Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Son birkaç senedir Türkiye’de tartışılmaya başlamış bir husus var insanlar meal okumaya başladıktan sonra, bir işte Müslümanlar cehenneme gidecek mi, gitmeyecek mi? İki oradan cehenneme gidenler oradan çıkarılırlar mı orada kalırlar mı meselesi. Bunu geçen hafta tartışmasını yapmıştık. Ali Rıza hocayla buraya uzaktan Amasya’dan sohbete katılmış İbrahim SARMIŞ hoca Müslümanların, Ali Rıza hoca Müslümanların cehenneme gitmeyeceğini söyledi, İbrahim SARMIŞ hocada cehenneme gidenlerin bir daha çıkmayacaklarını söyledi. Aslında tam tamına aynı görüşü paylaşmıyorlarsada bir şekilde bir ittifakları oldu. Bir şekilde yani sanki aynıymış gibi bir görüş oldu. Bizde geleneksel görüşün kitap ve sünnet kaynaklı doğru bir görüş olduğu kanaatiyle ilgili ayetleri okuduk ve bu haftada yine aynı tartışmaya devam edeceğiz. Yine geçen hafta olduğu gibi bu haftada Ali Rıza hocayı dinleyerek başlayacağız. Buyrun hocam. Evet Ali Rıza Demircan hocayı tanımayan yok; Onu tanıtmaya gerek yok.
Ali Rıza DEMİRCAN
Euzubillahimineşşeytanirracim, bismillahirrahmanirrahim. Elhamdülillahi Rabbil Alemin, esselatü vesselamü ala Resulina Muhammed ve ala alihi ve ashabihi ecmain. Geçen haftaki sunumumuzu özetleyerek konuya gireyim. Öteden beri kabul olunan üzerinde ittifak edilen gerçek şudur; islami ölçülere göre iman eden ve bu imanın gerektirdiği amelleri yapanlar doğrudan cennete girecekler ve orada ebedi kalacaklardır, hocam bir ricam olsun, kafirler konusunu da bir gündeme getirelim. Çünkü kafirler bir milleti vahidedir fakat küfrün değişik biçimleri var. Dolayısıyla bağımsız bir konu, ancak kısaca girelim. Kafirler ise doğrudan cehenneme girecekler ve cehennemde ebedi kalacaklar. Bu iki konuda ittifak var. Bir üçüncü konu Müslümanlar imanlarını korumuş olsalar dahi cehenneme girecekler mi. Cehenneme gireceklerini kabul etsek çıkacaklar mı çıkarılacaklar mı? Hadisler bize şunu gösteriyor evet günahkar Müslümanlar günahları ölçüsünde cehennem azabına uğrayacaklar ve bir süre azab gördükten sonra cehennemden çıkarılacaklar, hadisler bu konuyu açıklıyor ancak benimde çok uzun yıllardan beri yöntemim, bu yöntemi Süleymaniye Vakfı daha bir sistematik bir hale getirdi, herhangi bir konu, iman dahil, islama mal edilecek islam adına sunulacaksa o konunun kuran ayetleriyle müdellel hale getirilmesi gerekir. Benim şahsen bu güne kadar olan çalışmalarımla yüzde yüz olarak bu hadislerle mübeyyen olan konuyu ayetler ışığında yüzde yüz netleştirme imkanım olmadı, ancak olan var mı bugüne kadar olanı da görmedim.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Geçen hafta görmediğin için bu hafta göreceksin.
Ali Rıza DEMİRCAN
Yok geçen haftada görmedik ve ben bu hafta daha bir güçlü olarak geldiğimi sanıyorum, daha net göstereceğim gibi geliyor bana. Şimdi aziz kardeşlerim bu girişten sonra soruyu soralım. Cehenneme kim girecek? Şimdi biz bildiğimizi sanıyoruz da öyle değil. Bendeniz şöyle bir baktım. Çünkü bu nokta tebeyyün etmezse konuyu açıklığa kavuşturamayız. Öyle iki ayet bir aradan almak yetmiyor ya da istihadi yorumlar kafi gelmiyor. Şimdi kuran birbirini nakzetmediğine göre Leyl suresinin 16. İla 20. Ayetlerine baktığımız zaman estauzubillah “fe enzertüküm naren telezza la yesleha illel eşka” ben sizi alevli bir ateşle korkutuyorum, la yesleha o ataşe girmeyecek illel eşka eşka olanlar, burada bir tahsis var, vurgu var o ateşe ancak ancak eşka olanlar girecekler, bu kuranın beyanı, şimdi diyeceksiniz ki hocam bu eşka ne, bu eşka kimlerden oluşuyor, bu ayetin devamında bir açıklama var, nedir o da? La yesleha illel eşka, ellezi kezzebe ve tevella, o eşka cehenneme ateşe girecek eşka, yalanlayan, kaziyle yalanlayan, kafası ile yalanlayan ve de islami evahir ve nevahi ile karşılaştığında sırt çeviren, demek ki hem yalanlama var hem de islami değerlere sırt dönme var. Şimdi bu bir tanım cehenneme gireceklerin birinci tanımı bu, ikinci tanımı biz ala suresinde görüyoruz “fezekkir in nefeatizzikra” (ala 9) öğüt fayda verecekse ey peygamber fayda ver, “seyezzekkeru men yahşa”(ala 10) yaradana iman eden ahiret hayatına inanan o ahiret hayatının sorgulamasından ürperen azabından korkan, onlar öğüt alırlar, “ve yetecennebüleşka” eşka ise o alınması gereken öğütlerden ne yaparlar uzaklaşırlar. Bu iki tanımı birleştirelim cehenneme girecekler; tekzip edenler, islami gerçekleri iman esaslarını yalanlayanlar, arka çevirenler , evamir ve nevahiye ve peygamberlerin ana tebliğlerinden uyarı almaları gerekirken öğütlenmeleri gerekirken öğüt almayan verilen öğütlerden sunulan mesajlardan uzaklaşanlar, şimdi bunu gördük , iki örnek daha vereyim, bir diğer örnek mülk suresine baktığımız zaman , kullema ulkiye fiyhefelcun(Mülk 8), her bir bölüm cehenneme atıldığında “seelehum hazenetuha” cehennem bekçileri onlara sorar ”elem yetiküm nezir” sizin burada ne işiniz var, size bir uyarıcı gelmedimi “kalu bela” evet geldi derler “kad caena nezirün” bize bir nezir geldi ama “fekezzebna” biz yalanladık “ve kulna” dedik ki “ma nezzelellahu min şey” öyle sizin dediğiniz gibi Allah vahy göndermiş, peygamberler göndermiş, emirler vermiş yasaklar vermiş yok böyle bir şey o sizin zannınız dedik, buradada cehennem azabına düşüren ne, iki şey islamın iman esaslarını tekzip ve de Allah emirler ve yasaklar göndermedi böyle bir şey yok demeleri. Bir ayet daha sunayım ve ayetlerden bir geçiş yapalım, yani müthiş biz bunları böyle tarih aktarır gibi aktarıyoruz fakat kuran müthiş ifadeler var yani mümini sarsacak ifadeler var, ama biz nedense ilahiyatçıların en büyük zaafıdır, yani olayı biz bir tarih kitabı bir coğrafya gibi okuyoruz. “bel kezzebu bisaah” onlar saati kıyameti yalanladılar. “ve atedna li men kezzebe bis saatis saira” bizde o kıyameti yalanlayanlar için bu yakıcı azabı hazırladık. Müthiş ben öyle mecazidir öyle demiyorum. “iza raethum min mekanin baidin” o cehennem o ateş onları uzaktan gördüğü zaman “semiu leha tegayyuzan ve zefira”(Furkan 12) onun gayzını ve “zefir” neydi hocam.
Prof. Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Bu körükte, körük şey alıyor ya körükle yanıyor ya ateş, oksijen bittikçe yukarıdan hava geliyor.
Ali Rıza DEMİRCAN
Onun öyle alev alev kudurgan bir biçimde ve.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Yani soba yanıyor ya çıkardığı bir ses varya o içeriye şeyin çıktığı.
Ali Rıza DEMİRCAN
“Ve iza ulkü minha mekanen dayyıkan mukarrenine deav hunalike subura” (Furkan 13) ve iza ulkü minha mekanen dayyıkan-o ateşin dar bir mekanına itildiklerinde mukarranin olarak zincirlere vurularak, deav hunalike subura-yetiş ey yokluk diya yalvaracaklar. Dün farkına vardım işte cehennem azabıda tek tür değil işte böyle birde yokluğun isteneceği azabın içinde yetiş ey helak diye feryatların koparılacağı bir bölümüde var.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Keşke ölsekte kurtulsak diyor öyle değil mi?
Ali Rıza DEMİRCAN
Yani “inna enzelnakum azaben kariyben yevme yenzurulmer’u ma kaddemet yedahu ve yekululkafiru ya leyteniy kuntu turaben”(Nebe 40) keşke toprak olaydık. Konumuz bu değil ama konumuzun bu olması lazım. Yani insanlar nasıl bakıyoruz biz bu işe ya. Rabbim cümlemize akıl fikir versin.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Amin.
Ali Rıza DEMİRCAN
Nasıl yani bu hayatı böyle. Efendim hadislere geçince iki hadis nakledeyim. Buda çok enteresan bize ışık tutacak bir hadis. Peygamberimiz buyuruyorlar ki; ibn.Kesir bunu Müsnedu Ahmedden aldığını beyanla bize aktarıyor; “la yedhurun naru illa şakiy” ayetle örtüşüyor. Ateşe ancak şakiy olanlar girecek. “kıyle ve men şakiy” dediler ki ya Resulullah şakiy kim? “ellezi” bakınız bu bana göre çok önemli bir hadis bu, çok önemli bir hadis.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Çünkü iddianızı ispatlıyor. Allah razı olsun.
Ali Rıza DEMİRCAN
Hocam müddahi olmazsak hiçbir şeyi ispat edemezsin. Evvela arkadaşlar hocam kapıyı açtı zamanından saymam, “amener resulü bima ünzile ileyh” resul kendisine indirilene iman etti. Evvela dava adamı anlattıklarına kendisi inanacak. Kendisi inanmadan, Abdulaziz hocayı nasıl inandıracaksın, iki haftadan beri kafayı şartlamış bir noktaya mümkün değil, oda diyor ki ben ispatlayacağım. İyi. Musademi efkardan ne çıkıyor? Barikayı hakikat diyorlar değil mi? “ellezi la yamelu bi taa” bana göre çok bir anahtar bir, şakiy kimdir ya Resulallah? “ellezi la yamelu bi taa” herhangi bir şey yaradana kulluktur, itaattir, emre imtizaldir diye şeyyapmıyor. “vela yetruku lillahi masiyeten” Allah’ın buyruğudur, yasağıdır diyipte hiçbir yasaktan da sakınmıyor. Bu müthiş bir şakiynin, cehenneme gireceğin müthiş bir tanımıdır, bu hadisi asla unutmamanızı rica ediyorum. Çünkü fevkalade anahtardır.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Kaydettim burayada hocam.
Ali Rıza DEMİRCAN
Afferin hocam. Yaşça büyük olduğum için aferin çekebiliyorum.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Birde çok yakın bir dostluğumuz var, çok sıkı bir dostluğumuz var.
Ali Rıza DEMİRCAN
Şükrümüzde mevlamıza hamdolsun. Şimdi bunu bir yere koyalım ve ikinci bir noktaya geçelim. Ama buda çok mühim. Şimdi Müslüman nasıl cehenneme düşer, ben diyorum ya Müslüman, yalnız şartım şu Müslüman imanını koruyarak can vermiş ise o cehennem azabına girmeyecek.
Prof. Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Zaten şart o.
Ali Rıza DEMİRCAN
Şimdi sevgili kardeşlerim bu iman eden insanlar, imanının akabinde iki türlü oluyor. İmanını akabinde iki türlü oluyor. Halbuki birinci türü, ya adam iman etmiş islami ölçülere göre ama biraz evvel hadisi zikrettik ya itaat yapmıyor, masiyettir kaçınmıyor, ne olur bu, bu adamı imanım var dediği sırada işlediği günahlar kalbini istila ede ede ede ede ede ne yapıyor kuşatıyor, adam şakiy oluveriyor. Ve hatat bihi, onun örneğini vereceğim şimdi, şimdi bu ayette şeyden sonra geliyor, anlamlıda, Yahudiler diyorlarki biz sayılı günler cehennem azabına uğrayacağız. Ayette onlara diyor ki ya Allah’tan siz bir söz mü aldınız? Nereden çıkardınız bu iddiayı? Yoksa Allah’a yalan mı isnat ediyorsunuz? Ondan sonra diyor ki “bela” hayır sizin sandığınız gibi değil. “men kesebe seyyieten” ben müfret olarak almıyorum bunu, şeye uymaz. Günahlar yapanlar yalnız, Yahya hoca, Fatih hoca şunu bir not alında, kuranda seyyie günahı kebairden değildir. Yani biz “inteçtenibu kebairametun evna anhu nukeffir antum seyyiatüküm dediğimize göre ki büyük günahların dışında, adam öldürme, şirk, zina gibi, burada da interesan, calibi dikkat oldu benim için. “bela” hayır öyle değil, “men kesebe seyyieten” kişi günahlar işler “ve ahadat bihi hatiyetuhu” onu kuşatırsa günahları “fevla yesabunnarhum fihaharicun” o cehennem azabından olur onlar ve orada ebedi kalıcıdırlar.
