El-hamdü lillahi rabbi’l-alemin,ve’s-salatü ve’s-selamü ala rasulina muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmeıyn.
Bugün miras konusuyla alakalı önemli bir problem üzerinde duracağız.Avliye denen bir mesele vardır.Yani mirasta payın paydadan çok olması.Ya da şöyle söyleyelim; şurada bir ekmeğiniz var.Ekmeği getiren kişi diyor ki ; bu ekmeğin yarısını Ali Rıza Hoca’ya verin,dörtte birini Abdurrahmana’ verin,üçte birini de Mehmet Hoca’ya verin.E şimdi yarısını Ali Rıza Hoca’ya verdim,dörtte birini de Abdurrahman’a verdiysem geriye sadece dörtte biri kaldı.Üçte birini Mehmet Hoca’ya ben nasıl veririm ? Değil mi ?
Bir katılımcı : “ Hakkından vazgeçer hocam ! “
Abdülaziz Hoca : “ Sen vazgeçersin de ! Vazgeçmeyen çıkarsa ne yapacağız ? “
Tamam mı ? Yani o zaman bunu nasıl böleceğiz ? Burada iki tane yöntem olabilir : Birisi dersiniz ki ; mesela ölen bir insanın bir milyon lira borcu vardır.Tüm malı da beşyüzbin liradır.Her ikisinin alacağını yüzde elli oranında azaltarak taksim yaparsınız.Bu bir yöntem.Bu bir yöntem ama bu olay öyle değil ! Bu Kuran-ı Kerim’in koymuş olduğu bir kural.Mirasla ilgili olarak bir kural.Allahu Teala böyle bir hukuku nasıl koyar ? diyor bazıları. Şimdi yarısını Ali Rıza Hoca’ya vereceksin,dörtte birini Abdurrahman’a,üçte birini de Mehmet Hoca’ya demez diyor Cenab-ı Allah.O zaman şöyle diyorlar : Allah matematik bilmiyor mu ? Allah’ın matematik bilmemesi diye bir şey olmaz.Öyleyse bu kitap Allah’ın kitabı değil ! Öyle değil mi ?
Yahya Şenol : “ Muhammed’in uydurduğuna en büyük delildir.” diyorlar.
Abdülaziz Hoca :
Bunu “Muhammed uydurmuştur.” diyorlar.Şimdi şeyde bunu söyleyen insanlarda mantık hatası yok ! Şu anda dört mezhebin dördünde de her ikisinin payı aynı oranda azaltılarak taksim yapılır.Şimdi bunun örneği şöyle ; Bu örnekti değil mi ? Hatta bundan da daha önemlisi o iki ayette hiç kız kardeşini devreye sokmadan,bir örnek vardı,o soruyu çıkarsana ! Kız kardeşleri devreye sokmadan bir soru vardı.Kadın ölüyor,yanlış hatırlamıyorsam,kadın ölüyor kocası kalıyor,annesi babası kalıyor,iki tane de kızı kalıyor.
Yahya Şenol : “ O iki kız kardeş değil,iki kız olacak !
Abdurrahman Hoca : “ İki kız olan mesele de var.”
Yahya Şenol : “ Ama soruda iki kız ! kardeş değil !
Abdurrahman Hoca : “ İki kız.”
Abdülaziz Hoca :
Tamam.İki tane de kızı kalıyor.Şimdi yani bakın şu Nisa Suresi’nin 11. ve 12. ayetlerine bakalım.Yani problem nerede çıkıyor ? Nisa Suresi’nin 11. ayetinde ne diyor ? iki kız için.Hatta siz üç kız deyin.Yani herhangi bir problem olmasın diye.Üç kız deyin.İki derseniz biri itiraz edebilir.Tam ayete göre.Şimdi ayet diyor ki :
“ Allah size evladınız konusunda erkeğe iki kız payı emreder.”
Vasiyet eder,emreder.Eğer bunlar ikinin üzerinde kızlar ise yani üç kızı varsa ölenin bunlar diyor ;
“ fe-le-hünne sülüsa ma terak “
Ölenin bıraktığı malın üçte ikisini alır.Şimdi buradaki soruda üç tane kızı olduğuna göre bu üç kız mirasın ne kadarını alacak ?
Fatih Orum ve diğerleri : “ Üçte ikisini alacak.”
Abdülaziz Hoca :
Üçte ikisini alacak.İki bölü üç.Şimdi siz büyük bir kağıt verin de ben buraya yazayım.Nerede kalem ? Bir kalem de getir ! Abdurrahman Hoca.Kalın yazan bir kalemden getir kameradan görülebilmesi için.
Şimdi üç kız varsa,bir kimsenin üç tane kızı varsa üç kız mirasın iki bölü üçünü alacak. Tamam mı bak ! Mirasın iki bölü üçünü alıyor görebiliyor musun ? Tamam ! Şimdi ölenin annesi var,babası var.Bir de kocası var.Şimdi önce anneye babaya diye gidelim yani bir kadın ölmüş,üç tane kızı var,anası var,babası var ve kocası var.Yani Nisa Suresi 11 ve 12.ayetlerine göre çözülüyor.Burada ayette diyor ki ; eğer diyor ölenin çocuğu varsa annesiyle babasından her birine altıda bir mirastan pay düşer.O zaman annenin payı anne bir bölü altı,baba bir bölü altı,peki bir de bunun kocası var.12.Ayeti alalım,12.ayette diyor ki ;
“ ve leküm nısfu ma terake ezvacüküm in lem yekün lehünne veled.Fe in kane lehünne veledün felekümü’r-rubu’u. “
Yahya Şenol : “ Kadına mı,kocaya mı ? “
Abdülaziz Hoca :
Koca ! Kocaya. Kocada daha belirgin.Diyor ki ; eğer diyor karılarınızın çocuğu yoksa bıraktığı malın yarısı sizin.Çocuğu varsa dörtte biri.Şimdi burada kaç alacak ?
