölgelerde Kurban Kesme ibadeti Vacip tir. Farz diyeni ben hatırlamıyorum. Yani unutmuş olabilirim işte bana Farz diyerlerine Farz değil şeklindeki ifade de kabul edilebilir bir ifade değil. Çünkü Allah u Teala Rasulullah SAV e bir şeyi özel olarak meşru kılmış ise onu Ayetlerde belirtmiştir. Mesela gece namazını Rasulullah SAV e Farz kıldığı için İsra Suresinin 79 uncu Ayet i Kerimesinde diyor ki,

İsra 17/79 “Sana mahsus ilave bir görev olmak üzere Teeccüt te bulun…” diyor. Ondan sonra Ahzab Suresinin 50 inci Ayetinde de Rasulullah SAV e bir takım özel hükümler koyuyor orada…

Bu Uthiyye de böyle bir görev yok, sabah namazının iki rekat sünnetinde de böyle bir şey yok, bizde işte Kuran Sünnet bütünlüğünü ortaya koymadığınız zaman az önce ortaya çıkan güzellikler maalesef kayboluyor. Ondan dolayı da bazıları çıkıyor Venhar, Eli böyle bağlamaktır falan, diyorlar… Fe Salli ye Namaz kıl diyorsan Namazın içerisinde bu yok mu yani? Böyle bağlamak gerekiyorsa Kaldı ki buna Farz diyen de hiç kimse çıkmamıştır. Elleri yanlardan aşağı uzatanlar var,  bağlamayanlar var, bütün bu şeylerde insanlar tatmin olamıyor. Kuran Sünnet bütünlüğü diye bir şey bizim gelenekte maalesef oluşmamış; sanki Allah u Teala Rasulullah SAV e ikinci bir Vahiy de bulunuyor, Kuran ı Kerim yetmiyor. Halbuki Maide 49 da ve daha başka yerlerde çok kesin emirleri var; Bütün bunları gördükten sonra biraz devam edelim…

Şimdi burada diyor ki Allah u Teala:

Hac 22/34 “Her Ümmete Allah ın kendilerine rızık olarak verdiği Behimet-ül Enam üzerinde, Allah ın adını ansınlar diye bir Kurban kesme görevi yüklemişizdir…” Şimdi burada çok önemli Allah ın adını ansınlar diye… Bu size neyi ifade ediyor? Başka zaman kestikleri zaman Allah ın adını anmaları Farz oluyor mu? Bak şimdi Yahya nın doktorası bitti onunla ilgili birkaç kelime söylemek istersen söyle yani, bu arada.

  • Bu hayvan kesiminde Besmele meselesine bu ayetler yan delil olarak kullanılıyor. Besmele nin Vacip olduğunu; gerekli olduğunu savunanlara göre… Yoksa esas delil O Enam Suresinin 121 inci Ayeti onu sürekli dillendirirler …

O yüz yirmi birinci Ayete de tabi yanlış anlam vererek Ayete;

  • Onu yan delil olarak kullanıyorlar. Yani kurban kesiminde…

Maalesef bizde hakikaten her şey o kadar yanlış oluşturulmuş ki; Besmelesiz hayvan kesmeyi Haram sayarlar… Niye efendim? İşte Allah u Teala Enam 121 inci ayetinde şöyle dedi… O Ayeti kesin yanlış anlam veriyorlar ben şu ana kadar tespit ettiğim İmam Şafii den başka ona doğru mana veren yok… Sen başka tespit ettin mi?

  • Mezhep imamlarından… yoksa sonrakilerden var tabii. Müfessirlerden var.

Müfessirlerden Var mı? Yani İmam Şafii son derece haklı olarak diyor ki: “Bu Ayetten böyle bir besmele çekilmesi görevi anlaşılmaz. Fısk olduğu kesin olarak; Allah ın adı anılmamışsa yemeyin. O da Putlara kesilen hayvanlardır.” Enam 06/145 inci ayette belirtildiği gibi.

Şimdi Kuran ı Kerim in Besmele yi şart koştuğu tek şey Kurban dır, Tek hayvan keserken görev olarak besmeleyi şart koştuğu Kurban dır. Onun dışındakiler değil. Ondan dolayı Müslümanlara ne kadar büyük sıkıntılar doğduğunu hepimiz biliyoruz. Ne Ayetten böyle bir delil var ne de Hadisten delil var. Ayetten delil de, Ayete yanlış anlam vererek öyle bir hüküm çıkarıyorlar. Öyle bir hale getiriyorlar ki: Kuran ı Kerim in içinde çelişkiler ortaya çıkıyor, Ayetin altı ve üstü ile de irtibatı koparılmış oluyor.  43:00 Şimdi Burada diyor ki Alla hu Teala:

Hac 22/34 “…İlahınız bir tek ilahtır elbette ki hepinize aynı görevi aynı günlerde yükleyecektir.” Gayet normal

“…O’na teslim olun. Muhbitleri (İçten samimi olarak Allah a kulluk edenler) müjdele.”

Muhbitler kimmiş? … İçten samimi olarak Allah a Kulluk edenleri müjdele;

Hac 22/35 “Bunlar; Allah ın adı zikredildiği zaman içleri ürperir, ondan sonra başlarına gelenlere sabrederler ve Namazı tam kılarlar, kendilerine verdiğimiz rızıklardan da harcar, infak ederler.”

Şimdi bir de şöyle bir şey var; burada Allah u Teala Muhammed Ümmeti için diyor ki, Hac 22/36 “Büdn’ü de sizin için Allah a kulluğun simgelerinden kıldık,”Büdün” ne demek? Rasulullah SAV buna el Muhsin diye ….

Şimdi bu “Büdün” kelimesine mesela elinizdeki Meallere bakın nasıl manalar verilmiş görün… Diyor ki: “Biz büyük baş hayvanları da sizin için, Allah ın Dininin işaretlerinden Kurban kıldık…” Büyükbaş hayvanlar; biz büyükbaş hayvan mı kesiyoruz? Bazılarında da deve denir. Şimdi Ayetin bizimle irtibatı tamamen kesiliyor dikkat edin… Diyor ki yani Allah u Teala niye burada bunu söylüyor hiçbir anlamı kalmıyor Ayetin. Birisi büyükbaş hayvan diyor, birisi deve ki büyükbaş hayvan derken sığırı da katıyorlar ki sığırı herkes katmaz. Şimdi öyle olunca bu Ayetin bizimle irtibatı tamamen kesilmiş oluyor hatta hiçbir anlam ifade etmiyor Ayet. Zaten Ayetlere Hadislerle birlikte anlam vermediğiniz zaman iş bozuluyor bir de benim tespit ettiğim en büyük sıkıntılardan bir tanesi de Maalesef sözlükler de bu Kuran ve Sünnet ayağına dikkat etmiyorlar. Ondan dolayı biz bayağı sıkıntılar çekiyoruz yani kelimelerin doğru anlamlarını buluncaya kadar anamız ağlıyor. Bakıyorsunuz yani Allah ın Rasulü söylemiş Kuran ı Kerim de söylemiş Kardeşim biraz daha araştırıp çok eski Arap Lügat’larına gittiğiniz zaman doğrusunu da buluyorsunuz… Kardeşim biz o kadar araştırmak zorunda mıyız yani… Bir kelimeyi bulmak için yıllarca uğraşmak zorunda mıyız? Ne oluyor yani siz Lügat çalışması yapıyorsunuz Sünnetsiz Kuran sız Lügat çalışması mı olur? Bak diyor ki Allah u Teala…

“Büdn ü de sizin için Allah a Kulluğun Nişanelerinden kıldık…” ne diyor burada?

“…Sıra sıra dururlarken Allah ın adını onların üzerine anın,” Sıra sıra dururlarken, Allah ın adını anın ondan sonra diyor ki,

“…Yanları yere yapıştığı zaman,” Ayakta iken anıyorsunuz; yanları yere yapıştığı zaman… Nasıl kesiliyor bu hayvanlar?,.  Ayakta kesiliyor değil mi; sıra sıra dururlarken dediğine göre onları bağlamıyorsunuz, bu hayvanları kestiğiniz zaman hayvan farkına varmıyor bile…48:40  Sadece yere yapışıyor o kadar, yani kesilirken öyle bir keseceksiniz ki hayvan kesildiğiniz anlamasın. Peki sıra sıra dururlarken ifadesi neyi gösteriyor? Herkes Kurbanını kendi kapısında kesse sıra sıra dururlarken diye bir ifade kullanabilir miyiz? Bir mekânın gereği ortaya çıkmıyor mu? Kurban keserken.

Rasulullah Sav in Kurban kesmek için bir yer belirlediği Medine de Kurban bayramı kurban Namazını kıldıkları yerde Kurban kesiliyor ki orada tabii ayrı bir saha olmuş oluyor… Demek ki oraya Kurbanlıkların getirilmesine müsait olan büyük bir alanmış. Şimdi bakın ayeti görüyor musunuz, yani Ayete yanlış anlam verirseniz Ayet büsbütün anlamsızlaşıyor. Hangi tefsire bakarsanız bakın Tefsirlere Meallere bakın büyük baş der, Bazıları develer der, deve de olmaz yani Ala ma razakahum diyor; Mesela bizim bölgemizde deve yok o halde (Ala ma razakahum) Allah ın bize Rızık olarak verdiği şeylerden kesmemiz lazım. Belki bir bölgede sığır olmayabilir sadece koyun olabilir. Ama bu Anam ın olmadığı yer yok dünyanın her yerinde bunlar bulunabiliyor. Yani sığır bulunmaz ise koyun keçi bulunuyor, koyun keçi bulunmazsa deve bulunuyor yani mutlaka birisi bulunuyor. Şimdi ondan sonra diyor ki Ayakta kesin… Ayakta Behimetül Enam da dediğine göre demek ki buradan bu hayvanların koyunu da keçisi de sığırı da devesi de esasen Ayakta kesilmelidir. Ayakta kesilmenin adına da Nahr ifadesi kullanılır. Venhar, ifadesi var ya hani Kurban kesme, Nahr da ayakta… Yani göğüs kafesinin üst tarafında ilk boşlık var ya ana damarların can damarlarının çıktığı asıl yerdir:. Hayvanın o bölümüne ayakta iken bir bıçak saplarsan oradan kan boşalıyor orada siz keskin bir bıçakla elinizi kesseniz fark edebiliyor musunuz? BU hayvan da o can damarı kesildiği an beynine kan gitmiyor beynine giden kan kesildiği için de acı duyması mümkün değil. Olduğu yere yığılıyor aşağıya ondan sonra da diyor ki:

“…Yanları yere yapıştığı zaman, Ondan siz yiyin…” bu iki kelimeye birbirine zıt anlamlar verilmiş ama en uygunu Rasulullah SAV in söylediğidir, üçe ayrılıyor siz yiyin;  “Mutarra” yedirin. İşte araya giriyor bir şeyler istiyor kendi ihtiyacını ortaya koyabilen birisi; “Kanie” de kanaatkar, ihtiyacı var ama söylemiyor. Bazıları da yok işte bunların tam tersi anlam da verebiliyor. Rasulullah SAV den konu ile alakalı gelen üçe ayrılması var değil mi? Ne diyor O hadiste…

“Siz yiyin eşe dosta ikram edin ve Fakirlere…” İşte bakın bunun kaynağı da Ayet görüyor musun? Peki “Büdün” ne demek? Rasulullah SAV in “Müsin” diye vasıflandırdığı hayvan Müsin de kuzu dişleri dökülmiş diş atma diyoruz değil mi? Kapak atma deniyor artık hayvan büyümüş bedensel gelişimini tamamlamış. Bedensel gelişimin tamamlanması koyunda keçide bir yaşını tamamladığı zaman oluyor. Ben konunun uzmanı değilim Yahya bu konuda çalışıyor söyleyeceğin farklı bir şey var ise söyle “Büdün” ile alakalı… Bedensel gelişimin yaşı bölgelere göre değişiyor mu? Değişmiş olması lazım ki çünkü Şafii de Hanefi de bir takım farklılıklar vardır yani… Az da olsa.

