Kur’an Sünnet Bütünlüğü: Allah’ın İzni Meselesi

13 Mart 2010 tarihinde yayınlandı. görüntülenme Mukayeseli Fıkıh Müzakereleri

(Abdülaziz Bayındır) Peygamber SAV e Kuran dışında Vahiy geldiğini idda edenlerin dayandıkları birtakım deliller var. Onları anlatmaya devam ediyoruz: Onlardan beşincisini bugün okuyacağız, Haşır Suresinin 5 inci ayetinde olan 59 uncu Sure 5 inci Ayetinde olan husus. Ayet i Kerime şöyle:

 “O kestiğiniz her bir Hurma ağacı ya da kesmeden ayakta (Kökleri üzerine) kalmasına müsaade ettiğiniz, her şey Allah ın izni iledir bir de bu Fasıklar rezil olsun, perişan olsun diyedir.”   (Haşır 59/5) Şimdi Burada diyorlar ki; bu ayette diyorlar; “Bu işin Nadir Oğulları nı Medine den sürgün eden Peygamber SAV ve ashabının, yaptıkları O işin Allah ın izni ile olduğu bu ayette ifade ediliyor, bu izin Kuran da olmadığına göre Peygamber Efendimize ayrı bir Vahiy olarak gelmiştir. Kuran ı Kerim de böyle bir izin yok öyleyse başka bir Vahiy ile gelmiştir; O da Vahy i Gayri Metluv dur.” … Diyorlar.

Bu tür meseleleri daha önceki derslerde de gördüğümüz gibi, Kuran ın bütünlüğü içinde hareket edilmiyor. Şu ortada: Bütün mesele Metodoloji de düğümleniyor. Bu Metodoloji ortaya konmadan Ayetler; Ayetler ile açıklanmadan Kuran ı Kerim in gösterdiği usül ile Kuranı Kerim açıklanmadan meselelerin çözümü mümkün değil.

Gerçekten Allah bize büyük bir yardım etti de bu usülü buradan çıkardık bizim de bu işin içinden çıkmamıza imkan yoktu… İşin içinden çıkamadığınız zaman da mecburen Peygambere ayrı bir vahiy gelmiştir diyorsunuz başka çareniz yok… Hiçbir kaynak bulamıyorsunuz. Kuran ı Kerim den o hadisin kaynağını bulamıyorsunuz. O zaman mecburen diyorsunuz ki bu Allah u Teala tarafından Peygambere yapılan ikinci bir vahiy dir. Onu söylediğiniz zaman da işler iyice bozuluyor ama başka çaresi olmadığı için de mecburen söylüyorsunuz.

Mesela bu olayda 64 üncü surenin on birinci ayetini açalım bakın… Burada Allah u Teala ne diyor:

 “Başa gelen her şey Allah ın izni iledir,”  (Tegabun 64/11) Şu anda biz konuşuyorsak bu da Allah ın izni iledir. Yani Cenab ı Hak ın önceden bize bildirmiş olması gerekmiyor yani Abdülaziz, falan yerde sana izin veriyorum konuş: Böyle bir olay yok yani siz bir iş için gayret edersiniz, Allah u Teala da izin verir, izin verdiği zaman o işin olmasını onaylamış demektir. O işin olmasını onayladıktan sonra ne yapıyordu? İkinci aşamada ondan sonra yazıya geçiyor… Yazıya geçtikte sonra da yaratılıyor. O Hadid Suresinde miydi? Orada bak diyor ki… Zaten bu Ayet i Kerimeler de maalesef doğru anlaşılamadığı için kaderciliğe delil getiriliyor.

Hadid 57/22 “ Yeryüzünde ya da kendinizde başınıza bir şey gelmez ki: Mutlaka yazılmıştır,” Yazıldıktan sonra da değişmez artık, ama yazılmadan önce değişebilir… Yazılmadan önce değiştiği için ne diyoruz?

Araf 7/156 “ …Ya Rabbi bize bu Dünya da güzel şey yaz,” diyoruz.

Ali İmran 53/3 “… Bizi şahitlerle birlikte yaz,” diyoruz. Ayetleri bu ayeti de doğru anlamayanlar, ezelde yazılmıştır diyorlar.

  • Musibet kelimesini de Türkçe de yerleşik anlamı ile düşünüyoruz ya,

Doğru biz Musibeti kötü manada kullanıyoruz “Bela” manasında kullanıyoruz, ama Musibet “isabet eden şey, ortaya çıkan şey” anlamında. Bir olay olarak söz olarak davranış olarak ne olursa olsun.

  • Bu ilk dönem tefsirler de de mi öyle? Musibeti…

Yok, Türkçe açısından diyoruz, Araplar bunu o manada bu gün de kullanacaklarını zannetmiyorum…

  • Tam tersi doğru bir şeydir….

Yok, yok  Arapça da Musibet kötü manasında kullanılıyor, “…mâ esâbekum min musîbetin fe bi mâ kesebet eydîkum,” (Şura 42/30). Arapça da musibet kelimesi kötülük anlamında da kullanılıyor, Kuran ı Kerim de de kullanılıyor ama buradaki o manada değil. Burada sonraki Ayetin delaleti ile iyi manaya da geliyor, kötü manaya da geliyor. “Mâ esâbe min musîbetin” zaten çok genel. Yani; meydana gelen herhangi bir şey  “Ma esabe küm” de demiyor. Yeryüzünde, şurada bir yağmur yağsa, şurada bir yaprak düşse, şeyde de var ya bir yaprak düştü… O ayeti bul da onu da tam olarak okuyalım… Tamam, bunların hepsini okuyalım önce bu Ayeti okuyalım sonra İbrahim in okuduğu Ayeti okuyalım, sonra öbürünü sonra diğerlerini…

Mesela şimdi buradaki Meal den okuyalım bakalım bu meal nasıl yapılmış?  Kimindi bakayım; Mehmet Şirin Doğan emekli müftü Elmalı… Yok, ben sadeleştirilmişlerden okumak istemem doğrusu sadeleştirilmiş olanlar,  pek şey değil sadeleştirilmemiş bir meal var mı? Orijinal Elmalılı Hamdi orijinal mi? Orijinalinden oku… “Beşir Eryarsoy – Ahmet Ağırakça” nın yaptığı Meal den okuyalım:

Hadid 57/22-23  “İster Yeryüzünde ister Nefislerinizde meydana gelen her bir musibet,” … Bu musibet tabii kötü manada kullanılır Türkçe de yanlış oluyor,

“… Mutlaka bizim O nu yaratmamızdan önce O bir Kitap ta yazılmıştır. Şüphesiz ki bu Allah’a çok kolaydır. Elinize geçiremediğinize tasalanmayasınız ve size verdiğine sevinmeyesiniz diye.  Allah böbürlenip kibirlenen kimseleri sevmez.” …

Burada bir dipnot yok…

Meal yanlış değil ama insanların alışkanlıklarından dolayı yanlış anlaşılabilir, buna bir dipnot olsaydı iyi olurdu… Orada ne diyor?

“Yeryüzünde ve kendilerinizde meydana gelen bir musibet yoktur ki,” Yine musibet kullanılmış, musibet Türkçe de kötü manada kullanılıyor, Arapçada da kullanılıyor  ama evet:  “… Biz onu uygulamaya koymadan önce bir kitapta yazılı olmasın,” Uygulama ifadesini kullanıyor mu Elmalı? “Evet” Hasan Basri Çantay…

“… Şunun için ki kaybettiğinize üzülmeyesiniz ve Allah ın size verdiğine de güvenmeyesiniz.”  Güvenmeyesiniz mi? Gönenmeyesiniz mi? Güvenme kelimesi; itimat manasına gelir ama belki O nun döneminde farklı bir manada kullanılabilir… Bel bağlamayasınız: Tabii İtimat işte bel bağlamak.

  • Allah ın vermiş olduğu nimetlere itimat edip te böbürlenmeyesiniz… Bu manada olabilir mi? Kibirlenmeyesiniz…

Neyse, şimdi işte burada şuna delil getiriliyor, bu Kelam da değil mi? Sen Kelam dan biliyorsun?

  • Bu konuda iyice detaya inmiyor.

Deniyor ki: “Her Şey ezelden yazılmıştır, dolayısıyla başa gelen şeylerden…”

  • Yok Ezel ayırt ediyor orada ama mesela Ezel kelimesini kullanan Felsefe de Ezel diyorlar, Alem ezeldir ama Kelam da …

Fark etmiyor, yani “Biz yaratılmadan yazılmıştır her şey” diyorlar öyle değil mi? Asıl mesele O. Ben yaratılmadan yazılmış ise ister ben ana rahmindeyken yazılsın; ister Dünya kurulmadan önce yazılsın benim açımdan değişen bir şey var mı?  Kelamcılar bunu…

  • Tabii onu kelam kitabının birinden bakıp onu gözetmek daha iyi olur çünkü orada çok detaylı şeyler var. Mesela şimdi orada taa arş ın üzerinden inmiş olan bir emir, benim açımdan yani o vahiyi o an yazılsa bile biliyor ki yani ışık hızı dünya kainatın ne kadar şey oluyor o zaman hesapladığımız zaman 500 bin sene olur…

Senesi önemli değil ben yaratılmadan yazılmış mı? Ben bu Dünyaya; doğmadan önce yazılmış mı yazılmamış mı? Kelamcılara göre?

  • Orada denilen özet şudur; Ben için, bir saniye önce yazılmış olsun; beş yüz bin sene önce yazılmış olsun önce yazılmıştır. Çünkü arş dan yere inene kadar bu emir benim hesabımda milyonlarca sene geçer…

Bir saniye önce yazılmanın iki şekli var.  Bir, O olayın olmasından önce yazılması bu başka bu Ayet i Kerime de anlatılan o. Herhangi bir olayın meydana gelmeden…

  • Olayın olmasından hemen önce yazılması benim kavramıma göredir. Farklı unuttum şu anda ne dersem yanlış olur.
  • Onlar çok ta ayetlere bakmıyorlar bir iki ayette numuneler var diyorlar ki bu Peygamberimizin Hadisi “Çocuk anne rahminde iken şu kadar gün geçiyor ondan sonra melek geliyor, ……… yazıyor.”

İstersen sen şu Elmalı nın tefsirine bir baksana Elmalı da da var ya…

  • Sizin yaklaşımınız yeni bir Kelami yaklaşım güzel… Ben yaklaşmak istemiyorum şu anda..

Şu anda hiç yaklaşmadı ortada duruyor, neme lazım çarpılırım diye korkuyor… Bak şimdi ben şuradan; Ömer Nasuhi Bilmen; geçmişi gayet güzel anlatır bize… “Herhangi bir şeyin; bir vech ile vücuda gelmesini Cenabı Hak ın ezelde dilemiş olmasına “Kader” denir.”

  • Orada demiş yani yazıyı okuduktan sonra öyle demiş diyebiliriz..

Bu böyle yani bunun aksini söyleyeni ben şahsen bilmiyorum.

  • Bizim Usül ü dinde Akait kitaplarında veya Kelam konularında okuduğumuz şeyler farklı gerçekten. Öyle bir ince anlatıyor ki insan onu okuyunca ikna oluyor. Şahsen ben öyle yani oradaki netice şöyle; ben için bir saniye önce yazılması ile milyon sene önce yazılması fark etmez. Çünkü bu zaman kavramı bana göre… Allah a göre zaman kavramı yoktur.

Bu olayı izah etmiyor senin söylediğin söz. Senin o söylediğin söz izah etmiyor, Çünkü önce yazılmış kelimesi bak: Neden önce sen yaratılmadan önce mi? Yoksa o olay yaratılmadan önce mi? Bu çok önemli… Şimdi bu ayette o musibet; onu ancak şey in yaratılmasından önce yazılmasından bahsediyor. Ama kelamcılar, ben yaratılmadan önce yazıldığından bahis ediyor. Bu, işi kaderciliğe götürüyor. Bu; ciddi manada bir sıkıntı doğuruyor, bu meallerde var mı öyle bir ifade?