Bir katılımcı : “ Dörtte bir.”
Abdülaziz Hoca :
Kadının çocuğu var çünkü.Üç tane kızı var.O zaman kocanın alacağı dörtte bir.Şimdi bunları toplayacağız.Bak şimdi şurada toplayacağız.Paydalar üç,altı,altı,dört.Paydalar nerede eşitlenir ? Onikide eşitlenir.Onikide eşitlendiğine göre paydaları bir eşitleyelim.Dört,iki,iki,üç.Bu birincisi.Bak şimdi bunu bir göster.tamam mı ? görüyor musun ? Tamam ! Şimdi ikinci aşama.Şunları bir toplayalım.Dört kere iki sekiz.İkinci aşamayı şuraya yazalım.Sekiz bölü oniki üç kız,ondan sonra artı iki bölü oniki artı iki bölü oniki artı üç bölü oniki. Koca,anne,baba.Toplam onbeş bölü onüç.Toplam onbeş bölü onüç.Göster ! Yani elimizde oniki tane elma var,onbeş kişiye paylaştıracaksın ! Bu o demek değil mi ? Şimdi,bu bilgisayar,şey internet ortamında itiraz edenler diyor ki ; kardeşim,bak ! işte sana ayet,yan yana iki ayet : bu Allah’ın ayeti diyorsanız,Allah’ın matematik bilmemesi diye bir şey yok ! Matematik profösörlerini yaratan da O.Kainata bu kuralları koyan O.Yani böyle bir şey olmaz diyor.Yani itiraz edenlerin Cenab-ı Hakk’a itirazları yok ! Ne olursa olsun ! O zaman diyor siz bu kitaba Allah’ın kitabı diyemezsiniz ! onu Muhammed uydurmuştur ! E şimdi bakıyorsunuz matematik olarak tamam.Peki bu niye böyle ? Bu şimdi Hanefi mezhebinde böyle,Şafii’de böyle,Maliki’de böyle,Hanbeli’de böyle.Ama bir tek Şia’da böyle değil !
Abdurrahman Hoca : “ Zahirilerde de.”
Abdülaziz Hoca :
Avliyeyi kabul etmiyorlar mı ? Peki ! Zahirilerin kabul etmeme gerekçesi ne ? Neden kabul etmiyorlar ?
Abdurrahman Hoca : “ Zahirilerin kabul etmeme gerekçesi …”
Abdülaziz Hoca :
İstersen ben önce ben bu meseleyi bir anlatayım,sonra detaylara inelim !
Abdurrahman Hoca : “ Tamam ! “
Abdülaziz Hoca :
Onu bir anlayalım ! Şimdi ; şimdi burada bir mantık hatası var ! Yani ayetler üzerinde yeterince düşünülmeden verilen bir hüküm var.Cenab-ı Hakk ne diyor bak ! esteıyzü billah ;
“ ve la ta’cel bi’l-kurani min kalbi en yukda ileyke vahyuh “
Onun vahyi sana göre tam olarak hükmünü vermeden,yani tam olarak oturmadan o Kuran’la,Kuran’ı hüküm vermek için acele etme ! Yani o ayetleri birleştireceksin,zihninde onu iyice yoğuracaksın,yani yemeği pişirmeden sofraya getirme ! demiş oluyor.Pişirmeden getirirsen işte böyle milletin midesini bozar.Peki pişirilmemesinin sebebi ne ? Şimdi şuraya bakın arkadaşlar ! ayetlere tekrar bakalım ! Şimdi bu ayette başlangıçta Allahu Teala erkek ve kız çocuklarını şey yapıyor.Hatta oraya geçmeden önce şunu söyleyeyim.Şimdi bu üç kız yerine üç tane oğlan olsaydı hiçbir problem çıkmazdı.
Fatih Orum : “ Geriye kalanı alıp götürürdü.”
Abdülaziz Hoca :
Çünkü oğlanların ayette belirtilmiş bir,belli bir oranda payları yok.Geriye ne kalırsa onu alırlar. Dolayısıyla oğlanlara sekizde on iki gibi pay veremeyecekti.Artanı alacaklardı.O zamanda bir yani on iki tane elma varsa bu on iki tane elmanın iki,dört,yedi tanesini şeye verecektik burada belirtilen kişilere geriye kalacak beş tanesini de oğlanlara verecekti.
Abdurrahman Hoca : “ Kardeşleri varsa birlikte olsalar yine problem olmayacak.”