Şimdi “Vel Büdn” El Misbah ul Munir den alınmış bu… “ İyi yerleşmiş büyümüş,” hani şeyde bir kız bir oğlan buluğ a eriştiği zaman artık büyüdün denir bu hayvanlar için de geçerli oluyor.  “Bediin” deniyor onun çoğunu “Büdün” Beden olarak gelişmiş ise “Bediin” deniyor.  Ondan sonra yaşlanma manasına da geliyor Arapça da burada şeyden almış Cemal hoca bu çalışmayı yaptı sağ olsun… Yaşlı adama; yani yaşını almış olan adama “Müsiin” deniyormuş. Bedenu ifadesi de kullanılıyormuş..  Esheri den bir rivayet var. “Beden Kurbanlık hayvanlar için olur, Taacül Arus tan almış, Ama bu görüşün zayıf olduğunu söylemiş şimdi ben asıl güçlü görüşün bu olduğunu söyleyeceğim size tam bu lugatçinin zıddına.. Neden öyle diyeceğim? Çünkü az önce de söylediğim gibi bu lugatleri yapanlar delil olarak bir şey göstermek zorundalar. Çoğu zaman Arap şiirini delil gösterirler, Arap şiirinin eski Araplara ait olduğunun tespiti de kolay bir şey değildir.  Ama biz gelen rivayetler içerisinde Arap şiiri ile kıyaslanmayacak kadar, Rasulullah dan gelen hadisler var… Kuran ı Kerim in ifadeleri var siz neden bunlara bakarak kelimelere anlam vermiyorsunuz ki? İşte Rasulullah SAV Muhsin ile ilgili olarak bildiriyor. Bak burada Diyor ki: Müslim de var, Mesai de var İbn i Mace de var, “La Telbahu, illa mussinneten…” Sadece Müssin kesin; yani bedensel gelişimini tamamlamış olan hayvanları kesin demiş oluyor. Diş atmış ya da kapak atmış diye ifade edilen hayvanlar. İşte Rasulullah SAV in bunu söylemesinin sebebi:

“…Vel Budne…” Ayetidir.. Bak şimdi baktık bu kelime koyun için de keçi için de  Enam dediğimiz hayvanlar için de kullanılıyor. Öyleyse burada yapılması gereken kitap Sunnet bütünlüğünü ortaya koyarak “Vel Budne” Bedensel gelişimini tamamlamış hayvanlar diye anlam verilmesi gerekir.

Hac 22/36 “Bedensel gelişimini tamamlamış olan hayvanlar da Allah u Teala ya Kulluğun nişanelerinden kıldık O zaman Sıra sıra dururlarken Allah ın adını onların üzerine alın. Sonra yanları yere yapıştığı zaman siz yiyin eşe dosta yedirin fakirlere yedirin. İşte böylece onu sizin emrinize verdik belki Şükredersiniz. İşte bu Büdün ün(Hayvanlar) ın etleri ve kanları Allah a ulaşmayacaktır… ” Siz buraya büyük baş hayvan derseniz bu ayeti ilişkilendirebileceğiniz hiçbir şey kalmaz. Bir şey kalmadığı için de derler ki Hac da kesilen “Hediyy” derler. Böyle bir mana verirler peki Allah rızası için söyleyin ey ulema Hac Kurbanı diye bir Kurbanı hangi Mezhep meşru görmüş böyle bir Kurban dan hangi Mezhep bahsetti. Hac Kurbanı diye bir Kurban dan bahseden bir Mezhep var mı? Ey Müfessrler madem Hac Kurbanı diyorsunuz, Rasulullah ın Hac Kurbanı diye kesdiği bir kurban mı var? Sadece Hac ve Ümreyi birleştirenlerin kesmesi gereken Kurbandan bahseder Allah u Teala Bakara 196 da yani

Bakara 2/196 “…O hac zamanına kadar kim Ümre den yararlanırsa kolayına gelen bir “Hedyi” kessin,” der Allah u Teala. Hatta onun da alternatifi var gücü yetmeyen de üç gün orada oruç tutar ve yedi gün de memleketinde tutar. Hac Kurbanı olması için sırf Haccını yapan; Ümre yapmayan kişiye bir görev yüklenmesi gerekir. Böyle bir görev yükleyen bir Mezhep yok. Yoksa daha Hac Kurbanı diye bir Kurban yok o zaman bu Hac suresindeki Kurban ile ilgili bu kadar ayet ne işe yarıyor? Ondan sonra tutuyorsunuz sadece “Fe Salli li Rabbike Venhar” ı aldığınız aman da oradan da işin içinden çıkamıyorsunuz. Şimdi bunu birleştiremedikleri zaman işin püf noktasını anlamak imkânsız oluyor… Mesela Rasulullah SAV biliyorsunuz bir keresinde bir tek Kurban kesmiştir, Ebu Davut da geçen bir Hadis:

Rasulullah SAV bir koç gelmiş Rasulullah SAV e siyah; boynuzlu bir koç. Rasulullah SAV Ayşe validemize bir bıçak vermiş şunu taşla demiş, keskinleştir diye… Ondan sonra “…ben bunu yaptım,” diyor. “Aldı O koçu yan üstü yatırdı ve kesti.” Dedi ki: “Bismillah; Allahümme takabbel min Muhammedin ve Ali Muhammedin vel minhummmeti Muhammed…” Bak bu çok önemli! “Ya Rabbi,” diyor, “Bunu Muhammed den Muhammedin Ailesinden Ümmeti Muhammed den Kabul eyle…” Peki Sadece Muhammed SAV e Farz ise ümmetin diğer fertlerine değil ise böyle bir şey der mi? Demesine gerek var mı? Peki neden bunu söylüyor, Şimdi Kuran ı Kerim ile irtibat kuramazsanız bunu anlayamazsınız ki… burada diyor ki Allah u Teala;

Hac 22/34 “Her Ümmet için Kurban kesme görevini oluşturduk,” diyor. Ümmet… Bakın Kuran ı Kerim de bir başka ibadet ile ilgili olarak Ümmet kelimesi geçmez. Namaz kılın denir, Zekat verin denir, Oruç tutun denir, Hacca gidin denir.

Ali İmran 3/97 “…Ona gücü yetenler için Allah ın; insanlar üzerinde bu Beyt’i Tavaf hakkı vardır…” Denir. Ama burada “Ümmet” kelimesi kullanılıyor. İmkanları yok; bir tane ancak bulabilmişler işte Rasulullah diyor ki, “Ya Rabbi; bunu benden ailemden ve Ümmetimden kabul et…” Diyor. Bak tüm ümmet için bir tane Koç. Tek bir koç…

01:04:11 İşte bu bak Kuran ve Sünnet bütünlüğü meseleyi nasıl anlamayı sağlıyor görüyor musun?… Peki İmkan olduğu zaman da Rasulullah SAV veda Haccında yüz tane kestiği rivayet edilir biliyorsunuz ve bunların tamamı da Kurban bayramı kurbanıdır. Az önce söylemiştim yani; Ayşe validemize et getiriliyor ve o da soruyor “Bu nereden?” Hac sırasında Buhari de üçüncü hadis… “Mİna daydık, bir sığır eti getirildi bana bu nedir? Dedim” dediler ki “Rasulullah eşleri adına bir Bakar kesti…” Şimdi “vekalet” olmuş olur mu burada onların adına soruyor burada; bu et ne eti diyor…

Peki; Yeryüzünde hangi ibadet yeryüzünde bizim ibadetlerimizden hangisi var ki? Birisi o ibadeti yapsın da:  “Ya Rabbi bunu falancadan da kabul et,” desin… Haccı yapıyorlar ama Hac da öyle bir şey yok tabii bunu delilsiz olarak biliyorsun burada bir de ders yaptınız o konuda… BU haftaki kitap ve hikmet dergimizde var bu Hac ve Kurban ile ilgili bir yazımız var, aynı zamanda da Servet hocanın vekâleten Hac ile ilgili yazısı var. Bir de Yahya nın bir yazısı var. Peygamber için Kurban kesmek diye. Onu da okumanızı tavsiye ederim yani.

Şimdi mesela bakıyorsunuz ki hanım hasta ya da bey hasta. Hanım beyine diyor ki “Ya sen kalkma ben senin yerine Sabah namazını kılarım. Ya Rabbi benden ve eşimden kabul et… Var mı böyle bir şey? AMA “Ümmet için” ifadesi var ya, o ifade bütün bunları meşru kılıyor. Bir de Rasulullah SAV de veda Haccında kesmiş olduğu Kurbanlar; “Udhiyye” ama bizim fıkıh kitaplarımızda bu yok yani, niye yok? Çünkü Kuran Sünnet bütünlüğü diye bir şey olmadığı için bunlar anlatılmıyor işte Hadis işte Buhari den… Yeri gelmişken söyleyeyim son zamanlarda artık fazlaca Telaffuz eden yok ama o zamanlar yapıyorlardı işte siz Sünneti önemsemiyorsunuz, Sünnet ile hadisleri bir kenara atıyorsunuz falan diyenler vardı… Şimdi tersi başlamış Niye bu Kadar Hadis örneği veriyorsunuz? Niye verdiğimiz ortada. Ben de o zaman şunu söylemiştim Hadse en çok yer verdiği söylenen Mesela iki tane Hadisçi mezhep var Maliki ve Hambeli Mezhepleri, İmam Şafii nin de Hadise çok önem verdiği söylenir… Hadi bakalım bizim herhangi bir konudaki bir yazımızla sizin Hadise en fazla önem verdiğini söylediğiniz o Mezhepleri karşılaştırın. Bakın ki bizim kadar Hadis e yer vermişler mi? Çünkü Kitap ve Sünnet bütünlüğünü kurduğunuz zaman o Hadislere zaten mecburen yer veriyorsunuz… Yani biz keyfi olarak şu hadisi alalım bu hadisi alalım demiyoruz. Kuran ı Kerim de Cenabı Hakk ın koyduğu esasa göre Kuran’ı anlamaya başladığınız an, O hadisler zaten arada güzel güzel buketler halinde karşınıza çıkıyor mecburen alıyor ve yararlanıyorsunuz onlardan. Ama bu ilişkiyi kopardığınız an olay bitiyor… Şimdi Mesela ben size bir şey daha söyleyeyim. Rasulullah Sav Hudeybiye ye hicretin altıncı yılında bir Hudeybiye Mütalaası var. Medine den çıktı gitti Hudeybiye de bir anlaşma yaptı ve geri döndü Medine den çıktığı zaman Mekke ye Hac için mi gidiyordu Ümre için mi gidiyordu? Kitaplarda ne yazıyor. Ümre diye yazıyor değil mi? Bu da kabul edilemez bir çok büyük bir yanlış tır. Rasulullah Hac için gitmiştir. Orada kesilen Kurbanların tamamı da Kurban Bayramı Kurbanıdır… Hac için gitmiştir Rasulullah.. Peki delil ne? Gayet basit Mesela Kaynaklarda bu Var da İslam ansiklopedisi en son üzerinde çalışılan kaynaklardan şimdi Yahya okusun bakalım ne zaman Medine den çıkmışlar?