  • Hepsi aynı musibet olarak yazmış, sonrasında da… Elmalılı şey demiş: “O Arz veya O Nefis’ler, veya O Musibet yaratmazdan vücuda getirmemizden evvel yazmışızdır.”

Üçünü de söylemiş bak, ne anlarsan anla….  Şimdi şeye bakarsanız bu Arapça tefsir, istersen Beydavi ye bak sana; Beydavi ye,

  • Aşağıdan ezelden olduğu anlaşılıyor…

Hah ezelden diyor hepsi öyle söylüyor… 57 Hadid Suresi 22 inci Ayet… … …

Gördün mü işte bak ikinci ayeti açıklarken “Ben yaratılmadan önce yazılmış olduğunu” ifade ediyor. Şimdi bak burada da şöyle bir şey var… Şöyle diyorlar arkadaşlar, Arapça bakımından büyük bir hata yapılıyor, mesela bu Elmalı nın verdiği manayı vermek için Arapça bakımından büyük bir hata yapılıyor. Nedir O? Şimdi biraz sonra Enes hoca onu bulur…

Beydavi ne yazıyor benim aklımda değil de, ama tefsirlerde ya da benim gördüklerimde şu var… 57 Hadid 22 inci ayette, buradaki kelimedeki cümledeki asıl yani konu ne üzerine kuruluyor? Musibet üzerine… O zaman “ha” zamiri, nereye gider musibete gider, bu çok açık ve nettir. Değil mi? Yani:

“… Biz o musibeti yaratmadan (Ortaya çıkacak olayı) önce mutlaka bir kitapta yazılıdır,” Bunun Arapçası bu. Başka bir manaya alamazsınız. Ama bizim ulema ne diyor, biliyor musun?  Diyor ki: “… min kabli en nebreehâ,”

Ha; yı ard a gönderiyor Yeryüzünü yaratmadan önce diyor… Bu defa ezelde bizim her şeyimiz, başa gelecek olaylar ezelde yazılmıştır manası ortaya çıkıyor. “…  ve lâ fî enfusikum,”  Enfüs e gönderiyor, sizin nefislerinizi yaratmadan önce diyor… Bak üçünde gördün mü? “Ard” ve “Enfüs” e gider mi o “ha” zamiri? Gitmez… Gönderiyorlar işte kaderciliği yerleştirmek için İslam Alemine… Ya, Bunlar kusura bakmasılar ama Allah a nesıl hesap verecekler ben onu bilmiyorum… Ondan sonra gel İslam Alemini kurtar kurtarabilirsen. 20:01 Şimdi…

  • Bir de musibet kelimesi bu mukayesede demiş ki, ……Arapça……..,

Tamam, bir şeyin ortaya çıkması ve yerleşmesi anlamında, zaten sonraki ayet onu gösteriyor net olarak da…

Şimdi bir de arkadaşlar ben bizim ulema nın şu “Beriye” kelimesine yaklaşımına da hayret ediyorum… “Beriye” var ya gerçekten hayret ediyorum, bir “Halaka” var “Ceale” var “Fatara” var bir de “Beriye” var. Allah u Teala nun “Bari” sıfatı ile ilgili neler anlatıyorlar diye bir baktım; “Halik” diyorlar, yahu kardeşim Allah tan korkun “el Halikul Bariu” diyor… “El Halikul haliku” olur mu?  Şimdi bu “Beriye” kelimesi: Yarattığı her şeyin diğerinden farklı olduğunu gösteriyor…  Allah ın müthiş bir özelliğini gösteriyor Allah “Bari” dir. Şimdi bak yeni, yeni ortaya çıkıyor; her bir insan Orijinal dir hiçbir insanın ikinci bir eşi yok. Adem AS dan kıyamete kadar bu böyle olacak, işte bu Allah ın “Bar’i” i sıfatıdır…:

… Min kabli en nebreehâ,”  dediği de bu “Beriye” kelimesi;  gökler için kullanılmaz, yer için de değil, bu “Fatara” yı kullanıyor Allah u Teala, zaten onlar elde var bir. İnsanların yaratılması için “Bari” kelimesi kullanılır ama o insanlar da o musibetten bir tanesidir. Yani ortaya çıkan “Asabe” kelimesi; olup bitenlerden birisi o musibet kavramına giren Arapça manasıyla; benim doğmam ana rahmine düşmem ne bileyim her şey o musibetler kavramı içerisine girer Arapça açısından.

Dolayısıyla,  Allah u Teala’nın her bir olayı ayrı bir varlık olarak yaratmasından önce o kayıt olunur. Siz tutuyorsunuz Nef’i insanları yaratmadan öncesine veriyorsunuz, yeryüzünü yaratmadan öncesine veriyorsunuz, Arapça bakımından bu anlam mümkün değil. Ama önceden karar vermişler bir kere kaderciliği inanç olarak Müslümanların kalbine yerleştirecekler… Ayetlerden uymasa da uydurun… Hani birisi çıkar da niye musibete göndermedin demesin diye de ona da gider demişler…

Olur mu öyle şey? Var mı böyle bir Arapça? Hiç kusura bakmasınlar…22.48 Peki neden Allah u Teala yaratmadan önce yazıyor? Çünkü Allah yazmışsa başına gelir. Şimdi senin az önce okuduğun ayeti oku:

  • O nokta yani onların dediği kadercilik yaklaşmıyor mu? Yani siz üzülmeyesiniz diye biz onu önceden yazdık…

İşte oradan o tarafa götürüyorlar;

  • Orada bıraksak bile öyle bir şey yok mu yani. Yani Allah u Teala önceden yazmış, mesela kalemin kırıldı, kaleminin kırılacağını Allah önceden yazmış niye? Muhammed kalemim kırıldı diye üzülmesin diye… Öyle bir imtihanı kazanmışım kazanınca…

Önceden dediğin sen doğmadan önce mi demek istiyorsun?

  • Onu bırakalım ne vakit yazmış yani?

Kırılmadan önce kayda geçmiş artık kurtuluş yok… … Kayda geçmiştir yani….

  • O yüzden yani, benim üzülmem bir şey ifade etmez… İmtihandan geçecekmişim Allah önceden yazdığını belirtiyor ki, imtihandan geçtin diye ben kibirlenmeyeyim… Mesela deprem de öldün, nasıl olsa ölecektin… Üzülme…

Orada müthiş bir olay var da siz orada ipin ucunu bir bıraktınız mı, müthiş te bir tedbirsizliğe davet var, kadercilik dediğimiz olay var…

  • Allah-u Teala kalemin kırılacağını önceden yazsa benim aldığım tedbir ne işe yarar?
  • Sen almadığın için yazdı belki?

Ben şimdi zaten bu meseleyi bir Kelamcı olarak; onları savunmak için söylediğini fark ettim de sen şimdi Ayeti bir oku da ondan sonra düşün. Onun için üzerinde durmuyorum… İbrahim oku ayeti…

Bak burada diyor ki bak az önce okuduğumuz ayette “bir musibeti yaratmadan önce kayıt ederiz,” Musibeti yaratmadan bir saniye önce de kayıt edebilir, bin sene önce de kayıt edebilir o ayrı bir konu, o ayetten onu öncesini anlarsın ama ne kadar önce olduğunu anlayamazsınız. O olayın meydana gelmesinden önce; belki saniyeler ile bile ifade edilmeyecek kadar çok küçük bir zaman önce de kayıt edilmiş olabilir, binlerce sene önce de kayıt edilmiş olabilir, önce dediğine göre o öncenin sınırı yok… O zaman biz ona şimdi şu Ayet i Kerime de onu tastik ediyor diyor ki: Burada da zaman meselesi yok yani.

  • Bir üstteki Ayet de enteresan…

Yok, ben önce bu ayeti okuyup sonra üstündekini okumayı düşünüyorum zihinde yerleşsin diye; üstündekini okuyacağım da…

Tevbe 9/51 “Allah ın bizim için yazdığından başkası başımıza gelmez,” Muhattaplarımız için de öyledir, onlar için de yazdığından başkası meydana gelmez.

“… O bizim dostumuzdur. Müminler yalnız Allah a güvenip dayansınlar.”

Şimdi: Ondan önceki ayet ne? 50 inci ayet

Tevbe 9/50 “Başına bir iyilik gelirse bu onları üzer. Başınıza bir sıkıntı gelir ise; biz tedbirimizi aldık, derler (daha önceden biz zaten tedbirimizi almıştık).” Burada Musibet kötülük manasına geliyor… Hasene var ise…

  • “Hasene” ile “Musibet” karşılıklı kullanılıyor…
  • “Hasene” iyi bir şeye de musibet edebilir, ……..

Tek başına “Musibe” olur ise başka karine yoksa; öbürünü de aşağıdaki ayetten dolayı iyi ya da kötü diyoruz…

“… Böyle şımarmış olarak geri döner giderler (biz tedbirimizi almıştık boş ver ya…).” Böyle büyük bir sevinçle dönerler. Müslümanlar da bu onların sevinmesi veya üzülmesi bizim umurumuzda değil demiş oluyorlar.

Tevbe 9/51 “De ki: Allah ın yazdığından başkası başımıza gelmez. O bizim Mevla’mız dır, yazdı ise bizim lehimize yazmıştır.” Kötü de olsa bir hatamızdan dolayıdır, tedbirimizi alır tevbe ederiz… İyi olsa yaptığımız bir iyilikten dolayıdır. Şükrederiz.

“… Müminler yalnız Allah a güvenip dayansınlar.” Korkmasınlar Allah u Teala nın yaptığı her şey onların hayrına dır… Şimdi bu böyle, peki senin okuyacağın ayet hangisiydi biraz önce Yahya?

Enam 6/59 “Gayb’ın anahtarları Allah’ın elindedir, ondan başkası Gaybı bilmez,” melekler de bilmezler yani, sadece Allah bilir… Onun için mesela insanın kalbindekini melekler bilmez; kalp de Gayb’dır.

“…Yeryüzünde ne var, denizde ne var onu da Allah bilir. Bir yaprak düşüyor; onu mutlaka Allah u Teâlâ bilir. Yerin karanlıkları içerisinde bir dane var. Kuru, yaş, mutlaka onu ortaya koyan başkalarının da gördüğü bir kitapta kayıtlıdır.” O kayda geçtiği zaman melekler onu biliyorlar… Ama kayda geçinceye kadar haberleri yok. Çünkü olaylar yaratılmadan önce kayda geçiyor.  30:18

  • Olacak bir takım olayların meleklerin haber vermesi Rüya yolu ile bu nedenle olabilir bu yolla… Kitabı mahfuz da yazılmış, ruhumuz ayrılırken vücudumuzdan kitabı okuyor olabilir…

Bize de haber veriyor, kendi yazmıştır bunu biz de rüya görürüz bir takım şeyler, önceden yazmıştır… O ayrı bir konu.

Şimdi mesela başımıza bir takım olayların geleceği bir takım hayır şer, önceden bize bildirilmiş olabilir; bizim sevap ya da günah almamız o olay karşısındaki davranışımız ile ilgilidir. Yani tıpkı bir senaryoda sen işte şu rolü yapacaksın denebilir önceden o rolü başarılı yaparsın başarısız yaparsın senin değerlendirilmen ona göredir. Şimdi öbür ayet: Araf 7/156 ıncı ayet… İşte şimdi burada ona bakacağız yani az önce dedik ya o ayetlerden: “Önce ama ne kadar önce”?  Olduğunu bilmiyoruz şimdi bu ayetlerden öğreneceğiz… Burada diyor ki: Musa AS ın kavminden seçmiş olduğu yetmiş kişi şeye gidiyorlar; Cenabı Hakk ın belirlediği zamanda Mikat yerine gidiyorlar. O zamanda oraya varıyorlar. Ondan sonra sarsılıyor; “Ya Rabbi” diyor: “Eğer senin kanununda böyle bir şey olsaydı onları daha önce öldürürdün… Şu sefihlerin yaptığından dolayı bizi helak mı edeceksin? Bu senin bir imtihanındır, bununla koyduğun kurala göre bir kısmının yoldan çıkmış olduğunu hükmedersin bir kısmı da sınıfını (imtihandan) geçer” ve “Sen bizim velimizsin o zaman öyleyse bizim ayıplarımızı ört bize merhamet et ve sen en güzel bir şekilde ayıp ve kusurları örtersin” diyor.

