Cemaatle Namaz – 2

22 Şubat 2014 tarihinde yayınlandı. görüntülenme Mukayeseli Fıkıh Müzakereleri

Abdulaziz Bayındır: Size en başta söylediğimiz, zaman zaman da tekrar ettiğimiz bir husus var biliyorsunuz. Bu namaz bütün resullere, nebilere emredilmiş olan 5 vakit namazdır. Hepsi aynı vakitte bunları kılarlar. Namaz kelimesi farsçadan dilimize geçmiştir. Arapçası salattır. Kuranda namazın ayrıntılarına işaret var ama işte öğlen namazını şu kadar, ikindiyi şu kadar, akşam şu kadar, yatsı şu kadar, sabah namazı bu kadar diye ayrıntılı bilgi yok fakat namazın vakitleri ile ilgili son derece ayrıntı var. Onları daha önce okumuştuk. Şimdi biraz tarihe gideceğiz. Resulullah(sav)’in bulunduğu Mekke’de insanlar kendilerini İbrahim(as)’ın dinine mensup kabul ediyorlardı. Gerçekten de İbrahim(as)’ın oğlu İsmail(as)’ın soyundan gelen insanlardı Kureyşliler. Onun için “biz İbrahim’in dinindeniz” diyorlardı. İbrahim(as), burada okumuştuk. Kabenin temellerini yükselttikten sonra “Rabbena li yukimus salate”(İBRAHİM 37) demişti. Ya Rabbi ben burayı namazlarını tam kılsınlar diye yaptım demişti. Mekkeliler’in de böyle bir iddası var. İşte, kabe bizde. Biz Allah’a karşı tam saygılı insanlarız. Biz her şeyi, ibadetlerimizi tam yaparız şeklinde idaaları var. Yani kendilerini çok dindar sayan idaaları var Mekkeliler’in. Bugün onlarla ilgili çalışma yapan arkadaşlarımızı dinleyeceğiz. Musa(as) zamanında mahalle mescidleri diyebileceğimiz mescidlerin yapılması ile ilgili ayetler var. Onlarla ilgili görüşleri dinleyeceğiz. Bir de benim şahsen hep duyduğum ama nasıl olduğunu bir türlü bilemediğim bir husus vardı. Şia’da yukebbir dedikleri bir kişi cemaat ile namaz kılınırken imamın yanında cemaate bir takım talimatlar veren bir şahıs görünümünde, bu nedir, ne değildir, bunun aslı nedir? Acaba doğru mu biliyoruz, yanlış mı biliyoruz, o konuda da Sonya Hanım’dan bilgiler alacağız inşallah. Dolayısıyla bugün hem tarih hem de günümüzde bir yolculuk yaparak mescidlerle ilgiiili, işte insanların kendi dindarlık iddalarıyla ilgili ve dindarlık anlayışlarıyla ilgili görüşleri ortaya koymaya çalışacağız. Bir de bugünlerde paralel kelimesi biliyorsunuz oldukça şey. Şimdi, paralel devlet fazla önemli değil. Niye önemli değil? Nasıl olsa zaten, bugün iktidarda olan kişinin bir gün ömrü bitecek, yerine başkası geçecek. Ama asıl önemli olan “paralel din”. Allah’ın hiç bir zaman iktidarı bitmeyecek ama insanlar bu paralel din oluşturarak Allah’ın dinini kullanıp, Allah’a değil önce bize kulluk edin diyen şeyler oluşturuyorlar ki bugün işte bugünkü derslerde o paralel din eskiden beri nasıl oluşmuş? Nasıl insanları etkilemiş, onu da bir şekilde göreceğiz inşallah. Şimdi önce Yahya’dan başlayalım.

Yahya Şenol: Bismillahirrahmanirrahim

İbrahim suresinin 37.ayetini hatırlatarak o zaman başlayalım. Orayı meallerden takip ederlerse sayfa da söyleyelim. 14.surenin 37.ayeti. Biraz önce Hocamız zaten atıfta bulundu. İbrahim(as) oğlu İsmail ile eşi Hacer’i biliyorsunuz Mekke’ye gelip yerleştirme emri almıştı. Bu emri alıp gelip yerleştirdikten sonra bu İbrahim suresinin 37.ayetinde C. Hakka bir duası anlatılıyor. Diyor ki İbrahim(as) ellerini açtı “rabbena inni eskentu min bi zurriyyeti bi vadin gayri zi zer’in: ya Rabbi ben zürriyetimden bir kısmını(yani İsmail’i ve annesi Hacer’i) hiç bir bitki bitmeyen bu vadiye yerleştirdim”. Nereye? “İnde beytikel muharem”: senin muharrem, dokunulmaz, saygın kabul ettiğin evinin yanına yerleştirdim onları. Yani kabenin oraya ki o esnada kabe bir bina olarak, bu günkü şekliyle diyelim mevcut değil. Çünkü Bakara suresinin 129.ayetinden (Yahya yanlış söylüyor, doğrusu 127 olacak) biz onu öğreniyoruz ki İsmail(as) büyüyüp İbrahim(as) ile birlikte bir şeyler yapabilme çağına geldiğinde ikisi beraber kabenin temellerini yükseltiyorlardı diyor Allah. “Ve iz yerfeu İbrahimul kavaide minel beyti ve İsmail”, İbrahim ve İsmail o beytin temellerini yükseltiyorlardı. O esnada başka bir duasını anlatıyor Allah 129 ve devamı ayetlerde. Demek ki ilk yerleştirme esnasında bina olarak kabe mevcut değil. Ama temellei mevcut, ve İbrahim(as)’a demek ki C. Hakk tarafından orası bildirilmiş, gösterilmiş. Gelip oraya yerleştiriyor ve gerekçesine de “rabbena li yukimus salate”(İBRAHİM 37)ya Rabbi, yine burada tabi “es salat” kelimesine dikkat çekmemiz lazım. Yani İbrahim(as) dahi o namaza işaret ederek diyor ki; ya Rabbi o namazı burada, bu beytin yanında kılsınlar. O yüzden, yani kabenin varoluş amaçlarından bir tanesi de bu. Biliyorsunuz kabe kuruluşundan beri iki şeyiyle ön plana çıkmış. Biri tavaf, diğeri de namaz. Şimdi tavaf kabenin yanından başka bir yerde yapılmaz, tamam. Ama namaz kabenin dışında, dünyanın her bir köşesinde kılınabilen bir ibadet. İşte biz bugün kabeyi görmeden namaz kılıyoruz. Ama burada kabenin yanına getirip, namazı burada kılsınlar diye işaret etmesinden biz birlikte cemaat ile kılınacak bir namaza işaret çıkarabiliyoruz.

Abdulaziz Bayındır: Burada bir şeyi de söylemek lazım. Senin sözlerinin arasında var ama biraz daha tahsiye edilsin diye şey yapayım. Gelenekte kabeyi ilk bina eden kişi İbrahim(as) olarak bilinir. Bu yanlış bir bilgi. İşte az önce Yahya güzem bir şekilde anlattı. İbrahim(as) diyor ki işte; soyumdan birisini oraya bıraktım diyor. İsmail(as) daha küçücük bir çocuk. Senin beytinin yanına. Daha henüz bina yok! Sadece şeyleri var. Demek ki orayı ilk yapan İbrahim(as) değil. Onun için de Bakara 127’de İbrahim(as), İsmail(as) ile birlikte onun temellerini yükseltiyordu diyor. Yani sen şimdi onları söyledin ama bunu çok net söylemek lazım. Çünkü kitaplar böyle yazıyor malesef yani. İbrahim(as)’ın yaptığı kabe! Değil kardeşim. İlk insan kim ise, kabeyi yapan da odur.

Yahya Şenol: O, bir de ben 129 dedim, siz 127 diye düzeltince onu da bir hatırlatalım. 127.ayet kabenin temellerinin İbrahim ve İsmail(as) tarafından yükseltilmesi. 129 da duası var İbrahim(as)’ın. Kabenin insanlar için kurulmuş ilk mabed olduğu da Ali imran suresinin 96.ayetinde anlatılıyor. “İnne evvele beytin vudia lin nas: insanlar için yapılmış/kurulmuş ilk ev”,”lellezi bi bekkete” Bekke yani Mekke’de olandır. Bu da kabedir. Kabe insanlık için yapılmış ortak bir ibadet merkezi. Dolayısıyla orada tavaf nasıl toplu bir şekilde yapılıyorsa, namazın da demek ki toplu bir şekilde cemaat ile kılınmasına bir işaret var bu ayette. Bunun haricinde, biraz sonra diğer arkadaşlarımız da söyleyecekler, İbrahim(as)’dan sonra gelen diğer peygamberlerin de Kudüs’deki Beyti Makdis inşaa edilene kadar kıbleleri kabe olmak durumunda. Yani İbrahim(as) kalkıp tekrar kabeyi var ediyor, e o zamana kadar Bunlar namazı nereye dönerek kılmışlardı? Nere olabilir. Binası yok ama yeri mevcut olduğuna göre, istikamet yine Mekke.

Abdulaziz Bayındır: Zaten bugün binasına dönmüyoruz ki, bulunduğu yere dönüyoruz.