Prof.Dr. Servet BAYINDIR
Seyyiayi hata diyebilir miyiz? Oradaki ibareye
Ali Rıza DEMİRCAN
Kuranda tabi bunlara hataya da bakmak lazım tabi ama.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Bu konularla ilgili iki hafta ders yapmıştık. Bunlar birbirlerinin yerlerine de kullanılıyor, yani hepsi birbirinin yerine de kullanılıyor.
Ali Rıza DEMİRCAN
Hatiyleyle mi? Olabilir zaten o onu gösteriyor. Ama kebair meselesi benim dikkatimi çekti sadece şeyi verdim geçiyorum. Şimdi arkadaşlar
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Kebairde aynı zamanda seyyiedir.
Ali Rıza DEMİRCAN
Seyyiedir. Küçüğüdür, orta vasfı olanıdır zaten. Şimdi arkadaşlar bu yapıyor da bu şimdi birden bire bu ihata etmiyor, şimdi hani meşhur bir sözdür, herbir günah kafirliğe bir yoldur. Şimdi bakınız dikkatlerinizi birkaç ayete çekeceğim. Çok calibi dikkattir bu. Şimdi cennetlikler soracaklar, “ma selekekum fiy sekare”(Müddesir 42) sizi bu cehennem azabına düşüren ne oldu? Enteresan. “lem neku nut’ı minelmusalliyne”(Müddesir 43) namaz kılanlardan değildik diyecekler, “ve lem neku nut’ı mulmiskiyne”(Müddesir 44) yoksulları doyurmazdık diyecekler, “ve kunna nehudu maal haidin”(Müddesir 45) batıllara dalar giderdik ve garip yani dikkatinizi çekerim, “ve kunnâ nukezzibu bi yevmid dîn”(Müddesir 46) bakınız namazsızlık ve yoksulları doyurmama böyle eyyamgüderlik, günü gün etme politikaları nereye gidiyor? Cehenneme, küfre. Yani dini yalanlamaya götürüyor, bakınız amelsizlik, Allah bunu böyle namazsızlıkla imansızlığı, ahireti yalanlamayı esasen, hem iman ettim diyorsun, hem şey yok, ne yoksulu doyuruyorsun, ne ana ibadeti yapıyorsun ve eyyamgüderlik oradan oraya oradan oraya hiçbir meselen yok, o nereye götürüyor, ve kunna nukezzibu bi yevmid din. Sadece bu mu? Geçen hafta üzerinde hocamız durdu. “Fe halefe mim ba’dihim halfün edaus salate yettebeuş şehavati fe sevfe yelkavne gayya”(Meryem 59) Fe halefe mim baidihim halfu” yeni bir nesil geldi o peygamberlerinden sonra, edaussalate-namazı birkaç mana veriyorlar, namazın farziyetini inkar ettiler, cemaatle kılmadılar, aman sende olurda olmazda dediler, yettebeuşşehavati- bu yaygın yani dünyada kem alacakları tüm nefsani lezaize yöneldiler, e sonra ne oldu, işte “fe sevfe yel kavne gayya” işte böyle namazı zayi et şehvetlere dal ve buna devam et “la yamelu bi taa” herhangi bir itaat yapma, efendim şeyde işleme, basiyetten kaçınma sonra “le şakiy” şekavet bürür seni, çok manidar, şimdi fussilet suresine bakıyoruz, “Ellezîne lâ yû’tûnez zekâte ve hum bil âhireti hum kâfirûn”(fussilet 7) veveylül lil müşrikin-müşriklere veyl azabı, kim onlar ellezine la yu’tünez zekah- onlar zekatı vermezlerdi. Ya hemen şimdi dikkatinizi bir noktaya çekeceğim, bakınız zekatsızlık nereye götürüyor, Ellezîne lâ yû’tûnez zekâte ve hum bil âhireti hum kâfirûn-onlar ahireti de kafir oldular, ne anlıyoruz buradan şimdi, bir örnek daha vereyim hemen geçelim, İnnel munâfikîne yuhâdiûnallahe ve huve hâdiuhum, ve izâ kâmû ilâs salâti kâmû kusâlâ yurâunen nâse ve lâ yezkurûnallâhe illâ kalîlâ (Nisa 142) münafıklar Allah’ı aldatmaya kalkarlar, oysaki sadece kendilerini aldatırlar, namaza kalktıkları zaman tembel tembel kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar, Allah’ı çok az anarlar, dertleri zaten Allah’ı anmak değil, ne oluyor şimdi bakın, bakin şimdi ilahiyat talebeleri de namazda çok gevşeklik yapıyorlar, öyle, ben size söyleyeyim öyle doçentlik çalışması bilmemne, lisans üstü çalışma yok bilmemne, Ali Rıza hoca sizi kurtaramaz, Abdulaziz hoca da kurtaramaz biz kendi derdimize düşeriz, yani sizi unuturuz, böyle bir şey de yok, Allah böyle bir ruhsatta vermez, hani talebelerini insan severde bizim kurtaracağımız henüz kendimizi kurtardıysak, sizi uyarıyorum ilahiyatçıların önemli bir kısmı namazda aksaklık yapıyorlar, mümin kardeşlerimiz bu işi şakaya alıyorlar, bu işin şakaya alır tarafı yok. Siz dıfiye uğrarsınız yani iki kat ceza görürsünüz öyle çünkü biz bir toplumda şeyiz öyle o da kurtarmaz bu da kurtarmaz haber vereyim, amel, amel Hazreti peygamberin kızım benden malımı iste ama ben seni azaptan kurtaramam, ey peygamberin amcası ben seni azaptan kurtaramam, yani hiç bize güvenmeyin ona göre. Şimdi ne bu o namaza gevşek gevşek kalkmalar, riyakarlığı ön plana çıkarıpta efendim Allah’ı çok az anar olmak nereye götürüyor. Müzepzebine beyne zalik öyle bir noktaya getiriyor ki, la ilaha ula ve la ilaha ula, gidip gelme başlıyor, münafıklarla Müslümanlar arasına bir oraya bir oraya,
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Münafıkla ilgili değil miydi bu ayet.
Ali Rıza DEMİRCAN
Tabi
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Münafıklarla değil yani, bir kafirlerin yanına gidiyor, bir Müslümanların yanına. Münafıklarla dedin dil sürçmesi oldu orada o bakımdan. Münafıklarla Müslümanlar arasında dediniz de. Dil sürçmesi oldu.
Ali Rıza DEMİRCAN
Dil sürçmesi oldu evet. Şimdi demek ki arkadaşlar bununla şunu dikkati çektim. Adamın imanı var ama sen b itaat yapmazsan masiyetten kaçınmazsan bu amelsizlik bu tanım şekavetin bu tanımı baskın geliyor. Ondan sonra nerede iman kalıyor mu? Sonuçta gidiyor adam ölüyor ama sen dışardan baktığın zaman ya bu yine kurtarır bu mümindir diyorsun, cenaze namazını kılıyorsun tamam ama hiç kazın ayağı öyle değil. Adam aslında mümin değil ve bu adam kurtaramaz bu gitti, bu adam mümin olduğu için azaba uğramayacak o taatsizlik ve amelsizlik onu kafirliğe götürdüğü için güme gidecek, şimdi böyle değil, bir mümin var şimdi şakiynin tarifine uymuyor arada bir taat yapıyor, cumaya gidiyor. Oruç tutuyor, bakıyorsun anaya babaya son derece müedded, sonra edepli, hayret ediyorsun bu nasıl iş, sonra müserrer özürleri var mesela Abdullah Bin Cüheda diyor ki ya Resulallah, Hakim Bin Nizam da ya Resulallah, ben cahiliyet döneminde diyor çok verirdim çok köle azad ederdim çok yetim gözetirdim, bana bir faydası olacak mı? Olmaz olur mu, seni islama bunlar hidayet etti, seni islama bunlar yönlendirdi buyuruyor peygamberimiz. Yani şimdi var bu insanlar var toplumumuzda adam şirk inancı içindeyken bile, çünkü insan doğası bu güzellikleri kavrayabiliyor ve derin bir mutluluk duyuyor bundan, şimdi adam arada bir böyle yapıyor, arada bir tamam şirkten belki korunuyor ama arada bir zinaya gidiyor sonra derin bir, ben öyle telefon aldım ki kadın evli kadın zinaya düşmüş benimle konuşurken hüngür hüngür ağlıyor. Hocam diyor yani nasıl ben bu işi yaptım nasıl devam ediyorum, nasıl ağlıyor böyle yani bir iç sızısı var vesair vesair. Bu tipler de, ben diyorum ki bu tipler zayıf birçok şeyi var ama zaman almak istemiyorum hocamızın zamanını almayayım, bu tipler varya bu tipler imanlı olduğu halde büyük günahları işleyen hatta taatine dokuz katı olanlar on katı isyanı, isyanı taatine nazaran on katı olanlar böyle dışarıdan baktığın zaman yani adamın cuması bile bazısının yok arada bir Cuma var arada bir bayram var, bu tipler, şimdi bu tipler var ama bunların önünde bir tevbe var. Arada bir yarabbi, Allah kerimdir ne yapalım, yani kurtaramadık, bu bir içsızısıdır tevbedir, arada bir namaz kılıyor adaleti var affı var oda kuranın beyanına göre salih ameller seyyiatı örtüyor. Büyük günahlardan kaçabildiği sürece yine onlarda otomatik örtüyor. Cumalar arası bir kefareti oluyor, ramazan ramazan arası bir o bir kefaret var, e kadir gecesi var birader mübarek yani cehennem varda peygamber doğruda bu da doğru, bu adam birde kadir gecesini tuttumu seksenüç sene kurtarıyor, niye yani Allahu zul celal, bak şimdi bazılarınız baba olmadı.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Sen şimdi hep tevbe edenleri sayıyorsun.
Ali Rıza DEMİRCAN
Değil, burada tevbe demedim, tevbe altı maddeden bir tanesi. Bak adam tevbe etmedi ama adam kadir gecesi, ramazanda oruç tutuyor, teravih kılıyor. E şimdi yani biz Allah’u zul celal, biz babalar olarak çocuk alabildiğine isyan ediyor ediyor ediyor, sana bir merhamet verilmiş bir bayram günü geliyor babacım diyor öyle diyor böyle diyor efendim kızlar sizde duyun, bizim Allah rahmet eylesin bir hocamız vardı karadenizin en büyük alimi kızı peşe gitti, kızı peşe gidince, kaçtı yani, ölünceye kadar, yahu mübarek adam nasılda mübarek adam ya müftü karadenizin en büyük alimi, öyle yıllar tanınmış, ölünceye kadar kızının yüzünü almıyor, nasıl Müslümanlıksa. Efendim yani kadir gecesi var bütün bunlar, geliyor şeye, şimdi bu sizin dediğiniz böyle arada bir amelli, işte bu müjdelerden imkanlardan yararlananlar, geliyor bunlara haydi siz doğru vezine, siz doğru tartıya, doğru tartıya, tamam, ama tartıya mümin olarak girdiği an kurtulur, bitti. Nereden çıkardın bunu hoca.
Prof.Dr. Servet BAYINDIR
Tartıya mı mümin girdi hocam, ahirete mi mümin gitti?