  • Bu; Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi’nin Hudeybiye Anlaşması Maddesi… Maddeyi yazan da Muhammed Hamidullah… BU “İslam Peygamberi” adlı kitabın yazarı… 18 inci cilt…

Muhammeed Hamidullah bu konuda otorite olan bir insan Allah Rahmet eylesin çok değerli bir insandı bizim de dersimize gelmişti. Cenab Hak Rahmet eylesin

  • Bu Maddede şöyle demiş Peygamber efendimizin yola çıkışı ile alakalı… “Hudeybiye nin asıl şöhreti altıncı yılın Zilkadesinin başında yani Hicri altıncı yıl Zilkade ayının başı.”

Bak; Zilkade, Zilhicce, Muharrem, Hac Malum aylardadır… Bunlar işte bizde geleneksel olarak şeyden başlatılır Ramazandan sonra Şevval, Zilkade, Zilhicce. Tamam olsun çünkü Zilkade Hac ayıdır. Güzel.

  • “Altıncı yılın Zilkadesinin başında Hz. Peygamberin gördüğü bir rüya üzerine; ki bu Rüya da Fetih Suresinin 27 inci ayetinde anlatılıyor. Gördüğü bir Rüya üzerine Ashabı ile birlikte Ümre yapmak için Medine den Mekke ye giderken burada konaklamasıdır.

Şimdi bak ümre yapmak için diyor. Hamidullah Hoca da dikkat ediyor musunuz. Şimdi Hamidullah hoca “Gördüğü Rüya üzerine…” Dediği zaman O rüyayı anlatan Ayete baksaydı böyle yazar mıydı?

  • Atıf ta yapmış ama,

Atıf da yapmış ama Ayete bakmamış ki. Biz bakacağız ona… Şimdi Fetih Suresi 27 inci Ayette ne diyor Allah:

Fetih 48/27 “Rasulün gördüğü o Rüya nın Hak olduğunu Allah onaylamıştır,” O Rüya Hak Rüyadır.  Hak rüya ne demek? Gördüğün gibi çıkacak demektir yani yorumlanması gereken bir Rüya değil. Söylüyor devamını…

“… Mescid i Haram a kesinlikle gireceksiniz, saçlarınızı kısaltmış ya da dipten kazıtmış olarak…” Peki Ümre ye giden insanların ilk yaptıkları vazife nedir? Kabe yi Tavaf tır. Saçları kestirme ondan sonra değil mi?  Safa ile Merve Arasında “Say” eder sonra saçlarını kestirirler tıraş olurlar ve ihramdan çıkarlar. Yani Farz tavafı Ümre nin; “Saçlarını kazıtmış ya da kısaltmış olarak,” değil… Peki Hacca gidenler ne yapar? Arafat’tan inersiniz Kurban keser tıraş olursunuz. Kurban kesip tıraş olma meselesini biraz sonra onun da ilgili ayetini okuyacağım da… Ama şu anda herkesin bildiği husus; yani o şeytan taşladıktan sonra İhramdan çıkılır. Kurbanı olan Kurban keserek ihram dan çıkar… Kurbanı olan kim? Yani Hac ve Ümre yi birleştiren dir. Hac ile Ümre yi birleştirmemiş ise Şeytan taşladığı andan itibaren Tıraş olur İhram dan çıkar. Peki; tıraş olmada ya başını dipten kazıtmış olur ya kısaltmış olur. İstersen bu dediğimin böyle olduğunu Büyük İslam İlmihalinden okuyalım belgeli olur.

  • Ben şey baktım orada …………….. ın tarihinde de aynı şekilde “Ümre” kelimesi geçiyor. O yüzden Muhammed Hamidullah  da eski tarih kitaplarından öyle geçtiği için.

Biliyorum tabi de bu yanlışı ortaya koymak lazım yani hem o rüya dan dolayı hem böyle… Büyük İslam İlmihalinde bakın Haccı Temeddü yapmamış olan kişiler Şeytanı taşladıkları zaman… Bütün Mezheplerde öyledir sadece şu bu Mezhep ile değil.  Şeytanı Taşlar ihram dan çıkar ondan sonra gelir Kabe yi Tavaf eder. Yani Farz Tavafı O zaman başlar. Ondan önce öyle “Kudum Tavafı” yapmak o kadar şart değil. Çünkü geç gelen kişi hiç Mekke ye uğramadan doğru Arafat a gidebilir. Ama Mutlaka yapılması gereken Tavaf olan Arafat’tan indikten sonra yapılan Tavaf tır. Peki görülen Rüya buysa Rasulullah Mekke ye ne için gitmiş olur? Hac için gider başka bir şey için gidemez ki… Mümkün değil başka bir şey için gitmesi.

Peki bir de Zilkade Ayında… Hacılar geldiği zaman Araplarda o zamanlar Ümre en büyük günah sayılıyordu, Bu; Veda Haccında SAV in bir hadisi ile insanlar, gerçi ondan ince inmiş olan şeyde Bakara 196 ile bu Meşru kılındı. Ama Araplar en büyük günah sayıyorlardı onu. O Ayet’te henüz inmemişti tabi Rasulullah yola çıktığı zaman. Dolayısıyla Hac aylarında Ümre yapmaları O Ayet inmeden önce İmkansızdı. Bu Hac Ayı Zilkade ayında Rasulullah rüya görüyor. Başka kaynaklarda şu anda tam hangi kaynak olduğu şu anda aklımda değil. Zilkade nin son on günü yola çıktıkları ifade ediliyor. Mekke ile Medine arasındaki yok bugün şu andaki yol hicret yoludur. Yani Rasulullah SAV in Hicret ederken kullandığı yoldur. Arabaların gittiği yol orası 425 Km mi aşağı yukarı… Yani İstanbul Ankara kadar… Bir Kafile nin bir  günlük yolculuğu 30 Km olarak hesap edilir. Gelenekte öyle kabul edilmiş onun için 90 km derler ya üç günlük yola… Bu da çok büyük bir kafile 1500 kişilik. Şimdi bunlar 425 Km diyelim bu kadar yolu kaç günde giderler? Hadi siz 400 km deyin 15 gün gibi bir zaman sürer. On beş gün daha ilave edin Zilhicce nin beşinde oraya varırlar.  Sen tarihçisin kardeşim biraz düşünsene bütün bunları. Orda birisi oraya Ümre yazmış diye sen d-neden buraya “Ümre” yazıyorsun bak Ayet var işte … Bütün bunları niye anlatıyorum? Rasulullah SAV eğer Hacca gidiyorsa yanına Mutlaka Kurban Bayramı kurbanını da alacaktır. Çünkü orada kesecektir. Peki Kurban bayramı kurbanını aldı bunları da Mekke ye sokmadılar. Mekke ye sokmadılar. Şimdi orada diyor ki Allah u Teala… Bak burada da çok önemli bir husus ortaya çıkıyor şimdi açalım lütfen, Bakara Suresinin 196 ıncı Ayetini. Burada diyor ki Allah u Teala:

Bakara 2/196 “…Eğer mahsur kaldıysanız kolayınıza gelen bir <Hediy> kesmek gerekir,” Diyor. Yani:

“… Oraya sokulmadınız. Hediy Mahalline ulaşıncaya kadar saçlarınızı tıraş etmeyin.” Bu; “Hediy” nedir? Mahalline ulaşması ne demektir? Evet; şimdi:  Bir kere biz bu tarihi kaynaklardan biliyoruz, istersen orada kesilen Kurban ile ilgili bir ifade var mı? 01:21:18 Biraz zor olur ya çünkü o olayı anlatmıyor başka bir şey anlatıyor. Peki şimdi her kesin yanında Kurbanı yoktu o gün. O binbeşyüz kişiden herkesin yanında kurbanı yoktu. Ve Rasulullaha da Mekke ye sokmamışlardı Müşrikler, peki bunlar Kurbanlarını kesti ve ihramdan çıktılar, Kurbanlarını kestiler ve İhramdan çıktılar. Ne zaman çıktılar? Tabii ki Kurban  Bayramının birinci günü çıktılar. Çünkü Fetih Suresinin 25 inci ayeti galiba olacak,  Orada Cenabı Hak bunu bize bildiriyor. 70 tane deve almışlar yanlarına O zaman Hediy den çünkü orada kesmek üzere getiriyorsunuz. Çünkü Allah u Teala Kurban bayramı günlerinde hani Hac Suresinin 28 inci Ayetinden okumuştuk… Herkes oraya Kurban getirmek durumunda değil ki… 1500 kişiden 70 tane.

  • Hudeybiye de 12 veya 20 gün kalan Peygamberimizin Ashabı anlaşmanın imzalanmasından sonra Ümre niyetiyle geldikleri için Kurbanlarını keserek ihramdan çıktılar. Medine ye döndüler.

Ümre Niyetiyle olması Mümkün değil bak verdiği tarihler Arapların adetleri şu bu imkansız yani imkansız… İşte dikkat ediyor musunuz? Tarihimiz de Kuran sız. Kuran sız ve Sünnet siz bir tarih dolayısıyla Fıkıh da doğru anlaşılamıyor maalesef.

  • Casim Avcı nın Hudeybiye anlaşması ile ilgili bir yazısı var: Orada Hudeybiye anlaşmasının “Zilhice” ayını… Miladi de Nisan ayına tekabül ediyor,

Tamam öyle olmak zorunda Zilhice ayında olur başka olmaz zaten Ayet de onu gösteriyor. Şurayı da bir okuyalım da Fetih Suresi 25, tamam doğru hatırlamışım 25 inci Ayet: Diyor ki: Şimdi Rasulullah Kurbanını kesti… Mesela şimdi bizim gelenekte Kurban Mahaline ulaşıncaya kadar, çünkü bu Ayetlerin ilişkileri bilinmediği için Mahsur kalan herkese Kurban kesme görevi yüklenir. Bizim Fıkıh kitaplarına bakarsanız, bu 1500 kişinin tamamının Mekke ye bir tane Kurban göndermesi lazım İstersen O “Mahsur” ile ilgili bölüme baksana; mahsur kalan kişi. Bunlar; mahsur kaldığı için…  “…Kolayınızda olan…” kelimesine dikkat edilmez… Yani getirmişsin var; “Git de al…” değil. İşte Rasulullah da oraya geldiği zaman yanlarında var; 70 tane getirmişler 70 tane kesilecek hepsi değil.