Yahya Şenol: Dolayısıyla kabe İbrahim ve İsmail(as) tarafından yeniden inşaa edilince, eski fonksyonunu devam ettiriyor olacak. Ne zamana kadar? Allah tarafından özel bir imtihan olsun diye, bir müddet Kudüs’e çevrilecek kabe. Ki bu Davud(as)’ın orayı inşaasından sonra olacak. Ne zamana kadar? Medine döneminin ikinci yılına kadar değil mi? Medine döneminde 17 ay kadar daha müslümanlar Kudüs’e dönerek namazlarını kılmışlardı. Ama 17.aydan sonra C. Hakk, tekrar kıbleyi orjinal yerine, kabeye çevirmişti. Dolayısıyla, kuranda önceki peygamberlerin namazlarını biz okurken, kıblelerin de otomatikman Kudüs’deki Beyti Makdis inşaa edilene kadar kabe olduğunu biliyor olmamız lazım. Musa(as) ile ilgili, mesela Yunus 87.ayet okunacak biraz sonra orada da göreceğiz. C. Hakk onlara bulundukları şehirde namazları birlikte kılabilecekleri evler inşaa etmelerini söylüyor, evlerin kıblegah edilmesini söylüyor. Daha henüz Beyti Makdis inşaa edilmediğine göre kıbleler ne tarafa olacak? Otomatikman kabeye doğru olacak ve evler birlikte namaz kılınması için inşaa edilecek. Bu da otomatikman namaza bir işaret olarak algılanıyor. Bu Mekke’de bulunanuyor tabi kabe. Onu da biliyoruz. İslam öncesi dönemde de İslamiyet geldikten sonra da, yani Resulullah peygamberlikle görevlendirildikten sonra da, kabenin bütün hizmetleri Mekkeliler tarafından yürütülüyor. Ve bunlar bir övünç kaynağı da, onlara haklı bir gurur kaynağı da kazandırıyor. Gelen hacılara her türlü hizmeti verme, kabenin bakımıyla üstlenmek. Ondan sonra, beş madde sayılıyor değil mi? Sikaye, imaret, yani hacılara su vermek, kabenin inşaası, örtülmesi, daha iki tane vardı. Onlar neydi? Bakım işleri imaret ile aynı mı o? Rifade var birde. Bunlarla alakalı C. Hakk Tevbe suresinin 17-18.ayetlerinde bir şeyler hatırlatıyor. Orayı eğer açarsak, hep birlikte bir bakalım. 9.surenin 17 ve 18.ayetlerine. Şimdi müşrikler şirk koştukları halde kabe hizmetlerini yapmaya devam ediyorlar ve bunu, dediğimiz gibi bir gurur kaynağı olarak da kullanıyorlar. Fakat C. Hakk bu Tevbe suresinin 17 ve 18.ayetlerinde başka ayetlerde de vurguladığı bir gerçeği hatırlatıyor burada. Bir şeyin ibadet sayılıp insana sevap kazandırmasının ön şartı: İman. Siz Allah’a onun istediği şekilde iman etmedikten sonra, kabeyi yapsanız, kabenin tamiri ile ilgilenseniz, ne yaparsanız yapın, onun Allah katında hiç bir değeri yok. Önce Allah’a onun istediği şekilde iman edeceksiniz. Şimdi siz bir taraftan şirk koşuyorsunuz ama öbür taraftan kabenin imarıyla, hacılara yapılan hizmetlerle falan övünüyorsunuz. Bu 17.ayette buyuruyor ki Allah; “ma kane lil müşrikine en ya’muru mesacidallahi şahidine ala enfusihim bil kufr”: kendi kafirliklerine kendileri şahid olduğu halde, yani kendi kafirliklerinin gayet iyi bir şekilde farkında oldukları halde müşriklerin Allah’ın mescidlerini imar etme hakları yoktur. Böyle bir şey olamaz.

Abdulaziz Bayındır: Tabi imar etmek ne demek?

Yahya Şenol: Şimdi bir sonraki ayet ile beraber açıklayayım. Belki burada bu “mesacid” kelimesini bir vurgu yapabiliriz. Mescid kelimesi hşliyorsunuz secde edilen yer demek. Allah’a secde edilsin diye oluşturulan yerler kişilerin her birinin tek başına secde edip namaz kılacakları yerlermidir? Yani bugün bir cami herkes gitsin tek başına namaz kılsın diye mi inşaa edilmiştir? Hayır! Bizatiyi mescidin varlığı da namazların cemaat ile edasını zaten bize gösteriyor. Dolayısıyla buradaki mesacid ve diğer ayetlerde Allah’ın mescidlerinden kastedilen yerlein hepsi zaten bizatihi namazın cemaatle kılınmasına oldukça güçlü bir delildir. Mescidler, namazların cemaatle birlikte kılınmaları için inşaa edilmiş yapılardır. Tabi sadece namaz ile iniltili değil mescidler, onu da hatırlatmamız lazım. Mescidlerin bir çok fonksyonu var. Ama onlardan en önemlisi, namazların cemaatle birlikte toplu olarak kılınması. Burada C. Hakk müşriklere, siz önce iman edin daha sonra bu dediğiniz şeyleri yapın buyuruyor Allah. Niye? “Ulaike habitat a’maluhum: çünkü bu şekilde Allah’a şirk koşmuş olan kimselerin yaptığı ameller yok olur gider”,”ve rin narihum halidun: ve onlar cehennemde de sürekli ebedi ve bozulmadan kalacaklardır”(TEVBE 17). Devamında, kimler mescidleri imar eder? “İnnema ya’muru mesacidallah: Allah’ın mescidlerini ancak şu kimseler imar ederler”. Bu imar kelimesini özellikle böyle kullanıyorum. Biraz sonra bir açıklama gelecek. Kimler imar eder? “Men amene bilahi vel yevmil ahir: kim Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsa”. Tabi bu Allah’ın istediği şekilde iman ama. Çünkü biliyoruz Mekkeli müşrikler de zaten Allah’a iman ettiklerini söyleyen, bunu kabul eden insanlardır.

Abdulaziz Bayındır: Biraz sonra görülecek. Yani müminliği kimseye vermiyorlar, bunlar kim ya!

Yahya Şenol: Bu Allah’ın istediği şekilde iman. Yani şirk koşmadan iman. Hem başkalarına iman hem Allah’a ima, böyle bir şey yok. Sadece Allah’a iman. Başka? “Ve ekames salate: namazı ikame eden(dosdoğru kılanlar)”,”ve atez zekate: zekatı verenler”,”ve lem yahşe illallah: ve Allah’tan başka hiç kimseden korkmayanlar ancak Allah’ın mescidlerini imar edebilirler. Müşrikler değil. “Fe asa ulaike en yekunu minel muhtedin: işte bunlar yola gelmiş kimseler olarak kendilerini kabul edebilirler”(TEVBE 18). Bir sonraki ayeti de okuyup bitirelim. “E cealtum sikayetel hacci ve imaratel mescidil haram: siz hacıların su ihtiyacını gidemeyi ve kabenin imarını”,”ke men amene billahi vel yevmil ahiri ve cahede fi sebilillah: Allah’a inan etmiş, ahiret gününe iman etmiş ve Allah yolunda var gücüyle çalışan insanların yaptıklarıyla bir mi tutuyorsunuz”. Yani iman olmadıktan sonra bunların hiç bir değeri yok. “La yestevune indallah: bunlar asla Allah katında eşit olamazlar”. “Vallahuv la yehdil lavmez zalimin: Allah zalimler topluluğunu yola getirmez”(TEVBE 19).

Şimdi, demiştik ki bu imar kelimesi ne? Sözlük anlamına baktığımız zaman imar: bugün de zaten bizim dilimize geçmiş, bir yerin fiziki olarak yapımı, bakını ifade eden bir kelime. Fakat bununla alakalu olarak Resulullah’ın güzel bir örneklendirmesi var. Bu ayeti okuyup da bir şey açıklıyor. Diyor ki Ebu Said el Hudri(ra)’ın rivayet ettiği bir hadiste şöyle buyuruyor; mescidlere devam etmeyi alışkanlık haline getirmiş bir adamı gördüğünüz zaman onun imanına şahitlik edebilirsiniz. Yani cemaat ile namazı alışkanlık haline getirmiş, namazlarını mümkün mertebe, büyük çoğunlukla camilerde cemaat ile birlikte kılmayı alışkanlık haline getirmiş kişiyi görüyorsanız, o kişinin imanına şahitlik yapabilirsiniz.

Evet, elektrik kesintisinden dolayı bir ara vermek zorunda kaldık. En son Ebu Said el Hudri’nin rivayet ettiği bir hadis vardı, onu hatırlatarak devam edelim. Bu, tirmizinin iman kitabının 8.babında geçen bir hadis. Ayrıca İbni Mace, Mesacid 19.babda da geçiyor. Resulullah buyurmuş ki; mescidlere devam etmeyi alışkanlık haline getirmiş bir adamı gördüğünüz zaman, onun gerçek mümin olduğuna şahitlik edebilirsiniz. Çünkü AllahTeala şöyle buyurmuştur deyip, Tevbe suresinin 18.ayetini okuyor Resulullah. “İnne ma ya’muru mesacidallahi men amene billahi vel yevmil ahir: mescidleri gerçek manada imar edenler, Allah’a, ahiret gününe iman edenler, namazı dosdoğru kılanlar ve zekatı verenlerdir”. Demek ki bir mescidin gerçek manada imarı, onun binasını yapıp bakımını falan üstlenmek değil. Onun yapılış amacına uygun olarak kullanmak. Yani gidip orayı cemaat ile doldurmak ve namazları cemaat ile birlikte eda etmek. Tabi. Ne demiştik biraz önce? Mescid kelimesi, bizatihi kendisi namazların cemaat ile birlikte kılınmasını zaten gösteriyor. Yoksa herkes bulunduğu yerde evlerinde namazlarını kılabilir. Ama bir mahallenin ortasında bir yerde bir mescid, bir cami inşaa edilmişse bu niçindir? Hep beraber, ortaklaşa, kimsenin izin almadan kimseden, girip rahatlıkla namazlarını birlikte kılabilecekleri bir yer. İşte Resulullah diyor ki; böyle birini gördüğünüz zaman, Tevbe suresinin 18.ayetinden dolayı diyor, onun gerçek manada camii imar eden bir kul olduğunu yani onun gerçek manada bir mümin olduğunu anlayabilirsiniz, buna şahitlik yapabilirsiniz. Yani imar, bina yapmak veya tamir etmekten ziyade…

Abdulaziz Bayındır: Şenlendirmek.