Ali Rıza DEMİRCAN
Ahiretteyiz artık şimdi ya, ihtisar ediyorum mübarek. Kuran metodunu bizde uyguluyoruz. Şimdi böyle amelleri, isyanları var, azda olsa ameli var, yani isyanlarına nazaran on derece az ameli var. Arada büyüklere dalıp çıkıyor, arada sakındıkları var, yani bütünüyle taatten uzak değil, bütünüyle isyanda değil, onda bir ölçüsünde de olsa bir şeyleri var. Bu giriyor tartıya, tartı hak, venedaul venaziynelgıstal yevmil kıyameti. Ancak bu tartıya girileceğini beyan eden ayetten sonra, Vel veznu yevme izinil hakk(araf 8), o gün vezin haktır, fe men sekulet mevâzînuhu fe ulâike humul muflihûn( araf 8), tartısı ağır gelenler kurtulacaklar. Şimdi bu tartının hafif gelmesi, ağır gelmesi kuranda üç yerde geçiyor. Bunlardan bir tanesi, Araf 8-9. Terazi haktır. Tartı haktır, ağır gelen kurtulur, ağır gelmeyen “Ve men haffet mevâzînuhu fe ulâikellezîne hasirû enfusehum bimâ kânû biâyâtinâ yazlimûn” (Araf 9) onlar ayetlerimize karşı haksızlık edenler, zulüm edenler, yani ayetler karşısında teslimiyet göstermeleri gerekirken, efendim isyanı meslek tutanlar. Burada o ağır basanların kim olduğu söylenmiyor. Karia suresinde var ağır basanlar enşei radiyededir. Hafif gelenler, fehummuhahadiye-anası onların cehennemdir, yakıcı ateş. Biz biliyoruzki la yesleha illel eşka-oraya girecek olan şakiylerdir. Dolayısıyla burada hafif gelenler de şekavet unsurunu bünyesinde taşıyanlar. Allah bize bunu bırakmıyor, biliyor ki kullarım bu ağır gelen hangileri olacak onu da bize hangileri hafif gelecek, o hafif geleceğide müminun suresinde açıklıyor. O müminun suresinde açıklarken, mesela, femen sekulet mevazinu fe ulaikehüm muflihun- ağır gelenler kurtulacaklar. Hafif gelenler ise; ayetlerimize zalim olanlardır, telfehu vucuehumnaru vehum fiha kalihun-onlar böyle onların yüzlerini ateş yalayacak, dişleri de sırıtacaklar böyle. Elem tekun ayatitlüalleküm- bizim ayetlerimiz size okunmadı mı? Fe küntüm biha- okundu ama siz onları yalanladınız. Demekki; tartıları hafif gelenler, müminler değil kafirler. Fekünnümatükezzibun kalu Rabbena- onlar diyeceklerki, Rabbena-ey Rabbimiz, galebet aleyna şıkvetuna(Müminun 106) bakınız kuran nasıl birbirini tamamladı, layesleha illel eşka, layethulunnara illa şakiyyun, burada da galebet aleyna ya Rabbi şıkvetuna. Bizim tekzip ve yüzçevirme tarafımız bize galip geldi, ve kunna kavmet dallin ve biz sapan bir kavim olduk ve o ayetin devamı da bana çok tatlı geliyor innehu kane feriykum min ibadiyyeyekuluna, Rabbena amenna fağfirlena, verhamna ve erhamerrahimiyn, yakarışları olan müminler, demek ki o yakarışları gösterebilenler işi kurtaracaklar, onlar alaya alındığı için, yani hocamızın vaktinden almak istemiyorum o bakımdan, burada bir şey söyleyeceğim, yanımda sağ kolum Yahya bugün benden yana galiba, diyor ki aziz Peygamberimiz uzunca bir hadis var, ibn. Mace’nin bab yirmiyedisinde;Tirmizi onyedi, Zühd ibn Mace’de otuzbeş uzunca bir hadis, Allah kulunu sorgulayacak, kulun hiçbir şeysi yok, kulum hiçbir şeyinde mi yok, yok yarabbi hiçbir şey yok, sonunda getirin bunun benim zatımı birleyen, imanını belgeleyen belgeyi getirin bakalım, denilecek meleklere o belge gelecek ve onun amel terazisine konulacak, bizim Yahya’nın güzel bir tabiri hoşuma gitti, kefede iman yüzde ellibirdir. İman kefeye girdimi Allah’ın izni ile yüzde ellibir. İmanın bulunduğu kefe basacak. O hadisin sonunda layefulu şeyun ma bismillahirrahmanirrahim- Rahman ve Rahim olan Allah’ın adının bulunduğu kefeye ağır gelecek kefe yoktur. Sonuç; inşallah benim kurani anlayışıma uygundur, benim fıtratıma şu ana kadar ilim adamı, biliyorsunuz ilimde kesinlik yoktur, müspet bilimler vardır ama biz şuanda kesinlik yine bir yüzde payı olmakla beraber ben kafamda efendim tam şakiy şartlarını dışlar, mümin göründüğü halde şakavet şartlarını ihtiva edenler imanlarını yitirdikleri için cehennem azabına uğrayacaklardır. Ama yalpalayanlar bir doğru, dokuz eğri bir doğru yapanlar, bir taat yapıp dokuz isyanda bulunanlar, böylede olsa Allah’ın sunduğu farklı efendim af bağışlanma imkanlarıyla imanlarını kurtararak tartıya girenler Allah’ın izni ile kıyametin şeylerine uğramadan kurtulacaklar. İnşallah benim dediğim gibi olurda insanlara bir kurtuluş yolu açmış oluruz. Evet Allah cümlemizden razı olsun. Bu sohbetimizin hakkımızda bir ahiret yatırımı olmasını diliyorum.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Kuranı kerim ayetleri arasında seyirler yapılıyor ve de değişik açılardan ayetler değerlendiriliyor, o bakımdan son derece verimli ve faydalı oluyor. Şimdi ben Ali Rıza hocanın okuduğu ayetlerden başlayarak ilk önce Leyl suresindeki ayetleri okudu, o sureyi bir açalım. Kuranı kerimin doksanikinci suresi. Burada Allah’u teala diyor ki; Ali Rıza hocanın okuduğu ayetten okuyalım, La yeslaha illel şukaha-cehenneme girmeyecek değil, cehennemde kızarmayacak manasında, salayasla-pişmek bir ateş karşısında pişmek, girmek başka bir şey girdikten sonra pişmek başka bir şey. Çünkü o
Ali Rıza DEMİRCAN
Girmeyen adam nasıl pişecek?
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Şimdi bak orada şeyde geçen hafta okuduğumuz, Meryem suresindeki ayette, diyor ki Allah’u teala 70.ayet Summe le nahnu a’lemu billezîne hum evlâ bihâ sıliyyâ (Meryem 70) o cehennemin içerisinde kimin daha orada pişmeye layık olduğunu Allah iyi bilir diyor. Neyse bunun devamından anlaşılacak zaten. “Ellezi kezzebe ve tevella”(Leyl 16) bu sürekli yalan söyleyip sırt çeviren kişidir. Ondan sonra bu cehennemden uzaklaşacak olan. Yani bu kafir birkere bu cehenneme girip kızaracak. Öbürü kim, ve seyucennebuhel etga(Leyl 17)- bu eşka
Ali Rıza DEMİRCAN
O başka hocam. O seyucennebuhel leyl’in sonunda. Bu Ala’da var.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Yo ben leyli okuyorum, leyli okuyoruz, orayı okuyorum şu anda. Şimdi ondan sonra şu ayette var, gerçi onu da okudunuzda. Ve seyucennebuhel etga, ellezi yutima lehu yetezekkah. Etga, bunlar ismi tafdil olsa da biz buna sıfatımüşebbe manası veriyoruz her ikisinede. Cehennemden muttaki olanlar uzak kalacaklar. Bu kimdir muttaki olanlar, kendilerini koruyanlar kimdir, ellezi yutima lehu yetezekkah-malını verip arınan kişidir bir. Ve mali ahadin indehu min nimetin tucuza-onun üzerinde hiç kimsenin alacağı yok, kimseye borcu da yok. Ondan sonra illebtigavecil Rabbil ala, bu adamın tek arzusu yüce Rabbinin rızasıdır. Vele sevfe yerda- bu kişilerden razı olacaktır. Şimdi burada iki şey gruptan bahsediliyor, yani bir taraf var ki kafirdir yüz çeviriyor o cehennemlik tamam. Bir tarafta var ki muttaki zekatını veriyor, kimsenin hakkını yememiş, tek arzusu Rabbinin rızasıdır. Bunun zaten cennete gideceğinden şüphe yok, o da tartışma konusu değil. Dolayısıyla bu leyl suresindeki ayetler Ali Rıza hocaya delil olmaz bir. Yani delil olmaz. Orada la yeslel illa eşga şey değil, orada oranın sürekli cehennem halkı olmak üzere girendir. Şimdi burada birde şey bizi yanıltıyor. Allah’u teala cehennemi kafirler için hazırladığını bildiriyor. “iddet lil kafirin” diyor değil mi, cehennem kafirler için hazırlanmıştır ama bu müminlerin girmeyecekleri anlamını taşımaz. Çünkü Allah’u teala dünyayıda müminler için hazırlamıştır, yani bu dünya müminler içindir ama bu dünyadan kafirlerin yararlandığını da görüyoruz. Mesela şeyde bakın Araf suresinin 32. Ayetin de diyor ki Allah’u teala “Kul men harreme zînetallâhilletî ahrece li ibâdihî vet tayyibâti miner rızk(rızkı), kul hiye lillezîne âmenû fîl hayâtid dunyâ hâlisaten yevmel kıyâmeh(kıyâmeti), kezâlike nufassılul âyâti li kavmin ya’lemûn”(araf 32) Allah’ın kulları için çıkardığı süsü kim haram kılmış? Rızkın temiz olanını kim haram kılmış? Deki o güzel rızıkları bu dünyada müminler içindir. Peki o güzel rızıklar müminler için de kafirler yararlanmıyor mu? Bugün daha fazla yararlanıyor, ama müminler içindir bu güzel rızıklar, süsler hepsi müminler içindir. Şimdi o cehennemde kafirler için yaratılmıştır ama müminler girmeyecek diye bir anlam yok. Yani bu açık ve nettir. Ondan sonra şimdi birde ikinci olarak şeyi örnek gösterdi Ali Rıza hoca mülk suresini. Orayıda açalım, şimdi bu mülk suresi elimdeki kuranı kerimin 561. Sayfasında şimdi o ayetin yukarısı şöyle; “Ve lillezîne keferû bi rabbihim azâbu cehennem, ve bi’sel masîr”(Mülk 6) yani rablerine karşı kafirlik eden kafir onlar için cehennem azabı vardır, bi’sel masirde kötü hale gelmektir. “İzâ ulkû fîhâ semiû lehâ şehîkan ve hiye tefûr”(Mülk 7) işte oraya atıldıkları zaman bir ses, bir uğultu duyacaklar, bir şey kaynıyor. “Tekâdu temeyyezu minel gayz(gayzi), kullemâ ulkıye fîhâ fevcun seelehum hazenetuhâ e lem ye’tikum nezîr”(Mülk 8) gayzdan neredeyse patlayacak gibi, yani o çok yanan sobalar gibi, çatlayacak gibi. Bu fevcun hangi fevcun işte kafirler, kafirlerden bahsediyor orada. Seelehum hazenatuha e lem yetikum nezir. Bunlarında kafir olduğu çok açık birşeydir. Şimdi bu Peygamber sallallahu aleyhi vessellemin hadisi şerifine gelince, bu hadistede hayedhulunnara illel eşga, evet, yok o değil, değil hadis. Nereye yazdım ben hadisi, ben başka bir kağıda yazdım galiba. Burada bir yere koydum. Arada kullandım o hadiside. Bir yere yazdım. La yedhulunnara illa şakiy. Cehenneme şaki girer. Onu bir okurmusunuz. Ben kağıdı bulamadım.
Ali Rıza DEMİRCAN
La yedhulunnara illa şakiyun kıyle ve menşakiy.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Şakiyden başkası yani mutsuz olacak kişiden başkası cehenneme girmeyecektir. Şakiy kimdir?
Ali Rıza DEMİRCAN
Ellezi la yamelu bi taah.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
İtaatte bulunmayan kişidir. Zaten inanan ve salih amel işleyen değil. İtaatte bulunmayan kişidir. Zaten bugünkü konumuz bu evet.
Ali Rıza DEMİRCAN
Vela yetikuluhulillahi masiyeten.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Yani Allah içinde günahı terk etmiyor. Yani bu tevbe eden iyi amel işleyenlerden şuanda bahsetmiyoruz zaten konumuz o değil. Dolayısıyla bunlarda, bu meselede bizim delilimiz olmuyor. Şimdi şeyden ben bugün araf konusuna değinmek üzere hazırlanmıştım ama heralde araf konusuna bugün değinmek pekte doğru olmayacak.
Dr. Yahya ŞENOL
Biz onu haftaya not aldık. Yani devamı olsun bugünün diye.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Tabiki ona temas etmek biraz şey olacak. Hemde Ali Rıza hocaylada çok kısa konuşmuştuk arafa değinelim diye de bunun üzerinde karar vermedik.