Abdülaziz Hoca :
Ha ! Oğlan ve kız olsaydı,mesela üç kızın yanına bir oğlan koysaydık
Bir katılımcı : “Yine geriye kalanı alacaklardı “
Abdülaziz Hoca :
Yine geriye kalanı alacaklardı ! Dolayısıyla o beş taneyi paylaşacaklardı.Ama sadece üç kız olduğu için,burada şey var.Şimdi buradaki mantık hatasını doğru bulmak lazım ki önce biz tatmin olalım.O soruyu soranlar da tatmin olur olmaz o ayrı konu.Biz meseleyi doğru ortaya koyalım.Şimdi bu ayette diyor ki ; sizin diyor
“ ve leküm nısfu ma terake ezvacuküm “
Yoo ! Ondan önceki ayet.O değil,11.ayetten başlamamız lazım.Yani 11.ayetteki mantık hatasını bir yakalamamız lazım.Burada diyor ki ;
“ yusıykümü’llahu fi evladiküm min zekeri misli hazzi’l-ünseyeyn “
Ana kural bu ! Erkeklere iki kız payı,verilir.Yani bir erkek iki kız payı kadar alır ! E,o zaman öyleyse burada bir şüphe başlaması lazım ! Yani erkek iki kız payı alabiliyorsa,bir erkek iki kız payı alabiliyorsa o zaman bu ne demektir ? Erkeklerin payı kızlardan fazla demektir.Öyleyse sen şuraya üç kız yerine on tane erkek koysan dört mezhepte,alacakları payda değişen bir şey yok.Yani bu payı vermiyorsun.Artan beş taneden fazla alamaz.Ama üç kız verdin mi erkeklerden daha fazla vermek zorunda hissediyorsun kendini.Halbuki ana kuralda erkekler kızlardan daha fazla pay alıyorlar.Şimdi burada bir soru işareti ortaya çıkması gerekmiyor mu ?
Ali Rıza Dmircan : “ Tekrarlar mısınız ? “
Abdülaziz Hoca :
Bir dahi aşk ile şevk ile hulus-i kalp ile tekrarlıyorum.Şimdi ayette ne diyor ? Erkeğe iki kız payı
Ali Rıza Demircan : “ Evet.”
Abdülaziz Hoca :
Bir erkek iki kız kadar mirastan pay alacak.Ana kural bu ! Ana kural bu.Şu üç kızın yanına bir tane erkek olsaydı artan beş taneyi aralarında erkeğe iki pay kızlara bir pay olmak üzere paylaşacaklardı.Yani üç pay,birer pay kız alacaktı o beş taneden birer tanesini kızlar alacaktı, iki tanesini de erkek alacaktı.E şimdi erkekler kızların iki katı pay aldığı halde siz burada kızları erkeklerden fazla pay vermiş olmuyor musunuz bu meselede ?
Bir katılımcı : “ Sade bir erkek olsa bile o payı alamıyor.”
Abdülaziz Hoca :
Bir erkek bile olsa alamıyor payı.Bu payı alamıyor yani.
Bir katılımcı : “ Beş bölü on ikiyi alır.”
Abdülaziz Hoca :
He ! beş bölü on ikiyi ancak alabilir.On tane de olsa beş bölü on ikiyi alabilir. Ama iki tane kız olsa iki tane kız olduğu zaman sekiz bölü on ikiyi alacak.E şimdi on tane erkek olsa beş bölü on ikiyi alacak bunda hiçbir mezhebin ihtilafı yok ! Ama iki tane kız olsa sekiz bölü on ikiyi alacak.Halbuki iki kız bir erkek yerine geçiyordu,ne oldu !? Anlatabildim mi ?
Ali Rıza Dmircan : “ Şey,tam anlamadım.”
Abdülaziz Hoca :
Düşünüyorum o halde varım ! Erkeklerin payı kızlardan fazla değil mi ?
Ali Rıza Demircan : “Evet.”
Abdülaziz Hoca :
Ama bu mezheplerin paylaşımında kızların payı erkekleri geçiyor.
Ali Rıza Demircan : “ Kızları payı ? “
Abdülaziz Hoca :
Erkekleri geçiyor.
Ali Rıza Demircan : “ Niçin ? “
Abdülaziz Hoca :
Bak şimdi şurada,bu ayette şey diyor ya kızlar ikiden fazlaysa üçte ikisini verin diyor ya !
Ali Rıza Demircan : “Evet.”
Abdülaziz Hoca :
Oraya zihinlerini takarak onu veriyorlar. Ben şimdi onu başka şey,burada sadece zihnimizde soru işareti oluşsun,ben esas neticeye burada varmıyorum.Tamam mı ?
Ali Rıza Demircan : “ Ben de bir şeyi ilave edicem.”
Abdülaziz Hoca :
Soru işareti oluşsun geliriz yavaş yavaş.Şimdi,yani burada bir bit yeniği var ! Erkeklerin payı kızlardan fazla olması gerekirken kızları payı erkeklerden fazla oluyor,bu açık !
Fatih Orum : “ O halde ayetteki üçte iki ne olmalı ? “
Abdülaziz Hoca :
Üçte iki ne olmalı ? Üçte iki,oraya ne yapıcaz ? Şimdi devam ediyoruz.
Ali Rıza Demircan : “ Hocam ! Tam burada şeyimi (itirazımı) yapayım.Şimdi bakın “
Abdülaziz Hoca :
Ama şimdi bak resim tamamlanmadan şey yaparsan anlaşılmaz !
Ali Rıza Demircan : “ Tamam ! Ben de aynı şeyi “
Abdülaziz Hoca :
Yok yok,Hayır ! Şimdi bu çok büyük bir mesele ! Yok yok,siz burada hiç karışmayın ! Sadece dinleyin.Sonunda siz itirazınızı yapın çünkü problem anlaşılmaz ! Bu son derece nazik bir konu,yani şey yapılmamış.Şimdi devam ediyoruz.Yani şimdi dört tane mezhebin de içinden çıkamadığı bir konuyu tartışıyoruz.Onu için çok nazik bir konu.Yani bir kılcal damar ameliyatı gibi.Çok dikkat edilmezse beyin parçalanabilir yani.
Bir katılımcı : “ Allah korusun ! “
Abdülaziz Hoca :
Amin ! Şimdi burada diyor ki şimdi anne baba meselesine geliniyor. Burada Allahu Teala anne babanın payını belirlerken anne babanın payını çocuklara göre belirliyor.Ama çocukların payını anne babaya göre belirlemiyor !