Yahya Şenol: Orayı cemaatiyle namazı ile birlikte şenlendirmek. Esas manada bu. Şimdi belki diğer şeylere yavaş yavaş geçebiliriz. Benim söyleyeceklerim bu kadardı. Belki cemaat ile namaza işaret eden başka ayetler var ama bu tarihi şeyini bozmadan…

Abdulaziz Bayındır: Tarihi şeyini bitirelim de. Evet. Peki şimdi Musa(as) ile ilgili olarak Abdurahman Yazıcı’yı dinliyoruz.

Abdurrahman Yazıcı: Bundan önceki derslerimizde namazın tüm insanlar için, Hz.Adem’den günümüze kadar farz bir ibadet olduğunu görmüştük. Yine ehli kitabın da namaz ile sorumlu olduğunu, zekat ile sorumlu olduğunu defalarca zaten derslerde işlemiştik. Geçen haftalarda da zaten Hocam size İsrail’den gelen bir şey de yahudilerin yatsı namazı dışındaki rekat sayılarının bile bizdeki rekat sayılarıyla hemen hemen uyumlu olduğunu zaten biliyoruz.

Abdulaziz Bayındır: Zaten yahudiler ile süryaniler arasında bir tek fark vardır. Süryani yatsıyı 2 rekat kılıyor, yahudilerden gelen bilgi de 1 rekat. Ki bu pek mantıklı bir şey değil. Yani onların da dörder olması gerekiyor. Onun dışında bir fark yok.

Abdurrahman Yazıcı: Bu anlamda Yunus suresinin 87.ayerinde Hz. Musa ile ilgili bir ayet. Bildiğiniz gibi Hz. Musa Davud(as)’dan, Süleyman(as)’dan çok önce ve yahudileri Mısır’da Firavun’un zulmünden kurtaran bir peygamber. Ayeti okuyacak olursak şöyle: “ve evhayna ila musa ahıhi: Musa’ya ve kardeşine vahyettik”,”en tebevvea li kavmikuma: kavminiz için hazırlayın”. Yani burada kavmin için hazırlanması bir anlamda bir vakıf gibi yani tüm cemaate, herkese birden, tüm inananlara hazırlanmasını emredildiğini görüyoruz burada. Kabenin nasıl tüm insanlık için olduğu gibi yani inşaa edilen o mescidlerin de tüm insanlık veya tüm inananlar için olacağına bir işaret olduğunu görüyoruz. Mısır’da “buyuten: evler hazırlayın”,”vec’alu buyutekum kıbleten: o evleri kıble olarak kılın”, veya tabi farklı mealler, farklı tefsirlerde farklı anlamlar veriliyor. Yani evlerinizi namaz kılnacak yerler yapın veya birazdan geleceğiz, kıbleye dönük yapın gibi anlamlar veriliyor buna. “Ve ekımus salate: ve namazı dosdoğru kılın/tam kılın”,”ve beşşiril mu’minin: ve müminleri müjdele” diye vahyettiğini Allah buyuruyor. Buradaki “vec’alu buyutekum kıbleten” ifadesinin evlerinizi kıbleler yapın veya evlerinizi namazgah yapın diye çevirebileceğimiz bu ifade ile ilgili 4 tane görüş var tefsirlerde. Yani buradaki kastedilen nedir?

Abdulaziz Bayındır: Sen o görüşlerden önce şu ayeti bir anlamaya çalışalım da ondan sonra yani. O görüşler olabilir. Önce, ayet ne diyor? Ne diyor orada?

Abdurrahman Yazıcı: İnsanlar için namaz kılmaları için ve onların tamamına, malik olacakları ibadetgahlar yapılmasının emredildiğini açıkça görüyoruz.

Abdulaziz Bayındır: Tamam yani şimdi biliyoruz, bu şeyler malesef işin içerisine tarih girdiği zaman yada tefsirler girdiği zaman işin rengi değişiyor. Ama C. Hakk ne diyor? Asıl mesele bu. Diyor ki; “ve evhayna ila musa ve ahıhi: Musa’ya ve kardeşine vahyettik”,”en tebevvea li kavmikuma bi mısra buyuten”, Musa ve kardeşine ne dedik? “sizin kavminiz için”. Yani İsrailoğulları için. “Mısırda evler yapın”. Şimdi bunlar zaten Mısır’da oturuyorlar. Bunlara mesken ihtiyacı için değil ki bu. Kavminiz için evler yapın diyor. Şimdi, ilk bina ne idi? “İnne evvele beytin mud’a lin nas: insanlar için yapılmış ilk beyt”(ALİ İMRAN 96). İnsanlar için olduğu zaman oraya mesela siz camiye girerken bir yerden izin alma ihtiyacı duyuyormusunuz?

Yahya Şenol: İnsanlar için yapılması illa da insanlar oturması için değil.

Abdulaziz Bayındır: Kabe, insanlar orada otursun diye değil. Herkes rahatlıkla gelip girsin diye.

Enes Alimoğlu: O “tebevvea” kelimesinin de manası çok önemli. “Rucu” kelimesi gidip gelen.

Abdulaziz Bayındır: “Tebevvea” herzaman rahatlıkla girip çıkabilecekleri. Bak mesela ben bu Süleymaniye Vakfı’nı kurduğum ilk günde  itibaren hep şu rahatsızlığı duymuşumdur: ya bir insan buraya gelmek istese kapıyı çalacak, birisinden izin alacak, halbuki öyle bir yer olmalı ki, mesela bir mescidde olsa, oraya herkes gelir. Ben Fatih camisinde vaaz ediyordum. Bakıyorum ön tarafta fazla kimse yok. Camiden çıkarken bakıyordum ki sütunların arkalarından millet gidiyor. Çünkü Abdulaziz Hoca’yı dinliyor dedirtmemek için gidiyor sutunun arkasında oturuyor. Şimdi, bu mescidler çok önemli bir şeydir. Burada ne cinsiyet farkı vardır, ne yaş farkı vardır, ne bir diploma aranır, ne şu, ne bu. Herkez rahatlıkla girer. “Lin nasi” diyor; insanlar için. Burada da diyor ki; Musa(as) ve Harun(as)’ın kavmi kime karşı tavır koyuyor? Firavun’a karşı. Diyor ki “tebevvea li kavmikuma bi mısra buyuten: kavminiz için Mısır’da evler oluşturun”. Kavminiz için evler dendiği zaman: o zaman tek bir mekan değil. Her mahalleye bir tane beyt oluşacak. Oraya herkes rahatlıkla girip çıkacak. Peki orada ne iş yapacaklar? “vec’alu buyutekum kıbleten: evlerinizi de kıble yapın”(YUNUS 87). Evleriniz için kıble yapın da denebilir. Onu şimdi anlatacak Abdurahman. Evlerinizi kıble yapınca şu olur, yani gidip geleceksiniz sizin hedefiniz olsun. Yani hep gönlünüz orada olsun. Orada toplanın, orada konuşun, orada şunu yapın, bunu yapın. Ne diyor ondan sonra? Diyor ki; ekımis salate: ve namazı tam kılın”. Şimdi Yahya’nın okuduğu ayette Bakara 127’de ne demişti(HOCA BAKARA 127 DİYOR AMA İBRAHİM 37 OLACAK) İbrahim(as)? Ben bu beyti yaptım, “rabbena li yukımus salat”. İbrahim 37’de. Namazlarını kılsınlar diye. Bak burada da aynı şeyi diyor, bu insanlar için diyor evler yapın, namazlarını kılsınlar. E peki bunlar kendi evlerinde kılmayacaklarmıydı namazlarını 5 vakit? O zaman demek ki bu ne zaman oldu? Firavun baskıyı  arttırdığı zaman. Öyle anlaşılıyor ki bunların zaten mescidleri vardı. O mescidleri kapattı. Öyle anlaşılıyor. Onları kapatınca herkesin gideceği, mahalle içerisinde mescidlerin yapılmasını istemiş oluyor. Allah böyle emrediyor Musa(as)’a. Çünkü yani siz birbirinizle irtibatı koparırsanız, o zaman da bir şey yapamazsınız ki. Bu hizmetler hep birlikte yapılır. Böyle, insanları yanlız bırakırsanız kimse bir şey yapamaz. Onun için C. Hakk böyle emrediyor. Evet. “Vec’alu buyutekum ve beşşiril mu’minin: ve inananlara da müjde ver”, yani önleri açıktır, gelecekleri parlaktır. Bu Firavun’un baskısı uzun süre devam etmeyecektir diyor. Şimdi sen görüşleri söyle.

Abdurrahman Yazıcı: Bu “vec’alu buyutekum kıbleten” ifadesi ile ilgili 4 tane temel görüşün olduğunu tabiinden itibaren, sahabe döneminden itibaren görüşün olduğunu görüyoruz. Bunlarda ilki: bu evlerinizi mescidler yapın.

Abdulaziz Bayındır: Oturduğunuz evi.