Şimdi; kesildi peki bu Mahalline ulaştı mı bizim geleneksel anlamdaki Mahalline yani Mekke ye gitti mi bu Kurbanlar? Bak diyor ki Fetih Suresi 25 inci Ayetinde:

Fetih 48/25 “… Kafir olanlar onlar, ve Sizi Mescidi Haram dan engellemiş olanlar onlar. İşaretli Hediy leri,” Bak işaretli Hediy ler. “Makufen” kelimesi de çok önemli… Bakın burada ne mana vermiş o “Makufen” Kelimesine…

“…Onlar inkar eden ve sizin Mescidi Haram ı ziyaretinizi ve Bekletilen Kurbanların,” yani “Bekletilen Kurbanlar” çünkü Mekke de kesilmek üzere kesilen Kurbanlar var orada bekletiliyor,

“… Mahalline ulaşmasına engel olmuşlar,” niye? Bunlar orada kesilmek üzere getiriliyor. Rasulullah SAV Kurbanı kesiyor ve İhramdan çıkıyor. O Yetmiş tane kesiliyor 71 inci yok. Herkes değil… Buldun mu?

  • İhramdan Çıkma: İhramdan ancak Hac veya Ümre yapılarak çıkılır, Hac ve Ümre yapması engellenen kişiye gelince. Eğer sadece Ümre ve İfrak Haccı için İhrama girmiş ise bir adet. Şayet Kıran Haccı için İhrama girmiş ise iki adet ihsar hediy i keserek İhram dan çıkar, Hanefilere göre İhsar Hediy de diğer Kurbanları gibi ancak Haram bölgesinde kesilir. Şafiilere göre ise İhsarlı kişinin bulunduğu yerde kesilir. Hanefilere göre İhsar durumu ile karşılaşan kişi Haram bölgesi dışında ise Kesilme vaktini belirleyerek Harem bölgesinde kendi adına İhsar Kurbanı kestirir. Kurbanının kesilmesi ile; tıraş olmasa bile İhramdan çıkmış sayılır. Şafiilere göre ise Tıraş olmadıkça İhram dan çıkılmaz. Henüz İhsar Hediy i kesilmeden İhram dan çıkılır ve İhram yasakları yapılırsa ceza gerekir.  İhsar ….

Orada Kal… Şimdi burada anlatılan şu Bu Mezheplere göre Mahsur kalan kişi bu Ayet i Kerimeyi doğru anlamadıkları için bütün bu bağlantıları kurmadıkları için Bekletilen Hediy ler Bunlar Kabe ye kesilmek üzere getirilmiş olan yetmiş tane Kurban dır 71 incisi yok. Bunun yerine ulaşmasına bunlar engel olmuşlardır. Diyor ki:

“…Hediy Mahalline Ulaşıncaya kadar,” Mahal kelimesi bir; Kurban kesme yeri anlamına gelir bir de hangi manaya gelir?  Zamanı… İşte Kurban bayramı günü gelince Rasulullah Mekke ye gitmesine engel olmalarına rağmen göndermedi, gönderebilirdi. Mekkeliler bunu havada kapardı, nasıl olsa hepsini etini kendileri yiyecek…  Kendileri yiyecekse havada kaparlardı. Orada kesti… Hatta bunun “Uthiyye” olduğuna dair bir de Hadis olacak da şimdi aklıma geldi, daha önceden aklıma gelseydi onu bulurdum. Benim notlarının arasında var. Bunun Uthiyye olduğuna dair hadis. Şimdi orada

“…O Kurban kesme gününe kadar saçlarınızı tıraş etmeyin…” Diyor. Om Kurban kesme günü gelince Kurbanı olanlar Kurbanlarını kestiler Mekke ye varmadan. Olmayanlar da tıraş oldular çıktılar. Bu incelik anlaşılmayınca bakın Mezhepler diyor ki: “Adam orada Mahsur kalır da Kurban kesilmezse; Kurban gönderecek, Kurban Mekke ye gidecek, Mekke den haber gelecek ondan sonra İhramdan çıkacak.”… Bu ne kadar zor bir şeydir… Yani biz Allah göstermesin Rasulullah SAV in O zaman Mekkelilere bu Kurbanı gönderdiğini ve onlardan haber beklediğini düşünün: Haber vermezlerdi onu orada sıkıntıya sokmak için. Yani şimdi bütün bunlar: Kuran Sünnet bütünlüğünün oluşmamasının ne kadar zor olduğunu gösteriyor.

Burada bir şey daha var Rasulullah SAV in bir Hadis i Şerif i vardır: “Kim Kurban kesmek isterse,…” Az önce okuyordun ya onu bir daha oku…

  • “Men erade el udahhiye, vedehalel haşru vela yakhu….” Müslim den nakledilen bir Rivayet.

Bak diyor ki; “Kim Kurban kesmek isterse O on gün,” işte yarın başlıyor mesela Zilhice nin birinci günü yarın,… “… Kurban kesmek isteyen kişi saçından tırnağından hiçbir şey almasın, Kurban kesinceye kadar.” Şimdi bu Hadis ile BU Ayeti birleştirin bakalım.

“… Hediy Mahalline Ulaşıncaya kadar, Kesme zamanı gelinceye kadar…” Bak Onunla; diğer Kurban kesenler arasında bir birliktelik var mı? “…Saçından ve Tırnağından kesmez,,,” 01:31:31

Evet, şimdi oradaki o “Mahil”  kelimesinin, her iki manası da uygulanmış oluyor, Kurbanı olan kişiler Kurbanlıklarını kesmiş oluyor;  diğeri de Kurban kesme vakti gelinceye kadar tıraş olmamış oluyorlar ihrama giren diğer insanlar. Ama demek ki burada Hac ve Ümre yapanların bir farkı İhrama girmişse Kurban kesme zamanına kadar, saçını tıraş edemeyecek Kurban kesme zamanı geldi mi saçını tıraş edecek. Az önce de O Ayette Kurban kesme zamanı ne zaman? Kurban bayramının birinci günü; güneşin doğmasından sonra… Güneş doğdu, eğer Namaz da kılınan bir yerdeyseniz Kurban Bayram Namazı kılınan b,r yerdeyseniz Namazdan sonra Kurban kesmeniz Lazım. İşte burada Kevser Suresinin diğerleriyle birleştirdiğiniz zaman size verdi emir yerine gelir.

Kevser Suresi “…Rabbin için Namaz kıl ve Kurban Kes.” Önce Namaz sonra Kurban; Ondan dolayı bayram günü Namazdan önce Kurban kesilirse namaz kılınan yerlerde Rasulullah ne demiştir? “İade edin bu Kurban olmaz…” demiştir. Peki bunu neye dayanarak söyledi? İşte; bu Ayete.

Bakın mesela Kurban kesenleri “Önce Salat sonra Nüsuk” Önce Namazım sonra Kurbanım. Peki Kurban kesilmeyen yerlerde; işte mesela Mİna da oradan aşağıya iniyorsunuz ama Bayram Namazı kılınmayan yerler… yanlış söyledim… Bayram Namazı Kılınmayan yerlerde; oradan aşağıya iniyorlar Orada Rasulullah mesela Bayram Namazını kıldırmamış.   Öyle ise Orada Güneş doğduktan sonra Kurban kesilebilir. Yani Mahili o zaman olur. O zaman da tıraşını da olur İhramdan da çıkar.

Rasulullah Kılmamış da orada herhalde bir yolculuk, yürüme halinde olmuş oluyorlar, hareket halinde olmuş oluyorlar. Mesela işte Cuma Namazını da kılmamışlardır biliyorsun şeyde Arafatta iken O da yolculuk halinde oldukları için, Şimdi O zaman Güneş doğduktan sonra kesilecek. Peki; Bunun Kuran-i kaynağı ne?  Biliyorsunuz Kuran-ı Kerim de gün Güneşin doğması ile başlar. Yani şimdi Allah u Teala Yasin Suresinin Kırkıncı Ayetiydi değil mi? Orada diyor ki:

Yasin 36/40 “Güneşin Ayı yakalaması; onun işi değildir…” Güneş ayı yakalayamaz. Ondan sonra;

“…Gece de Gündüzü geçemez.” Önce gündüz sonra gece. Gündüz de güneşin doğması ile başlar.

“Gündüzü de Aydınlatıcı yaptık…” Aydınlanma güneşin doğması ile birlikte olur. Ondan önce Hafif hafif olur ama her şeyi gösterecek olan aydınlanma güneşin doğması ile olur. Şimdi Güneşin doğmasından itibaren “Yevmün Nahir” Başlar. Bir de O Aya Güneşe secde eden insanlara benzememek için;

“Yalnız Allah a Kulluk ediyorsanız bunu yapmayın…” Onda öyle bir şey şeklen gözükmesin diye de; Güneş belli bir şekilde ortaya çıktıktan sonra Keraat vakti. O zamana kadar Keraat vakti kabul ediliyor. Ondan sonra Bayram Namazı Kılınır.  O zaman O Bayram Namazının kılınmasından sonra Bayram Namazı kılınan yerlerde Kurban kesmek gerekir. İşte Burada

“Fe Salli Lİ Rabbike Venhar” ın da anlatmış olduğu husus tümüyle ortaya çıkar. Ama bu mozaik yapıyı tüm parçaları ile ortaya koymazsanız bu anlamların hepsi kaybolur sanki Rasulullah kendi kafasına göre hareket etmiş gibi… Diyorlar ki “Kuran ın dişinda bir başka Vahiy ile hareket etti” Çünkü bu izahatları yapamayınca o şekilde söylüyorlar. Herhalde epeyce yeter bu kadar yani…  Şöyle bir özet çıkaralım buraya kadar yaptığımız konuşmamızın özeti şu:

Kurban Bayramı Kurbanı; Adem AS dan beri bütün ümmetlerde var. Tamamında koyun, keçi, sığır ve deve nin kesilmesi gerekir. Allah ın adını onlar üzerinde anmak lazım. Tamamında aynı günlerde kesilir. Şimdi bir gün değil üç ya da daha fazla gün. Onu biz uygulamalarla dört gün olduğunu öğreniyoruz. Ondan sonra birinci günü “Yevmün Nahir” ki Zilhice nin Onuncu günü oluyor. Kesilen bu; Rasulullah Sav in Hudeybiye de götürdüğü Kurbanlar, Veda Haccında kestiği Kurbanlar, Hac Kurbanı değil Kurban Bayramı Kurbanı dır. Hac Kurbanı diye bir Kurban yoktur. Hac ile Ümre yi Birleştirenlerin kestiği Kurban O ayrı bir şey. Birleştirilmediği taktirde kesmesi gereken bir Kurban yok Hacının. O zaman Hacca gidenler Kurban Bayramı Kurbanlarını, Maddi durumları uygunsa orada kesecekler. Onların görevidir. Allah u Teala Hac Suresi 28 inci Ayette bu emri vermiş Rasulullah da bu emri uygulamıştır. Ondan sonra Hanefilerin dediği gibi yolcu olan kişilere Kurban görevi düşmez diye bir şey olamaz Hanefilerin bu Fetvası Kuran ve Sünnete aykırıdır. Kabul edilemez.