Ondan sonra ne diyor Musa AS… Diyor ki:

Araf 7/156 “Bizim için bu dünyada güzellik yaz…” Yani “musibeten haseneten” demektir değil mi? Şimdi bu eğer Musa AS yaratılmadan önce yazılmış ise şimdi oraya dönelim yani, Hadid Suresindeki; yanlış olarak   “Ha” zamirini insana ve Yeryüzüne gider demişler ya onu doğru kabul edelim… Diyelim ki: Kitaplarda olan Arapçaya uymasa bile sırf Kaderciliği yerleştirmek için yapılan anlam kaydırmalarından bir tanesi bir an için onu doğru sayalım. İşte Allah bizi ya da yeryüzünü yaratmadan önce; başımıza gelen ne olursa olsun hepsini kayda geçirmiş ise (kayda geçirmiş) kayda geçirilenden başkası da başına gelmeyeceğine göre öbür ayete göre. O zaman Musa AS ın bu duasının ne anlamı olur?

“Ya rabbi bize bu dünyada güzel bir şey yaz…” Musa AS yaratılmadan zaten yazılmış bitmiş her şey. Bir manası var mı?

  • Bir takım şeylerin önceden yazılması sonradan yazılmasına engel değil ki? Bazıları önceden yazılmıştır. Bir fabrika kurarsınız projesini koyarsınız önceden, sonra ilaveler yaparsınız eksiltmeler yaparsınız o yüzden yani kitapta noksanlar ve ziyadeler olduğunu yine ayette söylüyor Allah u Teala… Öyle anlasak.

Öyle anlamaya imkan yok. Niye yok? Bak bu Tevile göre imkan yok… Ona göre sen cevabını ver, bak öbürlerini okuduk tamam şimdi şurada Elmalı ve Beydavi ne dedi? Dedi ki bu “Ha” zamiri; enfüs e gider ard a gider musibete gider dedi üçüne de gidebilir dedi…  İkinci Ayette musibeti kaldırıyorlar; enfüs ve şeyde kalıyorlar… Ona da baktın mı sen? İkinci Ayetin tefsirine bak, Elmalı öyle yapmıştı değil mi ikinci ayette musibete göndermiyor ikinci ayette. Birinci ayette diyor ki musibete gidebilir diyor, Arapça bakımından, zaten ona gider başkasına gitmez ama.

İkinci ayette musibete göndermiyor diyor ki: “Yeryüzü ya da siz yaratılmadan önce…” diyor… Yani Musa AS yaratılmadan önce başına gelecek her şey yazılmıştır diyor bir kısmı felan değil. . “Mâ esâbe min musîbetin” derken bu; yakında vaki olanı ifade etmez mi Arapça da… Diyor ki: “Musa AS yaratılmadan onun başına gelecek her şey yazılmıştır.” demiş oluyor bu tefsirler… O zaman bu Ayet i Kerime nin ne anlamı kalır?…

“Ya rabbi bize bu dünyada güzel bir şey yaz…”

  • “Kul len yusîbenâ…” Kelimesinde Allah ın yazdığı bize isabet eder diyor sadece anlamak için soruyorum? Önyargı felan olduğu için değil yani meal den okuduğum, sabit bir akidem yok yani…

Senin anlayışın demiyorum, bu anlayışı diyorum ben, senin anlayışın demiyorum? Tabii ki böyle bir anlayış yanlış Kuran ı Kerime aykırı…

  • Allah ın ancak bize yazdığı bize isabet eder diyor. Musa AS da Bize yaz diyor. Allah u Teala istiğfar etmemizi de bizden talep ettiğine göre, biz Allah a da istiğfar edersek yapmış olduğumuz günahları bağışlayacağı ortaya çıkıyor, burada da daha sonra yazılacak olan şeyler ama bunun yanında önceden yazılan şeyler olmasına da bir mani olmaması gerekir diyorum. Mesela Yusuf AS ın Rüyası kaç sene sonra 47 sene sonra gerçekleşiyor…

Bu ikinci bir şey ben bu görüş yanlıştır manasında değil, tabii onu baştan da şey yaptık ya, Allah u Teala yazmış ise bir saniyeden çok daha küçük bir vakit önce de olabilir, çok önce de olabilir buna bir mani yok. Ama siz diyorsunuz ki; burada ayete yanlış mana verenlere diyorum sana demiyorum ama sen burada kelamcıları temsil ettiğin için… Bak burada Ömer Nasuhi Bilmen in Kader ile ilgili anlatımlarına bakalım, inanç bu yani farklı bir şey değil.

Diyor ki burada diyor ki: “Herhangi bir şeyin …” Herhangi bir şey, dediği zaman istisnası var mı bunun…? Ne olursa olsun yani; “Mâ esâbe min musîbetin”  in Tercümesi değil mi bu?

  • Evet…

“Her hangi bir şeyin muayyen bir vech ile…” yani yazılmış olduğu şekilde,  38:33 “Vücuda gelmesini Cenab ı Hak’ ın ezelde dilemiş olması…” Ezelde derken bu Yeryüzü nün yaratılmış olmasından önce demiş oluyor. Hal buki Ard a gönderiyor…

  • Normalde ezel sadece Allah ın Zat ı için kullanılır ama orada nasıl bir şey yaptı bilmiyorum?

Yeryüzü yaratılmadan önce demiş oluyor. “… min kabli en nebreehâ,” daki ha yı Ard a gönderiyor değil mi? Allah ın dilemiş olmasına Kader denir Peki Allah u Teala bunu çok ezelde dilemiş ise bunu doğru kabul edelim o zaman Musa AS  “Ya Rabbi bize bu dünyada güzellik yaz…” demesinin anlamı ne? Ben bu zıtlığa dikkat çekiyorum yoksa senin görüşün nedir diye sormuyorum bu başka bir şey…

  • Hocam bu sadece bir istek iken bir dua olma şeysi yok mu? Kuran da  “Lâ yukellifullâhu nefsen illâ vus’ahâ”  derken Allah bunu açıkça belli …………………..Anlaşılmadı………………………….sonra da diyor ki bizim dua etmemizi istiyor yani isteğimiz yani.

Senin dediğin güzel ona bir şey demiyorum o ayetler tamam ama sen eğer inanırsan ki “Başıma gelen her şey ben yaratılmadan önce yazılmış” deyip inanıyorsan; o  zaman   “Lâ yukellifullâhu nefsen illâ vus’ahâ “ nın da bir anlamı yok “…..rabbenâ ve lâ tuhammilnâ mâ lâ tâkate lenâbih”  nin de bir anlamı yok. Çünkü sen yaratılmadan onların hepsi yazılmış.

  • Peki Muhammed bunun ile birlikte “…Allah Dilediğini siler dilediğini bırakır,” bununla birlikte inanırsa,”

Tamam da işte kardeşim şimdi orada başımıza gelen her şey bak orada işte o Kader inancı bozuluyor. Onu söylemek istiyorum yani ayetlere uygun değil bu inanç. Hiç birisine uygun değil. Kader inancını oluşturmak için bütün ayetlerin anlamları kaydırılmış sağa sola… Onu söylemek istiyorum… Senin söylediğin yanlış değil doğru, senin söylediğin de doğru ama bu ayete verdikleri mana açısından hepsi yanlış. 41:07  ama bu ayete verdikleri mana yanlış. Böyle bir mana olmaz Arapça bakımından, şimdi esas olan musibet tir, “… min kabli en nebreehâ,”  da musibet e gider başka bir yere gitmez. Onun için bu manayı vermeden sana sordum nereye gider diye sonradan şey olmasın diye…

Başa gelmeden önce sen uğraş, bak işte Musa AS gibi “Ya Rabbi bize güzel şeyler yaz.” Diyor… Peygamber SAV in bedir savaşında mesela olay olmadan önce sen elinden geleni yap gayretini göster, tevekkülü et, ne yapıyorsan yap; olay başına geliyorsa demek ki bu onaylanmış tıpkı bir işyerinde bir şey yapılacak ise müdürden yazı çıktı onaylandı uygulamaya konur. Onaylandıktan sonra şey yapılmaz mı?  Olabilir. Ondan sonra da emir geri çekilebilir. Kuran ı Kerim in bütününün bir anlamı kalmıyor bu anlayışla onu söylemek istiyorum… Hayatın bir anlamı kalmıyor.  İnsan bir yaprak gibi kalıyor rüzgârın önünde. Ve bunu Kuran ı Kerim e böyle sokuşturmuşlar yani asırlar içerisinde.

  • Zaten o manada bir hadis te var… Rüzgâr nereye şey yaparsa…

Onun için hadis uydurmak kolay Ayeti sağa sola çektikten sonra Peygamber efendimize Hadis uydurmak bundan çok daha kolay, sen Arapça ya yüzde yüz aykırı olan bir mana veriyorsun hadis uydurmak ne ki yani. Allah a karşı yapıldıktan sonra bu iş Peygambere karşı neden yapılmasın?

  • Yaşanmış olaylara bakılsa bazı şeyler var ki sen onun sebeplerini tam biliyorsun; ama bir sonuç çıkmıyor. Ama bazı şeyler var ki sen sebebini yapmıyorsun ama sonuç iyi güzel çıkıyor. Mesela bir insan on kat üstünden veya sekiz kat üstünden düşüyor fakat ölmüyor… Ama yolda yürürken bir bir şeye çarpıyor düşüyor ölüyor.

Allah tarafından o yazılacak ki ölesin öyle yazılmamış ise ölmezsin.

  • Aldığımız tedbirler işe yarasa, on kat üstünden düşmüş olan insanın ölmesi lazım…

Sen; senin yaptığınla sorumlusun günah ya da sevap o kadar. Netice Cenab ı Hak tarafından oluşturulduğu için bir şey oldu mu? Artık üzülmene gerek yok olmadan önce gerekeni yapacaktın… Ya da şımarmana da lüzum yok, ama olmadan önce gerekeni yapacaksın Allah u Teâlâ senin gayretine göre neticeyi oluşturur.  İlla da senin dediğin gibi olacak diye bir şey yoktur.

  • Bizim şeyimiz gerek kadere ulaşmak oluşturmak öyle… Biz her şeyi yapıyoruz ama sonuç çıkmıyor yani, sevaba göre çıkması lazım ama çıkmıyor…

Çıkmıyor işte niye çıkmıyor? Allah onu onaylamadan olmaz ki… Sen; “ben yaptım oldu” diyemezsin diyor bu Ayet i Kerime. Sen ne yaparsan yap işte  “Febizillah” da öyle siz ne yaparsanız yapın Allah onu onaylamadığı müddetçe siz o ağacı kesemezsini kardeşim.

  • Kader de işte gündemde değil mi Kaderde öyle yazılmadığı için ne kadar çalışsak onu yapmak için olmuyor o.

Bunun o kader ile hiç alakası yok bunun bu Ayetle alakası var, niye kader ile ilişkilendiriyorsun? Onay çıkmamış diyeceksin o kadar. Yani Allah u Teala bunu yazmadan olmaz.

Cenab ı Hak bütün kontrolü kendi elinde tutuyor… Onun için “Bizim için bu dünyada güzellik yaz…” diye dua ediyoruz, Allah u Teala sen ne yaparsan neticeyi Cenab ı Hak belirliyor. Ondan dolayı dua ediyoruz, duamızı onun için; sen elinden geleni yapıyorsun sonra olacak değil, “Ya Rabbi” diyorsun “Bunu bana lütfet…” diyorsun. Onun için Allah u Teala da ne diyor dua ile ilgili olarak?