Abdurrahman Yazıcı: Evet. Oturduğunuz evleri. Çünkü diyorlar, Firavun’un zulmü vardı bundan korkuluyordu. Zaten önceki ayetlerde anlatılıyor. Bu yüzden sinagoglarına gidemiyorlardı, toplu gittikleri yere. Bu yüzden “evlerinizi” yapın, artık.

Abdulaziz Bayındır: Günde 5 vakit namazın onlarda olduğunu biliyoruz. Evlerinde bunlar namaz kılmıyormuydu?

Abdurrahman Yazıcı: Kılıyorlardı tabi.

Abdulaziz Bayındır: Eee! Daha o zaman bunun bir anlamı yok. Yani birinci görüşün bir anlamı yok. Evlerinde zaten namaz kılıyorlardı.

Yahya Şenol: Ev yapın diyor zaten.

Abdulaziz Bayındır: Yeni bir ev yapın. Zaten evlerinde oturuyorlar bunlar. Siz kendinize yeni ev yapın demiyor ki.

Enes Alimoğlu: Yaptığınız ev diyor yani. “En tebevvea li kavmikuma bi mısra buyuten” diyor ya, bu evlerinizi de kıbleye doğru yapın.

Abdurrahman Yazıcı: O ikincisi.

Abdulaziz Bayındır: Yok yok, bu birinci görüşü şey yapıyoruz. Birinci görüş oturduğunuz evleri mescid yapın diyor. Böyle bir şey olmaz ki. Yani bir insan oturduğu evde zaten namaz kılar.

Abdurrahman Yazıcı: Zaten şu anda da yahudiler evlerinde kudüse bakar şekilde kılıyorlar.

Abdulaziz Bayındır: E tamam. Bu yeni bir şey değil. O zaman da yahudiler 5 vakit namaz kılmak zorunda oldukları için elbette ki evlerinde namaz kılıyorlardı. Bütün yahudiler mescide gitmiyor ki. Sonra geçen de gördük, yahudilikte kadınların cemaate gelmesi şart değil. En az 12 kişi olacak ki cemaat oluşmuş olsun. Ee? O zaman bu ne demek? Herkes gelecek olsa, zaten sayıya da lüzum yok. O zaman bu birinci görüş uygun değil. Şimdi devam edelim ikincisine.

Abdurrahman Yazıcı: İkinci görüş de, kabeye dönerek yapın mescidlerinizi gibi.

Abdulaziz Bayındır: Tabi zaten kabe o zamanın kıblesiydi. Yahya az önce söyledi.

Abdurrahman Yazıcı: Abdullah b. Abbas’tan, Mücahit’ten…

Abdulaziz Bayındır: Evlerinizi mi diyor, yoksa mescid mi diyor?

Abdurrahman Yazıcı: Mescidlerinizi.

Abdulaziz Bayındır: Zaten mescidleri kabeye doğruydu. Döndürün demenin bir anlamı yok ki. Bu da yeni bir emir değil yani.

Abdurrahman Yazıcı: Üçüncüsü de, bu şu anda döndükleri Kudüs’e doğru dönün şeklinde anlam verenler varmış.

Abdulaziz Bayındır: Bu da bir şey değil. Çünkü o zaman zaten Musa(as) Mısırda. Kudüs’teki mescidi ilk bina eden kimdi? Davud(as), onun arkasından Süleyman(as). Davud(as), Süleyman(as) Musa(as)’dan çok sonra. Nasıl oraya dönün diyecek? Şimdi bakın arkadaşlar, dikkat ediyormusunuz? Yani kuranda tefsir yapıyor adam, bütüncül bakmıyor. Yani neredesiniz Allah aşkına ya. Böyle tefsir olur mu? Niye milleti bu lüzumsuz bilgilerle meşgul ediyorsunuz ilim diye?

Abdurrahman Yazıcı: Dördüncüsü de, o evlerinizi birbirine mukabil yapın.

Abdulaziz Bayındır: Allaaah! Yani şey yapacaklar. Belediyeler ne yapıyor bugün? Kentsel dönüşüm. Kentsel dönüşüm yapın, evleriniz de birbirine yönelsin. Ya bu dördünün de bir anlamı yok. Dikkat ediyormusunuz? Bak bir tanesi ayete uygun tefsir değil. Oturmuşlar, akıllarına ne gelmişse yazmışlar. Böyle şey olur mu ya? Ondan sonra da ben demedim, falan dedi demek için falanca filancadan da nakledilmiştir diye…

Yahya Şenol: “Kıle” diyorlar.

Abdulaziz Bayındır: “Kıle” de olur, farketmez. Hani Nasrettin Hoca demiş ya; dünyanın ortadı neresidir diye sormuşlar. O de demiş; ayağımı bastığım yer.

-Yok ya!

-Aksini idda ediyorsan ıspatla.

Şimdi, falan adam söylememiştir dediğin zaman nasıl ıspatlayacaksın kardeşim? Ben söylemiştir dedim. Ne olacak?

Abdurrahman Yazıcı: Temel olarak bu 4 şey var.

Abdulaziz Bayındır: Dördünün de hiç bir kıymeti harbiyesi yok.

Abdurrahman Yazıcı: Ayeti kerimede gördüğümüz, yani Allah’ın böyle bir emir verdiği. Halka yönelik, tüm halkın namaz kılacakları şekilde yerler yapılmasının emredildiğini açıkça görüyoruz.

Abdulaziz Bayındır: Yani şimdi arkadaşlar. Her zaman bak söylüyorum. Bundan da istifade edelim. Allah mescidler yapın diyor. Mutlaka bir arada olun, birlikte olun ki bir takım iş yapın. Onun için “va’tasimu bi hablillahi cemia”(ALİ İMRAN 103) diyor. Allah’ın ipine birlikte sarılın. Öyle bölük pörçük olduğu zaman olmaz. Hep beraber. Bu bizim için de bir mesajdır. Bak görüyorsunuz, günümüz için bize bir mesaj veren bu ayetler mesajsız hale getirilmiş oluyor. Hiç! Yok ev yapın. Eee? Evleriniz birbirine baksın. Ne olacak? Yani yeni bina mı inşaa ediyorlar onlar. Yok ev yapın, kıblesi Kudüs olsun! Ya Kudüs diye bir şey yoktu ki o zaman. Ev yapın kıblesi kabe olsun! Zaten sinagoglar o tarafa dönüyordu. Yok evlerinizi mescid yapın! Ee o zamana kadar evlerinde namaz kılmıyormuydu bu adamlar? Peki ayet öyle mi söylüyor?

Tekrar ediyorum bak. Ne diyor Allah: “ve evhayna ila musa” ne zaman Allah vahyetti? Bak! “Ve kale musa ya kavmi, in kuntum amentum billahi fe aleyhi tevekkelu”(YUNUS 84) Firavun’un baskısı iyice arttıktan sonra. Evet hatta ondan önceki: “fe men amene li musa zurriyetun min kavmihi: Musa’ya kavminden bir kaç genç dışında kimse inanmamıştı”(YUNUS 83). Şimdi yaşlıların genellikle kaybedecek şeyleri olur, gençlerin fazla kaybedecek bir şeyi olmaz. Onlar hep bir şeyler düşünürler. İşte mevki kaybedecek, mevki kaybedecek, itibar. Falan adam ne der, filan adam ne der dedikleri için, Allah’ın emirlerini ikinci sıraya alırlar. Genellikle öyledir yani. İstisnalar hariç. Şimdi diyor ki burada. Niye peki büyükler inanmadı? “Ala havfun min fir’avne ve melaihim en yeftinehum: firavundan ve onun çevresindeki o güçlü ekibinden korktukları için kendilerini sıkıntıya sokar diye”(YUNUS 83). Şimdi mesela size bugün bir şey söyleyeyim. Bugün Türkiye’de paralel yapı tartışması var. Şimdi herkes başbakanın çevresinde halkalandı. Niye? Çünkü güç onun elinde. Peki o paralel yapı ihtilali başarsaydı, bugün başbakanın etrafında pervane olanların kaç tanesi onun yanına giderdi bir selam verirdi? Bak. İnsanlar güçten yana. Bunu çok iyi bilmek lazım. En güçlü olan kim? AllahTeala. Allah’tan yana niye olmuyorsunuz? Paralel din var kardeşim ya! Yıllardır bak bu paralel din. İşte bu paralel yapı dediğiniz, paralel dinin küçük bir parçasıdır. Ya Allah’a şirk koşulduğu zaman kimsenin umurunda olmuyor ama birilerine şirk koşulduğu zaman herkes onda gücü gördükleri için onun etrafında pervane oluyorlar. Eğer o paralel güç bugün iktidarı ele geçirseydi şimdi herkes onu desteklemek için bildiri yayınlayacaktı. Yanlış mı? Ama Allah’a çok şükür biz her zaman aynı çizgideyiz. Biz paralel dine karşı mücadeleyi her zaman sürdüreceğiz. Eğer o paralel yapı hakim olsaydı, biz yine aynı noktada olacaktık Allah’ın izniyle. Hiç değişmeyecekti. Aynı mücadeyi devam ettirecektik. Şimdi bak burada aynı zamanda diyor. Korkuyorlar Firavun’dan. Onun için bir gurup gençten başkası inanmadı diyor. Onları sıkıntıya sokar diye. “Ve inne firavne lealin fil ard: çünkü Firavun orada tam bir hakimiyet kurmuştu”. Güçlüydü yani. “Ve innehu minel musrifin: bir de aşırı gidiyordu”(YUNUS 83). Bir de hak hukuk tanımıyordu. “Ve kale musa: musa dedi ki”,”ya kavmi in kuntum amentum billahi fe tevekkelu: eğer Allah’a inanıyorsanız ona güvenin. “İn kuntum müslimin: eğer Allah’a teslim oluyorsanız”(YUNUS 84). “Ve kalu alallahi tevekkelna: onlar dediler ki; biz Allah’a güvendik”,”rabbena la tec’alna fitneten lil kavmiz zalimin”(YUNUS 85)

40:53. Dakikada Sorulara geçliyor.