Kurban Bayramı zamanı memleketine giden insanları bir sıkıntı alıyor. Oraya gideceğiz ama Kurbanımız ne olacak? Falan… Git orada kes hiç önemli değil neredeyseniz orada kesersiniz.  Ondan sonra Rasulullah SAV in Kurban kesecek kişiler için Zilhice nin birinden itibaren Saç ve Tırnaklarını kesmemeleri emri aslında Kuran ı Kerim e dayanan bir emirdir.

Sonuç Olarak:

Kurban Farz bir görevdir ama Ümmete Farz olan bir görevdir. Onun için bazen SAV bir tek koçu kendisi Ailesi ve bütün Ümmeti için kesmiştir. Bazen iki tane koçu aynı şekilde kesmiştir bazen de: “Ya Rabbi bunu benden, Ümmetimden Kurban kesmeyenlerden kabul et…” Demiştir. Kesenler zaten vazifelerini yapmışlardır. Eşlerinden vekalet almadan onlar adına Kurban kesmiştir. Kurban İbadetinin farklı olmasından dolayı bu şekilde kesilmesi mümkün oluyor. Birisine vekâlet verip Kurban kestirme olayı da olur, Nitekim Rasulullah Hac görevini yaparken Kurbanın büyük bir bölümünü kendi kesmiş bir kısmını da başkalarına kestirmiştir. Bu da mümkündür. 01:40:20 Kurbanın eti ile ilgili; “…Bir kısmını siz yiyin bir kısmını Fakire bir kısmını da eşe dosta yedirin…” sözü de yine Kuran ı Kerim nin Hac Suresinin 36 ıncı ayetine dayanılarak Rasulullah’ın bize yaptığı tavsiyedir. Kurbanı kesen bir Mümin bilmelidir ki: Farz bir görev yapmıştır. Kesemeyecek durumda olan insanlar da üzülmesinler çünkü bu Herkese değil Ümmete Farz olmuş olan bir İbadettir… Şimdi sorulara geçebiliriz…

  • Eti Helal olup da, mesela Geyik gibi hayvanlardan da Kurban olur mu diye ama şimdi o cevaplandı… Kümes hayvanlarından Kurban olur mu? Soranlar var…

Behimetül Enam istersen tekrarlayalım: “Behimetül Enam” Kelimesi geçiyor Kuranı Kerim de Enam Suresi 143 ve 144 üncü Ayetlerde“Behimetül Enam” Koyun Keçi Sığır ve Deve nin erkeği ve dişisidir. Bunların dışındaki herhangi bir hayvandan Kurban olması söz konusu değildir. Bizim Fukaha Kuran Sünnet bütünlüğüne bakmadığı için zahiriler Tavuk horozun falan Kurban kesilebileceğini söylerler. Ben esas onlara hayret ediyorum.

Yani siz diyorsunuz ki Kitağp ve Sünnetin zahirine uyarız… Nereye uyuyor sizin bu görüşünüz… Şşırtıcı bir şey. “Geyik” muhabbetine gerek yok yani… Evet

  • Kimlerin Kurban kesmesi gerekir? İnsanlar nasıl karar versinler buna?

Şimdi Rasulullah ın Hadislerinde Hanefilerin dediği gibi: Şu kadar nisaba sahip olacak kişi Kurban kesecektir; diye bir şey yok. Kesen kişi Farz görevi yapmış olur kesmeyen kişi yapmaz ama Rasulullah SAV in bir Hadisi Şerifi daha var; “Li kulli Ehli Beyt-in ut-hiyyetun..” Yani her bir aileye bir uthiyye (Kurban) yeter diye. Yani bir aileye bir Kurban yeter diye bir Hadis i Şerif i de var Rasulullah ın. Ama yeri gelmiş tabii Eşlerine ayrı kendisine ayrı Kurban da kesmiştir. Böyle bu şekilde Hanefilerin koyduğu Şuşu mallara sahip olan Kurban kesmelidir şeklinde bir husus yok.

  • “Fe SAlli li Rabbike Venhar” daki Namaz Kıl hangi Namaz bir daha tekrar edermisiniz demişler.

Hepsini birleştirdiğiniz zaman Fe salli Lİ Rabbike Venhar, Hatta Enam 6/162 (…inne salâtî ve nusukî ve mahyâye ve memâtî lillâhi) birleştirdiğiniz zaman, bu Namazın Kurban bayramı Namazı olduğu anlaşılıyor ama “Mutlaka odur,” diyemeyiz. Fakat Rasulullah ın uygulamasına da baktığmız zaman en uygun ona düşüyor.  Yoksa

“İbadeti Rabbine yap; Kurbanı da Rabbin için kes.” Kurbanı da Rabbin için kes anlamı da verilebilir oraya…

  • Kurban için de şöyle Farklı yorumlar yapanlar da varmış onlar için de bir şey der misiniz diye soruyorlar. Namaz kıl ve Kurban kes değil, söyleymiş: Allah tan destek iste güçlüklere karşı göğüs ger…
  • Kurban ibadeti, şu anki şekli ile Ülkemizde yaygın olan Kurban ibadeti de ŞAMAN Kültürüne dayanıyormuş. Şamanizm de Kurbanın kanının alına sürüldüğü ve açık alanda kesildiği ve benzer şeylerin de Türkiye de olduğundan dolayı bunların Şamanizm den geldiğini söylüyorlarmış bu konuda siz neler söylersiniz.?

Bu konuları aslında Kuran ve Sünnet kültürü olmayan insanlar bir de kendilerini Tanrılaştırmış olan insanlar söyleyebilirler. Din adına Maşallah yani her türlü söz söylemeye yetkileri var bu insanların. Kendileri Tanrı olmuş. Şimdi; Fe Salli, destek ver falan. Kardeşim bir kelimenin kaç tane anlamı vardır? Rasulullah SAV gelmiş bir sürü şeyler var Kuran ı Kerim de bir sürü ibadetler var. Yani bunu kendi keyfinize göre nasıl anlamlandırıyorsunuz? Ondan sonra Şaman kültüründe vardır deniyor. Doğrudur ve o Mutlaka bir kendi geçmişlerinde olan bir Nebi ye dayanıyordur… “Li Küllü Ümmetin,,,” dediğine göre Allah u Teala Dünyanın her yerinde bu  Kurban kültürü olmalıdır. Hırsistiyanlar Kurban kesmiyorlar diyorlar ki: İsa bizim için Kurban oldu; onlar işi kökten halletmişler.

Yahudiler de kesmiyorlar diyorlar ki Beyt i Maktis yıkıldı yenisi yapılana kadar kesmeyiz Onlar da o şekilde söylüyor. Ama Dünyanın bütün yani her tarafına zamanla gelmiş olan Nebiler O bölgelerde mutlaka Kurban kesme görevini yüklemişlerdir.

  • Hocam Kurban kesen kessin kesmeyen de kesmez diyorsunuz, peki kesmeyen Farz ibadeti terk etmiş olmuyor mu? Yoksa durumu olmadığı için sorumlu değil mi?

Farz sevabını terk etmiş olur. Li Küllü Ümmetin…” dendiği için  “Büdün” de çoğul bir kelime bu, yaşını almış olan hayvanlar diye ondan sonra sıra sıra dururlarken dendiğine göre demek ki, Sadece bir tek şey kesecek değil yani Çok sayıda Müslümanın kesmesinin gerektiği orada anlaşılıyor. Ama Rasulullah SAV in uygulamasına baktığımız zaman işte “her aileye bir uthiyye gerekir.” Ayeti Kerimeye de baktığımız zaman:

“Allah ın onlara Rızık olarak verdiği Behimetül Enam üzerine kessinler…” dediğine göre imkanı olanlar kesecek demektir. İmkanı olmayanlar kesmeyecektir. Kesenler de Farz görevini yerine getirmiş olacaklar.

  • Yurt dışından Kurban kestirenler soruyorlarmış. Besmele Kurban kesiminde Farz pek onu kesen kişi bilmiyorsa kestiren vekâleti veren kişi mi Besmeleyi çeksin?

Allah ın Adını bilmeyen kimse yoktur ki… Bismillah demez de Allah adına kesiyorum der olur biter yani. “Bismillah; yani Allah ın adına” o şekilde söyletsinler yani illa ki Arapça söylemesi gerekmiyor.

  • Peki bu Hac Suresinde “Kurbanların Ayakta kesilmesi” ile ilgili olarak demişler ki biz şu an bir şey yapamıyoruz bu konuda bu konu olmazsa olmaz mıdır?

Yok hayır olmazsa olmaz değil Rasulullah ın yatırarak kestiği rivayeti var. Olmazsa olmaz değil ama bu çok çok güzel bir şey. O İnşallah Yahya ya kalmış bir görev bu konuyu sen bir sonuçlandırırsan İnşallah Dünya nın gündemine yerleşir. Yani hayvan kesiminde Dünyada büyük bir Reform yapılmış olur.

  • Zilhice nin birinden itibaren Sakal ve tırnak kesmeme durumu bir Farziye mi ifade ediyor? Günümüzde nasıl uygulanacak çalışanlar var, memurlar var nasıl olacak?

Şimdi günümüzde Nasıl uygulanacağı meselesi değil ama bir  Farz’iyet durumu anlamıyorum ben şahsen orada. Yani Farz ihrama girmiş olanlar için Farz olduğu belli yani Ayeti Kerimede Kurban kesse de kesmese de Hadis i Şeriften dolayı sadece o zaman o da Rasulullah SAV tarafından bir Ayetten anladığıdır mutlaka Rasulullah ın “Kesmeyin” ifadesi Bu konuda çok titizlikle durulduğuna dair bir rivayet ben şahsen bilmiyorum. Onun için mümkün olduğu kadar buna uymak iyi olur.

  • “Sonra kirlerini gidersinler adaklarını da yerine getirsinler ve Kabe yi Tavaf etsinler…” şeklinde Ayet tercüme ediliyor. Burada Temizlenmek ve Adak ile ne kast ediliyor? Bunları açıklar mısınız?

“Gada” yerine getirmek demektir, temizlemek değil. “Tefes” de kir değildir. Tefes’ te Rasulullah SAV in Ebu Davut da geçen bir Hadisinde; Arafat Vakfesi ile Müzdelife deki vakfedir. Sonra Tefeslerini yerine getirsinler yani

“Arafat ta Vakfe yapsınlar Müzdelife de Vakfe yapsınlar, İhrama girerken üstlenmiş oldukları sorumluluklarını yerine getirsinler…” Yani cinsellik yok , fasıklık yok, birbiri ile didişmek yok hacılar arasında; aldıkları bu görevi yerine getirsinler ondan sonra da:

“…Sonra Kabe i Şerifi Tavaf etsinler.” 01:51:00

  • Bazı kitaplarda Peygamberimizin bir şeye devam etmesi, yani eğer Peygamber O şeye devam etseydi Farz olurdu, Farz olacağından korktu şeklinde ifadeler var. Bu Doğru mu? Peygamberimiz bir şeye devam edince O farza dönüşür mü?

Rasulullah SAV bir İbadet ihdas edecek değil. Ben buna devam edersem… “Bunu yapmaktan korktum…” Falan meselesi kabul edilebilir bir ifade değil.