Bakara 2/200-201 “… Kimileri sadece Dünya’da isterler, onların Ahrette alacakları bir şey yok, kimileri de Ya Rabbi bize bu Dünyada güzellik ver. Ahrette de ver bizi Cehennem azabından koru,”

Derler değil mi? Peki ikisini de Dünyalık istedin diyelim; şunu elde etmek istiyorsun arkasından,

Bakara 2/202 “ Bunların her birinin kazandıklarından bir pay vardır,”

Sen o duayı istediğin kadar yap çalışmaz isen hiçbir şey elde edemezsin diyor. Ama çalıştığın zaman da elde edemeyebilirsin, dua edeceksin onun için, işte dua nın orada faydası oluyor, çalışıyorsun sonra da dua ediyorsun bunun adı da tevekkül oluyor.

Şimdi sen diyorsun ki: Çalışmadan da bir takım insanlar elde ediyorlar; ediyor da o kişinin kendinin sayılmıyor O… Onu Allah u Teala ne diyor?

Necm 53/39 “Senin kendi yaptığın ancak senindir.” 

Sen gidersin bir yere, birisi seni misafir eder yedirir içirir para verir harçlık verir… Sen yemişin içmişin ama bunlar senin değil. Bunlar o adamın. Senin olan; senin çalışman ile elde ettiğindir.  İşte o olmuyor bu… Onun için “…Ulâike lehum nasîbun mimmâ kesebû,” “Kendilerinin olan kazançlarından aldığı paydır.” İşte ezelden yazılmıştır; derseniz bu duaların da bir anlamı yok, …”nasîbun mimmâ kesebû,” nun da bir anlamı yok…

Ama sen de işte az önce dedin, “Ben yapıyorum olmuyor…” Allah onaylamadan olmaz, Allah yazacak onun için Musa AS gibi dua edeceğiz… Ya Rabbi bize bu Dünya da güzellik yaz.”diyeceksin… Evet burada başka söylenecek bir şey yok herhalde…

  • …………………….Anlaşılmadı…

Tabi doğru;

Yasin 36/12 “ Biz ölüleri dirilteceğiz, yaptıklarını yazarız, geriye bıraktıkları eserleri de yazarız.”

Hadis i Şerif te var ya Allah üç şey öldüğü zaman… Sen iyi bir şey yapmış geriye bırakmış isen, aynen yaptığın bir evin kirasının gelmesi gibi; öldükten sonra sana onun sevabı gelir. Çünkü senin eserin o sana ait olan bir şey. “O nu yazarız; yaptıklarını.” O zaman ezelden olsa yaptıklarını yazarız diye bir ayet olmaması lazım… “Her şeyi açık bir kitapta toplamışızdır…” diyor, şimdi tamam.

Dolayısıyla, şimdi bu Haşr Suresi; mecburen bu kadar şeye girdik belki girmemek daha iyi olurdu bilmiyorum, ama mesela bu arada şunu da söyleyeyim… Bak: Peygamber SAV e gelip soruyorlar: “Ya Rasul Allah; hastalanıyoruz ilaç kullanalım mı? Kullanın” diyor… “Peki bu Allah ın Kaderinden kaçmak olmaz mı? O da Allah ın Kaderidir.” Diyor SAV. İlaç kullanmak da Allah ın  Kaderidir.

Allah bir ölçü koymuş ilaç kullanırsan hastalığın seyri şöyle olur, bu bir ölçü… Kullanmaz isen böyle olur o da başka bir ölçü. Kullanmazsan şu ölçüye uyarsın, kullanırsan bu ölçüye uyarsın Kader budur… İşte, Hz. Ömer Veba olan bir yere girmiyor, Ebubekir miydi? Diyor ki: “Ya Ömer, Allah ın Kaderinden mi kaçıyorsun? Evet diyor… Evet, Allah ın bir kaderinden diğer kaderine kaçıyorum…”

Allah burada bir ölçü koymuş; veba olan bir yere girersen hasta olursun Allah ın bir kaderidir, koyduğu ölçüdür, olan yere girmezsen hasta olmazsın bu da Allah ın kaderidir ölçüdür… Ezelden yazılmıştır derseniz bu Hz. Ömer in bu sözü olur mu? (50:21) Evet şimdi O zaman… Haşr 59/5 ayetinin onlara delil olacak bir tarafı var mı?

  • Var… Buradaki izin bizim şu ana kadar işlediğimiz şekilde değil de özel bir izin, “Gidin o hurmalıkları kesin,” anlamında bir ayet arıyorlar…

Var işte:

Tegabun 64/11 “Allah ın izni olmadan hiçbir olay meydana gelmez… ” işte az önce senin söylediğin var ya; yapıyoruz ile olmuyor… Allah ın izni çıkacak kardeşim. Önce izni çıkaracaksın onun için bir taraftan yaparken bir taraftan Allah a Tevekkül edeceksin ve dua edeceksin… Ondan dolayı ne diyor?

BAKARA-2/45 “Vesteînû bis sabri ves salâh(sâlâti),”  diyor.

  • Şu anda Haşr Suresindeki Ayette; şimdiye kadarki okuduğumuz ayetler de dediğiniz gibi delil olur ama, Ayetin devamında mı, başka bir ayette zannedersem; 51:18
  • …………………………… Taslim kelimesinden o izin çıkması gerekir, Çünkü Allah u Teala onla beraber Peygamber SAV onları ……………… Etmiş..51:27

Tabii ki ama “men yeşa” da koyduğu kurala göre demektir işte o Kural ın içerisinde Mâ esâbe de vardır… Ama bu Allah ın izni bütün olaylarda Allah ın izni olmadan hiçbir olay olmaz ağaçtaki yaprak da düşmez.

  • Şimdi özel izin alıyorlar ya…

Özel izin olmaz öyle…

  • Özel izin arıyorsa Allah u Teala Resulu’nü istediği kimseye musallat eder, O ayette Peygamber SAV…

Koyduğu kurala göre musallat ediyor, sen orayla “şae” yi karıştırma,

  • Müşriklerin Yahudilerin şartı ona uyduğu için yani,…

Hah şimdi düzelttin işte tamam.

  • Yani hocam burada; siz bu adamlarla savaşacaktınız, oturdunuz düşündünüz, plan yaptınız, şey yaptınız strateji geliştirdiniz, sonra böyle bir iş yapmanın doğru olacağını düşündünüz ve bunu yaptınız işte tüm bunlar; Allah ın koymuş olduğu kanunlar çerçevesinde…

Yardım istediniz Allah tan yola koyuldunuz…

  • Tüm bunlar; siz üzerinize düşeni yaptınız, Allah ta buna izin verdi ve sonuca ulaştınız anlamındandır.

… Demektir, Allah izin vermeseydi O ağaçların yanına bile yaklaşamazlardı. Hiçbir nefis Allah ın izni olmadan ölmez diyor, şimdi, “Ya Rabbi bana izin var mı ölebilir miyim?” Böyle bir şey yok ki, ölüm için Cenabı Hak’ ın onayının olması lazım. Onay yoksa insan ölmez… 53:15 Şimdi burası tamam değil mi? başka bir eksik var mı bu Ayet i Kerime ile ilgili?

  • Burada öyle izin kelimesinden şey olmasa o genelde savaşta ağaçları kesmek, ….. yasak ya savaşta olduğu için burada özel bir izin öyle bir ağaç kesebilirsin diye bir izin çıkması lazım olması lazım çünkü bir genel kural….

Ağaçların kesmeyi yasaklayan bir ayet var mı?

  • Hadis şeyde yasaklıyor, Peygamberimizde…. Hz. Ebu Bekir; en başta, ikincisi yani şöyle bir hadis bulmuş herhalde …… SAV  “Nikrula dain davaun feiza ussibeh davaun dair berieh berie bi iznillah.”

Hah yani “Her bir hastalığın bir ilacı vardır; o ilacı kullandığı zaman Allah ın izni ile iyileşir.” Yani sen o ilacı kullansan bile O onay çıkmazsa iyileşmez.

Ayetlerde “… Ve ileyki turceul umur.” demiyor mu? Her şey Cenabı Hakkın elindedir kardeşim…

  • O Mekke ye girerken ki olay vardı, onunla alakalı yani orada özel izin çıkması gerekirdi ya… Harem de özel izin çıktığına dair, onu anlatırsak,

Hah işte asıl yani bu; esas bunu sorsalar ne cevap vereceğiz mesele bu… Bu akıllarına gelmemiş…

  • Biz burada sadece Ayetleri yazdık,
  • Bu anlamda dedilerse doğru tabi yani ağaçları kesmek normalde yasak, yani o ön kabulden yola çıkarak soruyorlar soruyu yani… Orada özel bir izin çıkmış nerede bu izin işte? Onu arıyorlar…

Kardeşim; o ön kabulün delilini önce bunu oraya koyar,

  • İşte O Hadislerde falan var işte yani ağaçları kesmeyin çocuklara dokunmayın, kadınlara dokunmayın…

İnsan öldürmek de yasak… Peygamberimiz orada o ağaçları neden kesti? Ağaç kesmek için değil birkaç tanesini kesti hepsini değil… Bu insanlar, o konuda Peygamberimizin ciddiyetini kavrasınlar diye yaptı… O kadar başka bir şey değil. Asıl konu Mekke ye girildiği zamanki olaydır, onla ilgili soru sorsalardı… Meseleler arasına geçmeyelim sonra konu uzar neyse oku bakalım onu…

  • “İnne hazel belede Haramu, Harremehullahi ……………………….”

Bu Hadisin zayıf olması “Min kalbi ved in badi,” açısından öyle ama şimdi hadisi sen bir daha oku bu hadisin doğru bir tarafı da var; Tarih kitaplarında felan hep yazılı bu;  “Bu beled haramdır, yani dokunulmazdır bu Mekke… Allah gökleri ve yeri yarattığı gün burayı haram kılmıştır. Benden önce kimseye burası helal olmadı, benden sonra da kimseye helal olmayacaktır. Günün bir saatinde burası bana helal kılındı, ”  Şimdi bu hadis senet yönünden zayıf olabilir, ama metin yönünden anlam yönünden sahih olabilir yani… Biz hep bir hadisin sahihliğine. İşte asıl onun cevabı O ayette (Bakara 191) yani… Evet Mehmet hoca sen oku bu ayeti…

Bak ondan önceki ayeti okumak lazım esasen: Diyor ki mesela Allah u Teala nın bir genel prensibi vardır değil mi? “…Bir kötülüğün karşılığı onun dengi bir kötülük tür.” Karşı taraf ile savaşacaksan karşı tarafında o suçu işlemiş olması lazım…

Bakara 2/190 “  “… Allah yolunda savaşın? Sizinle savaşanlarla, Aşırı gitmeyin.” Bir kere o bir kötülük yapacak ki sen de onun cezasını vereceksin yoksa “Kafirlere savaş açalım” diye olmaz… “… Aşırı gitmeyin.” diyor yani siz başlatmayın bu işi… Ama maalesef daha sonraları Din siyasetin bir parçası haline gelince adamın canı bir ülkeyi Fethetmek istiyor, o ayetlerin bağlantılarını unutarak gidiyor oraya… Ne diyor?  “Saldırmayın…” diyor…  Aşırı gitmeyin, Allah aşırı gidenleri sevmez, Allah saldırganları sevmez… Saldırı yok.

Sana savaş açanla savaşacaksın… Belli olduğu zaman ayrı bir konu ama bir de hiç gerek yok iken bir sürü savaşlar açılmıştır yani… Mesela Hz. Ömer in istemediği savaşlar açılmıştır sıkıntılar oradan gelmiştir. Mısır ın Fethedilmesini istemiyordu; Irak ın Fetih edilmesini de istemiyordu… Hala bu gün olmuş O Irak ın Fethinden dolayı O mısır bölgesinin Fethinden dolayı meydana gelen sıkıntıları gideremiyoruz…  Şunu biz bir Hazmedelim etrafa niye Fetih ile gidiyorsun ki; Sen mesajlarınla gitsene o insanların gönlünü Fethet… Neden ülkelerini fethediyorsun?