Ali Rıza DEMİRCAN
Ona yani şahsen benim hiçbir hazırlığım yok.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Yani ben şimdi araf için kendimi hazırlamıştım ama şuanda ona gerek yok ama şimdi şu
Ali Rıza DEMİRCAN
O son derece önemli hocam çünkü araf, geçen gün şeyde dolaşıyordum internette cehenneme gitmeyecekler, cennete gitmeyecekler birde üçüncü bir kalış yeri var onada araf diyorlar ki. Yani böyle bir anlayışta var yaygınlaştı.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Ki değil. Öyle olmadığını ortaya koyacağız inşallah. Evet yani şimdi o zaman, şimdi bu işaretlemiş olduklarım arafla ilgili olarak işaretlerimdir. Ama ben şu ayeti kerimeleri tekrar okuyayım, yani konu çok net bir şekilde ortaya çıkması lazım. Şimdi burada hem Yahya’nın söylediğinin belki bir cevabı olur. Geçen hafta varid kelimesi tam olarak açıklığa kavuşmadı ifadesi. Ben tekrar şu şeyden başlamak istiyorum çünkü bunun çok iyi kavranması gerekiyor. İnşallah haftaya arafı okuduğumuz zamanda bütün sahneler ve şefaatin ne demek olduğu çok net ortaya çıkacağı kanaatindeyim ben ve o arafında maalesef doğru anlaşılmadığı kanaatindeyim. Onun sebebide şudur bizim ulema kuranı kerimi kendileri açıklamaya kalkmışlardır, halbuki Allah’u teala bu yetkiyi Peygamberimiz de dahil hiçkimseye vermiyor. Kuranı kerimi Allah kendisi açıklıyor. Peygamberimiz sallallahu aleyhi vessellemin hadisleri Allah’u tealanın yaptığı o açıklamaları bize bildirmekten ibarettir yoksa peygamberimiz kendisi bir açıklama yapmış değildir. Bu son derece açık olan işte Hud suresinin baş tarafında net bir şekilde bildiriyor. Estauzubillah “kitâbun uhkimet âyâtuhu summe fussılet min ledun hakîmin habîr”(hud 1) bu bir kitaptır ki ayetleri muhkem kılınmış ve hakim ve habir tarafından açıklanmış yani Allah tarafından. Niye açıklamayı Allah yapıyor, ella tabudu illallah Allah’tan başkasına kulluk etmeyesiniz diye. Ama peygamberin rolü nedir. İnneni leküm minhu nebirun vebeşşir. Bende Allah tarafından sizin için uyarıcı ve müjdeciyim yani o kadar. Yani Allah’u tealanın o kuranı kerime koyduğu ama bizim göremediğimiz hikmetleri peygamberimizin sözü olarak biz alıyoruz, Allah’u tealanın açıkça koyduğu o ayetleri de ayetler olarak okuyoruz. Ayetleri Allah’ın emrettiği şekilde bir araya getirdiğimiz zaman Allah’ın koyduğu açıklamalar ortaya çıkıyor, işte hadisler o peygamberimiz sallallahualeyhivessellem demiştiki işte şefaat edip cehennemden insanları çıkarırım demişse bunun kuranı kerimde mutlaka hükmü olmalı. Zaten Ali Rıza hocada baştan konuşurken dedi ki ben bu ayetlerle bu hadisler arasında tam bir uyum kuramıyorum dedi ki buda çok güzel bir yaklaşım. Esas olan hadisle ayetler arasında tam bir uyumun olmasıdır. Onu yakalamaktır esas olan. Şimdi buradan hareketle tekrar, en son kaldığımız noktadan geçen hafta tekrar başlayalım. Son kaldığımız nokta şuydu; Allah’u teala şöyle buyuruyor, estauzubillah, innallahe la yağfiru ennuşreke bihi- Allah kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz, şimdi şirk koşmayan kişi ne olmuş olur, mümin olur değil mi? İmanı vardır. Veyağfiru madune zalik- bunun altını bağışlar, madune zalik derken bütün günahlar girer mi buraya, emirleri yerine getirmemek, yasakları çiğnemek, hepsi girer, yani şimdi şöyle, mesela günahları bir sıralamaya tabi tutun, mesela adam işte şirkse kişi bu günahı yapmamışsa bunun altında ne kadar günahı varsa bağışlanmayacak türden günah değil ama orada da limen yeşau- oradaki yeşanın faili Allah’u tealaya gider men’e gitmez. Neden dolayı men’e gitmez, limen yeşa dediğimiz zaman eğer mene giderse gereken gayreti gösteren kişi için affeder dersek orada affetmesi için, evet sonradan şeyyapmışsınız ben onuda söyleyeceğim, daha sonra Ali Rıza hoca şuanda anlatacağım şeyin doğru olduğunuda söylemiş. Geçen hafta bu hava içerisinde müzakere biraz zor oldu. Yani şu söyleyeceğim ile Ali Rıza hoca arasında bir muhalefet falan söz konusu değil ama halkta duysun diye şey yapıyorum. Şimdi orada limen yeşa da isteyen kişi için denirse şimdi böyle en kısa aslında gereken gayreti gösteren kişi için oldu demek gerekir. Gereken gayreti gösteren insan bu dünyada gösterir ahirette değil, ahirette yapılacak bir şey yok artık, ahirette herkes tevbe edecek ama Allah kabul etmeyecek. O zaman bu dünyada gereken gayreti göstermek ne demektir. Şirkten tevbe etmek demektir. Şirkten adam tevbe ettiği halde Allah affetmiyorsa o zaman bu iş çok kötü niye insanlara iman edin diye emrediyor. Öyle ise buradaki yeşanın faili men değildir, yeşanın faili Allah’u tealadır. Yani Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Onun altında kalan günahları koyduğu sisteme uyan kişi işi için bağışlar. Mey yeşau- şey ettiği o şey ettiği kişi için, o şey bir sistemi ifade ediyor. Kendi kanununa uyan kişi için bağışlar. Şimdi o kanunun nedir. Demekki burada şu var bir insan şirk günahını işlememiş, ama onun dışındaki günahları işlemiş, geçen hafta okuduk işte adam öldüren bir insan ebedi cehenneme gider diye kuranı kerimde Cenabı Hak nisa suresinde bildiriyor. Ve men yaktul mu’minen muteammiden fe cezâuhu cehennemu hâliden fîhâ ve gadıballâhu aleyhi ve leanehu ve eadde lehu azâben azîmâ (Nisa 93) yani kim bir mümini kasten öldürürse onun cezası cehennemdir, orada ölümsüz olarak kalacaktır, Allah ona gazabetmiştir lanetlemiştir falan. Şimdi bu öyle, ondan sonra faiz yiyenler için; ve men âde fe ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn- kim faize tekrar dönerse cehennemliktir orada ölümsüz kalacaktır diye, ondan sonra kimin günahı sevabından fazla gelirse oda cehenneme gidecektir. Şimdi bu durumda bakalım, bu şeyde yani Ali Rıza hocanın söylediği adam işte şurada şu ibadeti yapmıştır, burada bu ibadeti yapmıştır, yani yapmadığını düşünmek durumundayız, yaptıysa yeterli değil, sevap ve günah dengesi arasında dengeyi kuramamış. Elbetteki bir iyilik on sevap ile dengelenir ama bu adamın yok. Olabiliyor, birde şu var; insanlar sabahleyin kafir akşam Müslüman olabiliyorlar. Allah’u teala peygamberlere bile diyor ki; velekat uhiye ileyke, geçen hafta okumuştuk zümer 65. Ayette; Ve lekad ûhıye ileyke ve ilellezîne min kablik(kablike), le in eşrekte le yahbetanne ameluke ve le tekûnenne minel hâsirîn ya Muhammed sana şu vahyedildi ve senden öncekilere, şirke düşersen bütün yaptığın yok olur gider. Bak peygamber için bile bunu söylüyor şirke düşersen bütün yaptığın yok olur gider diyor. O zaman insanlar zaman zaman şirke düşebiliyorlar. Arkasındanda imana gelmiş olur, bir şey yapmadan ölür o kadar çok salih amelde işlemiş olabilir. Bütün bunlar hep olağan şeylerdir. Şimdi burada esas bana göre anlaşılması gereken husus şu yani Allahu teala burada limen yeşaudaki kural ne? Koyduğu kanun ne? Sistem nedir? Meryem suresi ondokuzuncu sure, üçyüzsekizinci sayfa benim elimdeki mealde, ayet numarası az önce yine Ali Rıza hocanın okuduğu 59. Ayet tekrar okuyacağım, daha önce peygamberlerden bahsediyor cenabı Hak, burada diyor ki, Fe halefe min ba’dihim halfun edâus salâte vettebeûş şehevâti fe sevfe yelkavne gayyâ. Arkalarından bir nesil geldi. Peygamberimizin arkasındanda bir nesil gelmişti, Furkan suresinin otuzuncu ayetinde Ve kâler resûlu yâ rabbi inne kavmîttehazû hâzel kur’âne mehcûrâ (Furkan 30) Muhammed sallallahualeyhivessellem ahirette diyecek cenabı Hakka, ya rabbi inne kavmi benim kavmim, içinde yaşadığım kişiler yani kendi ashabının bundan olacağını buhari hadisindende biliyoruz, ashabındanda böyle kişiler olacağını, inne kavmittehazu hazer kur’ane mehcura- bu kuranı kendilerinden uzak tuttular. Kuranı bırakmadılar ama uzakta tuttular. Yani kuranla ilişkilerini kestiler. Şimdi üniversitenin hocalarından Prof.Dr. Hidayet AYDAR var. Tefsir hocası. Bugünlerde bir proje yürütüyorum dedi üç senedir yapıyor biraz işlerim yoğun dedi, ne yapıyorsun dedim, işte Türkçe tefsir ve meal çalışmaları, üç senedir üzerinde duruyorum. Osmanlı ile alakalı, Türkçe dediği o. Diyor ki Osmanlı döneminde bir tane meal çalışması var. Oda altlarında işte kelime kelime yazılmış oda işte Ahmet TOPALOĞLU.
Ali Rıza DEMİRCAN
O Osmanlı’dan önce, pardon Osmanlı döneminde. 1455 oralarda.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
O zamanlarda. Ben önce zannediyordum. Değilmiş. Birtek o var. Birde Alusinin tefsirinin tercüme edilmesi söz konusu diyor. Koskoca Osmanlı döneminde. Bir o tercüme edilmiş, Osmanlı döneminde. Altıbuçuk asırlık dönem. E şimdi kurandan ciddi manada uzaklaşıldığını biz yakından biliyoruz. Şu anda bu tartışmalar varsa tartışmaların sebebi insanlar artık kurana yaklaşmaya başladılar. Bu çok güzel bir şeydir.
Ali Rıza DEMİRCAN
Hocam bu çok büyük bir şey be, bunu gündeme taşıyalım. Koca bir Osmanlı’da bir bu mu ya?
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Osmanlı’dan öneki medrese dili, Osmanlıda medrese dili Arapça idi tabiki. Yani okunan kitaplar Arapça idi. Osmanlıdan öncede Farsça idi, yine halkın dillerinden haberi yok. Yine dillerinden haberi yok. Servet dün çok önemli bir hatırasını söyledi istersen onu bir tekrarlasana. Malezya’da bir taksi şoförüyle aranda geçen bir görüşmeden bahsediyordun.
Doç.Dr. Servet BAYINDIR
Şimdi o tabi onu söylerken Tayyar Altıkulaç hocanın bir konferansından hareketle söylemiştik. Tayyar Altıkulaç malum Türkiye’nin eski diyanet işleri başkanı. Dolayısıyla kuranı kerim tarihi konusunda Türkiye’deki en önde gelen uzmanlardan birisi. Bu diyanet işleri başkanlığı birde daha sonraki siyasi pozisyonlarınıda bu ilmini çok iyi değerlendirerek diyelim, bu kuranı kerimin araştırılmasında gerçekten dünyada çok önemli araştırmalar yapan bir ilim insanı. İki yıl önce yaklaşık bizim fakültede bir konferans vermişti kuranı kerim tarihi üzerine. Burada şöyle bir şey dedi, şuanda dedi benim ulaşabildiğim en eski nüsha, kuranı kerim nüshası mevcut olan dünya üzerindeki en eski nüsha hicri seksen yılına ait dedi. O da Yemen’de bulunmuş. Tabi uzun uzun anlattı, fakat orada dikkat çeken bir nokta vardı, diyor ki bu kuranı kerimin ilk nüshasıda Mushaf halide yanılmıyorsam seksen kilo ağırlığında, seksen kilo ağırlığında bir kuranı kerim nüshası. Şimdi biz onu bir değerlendirdik yani seksen kilo ağırlığındaki bir kitabı biz bugünkü şartlarda hangi evde hangi kuran kursunda hangi okulda hangi medresede siz alırda okuyabilirsiniz, taşıyabilirsiniz, ne kadar haşır neşir olabilirsiniz böyle bir kitapla diye işte buradan hareketle Malezya’da bir taksiye binmiştim. Bir taksi şoförü hindu kendisi. İşte onunla dininden vesair konuşurken, reenkarnasyona geldi olay. Dedim ki sen geçmişinin ne olduğunu bilebiliyor musun? Ben bilemem dedi. Peki gelecekte ne olacağını bilebiliyor musun? Onu da bilemem dedi. İşte ama dedi gelecekte, işte iyi yaşarsan daha iyi bir varlık olarak daha mutlu bir şekilde dünyaya geleceğime inanıyorum dedi. Peki sen şuanda nesin taksi şoförüsün. İşte şu bu ailen var, mutlu musun? Eh işte iyi. Peki geçmişte ne idin ki bu hale geldin. Bunu nasıl anlıyorsun. Yani geçmişte daha mı kötü bir pozisyondaydın ki bu haldesin şimdi diye sorduğumda ben bilmem dedi, peki kim bilir? Dedi ki bizim tapınaklarda dedi kutsal kitabımız var kırişna. Bu kitapta yazıyor dedi. Peki siz okuyup bunu anlayabiliyor musunuz? Yok ben nereden okuyayım, okuyamam dedi, hinduca da değil daha çok farklı bir dilden. Peki kim anlar? Gidersin diyor tapınağa oradaki görevliye belli bir para verirsin o açar diyor kitabı senin geçmişini nereden başlamışsın, hayvanmıydın, şu muydun bu muydun, senin önüne koyar ve geleceğini de zaten diyor iyi yaşarsan daha mutlu olursun diye söyler. Yani biraz bizim eski, mesela ben Azerbeycan’da bizzat yaşadığım bir olay. Geliyorlardı hocam biz evi çatıyı onarıyoruz, iyi onarın benim ne işim var. Hocam bi bize buyurur musun? Orada bir Mushaf var da ona dokunulması lazım. Ya siz dokunun. Yok biz dokunamayız el süremeyiz. Ataları dedeleri, o kominizm döneminde korktukları için kuranı kerimi almışlar böyle bir bohçaya sarmış, çatının, kimsenin göremeyeceği bir yere koymuşlar, bunlar şimdi o kuranı oradan almaya korkuyorlar. Çatıyı tamir edecekler el sürmekten korkuyorlar. Yani o hale gelmiştik bizde de aynı yani geçmişte bizimde.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Bizde hala abdestsiz kurana el sürülmez.
Diğer konuşmacı
Yani imamlık yaptığım için benimde bu tür şeylerle karşılaştığım oluyor, yani bu da Ümraniye’de olan olay Azerbaycan’a gitmeye gerek yok. Pek camide görmediğim bir insan geldi bana, böyle kırk yaşları civarında. Hocam işte babama birşeyler okuyalım eve gelin bir program yapalım dedi artık birinden duymuş demek ki, evine gittim camiyede yakın bir evi var. Dedim bir kuran getirin kuranı kerimden birşeyler okuyalım ne isterseniz okuyalım. Bana iki tane kitap getirdi ciltli birini açtım bir islam tarihi birini açtım böyle mesnevi gibi bir şeydi tam hatırlamıyorum. Dedim kuran yok mu? Getirdim hocam dedi. Bunlar kuran değil ki dedim bak dedim Türkçe yazılı. Kuran var mı tekrar sordum. Yani pek zorlamazdım bilmiyorum tahmin etmiyordum o kadar olacağını. Ben hanıma bir sorayım bilmiyorum dedi, hanıma sordu o da dedi yani bizde kuran yok herhalde, yani kuranın ne olduğunu bilmiyorlar. Dokunma meselesinden ziyade. Daha sonra adamı çağırdım biraz konuştum anlattım bak kuranı bilmek lazım en azından kuran nedir kitap olarak onu bile bilmiyorlardı. Durumumuz bu yani.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Evet yaşadığımız dinin kurandan uzak bir din olduğu artık ortaya çıktı. Birde dükkanlarının kapatılacağından korkan hocalar din budur diye şey yapıyorlar. İsim vermeden sen geçenlerdi birisinin konuşması vardı onun bir cümlesini söylesene, yani ne kadar kurandan uzak olunursa, bir ilahiyat fakültesi hocasının sözünü dinleyin.