Ali Rıza Demircan : “ Bir dahi aşk ile ! “
Abdülaziz Hoca :
Evet ! Bak diyor ki ayet ; söylüyorum,diyor ki ;
“ ve li-ebeveyhi “
Yani ölenin anne babası için
“ li-külli vahidin minhüma’s-sülüs “
Her birinin payı altıda birdir.Anne babadan her birinin payı altıda bir.Ama bir şartla !
“ min kane lehu veled “
Ölenin çocuğu varsa ! Demek ki ölenin çocuğu varsa o çocukların alacağı oranlara bakmaksızın oğlan mı,kız mı ? iki kız mı,oğlanla kız karışık mı ? Onlara bakmaksızın bir kere anne babaya kafadan bir bölü altı vereceksin ! Öyleyse anne babanın aldığı bir bölü altıyla çocukların alacağı paylar anne babanın almasından sonra hesap edilmesi gerekmiyor mu ?
Bazı Katılımcılar : “ Karı koca da aynı “
Abdülaziz Hoca :
Karı kocada farklı bir şey daha var.Onu da ayrıca söyleyeceğim.
Fatih Orum : “ Peki burada ana baba öncelik ?
Abdülaziz Hoca :
Hah ! Bir kere anne o siz,o çocuklara paylarını vermek için önce anne babanın payını ayıracaksınız.
Bir katılımcı : “ Asıl yanlış burada yapılmış ! “
Abdülaziz Hoca :
Asıl yanlış burada.Yani asıl yanlış burada.
Yahya Şenol : “O zaman şu ayetin ilk bölümü “ erkeğe iki kadın payı,kızlar ikiden fazlaysa üçte iki “
Abdülaziz Hoca :
Diğer payda çıkarıldıktan sonra,anne baba yoksa ! Varsa onların payını ayıracaksın ! Ondan sonra bunları hesap edeceksin.
Yahya Şenol : “ Direk kafadan üçte iki ona ayırmıyorsun ! “
Abdülaziz Hoca :
Direk kafadan ayırırsan olmaz ! Olmaz çünkü ! Allahu Teala anne,mesela çocukların paylarını belirtirken anne baba varsa demiyor ! Ama anne babanın payını belirtirken kız erkek ayırımı yapmadan ölenin çocuğu varsa şu kadar,yoksa bu kadar diyor.O zaman demektir ki bu çok açık değil mi ? Anne babanın bir kere o altıda bir payını ayırdığın zaman çocukların paylarıyla bir ilgisi yok ! Mesela şurada bakın ! Anne babanın payı on ikide ikiden on beşte ikiye düşüyor.Yani o avliye olayında.
Bir katılımcı : “ Yani hakkına tecavüz edilmiş oluyor. “
Abdülaziz Hoca :
Tabii ! O kağıt neredeydi,az önce ? Mesela,yani şimdi gelenekte bu,şunu da buraya yazdım ki de,bu avliyede bu on beş pay ya ! Bu defa on beşi payda yapıyoruz.Payı paydaya çeviriyoruz, on ikiye böleceğimize mirası,on beşe bölüyoruz.O zaman bütün şeyler bozuluyor.Nispetler bozuluyor.Bak şimdi şuraya yazayım hemen bunu.Bu defa sekiz bölü on beş,kızların payı,iki bölü on beş babanın payı,iki bölü on beş ananın payı,üç bölü on beş kocanın payı.Eşittir on beş bölü on beş.Şimdi burada ne oldu ? Bakın ! Burası on beşe çıktığı için tüm payları on beşe bölmek zorunda kalıyoruz.Hepsinin payı azaldı ! Kızlara üçte iki diyordunuz sekiz bölü on iki derseniz üçte ikidir.Ama sekiz bölü on beş derseniz ; üçte ikinin altına düşmüş oluyor !
Fatih Orum : “ Yarının altına düşer !
Abdülaziz Hoca :
Yani üçte iki gitti ! Ondan sonra babanın payı iki bölü on ikiydi,altıda birdi.Ama iki bölü on beş dediğin zaman altıda birin altına düştü !
Abdurrahman Hoca : “ Ayete uyalım derken ayeti ona …*( bir kelime anlaşılmadı,22.dk,58.sn )*
Abdülaziz Hoca :
Ayete uymamak bu !
Bir katılımcı : “ Sınırları aşıyor. “
Abdülaziz Hoca :
Annenin payı da öyle,kocanın payı dörtte birdi,kocanın payı dörtte birden on beşte üçe düştü ! Beşte bire düştü.E ne oldu ? Şimdi sen ayeti uygulayamadın ! Allah’ın o iki ayette koyduğu hiçbir hüküm uygulanmadı.Değil mi ?
Bir katılımcı : “ İtiraz edenler de öyle hocam zaten.Yani siz diyorlar çözüm getirirken avliye meselesiyle ayetten çıkıyorsunuz,tamamen tersini yapıyorsunuz.Ya sizinki yanlış…”
Abdülaziz Hoca :
Söylenen doğru.
Yahya Şenol : “ Ayeti öyle çözemediğiniz için.”
Bir katılımcı : “Ayeti öyle çözemediğiniz için.”