  • O insanlara gönül lazım değil ki Toprak lazım 01:00:03

Ne olacak işte sana lazım olandan fazlasını Allah sana vermiş…

Bakara 2/191 “… Sizinle savaşanları öldürün,” diyor, zaten öbür ayette de diyor savaş yerinde yüz yüze geldiğiniz zaman öldürün…    “… Onların sizi çıkardıkları yerden çıkarın,” Mekkeliler nereden çıkardılar Müslümanları? Mekke den çıkardılar, Mekke ye geri döndüğünüz zaman tamam değil O sizi çıkardı siz de onu çıkaracaksınız… Çünkü;

Yunus 10/27 “…O sana ne yaptıysa sen de O nun aynısını yapacaksın karşı tarafa,” seni çıkardıysa sen de oradan çıkar.

Bakara 2/191 “… Fitne, (bunların meydana getirdiği o sosyal yangın) adam öldürmekten daha kötüdür, Mescid-i Haram yanında onları öldürmeyin.”   Şimdi işte bak Mescid-i Haram. Mescid- i Haram da öldürmeyeceksiniz. Ne zamana kadar? Sizi öldürmeye kalkana kadar.

Peygamberimiz Mekke ye girmeden önce ne dedi? SAV:“Kim ki evinde kalırsa, O güven içerisindedir; kim Ebu Süfyan ın evine girerse, o güven içindendir. Kim Kabe nin yanında bulunursa, güven içindedir…” ne demek oluyor bu? Bizimle savaşmayanlar güven içindedir. Ne talimat verdi? “Sizinle savaşmayanlar ile savaşmayın,” dedi… Bir iki çatışma olmuştu Halit bin Velid e onlar saldırmıştı, ama onlar saldırdığı zaman ne oluyor? Allah müsaade ediyor. İşte şimdi bak o Hadis’e uyuyor mu tamı tamına?

  • Benden sonrası…

Peygamberimiz öncekini sonrakini söylemez Gayb ile ilgili bir açıklaması olmaz peygamberimizin… Bu Ayet i Kerime benim esas burada söylemek istediğim şu; birisi bununla gelirse siz: Bu ayet i Kerime ile karşılık vereceksiniz diyeceksiniz ki olay bu…

  • O bir karine sayılır yani Olayın o olduğunu…

Olay o tabii. Kaldı ki çıkarmadı tabii Peygamberimiz O zaman. Orada savaşmadılar savaşanları çıkarın diyor Ayette; savaşmayanları çıkarması gerekmiyor…

  • Üzerinden çok uzun yıllar geçmişse de…

Çıkaracaksın ceza veriyorsun adam seni çıkarmış… Mekkeliler mi?

  • Sadece Mekkelilerden bahsetmiyor, genel savaş tan bahsediyor, diyelim bir yer işgal edildi yüzyıllarca birilerinin elinde kaldı. Daha sonra onlar yerleştiler insanlar uzun yıllar dışarıda yaşadılar ve bir gün ellerine imkan geçip o toprakların hakimiyetini ele geçirdiler o insanları oradan çıkartabilirler mi? Çıkartmazlar mı?
  • Ayetler i anladıktan sonra Ayet genel ifade ediyor mu etmiyor mu? Onu sonra tartışmak gerek.

“…Size savaş açanları bulduğunuz yerde öldürün” Genel, “Mescid- il Haram yanında…” O özel… Mescid-i Haram yanında bulursan öldürme diyor değil mi? Sizinle savaşıyor adam. Savaşta bulacaksın savaşacak seninle ki öldüresin, “…Onların sizi çıkardığı yerden çıkarın,” mesela sen böyle söyleyince, İmam Şafi nin görüşü aklıma geldi.

İmam Şafii diyor ki: “Eğer bir ülke Müslümanların eline geçmiş Müslümanlar orada hakimiyetlerini kurmuşlar ise, Kıyamete kadar orası Müslümanlarındır. Dar’ül Harp olmaz Dar’ül İslam dır.” Bu ne demek? “Benim malım. Her zaman gider alırım kardeşim…” Mesela İspanya Dar’ül İslam dır. İmam Şafii ye göre. Yani şu anda gücüm yetmiyor ama ne zaman gücüm yeter ise gider alırım… Böyle bir görüş ortaya koymuş tamam bu görüş oradan çıkarılabilir başkası da başka şekilde görüş ortaya koyuyor.

Neyse şimdi burada asıl Mesele şu, Peygamber Efendimizin bakın oradaki girerken de bu Hadis sahih olsa bile şöyle düşünebilirsin Yahya bu hadisi sahih kabul ettiğin zaman: Şöyle düşünebilirsin… Dersin ki demek ki: Mekke Müslümanların eline geçtiği günden itibaren artık Müslümanların elinden çıkmayacak… Bu onu gösterir dersin. Eğer şeyse kaldı ki o zaten gelecek ile ilgili bir şey, Gayb ile ilgili doğru bir ifade değil…

Yedinci Ayete geçiyoruz sen oku bakalım onu;

  • Kıyame 75/16-19… Burada biraz teknik bir terkibe dair Ayetlerin bu Ayet ve Surelerin tertibine dair, bir şey yok Kuran ı Kerim de. Bu tertip Peygamberimize Cebrail vasıtası ile bildirilmiştir deniliyor. Buda Kuran dışında Vahiy olduğuna dair ama bu da Risalet ile ilgili bir mesele olmadığı için bildirebilir diyebiliriz belki değil mi? Cem i var ya orada ayetlerin Surelerin tertibi… Şu elimizdeki Kuran ın bu konuma gelmesi neyle sabit?
  • Madem Cebrail AS öğretmendi aynı zamanda Peygamberimize Vahiy getirmek ile beraber…Ne yapılacağını O öğretmiştir.

Orada bir problem yok ta yalnız burada bu ayete nasıl bu manayı veriyorlar?

Şimdi bunların dediklerini bir an için doğru kabul edelim; az önceki yanlış mana gibi burada da bizim Rasim hocanın bazı ifadeleri var “yamyanlış” diyor… Bu şimdi yamyanlış bir ifade olur bakın… Dediklerine göre bir mana verelim…

Kıyame 75/16 “Onunla acele için dilini depretme,” yani kimseye okuma hüküm verme tebliğ etme… Değil mi o anlaşılıyor. Dilini depretme dediğin zaman o Kuran dan.

Kıyame 75/17 “Bütün Ayetleri bir araya getirmek ve onu bir Kuran haline getirmek bize aittir,” 01:08:27öyle mana vermiş oluyorlar. Peki; “…Onu Kuran haline getirdiğimiz zaman,” yani son Vahiy indiği zaman, o zaman onun Kuranına uy. Demek ki yirmi üç sene bekleyecek Peygamber efendimiz; Vahiy tamamlanacak, ondan sonra Kuran ı Kerim e uyacak, ondan sonra ondaki emirleri yerine getirerek tebliğde bulunacak o manaya gelmiyor mu? Böyle şey olur mu? Siz Cem den onu anlıyorsanız bu budur başka manası olur mu bunun? “Kuran ı toplamak” diye böyle bir mana olmaz yani. İşte burada öyle yapmış; Hayri Kırbaçoğlundan aldın değil mi bunu?

  • Orada O da bu konudaki bütün iddaları topluyor yani iddialardan birisi bu. Bu konudaki iddiaları bir araya getirmiş.
  • Mesela siz diyorsunuz Kuran küme küme haline getirilmeden önce hüküm vermeye kalkışma diyorsunuz, diyelim mesela sizin kast ettiğiniz o küme halindeki Ayetlerden biri diyelim 23 üncü senede indi… Sizin dediğiniz ile aynı mana çıkmıyor mu?

Bizim dediğimizi söyleyen daha önce birisi var mı ben bilmiyorum, var mı? Sen rastladın mı öyle bir… Anlam kümesi olarak… Şimdi onun biz cevabını vermiştik size zannedersem; biz bunu falanca kitabımızda yazmamıştık gidip oraya bakmayın. Şimdi mesela:

Kevser suresi inmiş. Şimdi İsmail Hoca nın konusu bu; kurbancı… Kurbancı deyince kafayı eğiyor kafayı diksene, şimdi bu Sure Mekke de inmiş şimdi burada:

Kevser 108/1-2 “Rabbin için Namaz kıl ve hayvanı boğazla,”   Venhar yani hayvanı nahr et… Şimdi buradan bu ayeti tek başına bu Ayetten Kurban kesme hükmünün çıkıp çıkmayacağı konusunda ittifak var değil mi? İsmail hoca… Gerçekten de çıkmaz.

Bu Ayetten “Fe Salli” ne demek?  Dua et demek mi? Rabbin için Dua et tamam anladım… Rabbin için hayvanı boğazla… Ya da İbadeti Rabbine yap; bu kolay. Ama “Venhar” ne demek? Hayvanın boğazına bıçak saplamak sureti ile sadece damarları kesmek, hayvanın boğazını kesmek değil, göğsünün üzerine bıçak saplayarak damarlarını kesmek. Peygamberimiz onun için Mekke de Kurban kestiğine dair hiçbir rivayet yok elimizde; ama Medine de Kurban ile ilgili diğer ayetler inince;

Hacc 22/36 “Kemaline ermiş (vücut gelişimini tamamlamış) olan hayvanları da sizin için Allah a ibadetin simgelerinden yaptık, sıra sıra oldukları zaman Allah ın adını onların üzerine anın…” Sıra sıra olduğu zaman Venhar ın tam karşılığı bu, ayakta kesin şeyi venhar ın tam karşılığı değil mi? Ondan sonra; “… Yan üstü yattığı zaman, siz yiyin kanaatkâr olanlara da verin, muhtaç olanlara da verin,”

O zaman ne oldu bu? Bu Ayet öbür ayetle bir küme oluşturdu mu? Bundan önceki ayetler de var tabii birçok ayet var… Bu küme oluşunca Peygamberimiz bu defa Kurbanı kesmeye başladı ve insanlara da kurban kesmelerini, “Fe Salli” nin de kurban günü Namaz olduğu anlamı da oradan çıktı.

  • Ben de bundan yola çıkarak söylüyorum ki yani Kırbaçoğlu nun söylediğinin yanlış olmadığını o yüzden dedim. Diyelim ki Hacc Suresindeki o Kurban ile ilgili ayet diyelim ki en son inen ayet olsaydı 23 sene beklemek gerekmez miydi?

Gerekebilirdi, beklerdi ama Hayri Kırbaçoğlu nun söylediği o değil… H.K. nun naklettiği kendi görüşü olmayabilir o eski bütün bu konudaki bütün görüşleri nakletmiş, ondan aldığımız için H.K. diyoruz. İddaları sayıyor. Bu konudaki iddiaları sayıyor. Kabul ettiğini ifade etmiyor. Bu yanlış gene çünkü buradaki “Cem” den maksat; ilgili ayetlerin Kümeyi oluşturması değil. “Kuran” dan maksat da o değil. Buradaki Kuran dan maksat Kuran ı Kerim. “Cemahu” derken de bu ayetler inmiş toplamışsın şuşu ayetler Bakara Suresinin, şuşu ayetler Ali İmran ın, şu Maide nin, şu Araf ın falan… Böyle bir de önce Fatiha gelecek, ikincisinde bakara gelecek, üçüncüsünde… Tertipler yani bunun tamamıyla alakalı o. Tamamıyla alakalı olunca bu ayetin ona delil alınması imkânsızlaşıyor iddia bu. O zaman bu Kuran tamamlanmadan Peygamber Efendimiz Kuran ile ilgili hiç dilini depretmeyecek mi?

  • Onun aksini gösteren Hadisler vardır, yani…

Ayetler var canım…

  • On Ayet öğrenip te on birincisini geçmezdik ona da ameli derdik diyor…

Hadisler değil Ayetler var olur mu? Şimdi burada bu Ayet bi kere onlara delil değil onu demek istiyorum. Bu Ayet delil değil yani bizim söylediğimiz ile bunun arasında büyük fark var.

  • Şöyle sonuca bağlayabiliriz o zaman Kuran ı Kerim in tertibi; muhtemelen Cebrail AS ın Peygamberimize talimidir. Ama bunun Risalet ile ilgili herhangi bir şeyi yoktur. Ya da…

Ya da sen şöyle söyle farz et ki Fatiha Suresi Kuran ı Kerim in ortasında Bakara Suresi en sonunda ne değişiyor? Bize verilen emir ve yasaklar açısından ne değişiyor? Peygamberimizin tebliğ görevi açısından değişen ne?