  • Bu Ezzin ezan bağlantısı kurdunuz ya bağlantısı herhalde onun için soruldu… Ezan okumak Farz mı Farz ise hangi Ayet?

Şimdi Cuma Suresinin 10 uncu Ayetinde var. Orada

Cuma 62/10 “…Cuma günü Namaza çağrı yapıldığı zaman…” ifadesi Şimdi orada Cuma günü çağrıldığınız zaman ifadesi başka gün de çağrılıyorsunuz demektir. Bilmiyorum başka Ayet hatırlayanınız var mı?

Maide 5/58 “Birbirinizi Namaza çağırdığınız zaman onlar, bunu eğlenceye alırlar…” şeklinde.. Demek ki Namaza çağırma olayı var. Çünkü buna büyük bir ihtiyaç var. Biz de her gün biliyoruz yani Ezan okunduğu zaman Vakit geldi diye hatırlıyoruz. Bir de Camilerde Cemaat ile Namaz kılınma olayı var. Ezan okunmaz ise burada ciddi manada aksar.  BU bir ihtiyaç.

  • Salon içinden var mı soru…

Bir tane şey Soru var: “Ben Hac Kurbanını Mekke de kesmem şart mı? Suud lara güvenmiyorum?” diyor…

Sana ne Suudlar’dan Allah ın emrini yerine getireceksin yani, şuna güveniyor musun? Buna güveniyor musun da sorulmaz. İster güven ister güvenme. Kesilmeme diye bir olay yok Oraya giden Kurbanını orada keser. Burada olan da burada keser. Hac Suresinin 28 inci Ayeti öyle söylüyor. 01:53:40

  • Bir de şu var hocam ben dün yine gördüm bu toplu taşıma araçlarında reklamlar asılmış bazı sivil toplum kuruluşları “Kurban bağışlarınızı falanca yere yapın…” altına da not düşmüş, “Bağışlarınız Kurban kesilerek değerlendirilmeyecek para olarak çocukların şu şu ihtiyaçları için kullanılacaktır…” diye özellikle belirtiyorlar. 600 Lira yatırın ama Kurban kesilmeyecek.

Ne güzel ya; işte din böyle tahrif ediliyor…

  • Din de istismar edilmiyor bence, O çocukların hastalığı istismar ediliyor…

Bunlar çok kötü şeyler. Ben bazı gurupların da Kurban toplayıp göstermelik olarak bir şey yaptıklarını da duyuyorum öyle; gidiyor bir mezbahadan yazı alıyor…” Kurban Kesilmiştir” diye. Adam oraya da üç beş kuruş para veriyor ondan sonra yaşadı. Bir arkadaşımız anlatıyor çok güvendiğim bir arkadaş. Diyor ki Milletten Kurbanlık Para topladılar, yurt dışında bir ülkede yaşayan bir arkadaşımız anlatıyor. Topladılar diyor; eee? Kurban bayramı oldu baktık bir hareket belki birkaç tane olmuştur kesildi falan diye haberler de geldi ama Bayramdan sonra baktım ki kapılarının önündeki arabaların markaları değişmiş yeni sıfır arabalar vs..

Maalesef bu şekilde Din İstismarı çok yapılıyor bunlara da çok dikkat etmemiz lazım öyle her önünüze gelene Kurban vekaleti, vermeyin bir de bazı guruplar artık bunu çok istismar ettiler yok Peygambere Kurban yok bilmem şuna Kurban buna Kurban yok efendim artık tam Kurban kesemiyorsan çok küçük parçalar… BU din istismarı Dünyanın en çirkin istismarıdır buna asla (geçit) vermeyin bu insanlar Dini kullanarak Milleti sömürüyorlar. Buna engel olalım Lütfen… Yoksa sana on tane Kurban yazdım sana yirmi tane… Sen kim oluyorsun? Bir tane bile vermeyin bu tip insanlara çok bildiğiniz güvendiğiniz kişilere verebilirsiniz götürsün kessinler ama bunlar tabi öyle üç kağıtçılık yapıyorlar ki Milleti kandırabiliyorlar.

  • Şimdi Peygamberimiz Namaz kılmadıysanız Kurbanı mı Namazı mı tekrarlayın veya?

Bayram günü Bayram Namazından önce Kurbanlarını kesmiş olanların, Bayram Namazından sonra kesmelerini söylüyor Rasulullah. O Kurban bayram Namazının  kılındığı yerler için..

  • Kişi Namazı kılmadı mesela dört günde, kişi Namaz kılmadığı halde Kurban kesebilir mi?

Kişinin Namaz kılmaması değil, bir kere Müslümanın Namaz kılmaması kabul edilemez. Bir Müslüman Namaz kılmıyor, kelimesi ağzımıza bile gelmemesi lazım. Müslüman ise Namazını kılar kardeşim. Müslümanlık kendi keyfine bırakılmış değil ben Müslümanım ama Namaz kılmıyorum… Böyle bir saçmalık olmaz. Müslümansan kılarsın Namazını, öyle sana göre özel bir din yok. Buradaki Namazını kılıp kılmama meselesi değil. Kurban bayramı birinci günü Kurban bayramı namazı kılınan yerde; Kurbanın Namazdan sonra kesilmesi ile alakalı dır.