“İnnel munafıkine yuhadiunallahe ve huve hadiuhum: AllahTeala’ya bir takım hileler yapmaya çalışıyorlar. Yani hem kendilerini Allah’a karşı, bak Allah’ı bile aldatmaya çalışıyorlar, siz bırakı insanları aldatmayı. Halbuki yani oyuna gelenler kendileri ama oyun kuruyorlar C. Hakka karşı da. “Ve iza kavmi iles salati: namaza kalktığı zaman”,” kamu kusala: tembel tembel kalkarlar”,”yuraunen nase: insanlara gösteriş olarak”. “Ve la yezkurunallahe illa kalila: ve Allah’ı az zikrederler”(NİSA 142). Yani Allah’ın emir ve yasakları akıllarına fazlaca da gelmez. Şimdi peki tembel tembel gidenler günde 5 vakit namaza giderler mi? Beş vakit niye gitsin? Bak, yatsı namazı, sabah namazı bira sıkıntılıdır yani. İnsanların çok olduğu, insanların görebileceği vakitlerdir onlar için esas olan. Dolayısıyla o hadisi şerifte namazlara sürekli devam eden ifadesi kullanılıyor. Bak tembel tembel değil, namaza sürekli devam eden kişi zevkle gider, şevkle gider. Ondan sonra diğer ayette de Tevbe suresinin 54.ayetinde de yine münafıklarla ilgili “ve la ye’tunes salate illa vehum kusala: namaza tembel tembel gelirler”, zevkle gelmezler, isteyerek gelmezler. Bakarsın herkes namaza başlamış, o daha çok kimse kendisini görsün diye biraz sağda solda bir şeyler yapar. Ondan sonra zoraki namaz kılar. Pekala belli olur o. Ama şevkle gidipte namaz kılan kişiler, o hadiste. O hadisi bir daha tekrarlasana.

Yahya Şenol: Hadiste mescidlere gitmeyi alışkanlık haline getirmil kişinin mümin olduğuna şahitlik edin diyor Peygamberimiz. Soru, münafıkları bilemeyeceğine göre nasıl olur bu diyor. Bir defa müminlerin mümin olduğuna şahitlik var burada. Münafıkların münafık olduğuna değil. Soruyu soran arkadaşımız o şekilde baksın olaya. Şimdi, Allah ne diyor? “İnnemel mu’minune ıhvetun: müminler birbirlerine ancak kardeştirler”(HUCURAT 10). Başka bir ayette diyor ki; “inne ma veliyyukumullahu ve resuluhu: sizin veliniz kimdir? Allah’dır ve Resulüdür”. Başka? “Vellezine amenullezine yukimunes salat: ve namazlarını tam kılanlardır sizin veliniz”(MAİDE 55). Şimdi ben namazlarını tam kılanları veli edineceksem nereden bileceğim onların namazlarını kılıp kılmadıklarını? Camiye benimle beraber cemaate gelirse anlayacağım ki onu kendime veli edineyim. İşte, camiye sürekli gelmeyi alışkanlık haline getirmiş kişilerin benim velim olacak müslüman olduğuna şahitlik ederim ben Resulullah’ın bu beyanına göre.

Abdulaziz Bayındır: Velim derken yanlış anlaşılabilir.

Yahya Şenol: Yani olay münafıkları münafık diye damgalamak değil. Ama belli bir takım özellikleri taşıyan adamların da imanına şahitlik etmemiz lazım ki onunla ilgili muamelelerimizde ne yapacağımızı bilelim. Resulullah’ın kastettiği bu. Yoksa tabiki bir insanın baktığınız zaman gerçek manada mümin veya kafir olduğunu anlayamayabilirsiniz. Ama zahirde bir şey ortaya koyması lazım ki ona göre de bir takım davranışlarımız olsun değil mi? Kardeş edineceğiz.

Abdulaziz Bayındır: Zannı galiple ancak anlaşılabilir.

Yahya Şenol: Mesela o mümin kadınların hicret edio gelmeleri olayı var ya Mekke’den, “femtehınu hunne: onları imtihandan geçirin” diyor Allah. Ne imtihanından geçireceğiz biz? “Fe in alimtimu hunne mu’minatin”(MUMTAHİNE 10) hee! Onların mümin olduklarını bilirseniz, anlarsanız şöyle şöyle yapın diyor Allah. Bak yani bizim de mümin olduğunu bir kişinin anlayacağımız kriterlerimiz var elimizde. Ama gerçek manada Allah  bilir tabi. Bunlardan bir tanesi: kişinin camiye, cemaate sürekli geliyor olması. Resulullah’ın kastettiği bu.

Katılımcı: Hocam salon içinden bir soru geldi. Namazların rekat sayılarını Allah mı belirlemiştir yoksa Resulullah mı?

Abdulaziz Bayındır: Defalarca söyleyip duruyoruz, Resulullah(sav) önceki enbiyenın namazlarını tekrarlamıştır. O belirleyecek olsa onların namazlarını kılabilir mi? Yani Adem(as)’dan beri aynı namaz kılındığına göre bunu Resulullah belirlemiş olabilir mi? Resulullah, bunların kıldığı şekilde kılmaya devam ediyor. Adem(as)’a kim emremişti? Adem(as) nereden öğrenecek? Tabiki Allah emretmiştir. Allah’ın emrine göre kılmıştır.

Yahya Şenol: Reklam olsun diye de söyleyelüm. Bu son çıkan Kitap ve Hikmet sayısının son 4.sayısı namaz başlığı ile çıkmıştı. Orada tam bu konu hakkında müstakil bir yazı var Zeki Bayraktar Hoca’nın. Kuranın içinde resimli namaz hocası aramak diye. O yazıyı okursanuz eğer, namazın rekatlarınun, vakitlerinin kim tarafından ve ne şekilde belirlendiğini gayet net bir şekilde görebilirsiniz. Kitap ve Hikmet dergisinin son sayısı.

SORU: Salon içinden soru geldi, Sonya Hanım’ın. Bir çok namaz Şii camilerinde cemaat caminin kıbleye yönelik tarafına değil de kıbleye yönelik tarafının sağ kısmında üçgen şeklinde sopa dikilerek namaz kılarlar. Onun nedeni nedir?

Sonya Cihangir:  Dümdüz yapmıyorlar da biraz kaydırıyorlar.

Katılımcı: Sağ tarafa üçgen şeklinde sopalar dizerek, herhalde o yöne namaz kılıyorlarmış.

Sonya Cihangir:  Bir delili yok. Şayet şey olabilir bir adetleri var. Biraz kaydırın, Sünniler ile aynı kıble olmasın diye bir şey var.

Abdulaziz Bayındır: Kıbleyi tam tesbit edebilmek için. Sünnilerin yaptığı kıbleye güvenmemiş olabilirler. O mümkündür.

SORU: Gelen bir soru var, bu yatsı namazının vaktiyle ilgili Hocam. Yatsı namazını sizin belirlediğiniz vakitte kılıyorum. Bu yüzden cemaat ile kılamıyorum. Nitekim ramazanda sabah namazlarında olduğu gibi. Bu durumda cemaat ile namaz kılayım mı yoksa vaktiyle namaz kılmayı tercih edeyim.

Abdulaziz Bayındır: Bir kere namazı vaktinin dışına çıkarma imkanı yok. O bizim takvimimizde yazılı olan yatsı vakti bütün mezheplerin ittifak ettiği, büyük ulemasını kastediyorum sonradan gelen ulemasını değil. Kuran ve sünnetin ittifak ettiği vakittir. Namaz da vaktinin dışında kılınamayacağı için, bir kişi bulabilirse bu arkadaşımız cemaat ile kılsın. Ama bulamazsa başka çaresi de yok yani. Namazı vaktinin dışına taşıramazsın. Vaktinde kılması gerekir.

SORU: Şiiler ile ilgili soru var Hocam. Şiilerde, imam mikrofon kullanabiliyor mu?

Sonya Cihangir:  Tabi.

Abdulaziz Bayındır: Bir sakıncası yok

Belki bu soru kaynaklanıyor, o zaman mukebbire ne gerek var sormak istiyor belkide. Şöyle söyleyeyim. Mesela Şiilerde cuma namazı okunuyor, iki rekat iki tane kunut yapıyorlar. O kunutta hep sürekli karıştırıyorlar. İlk rekatta rukudan sonra, obürü de rukudan önce olduğu için karıştırıyorlar, mükebbir olmasa imam cemaat uyması biraz zor olurdu. O yüzden bu şey yapılıyor. Mükebbiri ile mikrofon bulunmasında bir çelişki yok.

Abdulaziz Bayındır: Yani imam namaz kıldırırken kunut diyemiyor ama mükebbir diyor ki; kunut.

SORU: Kişi kendisinin kafir mi yoksa münafık mı olduğunu kalbine danışarak bilebilir mi?

Abdulaziz Bayındır: Evet şimdi, kişi baksın. Yani her konuda, kendisi için Allah’ın emirleri bir numaraysa mümindir. Allah öyle demiş ama bakayım bir hocam ne demiş diyorsa, o zaman kusura bakmasın hocasını Allah ile kendi arasına koymuş olur. Şu olabilir:  tamam Allah böyle diyor ama acaba doğru mu anladım? O zaman tabiki hocalara soracak. O ayrı bir şey. Ama Allah’ın emri açıkça ortada iken tutar da bir başkasının emrini ona tercih ederse, o zaman o kişi yada kendi arzusunu Allah’ın emrine tercih ederse o kişi kafirdir. Kafirliğini gizliyorsa, o zaman münafıktır.