Doç.Dr. Servet BAYINDIR
Geçen gün bir dar çerçeveli bir toplantı vardı yani katılanların hemen hemen tümü ilahiyat yüksek lisans, doktora ve daha üzeri seviyedekiler idi ve konuşmacıda bir profesör ilahiyat fakültesinde bir profesör. Hocanın dediği şu, arkadaşlar dedi din anlamdır peki anlam nedir? Anlam da sahabenin kurandan ve sünnetten anlayıpta bize aktardığı ve dolayısıyla fıkıh kitaplarına girmiş olan, fıkıh kitaplarında mevcut olan bilgilerdir. Peki biz bugün herhangi bir konuyu araştırırken, işte abdest gusül neyse hangi konu olursa olsun araştırırken olan olayın kurandaki kaynağına veya Hz. Peygamberin hadislerine gitmeli miyiz? Yani bu şeyde konuşuluyor yani vatandaşa değil ilmi, akademisyenler içerisinde. Hayır çok yanlış yaparız, neden? Çünkü ibare aynen şu “ne kadar az kuran, o kadar kaliteli iyi fıkıhtır” bunu da şöyle söylüyor, çünkü diyor zaten onu anlayanlar anlamışlar ayet ve hadisleri özümsemişler, işte şu fıkıh kitaplarını kastediyor. Fakihler zaten bunun ruhuna işletmişlerdin onun için biz bir daha bugün tekrar bir konuyu araştırırken acaba bu konuda ayet ne diyor, hadis ne diyor dememiz yani biraz böyle nasıl diyelim işgüzarlıktır, ukalalıktır, fantazidir öyle bir yaklaşım var ki bu da maalesef bazı prof. Olmadığımız için biz caizdir, proflar arasında yaygın.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Prof. Olduğunda saçmalama hakkını elde etmiş olursun. Evet. Şu anda doçentsin henüz saçmalamaya hakkın yok. Evet şimdi yani ortada böyle bir şey var birde böyle direnmeye çalışan bir grup var onu söylemek istiyorum, onların artık direnmeye güçleri yok ama böyle bir grup var şuanda Türkiye’de böyle bir grup var bundan da haberimiz olması lazım. Şimdi dolayısıyla şuanda çok güzel bir noktadayız Allah’a şükür. Biz kuranı kerimi esas almışız, önümüze kuranı kerimi koymuşuz, ayetleri koymuşuz bir mesele üzerinde tartışıyoruz. Son derece sağlıklı inşallah böyle devam eder. İnşallah devam eder diye ümid ediyoruz. Şimdi burada esas konuya tekrar gireyim Meryem suresinin 59. Ayetinden okuyorum; Allahu teala o peygamberlerden sonra diyor ki; Fe halefe min ba’dihim halfun edâus salâte vettebeûş şehevâti fe sevfe yelkavne gayyâ (Meryem 59) arkalarından artık bir nesil geldi ki namazı zayi ettiler, çünkü bütün peygamberler namazı emrediyordu ve arzularına uydular biz bunu ümmeti Muhammed’de de görüyoruz, biliyorsunuz hanbeli mezhebini çıkarırsanız diğer mezheplerde namaz kazaya kalabiliyor. Öyle bir kazaki istediğin zaman kıl, sanki onlara öyle bir yetki veren varmış da. Şehvetlere uyma konusunda da neler olduğunu gayet iyi biliyoruz, mesela Ali Rıza hocanın bir kitabı var, Cariyeler ve sömürülen cinselliği, onun bir kısmını okumak bile yeter yani. Bütün herkes ittifak etmiş o konuda maalesef, yani cariyelerin odalık kullanılabileceği konusunda. Fe sevfe yelkavne gayya, bunlar yakında gay ile yüz yüze geleceklerdir. Çünkü bunlar yanlış yapmışlardır. Gava diye ifade edilen bir fiil işlemişlerdir ki onun mastarı gay. Şimdi ben buna gava diyorum çünkü muhataplarımız Arap değil, Arap olsa ona göre konuşuruz. Türk oldukları için daha çok kulaklarına hitap etmeye çalışıyorum. Şimdi bu gava fiilinin anlamı şu kendine göre bir kurgu kuruyor ve kendisine göre çok cazip bir takım hedefler oluşturuyor ve ona göre çalışıyor. Şimdi herkes o kurgusunun sonunda cennete gideceğini düşünür. Kafirlerde öyledir. Herkes cennete gideceğini düşünür. İşte şeytanın bir kurgusu var Adem Aleyhisselama secde etmediği zaman bir kurgu kuruyor. Ben işte ondan daha hayırlıyım, ben şöyleyim böyleyim işte Allah’a inanıyorum ahiret gününe inanıyorum diye düşünüyor arada sırada da ben Allah’tan korkarım diyor. Allah’u teala bunun yaptığı fiili gava kapsamında görüyor. Diyor ki Allah’u teala feima ağveteni diye Cenabı hakka sen beni iğva ettin, yani o gay, yani o yanlış kurgulara yönlendirdiğin için bende şöyle şöyle yapacağım diyor, Adem aleyhisselamda bir takım yanlış kurguların arkasına düşüyor, kısa sürede köşeyi dönme, yani insanları da günaha sürükleyen odur yani. Kendi kafasına göre bir takım kurgular oluşturuyor. Şeytan diyor ki işte şu ağaçtan yersen melik olacaksın sen karında melike olacak, biriniz kral biriniz kraliçe ölümsüzleşeceksiniz. Muhteşem bir güzellik ama mantıklı akli tarafı yok, boş bir hayalin peşine düşüyor Adem Aleyhisselam onuda Cenabı hak aynı fiil ile nitelendiriyor. Ve asaademu Rabbuhu fe gava, Adem Rabbine isyan etti ve o boş kurgulara yanlış yollara daldı diyor.
Dinleyici
Hocam isyan etti diyoruz da isyan kelimesi Türkçede farklı bir mana geniş ama Arapçada sadece emre uymamak manasında değil mi?
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Türkçe’de de emre uymamaktır değişmez yani. İtaatsizliktir. Allah’ın emrini tutmadı yani. Yani siz evde laf dinlemeyen kişilere, bu isyankardır dersiniz, öyledir yani, söz dinlemez dersiniz arkasından da. Şimdi Türkçe’de de çok farklı bir manada değil. Birde kalkışma manasına gelen isyan var o ayrı. Şimdi dolayısıyla burada bu fiili işleyenler iki gruptur, yani şehvetlerine dalan namazı terk eden kafirde olabilir, yani bakın bu gava fiili boş kuruntulara kapılmak konusunda Adem’de şeytan aynı olmakla birlikte bu yaptıkları işi değerlendirmek konusunda farklı. Şeytan kendi yaptığını suç saymadığı için kafir olmuştur. Çünkü ben daha hayırlıyım diyor Cenabı Hakka karşı, Allah’ın emrini bir konuda önemsemedeği için hatta yanlış gördüğü için kafir olmuştur ama Adem aleyhisselam aynı suçu işlediği halde, yani aynı nitelendirme ile nitelendirilen suçu işlediği halde kendisini suçlu saydığı için günahkar olmuştur. O zaman demek ki bu gay ile karşılaşacak olanlar, ama her ikiside makamını kaybetmiştir onu unutmayalım. Her ikisinde ih bıt emri verilmiştir. İn oradan aşağıya . Adem de bulunduğu yerden çıkarılmıştır, şeytanda çıkarılmıştır. Dolayısıyla o ikiside gay ile cezalandırılmışlardır, Adem aleyhisselam tevbe etmiş şeytan tevbe etmemiştir. Şimdi şeytanın tevbe etmesi için imanda etmesi lazım. Ama Adem aleyhisselamın iman etmesi zaten imanı var sadece tevbe etmesi yeter. şimdi onun için bu ayetten sonra şöyle deniliyor, ben bu kadar açıklamayı bundan dolayı yaptım, şu ayeti doğru anlamak için. İlla met tabe ve amene ve amilessalihan. Bu gayla karşılaşmayacak olanlar kimler? Kim tevbe eder inanır ve salih amel işler ise fe ulaike yedhulunel cennete, onlar cennete gireceklerdir, bak tevbe ve o yukarıda yapılan fiiller belli iman yetmiyor, salih amel. Az önce bizim anlattığımız sadece imandı. Salih amel olacak ki cennete giresin yoksa giremezsin burada. Peki şimdi ondan sonra vela yudramune şey’a, bunlara herhangi bir haksızlık da yapılmaz. Cennati adnilleti veaderrahmanu ve ibadehu bil gaybi innehu kane vadehu metiyya. Adn cennetleri ki Rahman kullarına vadetmiştir, gaybtadır o ve Allah’ın vaadi yerine getirilecektir. La yesmeune fiha levven illa selama, cehennemde bir boş şey duymayacaklar sadece selam sözünü duyacaklardır. Ve lehum rızkun ve bukreten, sabah akşam orada rızıkları olacaktır. Tilkel cennetülleti nurisu min ibadina men kane tekiyya. Bu bir cennet ki kullarımdan müttaki olanları buraya mirasçı kılarız. Şimdi o müttakiler buraya girecek ama, müttakiler iki grup onu daha önce anlatmıştık. Ve ma netezzelü illa bi emri rabbik, bu şeye, bu meleklerle alakalı bir ayeti kerime burada giriyor araya. Biz Rabbinin emri ile ineriz, ma beyne eydiyna, lehuma beyne eydiyna ve ma halfena ve ma beyne zalik, önümüzdeki arkamızdaki hepsi Allah’a aittir ve ma kane rabbuke nesiyya, Rabbin herhangi bir şeyi unutacak değildir. Şimdi; Rabbüs semavati vel ard ve ma beynehuma fa’budu vastabir li ibadetih hel talemu lehu semiyya, O göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin sahibidir, O’na kul ol, sabırlı ol, yani O’na kullukta karşına çıkacak bir takım engellere kapılma, sen O’nun bir adaşını biliyor musun? Böyle bir şey yok. Şimdi bu birinci grup insan namazını terketmiş, şehvetlerine uymuş, bu kafir olur da olmaz da. Ama bir başka grup var, ve yekulül insanü, bir başka grup insan da şöyle der; e iza ma mittu le sevfe uhracu hayya, yani öldüğüm zaman tekrar dirilecek miyim? Canlı bir şekilde topraktan mı çıkarılacağım? E ve la yezkürul insanü enna halaknahu min kablu ve lem yekü şey’a, bu insan düşünmüyor mu, daha hiçbir şey iken onu yaratmıştık. Ondan sonra fe ve rabbike, Rabbine yemin olsun, le nahşürannehüm veş şeyatıyne, onları toplayacağız, şimdi burada hum kelimesi yukarıda namazını zayi eden, şehvetlerine uyanlar, bunlardan tevbe eden cennete gideceklerdi zaten. Ondan sonra da kafirler; kafirlerle namazlarını zayi edip şehvete uyanlar, onları toplayacağız diyor, çünkü bu arada istisna ettiklerini cennete gönderiyor zaten onlar gitti cennete, onlar şey değil. Diyor ki onları toplayacağız şeytanlarla birlikte, sümme le nuhdırannehüm havle cehenneme cisiyya, sonra onları cehennemin çevresinde diz çökmüş olarak hazır tutacağız. Sümme lenenzianne min külli şıatin eyyühüm eşeddü aler rahmani ıtiyya, sonra her bir gruptan Allah’a en fazla baş kaldıranları da ayıracağız, çünkü cehennemin kendi içinde dereceleri vardır. İsra suresinde Allah’u teala diyor ki; estauzubillah; unzur keyfe faddalna badahüm ala bad- bak bakalım şu insanlara birinin diğerinden nasıl farklılaştırmışızdır, ve lel ahiretu ekberu derecativ ve ekberu tefdıyla, ahiretteki dereceler çok daha belirgin çok daha büyük ve farklılıklar çok daha belirgin olacaktır. Dolayısıyla cennetteki derecelerde farklı olacak, cehennemdeki derecelerde farklı olacak. Yani her cennete giren aynı makamda değil, her cehenneme giren aynı ceza ile karşılaşmayacak. Sümme lenahnu aleme billezinehum evla bi asliyya, biz elbetteki kimin o cehennemde kızaracağını, cehennemin etrafında duruyor, kimin orada kızaracağını, orada kızarmaya kimin daha layık olduğunu elbette biliyoruz. Ondan sonra diyor ki efendim, ve inminkülilla variduha, sizin hepiniz mutlaka cehenneme gireceksiniz, burada her biriniz derken yukarıdaki istisna hariç. Salih amel işleyen, çünkü onu ayette söyledik. Her biriniz derken her Müslüman değil. Variduha kelimesi tam mana kazanmadı dedi şey, şimdi bu ayeti okuyayım onu Cenabı Hak zaten izah ediyor. Ve inminküllilla variduha, sizin hepiniz mutlaka cehenneme suya koşar gibi gideceksiniz. Sanki suyun başına gider gibi gideceksiniz cehenneme. Kane ala Rabbike hatmen makdiyya, Rabbinin üzerine kesinleştirilmiş bir karardır, Rabbinin yerine getirmeye söz verdiği kesin bir karardır bu. Sizin hepiniz gireceksiniz, kim, namazları zayi eden, şehvetlerine uyanlar. Sümme nüneccinneznettekav, sonra müttakileri, müttaki nedir? Şirkten kendisini koruyan. Burada öyle artık cehenneme gitmiş, şirkten kendisini koruyanları oradan kurtaracağız daha sonra, ve nederuzzalimine fiha cisiyya, o zalimleri orada diz çökmüş olarak bırakacağız. Onları işte şefaat bu oradan kurtaracağız diyor. Buradan bu varede kelimesini de içerisine alan yani variduha kelimesini içerisine alan, hemen bir sayfa ileri çeviriyoruz. 