Abdurrahman Hoca : “ On ikiyi onbeşe niye yapıyorsunuz bunu ? “
Abdülaziz Hoca :
Yani bakın burada ayetteki hükümler değişmedi mi burada ? Tamam ! Yani itiraz haklı olduğu için herkes susuyor kaçıyor.Şimdi yapılması gereken ne ? Bu defa biz şu yeni bir beyaz sayfa açıyoruz. -bizim iktidarımız döneminde.Tamam mı ? Önceki dönemler şey,ne diyordu ? enkaz devraldık.-
Burada bir de karı kocanın payı meselesi de son derece önemli.O da belki şimdi bizim bu mirasta problemler o kadar çok ki tenkit edenler sadece bir tanesini bulmuşlar da tenkit ediyorlar.Ama diğer problemleri tenkit etseler bundan daha fazla ses getirir,farkında değiller. Çünkü gerçekten asırlar içerisinde bu din maalesef tanınmaz hale getirilmiş.Yeni oluşturulan şeylerle.Şimdi bir de karı koca meselesi var.On ikinci ayette diyor ki Allahu Teala “eşlerinizin, diyor ; eşlerinizin bıraktığının yarısı sizindir “ diyor.Eşininizin çocuğu varsa.Bu defa senin çocuğun falan değil ! Eşinin çocuğu varsa.
Katılımcılar : “ Çocuğu yoksa ! “
Abdülaziz Hoca :
Şey,yoksa,yoksa ! Varsa dörtte biri senindir.E şimdi burada da anne baba hiç dikkate alınmadan ölenin annesi babası var mı yok mu ? bakılmıyor burada,dikkat ediyor musunuz ? O zaman burada şu ortaya çıkıyor ; demek ki biz eşlere pay verirken anne babaya bakmayacağız.
Yahya Şenol : “ Aynı anne babada olduğu gibi çocuğa.”
Abdülaziz Hoca :
Önce eşlere paylarını vereceğiz.Al yarısı senin,dörtte biri senin ! Bunun da çok ciddi bir mantığı var.Çünkü bu erkek evlenirken eşine yüklüce bir mehir veriyor.Dolayısıyla ondan zaten bir alacağı var.Ama kadının payı daha azdır erkekten.Çünkü kadın zaten mehir olarak almış o alacağını.Hesaplasanız neticede eşit gelir aşağı yukarı.Erkeğin payı daha fazla. Şimdi erkek,oradan verdiği bir malı bir kere elki bbir kısmını ya da tamamını neyse alıyor.Bu şekilde.Çocuğu varsa,çocuğun babası kendi olmayabilir.Kadının ikinci kocası olabilir.Kadının çocuğu varsa mirastan pay düşüyor.O zaman bu ayette dikkat ediyorsanız babaya bakılmaksızın sadece çocuğa bakılarak şey verilir.Öyleyse akla şu geliyor ; miras paylaştıracaksanız önce karı kocanın payını ayıracaksınız.Ondan sonra arta kalandan annenin babanın payını ayıracaksın.Üçüncü aşamada pay vereceksin !
Fatih Orum : “ Anne baba ya da eşler arasında sıralamanın önemi var mı ? “
Abdülaziz Hoca :
Bazan var ! Her zaman yok ! Ama avliye meselelerinde var.Bir de şey meselesinde var. Mesela bir insanın,şey olsa ; çocuksuz öldü bir kadın.Onun da örneğini burada vereyim.
Yahya Şenol : “ Şimdi bu arkada anne ve babanın payı belirlenirken,karı kocaya da bakmadan,çocuk varsa banko bir bölü altı değil mi ?
Abdülaziz Hoca :
Bir dakika şimdi evet öyle de ; ben şimdi başka bir ayet daha okuyacağım.Senin bu soruyu sormanı bekliyorum zaten.O soru sorulsun ondan sonra ayeti okuyayım diye bekliyordum ama bu arada Fatih’in sorusuna bir cevap vereyim,ondan sonra geçelim.Tamam mı ? şimdi bir kişi,ee ama bunlar o kadar önemli sorular ki ; asırların ihmalinin düzeltilmesi meselesi.Onu da hemen iki dakikada olmaz tabi.Yavaş yavaş.Karıştırmayalım birbirine,onun için ben Fatih’in sorusuna cevap vereyim.Çünkü buna cevap vermem sana vereceğim cevap açısından da önemli.Şimdi bir kişinin,bir kadın öldü,çocuğu yok.Malının ne kadarı kocasına alır ?
Fatih Orum : “ Yarısı.”
Abdülaziz Hoca :
Yarısı.Yazıyorum koca,bir bölü iki,çocuk yok.Peki çocuğu yoksa,kardeşleri de yok,ne kadarı babasına kalır ? annesine ne kadar kalır ? Annesine üçte bir kalır,çocuğu yoksa.Bir bölü üç. Babasına ne kalır ? Gerisi.Şimdi paydalar altıda birleşir değil mi ? Üç artı iki bölü altı toplam beş bölü altısı, beş bölü altısı anne ile kocanın,bir bölü altıda babanın.Şimdi anne iki pay aldı,baba bir pay aldı.Halbuki bak şey de 11.ayette diyor ki ;
“ anneye üçte bir verilir çocuğu yoksa “
O zaman babaya ne kalır ? Üçte ikisi kalır.Bak burada halbuki olmadı işte bak.Annenin payı babanın iki katı oldu.
Bir katılımcı : “ Tam tersi olacakken ! “
Yahya Şenol : “ O zaman kocası olmayan da bir durum var ! “
Abdülaziz Hoca :
Kocası da olmayan bir durum var ! Şimdi asıl ayete geçelim.Şimdi senin sorunun cevabıyla alakalı bu,değil mi ? Şeye gelelim bu Nisa Suresi’nin otuz üç’e,öyle olması lazım ! Yanlış hatırlamıyorsam.Bak diyor ki ;
“ ve li-küllin cealna mevaliye “ , “ Herkes için Mevlalar oluşturduk.”