Tüm Mukayeseli Fıkıh Müzakereleri
# İçerik Adı Yayınladığı Tarih Görüntülenme
1 Kitaba Çağrı 16 Eylül 2017
2 Kurban İbadeti 24 Ağustos 2017
3 Hadislerin Derlenmesinde İran Etkisi 19 Ağustos 2017
4 Diyanetin Fetö Raporu: Bu din bu hale nasıl geldi? 14 Ağustos 2017
5 Hilal, Fitre ve Bayram 28 Haziran 2017
6 Nebi’mizin Ramazan Hayatı 12 Haziran 2017
7 İmsak Ölçüleri 27 Mayıs 2017
8 Dini Siyasete Alet Etmek 20 Mayıs 2017
9 Nebilere Yüklenen Olağanüstü Özellikler 13 Mayıs 2017
10 Tarih Boyunca Nebilere Gösterilen Tepkiler 6 Mayıs 2017
11 Yanlış Şeriat Algısı Suç ve Ceza 29 Nisan 2017
12 Kapitalizmin Sonu 15 Nisan 2017
13 Faiz Bağlamında Modern Finansal Ürünler 8 Nisan 2017
14 Hadislere Bakışımız Nasıl Olmalı 1 Nisan 2017
15 Haram Aylar 25 Mart 2017
16 Kur’an’cılık Tehlikesi 1.Bölüm 20 Mart 2017
17 Din ve Devlet İlişkileri 1.Bölüm 11 Mart 2017
18 Cuma Namazı ve Hutbe’si 4 Mart 2017
19 Kur’an’a Göre Sihir Kavramı 25 Şubat 2017
20 Abese Suresi Bağlamında Nebi’mizin Korunmuşluğu 18 Şubat 2017
21 Ev İçi Mahremiyet Kuralları 11 Şubat 2017
22 Örtünme İle İlgili Hükümler 4 Şubat 2017
23 Baş Örtüsü ve Örtünme 28 Ocak 2017
24 Kur’an’nın Çözüm Üretmedeki Yeri 21 Ocak 2017
25 Yahudileri Gölgede Bırakan Hileler 16 Ocak 2017
26 Müslümanlar’da Allah’a Güven Krizi 31 Aralık 2016
27 Müslümanlığımızı Gözden Geçirme İhtiyacı 24 Aralık 2016
28 Ümmet Olamamanın Ağır Bedeli 17 Aralık 2016
29 Tarihsellik İddialarında Cezalar Örneği 10 Aralık 2016
30 Mezhepçiliğin Doğurduğu Acı Sonuçlar 3 Aralık 2016
31 Kur’an’nın Tarihselliği İddiası ve Miras Konusu 26 Kasım 2016
32 Takiye (Kimliği Gizleme) 19 Kasım 2016
33 Faiz ve Güncel Meseleler 12 Kasım 2016
34 Mehdi Gelicek mi ? 7 Kasım 2016
35 Hz. İsa Gelecek mi? 31 Ekim 2016
36 Çağdaş Ulemanın Usulsüzlüğü 22 Ekim 2016
37 Dinsel Çoğulculuk 15 Ekim 2016
38 Son Kitabı Devre Dışı Bırakma Projesi, Dialog 8 Ekim 2016
39 Fıtrat Zemininde Buluşma 1 Ekim 2016
40 Nisa 34. Ayet Bağlamında Kadına Şiddet 24 Eylül 2016
41 Kurban İbadeti 10 Eylül 2016
42 Kadının Dövülmesi 3 Eylül 2016
43 Kur’an’a Göre Hükmetmek 27 Ağustos 2016
44 15 Temmuz Darbe Gecesine Kurani Bir Bakış 20 Ağustos 2016
45 Paralel Dinin Olmazsa Olmazı Aracılık – 1 13 Ağustos 2016
46 Müslüman Gayrimüslim İlişkileri 2 Temmuz 2016
47 Zekat 25 Haziran 2016
48 Oruçla İlgili Hükümler 18 Haziran 2016
49 Uydurulan Dinde Yatsı Sonu, Seher ve İmsak Vakti 4 Haziran 2016
50 Uydurulan Dinde Mut’a Nikahı 28 Mayıs 2016
51 Uydurulan Dinde Şartlı Talak 21 Mayıs 2016
52 Uydurulan Dinin Dayatması Olarak Çocukların Evlendirilmesi 7 Mayıs 2016
53 Kölelik ve Cariyelik Mezheplerin Dayatması mı? 30 Nisan 2016
54 Musa Hızır Kıssasının Evrensel Mesajı 23 Nisan 2016
55 Sünnetin Delil Değeri 16 Nisan 2016
56 Kira Sertifikaları Faizsiz Ürün mü? 9 Nisan 2016
57 Suç-Ceza Dengesi Açısından Cinsel İstismar 2 Nisan 2016
58 Boşanma Konusunda Allah’ın Koyduğu Sınırlar 26 Mart 2016
59 Allah’ın Koyduğu Sınırlar Nasıl Aşıldı 19 Mart 2016
60 Muhsana, Kadına Pozitif Ayrımcılık 13 Mart 2016
61 İnsanlar ile Cinlerin Ortak Özellikleri 5 Mart 2016
62 Nebiler Günahtan Korunmuş mudur? 27 Şubat 2016
63 Bedir Savaşı Örneğinde Nebi ve Resul Farkı 20 Şubat 2016
64 Dinde Haram-Helal Koyma Yetkisi 13 Şubat 2016
65 Cinler 6 Şubat 2016
66 İlk İnsanın Yaratılışı 30 Ocak 2016
67 İnsanı İnsan Yapan Özellikler 23 Ocak 2016
68 Allah’ı İkinci Sıraya Koymak 16 Ocak 2016
69 Şirkle İman Arasındaki Kararsızlık 9 Ocak 2016
70 Mehdi Beklentisi 2 Ocak 2016
71 Her İnsan Allah’ı Bilir 26 Aralık 2015
72 Fıkıh Müzakereleri | Her İnsan Allah’ı Bilir 26 Aralık 2015
73 Bir Sömürü Aracı Olarak Halifelik – 2 19 Aralık 2015
74 Bir Sömürü Aracı Olarak Halifelik 12 Aralık 2015
75 Kur’ân’da Dindarlık 5 Aralık 2015
76 Tarih Boyunca Bir Siyasi Baskı ve Ötekileştirme Aracı Olarak Zındıklık 28 Kasım 2015
77 Geleneğe Göre Dinden Dönmenin Hükmü (Bölüm 2) 21 Kasım 2015
78 Geleneğe Göre Dinden Dönmenin Hükmü (Bölüm 1) 21 Kasım 2015
79 Kur’an’a Göre Dinden Dönmenin Hükmü 16 Kasım 2015
80 Kur’an’da Zina Suçu Ve Cezası 7 Kasım 2015
81 Tağut Doğru Yolun Üstünde Oturur 31 Ekim 2015
82 Hadis Uydurma Faaliyetleri 24 Ekim 2015
83 Kader İnancı Ve Nesih 17 Ekim 2015
84 Resulullah Sonrası Siyasi Gelişmeler 10 Ekim 2015
85 Nesih 3 Ekim 2015
86 Hac Ve Kurban 19 Eylül 2015
87 Terör Olayları Karşısında Nebevi Siyaset 12 Eylül 2015
88 Dinde Özgürlük 5 Eylül 2015
89 Dine Uyma Yerine Dini Kendine Uydurma 4 “Cariyelik” 29 Ağustos 2015
90 Dine Uyma Yerine Dini Kendine Uydurma 3 “Cariyelik” 22 Ağustos 2015
91 Dine Uyma Yerine Dini Kendine Uydurma 2 “Kitap Algısı” 15 Ağustos 2015
92 Dine Uyma Yerine Dini Kendine Uydurma 8 Ağustos 2015
93 Nebimizin Yürüttüğü Dış Politika 1 Ağustos 2015
94 Kadir Gecesi ve İmsak Vaktine Tavırlar 11 Temmuz 2015
95 Zekat 4 Temmuz 2015
96 Oruç İbadeti 2 27 Haziran 2015
97 Oruç İbadeti 20 Haziran 2015
98 Kutup Bölgelerinde İftar ve İmsak Vakitleri 13 Haziran 2015
99 Emtia Borsalarındaki İşlemlerin Fıkhi Hükmü 6 Haziran 2015
100 Kur’ân’a Göre Gece-Gündüz 30 Mayıs 2015
101 Prof. V. A. Yefimov’la Yapılan Toplantının Değerlendirilmesi 23 Mayıs 2015
102 İsra ve Mirac 16 Mayıs 2015
103 Berzah Alemi 2 9 Mayıs 2015
104 Berzah Alemi 2 Mayıs 2015
105 Enflasyon ve Faiz 25 Nisan 2015
106 İşsizlik Probleminin Kaynağı 18 Nisan 2015
107 Peygamberimizin Öldürülmesini Emrettiği Kişiler Hakkındaki Rivayetler 4 Nisan 2015
108 Faizsiz Sistemin İlkeleri (Zekat-Faiz Karşılaştırması) 28 Mart 2015
109 Faizsiz Sistemin İlkeleri – Faizsiz Bankacılık 28 Mart 2015
110 Faizsiz Sistemin İlkeleri (Enflasyon) 21 Mart 2015
111 Faizsiz Sistemin İlkeleri (Bankacılık) 14 Mart 2015
112 Faizsiz Sistemin İlkeleri 7 Mart 2015
113 Tecavüz Suçunun Cezası 28 Şubat 2015
114 İdam Cezası ve Kıssas Tartışmaları 21 Şubat 2015
115 Ceza Hukukunun Genel Prensipleri 14 Şubat 2015
116 Kur’ân’da Ruh Kavramı 7 Şubat 2015