  • Surelerin tertibi belki şey yapmaz ama Ayetlerin tertibi önemli olabilir diye düşünüyorum. Ayetlerin nerede olduğu…
  • Resulallah AS a Allah bir Kitap indiriyoruz diye ifade ediyor değil mi? Ve Allah u Teala başka bir ayette Bu kitabın kitabı Metnun da olan bir kitap olduğunu söylüyor. O yüzden Peygamber SAV e bu kitap henüz inmeye başlamadan önce Kitap şeklini almış…

Kitap; “yazılı şey” demek yani yazılı her belgeye mesela: “…Benim şu Kitabımla git,” diyor değil mi? Yazılı her belgeye Arapça da kitap denir yani…

  • Kitap manasında kullanırlar ama orada öyle dediğimiz zaman Kuran yazılı olarak inmedi ki…

Olur mu? Bir kere “Levhi Mahvuz” da yazılı… İndiği zaman da yazdırılıyor Peygamberimiz tarafından.

  • Şey Suresinde Vakıa suresinde…
  • Bu Ayetin ikinci kısmı ile ilgili yine bir tartışma var… Bu Ayetlerden hareket ile Kuran ı açıklamayı Allah ın üzerine aldığı ve bu açıklamanın da Kuran dışında olma gereği üzerinde durulmaktadır. Oraya atıfta bulunuyor. Hadislerle… Sadece iddialardan birisi de bu ayetle ilgili…

O konu hakkında tekrar konuşmaya gerek olmayacak kadar açık ve net. Ondan sonra Nisa 113 öyle mi? Okusana…

  • Nisa 3/113 te Hikmetin indirildiği, işte bu hikmetin Rasulullah ın sunnetine delalet edildiği… Başka bir iddia da bilmediğin şeyler nelerdir bunlar?

Çok sayıda ayet var bu konuda, Peygamber efendimiz ümmi idi, daha önce bilmiyordu işte bu Ayetler, Kuran ve Hud 11/49 diyorsun.

  • Hikmet konusu daha önce çok kez, incelendi..

Hikmet konusunu çok kez okuduk anlattık onu tekrarlamaya gerek yok.

  • Fakat bu “bilmediğiniz…” meselesi çok ayette geçiyor mesela o Namazı size daha önce öğrettiği gibi “Kema Alleme küm…” O var yani işte o mesela delillerden birisi O. Nasıl öğretti. Sonra işte nasıl bilmiyorsunuz bunu nasıl öğretti gibi. Bu “Alleme” fiili ile alakalı iddialar var… Ben buraya hepsini yazmadım…

Şimdi tabii onu da okuruz,

  • Nisa 113 teki “Hikmete” Hadis deniliyorsa bir tanesinde Hadis e Gayri Metluv diyor ama Hikmeti in “Metluv” olduğunu söyleyen Ayetler var… 33 üncü Sure 34 üncü ayette… Buradan Metluv olduğu çıkıyor…

Metluv dur tabii Hikmet, Kuran ın içerisindeki hükümler dir. Yani Kuran ı okuyorsun… Gayri Metluv değil ki…  Metluv dur bu…

Şimdi burada isterseniz burada tamamlayalım çünkü saat oldu yarım. Bundan sonra bu şeyden itibaren kaçıncı dokuzuncu sıraya mı geldik? Dokuzdan itibaren yaparız. Daha sonra okuruz İnşallah..

  • Asında; H. Kırbaçoğlu bunları 15-20 tane delille sıralamış demiş ki: “Ben bunların hepsine cevap verebilirim.” Hakikaten de vermiş fakat dört tane iddia ver ki: “Ben bunlara cevap veremiyorum ve şunu diyorum bu 4 konu istisnadır… Bu 4 konuda hakikaten bence de Gayri Metluv Vahiy olduğuna dair bu 4 ayet delil getirilebilir. Ama onun dışında ben bunu kabul edemem.” Diyor H. Kırbaçoğlu. 4 istisna dışında kabul etmiyorum diyor ve bu istisnalardan bir tanesi: “La kad Sadakallahi Rasul ü ya bil Hakk…” İkincisi; “Veiz yaidukümullahü ittat taifeteynin…” üçüncüsü; “O daha önce işlediğimiz, “Veiz isarren Nebiyyü İlabağde izacae….” Onu hallettik ondan sonra bir tane daha var.. Bu örneklerden bir tanesi yani oda bu dört örneğe cevap veremiyorum diyor. Bu ve bunların istisna olduğunu düşünüyorum diyor.

Tamam demek ki önümüzdeki derste anlatacağımız konu H. Kırbaçoğlu nun içinden çıkamadığı konulardan bir tanesi. Haftaya onun üzerinde dururuz Allah nasip ederse…

Şimdi Burada şöyle bir şey var aslında baştan beri açıkça görüldüğü gibi bizim bütün içinden çıkılamayan bu problemlere kolaylıkla cevap vermemizin tek sebebi uyguladığımız metodolojidir başka bir şey değil. O da Kuran ı Kerim de olan Allah u Teala nın bize emrettiği Kuran ı Anlama metodu dur. Kuran ı Anlama Metodu nu uyguladığımız zaman bu soruların içerisinden cevapsız kalan olmuyor. Ama Kuran ı Anlama metodunu uygulamak da çok uzun ve yorucu bir ekip çalışmasını gerektiriyor, demek ki biz bunun şu ana kadar ki bölümlerde ekip çalışmasını bitirmişiz bundan sonraki bölümlerde bakalım ne olacak belki içinden çıkamayacağımız şeyler de olabilir bilemiyorum şu anda… Göz gezdirdim baştan sona kadar bir okudum bizim için zor bir şey göremedim… Ama burada anlatırken olayın şekli değişir.

  • Dördüncüsü de bu Zeyd in hanımı ile Hz. Zeynep ile evlenmesi…

O da var nasıl olsa burada, tamam onlar da bunların hepsinde bir problem yok… Şimdi şu Süleymaniye Vakfını farklılaştıran bu Metodoloji… Şu konuda biz şu görüşü söylüyoruz eski ulema bunu söylüyor falan diyoruz hepsi o metodun uygulamasından kaynaklanıyor başka bir şey değil… Şimdi Allah a şükür biz öyle bir metot yakalamış olduk ki Kuran ı Kerim de: Bu metot Allah ın indirdiği Kitap a uygulandığı gibi, yarattığı kitap a da uygulanabiliyor. Yani tüm ilimlere de uygulanabiliyor bu metot. Ümit ediyorum bunu eğer umduğumuz gibi bir başarı ile daha da geliştirebilirsek şu anda o yoldayız, eminim ki Dünyadaki ilmi çalışmalar hiç hayal edilemeyecek sıçrama yaşayacaktır. Hem Müslümanlar ciddi manada kendilerine gelecekler ve bu: Gelecekte Müslümanlar Cenab ı Hakk ın buyurduğu gibi: 01:24:24

Fetih 48/28 “Allah; Resulunü, gerçek (Hak) Vahiy ile (Kitap) gönderen O’dur. Doğruyu gösteren ve Hak dinle gönderen O dur. Bütün Dinler üzerine hâkimiyetini kursun diye.”

Bu metodolojiyi geliştirebilir, eğer uygulama alanlarını da genişletebilirsek İnşallah Cenab ı Hak lütfeder.

Bu Ayet i Kerime nin hükmünün gerçekleşeceğini ve İslamiyetin tüm Dünyada bir numaraya yükseleceğine kesin inanıyorum. Ve bütün ilim dalları ne kadar ilim var ise,bütün ilim dalları kendilerinin ana kitabı olarak Kuran ı göreceklerdir. Hangi ilim dalı olursa olsun. İnanıp inanmama meselesi ayrı bir konu… Siz bunu burada görürsünüz de inanırsınız ya da inanmazsınız o ayrı bir şey ama bunu böylece göstermek Müslümanların görevidir umuyorum ki bu olacak.

BİTTİ.