Mesela şeyde Nisa on bir’in sonunda diyor ki ;
“ abauküm ve ebnaüküm la tedrune eyyühüm akrabü leküm nef’an “
“akrabü leküm nef’an “ Mevlalık demek ! Yani menfaati hangisi size daha çok yakındır ? siz bilemezsiniz.Şimdi burada ne diyor ? Her birinize Mevlalar oluşturduk.Yani menfaat birlikteliği olan yakınlar.Peki nereden oluyor ?
“ mimma terake’l-validani “
Anne baba ve en yakınların terk ettiklerinden dolayı mevlalar oluşuyor.Nisa Suresi yedinci ayeti hatırlayın !
“ li’r-ricali nasıybun “
Mevlaları orada açıklıyor.
“ li’r-ricali nasıybun mimma terake’l-validani ve’l-akrabun “
Bak ! Gene” terake’l-validani ve’l-akrabun “ kelimesi aynı değil mi ? Yani o teşabüh.Anne baba ve yakınların bıraktıklarından erkeklere bir pay var.Burada “ Mevla “ kelimesini orada açıyor.Anne baba ve en yakınlara bıraktıklarından kadınlara da bir pay var diyor.Erkekler ve kadınlar kavramına anne babanın bıraktıklarından dersek sadece çocuklar çıkar.En yakınlarından dersek anne baba da devreye girer.Değil mi ? Yani o zaman bu ayette belirtilen ana,baba,diğer,soy akrabalarından kadınların da payı var,erkeklerin de payı var !
“ nasıyban mafruda “
Her birisine farz bir payı var.O Nisa Suresi’nin, Nisa Suresi’nin yedinci ayetine koca giriyor mu ?
Bir katılımcı : “ Evet.”
Abdülaziz Hoca :
Giriyor mu ?
Bir katılımcı : “ Girmez ! “
Abdülaziz Hoca :
Koca akrabadan mı ? Kadın akrabadan mıdır ?
Bir katılımcı : “ Girmez ! “
Abdülaziz Hoca :
Girmez ! E şimdi siz şüphelenirsin dersin ki efendim acaba bu akrabadan sayılır mı ? Senin o şüpheni gidermek için hemen Allahu Teala 33.ayeti sevketmiş ! Demiş ki ;
“ vellezine akadet eymanüküm “
“ Akit yaptıklarınız yani sağ ellerinizle akit yaptıklarınız.”
Sağlam akitler yaptıklarınız.Kiminle akit yapıyoruz ?
Bir katılımcı : “ Evlenmek için akit yapıyoruz.”
Abdülaziz Hoca :
Evlenmeyle he ! Sıhri akrabalık oluşuyor.Akraba olmadığı halde,gerçekten akraba olmadığı halde bir sözleşmeyle doğan bir akrabalık var.O sözleşmeyi kaldırdığımız zaman akrabalığımız bitiyor.Değil mi ?
Bir katılımcı : “ Onların da nasibi varmış.”
Abdülaziz Hoca :
Onların da nasibi var.O zaman şimdi iki ayeti birleştirelim.Yani Nisa Suresi yedinci ayetle bu ayeti birleştirirsek bir başka küme ortaya çıkmıyor mu ? Kişinin anne baba ve en yakın akrabaları bir küme,sözleşmeyle mirasa dahil olanlar bir başka küme.O zaman sözleşmeyle mirasa dahil olanlara şeyini vereceksiniz,o çekip gidecek,bu ailede kalmayacak ! Ama öbürleri bir arada oldukları için aslında mallarını birleştirebilirler.Ondan dolayı yapılması gereken ne biliyor musunuz ? Şu olayda şu az önce babanın payı şey yaptı ya ! Ha bunu mezhepler doğru söy,doğru hüküm vermişler de,bu hükmün mantığını ortaya koyamamışlar ! Koymuşlar mı,Abdurrahman ?
Abdurrahman Hoca : “ Yok ! “
Abdülaziz Hoca :
Mantığı yok ! Bu böyledir ! diyorlar.Peki mantığı ne ? Mantığı ortaya koyamadığınız için ayeti uygulamıyorsunuz.Falanca böyle demiş,işte Abdullah ibn-i Abbas.Başka bir şekilde söylemiş,ne demiş ?
Abdurrahman Hoca : “ O Sülüsü küll hocam burada.”
Abdülaziz Hoca :
Sülüsü küll,az önce yaptığımız gibi.Şurada yaptığımız gibi babanın payı,annenin payının yarısına düşer demiş.Burada ne yapmış oluyor ? Ayetin hükmünü değiştiriyor burada.Öyle değil mi ? Yani on birinci ayetteki hükmü değiştiriyorsunuz burada.Ama Abdullah ibn-i Mes’ud’tu değil mi ? ya da diğerleri diyor ki ; burada sülüsü ma bakiyedir diyor.Onlar doğru söylemişler,fakat işin felsefesini oluşturmamış,belki oluşturdular da bize gelmedi.
Fatih Orum : “ Hissediyorum ama söyleyemiyorum filan bir şeyler diyor değil mi ? Tam öyle bir şeyler ? Önceliğini tam,öncelik var ama “
Abdurrahman Hoca : “ Bu avliye meselesi değil ama ! ”
Fatih Orum : “ Değil mi ? “
Abdülaziz Hoca :
Şimdi ben bunu konuşmalrımı bitireyim de ondan sonra alayım ondan sonra dinleyeyim. Çünkü çok nazik bir konu gerçekten.Şimdi burada şöyle yapılması gerekiyor.Ayet-i kerimeye göre bir kere koca bir bölü dördünü aldı çıktı kenara,şey ! bir bölü ikiyi aldı çıktı kenara.