BİTTİ

Tüm Mukayeseli Fıkıh Müzakereleri
# İçerik Adı Yayınladığı Tarih Görüntülenme
1 Kitaba Çağrı 16 Eylül 2017
2 Kurban İbadeti 24 Ağustos 2017
3 Hadislerin Derlenmesinde İran Etkisi 19 Ağustos 2017
4 Diyanetin Fetö Raporu: Bu din bu hale nasıl geldi? 14 Ağustos 2017
5 Hilal, Fitre ve Bayram 28 Haziran 2017
6 Nebi’mizin Ramazan Hayatı 12 Haziran 2017
7 İmsak Ölçüleri 27 Mayıs 2017
8 Dini Siyasete Alet Etmek 20 Mayıs 2017
9 Nebilere Yüklenen Olağanüstü Özellikler 13 Mayıs 2017
10 Tarih Boyunca Nebilere Gösterilen Tepkiler 6 Mayıs 2017
11 Yanlış Şeriat Algısı Suç ve Ceza 29 Nisan 2017
12 Kapitalizmin Sonu 15 Nisan 2017
13 Faiz Bağlamında Modern Finansal Ürünler 8 Nisan 2017
14 Hadislere Bakışımız Nasıl Olmalı 1 Nisan 2017
15 Haram Aylar 25 Mart 2017
16 Kur’an’cılık Tehlikesi 1.Bölüm 20 Mart 2017
17 Din ve Devlet İlişkileri 1.Bölüm 11 Mart 2017
18 Cuma Namazı ve Hutbe’si 4 Mart 2017
19 Kur’an’a Göre Sihir Kavramı 25 Şubat 2017
20 Abese Suresi Bağlamında Nebi’mizin Korunmuşluğu 18 Şubat 2017
21 Ev İçi Mahremiyet Kuralları 11 Şubat 2017
22 Örtünme İle İlgili Hükümler 4 Şubat 2017
23 Baş Örtüsü ve Örtünme 28 Ocak 2017
24 Kur’an’nın Çözüm Üretmedeki Yeri 21 Ocak 2017
25 Yahudileri Gölgede Bırakan Hileler 16 Ocak 2017
26 Müslümanlar’da Allah’a Güven Krizi 31 Aralık 2016
27 Müslümanlığımızı Gözden Geçirme İhtiyacı 24 Aralık 2016
28 Ümmet Olamamanın Ağır Bedeli 17 Aralık 2016
29 Tarihsellik İddialarında Cezalar Örneği 10 Aralık 2016
30 Mezhepçiliğin Doğurduğu Acı Sonuçlar 3 Aralık 2016
31 Kur’an’nın Tarihselliği İddiası ve Miras Konusu 26 Kasım 2016
32 Takiye (Kimliği Gizleme) 19 Kasım 2016
33 Faiz ve Güncel Meseleler 12 Kasım 2016
34 Mehdi Gelicek mi ? 7 Kasım 2016
35 Hz. İsa Gelecek mi? 31 Ekim 2016
36 Çağdaş Ulemanın Usulsüzlüğü 22 Ekim 2016
37 Dinsel Çoğulculuk 15 Ekim 2016
38 Son Kitabı Devre Dışı Bırakma Projesi, Dialog 8 Ekim 2016
39 Fıtrat Zemininde Buluşma 1 Ekim 2016
40 Nisa 34. Ayet Bağlamında Kadına Şiddet 24 Eylül 2016
41 Kurban İbadeti 10 Eylül 2016
42 Kadının Dövülmesi 3 Eylül 2016
43 Kur’an’a Göre Hükmetmek 27 Ağustos 2016
44 15 Temmuz Darbe Gecesine Kurani Bir Bakış 20 Ağustos 2016
45 Paralel Dinin Olmazsa Olmazı Aracılık – 1 13 Ağustos 2016
46 Müslüman Gayrimüslim İlişkileri 2 Temmuz 2016
47 Zekat 25 Haziran 2016
48 Oruçla İlgili Hükümler 18 Haziran 2016
49 Uydurulan Dinde Yatsı Sonu, Seher ve İmsak Vakti 4 Haziran 2016
50 Uydurulan Dinde Mut’a Nikahı 28 Mayıs 2016
51 Uydurulan Dinde Şartlı Talak 21 Mayıs 2016
52 Uydurulan Dinin Dayatması Olarak Çocukların Evlendirilmesi 7 Mayıs 2016
53 Kölelik ve Cariyelik Mezheplerin Dayatması mı? 30 Nisan 2016
54 Musa Hızır Kıssasının Evrensel Mesajı 23 Nisan 2016
55 Sünnetin Delil Değeri 16 Nisan 2016
56 Kira Sertifikaları Faizsiz Ürün mü? 9 Nisan 2016
57 Suç-Ceza Dengesi Açısından Cinsel İstismar 2 Nisan 2016
58 Boşanma Konusunda Allah’ın Koyduğu Sınırlar 26 Mart 2016
59 Allah’ın Koyduğu Sınırlar Nasıl Aşıldı 19 Mart 2016
60 Muhsana, Kadına Pozitif Ayrımcılık 13 Mart 2016
61 İnsanlar ile Cinlerin Ortak Özellikleri 5 Mart 2016
62 Nebiler Günahtan Korunmuş mudur? 27 Şubat 2016
63 Bedir Savaşı Örneğinde Nebi ve Resul Farkı 20 Şubat 2016
64 Dinde Haram-Helal Koyma Yetkisi 13 Şubat 2016
65 Cinler 6 Şubat 2016
66 İlk İnsanın Yaratılışı 30 Ocak 2016
67 İnsanı İnsan Yapan Özellikler 23 Ocak 2016
68 Allah’ı İkinci Sıraya Koymak 16 Ocak 2016
69 Şirkle İman Arasındaki Kararsızlık 9 Ocak 2016
70 Mehdi Beklentisi 2 Ocak 2016
71 Her İnsan Allah’ı Bilir 26 Aralık 2015
72 Fıkıh Müzakereleri | Her İnsan Allah’ı Bilir 26 Aralık 2015
73 Bir Sömürü Aracı Olarak Halifelik – 2 19 Aralık 2015
74 Bir Sömürü Aracı Olarak Halifelik 12 Aralık 2015
75 Kur’ân’da Dindarlık 5 Aralık 2015
76 Tarih Boyunca Bir Siyasi Baskı ve Ötekileştirme Aracı Olarak Zındıklık 28 Kasım 2015
77 Geleneğe Göre Dinden Dönmenin Hükmü (Bölüm 2) 21 Kasım 2015
78 Geleneğe Göre Dinden Dönmenin Hükmü (Bölüm 1) 21 Kasım 2015
79 Kur’an’a Göre Dinden Dönmenin Hükmü 16 Kasım 2015
80 Kur’an’da Zina Suçu Ve Cezası 7 Kasım 2015
81 Tağut Doğru Yolun Üstünde Oturur 31 Ekim 2015
82 Hadis Uydurma Faaliyetleri 24 Ekim 2015
83 Kader İnancı Ve Nesih 17 Ekim 2015
84 Resulullah Sonrası Siyasi Gelişmeler 10 Ekim 2015
85 Nesih 3 Ekim 2015
86 Hac Ve Kurban 19 Eylül 2015
87 Terör Olayları Karşısında Nebevi Siyaset 12 Eylül 2015
88 Dinde Özgürlük 5 Eylül 2015
89 Dine Uyma Yerine Dini Kendine Uydurma 4 “Cariyelik” 29 Ağustos 2015
90 Dine Uyma Yerine Dini Kendine Uydurma 3 “Cariyelik” 22 Ağustos 2015
91 Dine Uyma Yerine Dini Kendine Uydurma 2 “Kitap Algısı” 15 Ağustos 2015
92 Dine Uyma Yerine Dini Kendine Uydurma 8 Ağustos 2015
93 Nebimizin Yürüttüğü Dış Politika 1 Ağustos 2015
94 Kadir Gecesi ve İmsak Vaktine Tavırlar 11 Temmuz 2015
95 Zekat 4 Temmuz 2015
96 Oruç İbadeti 2 27 Haziran 2015
97 Oruç İbadeti 20 Haziran 2015
98 Kutup Bölgelerinde İftar ve İmsak Vakitleri 13 Haziran 2015
99 Emtia Borsalarındaki İşlemlerin Fıkhi Hükmü 6 Haziran 2015
100 Kur’ân’a Göre Gece-Gündüz 30 Mayıs 2015
101 Prof. V. A. Yefimov’la Yapılan Toplantının Değerlendirilmesi 23 Mayıs 2015
102 İsra ve Mirac 16 Mayıs 2015
103 Berzah Alemi 2 9 Mayıs 2015
104 Berzah Alemi 2 Mayıs 2015
105 Enflasyon ve Faiz 25 Nisan 2015
106 İşsizlik Probleminin Kaynağı 18 Nisan 2015
107 Peygamberimizin Öldürülmesini Emrettiği Kişiler Hakkındaki Rivayetler 4 Nisan 2015
108 Faizsiz Sistemin İlkeleri (Zekat-Faiz Karşılaştırması) 28 Mart 2015
109 Faizsiz Sistemin İlkeleri – Faizsiz Bankacılık 28 Mart 2015
110 Faizsiz Sistemin İlkeleri (Enflasyon) 21 Mart 2015
111 Faizsiz Sistemin İlkeleri (Bankacılık) 14 Mart 2015
112 Faizsiz Sistemin İlkeleri 7 Mart 2015
113 Tecavüz Suçunun Cezası 28 Şubat 2015
114 İdam Cezası ve Kıssas Tartışmaları 21 Şubat 2015
115 Ceza Hukukunun Genel Prensipleri 14 Şubat 2015
116 Kur’ân’da Ruh Kavramı 7 Şubat 2015
117 İcmanın Delilleri ve Değerlendirilmesi 24 Ocak 2015
118 Fıkıh Müzakereleri | Ceza Hukukunun Genel Prensipleri 17 Ocak 2015
119 Nebiye Hakaretin Cezası 10 Ocak 2015
120 Noel ve Mevlid Kandili Kutlamalari 3 Ocak 2015
121 Kelime Oyunları ve Şeb-i Arus 27 Aralık 2014
122 Evlilik Nedeniyle Ortaya Çıkan Haramlık 20 Aralık 2014
123 Talak’ın Şarta Bağlanması 13 Aralık 2014
124 Kadının Boşanma Hakkı 6 Aralık 2014
125 Boşanmanın Hükümleri 29 Kasım 2014
126 Küçüklerin Evlendirilmesi 22 Kasım 2014
127 İslam Hukuku-Roma Hukuku Karşılaştırması 15 Kasım 2014
128 Beni Kureyza Yahudileri ve Esirlerin Öldürülmesi 8 Kasım 2014
129 İslâm Miras Hukukunda Kelâle 3 Kasım 2014
130 Batı Güdümlü İslam Anlayışında Kur’an Sünnet Algısı – 2 25 Ekim 2014
131 Batı Güdümlü İslam Anlayışında Kur’an Sünnet Algısı 18 Ekim 2014
132 İslam Alimlerinin Işid’e Gönderdikleri Mektubun Eleştirisi 11 Ekim 2014
133 Kurban İbadeti 27 Eylül 2014
134 Birbirimizden yardım istemek şirk midir? 9 Ağustos 2014
135 Nafile Oruç 2 Ağustos 2014
136 Zekat ve Fitre 26 Temmuz 2014
137 Kadir Gecesi 19 Temmuz 2014
138 Tarihi gelişimi ve Hükümleri Açısından İtikaf 12 Temmuz 2014
139 Yatsının Son Vakti 5 Temmuz 2014
140 Vakti Dışında Namaz, Süresinden Fazla Oruç 28 Haziran 2014
141 Bakara 187. Ayet Işığında Oruç İbadeti 21 Haziran 2014
142 Kimler Oruç Tutabilir 14 Haziran 2014
143 Orucun Tarihi ve Meşruiyeti 7 Haziran 2014
144 Ecel ve Şehitlik – Sorular ve Cevaplar 24 Mayıs 2014
145 Ecel ve Şehitlik 17 Mayıs 2014
146 Seferilik Mesafesi ve Müddeti 10 Mayıs 2014
147 Yolculukta Namaz – 2 26 Nisan 2014
148 Dinden Dönmek 19 Nisan 2014
149 Yolculukta Namaz 5 Nisan 2014
150 Namazı Terketmenin Hükmü 29 Mart 2014
151 Namazda Zikir 8 Mart 2014
152 Kadınların Cemaate Katılması 1 Mart 2014
153 Cemaatle Namaz – 2 22 Şubat 2014
154 Cemaatle Namaz 15 Şubat 2014
155 Sehiv Secdesi 8 Şubat 2014
156 Namazı Bozan Haller – 2 1 Şubat 2014
157 Namazı Bozan Haller 18 Ocak 2014
158 Cumanın Farzından Önceki ve Sonraki Sünnetler 11 Ocak 2014
159 Cuma Hutbesi 4 Ocak 2014
160 Cuma Namazı 28 Aralık 2013
161 Sünnet Namazları 21 Aralık 2013
162 Vitir Namazı 14 Aralık 2013
163 Teheccüd Namazı 7 Aralık 2013
164 Kur’an’da Melek ve Cin Kavramları – Sorular 23 Kasım 2013
165 Kur’an’da Melek ve Cin Kavramları – 2 18 Kasım 2013
166 Kur’an’da Melek ve Cin Kavramları 2 Kasım 2013
167 Cezanın Amacı Açısından Mağdur Hakları 26 Ekim 2013
168 Bayram Namazı ve Teşrik Tekbirleri 12 Ekim 2013
169 Tarihi, Amacı ve Ahkamı Yönüyle Kurban 5 Ekim 2013
170 Kur’an’da Münafıkların Durumu – 2 28 Eylül 2013
171 Kur’an’da Münafıkların Durumu 21 Eylül 2013
172 Günümüz İslam Dünyasının Problemleri 14 Eylül 2013
173 Bedel Hac – Doç.Dr. Servet Bayındır 7 Eylül 2013
174 Allah’ın Bilgisi ve Kader 24 Ağustos 2013
175 Mısırdaki Müslümanların Durumu 17 Ağustos 2013
176 Kadir Gecesi 3 Ağustos 2013
177 İmsak Tartışmaları 27 Temmuz 2013
178 Kutup Bölgelerinde İbadet Vakitleri 20 Temmuz 2013