Tüm Mukayeseli Fıkıh Müzakereleri
# İçerik Adı Yayınladığı Tarih Görüntülenme
1 Kitaba Çağrı 16 Eylül 2017
2 Kurban İbadeti 24 Ağustos 2017
3 Hadislerin Derlenmesinde İran Etkisi 19 Ağustos 2017
4 Diyanetin Fetö Raporu: Bu din bu hale nasıl geldi? 14 Ağustos 2017
5 Hilal, Fitre ve Bayram 28 Haziran 2017
6 Nebi’mizin Ramazan Hayatı 12 Haziran 2017
7 İmsak Ölçüleri 27 Mayıs 2017
8 Dini Siyasete Alet Etmek 20 Mayıs 2017
9 Nebilere Yüklenen Olağanüstü Özellikler 13 Mayıs 2017
10 Tarih Boyunca Nebilere Gösterilen Tepkiler 6 Mayıs 2017
11 Yanlış Şeriat Algısı Suç ve Ceza 29 Nisan 2017
12 Kapitalizmin Sonu 15 Nisan 2017
13 Faiz Bağlamında Modern Finansal Ürünler 8 Nisan 2017
14 Hadislere Bakışımız Nasıl Olmalı 1 Nisan 2017
15 Haram Aylar 25 Mart 2017
16 Kur’an’cılık Tehlikesi 1.Bölüm 20 Mart 2017
17 Din ve Devlet İlişkileri 1.Bölüm 11 Mart 2017
18 Cuma Namazı ve Hutbe’si 4 Mart 2017
19 Kur’an’a Göre Sihir Kavramı 25 Şubat 2017
20 Abese Suresi Bağlamında Nebi’mizin Korunmuşluğu 18 Şubat 2017
21 Ev İçi Mahremiyet Kuralları 11 Şubat 2017
22 Örtünme İle İlgili Hükümler 4 Şubat 2017
23 Baş Örtüsü ve Örtünme 28 Ocak 2017
24 Kur’an’nın Çözüm Üretmedeki Yeri 21 Ocak 2017
25 Yahudileri Gölgede Bırakan Hileler 16 Ocak 2017
26 Müslümanlar’da Allah’a Güven Krizi 31 Aralık 2016
27 Müslümanlığımızı Gözden Geçirme İhtiyacı 24 Aralık 2016
28 Ümmet Olamamanın Ağır Bedeli 17 Aralık 2016
29 Tarihsellik İddialarında Cezalar Örneği 10 Aralık 2016
30 Mezhepçiliğin Doğurduğu Acı Sonuçlar 3 Aralık 2016
31 Kur’an’nın Tarihselliği İddiası ve Miras Konusu 26 Kasım 2016
32 Takiye (Kimliği Gizleme) 19 Kasım 2016
33 Faiz ve Güncel Meseleler 12 Kasım 2016
34 Mehdi Gelicek mi ? 7 Kasım 2016
35 Hz. İsa Gelecek mi? 31 Ekim 2016
36 Çağdaş Ulemanın Usulsüzlüğü 22 Ekim 2016
37 Dinsel Çoğulculuk 15 Ekim 2016
38 Son Kitabı Devre Dışı Bırakma Projesi, Dialog 8 Ekim 2016
39 Fıtrat Zemininde Buluşma 1 Ekim 2016
40 Nisa 34. Ayet Bağlamında Kadına Şiddet 24 Eylül 2016
41 Kurban İbadeti 10 Eylül 2016
42 Kadının Dövülmesi 3 Eylül 2016
43 Kur’an’a Göre Hükmetmek 27 Ağustos 2016
44 15 Temmuz Darbe Gecesine Kurani Bir Bakış 20 Ağustos 2016
45 Paralel Dinin Olmazsa Olmazı Aracılık – 1 13 Ağustos 2016
46 Müslüman Gayrimüslim İlişkileri 2 Temmuz 2016
47 Zekat 25 Haziran 2016
48 Oruçla İlgili Hükümler 18 Haziran 2016
49 Uydurulan Dinde Yatsı Sonu, Seher ve İmsak Vakti 4 Haziran 2016
50 Uydurulan Dinde Mut’a Nikahı 28 Mayıs 2016
51 Uydurulan Dinde Şartlı Talak 21 Mayıs 2016
52 Uydurulan Dinin Dayatması Olarak Çocukların Evlendirilmesi 7 Mayıs 2016
53 Kölelik ve Cariyelik Mezheplerin Dayatması mı? 30 Nisan 2016
54 Musa Hızır Kıssasının Evrensel Mesajı 23 Nisan 2016
55 Sünnetin Delil Değeri 16 Nisan 2016
56 Kira Sertifikaları Faizsiz Ürün mü? 9 Nisan 2016
57 Suç-Ceza Dengesi Açısından Cinsel İstismar 2 Nisan 2016
58 Boşanma Konusunda Allah’ın Koyduğu Sınırlar 26 Mart 2016
59 Allah’ın Koyduğu Sınırlar Nasıl Aşıldı 19 Mart 2016
60 Muhsana, Kadına Pozitif Ayrımcılık 13 Mart 2016
61 İnsanlar ile Cinlerin Ortak Özellikleri 5 Mart 2016
62 Nebiler Günahtan Korunmuş mudur? 27 Şubat 2016
63 Bedir Savaşı Örneğinde Nebi ve Resul Farkı 20 Şubat 2016
64 Dinde Haram-Helal Koyma Yetkisi 13 Şubat 2016
65 Cinler 6 Şubat 2016
66 İlk İnsanın Yaratılışı 30 Ocak 2016
67 İnsanı İnsan Yapan Özellikler 23 Ocak 2016
68 Allah’ı İkinci Sıraya Koymak 16 Ocak 2016
69 Şirkle İman Arasındaki Kararsızlık 9 Ocak 2016
70 Mehdi Beklentisi 2 Ocak 2016
71 Her İnsan Allah’ı Bilir 26 Aralık 2015
72 Fıkıh Müzakereleri | Her İnsan Allah’ı Bilir 26 Aralık 2015
73 Bir Sömürü Aracı Olarak Halifelik – 2 19 Aralık 2015
74 Bir Sömürü Aracı Olarak Halifelik 12 Aralık 2015
75 Kur’ân’da Dindarlık 5 Aralık 2015
76 Tarih Boyunca Bir Siyasi Baskı ve Ötekileştirme Aracı Olarak Zındıklık 28 Kasım 2015
77 Geleneğe Göre Dinden Dönmenin Hükmü (Bölüm 2) 21 Kasım 2015
78 Geleneğe Göre Dinden Dönmenin Hükmü (Bölüm 1) 21 Kasım 2015
79 Kur’an’a Göre Dinden Dönmenin Hükmü 16 Kasım 2015
80 Kur’an’da Zina Suçu Ve Cezası 7 Kasım 2015
81 Tağut Doğru Yolun Üstünde Oturur 31 Ekim 2015
82 Hadis Uydurma Faaliyetleri 24 Ekim 2015
83 Kader İnancı Ve Nesih 17 Ekim 2015
84 Resulullah Sonrası Siyasi Gelişmeler 10 Ekim 2015
85 Nesih 3 Ekim 2015
86 Hac Ve Kurban 19 Eylül 2015
87 Terör Olayları Karşısında Nebevi Siyaset 12 Eylül 2015
88 Dinde Özgürlük 5 Eylül 2015
89 Dine Uyma Yerine Dini Kendine Uydurma 4 “Cariyelik” 29 Ağustos 2015
90 Dine Uyma Yerine Dini Kendine Uydurma 3 “Cariyelik” 22 Ağustos 2015
91 Dine Uyma Yerine Dini Kendine Uydurma 2 “Kitap Algısı” 15 Ağustos 2015
92 Dine Uyma Yerine Dini Kendine Uydurma 8 Ağustos 2015
93 Nebimizin Yürüttüğü Dış Politika 1 Ağustos 2015
94 Kadir Gecesi ve İmsak Vaktine Tavırlar 11 Temmuz 2015
95 Zekat 4 Temmuz 2015
96 Oruç İbadeti 2 27 Haziran 2015
97 Oruç İbadeti 20 Haziran 2015
98 Kutup Bölgelerinde İftar ve İmsak Vakitleri 13 Haziran 2015
99 Emtia Borsalarındaki İşlemlerin Fıkhi Hükmü 6 Haziran 2015
100 Kur’ân’a Göre Gece-Gündüz 30 Mayıs 2015
101 Prof. V. A. Yefimov’la Yapılan Toplantının Değerlendirilmesi 23 Mayıs 2015
102 İsra ve Mirac 16 Mayıs 2015
103 Berzah Alemi 2 9 Mayıs 2015
104 Berzah Alemi 2 Mayıs 2015
105 Enflasyon ve Faiz 25 Nisan 2015
106 İşsizlik Probleminin Kaynağı 18 Nisan 2015
107 Peygamberimizin Öldürülmesini Emrettiği Kişiler Hakkındaki Rivayetler 4 Nisan 2015
108 Faizsiz Sistemin İlkeleri (Zekat-Faiz Karşılaştırması) 28 Mart 2015
109 Faizsiz Sistemin İlkeleri – Faizsiz Bankacılık 28 Mart 2015
110 Faizsiz Sistemin İlkeleri (Enflasyon) 21 Mart 2015
111 Faizsiz Sistemin İlkeleri (Bankacılık) 14 Mart 2015
112 Faizsiz Sistemin İlkeleri 7 Mart 2015
113 Tecavüz Suçunun Cezası 28 Şubat 2015
114 İdam Cezası ve Kıssas Tartışmaları 21 Şubat 2015
115 Ceza Hukukunun Genel Prensipleri 14 Şubat 2015
116 Kur’ân’da Ruh Kavramı 7 Şubat 2015
117 İcmanın Delilleri ve Değerlendirilmesi 24 Ocak 2015
118 Fıkıh Müzakereleri | Ceza Hukukunun Genel Prensipleri 17 Ocak 2015
119 Nebiye Hakaretin Cezası 10 Ocak 2015
120 Noel ve Mevlid Kandili Kutlamalari 3 Ocak 2015
121 Kelime Oyunları ve Şeb-i Arus 27 Aralık 2014
122 Evlilik Nedeniyle Ortaya Çıkan Haramlık 20 Aralık 2014
123 Talak’ın Şarta Bağlanması 13 Aralık 2014
124 Kadının Boşanma Hakkı 6 Aralık 2014
125 Boşanmanın Hükümleri 29 Kasım 2014
126 Küçüklerin Evlendirilmesi 22 Kasım 2014
127 İslam Hukuku-Roma Hukuku Karşılaştırması 15 Kasım 2014
128 Beni Kureyza Yahudileri ve Esirlerin Öldürülmesi 8 Kasım 2014
129 İslâm Miras Hukukunda Kelâle 3 Kasım 2014
130 Batı Güdümlü İslam Anlayışında Kur’an Sünnet Algısı – 2 25 Ekim 2014
131 Batı Güdümlü İslam Anlayışında Kur’an Sünnet Algısı 18 Ekim 2014
132 İslam Alimlerinin Işid’e Gönderdikleri Mektubun Eleştirisi 11 Ekim 2014
133 Kurban İbadeti 27 Eylül 2014
134 Birbirimizden yardım istemek şirk midir? 9 Ağustos 2014
135 Nafile Oruç 2 Ağustos 2014
136 Zekat ve Fitre 26 Temmuz 2014
137 Kadir Gecesi 19 Temmuz 2014
138 Tarihi gelişimi ve Hükümleri Açısından İtikaf 12 Temmuz 2014
139 Yatsının Son Vakti 5 Temmuz 2014
140 Vakti Dışında Namaz, Süresinden Fazla Oruç 28 Haziran 2014
141 Bakara 187. Ayet Işığında Oruç İbadeti 21 Haziran 2014
142 Kimler Oruç Tutabilir 14 Haziran 2014
143 Orucun Tarihi ve Meşruiyeti 7 Haziran 2014
144 Ecel ve Şehitlik – Sorular ve Cevaplar 24 Mayıs 2014
145 Ecel ve Şehitlik 17 Mayıs 2014
146 Seferilik Mesafesi ve Müddeti 10 Mayıs 2014
147 Yolculukta Namaz – 2 26 Nisan 2014
148 Dinden Dönmek 19 Nisan 2014
149 Yolculukta Namaz 5 Nisan 2014
150 Namazı Terketmenin Hükmü 29 Mart 2014
151 Namazda Zikir 8 Mart 2014
152 Kadınların Cemaate Katılması 1 Mart 2014
153 Cemaatle Namaz – 2 22 Şubat 2014
154 Cemaatle Namaz 15 Şubat 2014
155 Sehiv Secdesi 8 Şubat 2014
156 Namazı Bozan Haller – 2 1 Şubat 2014
157 Namazı Bozan Haller 18 Ocak 2014
158 Cumanın Farzından Önceki ve Sonraki Sünnetler 11 Ocak 2014
159 Cuma Hutbesi 4 Ocak 2014
160 Cuma Namazı 28 Aralık 2013
161 Sünnet Namazları 21 Aralık 2013
162 Vitir Namazı 14 Aralık 2013
163 Teheccüd Namazı 7 Aralık 2013
164 Kur’an’da Melek ve Cin Kavramları – Sorular 23 Kasım 2013
165 Kur’an’da Melek ve Cin Kavramları – 2 18 Kasım 2013
166 Kur’an’da Melek ve Cin Kavramları 2 Kasım 2013
167 Cezanın Amacı Açısından Mağdur Hakları 26 Ekim 2013
168 Bayram Namazı ve Teşrik Tekbirleri 12 Ekim 2013
169 Tarihi, Amacı ve Ahkamı Yönüyle Kurban 5 Ekim 2013
170 Kur’an’da Münafıkların Durumu – 2 28 Eylül 2013
171 Kur’an’da Münafıkların Durumu 21 Eylül 2013
172 Günümüz İslam Dünyasının Problemleri 14 Eylül 2013
173 Bedel Hac – Doç.Dr. Servet Bayındır 7 Eylül 2013
174 Allah’ın Bilgisi ve Kader 24 Ağustos 2013
175 Mısırdaki Müslümanların Durumu 17 Ağustos 2013
176 Kadir Gecesi 3 Ağustos 2013
177 İmsak Tartışmaları 27 Temmuz 2013
178 Kutup Bölgelerinde İbadet Vakitleri 20 Temmuz 2013