Yahya Şenol : “ O sorudaki şeye mi döndü ?
Abdülaziz Hoca :
Yok,yok ! senin soruna göre ya da şeyin Fatih’in sorusuna göre.Bir bölü ikiyi alıp çıktıktan sonra …
Yahya Şenol : “ Önce kocaya mı verecek ? “
Abdülaziz Hoca :
Önce kocaya vereceğiz.Niye ? Çünkü ayetler anne baba ve akrabaları ayrı bir kategoride değerlendiriyor,sözleşmeyle mirasa dahil olanları ayrı bir kategoride değerlendiriyor.
Ali Rıza Demircan : “ Yani sözeşmeyle zevce mi ? “
Abdülaziz Hoca :
Zevc,zevce,ikisi de !
“ vellezine akadet eymanüküm “
dediki ayette.Şimdi bunun payını verdikten sonra kalan bir bölü ikinin bir bölü üçünü anneye vereceksin.Tamam mı ? Kalan bir bölü ikinin bir bölü üçünü vereceksin.
Yahya Şenol : “ Çocuk yoksa değil mi ? “
Abdülaziz Hoca :
Çocuk yoksa ! O zaman arta kalanı da babaya vereceksin.Şimdi burada miras altıya bölünecek.Üç bölü altı kocanın payı.O bir bölü yani yarının üçte biri
Abdurrahman Hoca : “ Bir bölü altı “
Abdülaziz Hoca :
Yani bir bölü altı annenin payı,iki bölü altı da babanın payı.Şimdi ne oldu,ayete göre ? Bak ! Anne,baba annenin iki katı aldı !
“ li’z-zekeri min hazzı’l-ünseyeyn “ prensibi gerçekleşti.
Bir katılımcı : “ Orada altıya bölmeye gerek var mı ? Erkek,koca,evlat olmadığı zaman
Abdülaziz Hoca :
Gene üçte birini verdik
Bir katılımcı : “ Yarısını aldı gitti.”
Abdülaziz Hoca :
Bir dakika ! Bak ! gene biz üçte birini verdik ama artanın üçte birini verdik.Tüm mirasın üçte birini vermedik !
Bir katılımcı : “ Dolayısıyla yani benim dediğim daha kısa yoldan yarısını aldı gitti gibi olacak geriye kaldı yarısı.Onun üçte birini verdi anasına.”
Abdülaziz Hoca :
İşte kısası uzunu.Ben de onu söyledim.Kısası uzunu yok !
Ali Rıza Demircan : “ Valla,yani bana neyse ! “
Abdülaziz Hoca :
Peki ! Şimdi esas ana konuya geçiyoruz.Anan konuya geçeceğiz.Şimdi burada şu konumuza gelelim.Yani tekrar hatırlayalım,meseleyi ! Bir kadın ölüyor,anne baba ve üç tane kız çocuk kalıyor geriye.Koca da ölse fark etmiyor.
Yahya Şenol : “ Onu biz değiştirdik.Soruda kadın ölüyor.”
Abdurrahman Hoca : “ Yok ! kadın değil,koca ölüyor.”
Abdülaziz Hoca :
Kadın da ölse koca da ölse değişmiyor.Sistemde değişen bir şey yok ! Her ikisinde de avliye sözkonusu.
Ali Rıza Demircan : “ Valla ! Hiç de avliye mavliye yok ! Ama konuşturmuyorsunuz beni.
Abdülaziz Hoca :
Konuşturamam,çünkü bu olay
Ali Rıza Demircan : “ Tamam ! onu kendi kendimize bazı şeyleri müsellem kabul ediyoruz.Halbuki şu anda benim söyleyeceğim üç beş şeyle iş kökünden bitecek ! Hiç avliye mavliye,nereden çıkardınız ? Avliye mavliye yok !
Yahya Şenol : “ İşte yeni çıkan bir mesele zaten ! “
Bir katılımcı : “ Biz de zaten yok diyoruz.”
Abdülaziz Hoca :
E,bir dakika ! daha dur,şimdiye kadar bilmiyordunuz,şimdi şey yapıyorsunuz,toparlayalım.
Ali Rıza Demircan : “ Ha ! İyi,tamam ! “
Abdülaziz Hoca :
Bir toparlayalım şimdi bu,e yani dört tane mezhebin asırlardır çözemediği bir mesele üzerinde duruyoruz.Bir de zihinlere yerleşmesi lazım Çünkü araya tartışma girerse izleyici anlayamaz meseleyi.O bakımdan şey yapıyorum.Yoksa tabi mesele bittikten sonra konuşacağız.Şimdi olaya tekrar geliyoruz şurada.Anne,baba,koca.Şimdi üç tane kız var.Biz bu kızlara başlangıçta iki bölü üç vermeyeceğiz.Çünkü bu kızlar bir kere mesela ne diyor ? Ölenin çocuğu varsa kocası dörtte bir alır.Bir kere koca dörtte bir alıp gidecek ! Yani kızlar ondan sonra malını alacak.
Fatih Orum : “ Önce koca ! “
Abdülaziz Hoca :
Ölenin annesi babası varsa,şey ! çocuğu varsa annesi babası bir bölü altı alır,onlar alacaklar,artanı çocuklar paylaşacaklar.Yani burada o üç kız yerine üç erkek olsaydı nasıl hakkını veriyorduysak üç kıza da gene artanı vereceğiz !