86. Ayet Meryem Suresi “ve nesukul mücrimine ila cehenneme virda” mücrim günahkarlar demek. İşte şehvetine uyan namazını terk eden, kafirde olur olmazda yani gayy ile karşılacak olan yaptığı suçun karşılığını görecek olan kişiler, ve nesukul mücrimine, mücrimleri günahkarları sevkedeceğiz. İla cehenneme virda, cehenneme vird yani cehenneme suya koşar gibi sevkedeceğiz. Cehenneme şimdi orada varid burada vird mastarı ismi fail aynı kelime. Ondan sonra peki cehenneme girdiler mi? La yemlikune şefaate. Şefaat hakkına malik olamayacaklar. Yani cennete gitme cennetteki yakınlarının yanına gitme hakkına malik olamayacaklar. “illa menittahaze inder rahmani ahda” Rahman katında taahhüt almış olanlar başka. Allah’tan söz almış olanlar başka. Allah’tan söz alan kim? Allah ne dedi; innallahe la yağfure müşreke bihi, Allah kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz. Ve yağfure ma duna zalik, onun altındakini bağışlar. Şimdi bazı günahlar için şu, şu, şu cezaları vardır diyoruz o cezaları cenabı hak çektirecektir. Hiç kurtuluşu yok. Şimdi ondan sonra ama bu adam müşrik olmadığı için şirkin dışındaki günahlar bir kurala göre affedileceği için onun kuralı bu, onun için gider oraya arınır, fırınlanır yani şeyde, ondan sonra diyor ki bak; . “illa menittahaze inder rahmani ahda” Rahman’ın katında taahhüt almış olan başka. Müşrik olanların herhangi bir taahhüdü yok. Ama bu cehenneme girmiş, bunların yüzlerinin rengi de farklı. Yani bunların yüzleri parlak, öbürlerinin yüzleri simsiyah. Yani cehenneme girmiş ama bunun cennetlik olduğu belli. Onu Araf olayında göreceğiz inşallah. Bunun cennetlik olduğu belli ve cehenneme girmiş. Dolayısıyla ve kaluttehazaRahmanu velede; müşrikler Rahman bir veled edindi. (Servet B. Kurtulamayacak olanlar müşriklerdir) evet buradaki bu ayetlerde şimdi şeyden başladığımız zaman tekrar ediyorum, 59. Ayetten başladığımız zaman peygamberlerin arkasından şehvetlerine uyan namazı zayi eden bir grup geleceği belli yani ayetlerdende biliyoruz ama buradan tevbe edenler, durumunu düzeltenler istisna ediliyor. Oda yine bir çok ayette anlatılıyor, bunlar cennete gidecek bir kere bunlar tamam bunlar istisna. O zaman bir bu gayyla karşılaşacak olanlar, iki şeytan ve adem örneğinde her ikisinin de fiili gayyla cezalandırılacak fiil olarak ifade ediliyor ama Adem günahkar, şeytan kafir. Aynı fiili işlemişler. Hatta inşallah Araf olayında onun biraz daha detaylı daha ayrıntıları olacak inşallah haftaya Allah nasip eder unutmazsak eğer. Yani bu detayları unutmazsak onu söylemek istiyorum. O zaman bak hem bunlar hemde kafirler, minküm illa variduha, variduhadan maksat bu yoksa günahtan tevbe etmiş olan insanlar cehennemin hışırtısını bile duymayacaklar, ulaike anha mubadun diyor. Birisi cehennemin etrafında diz çökmüş, halbuki öbürleri ulaike anha mubadun, cehennemden uzak tutulacaklardır bu grup direk gidenler. Yani la yesmeune hasisa onun bir şeyini uğultusunu bile bir hışırtısını bile duymayacaklar cehennemin, doğrudan doğruya cennete gidecekler hiç bunlarla bir alakaları bile yok o birinci grubun. Dolayısıyla o cehennemin büyük, cehennem denen aklımıza gelenlerin adı hemde o ateş yığınlarının adı. İkisinin de adı cehennem yani. Alevli ateşler onların çevresinde oturacaklar yoksa efendim, gideceklerde cehennemin etrafında, bir sobanın etrafında, cehennemi bir soba gibi düşünün onun etrafında oturacaklar değil. Onun içine girecekler niye girecekler diyoruz. Şimdi varidun kelimesi ile ilgili tekrar şeyyapayım da orada bir eksiklik kalmasın. Bak diyor ki, ve in minküm illa variduha, hepiniz oraya vürud edeceksiniz, vürudun başka manası ne imiş? Bak ne diyor burada ve nesukul müşrikine ila cehenneme virda, o zaman sevkiyat var, vird ne demek su başına koşar gibi, çünkü mahşer yerindeki hesaptan dolayı bunalmışlar. Hadi gidin cehenneme dediği zaman zannediyorlar ki bir rahatlayacağız. Onun için suya koşar gibi koşuyorlar cehenneme. Onun için burada şefaatin manası her şey bütünüyle ortaya çıkıyor, sonuç olarak cehenneme sadece imanı var bu imanı şeyin yüzde elli biridir bunun herhangi bir delili söz konusu değil. Bu konuda ben Ali Rıza hocaya katılmıyorum ama Allah razı olsun çok güzel bir iki haftayı geçirmemize vesile oldu tabi bu arada çok güzel şeylerde öğrendik mesela Ali Rıza hocanın az önceki şeyinden bir husus daha öğrendim ona girmeyeceğim. Ona inşallah haftaya gireceğim orada ilk defa öğrendiğim bir husus var, şimdi o haftanın konusu şuanda ona girmem doğru olmaz. Yani her defasında bilgimiz gelişiyor anlayışımız gelişiyor. Evet şimdi sualler varsa, tamam oku.
Dr. Yahya ŞENOL
Ali Rıza hocaya soru. Geçen haftaki konuşmasını, kurgusunu dinledim ama bir eksiklik var diyor. Kalbinde kesin iman olsa ve diyelim ki imanlı olarak ölse ama dünyada yaptığı zulüm ve insanlığa gösterdiği hakirliği imanından dolayı bağışlansa bu insanın o zaman ben şahsen sordum kendi kendime böyle bir olayda ne derdim diye, nasıl bir adalet anlayışı var Allah’ın haşa, insanın imanından dolayı cennete giriş kartı var ama insanlığa zulüm etme hakkı var mı , bu işle ağır ceza nasıl olur?
Ali Rıza DEMİRCAN
Bunun yani konumuzla. Allah razı olsun önce takip ettiği için. Öyle bir tasavvurda bulunuyoruz ki bunu bugün yaptığım açıklamalarda daha bir vuzuha kavuşturdum. Biz iman edenlerin cehenneme girmeyecekleri konusundaki yaklaşımımız eğer bizim mümin olarak gördüklerimiz şakiynin tarifine girecek şekilde hiçbir müspet ameli yok, bütün bütün isyanlarla çevrili hayatı, o zaten onun imanını koruması mümkün değil, o seyyiatı kendisini ihata edeceği için, o mümin olarak ahirete intikal etmesi mümkün olmayandır. Bunu örneklendirdik, bak dedik namaz yok, zekat yok efendim eyyamgüderlik var sonu cehenneme düşürüyor. Şehvetlerin ardına düşmek var, namazı zayi etmek var, gayy ile karşılaşacak. Ama bir ikinci tip var, o ikinci tip zamanla az da olsa bir takım ameller yapıyor. Azda olsa bir takım ayıplar yapıyor. Onun yararlanacağı bir takım ilahi imkanlar var. O imkanlardan şöyle veya böyle yararlanması halinde, şimdi bu arkadaş bunu diyor evet ona karşı şeyi olmuş olabilir, ona karşı bir haksızlığı olmuş olabilir, ama ona karşı bir haksızlık yaptı diye bir adamı doğrudan doğruya cehenneme atmanın bir mantığı da yokki. Eğer bunun hesabı görülecekse, zaten, velveznü yevmeizinil hak. Onun burada hadisleri hatırlayalım. Çok Allah razı olsun iyi bir fırsat verdi bize. Şimdi amel terazisini ameller getirilince girecek ne zaman girecek diğer bir hadisi hatırlayalım. Gelecek hak sahipleri diyecekler ki, benim hakkımı verin, ilahi adalet gereği bir hesaplaşma olacak. Onun kurandan delillerini de araştırırız o ayrı, bir müflis hadisini hatırlayın, peygamberimiz benim ümmetimden müflis kimdir biliyormusunuz diye soruyor ve kendisinin yaptığı açıklamada adamın imanı var orucu var zekatı var ama birisi gelmiş beni sövmüş, birisi gelmiş beni dövdü diyor, birisi diyor malımı aldı diyor, birisi diyor zulmetti bana e tabi ne oluyor evvela o şeyin sevaplarından o insanın evvela sevaplarından alınıp kendisine zulmedenlere aktarılıyor. Yetmiyor onun günahlarından bu tarafa sevkediliyor. Ortada ne kalırsa onunla teraziye giriyor adam. Kalmadıysa o dediği gibi ise o kalmayacak biçimde ise o kendisini ihata olan tiptir onun imanını koruması mümkün değil.
Prof. Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Benim ümmetimden niye diyor Peygamberimiz o kişiye? Müslüman değil mi o dediğiniz kişi? Yani imanınıda bir başkasına veripte mi cehenneme giriyor orada? Benim ümmetimden diyor.
Ali Rıza DEMİRCAN
Hani nerede diyor?
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Az önce siz söylediniz hadisi şerifte. Hadisi müflis hadisini. O kişi mümin.
Ali Rıza DEMİRCAN
Öyle ama o iflasın bir derecesi var.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Tamam bu adam kafir mi?
Ali Rıza DEMİRCAN
Bu adam niye kafir olsun?
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Kardeşim o zaman nasıl yani hatat bihi adamı kafir yapar mı?
Ali Rıza DEMİRCAN
Mümin ise onun var olan amelleri bu arkadaşın şeyine yaptığı zulümü karşılayacak.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Tamam hiç bir şey kalmadı.
Ali Rıza DEMİRCAN
Nasıl kalmadı? Kalmaması mümkün değil ki.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Hayır adamın imanı dışında hiçbir şeyi kalmadı. Ne diyor o müflis hadisinde
Ali Rıza DEMİRCAN
Müflis hadisinde o hadisin tam metnini hatırlayamıyorum. Anlatmak istediğim şey şu, yani adam bir Müslüman, bir orada adamın bir ömrü var, olaya o zaman şöyle bakalım, adamın yetmiş yıllık bir ömrü var. Dünya kadar yaptığı iyilikler var, bu adama bir zulmetmiş tamam, el hak doğru, peki ne olacak yani, bu adam diyor ki bana zulmetti bu adam, bu devamlı cehenneme gitsin, kardeşim sana zulmettiyse bir başka iki tane adama da adalet işlemiştir, bir başka adama da zekat vermiştir. Birbaşka adama da hayır yapmıştır peki onlar ne olacak?
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Hayır müflis hadisini soruyorum
Ali Rıza DEMİRCAN
Şimdi hocam şu anda bana anında geldiği için soru tabi şuanda aklıma gelenle izah ediyorum.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Mehmet ŞENER sana geçen ders verdiğim bir yazı vardı İbrahim SARMIŞ’ın getirir misin? Hakla ilgili bir yazısı vardı İbrahim SARMIŞ’ın.
Ali Rıza DEMİRCAN
İbrahim’in konusu var bana da gönderdi onu. İbrahim hoca orada kendisi ile tenakuz halinde.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Hayır bu hadisi de yazmış oraya onun için diyorum.
Ali Rıza DEMİRCAN
Şimdi yani bazen anında bir şey veriyorsunuz. Şimdi daha iyi kafamda netleşti. Arkadaş diyor ki evet bana zulmetti, böyle adaletsizlik olur mu? E peki kardeşim de velveznü yevme izinil hak, sana zulmetti el hak, ama bir başkasına da adalet yaptı. Üç adalet yaptı bir başkasına da on defa zekat verdi.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Ya nereden çıkarıyorsun başkasına adalet yaptığını?
Ali Rıza DEMİRCAN
Hocam siz o zaman öyle bir şimdi bu arkadaşımızın verdiği soruda diyor ki bana zulmetti, bana zulmettiğine göre bu adam cehenneme gitmelidir.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Öyle demiyor adam ama.