117 İcmanın Delilleri ve Değerlendirilmesi 24 Ocak 2015
118 Fıkıh Müzakereleri | Ceza Hukukunun Genel Prensipleri 17 Ocak 2015
119 Nebiye Hakaretin Cezası 10 Ocak 2015
120 Noel ve Mevlid Kandili Kutlamalari 3 Ocak 2015
121 Kelime Oyunları ve Şeb-i Arus 27 Aralık 2014
122 Evlilik Nedeniyle Ortaya Çıkan Haramlık 20 Aralık 2014
123 Talak’ın Şarta Bağlanması 13 Aralık 2014
124 Kadının Boşanma Hakkı 6 Aralık 2014
125 Boşanmanın Hükümleri 29 Kasım 2014
126 Küçüklerin Evlendirilmesi 22 Kasım 2014
127 İslam Hukuku-Roma Hukuku Karşılaştırması 15 Kasım 2014
128 Beni Kureyza Yahudileri ve Esirlerin Öldürülmesi 8 Kasım 2014
129 İslâm Miras Hukukunda Kelâle 3 Kasım 2014
130 Batı Güdümlü İslam Anlayışında Kur’an Sünnet Algısı – 2 25 Ekim 2014
131 Batı Güdümlü İslam Anlayışında Kur’an Sünnet Algısı 18 Ekim 2014
132 İslam Alimlerinin Işid’e Gönderdikleri Mektubun Eleştirisi 11 Ekim 2014
133 Kurban İbadeti 27 Eylül 2014
134 Birbirimizden yardım istemek şirk midir? 9 Ağustos 2014
135 Nafile Oruç 2 Ağustos 2014
136 Zekat ve Fitre 26 Temmuz 2014
137 Kadir Gecesi 19 Temmuz 2014
138 Tarihi gelişimi ve Hükümleri Açısından İtikaf 12 Temmuz 2014
139 Yatsının Son Vakti 5 Temmuz 2014
140 Vakti Dışında Namaz, Süresinden Fazla Oruç 28 Haziran 2014
141 Bakara 187. Ayet Işığında Oruç İbadeti 21 Haziran 2014
142 Kimler Oruç Tutabilir 14 Haziran 2014
143 Orucun Tarihi ve Meşruiyeti 7 Haziran 2014
144 Ecel ve Şehitlik – Sorular ve Cevaplar 24 Mayıs 2014
145 Ecel ve Şehitlik 17 Mayıs 2014
146 Seferilik Mesafesi ve Müddeti 10 Mayıs 2014
147 Yolculukta Namaz – 2 26 Nisan 2014
148 Dinden Dönmek 19 Nisan 2014
149 Yolculukta Namaz 5 Nisan 2014
150 Namazı Terketmenin Hükmü 29 Mart 2014
151 Namazda Zikir 8 Mart 2014
152 Kadınların Cemaate Katılması 1 Mart 2014
153 Cemaatle Namaz – 2 22 Şubat 2014
154 Cemaatle Namaz 15 Şubat 2014
155 Sehiv Secdesi 8 Şubat 2014
156 Namazı Bozan Haller – 2 1 Şubat 2014
157 Namazı Bozan Haller 18 Ocak 2014
158 Cumanın Farzından Önceki ve Sonraki Sünnetler 11 Ocak 2014
159 Cuma Hutbesi 4 Ocak 2014
160 Cuma Namazı 28 Aralık 2013
161 Sünnet Namazları 21 Aralık 2013
162 Vitir Namazı 14 Aralık 2013
163 Teheccüd Namazı 7 Aralık 2013
164 Kur’an’da Melek ve Cin Kavramları – Sorular 23 Kasım 2013
165 Kur’an’da Melek ve Cin Kavramları – 2 18 Kasım 2013
166 Kur’an’da Melek ve Cin Kavramları 2 Kasım 2013
167 Cezanın Amacı Açısından Mağdur Hakları 26 Ekim 2013
168 Bayram Namazı ve Teşrik Tekbirleri 12 Ekim 2013
169 Tarihi, Amacı ve Ahkamı Yönüyle Kurban 5 Ekim 2013
170 Kur’an’da Münafıkların Durumu – 2 28 Eylül 2013
171 Kur’an’da Münafıkların Durumu 21 Eylül 2013
172 Günümüz İslam Dünyasının Problemleri 14 Eylül 2013
173 Bedel Hac – Doç.Dr. Servet Bayındır 7 Eylül 2013
174 Allah’ın Bilgisi ve Kader 24 Ağustos 2013
175 Mısırdaki Müslümanların Durumu 17 Ağustos 2013
176 Kadir Gecesi 3 Ağustos 2013
177 İmsak Tartışmaları 27 Temmuz 2013
178 Kutup Bölgelerinde İbadet Vakitleri 20 Temmuz 2013
179 Kader 19 Ocak 2013
180 Kıyamet Alametleri 22 Aralık 2012
181 Kur’an Sünnet Bütünlüğünde Kurban İbadeti 20 Ekim 2012
182 Kur’an Sünnet Bütünlüğünde Hac İbadeti 13 Ekim 2012
183 Faiz-Zekat İlişkisi 6 Ekim 2012
184 Namazların Birleştirilmesi 29 Eylül 2012
185 İslama Yönelik Saldırılar 22 Eylül 2012
186 Alternatif Bir Finansal Ürün Olarak Kira Sertifikaları(SUKUK) 15 Eylül 2012
187 Öğle ve İkindi Namazlarının Vakitleri 8 Eylül 2012
188 Yatsı Namazı Vaktinin Bitişi 1 Eylül 2012
189 Kur’an’a Göre Gelenek 25 Ağustos 2012
190 Bayram Namazı ve Fitre 18 Ağustos 2012
191 Televizyondan Kabe İmamına Uyulabilir mi? 11 Ağustos 2012
192 Ramazan Ayının İnsana Sunduğu Fırsatlar 4 Ağustos 2012
193 İmsak Vakti ve Seher – 2 28 Temmuz 2012
194 İmsak Vakti ve Seher 21 Temmuz 2012
195 Nesih, Kıblenin Değişmesi Örneği 23 Haziran 2012
196 İsra ve Miraç 16 Haziran 2012
197 Uydurma Hadisler – Harun Ünal 9 Haziran 2012
198 Sezaryen Doğum 2 Haziran 2012
199 Vahiy – Sünnet İlişkisi 26 Mayıs 2012
200 Nesih Kavramı 19 Mayıs 2012
201 Din ve Tıp Açısından Sünnet 14 Mayıs 2012
202 Din ve Müzik 5 Mayıs 2012
203 Hadislerin Kur’an’a Arzı 28 Nisan 2012
204 Türkiye’de Kutlu Doğum Etkinlikleri 21 Nisan 2012
205 Allah’ın Elçisini Doğru Anlamak 14 Nisan 2012
206 Kur’an Öncesi Mekke Toplumu 7 Nisan 2012
207 Faizsiz Bankacılğın Problemleri 31 Mart 2012
208 Hz.Muhammed’in(S.A.V.) Tebyin Görevi 24 Mart 2012
209 İslam ve Türk Medeni Kanunu(TMK) Miras Sistemlerinin Mukayesesi 17 Mart 2012
210 Kur’an’a Göre Tağut Kavramı 10 Mart 2012
211 Farklı İnançların Birlikte Yaşamasının Doğal Kuralları 3 Mart 2012
212 Kur’an’a Göre Resule İman, İtaat ve İttiba 25 Şubat 2012
213 Organ Nakli 18 Şubat 2012
214 Sebeb-i Nüzul Meselesi 11 Şubat 2012
215 Daru’l-Harbde Faiz 4 Şubat 2012
216 İftida 28 Ocak 2012
217 Talak (Boşanma) 21 Ocak 2012
218 Gayrimüslimlerle Evlilik 14 Ocak 2012
219 A’raf Ehli 7 Ocak 2012
220 Müminler Cehenneme Girecekler Mi? – 2 31 Aralık 2011
221 Müminler Cehenneme Girecekler Mi? 24 Aralık 2011
222 Çocukların Evlendirilmesi 17 Aralık 2011
223 İnanç Özgürlüğü 10 Aralık 2011
224 Evliliğin Denetlenmesi 3 Aralık 2011
225 Adetli Kadın Kur’an’a Dokunabilir mi? 26 Kasım 2011
226 Hz.İsa’yı(a.s.) Geri Getirmek İsteyenlerin Hedefi 19 Kasım 2011
227 Nebi ve Resul Kavramları 12 Kasım 2011
228 Kurban Bayramına Nasıl Hazırlanmalıyız? 5 Kasım 2011
229 İcma Delili ve Değerlendirilmesi 22 Ekim 2011
230 Vekaletle(Bedel) Hac 15 Ekim 2011
231 İhram Yasakları 8 Ekim 2011
232 Kadınların Yolcuğu 1 Ekim 2011
233 Kur’an ve Sünnet Işığında Hac İbadeti 24 Eylül 2011
234 Faiz Anlayışı 10 Eylül 2011
235 Bayram Namazı 27 Ağustos 2011
236 İmsak Vakti 20 Ağustos 2011
237 Teravih Namazı Konusunda Diyanet’e Cevap 13 Ağustos 2011
238 Oruç Tutamayanlar Ne Yapmalı? 6 Ağustos 2011
239 Güneşin Batmadığı Yerlerde Namaz Vakitleri 2 Temmuz 2011
240 Yatsı Namazının Vakti 7 Mayıs 2011