Ali Rıza Demircan : “ Aynen ! doğrudur.Ben sana bunu Kuran’la ispatlayacağım.Aynen dediğin doğrudur.”
Abdülaziz Hoca :
Zaten benim söylediğim de başka bir yerden söylemiyorum ki ! Kuran’dan söylüyorum.
Ali Rıza Demircan : “ Ama,uzatıp duruyoruz ! işi.Bak ! bu avliye mavliye,neyse bitir de ondan sonra.Tespit doğru ! Kuran bunu apaçık söylüyor.Burada apaçık söylüyor.
Abdülaziz Hoca :
E canım biz de nereden bahsediyoruz ki şu anda ? Ayetlerden bahsediyoruz.
Ali Rıza Demircan : “ Hocam ! böyle oluyor da – Hocamız sağ eli ile sol kulağını tutarak işaret etti- onun için !
Abdülaziz Hoca :
Ya üstadım ! Yani şimdi Af edersiniz,bu ayetleri ben göstermeseydim siz bu sonuca varacak mıydınız ?
Ali Rıza Demircan : “Şimdi,Hocam ! şuradan “
Abdülaziz Hoca :
Bunu bir bitirelim müsaadenizle.
Yahya Şenol : “ Bir bölü dört koca aldı.”
Abdülaziz Hoca :
Yani asırlardır görülmemiş bir meseleyi göstermeye çalışıyoruz,tamam ! gördünüz Allah razı olsun ! ne güzel !
Şimdi biz burada şu taksimatı yapmayacağız.Yani kıza önce iki bölü üç vermeyeceğiz çünkü kızın iki bölü üçü annenin ve babanın paylarının alınmasından sonra olur.O zaman biz ne yapacağız ? Bir bölü altıyı anneye verdik. Bir bölü altıyı babaya verdik.Bir bölü dördü de kocaya verdik değil mi ?
Yahya Şenol : “ Bir bölü altıyı verdik mi ? anneye babaya.
Abdülaziz Hoca :
Vereceğiz !
Yahya Şenol : “ Yoksa geri kalanın bir bölü altısını mı ?
Abdülaziz Hoca :
Yok ! Burada gerekmiyor. Burada gerekmiyor geride kalanla ilgili olarak,burada şey yapılmıyor.Ha onu da verebiliriz.Öyle bir hesaplama da yapabiliriz.Yani önce bir bölü dört aslında esasen yapmamız gereken odur.Önce bir bölü dördü kocaya vereceğiz çıkıp gidecek ! Onun arka kalanı,kalanının üzerinden bir bölü altı bir bölü altı iki ölü iş yaparsak onda problem olmaz !
Bazı katılımcılar : …? Anlaşılmıyor !? … *( 41.dk 17.sn ile 21.sn arası )*
Abdurrahman Hoca : “ Burada hocam şöyle bir şey var.Çocuk varken anne babaya bir bölü altışar dediği için sorun yok,çocuk olmadığı zaman sorun var ! “
Bir katılımcı : “ Bırakılan bu mirastan pay düşmüyor mu ? “
Fatih Orum : “Yani düşüyor derken ; değişiyor ! “
Abdülaziz Hoca :
Ha ! değişiyor,paylar değişiyor !
Bazı katılımcılar : …? Anlaşılmıyor !? … ( 41.dk 40.sn ile 48.sn arası )
Abdülaziz Hoca :
Şimdi bakın,arkadaşlar ! Ben şunu şurada yapayım ! asıl olması gereken o ki ; onu,yani esas yap,onu az önce ayetleri okuduk ya ! Asıl yapacağımız o ! Bir kere bir bölü dördü koca aldı mı ? Şimdi bu meselenin toplamı on iki,on ikiydi.On ikide bir bölü dördü ona verdiğimiz zaman
Bazı katılımcılar : Bazı rakamlar söylüyorlar.
Abdülaziz Hoca :
Bir dakika ! Bir dakika yani şimdi şey yapmayın lütfen ! Sadece dinleyin ! Ayet-i kerimede dörtte bir demiyor mu ? Nasıl ikiyi veriyorsun ? On ikide üç vereceksin ! O zaman üç bölü on iki kocanın mı ? Geriye ne kaldı ? Dokuz kaldı mı ? Dokuzun üçte ikisini kızlara vereceğiz. Dokuzu üçe bölün !
Bazı katılımcılar “ Üç.”
Abdülaziz Hoca :
Üç.İkisi altı.Şimdi üç kıza yani altı bölü on ikiyi kızlara vereceğiz.On ikide altıyı.Geriye ne kaldı ?
Bazı Katılımcılar : “ Beş kaldı.”
Abdülaziz Hoca :
Beş kaldı.Onu da anne babaya vereceksin !
Ali Rıza Demircan : “ İtirazım var ! “
Abdülaziz Hoca :
Burada bir yanlışlık yaptık,doğru ! Bir dakika ! Yanlışlık yaptık.
Ali Rıza Demircan : “ Bir bölü altı bir bölü altı veriyorsun senin ifadene göre kalanı çocuklara veriyorsun.
Abdülaziz Hoca :
Yanlış yaptık.Yoo ! Matematiksel bir yanlış yaptık az önce.Matık değil de matematiksel bir yanlış yaptık.Eee iki bölü üç
Bir katılımcı : “ İkiyi verdikten sonra denklemi yeniden kuracaksınız.”
Abdülaziz Hoca :
Denklemi yeniden kuracağız.
43 dk 37.sn’de 1.bölüm bitti.