Ali Rıza DEMİRCAN
Ne diyor? Ben bunu bağdaştıramıyorum diyor. Bir adama zulmedildi diye eğer bir adam cehenneme gidecekse üç adama adalet etti diye de cennete gitmesi lazım. Böyle mantık işletemeyiz. Şimdi bende biraz evvel, hocam şurada bir soru sormama müsaade eder misin? Şimdi siz biraz evvel dediniz ki şirkten arınanlar cehennemden çıkarılacak. Öylemi. E peki şirkten arınanlar, peki bu adamlar niye girdi cehenneme, mademki ve yağfiru maduna zalik vela yeşau Allah peşin peşin dünya hayatında diyor ki; siz şirkten korunun. Şirki affetmem ama şirkin dışındakileri ben affedebilirim mademki adam şirkten korunmuş, mademki onun diğer bütün günahları affedilebilir. O zaman niye cehenneme giriyor, cehenneme girdikten sonra bağışlanmasının bir anlamı yok ki, ben şimdi şirkten korundum.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Nasıl yani. Bir girene sor hele o zaman var mı yok mu? Ölümlerden ölüm beğen orada bağışlanmak ne kadar muhteşem.
Ali Rıza DEMİRCAN
Hocam şimdi tekrar soruyu anlatamadım. Adam şirkten korunmuş ama diğer günahları sebebiyle cehenneme girmiş bir müddet günahların karşılığını almış ve cehennemden çıkarılacak güzel inşallah böyledir zaten böyle olmasını istiyoruz, bende diyorum ki Adil olan Mevla, bu kul şirkten korunmuş, sende diyorsunki ya Rabbi şirkten korunanları Ben bağışlarım. E şimdi hadi şirkten korundu bağışla. Niye bağışlamıyorsun.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
E onu bir kurala göre diyor, yeşau meselesi var içinde. Bir kanuna göre bağışlarım diyor.
Ali Rıza DEMİRCAN
Şimdi ben bu şeyin dışında, şirkten korunmuşum, şirkin dışındakileri ya Rabbi bağışlayacağım diyorsun ondan sonra beni götürüyorsun cehennemin ortasına atıyorsun orada azaplandırıyorsun, e oradan sonra beni çıkardığın zaman, nerede benim yani ben niye girdim azaba uğradım yani?
Dr. Yahya ŞENOL
Şöyle sorabiliriz o zaman şirk dışında hangi günah insanı ebedi kalmaya düçar ediyor da af sonucu çıkıyor içeriden? Böyle soralım mı soruyu?
Ali Rıza DEMİRCAN
Tamam girsin cehenneme tamam girsin, o zaman üç tane adam da diyor ki o zaman bu adam bana zekat verdi ya Rabbi sen bunu niye cehenneme atıyorsun?
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Cenabı Hakka soru sormak var mı orada?
Ali Rıza DEMİRCAN
Hocam yani bu soruyor bende o soruya cevaben öyle diyorum. Diyor ki ya Rabbi adalet olmaz diyor bu adam zulmetti diyor sen bunu yak.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Peki bir dakika önce senin şu sık sık okuduğun şu ayeti okuyalım da bir burada da bir yanlış anlaşılma olmasın. E hatat bihi hatiyatu öyle basit bir olay değil bak şu ayetleri bağlantılarıyla birlikte okuyalım, burada olayın farklı yanı da var yani. Bak ne diyor Allah’u teala bela men kesebe seyyieten, bakara suresi 81 ve 82, kim bir kötülük yapar
Ali Rıza DEMİRCAN
Hocam oraya kötülükler diyelim çünkü daha sonraki hatiyat çoğul geliyor.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Tamam önemli değil yani nasıl olsa daha sonra devam ediyor. Ve hatat bihi hatiyetuhu yaptığı kötülükler kendisini iyice kuşatmışsa, yani kötülüğe batmış, peki bu kötülüğe batmış olan kişi imanli ise şirk günahını işlememiş diğer günahları işlemiş olur. İmanlı değilse şirk günahını işlemiş olur değil mi? İki ayrı şekilde olur. Ondan sonra diyorki ayet, ulaike ashabunnar onlar cehennem ashabıdır. Hum fiha halidun orada ölümsüz olacaklardır. Ölmeyecekler yani şimdi ebeda kelimesi burada yok, geçen haftada şeyyapmıştık. Ebeda kelimesi mesela şeyle de ilgili az önce Yahya dedi ya riba yiyenlerle alakalı bakara 275 de men ade fe ulaike ashabunnar hüm fiha halidun, orada ölümsüz olacaklardır. Ölmeyecekler yani şimdi ebeda kelimesi burada yok. Ebeda kelimesi mesela şeyle ilgili de az önce Yahya dedi ya riba yiyenlerle alakalı bakara 275 men ade fe ulaike ashabunnar hüm fiha halidun diyor kim faize dönerlerse onlar orada ashabunnardır haliddirler ama ebeda kelimesi yok. Ondan sonra şey diyor ki bu ölen şeylerle ilgili, adam öldürenlerle ilgili olarak da diyor ki, ve men yektul muminen müteammiden, kim bir mümini kasden öldürürse, fe cezau cehennemu, onun cezası cehennemdir, halidine fi ha, buradada ebeda yok. Bir mümini kasden öldüren bir mümin kafir olur mu? Olmayacağını da fein taifeten inna muminune, müminlerden iki grup birbirini öldürürse. Mümin mümini öldürürse kafir olmuyor. Ama cezası nedir, halid olmak üzere cehennemdir o zaman bu halidin manası ne? Bazı yerlerde halidine bazı yerlerde de ebeda kelimesi ilave ediliyor. Ondan sonraki ayeti okuyalım, bakara 82’ye bakalım. Vellezine amenu ve amilus salihati ülaike ashabül cenneh hüm fiha halidun, onlarda cennetliktir ve orada halittirler. Şimdi bak bir taraftan günaha batmış kişi bir taraftan inanmış iyi işler yapmış kişi, inanmış iyi işler yapmış kişide problem yok onun sevabı günahlarından fazla gelir. Ama adam inanmış ama bir mümin öldürmüş. İnanmış ama faizcilik yapmış, inanmış ama günahlara dalmış.
Ali Rıza DEMİRCAN
Hocam o dediğiniz, bakın o şeyde beyyine suresinde ehli kitap ve müşriklerin kafirleri de cehennemdedir fakat ebedi değil orada. Yani buradan hareketle bir sonuca gitmek benim anlayışıma göre şeydeğil.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Peki birde müflis hadisini okuyalım bakın. Bu mealden okuyorum. Şimdi Abdullah internetten bulmuş? Şüphesiz ki ümmetimin müflisi kıyamet günü namaz, oruç ve zekat sevabıyla gelip, fakat şuna sövüp, buna zina isnadedip, iftira edip, şunun malını yiyip, bunun kanını döküp, bunu dövüp, bu sebeple iyiliklerinin sevabı şuna buna verilen, ödemeler yapıyor kendi sevaplarından üzerindeki kul hakları bitmeden sevapları biterse hak sahiplerinin günahları kendisine yüklenip sonrada cehenneme atılan kimsedir, bu adam mümin, sonrada cehenneme atılan kimsedir. Dolayısıyla bu ayetle hatatbihi hatiyetuhu da oradaki gayy ile aynıdır az önce Meryem suresinde sevfeyeganna gayya var ya bu kişinin günahları içerisinde şirk olabilir de olmayabilir de.
Dr. Yahya ŞENOL
Şirk yok ama girmiş adam. Diyelimki faiz yemiş. Fe cezau cehennemu halidina fiha, şimdi biz halidine orada ebedi demiyoruz. Ölmeyecek girecek ama ölmeyecek. Peki bağışlanma niçin olur yani zaten ebedi demiyor Allah buna. Girdiği an cezayı çekti.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Cezasını çekiyor çıkıyor işte.
Dr. Yahya ŞENOL
Bağışlanma ebedilikten olması lazım işte. Ebedi kalacak normalde bağışlanmasa, ebedi bir suç olacak ki o bir bağışlama söz konusu. Onu diyorum
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
O da güzel bir mantık. Başka birisi olsaydı ebedi kalacaktı ama bu müşriklik günahı olmadığı için ebedi kalmaktan kurtulmuş oluyor.
Dr. Yahya ŞENOL
Peki ebedi kalmayacaksa nasıl oluyor hani cezası belli değil ki sene ile mi takdir edilmiş?
Ali Rıza DEMİRCAN
Madem ki ebedi kayda gelmeden varid olanları şeye hamlediyorsunuz, bunun geçiciliğine çıkacağına o zaman buraya ne diyeceksiniz zaten bakın kuran, innellezine keferu
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Ya sadece bir yerde ebeda geçmesi gerekmez ki. Ebeda kelimesi cehenneme giden müminlerle ilgili hiç geçmiyor.
Ali Rıza DEMİRCAN
Hocam bana sorarsanız daha şuanda müdellel değil kuranı kerimde müminlerin cehenneme gireceğine dair açık ve net ifade yok. Şu ana kadar biz tesbitini yapamadık. Buyurun açık bir örneğini verelim bize. Hocam siz öyle diyorsunuz da kazın ayağı öyle değil ki. Bakınız fehalefe mimbadihim haffun edaus salate vettebau şehavati ve fe sevfe yelkayni gayya, tamam illa men tabe ve amene, ne buradaki illa tevbe eden, iman eden salih ameller yapanlar, buradaki tevbenin akabinde iman edenlerin gelmiş olması. Edaussalate bir namazın inkarı manasına geldiğini ifade eder.
Dr. Yahya ŞENOL
Devamında innellezine amenu diyor, demekki bir öncekiler iman etmemiş olanlar.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Hayır buradaki istisna değil ama. İman etmiş olmayanlar değil.
Dr. Yahya ŞENOL
Hayır yani mümini ihata edebilir mi yani seyyiesi?
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Elbette eder.
Dr. Yahya ŞENOL
O zaman iman etmiş olmuyor bir sonra iman etmiş olan böyle değil demesinin sebebi
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Adam bak mesela zinada etse, adam da öldürse kafir olmuyor.
Dr. Yahya ŞENOL
O Furkan suresindeki ayet ama şirkle beraber üç suç orada var. Tıpkı müddesir suresindeki gibi adam namaz kılmadığı için cehennemde değil veya fakiri yedirmediği için değil. Üç suçu bir işlediği için cehennemde ebedi kalmasını gerektiren suç da kafir olmasıdır.
Ali Rıza DEMİRCAN
Kafir nasıl oluyor. O örneği boşuna vermedim ben. Namazsızlık zekatsızlık imansızlığa götürüyor. Yani o ölçüye varmazsa adam şey bitti zaten yedi buçuk milyarın yediside gitti. İnanın bu şeyle cehennemden kurtulan, bizde yolcuyuz yani, ulan bende cehenneme gideceksem diyorum yani haşa sümme haşa ama ya Rabbi müsaade ette bende bir hakkımı savunayım yani, ya ya Rabbi ben sana elli yıldır… o kurala göre edeceğiz de o zaman kurban olduğum Rabbim Rahmansın Rahimsin Gaffarsın Settarsın…
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Bak mağfiretininde bir kuralı var.
Ali Rıza DEMİRCAN
Kurandan verelim delilini ama hocam kuran bir bütün. Kuranın bütününden hareketle
Prof. Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Ondan diyorum, niye siz ayetin üsttekini okuyorsunuz da alttakini okumuyorsunuz? Okuduğunuz ayetlerin bağlantısını da okudum başka hiçbirşey yapmadım.
Ali Rıza DEMİRCAN
Yok ya bir dakika hocam öyle değil, şimdi siz bana dediniz ki; okuduğunuz ayetlerin konumuzla alakası yok. Konumuzla öyle bir alakası var ki işin temelini oluşturuyor.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Bak hadisin tamamını okudun. Peki neyse sorulara bakalım isterseniz.
Ali Rıza DEMİRCAN
Hocam bakın bize bir soru soruldu, müflis hadisinden bizi yakalama. E kardeşim anında bana bana iki gün evvel varid olan bir soru değil ki. Eğer biz hadislerle amel edecek olsak ayetlerle bağlantılarını kurmadan niye burada konuşuyoruz.
Dr. Yahya ŞENOL
Tam onunla ilgili bir soru var şimdi. Demiş ki hocama hitaben, şimdi siz sevabı ağır basanların doğrudan cennete gideceğini söylüyorsunuz.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Onu kuran söylüyor canım. Ben söylemiyorum.
Dr. Yahya ŞENOL
Şimdi 71’i anlamamış onu geçiyorum ama bir rivayette, hadiste her insan cehenneme uğrayacak, ancak Allah iyileri yakmayacak oradan kurtaracak. Cabir’in naklettiği bir hadise göre cennetteki müminler daha önce cehenneme uğrayacaklar, fakat cehennemde daha önce onların uğradığı yerlerin ateşi sönecektir. Bir rivayete göre cennetlik müminlerin cehenneme uğramaları sırattan geçmelerinden ibarettir. Şimdi bunlarda buhari hadisi. Hadis diyor hepsinin uğrayacağını gösteriyor diyor. Bütün müminlerin.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Şimdi bu ahiretle ilgili tabi bazen de rivayetlerde hata da olabiliyor. Bak şimdi ayeti kerime diyor ki enbiya suresinin 101’den 103’e kadar diyor ki Allah’u teala; İnnellezîne sebekat lehum minnel husnâ ulâike anhâ mub’adûn yani kendi lehlerine bizden el hüsna sözü geçmiş olanlar cehennemden uzak tutulacaklardır diyor, el hüsna sözü geçenler de büyük günah işlemeyenler onlar zaten Necm suresinde Cenabı Hak belirtiyor. Onlar diyor kendi canlarının istedikleri şeylerde ölümsüzdürler. La yahzenuhumur fezahurekber o büyük sıkıntı onları üzmeyecektir. Vetetalakkumelaike, melekler onlara şeyyapacak, haza yevmukullillezi küntüm tuadun, yani orada ne üzüntü çekecekler ne rahatsız olacaklar cehennem uzak tutulacaklar, hem cehennem uzak tutulan kişi cehenneme nasıl girer?