179 Kader 19 Ocak 2013
180 Kıyamet Alametleri 22 Aralık 2012
181 Kur’an Sünnet Bütünlüğünde Kurban İbadeti 20 Ekim 2012
182 Kur’an Sünnet Bütünlüğünde Hac İbadeti 13 Ekim 2012
183 Faiz-Zekat İlişkisi 6 Ekim 2012
184 Namazların Birleştirilmesi 29 Eylül 2012
185 İslama Yönelik Saldırılar 22 Eylül 2012
186 Alternatif Bir Finansal Ürün Olarak Kira Sertifikaları(SUKUK) 15 Eylül 2012
187 Öğle ve İkindi Namazlarının Vakitleri 8 Eylül 2012
188 Yatsı Namazı Vaktinin Bitişi 1 Eylül 2012
189 Kur’an’a Göre Gelenek 25 Ağustos 2012
190 Bayram Namazı ve Fitre 18 Ağustos 2012
191 Televizyondan Kabe İmamına Uyulabilir mi? 11 Ağustos 2012
192 Ramazan Ayının İnsana Sunduğu Fırsatlar 4 Ağustos 2012
193 İmsak Vakti ve Seher – 2 28 Temmuz 2012
194 İmsak Vakti ve Seher 21 Temmuz 2012
195 Nesih, Kıblenin Değişmesi Örneği 23 Haziran 2012
196 İsra ve Miraç 16 Haziran 2012
197 Uydurma Hadisler – Harun Ünal 9 Haziran 2012
198 Sezaryen Doğum 2 Haziran 2012
199 Vahiy – Sünnet İlişkisi 26 Mayıs 2012
200 Nesih Kavramı 19 Mayıs 2012
201 Din ve Tıp Açısından Sünnet 14 Mayıs 2012
202 Din ve Müzik 5 Mayıs 2012
203 Hadislerin Kur’an’a Arzı 28 Nisan 2012
204 Türkiye’de Kutlu Doğum Etkinlikleri 21 Nisan 2012
205 Allah’ın Elçisini Doğru Anlamak 14 Nisan 2012
206 Kur’an Öncesi Mekke Toplumu 7 Nisan 2012
207 Faizsiz Bankacılğın Problemleri 31 Mart 2012
208 Hz.Muhammed’in(S.A.V.) Tebyin Görevi 24 Mart 2012
209 İslam ve Türk Medeni Kanunu(TMK) Miras Sistemlerinin Mukayesesi 17 Mart 2012
210 Kur’an’a Göre Tağut Kavramı 10 Mart 2012
211 Farklı İnançların Birlikte Yaşamasının Doğal Kuralları 3 Mart 2012
212 Kur’an’a Göre Resule İman, İtaat ve İttiba 25 Şubat 2012
213 Organ Nakli 18 Şubat 2012
214 Sebeb-i Nüzul Meselesi 11 Şubat 2012
215 Daru’l-Harbde Faiz 4 Şubat 2012
216 İftida 28 Ocak 2012
217 Talak (Boşanma) 21 Ocak 2012
218 Gayrimüslimlerle Evlilik 14 Ocak 2012
219 A’raf Ehli 7 Ocak 2012
220 Müminler Cehenneme Girecekler Mi? – 2 31 Aralık 2011
221 Müminler Cehenneme Girecekler Mi? 24 Aralık 2011
222 Çocukların Evlendirilmesi 17 Aralık 2011
223 İnanç Özgürlüğü 10 Aralık 2011
224 Evliliğin Denetlenmesi 3 Aralık 2011
225 Adetli Kadın Kur’an’a Dokunabilir mi? 26 Kasım 2011
226 Hz.İsa’yı(a.s.) Geri Getirmek İsteyenlerin Hedefi 19 Kasım 2011
227 Nebi ve Resul Kavramları 12 Kasım 2011
228 Kurban Bayramına Nasıl Hazırlanmalıyız? 5 Kasım 2011
229 İcma Delili ve Değerlendirilmesi 22 Ekim 2011
230 Vekaletle(Bedel) Hac 15 Ekim 2011
231 İhram Yasakları 8 Ekim 2011
232 Kadınların Yolcuğu 1 Ekim 2011
233 Kur’an ve Sünnet Işığında Hac İbadeti 24 Eylül 2011
234 Faiz Anlayışı 10 Eylül 2011
235 Bayram Namazı 27 Ağustos 2011
236 İmsak Vakti 20 Ağustos 2011
237 Teravih Namazı Konusunda Diyanet’e Cevap 13 Ağustos 2011
238 Oruç Tutamayanlar Ne Yapmalı? 6 Ağustos 2011
239 Güneşin Batmadığı Yerlerde Namaz Vakitleri 2 Temmuz 2011
240 Yatsı Namazının Vakti 7 Mayıs 2011
241 Allah’ın İndirdikleri İle Hükmetmeyenler – 2 30 Nisan 2011
242 Allah’ın İndirdikleri İle Hükmetmeyenler 23 Nisan 2011
243 Günahlarla İlgili Kavramlar – 2 2 Nisan 2011
244 Günahlarla İlgili Kavramlar 26 Mart 2011
245 Büyük Günahlar – 3 19 Mart 2011
246 Büyük Günahlar Nelerdir? 12 Mart 2011
247 Büyük Günah İşleyenlerin Durumu 5 Mart 2011
248 Ye’cüc ve Me’cüc 26 Şubat 2011
249 Dabbetü’l-Arz 19 Şubat 2011
250 Tarikatlarda Vesile ve Tevessül 12 Şubat 2011
251 Evliyanın Yardımı İle İlgili İddialar – 2 5 Şubat 2011
252 Kutuplarda Namaz Vaktinin Tespiti 29 Ocak 2011
253 Evliyanın Yardımı İle İlgili İddialar 22 Ocak 2011
254 Kâlû Belâ Olayı Hakkında Sorulan Sorular – 2 1 Ocak 2011
255 Kâlû Belâ Olayı Hakkında Sorulan Sorular 25 Aralık 2010
256 Mehdi İnancı 18 Aralık 2010
257 Kur’an’a Göre Zekat Oranları 4 Aralık 2010
258 Artan Malı İnfak Etme 27 Kasım 2010
259 Vitr Namazı 13 Kasım 2010
260 Bayram Namazları 6 Kasım 2010
261 Sehiv Secdesi – Mukayeseli Fıkıh Dersleri 30 Ekim 2010
262 Kurban İle Alakalı Sorular 23 Ekim 2010
263 Hac Farklı Aylarda Yapılabilir mi? – Fıkıh Dersi 9 Ekim 2010
264 Başkasının Yerine Hacc Yapmak 2 Ekim 2010
265 Hilal İle İlgili Sorulan Sorular 25 Eylül 2010
266 Cariyeler İle İlgili Sorulan Sorular 18 Eylül 2010
267 ORUÇ BOZMANIN CEZASI 4 Eylül 2010
268 Zekat 28 Ağustos 2010
269 İmsak ve Yatsı Vakitleri – 2 21 Ağustos 2010
270 İmsak ve Yatsı Vakitleri 14 Ağustos 2010
271 İsra ve Miraç -2 10 Temmuz 2010
272 İsra ve Miraç -1 3 Temmuz 2010
273 İcma’a Delil Getirilen Hadisler 26 Haziran 2010
274 İcma 19 Haziran 2010
275 Başörtüsü ve Örtünme 12 Haziran 2010
276 Mezheplerin Tutarlılığı 29 Mayıs 2010
277 Asabe Siyaset İlişkisi (Kızın Çocuklarının Mirasçılığı Örneği) 22 Mayıs 2010
278 Kur’an’ı Açıklama Usulü 15 Mayıs 2010
279 Kartepe Programı Değerlendirme 5 Mayıs 2010
280 Abdestte Ayakların Mesh Edilmesi 24 Nisan 2010
281 Hudeybiye’den Geri Kalanlar 13 Nisan 2010
282 Peygamberimizin Zeynep (ranha) ile Evliliği 3 Nisan 2010
283 Bedir Savaşı 20 Mart 2010
284 Kur’an Sünnet Bütünlüğü: Allah’ın İzni Meselesi 13 Mart 2010
285 Vahiy Çeşitleri 6 Mart 2010
286 Kadınların Özel Halleri 11 Şubat 2010
287 Kur’an’a Göre Zekat Nispeti 6 Şubat 2010
288 Vahy-i Gayr-i Metlüv’e Dair Getirilen Deliller -1 30 Ocak 2010
289 Iskat (Ölen Kimseyi İbadet Borçlarından Kurtarmak) 16 Ocak 2010
290 Dini Tebliğ ve Uygulamada Cebrailin Rolü -2 2 Ocak 2010
291 Dini Tebliğ ve Uygulamada Cebrail’in Rolü 26 Aralık 2009
292 Kuran ve Sünnet Bütünlüğü – Kurban 21 Kasım 2009
293 Kuran ve Sünnet Bütünlüğü – Kıble Meselesi -2 14 Kasım 2009
294 Kuran ve Sünnet Bütünlüğü – Kıble Meselesi -1 7 Kasım 2009
295 Kuran ve Sünnet Bütünlüğü – Kur’anı Anlama 31 Ekim 2009
296 Kuran ve Sünnet Bütünlüğü – Yolculukta Namazin Kısaltılması Örneği 24 Ekim 2009
297 İsa Aleyhisselam Tekrar Gelecek mi? -2 17 Ekim 2009
298 İsa Aleyhisselam Tekrar Gelecek mi? 1-1 10 Ekim 2009
299 İsa Aleyhisselam Tekrar Gelecek mi? 1-2 10 Ekim 2009
300 Hanefi Mezhebinin İçki ile İlgili Görüşleri -1 3 Ekim 2009
301 Hanefi Mezhebinin İçki ile İlgili Görüşleri -2 3 Ekim 2009
302 Mirasta Avliye Meselesi -1 26 Eylül 2009
303 Mirasta Avliye Meselesi -2 26 Eylül 2009
304 Kasten Orucu Bozanın Cezası -1 12 Eylül 2009
305 Kasten Orucu Bozanın Cezası -2 12 Eylül 2009
306 Oruç Keffareti -1 29 Ağustos 2009
307 Oruç Keffareti -2 29 Ağustos 2009
308 Adetli Kadının Orucu -1 22 Ağustos 2009
309 Adetli Kadının Orucu -2 22 Ağustos 2009
310 Hastaların Orucu -1 15 Ağustos 2009
311 Hastaların Orucu -2 15 Ağustos 2009
312 Namazda Örtünme / 2-1 8 Ağustos 2009
313 Namazda Örtünme / 2-2 8 Ağustos 2009
314 Namazda Örtünme / 1-1 1 Ağustos 2009
315 Namazda Örtünme / 1-2 1 Ağustos 2009
316 Kur’an’da Örtünme -1 18 Temmuz 2009
317 Kur’an’da Örtünme -2 18 Temmuz 2009
318 Gayrimüslimlerle Evlilik -1 11 Temmuz 2009
319 Gayrimüslimlerle Evlilik -2 11 Temmuz 2009
320 Müşriklerle Evlilik -1 4 Temmuz 2009
321 Müşriklerle Evlilik -2 4 Temmuz 2009
322 Ehli Kitap ve Müşrikler -1 27 Haziran 2009
323 Ehli Kitap ve Müşrikler -2 27 Haziran 2009
324 Hayvan Kesimi / 2-1 20 Haziran 2009
325 Hayvan Kesimi / 2-2 20 Haziran 2009
326 Hayvan Kesimi -1 13 Haziran 2009
327 Hayvan Kesimi -2 13 Haziran 2009
328 Helal Gıda ve Jelatin Konusu -1 6 Haziran 2009
329 Helal Gıda ve Jelatin Konusu -2 6 Haziran 2009
330 Nafile Namazlar -1 9 Mayıs 2009
331 Nafile Namazlar -2 9 Mayıs 2009
332 Vitir Namazı -1 2 Mayıs 2009
333 Vitir Namazı -2 2 Mayıs 2009
334 Kur’an’ın Genel Açıklaması -1 25 Nisan 2009
335 Kur’an’ın Genel Açıklaması -2 25 Nisan 2009
336 Namazın Mekruhları -1 11 Nisan 2009
337 Namazın Mekruhları -2 11 Nisan 2009
338 Namazı Bozan Şeyler -1 4 Nisan 2009
339 Namazı Bozan Şeyler -2 4 Nisan 2009
340 Namazda Konuşmak -1 28 Mart 2009
341 Namazda Konuşmak -2 28 Mart 2009
342 Namazda Abdestin Bozulması / 2-1 21 Mart 2009
343 Namazda Abdestin Bozulması / 2-2 21 Mart 2009
344 Namazda Abdestin Bozulması / 1-1 14 Mart 2009
345 Namazda Abdestin Bozulması / 1-2 14 Mart 2009
346 Namazda İmamlık / 3-1 28 Şubat 2009
347 Namazda İmamlık / 3-2 28 Şubat 2009
348 Namazda Saf Düzeni -1 21 Şubat 2009
349 Namazda Saf Düzeni -2 21 Şubat 2009
350 Namazda İmamlık / 2-1 14 Şubat 2009
351 Namazda İmamlık / 2-2 14 Şubat 2009
352 Namazda İmamlık / 1-1 7 Şubat 2009
353 Namazda İmamlık / 1-2 7 Şubat 2009
354 İmamın Arkasında Kıraat -1 24 Ocak 2009
355 İmamın Arkasında Kıraat -2 24 Ocak 2009
356 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 4-1 17 Ocak 2009
357 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 4-2 17 Ocak 2009
358 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 3-1 10 Ocak 2009
359 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 3-2 10 Ocak 2009
360 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 2-1 3 Ocak 2009
361 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 2-2 3 Ocak 2009
Kuran Dersi Canlı Yayın