241 Allah’ın İndirdikleri İle Hükmetmeyenler – 2 30 Nisan 2011
242 Allah’ın İndirdikleri İle Hükmetmeyenler 23 Nisan 2011
243 Günahlarla İlgili Kavramlar – 2 2 Nisan 2011
244 Günahlarla İlgili Kavramlar 26 Mart 2011
245 Büyük Günahlar – 3 19 Mart 2011
246 Büyük Günahlar Nelerdir? 12 Mart 2011
247 Büyük Günah İşleyenlerin Durumu 5 Mart 2011
248 Ye’cüc ve Me’cüc 26 Şubat 2011
249 Dabbetü’l-Arz 19 Şubat 2011
250 Tarikatlarda Vesile ve Tevessül 12 Şubat 2011
251 Evliyanın Yardımı İle İlgili İddialar – 2 5 Şubat 2011
252 Kutuplarda Namaz Vaktinin Tespiti 29 Ocak 2011
253 Evliyanın Yardımı İle İlgili İddialar 22 Ocak 2011
254 Kâlû Belâ Olayı Hakkında Sorulan Sorular – 2 1 Ocak 2011
255 Kâlû Belâ Olayı Hakkında Sorulan Sorular 25 Aralık 2010
256 Mehdi İnancı 18 Aralık 2010
257 Kur’an’a Göre Zekat Oranları 4 Aralık 2010
258 Artan Malı İnfak Etme 27 Kasım 2010
259 Vitr Namazı 13 Kasım 2010
260 Bayram Namazları 6 Kasım 2010
261 Sehiv Secdesi – Mukayeseli Fıkıh Dersleri 30 Ekim 2010
262 Kurban İle Alakalı Sorular 23 Ekim 2010
263 Hac Farklı Aylarda Yapılabilir mi? – Fıkıh Dersi 9 Ekim 2010
264 Başkasının Yerine Hacc Yapmak 2 Ekim 2010
265 Hilal İle İlgili Sorulan Sorular 25 Eylül 2010
266 Cariyeler İle İlgili Sorulan Sorular 18 Eylül 2010
267 ORUÇ BOZMANIN CEZASI 4 Eylül 2010
268 Zekat 28 Ağustos 2010
269 İmsak ve Yatsı Vakitleri – 2 21 Ağustos 2010
270 İmsak ve Yatsı Vakitleri 14 Ağustos 2010
271 İsra ve Miraç -2 10 Temmuz 2010
272 İsra ve Miraç -1 3 Temmuz 2010
273 İcma’a Delil Getirilen Hadisler 26 Haziran 2010
274 İcma 19 Haziran 2010
275 Başörtüsü ve Örtünme 12 Haziran 2010
276 Mezheplerin Tutarlılığı 29 Mayıs 2010
277 Asabe Siyaset İlişkisi (Kızın Çocuklarının Mirasçılığı Örneği) 22 Mayıs 2010
278 Kur’an’ı Açıklama Usulü 15 Mayıs 2010
279 Kartepe Programı Değerlendirme 5 Mayıs 2010
280 Abdestte Ayakların Mesh Edilmesi 24 Nisan 2010
281 Hudeybiye’den Geri Kalanlar 13 Nisan 2010
282 Peygamberimizin Zeynep (ranha) ile Evliliği 3 Nisan 2010
283 Bedir Savaşı 20 Mart 2010
284 Kur’an Sünnet Bütünlüğü: Allah’ın İzni Meselesi 13 Mart 2010
285 Vahiy Çeşitleri 6 Mart 2010
286 Kadınların Özel Halleri 11 Şubat 2010
287 Kur’an’a Göre Zekat Nispeti 6 Şubat 2010
288 Vahy-i Gayr-i Metlüv’e Dair Getirilen Deliller -1 30 Ocak 2010
289 Iskat (Ölen Kimseyi İbadet Borçlarından Kurtarmak) 16 Ocak 2010
290 Dini Tebliğ ve Uygulamada Cebrailin Rolü -2 2 Ocak 2010
291 Dini Tebliğ ve Uygulamada Cebrail’in Rolü 26 Aralık 2009
292 Kuran ve Sünnet Bütünlüğü – Kurban 21 Kasım 2009
293 Kuran ve Sünnet Bütünlüğü – Kıble Meselesi -2 14 Kasım 2009
294 Kuran ve Sünnet Bütünlüğü – Kıble Meselesi -1 7 Kasım 2009
295 Kuran ve Sünnet Bütünlüğü – Kur’anı Anlama 31 Ekim 2009
296 Kuran ve Sünnet Bütünlüğü – Yolculukta Namazin Kısaltılması Örneği 24 Ekim 2009
297 İsa Aleyhisselam Tekrar Gelecek mi? -2 17 Ekim 2009
298 İsa Aleyhisselam Tekrar Gelecek mi? 1-1 10 Ekim 2009
299 İsa Aleyhisselam Tekrar Gelecek mi? 1-2 10 Ekim 2009
300 Hanefi Mezhebinin İçki ile İlgili Görüşleri -1 3 Ekim 2009
301 Hanefi Mezhebinin İçki ile İlgili Görüşleri -2 3 Ekim 2009
302 Mirasta Avliye Meselesi -1 26 Eylül 2009
303 Mirasta Avliye Meselesi -2 26 Eylül 2009
304 Kasten Orucu Bozanın Cezası -1 12 Eylül 2009
305 Kasten Orucu Bozanın Cezası -2 12 Eylül 2009
306 Oruç Keffareti -1 29 Ağustos 2009
307 Oruç Keffareti -2 29 Ağustos 2009
308 Adetli Kadının Orucu -1 22 Ağustos 2009
309 Adetli Kadının Orucu -2 22 Ağustos 2009
310 Hastaların Orucu -1 15 Ağustos 2009
311 Hastaların Orucu -2 15 Ağustos 2009
312 Namazda Örtünme / 2-1 8 Ağustos 2009
313 Namazda Örtünme / 2-2 8 Ağustos 2009
314 Namazda Örtünme / 1-1 1 Ağustos 2009
315 Namazda Örtünme / 1-2 1 Ağustos 2009
316 Kur’an’da Örtünme -1 18 Temmuz 2009
317 Kur’an’da Örtünme -2 18 Temmuz 2009
318 Gayrimüslimlerle Evlilik -1 11 Temmuz 2009
319 Gayrimüslimlerle Evlilik -2 11 Temmuz 2009
320 Müşriklerle Evlilik -1 4 Temmuz 2009
321 Müşriklerle Evlilik -2 4 Temmuz 2009
322 Ehli Kitap ve Müşrikler -1 27 Haziran 2009
323 Ehli Kitap ve Müşrikler -2 27 Haziran 2009
324 Hayvan Kesimi / 2-1 20 Haziran 2009
325 Hayvan Kesimi / 2-2 20 Haziran 2009
326 Hayvan Kesimi -1 13 Haziran 2009
327 Hayvan Kesimi -2 13 Haziran 2009
328 Helal Gıda ve Jelatin Konusu -1 6 Haziran 2009
329 Helal Gıda ve Jelatin Konusu -2 6 Haziran 2009
330 Nafile Namazlar -1 9 Mayıs 2009
331 Nafile Namazlar -2 9 Mayıs 2009
332 Vitir Namazı -1 2 Mayıs 2009
333 Vitir Namazı -2 2 Mayıs 2009
334 Kur’an’ın Genel Açıklaması -1 25 Nisan 2009
335 Kur’an’ın Genel Açıklaması -2 25 Nisan 2009
336 Namazın Mekruhları -1 11 Nisan 2009
337 Namazın Mekruhları -2 11 Nisan 2009
338 Namazı Bozan Şeyler -1 4 Nisan 2009
339 Namazı Bozan Şeyler -2 4 Nisan 2009
340 Namazda Konuşmak -1 28 Mart 2009
341 Namazda Konuşmak -2 28 Mart 2009
342 Namazda Abdestin Bozulması / 2-1 21 Mart 2009
343 Namazda Abdestin Bozulması / 2-2 21 Mart 2009
344 Namazda Abdestin Bozulması / 1-1 14 Mart 2009
345 Namazda Abdestin Bozulması / 1-2 14 Mart 2009
346 Namazda İmamlık / 3-1 28 Şubat 2009
347 Namazda İmamlık / 3-2 28 Şubat 2009
348 Namazda Saf Düzeni -1 21 Şubat 2009
349 Namazda Saf Düzeni -2 21 Şubat 2009
350 Namazda İmamlık / 2-1 14 Şubat 2009
351 Namazda İmamlık / 2-2 14 Şubat 2009
352 Namazda İmamlık / 1-1 7 Şubat 2009
353 Namazda İmamlık / 1-2 7 Şubat 2009
354 İmamın Arkasında Kıraat -1 24 Ocak 2009
355 İmamın Arkasında Kıraat -2 24 Ocak 2009
356 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 4-1 17 Ocak 2009
357 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 4-2 17 Ocak 2009
358 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 3-1 10 Ocak 2009
359 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 3-2 10 Ocak 2009
360 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 2-1 3 Ocak 2009
361 Namazda Okunan Sûre ve Ayetler / 2-2 3 Ocak 2009
Kuran Dersi Canlı Yayın