Dr. Yahya ŞENOL
Üstünden geçecek diyorlar.
Ali Rıza DEMİRCAN
Bizde aynı şeyi söylüyoruz zaten.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Meryem suresinde ne var?
Dinleyici
Hocam 71. Ayetinde var içinizde oraya uğramayacak kimse yoktur diyor.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
İki kere okuduk o ayeti, iki kere okuduk onu, içinizden değil orada bak o ayeti kerimeye ben özellikle onu öyle anlaşılır korkusuyla, şeyden başladı içinizden oraya uğramayacak olan yoktur diye yanlış o minkum derken yukarıdakiyle bağlantılı olarak bir, namazlarını terkeden ve şehvetlerine uyanlar onlar bi istisna edildi, istisna edilenler cehenneme gidiyor. İstisna kaideyi bozmaz diye bir kural yokmu, o istisna edilenler salih amel işleyip tevbe edenler onlar cennete gitti onlar girmiyorlar oraya. Ve minküm illa variduha’da o istisnaların dışındakiler yani o cennete gidenlerin dışındakiler oraya gideceklerdir. O çok açık orada yani onu özellikle yanlış anlaşılmasın diye vurdum ama yine iyiki söyledin demekki yanlış anlaşılma olmuş. Cehennemi görmek başka, ve iza cahimuburrizet diyor, cehennemi görmek başka, uzak tutulmak başka bir şeydir. Şimdi sen orada cehennemi görüyorsun. Zaten arafta da cennetliklerin cehennemliklerin cennetlikleri gördükleri onlarla konuştukları onlarla o kadar çok ayet var ki, görmek başka bir şey oraya uğramak onun sıkıntısını çekmek başka bir şey. Arafla ilgili ayetleri okurken onu göreceğiz. Mahşerde yok da cehennemden çıkarma var. Şirk ayrı bir konu, bizim şu anda konumuz şirk değil yani. Adam müşrik sayılıyorsa falanca beni kurtaracak filanca beni kurtaracak diyorsa zaten kimden kurtaracak? Mesela şöyle düşünün bugün mesela bir kısım komutanlar hapishanedeler. Gazetelerden öğrendiğimize göre de bir genel kurmay başkanı onları oradan kurtarmak için çok uğraşmış. Eğer kurtarabilseydi hükümetten daha güçlü olabilecekti değil mi, e kurtaramadı, demekki hükümet daha güçlüymüş. Şimdi siz aynısını ahirete monteleyin, diyorlar ki peygamberimiz bizi kurtaracak, kimden? Allah’tan. O zaman Allah’tan daha güçlü olması lazım öyle olması lazım, buda şirkin alasıdır.
Dr. Yahya ŞENOL
Cehennemden bizi çıkaracak dese adam, ebedi kalmaktan kurtaracak bizi
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Ebedi kalmaktan kurtaracak meselesi değil, şefaatten bahseden hiç kimse cehenneme girmeyi düşünmüyor ki.
Dr. Yahya ŞENOL
Yok öyle bahsetseler mesela.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Cehennemden kurtarmayacak yine Peygamberimiz. Allah bak kuranı kerimde onun kuralını koymuş. O şeydede var Udhulul cennete diyenlerin kim olduğunu haftaya inşallah lahavfun aleyküm vela entüm tahzenün söyleyecek olanların kim olduğunu haftaya inşallah o araf konusunda okuyacağız.
Dr. Yahya ŞENOL
O zaman şefaatçinin hiçbir yetkisi yok o zaman bu durumda.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Ya şefaat yanına alan kişidir, yoksa kurtarıcı değildir şefaat kesinlikle olmaz yani kurtarıcılık söz konusu değil. Ama Allah’u teala bir şey yapmıştır. O zaten kuralına uygun olarak sonuna gelmiş, orada bir şunu senin yanına alabilirsin demiş onu araf ayetinde göreceğiz haftaya Allah nasip ederse.
Dinleyici
Hocam Halid bin velid savaş alanında şapkasında Peygamber efendimizin ya sakal ya saçını taşıyormuş diyorlar yani hiçbir savaşı kaybetmedi, bir savaşta şapkası yere düşüyor,
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Yani onlar hikaye onları boşver.
Ali Rıza DEMİRCAN
E Peygamberimizin nasıl dişi kırıldı?
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Yani biz şirkten bahsetmiyoruz burada Rüstem Bey burada bahsettiğimiz başka bir şey. Burada konumuz şirk değil. Başka bir sorun var ise sor, konumuz şirk değil.
Dr. Yahya ŞENOL
Cehenneme girip çıkacak olanlar fasıklar mıdır diye soru var, kuranı kerimde fasık diye kendisinden bahsedilenler vardı diyor, bunlar cehenneme girip çıkacak olanların adımıdır diyor.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Ya fasık kelimesi kafir manasında kullanılır. Günahkar manasında da kullanılır. Günahkar manasında fasık işte mücrim
Ali Rıza DEMİRCAN
Neyin karşılığında kullanıldığını, efelemkane müminen kemenkane fasikalayesmeun, elmellezi amenu ve amilussalihatı cennetul
Dinleyici
130 da kat kat faizden korunun diyor, kat kat faizden
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Konuyu değiştirme, faiz ile ilgili bir sorun varsa başka bir anda sorarsın burada sorma şimdi o başka bir şey.
Dr. Yahya ŞENOL
Cehennemden çıkılacağı konusunda diyor cennette yakını olanlardan bahsetti hocamız önceki sohbetlerde peki diyor ayetlerde soy sop ve akrabalık bağlarının babanın oğuldan oğulun babadan kaçacağını biliyoruz bu açıdan bakarsak nasıl ben tanıdığımın yanında cennete çağırılacağım diyor.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Soru çok güzel de bütün bu ayetler bağlantılarından koparılarak anlatılıyor, bak şimdi burada Abese suresini açalım bakın beşyüzseksenbeşinci sayfa, yani bu arkadaşımızın sorusu çok güzel ama bağlantılardan koparılarak bu ayetler anlatıldığı için anlaşılması zorlaşıyor. Bak yevme yeğfirul mer’u, el mer’u kim? O kişi bak yukarıda Peygamber sallallahu aleyhi vesselleme Abese ve tevellâ. En câehul a’mâ. Ve mâ yudrîke leallehu yezzekkâ. Ev yezzekkeru fe tenfeahuz zikrâ. Emmâ menistagnâ. (Abese 1,2,3,4,5) kendisini Peygambere muhtaç görmeyen kişi, o kişi kardeşinden, annesinden, babasından evet ama her insanda bu şey söz konusudur ama mahşer yerinde, mahşer yerinde o kişi de diyebilirsiniz bütün insanlarda diyebilirsiniz, burada anlatılan mahşer değil. Burada anlatılan cennete gidenler cennete gitmiş, cehenneme gidenler cehenneme gitmiş, ondan sonra da cehennemden çıkarılanlar nereye gidecek cennetteki yakınlarına, buda kuranı kerimin anlattığı bir şey, mahşerde olan olay değil. Mahşerin dışında olan bir olay. Yani onu genelde anlasan mahşerden bahsetmiyoruz. Hesap bitmiş herkes gideceği yere gitmiş ondan sonra.
Dr. Yahya ŞENOL
Evet, şöyle bir soru var yine Meryem suresi ilgili ayetlerle alakalı, Allah bir azgınları ayırdı köşeye, sümmelezeanne minkulli şeyaatin, sonra müttakileri ayırdı sümmenüneccilleznettekav, sonra da ve nezerul zalimine fiha cisiyya ve zalimleri de diz üstü bırakacağız dedi. Bu üçüncü sınıf insanlar mı cehennemden sonra cennete girecekler?
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Allah Allah, neyse anlaşılmamış demekki. Allah razı olsun ama ben bu anlaşılsın diye özellikle vurgu yaptım, neyse birdaha okuyalım bak, şimdi yukarıda bir günahkarlar var ve o 59. Ayette belirtilen kişi müşrikde olabilir günahkar da olabilir. 60. Ayette bunlar tevbe ederse ister müşrik olsun ister günahkar olsun farketmez tevbe ettiği takdirde bunlar cennete gideceklerdir ama ve in minküm illa variduha derken bu istisnanın dışındakiler cehenneme varacaklardır, istisnanın yani günah işlemiş olanlar ya da kafirler oraya varacaklardır, şimdi orada diyor ki kane ala rabbike hatmen makdiyya, cenabı Hak bunu kesin karara bağlamış zaten, günahkarsa gidecek cehenneme Allah’ın kesin kararı bu, değişmez bu, peki cehenneme gittikten sonra ne diyor sümme nüneccillezinennettekav müttaki olanları kurtaracağız. Bunun ne müttakisi, cehenneme gidenin müttakisi ne olur? Kendisini şirkten koruyan. Onu da zaten söylemiş, şirkin dışındakileri affeder, onun takvası kendisini şirkten korumaktır, ama onun dışındaki günahlardan korunsaydı zaten cennete gidecekti, kendisini şirkten korumuş olanları sonra kurtaracağız diyor cehenneme girdikten sonra kurtaracağız diyor. Sümme nüneccillezinettekav ve nezerul zalimine fiha cisiyya zalimleri orada diz çökmüş olarak bırakacağız. Bunlar müttaki değil bunlar kendilerini şirkten korumamış olan kimseler. Yani şirk günahı işlemiş olan kimselerdir.
Dr. Yahya ŞENOL
Size sormuşlar hocam, siz nasıl sümme nüneccillezinettekavı anlıyorsunuz hocam? Nereden kurtaracak diyor Allah onları.
Ali Rıza DEMİRCAN
Sümmenünecciyi nasıl izah ediyorum, onun izahına gelelim, biz sümmeyi, biz şimdi olayı şöyle tasavvur ediyoruz evvela vurud kelimesinin cehenneme girme manasına geldiğini kuranla söylememiz mümkün değil, neyle hareket edeceğiz.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Nasıl yok, şimdi firavuna ne diyor?
Ali Rıza DEMİRCAN
Velemma verada mae medyene ve ceda aleyhi ümmete minennasi yeskun, velemma verada mae medyene medyen suyuna geldiği zaman demek, medyen suyuna girdiği zaman demek değil ki.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
ya kardeşim duruma göredir. Firavuna minennar diyorsa firavun cehennemin yanına kadar mı getirilecek.
Ali Rıza DEMİRCAN
Hayır bizim bildiğimiz müttakiler kurtuluyor. Ama bizim burada şartlanmamız şu, yani biz millet şeye toplandı, Müslümanlarda geldi şeyin etrafında zalimler şeye girdirilirken bunları kurtarıyoruz. Aynı anda cereyan eden hadise değil.
Dr. Yahya ŞENOL
Yani siz diyorsunuz ki cehennemin etrafından kurtulunuyor.
Ali Rıza DEMİRCAN
Bu cehennemin etrafından öyle de düşünebilirsin. Birde onun dışında bile mütalağa edebilirsin. Sümme terahi zaman içinde yani faitakibiye değil, olayı biz şimdi bir ayet sonra geldiği için biz olayı aynı anda cereyan eden bir hadise olarak görüyoruz, oysa sümme olayının kurandaki kullanımlarından hareket ettiğin zaman çok farklı bir zaman farklı bir zemin farklı bir çerçeve onu biz aynı o anda başka bir türlü izah etmemiz mümkün değil.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Ben sana bir şey söyleyeyim şu anda millet sıkıldı saat biri on geçiyor. Dersi çoktan bırakmış olmamız lazımdı. Biz bu milleti engelliyoruz kapıları kapatıyoruz, birisi geliyor şuradan üç beş kişi kurtarıyor diğerlerini burada bırakıyor. Burası ne, ya diyor ki ayet diyor ki, sonra diyor müttakileri kurtarırız diğerlerini orada bırakırız.
Ali Rıza DEMİRCAN
Oradan kurtarırız demiyor ayet. Hayır öyle demiyor, sümme nüneccillezinettekav, müttakileri kurtarırız diyor. Cehennemden kurtarırız demiyor ki,
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Sen cehennem demiyorsun, dememeye devam et, bak ayet diyor ki; sonra müttakileri kurtarırız kurtarma kelimesi, sonra diyor ki zalimleri orada bırakırız fiha diyor, oranını içinde bırakırız diyor, orada bırakırız ne demek, şimdi zalimler cehennemin içinde değil de dışında mı kalıyorlar?
Ali Rıza DEMİRCAN
Şimdi onu bende size izah ediyorum, o zaman diyorum ki bizim burada yöntemimiz gereği, bizim burada kullandığımız ayetleri ayetle açıklama yöntemi gereği bu kurtarmanın ne anlama geldiğini geçin Zümer suresine ve Ve yuneccîllâhullezînettekav bi mefâzetihim lâ yemessuhumus sûu ve lâ hum yahzenûn(Zümer 61) burada cehenneme girme çıkma var mı? Ayette yukarıda cehennemden söz ediyor.
Prof.Dr. Abdulaziz BAYINDIR
Neyse onu haftaya konuşalım isterseniz. Peki peki tamam teşekkür ederiz Allah razı olsun.