179 Kader 19 Ocak 2013
180 Kıyamet Alametleri 22 Aralık 2012
181 Kur’an Sünnet Bütünlüğünde Kurban İbadeti 20 Ekim 2012
182 Kur’an Sünnet Bütünlüğünde Hac İbadeti 13 Ekim 2012
183 Faiz-Zekat İlişkisi 6 Ekim 2012
184 Namazların Birleştirilmesi 29 Eylül 2012
185 İslama Yönelik Saldırılar 22 Eylül 2012
186 Alternatif Bir Finansal Ürün Olarak Kira Sertifikaları(SUKUK) 15 Eylül 2012
187 Öğle ve İkindi Namazlarının Vakitleri 8 Eylül 2012
188 Yatsı Namazı Vaktinin Bitişi 1 Eylül 2012
189 Kur’an’a Göre Gelenek 25 Ağustos 2012
190 Bayram Namazı ve Fitre 18 Ağustos 2012
191 Televizyondan Kabe İmamına Uyulabilir mi? 11 Ağustos 2012
192 Ramazan Ayının İnsana Sunduğu Fırsatlar 4 Ağustos 2012
193 İmsak Vakti ve Seher – 2 28 Temmuz 2012
194 İmsak Vakti ve Seher 21 Temmuz 2012
195 Nesih, Kıblenin Değişmesi Örneği 23 Haziran 2012
196 İsra ve Miraç 16 Haziran 2012
197 Uydurma Hadisler – Harun Ünal 9 Haziran 2012
198 Sezaryen Doğum 2 Haziran 2012
199 Vahiy – Sünnet İlişkisi 26 Mayıs 2012
200 Nesih Kavramı 19 Mayıs 2012
201 Din ve Tıp Açısından Sünnet 14 Mayıs 2012
202 Din ve Müzik 5 Mayıs 2012
203 Hadislerin Kur’an’a Arzı 28 Nisan 2012
204 Türkiye’de Kutlu Doğum Etkinlikleri 21 Nisan 2012
205 Allah’ın Elçisini Doğru Anlamak 14 Nisan 2012
206 Kur’an Öncesi Mekke Toplumu 7 Nisan 2012
207 Faizsiz Bankacılğın Problemleri 31 Mart 2012
208 Hz.Muhammed’in(S.A.V.) Tebyin Görevi 24 Mart 2012
209 İslam ve Türk Medeni Kanunu(TMK) Miras Sistemlerinin Mukayesesi 17 Mart 2012
210 Kur’an’a Göre Tağut Kavramı 10 Mart 2012
211 Farklı İnançların Birlikte Yaşamasının Doğal Kuralları 3 Mart 2012
212 Kur’an’a Göre Resule İman, İtaat ve İttiba 25 Şubat 2012
213 Organ Nakli 18 Şubat 2012
214 Sebeb-i Nüzul Meselesi 11 Şubat 2012
215 Daru’l-Harbde Faiz 4 Şubat 2012
216 İftida 28 Ocak 2012
217 Talak (Boşanma) 21 Ocak 2012
218 Gayrimüslimlerle Evlilik 14 Ocak 2012
219 A’raf Ehli 7 Ocak 2012
220 Müminler Cehenneme Girecekler Mi? – 2 31 Aralık 2011
221 Müminler Cehenneme Girecekler Mi? 24 Aralık 2011
222 Çocukların Evlendirilmesi 17 Aralık 2011
223 İnanç Özgürlüğü 10 Aralık 2011
224 Evliliğin Denetlenmesi 3 Aralık 2011
225 Adetli Kadın Kur’an’a Dokunabilir mi? 26 Kasım 2011
226 Hz.İsa’yı(a.s.) Geri Getirmek İsteyenlerin Hedefi 19 Kasım 2011
227 Nebi ve Resul Kavramları 12 Kasım 2011
228 Kurban Bayramına Nasıl Hazırlanmalıyız? 5 Kasım 2011
229 İcma Delili ve Değerlendirilmesi 22 Ekim 2011
230 Vekaletle(Bedel) Hac 15 Ekim 2011
231 İhram Yasakları 8 Ekim 2011
232 Kadınların Yolcuğu 1 Ekim 2011
233 Kur’an ve Sünnet Işığında Hac İbadeti 24 Eylül 2011
234 Faiz Anlayışı 10 Eylül 2011
235 Bayram Namazı 27 Ağustos 2011
236 İmsak Vakti 20 Ağustos 2011
237 Teravih Namazı Konusunda Diyanet’e Cevap 13 Ağustos 2011
238 Oruç Tutamayanlar Ne Yapmalı? 6 Ağustos 2011
239 Güneşin Batmadığı Yerlerde Namaz Vakitleri 2 Temmuz 2011
240 Yatsı Namazının Vakti 7 Mayıs 2011
241 Allah’ın İndirdikleri İle Hükmetmeyenler – 2 30 Nisan 2011
242 Allah’ın İndirdikleri İle Hükmetmeyenler 23 Nisan 2011
243 Günahlarla İlgili Kavramlar – 2 2 Nisan 2011
244 Günahlarla İlgili Kavramlar 26 Mart 2011
245 Büyük Günahlar – 3 19 Mart 2011
246 Büyük Günahlar Nelerdir? 12 Mart 2011
247 Büyük Günah İşleyenlerin Durumu 5 Mart 2011
248 Ye’cüc ve Me’cüc 26 Şubat 2011
249 Dabbetü’l-Arz 19 Şubat 2011
250 Tarikatlarda Vesile ve Tevessül 12 Şubat 2011
251 Evliyanın Yardımı İle İlgili İddialar – 2 5 Şubat 2011
252 Kutuplarda Namaz Vaktinin Tespiti 29 Ocak 2011
253 Evliyanın Yardımı İle İlgili İddialar 22 Ocak 2011
254 Kâlû Belâ Olayı Hakkında Sorulan Sorular – 2 1 Ocak 2011
255 Kâlû Belâ Olayı Hakkında Sorulan Sorular 25 Aralık 2010
256 Mehdi İnancı 18 Aralık 2010
257 Kur’an’a Göre Zekat Oranları 4 Aralık 2010
258 Artan Malı İnfak Etme 27 Kasım 2010
259 Vitr Namazı 13 Kasım 2010
260 Bayram Namazları 6 Kasım 2010
261 Sehiv Secdesi – Mukayeseli Fıkıh Dersleri 30 Ekim 2010
262 Kurban İle Alakalı Sorular 23 Ekim 2010
263 Hac Farklı Aylarda Yapılabilir mi? – Fıkıh Dersi 9 Ekim 2010
264 Başkasının Yerine Hacc Yapmak 2 Ekim 2010
265 Hilal İle İlgili Sorulan Sorular 25 Eylül 2010
266 Cariyeler İle İlgili Sorulan Sorular 18 Eylül 2010
267 ORUÇ BOZMANIN CEZASI 4 Eylül 2010
268 Zekat 28 Ağustos 2010
269 İmsak ve Yatsı Vakitleri – 2 21 Ağustos 2010
270 İmsak ve Yatsı Vakitleri 14 Ağustos 2010
271 İsra ve Miraç -2 10 Temmuz 2010
272 İsra ve Miraç -1 3 Temmuz 2010
273 İcma’a Delil Getirilen Hadisler 26 Haziran 2010
274 İcma 19 Haziran 2010
275 Başörtüsü ve Örtünme 12 Haziran 2010
276 Mezheplerin Tutarlılığı 29 Mayıs 2010
277 Asabe Siyaset İlişkisi (Kızın Çocuklarının Mirasçılığı Örneği) 22 Mayıs 2010
278 Kur’an’ı Açıklama Usulü 15 Mayıs 2010
279 Kartepe Programı Değerlendirme 5 Mayıs 2010
280 Abdestte Ayakların Mesh Edilmesi 24 Nisan 2010
281 Hudeybiye’den Geri Kalanlar 13 Nisan 2010
282 Peygamberimizin Zeynep (ranha) ile Evliliği 3 Nisan 2010
283 Bedir Savaşı 20 Mart 2010
284 Kur’an Sünnet Bütünlüğü: Allah’ın İzni Meselesi 13 Mart 2010
285 Vahiy Çeşitleri 6 Mart 2010
286 Kadınların Özel Halleri 11 Şubat 2010
287 Kur’an’a Göre Zekat Nispeti 6 Şubat 2010
288 Vahy-i Gayr-i Metlüv’e Dair Getirilen Deliller -1 30 Ocak 2010
289 Iskat (Ölen Kimseyi İbadet Borçlarından Kurtarmak) 16 Ocak 2010
290 Dini Tebliğ ve Uygulamada Cebrailin Rolü -2 2 Ocak 2010
291 Dini Tebliğ ve Uygulamada Cebrail’in Rolü 26 Aralık 2009
292 Kuran ve Sünnet Bütünlüğü – Kurban 21 Kasım 2009
293 Kuran ve Sünnet Bütünlüğü – Kıble Meselesi -2 14 Kasım 2009
294 Kuran ve Sünnet Bütünlüğü – Kıble Meselesi -1 7 Kasım 2009
295 Kuran ve Sünnet Bütünlüğü – Kur’anı Anlama 31 Ekim 2009
296 Kuran ve Sünnet Bütünlüğü – Yolculukta Namazin Kısaltılması Örneği 24 Ekim 2009
297 İsa Aleyhisselam Tekrar Gelecek mi? -2 17 Ekim 2009
298 İsa Aleyhisselam Tekrar Gelecek mi? 1-1 10 Ekim 2009
299 İsa Aleyhisselam Tekrar Gelecek mi? 1-2 10 Ekim 2009
300 Hanefi Mezhebinin İçki ile İlgili Görüşleri -1 3 Ekim 2009
301 Hanefi Mezhebinin İçki ile İlgili Görüşleri -2 3 Ekim 2009
302 Mirasta Avliye Meselesi -1 26 Eylül 2009
303 Mirasta Avliye Meselesi -2 26 Eylül 2009
304 Kasten Orucu Bozanın Cezası -1 12 Eylül 2009
305 Kasten Orucu Bozanın Cezası -2 12 Eylül 2009
306 Oruç Keffareti -1 29 Ağustos 2009
307 Oruç Keffareti -2 29 Ağustos 2009
308 Adetli Kadının Orucu -1 22 Ağustos 2009
309 Adetli Kadının Orucu -2 22 Ağustos 2009
310 Hastaların Orucu -1 15 Ağustos 2009
311 Hastaların Orucu -2 15 Ağustos 2009
312 Namazda Örtünme / 2-1 8 Ağustos 2009
313 Namazda Örtünme / 2-2 8 Ağustos 2009
314 Namazda Örtünme / 1-1 1 Ağustos 2009
315 Namazda Örtünme / 1-2 1 Ağustos 2009
316 Kur’an’da Örtünme -1 18 Temmuz 2009
317 Kur’an’da Örtünme -2 18 Temmuz 2009
318 Gayrimüslimlerle Evlilik -1 11 Temmuz 2009
319 Gayrimüslimlerle Evlilik -2 11 Temmuz 2009
320 Müşriklerle Evlilik -1 4 Temmuz 2009
321 Müşriklerle Evlilik -2 4 Temmuz 2009
322 Ehli Kitap ve Müşrikler -1 27 Haziran 2009
323 Ehli Kitap ve Müşrikler -2 27 Haziran 2009
324 Hayvan Kesimi / 2-1 20 Haziran 2009
325 Hayvan Kesimi / 2-2 20 Haziran 2009
326 Hayvan Kesimi -1 13 Haziran 2009
327 Hayvan Kesimi -2 13 Haziran 2009
328 Helal Gıda ve Jelatin Konusu -1 6 Haziran 2009
329 Helal Gıda ve Jelatin Konusu -2 6 Haziran 2009
330 Nafile Namazlar -1 9 Mayıs 2009
331 Nafile Namazlar -2 9 Mayıs 2009
332 Vitir Namazı -1 2 Mayıs 2009
333 Vitir Namazı -2 2 Mayıs 2009
334 Kur’an’ın Genel Açıklaması -1 25 Nisan 2009
335 Kur’an’ın Genel Açıklaması -2 25 Nisan 2009
336 Namazın Mekruhları -1 11 Nisan 2009
337 Namazın Mekruhları -2 11 Nisan 2009
338 Namazı Bozan Şeyler -1 4 Nisan 2009
339 Namazı Bozan Şeyler -2 4 Nisan 2009
340 Namazda Konuşmak -1 28 Mart 2009
341 Namazda Konuşmak -2 28 Mart 2009
342 Namazda Abdestin Bozulması / 2-1 21 Mart 2009
343 Namazda Abdestin Bozulması / 2-2 21 Mart 2009
344 Namazda Abdestin Bozulması / 1-1 14 Mart 2009
345 Namazda Abdestin Bozulması / 1-2 14 Mart 2009
346 Namazda İmamlık / 3-1 28 Şubat 2009
347 Namazda İmamlık / 3-2 28 Şubat 2009
348 Namazda Saf Düzeni -1 21 Şubat 2009
349 Namazda Saf Düzeni -2 21 Şubat 2009
350 Namazda İmamlık / 2-1 14 Şubat 2009
351 Namazda İmamlık / 2-2 14 Şubat 2009
352 Namazda İmamlık / 1-1 7 Şubat 2009
353 Namazda İmamlık / 1-2 7 Şubat 2009
354 İmamın Arkasında Kıraat -1 24 Ocak 2009
355 İmamın Arkasında Kıraat -2 24 Ocak 2009
356 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 4-1 17 Ocak 2009
357 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 4-2 17 Ocak 2009
358 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 3-1 10 Ocak 2009
359 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 3-2 10 Ocak 2009
360 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 2-1 3 Ocak 2009
361 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 2-2 3 Ocak 2009
Kuran Dersi Canlı Yayın